17 Kasım 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

17 Kasım 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kaprisi Bi y > Yıldızların Uflususü; ji Miz usiyetlerine ahla Dokunuş Ant Yy, 1" Anl tarafından yazılan şu grotesk, yda, relay ha, | lm kaprislerini, kararsızlıkla - e Rüya Planda şe h arak VE Yalaz. tipleri muayyen tarzdaki mev- Mİ temaytllerine rağmen, devam- aklne hareket ettiklerini tas a Vaziyetelere, ince bir mizah - bir yarışia dökunuluyor; tü . müddet evvel, beni hayli ta i e film yıldızı, ziyaretile im edi Belindeki Okemerin tv a büyükçe bir menekşe de a rdı, Koltuğu altına skiştır İE tuttuğu tüyleri kar - Parıl sık bir köpek, gözleri parıl ha arak, etrafına bakıyordu. tu ,, > üzerinden lâvanta koku - İs > yayılıyordu. Doğrusunu İZ, yıldızın köpeği de bu lâ lang an bol bol sürünmüştü. “İ - Yıla, Ilang,, kokusu... hi İZ, sarı saçlarının bukleleri- ) A datan, sert bir baş hareketi De a bakârak, şöyle söyledi: *m için bir seneryo yazar *“ Sus, havlama, Febüs' "2, köpeğini susturmağa uğ- 1, ben cevap verdim: di ette yazarım! ben, — alnız $unu söyliyeyim, ki der, bi Yi, aynı zamanda mo - hi ir Mevzu istiyorum | — imkün! çok re fevkalâde bir şey.. Bir Timdi Prizle dolu.. Sus, Febüs, ! tokat yersin, ha! ya da peki! teri €n, tabii şeytani bir karak» A edeceğim! takı *F sey istedığınız gibi ola- eti e İye O halde, mümkünse hemen Balın, Yaymız. Hadi gidelim, sev - “Benim sevgılı Febüsüm! -—o> Yi z tig, zda köpeği, geldikleri gibi 5 “ing Sİ a de, hemen vadimi ye- e? hazırlığına başladım. lang adak, burnuma değen “yang, kokusu, bana daha ip APıya çevirmeden, yıldız- 4, nin odamı tek fl Yalın bildirdi. iie ri Yazmıya başladığım şey Bi A, yeni bazı talimat veri eği keyi, pikkat ediniz, ben fena hare «kiz bulunacağım, fakat iste - böyle 6 ve bilmeksızın rolümü Yotany, Ynarım... Bon bon mu İsti - lim b? al bakalım, sevgi « a ” a yemekten pek dd, , © 24, ne diyordum? anla- hay gi mi? Dediğem gbi, ben in, en hem adi, hem saf ve Sağım |, müthiş bir kadın ola - YL My işle meş, “ iz, öyle olsun! “Peği, uzaklaşınca, gul olmağa koyuldum. Ve ertegi Hatam, sabah, gene onlarla kar- Heykelinin Bu hafta “Melek,, sinemasmda “Kırık Mabude,, ismi altında Mar- | len Ditrihin yeni filmi gösteriliyor. | Bu filmin mevzuu, tanmmış Al- | man ediplerinden Herman Zuder- manın bir eserinden (alınmıştır; | Marlen Ditrihin bu filmdeki eşi, Briyan Aherndir. “Mavi Melek,, filminin yıldızı, yeni filminde cin- si cazibesinin şeytani ifadesini, saf ve temiz duygulu kadın görünüşü ile tadil etmek tecrübesine giriş - miştir. o Avrupa film münekkitle- | rinin görüşüne göre, böyle. İ İ meği unuttum. Ben, her türlü sev | giye karşı duygusuz bir kadın ol- malıyım. Dört bir tarafımda her- Filminde MARLEN DiTRiH, Yanında Duruyor ... Ty yy Haitanın Filmleri Ayyy yy Ayyy KA “İpek,, sinemasında üç parça film gösteriliyor. o “Naşit dolan - dırıcı,; isimli yerli bir © eğlenceli film, “Deniz Kızı,, Eftalya Hanı - mın şarkı söylediği, besteleri Tan- buri Refik Bey tarafmdan yapılan film ve Medi Kristiyansla Konrad Vâydin çevirdikleri, vak'ası tarihi dekor içinde geçen “Fedailer ala - yı,, isimli film, “Saray,, sinemasında “Aşk hü - zünleri,, isimli film var. Bunda oynıyanlar Norma Şerer, Fredrik Marş ve Lesli Hovard. (Bu film- der!, <> Yıldız, bir hafta sonra yanıma de birbirine bağlı iki vak'a bulu- Vak'anın biri 1868, biri 1914 senesinde geçiyor. (İki ayrı vak'ada Norma Şererle (Fredrik Marş, başka başka rollerde. Yani, bir filmde ikişer rol (o oynuyorlar. Bu filmin bir hususiyeti. » nuyor. “Artistik,, sinemasındaki fil - min mevzuu ve bestesi, Pavl Ab- rahamın bir operetinden alınmış - tır. “Bir gün sana geleceğim!, ismindeki bu filmde Ernst Vere - besle birlikte oynıyan berrak ses- li Marta Eggert, şarkı söylüyor. “Elhamra,, da geçen (haftaki sayfada bahsedilen “Roma ateşler içinde,, , “Tan,, sinemasında Lili Damita ve Jan Helbingin “Bekâr baba,, filmleri, bu hafta gösterilen filmler arasındadır. “Aşk Hüzünleri,, Filminde Norma Şererle Fredrik Marş, Sevişiyorlar ! ÇA “Bir Gün Sana Geleceğim!, Filminde Marta Eggert, Şakalaşıyor ! larak, soluğu Bordoda aldım. O - rada yıldız, beni (gülümseyerek karşılarken, şunları söyledi: kes sevdayla kıvranıyor, yanıyor | geldiği zaman, ben birdenbire ve | — Kar manzaralarının son za -| ve ben, tutuştuğum erkekler ara- | Jâyikile anlaşılmaması lâzım ge - manlarda lüzumundan fazla fil - smd kayıstızça, hiç müteessir ol İ len sahneyi tespitle uğraşıyordum. | me çekildiğini biliyorsunuz. Böyle | madan, zarar görmeden geçiniyo- | İşte, söylediği şey: muhitlerde geçen vakalar, sıkça rum. | — Vakanın, dağda geçmesi za - | görüldü, Bıkıldı. Vaka, Sonra, mühim bir nokta daha | ruri. Çünkü, bende biraz kansız | hakkak deniz kıyısında, deniz ü - var. Filimde öyle bir sahve olma» | lık, zafiyet gören doktorum, Sen | zerinde geçmelidir. Febüs de de - mu - İr, ki hiç kimse lâyikile anlıyama- | Moritse yahut Garmişe | gitmemi | nizi pek sever! malı... Bu sahnede ben, hareketsiz | tavsiye etti, Nutkum © tutulmuştu. (Biraz bir halde, duracağım......... Mese-| — Nasıl olur? Ben, sizi Parisli | sustuktan sonra, mırıldandım: (18, göylerm.. bir kadın olarak gösterdim. Vaka- | — Fakat, ben sizi dağda, bir| İ köyde yaşıyan, tarlada çalışan ka- dın olarak tespit etmiştim. — Ne zararı var? Köylü kadını, bir Siren, bir deniz perisi falân gi bi hayali bir şey yapıveriniz! — Ya dağda yol gösterici ada - mın mühim rolü? — Adam siz de! Sizin gibi ma - haretli bir insan için onu başka bir şekle sokmak; mesele mi? Onu da balıkçı yapıveriniz, oldu, gitti! Hafif bir gülümseyişle, razı ol- dum. Güzel kadm, yavaşça uzun, si- | nm Pariste geçmesine ve... i yah kirpiklerini indirdi ve ansızın, | — Telâş etmeyiniz! Beni bir İ gözlerini açtı. Gözleri, np Bavyeralı yahut İsviçreli yapınız, üzerime çevrildi. O, izahetti: — | daha iyi! Böyle olunca, cümudiye, — Ondan sonra, işte böyle,... orman ve çığ, mevzuun mükem- ! Gözlerimde her şey görülecek....... | melleşmesine yardım eder! I Gözlerime bakanlar, her şeyi — Ya apaşı ne yapayım? Benim müthiş bir karar verd — Onu da dağda yol gösterici İ anlıyacaklar, Bütün seyirciler...... yapınız! Febüs, birdenbire çılgınca hav- >> | lamağa koyulunca, iki tokat yedi. İstenilen şeyi, mükemmel bir şe- Sonra da bir bonbon ve üstelik, kilde olarak ortaya koyabilmek i- yıldızın, dudaklarından bir öpü - çin, hemen dağa lrmandım. Fe- cük, düşük kulakları arasına kon - | kat, buzlu dağlar, aradan çok du. İ geçmeden kâğıt üzerinde eriyor- Yıldız, odamdan çıkarken, ka - | du, Biyariçten aldığım o müstacel pının eşiğinde bana dönerek, sor -| bir telgrafta, © “teknik zaruretler du: dolayisile, vakayı dağdan deniz — Ne dersiniz; eses. beni Parisli | kıyısına indiriniz. Daha fazla i - bir kadın olarak yaşatmanız, daha | zahatı, ağızdan vereceğim. (Beni iyi olmaz mı?.... Biraz... bohem... | Bordoda arayınız.,, deniliyordu. —So San Sebastiyan seyahatine çık - tum, Orada mevzudaki değişikliği tasarladım. o Filimde oynıyacak kadın tipi, köpüren ve cezbeden deniz gibi ruhumda canlandı, Kö- pükler arasından çıkan bir Venüs Sevdiğim erkek te, bir apaş olsun. Sinemacılık zaruretlerinin yu - Yazımın altına “son,, kaydini A | yy gg yg gg yg yy yy yy — Size mühim bir ciheti söyle- | Bu, seyircilerin daima hoşuna gi - | varladığı çiğin önüne katılmış o -| ilâve ettiğim zaman, memnun - dum. Denizin hışıltısı halâ kulak larımda idi ve sanki ben, bu hı - İ şiltıyı besteye kalbetmiştim!, Bavulumu alıp Biyariçe dön - düm, “Grand Otel,, in merdive - ninden güzel yıldıza o rastgeldim. Bu sefer, siyah — beyaz kareli bir manto giymiş, saçları üzerine ör - me bir bere yerleştirmiş, kenarına kartal kanadından bir tüy iliştir - Tabii koltuğunda gene Febüs vardı. Ona da bir ne- vi seyahat kostümü giydirilmişti, — Nasıl? Seyahate mi çıkıyor - sunuz? miş olarak......... — Size şimdi telgraf çekecek - tim, Mevzuunu hazırladığınız fil mi İtalyada çevirmeğe karar ver- dim, Vaka yerini Romaya nak » ledebilirsiniz şüphesiz, değil mi? Ne mükemmel olur, şu Pont batak lıklarından muhit olarak i stifade Ben, zihnimdeki karışıklığı gi- dermek, darmadağın olan fikirle- rimi bir araya toplamak maksadi- le bir an susmuş dururken, güzel yıldız, omerhametsizçe sözlerine söz katıyordu: — Esasen, deniz kenarında ve deniz üzerinde o kadar çok filim çevrildi ki, şu son zamanlarda. Siz de o fikirde “değil misinz?. Halbuki batsklıklarda filim çevir- mek, yepyen bir şey olacak! Anni Vivanti (Devasm 9 uncu sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: