24 Ekim 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

24 Ekim 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TEEN ERİ e KEZ e 5 zet —s — VAKIT 24 B. teşrin 1933 Atletizm işlerimiz hale kında bir kaç söz daha.. hakki atletizm vaziyetimizin ne halde olduğunun bilinmesi, beynel ! milel temaslarda kaybetmemizin nasıl tabii bir netice ve kazanma- mızın ne büyük bir iş olduğunun anlaşılması ile yeni intihap edilen İstanbul atletizm heyetinin faalıye tini müsbet olarak yapabilmesi| için kitabın atletizm federasyonu raporlarından bir kısmını kısalta- rak buraya naklini faydali gör- düm.. 3 » Balkanlarda üç defa sonuncu, bir defa üçüncü olduk. Sonuncu olduğumuz senelerde derecemizi | bir “türlü hazmedemiyenler pek| çoktu. Halbuki beynelmilel fede- | rasyonünun resmi salnamesine na» | zaran o senelerde Ba'kan milletle: | rinden Bulgarların 15,000, Yu- nanlıların - 50,000, o Romenlerin| 20,000, Yugoslavların 10,000 at-| letleri bulunuyordu. | muntazam sahalarda, iyi idareciler elmde ça'ıştırılıyor, | beynelmilel müsabakalar yapıyor- lar ve içinden seçilen en iyileri kar | şımıza çıkarılıyordu. Biz ise, mec | muu 200 ü bulmaz atlet arasından | Bunlar, Futbol hakimiyeti Sonra, ana spor olan atletizm bir çok mıntakalarda; hattâ İstan“ bu'dan başka bütün mıntakalarda futbol nüfuzu ve hakimiyeti altın- dadır. Dünyanın her yerinde atle- tizm diğer sporların esası iken bizde, sönük bir tâbi vaziyetinde- dir. Bunu bu halden kurtarmadık ça Türk atletizm ilerlemez. Bu- nun için de atletizm yapan klüp-! leri ayırmak, ayrı ayrı tescil, ayrı| kongre, ayrı bir teşekkül yapmak zaruridir.,, A Kendimizin ve Balkanlı devlet- lerin atletizm sahasındaki eleman larını, idare tarzını, vesaitini yu - karda gördük. Bu sahada terakki atleilerin (o hissederek (O mıntaka, klüpler, federasyonun müsbet ça lışması i'e hükümetin himayesi ve bu sporu seyredenlerin çoğalması, ' yardımda bulunması, ve gazele - lerin teşvik edici neşriyatta bulun- masile mümkün olacağını bir çok defalar bu sütunlarda yazmıştım. Bugün sırası gelmişken gene bir defa daha tekrarlıyacağım: Bir mıntaka atletlerinin muvaf- yy yy yy a yy yy al yy Yy yyl yg ii Fransalı Drese Paşa: Ayrica bir dairesi olan bir müşir daha var Jidi ki, bunun sergüzeşti oldukça | gariptir. Sultan Abdülâzizle se - yahate çıkan Murat ve Hamit E - fendilerin oPariste bulunduk'arı günlerce resmen mihmandarları olmak üzere Fransa hükümdarı ü. çüncü Napoleon kendi emir zabit- lerinden istihkâm sınıfına mensup yüzbaşı Mösyö “Drese, yi tayin etmiş, sultan Abdülhamit cülusu akabinde bir aralik bu zabiti ha - tırlamış ve resmen hükümeti cüm- buriyeden talep etmişti. Hükü - meli müşarünileyha muvafakat ey "lemek'e bir müddet sonra Fransiz zabiti Yıldıza gelir, kendine Ra - seçilen 5 — 10 Türk atleti idik ve | fakiyeti, kendi çalışmaları kadar İ ğıbın dairesi kurbünde küçük bir böyle bir ordu i'e karşılaşıyorduk. | mıntaka atletizm heyetinin klüp Bu senelerde Türk atletizm ida- | hislerinden uzak, bu işten anlar ve resi, Türk atletizm vasaiti, Türk | iyi çalışır kimselerden intihap edil köşk tahsis olunur ve çok zaman geçmez ki Mösyö Drese Türk or» dusunun müşir formasını (bizim » İDİ A e ZN Aş atletleri ne halde idı?. Bunu, kon | greye verilen atletizm federasyo » nu raporundan tetkik edelim: “927 den 931 e kadar kongre| aktedilmemiş olduğundan nizami müddetlerini dolduran heyetlerin | intihabı tecdit edilmemiş, bu yüz- den teşkilât bünyesinde fetretler hasıl olmuştu. iş başına Şimdiki federasyon geçince, mıntakalar atletizm he - yetlerinin kemiyet ve keyfiyet itibarıyle ne halde bulunduklarını | anlamak içın mıntakalara tamim gönderiyor. Buna Ankara, Ba'ı - kesir mıntakaları matlüba muva «| fık, İstanbul mntakası kaçamak- lı, Edirne, Denizli mıntakası men fi cevap veriyorlar. 17 — 18 mın- taka da hiç cevap vermiyor. 931 — 932 senelerinde muallim ! Her Abraham Ankara, İzmire gön derildi. 932 de Bursadan başlı - yarak Balıkesir, İzmir, Ankara mıntakalarını teftiş ve talim etti..! Bu temaslardan İstanbul, İzmir, Balıkesir, Ankara ve Bursa mın- takalarının atletizm vaziyetleri an Jaşıldı. Edirne ile muhabere edildi. Trabzon 931 mükâfat listesini gön dererek orada da atletizm faaliye-| ti olduğunu bildirdi. Umumi mer kez federasyon muhabere neticesi Türkiyede İstanbul, İzmir, Balı-| kesir atletizm mıntakaşı olduğu, | atletizmin Edirne, Bursa, Bandır- | ma, Trabzon mıntakalarında da müsait zemin bulacağı anlaşıldı. İstanbula gelince: Federasyon ve Türkiyede, sporun en kesif mesiyle mümkün olur. İK Senelerdenberi İstanbul atle - tizm heyetleri müsbet işler yapa » madılar. Klüpçü zihniyeti ile ha- reket ettikleri hissin verdiler, Sık sık müsabakalar tertip edemediler. Aralarında ikilikler çıktı. Geçen hafta yeni heyet iş başı- na geldi. Acaba bu heyet muvaf- fak olabilecek mi?, Bunu şüpheli sayan, heyet müsabakalarında hiç görülmiyen simalar bulunduğunu söyliyen çok kimselere rast geliyorum. Fakat biz, bu heyetin, şimdiye kadar gelip gıden heyetlerin mu- vaffak olamadıkları işlerde, ken dilerini muvaffakiyetten * hangı şeylerin alıkoyduğunu daima göz önünde bu'undurarak çalışmasını ve müsbet işlerile muvaffakiyetle- rini şüphelı sayanları utandırması- nı, bilhassa Türk sporu için temer ni ediyoruz. 800 cü Ziya Karnera Paolino- yu yendi (Baş tarafı 7 inci sayıfada) Fakat İtalyanlar nihayet buna bir çare buldular. — Piazza di Sicnna meydanındaki âbideyi muvakkat bir zaman için kaldırarak bu mey- danı yetmiş bin seyirci alabilecek bir şekle getirdiler. Bu arada Kar- neranın elinden şampiyonluğu al - mak için uğraşan Amerikalılar da harekete geçmişlerdi. o Nevyorklu arasında atletizm! merkezi, milyonluk şehir o'an İs-| meşhur bir menecer Paolinoyu ha- | tanbulda maalesef nizami bir saha | zırlamıya koyuldu. Fakat Paolino, yoktu. Uzun müddet heyetlerden! maçtan evvel maç hakkında veri - heyetlerden belediyeden bekledi, | len umumi hükümleri değişti yaptırılamadı. Bir başlangıç ol -| di ve yenildi, Gelen tafsilâta göre mak üzere federasyon bir pist yap-| on beş ravnt hesabile yapılan bu tırdı. Diğer mıntakaların ne ha'-! maç çok sert olmuş ve Karnera $a- de bulunduğunu bilmez isek te İs-; yı hesabile kazanmıştır. Bu maçın satbu'! mıntakası dahilinde çalış -| bir “nakavt, ile bitmesi beklenir - tığımız İçin hiç bir hareket olma- | ken Karneranın on ikinci ravntta dığını hayret ve esefle bir kere dâ-| elinin sakatlanması Paolinoyu ye- ba kaydederiz. | re serilmekten kurtarmıştır. kilerden bir az farklıca) iktisa e - İ dip selâmlık resminde hünkârm İ sair müşirleri sırasında camie ge- lir... Sultan Abdülhamidin Ma - reşal Dreseye fevkalâde: itimadı vardı... İşte gene ,9 girkin, taliin cilvesine bakmalı ki hükümdara o derece yakm bir Fransız zabiti teferrüt ediyor; milli ordularımıza ve medeniyetin bir çok incelikleri- ne hünkâr: alıştırmak mahiyetinde bulunan bu zat, Fransa ordusunun len âdi, en cevhersiz bir zabiti bu. lunuyor. O mevkide bir başkası | olsaydı, Abdülhamidi cüzi bir za- man içinde onu mahveden, milleti ağlatan “Havfi sultani bankası, nım melün nazar'afını behemehal çil yavrusu gibi dağıtırdı. Bir me- ziyeti var idiyse o da katiyen in- trigan olmamasıdır. İşte gene bir i talisizlik daha: Bu işte ben Drese paşanın mühim ve ciddi bir intri- ' kacı olmasını arzu ederdim. Çün- kü ötedenberi hünkâr ancak öyle adamlara itimat edegelmege alış» | | tırılmış olduğundan, malümatlı, zeki, cerbezeli bir. Fransız zabiti ve çünkü kendi memleketi hesa - bına iş görmiyeceğinden, elbet bi- zim hesabımızı mefsedette daha çok temin edecekti, Sultan Abdülhamit Drese paşa i ya çok lutüf etti. Hükümdarana | verdiği en yüksek murassa nişan- ları onun göğsüne taktı. Büyük | maaş alırdı. Ona'pek çok mücer- berat verdi. Sofrasr ve taamları pek mükel'ef ve hünkârınkilerden farklı değildi. Fakat edindiği bü- yücek servetten çok istifade ede » medi, Evahiri “saltanatında,, göz leri görmez oldu. Çok vakittenberi kendisini gör - | mediğim halde bır gün Fransanın | cenubunda vaki Prene dağlarına | yakın Bayone şehri civarında gez mekte iken arabacı gayet lâtif bir İ villâ göstererek burada bir paşa ikamet ediyor demesiyle tahkik ettim. ve bizim mahut vallı beni — Çek seneler keçmiş yg gg yay yy yy aa '. 1 gl yl a İ olduğundan — sesimden bile ta - inımadı idi.. * : Daha doğrusu bulunduğu sin ve düçar olduğu bir kaç emraz onu çocukluğa irca elmişti. ... Mabeyn teşkilâtında kütüpha - ne vazifesinde kıtapçılar; musa - hipler, harem. ağaları gibi pek mükemmellerı vardı. Berber başı — Tütüncü başı ve maiyyeti — Kilârcılar — ibriktar- lar — şamdancılar — esvapçılar seccadeciler — tüfekçiler — örüm cek müdürü (cumaları hünkârın gideceği o camie azımetle hünkâr gelmezden divarlardki örümcek - leri temizliyen) — çavuşlar — bek çiler — kapıcılar — bahçivanlar ! tabelekârlar — aşçılar — külhan- cılar — cebi hümayon kâtipleri — hazinei hassa nezareti — bas a - hur — darüssaade ağalığı ve sa- ire... İ tık bu zavallı memleketin o zaman lar ve müddeti medidedenberi na- sıl iflâs ettiğine taaccüp olunabilir mi?, Tâdat ettiğimiz şu bir sürü mah Tüklarm kısmı azamı,. bir haşarat taifesi olduğu gibi içlerinde temiz Bunları bildikten sonra ar» Rayiştag yangını Mayi halinde tutuşturucu maddeler nedir? Berlin, 23 (A.A.) — Rayiştag yangını mahkemesinin bugünkü celsesi, yangının muhtemel seyri i hakkında mahkemeye (o malümat vermeğe memur mülehassısların ifadelerini dinlemeğe tahsis edil - | miştir, i larından olan ve ilk önce dinlenen mütehassıs M. Jossa, birçok tek! inik tafsilât verdikten sonra demiş İ tir ki: İ o “Meclisin müzakere salonu — daha evelce muhtelif yerlerine kül liyet'i mıktarda ve mayi - halinde olması muhtemel tutuşturucu mad deler dökülmemiş olaydı — bu de rece süratle yanamazdı.,, Mütehassıs bu fikrinin doğru *| luğunu göstermek için istinat etti- Zi esası şu suretle anlatmıştır: “Yangın bittikten sonra müza- kere salonunda pek çok kurum bu- lunmuştur. Bundan başka kapla - ma tahtaları ve kapa'ı salondaki meşe ağacından mamul eşya sadece birkaç çıra tutmak su- retiyle alevlenip yanmazdı. Aynı bulunan Berlin Politeknk mektebi hocâ- ! e nyal yl j Aptülhamidin Yaveri Keçeci Zade ( İzzet Fuat Pş.nın Hatıraları " ii yay yy " yay Aptülhamidin Mareşal Dreseye fevkalâde itimadı vardı. Fakat ' o nedense nefret ediyordu ve muktedir adamlar olduğun # şüphe yoktur. “Bunların kâffetir* toptan fenalık isnat etmek M fıkı adalet değildir. j Yalnız bir şey vâr ki tarifi vi yet müşkül: Nasil oluyor da çok fenalıkların arasında, mesi mabeynci cihetinde Nuri Paş8 min, Arif Beyler, diğer'eriyle nü muaşerel ediyor?. Evet, bu yet gariptir. Bu, aynı bir tar? çilek gibi nefis bır şeyin arasi” ısırgan otlarının bulunması $' dir. Âlâ çileği fena otların 8! çi da hilkat nasıl yaşatıyorsa, lar da o toprakta yaşıyorlar. Otuz seneden ziyade Yıldı? 2 lemini tanıdım: Hiç bir mü z olduğuna vakıf o'madım. Sara)” zabtürapt, itaat ve riayet, dis mahremiyet, birbirinin imtiya: na mutavaat demektir. Aynı * ray derununde öyle taksimat “ ki, iki hasım ordu, yekdiğeri”” karşı nasıl “parola,, yı Mot gor. dre bilmeden hattı harbe gire” se, meselâ iki şehzade veya sulte” veya ikbali de bir takım k#' we esasatlam ayrılamaz. “ . i : (Devamı va) Memleket | i Büyük bayram için hazır Amasya, 23 (A.A.) — Büyük bayram hazırlıkları bitmek ü z dir. Haftada bir defa yeşil Am” ya namında çıkacak gazete b. ram günü sekiz sayfa olarak 6" maktadır, Çankırı hazırlanıyor i Çankırı; 23 (ALA) — Bayrı” hazırlıkları vilâyetin her tarafi” i bitmek üzeredir. Ilgaz Ve Çerk yi te yapı makta olan abidelerin <a şaatı yakında bitecektir. Eski p. zar ve kurşunlu nahiyelerinde yapılmış ra“ makineleri getirtilmiştir. tenvirat tesisatı i yolları güzergâhma taklar i muştur. Çanlırıda eski devir! cümhuri n feyizlerini muk#"” se eden broşürler ve bültenle" js sılmaktadır. Bunlar ( bayra” herkese dağıtılacaktır. Halk ğe kasının gönderdiği bayraklar k : lere dağıtıldı. ye müşirini ziyaret ettim. Fakat za-| zamanda salonun rüzgârlandırı) - ması da lâzım gelirdi. Meclisi tutuşturmak için yapı- lan bu hazırlık'ar şüphesiz az çok | lini Floransadan gelmiş, e bir zaman sarfına lüzum gösterir... faşist karşısında siyasi ve büy” sen” uğ La Faşistlik ve Italya Roma, 23 (A,A.) — M. Mut i .A) —M. 000. Gör“Doktorü | bir nutuk söylemiş, faşizmi n NK derek inkilâbim bitmemiş old SüleymanŞükrü nu ve “mücadele fikir ve i (Babiâli) Ankara caddesi İ| 752 dsimi yaratma | bisi © yal Mo. 60 Telefon: 22566 ka'ması icap ettiğinden bitem”” i ceğini,, söylemiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: