11 Aralık 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

11 Aralık 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—10— VAKITTII Inci kânun öm klan mann mak itle içmenin EE Türkiyenin kalbi Adliye, postane binasi” yerleştirilecek Adliye vekâleti vekili Zekâi Beyi” gazetemize beyanatı in VAKIT tefrikası Dedi. Manidar gözlerle doktora bakıyordu.. Doktor Noyman, muayeneyi bi- tirince başını salladı; ellerini yıkar ken: — Evet, dedi. Bir buçuk aylık.. Ve pazarlık bitti, ertesi gün ge lecek ,bir iki gün yatacaktı. Matmazel doktordan çıktıktan sonra Galatasaraydaki bir pastacı» ya girdi. Köşedeki bir masada asu- de ve sakin çay içerek gazete oku yan şık bir adamm yanına gitti, Bu Arsen Lüpendi. Lüpen, kadının kendisine yaklaştığını görünce tam bir Avrupalı centilmen gibi ayağa kalktı, Elini öptü ve ona yer gös terdi: — Ne haber Antuvanet?. Diye sordu. Antuvanet salladı ve: — Maalesef doğru! dedi. Lüpen güldü; — Ne yapalım, bir çocuğun ol- masımı istemiyor musun?, Antuvanet Lüpenin pek nadir munislik zamanlarından birinde bu lunduğunu görerek neşesini iktisap etti, başını Sen bu serserilik ve macera- perestlik hayatından vazgeçinceye kadar hayır.. Cevabını verdi ve doktorla ya- rm içm sözleştığmi anlattı, Sonra: | — Hakikaten. dedi. Bu adam, dedığın gibi büyük bir âlim tesiri bırakıyor, Kafasınm teşekkülü, göz lerinin parlaklığı, söz söyleyısı çok | ağır ve çok ciddi... Fakat oturduğu sokaktaki vakaları biliyor muy- dun?. — Ah, evet.. Bir seri cinayet iş- lenmiş, katılın kim olduğu belli de ğilmiş, değil mi?. Hatta iş pek esra rengiz bir safhadadır. Mahalle hal- kı, cinden, periden bahsediyor, a - teş püskürüyormuş. teş jüsküren iki gözün bu cinayetle ri işlediği, cinayette bir insan par- | mağı olamıyacağı söyleniyormu$... — Evet, bana doktorda bekler- ken uşağı anlattı. Daha dün akşam bir adamcağızı kovalanmış, fakat öldürememiş, İlk defa yakasını he- yulânm elinden kurtaran bu adam- muş. — Her halde manyak bir deli - nin işi olacak, Onu geçelim. Dok- tor bu küçük ameliyat için ne ka « dar istiyor.. — Her şey içinde 100 lira,. a Bu parayı benim vermekli - gim lâzım. Acaba şu karşımızda o- turan delikanlı bize bu parayı lüt- fedebilir mi? Hesap görecek. Cüz- danı pek zayıf.. Maamafih belli ol. maz. Bir defa müracaat edelim, Antuvanet gülmeye (başladı Sonra — kolundan tutarak: — Wpen, yapma rica ederi Çok tehlikeli. Burada, ee içinde nasıl olur?,. Hem yanında | ben varken.. Karşıdaki masada oturan genç uzun boylu, taranmış saçlı, pek za rif bir Beyoğlu züppesiydi. Elinde Rir ve Pari Plezir gibi Paris mec « mualarını tutuyordu. Hesabı verip cü#lanı yerine yerleştirince pardö! sürünü koltuğuna aldı, kalktı. Lüpen, arkasını çevirerek, on - dan evvel kalkmıştı, Antuvanete: — Beni birkaç'dakika sonra Taksimde bulursun! Diyerek gençle yürümeye baş TT Mumara: 38 | ladı. Tam pastahanede birkaç ki- şinin pasta ve çikolata aldığı za » i man gence: — Çok rica ederim! Diyerek o cigarasını Genç cigarasını garsonlardan yak miyarak kendisini yolundan alı - koyan bu adama kızmıya vakit bu lamamıştı. Cigarasını vazttı. Antuvanet bir camın arkasın - İ dan onün harekâtını zevk, hem de endişe ile takip ediyordu. | Lüpenin cigarasını yakmak beha İ nesile gence elindeki pardösü ile İ ne kadar yaklaştığını ve iki par « uzattı. hem dösünün nasıl karıştığını, hele bir | ara arkadan geçen bir adamı be - | hane ederek ne derece sıkıştığını | görünce içinden; | — Ben bile bir şey görmedim, | fakat muhakkak ki bu zavallı genç şu dakikada on parasızdır. Dedi. İkisi de caddeye çıkmışlar» | dr. On dakika sonra Antuvanet hesabı görerek çıkarken gencin kemali emniyet ve huzurla bir İ sağı bir yukarı caddede dolaştığı» | nı gördü. Taksime k&dar yayan yürüdü. Orada bir dükkândan cigara alan Lüpen yanına geldi: — Bilmezsin ne kadar tum, Anluvanet!.. Dedi. Antuvanet telâş ve endi « şeyle: — Seni takip mi ettiler?. Yok- | sa Holmes mi geldı?, Lüpen güldü: Hayır, canım... Ne sebet!... O şimdi güzel Londrası - nın yolunu tutmuş olacaktır. Ya « hut, kimbilir ihtiyar bunak belki inat edip dönüyor. Fakat her hal- de yoldadır. Ben oğlanın cüzdanı | boş çıkacak diye korkuyorum. Fa | kat bir gözünde ufak paralar ol « | duğu halde diğer bir gözünde tam | 200 lira vardı.. | Ve cebinden 200 lirayı çıkara- rak: kork l - müna » ki beni yarın bulamazsın. İstedi - | İ ğin gibi hareket et, şu cüzdanla | birkaç lira da behde hatıra ola « rak kalsın.. Görüyorsun ki cüzdan pek yabana atılacak şey değil.. Lüpen hararet ve | genç kızın elini sıktı. Antuvanet | hem aşk, hem de takdir hisleriy- | | İe karışık bir merbutiyetle bu şa- | yanı hayret adama veda etti. Bi ri bir tarafa, öteki diğer tarafa yü rüdü.. Sinemada bir hadise: Macar sefareti kâtibinin locasında bir küpe çalındı sevgiyle O gece Lüksemburg sinemasr nım gişesi çok kalabalıktı. Vals | rüyası isminde pek ziyade rağbet İ görmüş bir film oynanıyordu. Kücük sinemanın pek de rahat | olmıyan localarından birinde Ma- | car sefaretı tercümanı ile zevcesi yerleşmişlerdi. Tercüman geçkin» ce bir adam, karısı ise henüz çok gençti. Kadının güzelliğinden çok elindeki bir firuze yüzükle kula - | ğındaki pırlanta küpe kadınların ve bazı erkeklerin gözlerini ka « | maştırıyordu. Film başlamadan evvel birçok adamların gözü bu locaya çevril mis, genç kadınm güzelliğim ve pırlantalarını seyre dalmıştı. (Devarm var) | lerini göstermek, bunlarm aynı | ideal için düşünceleri - arasındaki — Al, bu senin hakkın!., Bel | e i bir film göstereceğiz. Bu filmi çeviren Rus sinemacıları Anka- radan döndüler (taş tarafı 4 İnel sayıfada) film hakkında ( tetkikatta bulur-| mak için burada kalmıştır. Çevri- | len:film hakkında Yütkeviç yol - daş dün şunları söylemiştir: Türk inkılâbına ait ikinci film çeviremk için maarif vekâle- inin daveti üzerine buraya gel- dik, Uzun tetkiklerde bulunduk | senaryoyu hazırladık. Âsl bü - yük inkılâp filmini çevirmeden & vel Türk — Rus sinemacılık müşa | reketinde ilk adım olmak. üzere | 1309 metrelik bir film hazırladık | filmin adı “Türkiyenin Kalbi An- | karadır,, Çevirdiğimiz filmin tek- | niği yepyenidir. Mevzu Gazinin 10 uncu yil dönümü © vesilesiyle Bu nutuk ta mamiyle yalnız bizim makineleri- söylediği nutuktur. mizde zaptedilmiştir. Diğer küm- | panyalar nutkun tamamını alama | Çünkü onların kaset- leri 120 metreyi alır, bizim ki ise 300 metre.. | mışlardır. Nutuk dinlenirken milli müca « | delenin safhaları birer birer gözü | müzün önünden geçmektedir. Bu: | rada eski Osmanlı imparatorlu - ğu, yeni Türkiye gayet canlı ola | İ rak mukayese edilmiştir. Çünkü İsmet Paşa Hazretlerinin buyur « dukları gibi: İr âbır vakıt dörek muka | vardır, | Sonra filmde gayet güzel halk | şarkıları zeybek oyunları da var » | lara £ etmekte fayda dır. İsmet Paşahin bilhassa bu film | çir ği nutuk aynen mıştır. Fazla olarak Voroşilof | yoldaşın İsmet Paşaya vereceği cevabi nutuk ta bu filmde göste » Bu sayede Ankarada bir nutka Kremlinde verilen cevap aynı filmde gözüke cek, Sovyet — Türk dostluğu bir kat daba kuvvetlenecektir. Milli mücadelede © çarpışan ihtiyar ve genç Türk kan ve kalp- alın rilecektir. verilen kı göstermek için iki tip seçil - İ miştir, İltiyar köylü Ahmet genç izci kız Fatma... Fatma köylü Ahmede inkıli ve | bın düşüncelerini, manasını bü - ! | tün gençlik heyecaniyle izah et- mektedir Film şubat nihayetlerine doğ ru bitmiş olarak Türkiyeye gele - cek ve maarif vekâletinin tesbit ettiği yerde gösterilecektir, Yütkeviç yoldas Türk sinema- cılığı hakkında da şunları söyle » | miştir: — Stütyoyu gezdim.. Çok be- gendiz. Makineler son sistem. Teknik iyi fakat çevrilen filmler. de Türklere ait bir sembol, bir üs- | lâp yok.. nin kopyesi.. Hep Avrupa filmleri - Bu kadar inkılâbı yapan bir milletten kendine göre bir film üslübu yaratmasını bekle mek zannedersem hakkımızdır. Yeni Rus film tekniği hakkın- da matbuatt tenvir içinayın 13 ünde Türk sinemasında Mustafa, Altın meselesi, ve değisen dün «| ya isimli son teklikli Rus film. | baslanamamıştır. Devamlı suret- | lerinden İstenkwl münevverlerine Ümit ede- modern tekniği karşısında Avrupa filmle» rinin geriliği, bu sayede çok gü- zel anlaşılacaktır. rim ki Rus filmlerinin (Baş tarafı 1 imei sayfamızda) edilerek isteği reddedilmiştir. Mahkemelerin yerler Diğer taraftan (o Sultanahmet sulh mahkemelerinin hapisane bi- nasmın bir kısmında çalışmaları kararlaştırılmıştır. Tevkifhane binasında yalnız müddeiumumi - likle istintak hakimlikleri kala - caktır. Eski Tophane müşirliği ve şim diki merkez kumandanlığı binası nın icra teşkilâtına tahsis olunan edilmektedir. Bu günlerde icra teşkilâtı, tamamiyle yerleşecektir. Adliye müfettişliğine liman ha- nında iki oda ayrılmıştır. Müfet- tişler, burada iş görüyorlar. Ad liye doktoru Enver Bey de, tıp iş- leri müdürlüğü binasında çalış - maktadır. Muhtelif (o yerlerde faaliyete geçen mahkemeler ve diğer adliye teşkilâtı, sisatıyle bağlanacaklar, retle muhabere müşkülâtı dan kalkacaktır. Mühürler Yangında resmi mühürler de kısmı, tamir bu su - orta- ziyaa uğradığından, bütün adliye | teşkilâtı için mühürler © yaptırıl- mış, alâkadarlara dağıtılmıştır. Adliye vekâletince, müddeiumur milik emrine müstacel masraflar lira avans gönderilmiştir. Ceza mahkemelerine iş Büyük bir kismı kurtarılan ü - çüncü ceza mahkemesine ait dava dosyalarının bir kısmı, dava dos yaları yanan birinci ve ikinci ceza mahkemelerine verilmiştir. Ceza İ : ei mahkemeleri arasında ceza işleri taksim edilmiş oluyor. Kumkapı merkezinde komiserken şoför Nuri Ef. nin ö - | lümüne sebep olduğu ( noktasım dan ağır cezada muhakeme edi - len Mücip Beyle bekçi Adil nin dava dosyasının, EF, kurtarılan dosyalar arasında bu- | lunduğu anlaşılmıştır. Bu dava» ya ağır ceza mahkemesinde yakın | da bakılacaktır. Kapıcı Ahmet Efendi Yangının mesuliyeti tahkikatı» na dün birinci müstantiklikçe de- vam olunmuştur. Dün de kapıcı Ahmet Ef. sorguya çekilmiştir Bu meseleden dolayı vestiyer Etem, kapıcı Ahmet, odabaşı Mehmet Ef. lerden başka, müdürü Tevfik Beyin de alındığını yazmıştık. Tahkikat, dün de işaret ettiği miz gibi geniş bir sahada ve esas» daire ifadesi İl surette derinleştirilerek yapıl- maktadır. Ayrıca müfettişlikçe yapılan tahkikat ta devam ediyor. Hâlâ yanıyor Yangın yerinde bazı tetkikat yapılmışsa da, hafriyata henüz te yağmur dün akşam binanın yağmur nüfuz | edemiyen alt kısmından hâlâ alev çıkıyor, duman tütüyordu. Cübbeler Haber aldığımıza göre, baro biribirlerine telefon te- | için müteferrika faslından iki bin ! birinci | yangından | yağmasına rağmen, | Hakimler ve Adiy memurları çağınlıy9. İstanbul C. müddeiamum” den: “a Mahakim ve devairi adli” aaliy” ilsi yi ait P yerleri tesbit edilmiş ve f başladığı da evvelce ilân ed ti. Bu mahakim ve devaire cümle hükkâm ve memurin * tanbul adliyesinin mezkür bi" daki vazifelerine devamları 1 olunur bu kısma 5 muvakkat olarak r tarafından ye kemelere tahsis olunan | cübbelerin saklanılması içi” yer istenilmiştir. di Adliyenin nereye yerlef© anlaşıldıktan bard ii t toplantı salonu, kütüphane “ sonra | ire tesis olunmak üzere adlite nasına en yakın yerde bir binti ralanması yahut satın alınma şünülüyor.. Toplantı salonu © ire yeni adliye binasında b*' tahsis edilecek kısımdan ayf* rak vücude getirilecektir. , Yangında cübbeleri yanı" i katlar, yeni cübbeler e Hakimlerle meli mumi muavinleri için de cü Tevkifaneye esral?! sokarken yakalan v Dün Seher hanım iliği tevkifhaneye esrar s0 alâkade murlar tarafından (o yakal# i hakkında takibat açılmıştır» mişlerdir. sipariş edilecektir. risi, teşebbüs ederken, ——— Turing klüp âzasın? i Türkiye Turing ve ae klübünden: Muhterem 3 1933 ve 1934 senelerine #9” « aidatlarını, dahili nizamns” nin 25 inci madesi ahkâm? g fikan nihayet 25 kânunuev”” ine kadar tesviye buyur” ları rica olunur. tari | —— | Talebe birliğin” | kongresi gi İ irliği. Milli Türk Telebe (By senelik kongresi, bu Gen aa” saat 14 te Halkevinde YP” yek tır. Üniversite ve yük99 ji” tepler talebe murahhasli” dü” i mektedir. Tıp talebe “©”. 409” zaları da bugün halkei” # | haslar" narak kongre muralın* — e Fransız parlar aş tosunda silâh 4 p pe sb'us” : İ Buhafta, Fransa m* 1 lisinde bir hâdise ol“ ah # iki el * çeceklerdir. jin ! den biri havaya edi” mıştır. i : v p Bu vak'a üzerine ye” in zatın tamamiyle Beri ye a0 aşılmış ve pek di ağ < 43 gır” çekilmiştir. Bu lar davam vardı, meb ei | dikkatini celbetmek iş i tim!,, demiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: