11 Kasım 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

11 Kasım 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nizden içeri gir- an burnunuzun aldığı © gün evde balık piş- I size haber verir. Bu unun bütün eve sira - Muz çok fena bir şeydir. n rl neyse amma tok a4 madiyen balık koku mideyi bulandırır. İn - i evde balık pişirildiği ik kokusunu sirayet ettir- | "sin pek güzel bir çare var- kimseler balığın taze ol- İ,, < dolayı pişerken kok - hnederler. Bu düşünce ildir. Taze balıklar da, klar da pişerken kokar. i kokusu iyi temizlenme- âlet eder. İyi temizlen - balık hiç koku çıkarmaz. temizlemek için şu su - ket etmek lâzımdır. hi 3 koku çıkaran şey derisi © bulunan yapışık madde- *şerken bu madde ayrılır jelâtinimsi kürrecikler dağılır. Ve balık kokusu iz kokuyu çıkarmağa baş- Miz balıklarının çıkardığı Yyen kokuyu kaldırmak i- Şok tuzlu soğuk suyun i- Mimalıdır. Birz bu suyun tu il Mturulmalıdır ki o yapışık ! İnip çıkı” OMdan son yıklamalı, parçalana - İamalı ve taze suyun alıdır. Bu su dahi de * €N sonra suyun içine bir Ve tuz ilâve edilmelidir. lığı görerek hay- | siniz. Bazı kimseler | 5 sunu gidermek için sir- tana defne yaprağı, kara eri ve daha bir cok şey- wmaktan başka bir ni - 9 di. bir şey unutulmamalı - irkeli sudan çıkarılan al pişirilmesidir. Ba « ala Sıktiktan sonra ku - m ameliye hiç bir işe | <iddi bir adam bil. ım kendi kendine T vereceğinden şüp- t üzerinde ko - damın reyini bile şerefiyle oyni « eri gitmesi onu â- eg, analı bir bakışla , © © yengesi cevap başında olduğu za - imle temin ede - im bundan habe- € bir şey düşün - MİNA 19alık kokusunu gider- mek için çareler balıkla bayat balığı kolaylıkla “ayırt edebilirsiniz yaramaz. s5 Balık satın alınırken taze olup olmadığını anlamak için bir takım usuller vardır. Bunları bazı kim- seler bilirler. Bilmiyenler için tekrar ediyoruz: Taze balık dim dik ve eti sert ölür. Parmakla basıldığı zaman eti batmaz. Taze balıklarm ku- laklarının içi kıp kırmızıdır ve kulâkları başa yapışık gibi durur. Bayat balıkların kulak kapakları biraz açıktır. Taze balığın derisi veya pulları parıldar, gö parlaktır. Bayat balıkların göz * leri dunuk ve sönük bir renk a- lir, Balıkçının, balık tazedir diye ettiği yeminlere inanmıyarak yu- kârıda söylediğimiz şeylerin ala - cağınız balıkta mevcut olup olma” dığma dikkat ederseniz da'ma ta- ze balık alırsınız. Cebelittarık baş papası Cebelitarıktan gelmesi bekle - nen İngiliz baş rahibi dün."“Kara- den'z,, vapuru ile ve İskenderiye | yolu - ile gelmiştir. £ Harp- te ölen İngiliz askerleri için bu gün'şehtimizdeki İngiliz kilise - sinde yapılacak ayine riyaset ede- cektir. Millet Meclisi Müzakereleri Devletçe neşredilen ka- nunların ve Meclisçe verilen kararların bütün ruhunu kav- rayabilmek için, < bunların müzakerelerinde geçen söz- leri de okumak lâzım geldiği bellidir. Bunun için gazete- miz bu müzakereleri müm- kün olduğu kadar aynen zapt edip neşre çalışacaktır. Şim- diden okuyucularımıza arz ederiz. gidişi soy sopuz amma onlarm yi pek başkadır. Hattâ eniş haberi aldığı zaman: — Galiba onlar (Ergin) ide kendi kafalarına uydurdular. Demişti. Ergin, yengesi arasında bu ba- his geçtikten sonra âdeta Ma bir dertten kurtulmuş kadar fe - rahladı. ae Hafize Hanım, eski terbiyesi- ni hiç bozmıyan bu tertipli ka - dın bunu öğrenince (Ergin) in yüzünü gözünü okşadı: — Darılma, gücenme ve se di. Do şimdi daha ç E züme Sar. Rahmetli baban gi- bi sen de tam doğrü, mert bir er- kek olacaksın. Edirnelilere karşı ailenin he- men bütün damarlarında bir em- niyetsizlik, çekingenlik vardı. Ergin Foçada kaldığı bu on beş gün içinde (Sevim) den baş- yarak hepsine ayrı ayri o ka - zler de | gul, de- Bu şakanın ağını! siz verin! Konyada Altınçizme “Kundura mağazası sahibi Vehbi Beye çok çirkin ve fena bir şaka yapılmış - tr. Vehbi Beyi heyecana düşüren ve Konyadan kalkıp İstanbula gel- mesine sebep olan bu fena şaka şudur: Üç gün evvel Vehbi Bey Kon - yadaki dükkânmda otururken posta müvezzii kendisine İstan » buldan gelen bir mektup vermiş - tir. Üzerinde Aksaray damgasını taşıyan mektubu Vehbi Bey açıp okuduğu zaman çok fena olmuş - tur. Mektupta, İstanbulda bulunan kardeşi Aslan efendinin Beyoğlun da gezerken (o meçhul bir adamla kavga ettiği, biribirlerine ( bıçak çektikleri, neticede meçhul ada - mın Aslan efendiyi tabanca ile ya” ralayarak öldürdüğü yazılmakta idi. - Vehbi bey mektubu okuyunca hemen postahneye koşmuş, İstan - bulda Binbir direkte oturan baba - sma telgraf çekerek (kardeşinin sıhhatini sormuştur. Vehbi bey ak- şam sekize kadar beklemiş, bir ce- vap alamayınca hemen trene bin - miş; İstanbula gelmiştir. Vehbi B. buraya gelip (babasını görünce kardeşinin sıhhatte ve işinin ba - şında olduğunu öğrenmiş, sevin - miştir. Mektubun Aslan efndinin tanıdıklarından birinin düşman - lıkla veya şaka olsun diye böyle bir mektup yazdıklarına hükme - dilmektedir. Vehbi Bey kardeşinin sıhhatte bulunduğuna çok sevindi- ği için mektubu zabıtaya verme - miştir. Yarın Konyaya dönecektir. VAKİT sm” Babası Doğan çocuklarınıza gü- zel adlar vermek istiyorsa- nız VAKİT size yardım e - diyor: j Bugün doğan çocuklara şu adlardan birini verebilir, soy adı alacaksanız bunlar. dan birini beğenebilirsiniz. Erkek — Unur, Ecevit (faal) Kız — Eldem (munis) Biricik dar alıştı, ısındı ki, ayrılık günü ömründe ilk defa (ayaklarının dönmek için isteksizlik göster - diklerini hissetti. Erkek evlâdı olmiyan Hafize Hanım bu yetişmiş çağdaki ya- kın akraba çocuğuna pek ısın - mıştı. Fakat onun ayrılışından en çok içi sızlıyan (Sevim) di. On - lar çok iyi arkadaş olmuşlardı. Kâmil Bey bu muhitte kendini çok sevdirdiği için eşi, dostu çok- tu, Hemen her gün bir ahbabına davet ediliyordu. Bedia Hanım ev işleriyle uğraşıyordu. (Aysel) i ancak, ilk geldiği gün bahçede görünmüştü. Hafi - ze Hanımın o Drama hatıraları (Ergin) i günün bir kaç saatin - de işğal ediyordu. Fakat gezmek için evden çık- tığı zamanlar ona arkadaşlık e den hep (Sevim) di. Foçanın en güzel yerlerini be» Rİ 0 ii 7 — VARİT 1i Teşrinisani 1034 aazm “Balkan anlaşmasının ilk meyvası Da (Ps tara vinci sayfadan) büyük direktifi şudur: Bulgaris- tan ile yalnız iyi komşuluk yap- mak değil, bu dostluğu iki millet ! arasında sıyasal bir dostluk hali. | ne getirmek. çünkü barışıklığın (sulh) korunması için böyle bir dostluk birinci şarttır. Bunun i - çindir ki, Balkan antlaşması Bul- | garistan ile aramızdaki dostluğu bozmadığı gibi bundan sonra iki memleket arasındaki dostluğun daha ziyade artması ihtimalleri- ni de tehlikeye. düşürmemiştir. Bundan başka Ankara konferan- sından evvel söylediğim gibi bu. | gün daha ziyade kuvvet ile diye- | bilirim ki, Balkan antlaşmasını imza eden dört devlet Bulgaris - tana karşr vaziyetlerini aslâ de- giştirmemişlerdir. O kadar ki, bu dört devlet Bulgaristana tıp- kı Balkan antlaşmasına (girmiş gibi muamele etmeğe karar ver- mişlerdir. Bulgaristanm yap - makta olduğu barışseverliğin her tarafta takdir edildiğini göster - mek için bundan daha kuvvetli bir delil bulunabilir mi? Gene bu vaziyet güya Balkan antlaşması- na girmiş olan dört devletin Bul garistandan korktukları şeklin - de ortaya atılmış olan rivayetle- rin hiç bir asıl ve esası bulunma. dığını göstermez mi? Balkan antlaşmasına girmiş olari devletler ile Bulgaristan ay- ni maksadı güttükçe iki taraftan | birini diğerinin aleyhine kimse üzerinde Rusçuk ile Yerköy ara- sında) oferibot (yaparak şi. mendifer nakliyatını aktarma - sız olarak temin edebilmek için prensip üzerinde mutabık kal - dık. İşin fenni ciheti sürat ile mü- zareke ve halolunacaktır. İhti - mal ki, feribot inşaatı üç dört ay içinde yapılıp bitmiş olacaktır. Böyle bir feribot (o yapılması meselesindeki ehemmiyeti inkâr etmek mümkün değildir. Bu te- sisat her iki memleketin transit işlerini temin edeceği gibi karşı- lıklı mühim menfaatleri de mucip olacaktır. Ben bu feribot meselesine bil- hassa sembolik manasını göz ö- nüne getirerek bakıyorum: İlk defa olarak Tuna nehri Bulga - ristan ile Romanyayı birbirinden ayıran bir hudut olmaktan çıkı - yor. Bunun aksine olarak bu ne - hir iki memleketi birleştiren bir tredünyon oluyor. Bu suretle baş- ladığımız yeni yol üzerinde yü - tümekte sebat edelim. Her iki memleket ile Balkan antlaşması na girmiş olan'diğer (devletler bundan çok faydalar görecek « lerdir.” Halkevinde temsil ve konferanslar Halkevinden: Temsil şubemizin Teşrinisani ve Kânunuevvel aylarına ait kışlık temsil ve konferans programı aşağıya çıkarı). mıştır. Bu konferans ve temsiller bü- tün yurtdaşlara açıktır. İkinci teşrin 12 pazartesi akşamı, çeviremez. Bu devletlerden hiç 205 ta Beyoğlunda) Böyük ezdi biri birbirlerine düşman veya ra- (sulh) epilen ayni ülkü için ik lışmaktadır. İnkılâp çocukları, Eski âdetler, İkinci teşrin 19 pazartesi. akşamı saat 20,5 ta Alayköşkünde. Sakarya- Ben bu maksat üze-| nın tayyarecisi, Eski âdetler. (konfe - Ba. | res). rinde Bulgar Hariciye nazırı > — ye | ö tolof ve Başvekili M. Kimon orgiyef ile ayrı ayrı ve uzun uza- diya görüştüm. Ben bu konuşma- lardan kendi hesabıma son de- recede memnunum. o çünkü bu | konuşmalar neticesinde şura kani © oldum ki, her iki tarafta ayni de recede barışseverlik, ayni dere- cede Bulgar - Rumen dostluğu için sempati vardır. Sofyada bulunan Elçimiz M. Stocea'ya halledilecek mesele - leri çabukça bitirebilmek için icap,eden talimatları verdim. Da- ha.şimdiden . size şu iyi haberi verebilirim ki, Bulgaristan ile Romanya arasında (Tuz nehri raber geziyorlardı. Egenin bu mavi ve yeşil kıyı- sından ayrılmak (Ergin) e ilk gö nül acısını duyurdu. Babasızlık, hicret, ana sevgi- sinden uzaklık, gürbet acıları 0- nun kışla terbiyesiyle o büyüyen benliğini sertleştirmiş, aile duy - ğularını gürleştirmişti. Bütün ihtirasını o mesleğine, askerliğine veren ( delikanlı her tatil mevsiminde Edirneye gitti- ği zaman âdeta sfıkılarak mekte- be dönüyordu. » Fakat Akdeniz kıyısında'ge - çen bu on beş günlük hayatı ka- nılmamış, doyulmamış bir tatlı zevk gibi yüreğinde taptaze ka- yordu. o Buradan çok candan bir aile sevgini tazelemiş olarak ayrılı - yordu. Fakat Ergin hissediyor - du ki, bu sıcak yuvanın kendisi » ne duyurduğu zevk ve sevgi ara“ sında kalbini burgu gibi oyan bir Bedri HE, Celâl Tahsin Bey, Ahmet Bey ve M. Kemal Beyler tara- fından verilecektir. 20,5 ta Beyoğlunda. Himmetin oğlu, Birinci kânun 3 pazartesi akşamı 20,5 ta Alayköşkünde Sakaryanın tay» yarecisi, Eski âdetler (konferans). Birinci kânun 10 pazertesi akşamı 20,5 ta Beyoğlunda. Köyün namusu. Birinci kânun 17 pazartesi akşamı 20,5 ta Alayköşkünde, Toprak, Karan- hkta kalan adam (konferans). Refik Ahmet Bey. Birinci kânun 24 pazartesi akçamı 20,5 ta Beyoğlunda. İkizler. Birinci kânun 31 pazartesi akşamı 20,5 ta Alayköşkünde. Himmetin oğlu (konferans). Celâl Tahsin Bey. dört konferans Seniha Refik Not: Bu sır da vardır. Ve bu gönül ağrısının hangi kökten kaynadığını da biliyor » du. Etrafına tam bir sevinç ve sev- gi halkası çeviren bu eski soy sop arasında bir nokta boş kalmıştı. Aysel, tılsımı bulunmamış bir ef- sane gibi bu evin içinde geziyor, görünmiyor, yaşıyor, bissedilmi « yordu. Ve delikanlınm. kalbinde bu çözülmesi derin bir haz verecek esrarlı bir düğüm olarak kalıyor- du. Ayrılacağı gün eniştesi ve Se- vim onu İzmire kadar götürecek- İerdi. Kâmil Bey bu nezaketi İz. mirde yapılacak bir işine bahane etti. ' O sabah Ergin erken kalk. mıştı, “Devamı var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: