25 Mayıs 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

25 Mayıs 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— YADER e7 SND AYU Beşizler | Iııgıltere Kral ve Krâliçe- Sini zıyarete Lomdradan yazılıyor: İngiliz kral ve kraliçesi Kana, dada seyahatte iken Amerikanın meşhur beşizleri de kral ve kra. Hiçe tarafından kabul edilmek ü. zere hazırlıklarını ikmal ederek Toronto'ya hareket etmişlerdir. Beş küçük Dionne kral ve kra. liçe Ottavadan Toronto'ya geldik. leri zaman buzura çıkacaklardır. Küçüklerin seyahatleri için su. reti hususiyede bir vagon hazır. lanmış, vagonun büyük salonuna beş tane küçük karyola konul . muştur. Beşizlerle birlikte bir kamyon | <7 SEDU! edece dolusu oyuncak ta Toronto yolu. nü tutmuştur. Oyuncaklar çocukları meşgul edebilmek —için daha — evvel Torontoya varmış ve istasyona yerleştirilmişlerdir. Fakat beşizlet bu asrf oyuncak lardan hoşlanmamakta ve eski bebeklerini her türlü eğlenceye tercih etmektedirler . Bu ziyaret münasebetfle hafta. lardanberi — beşizlere Teverang yapmak öğretilmektedir. Beşiz - lerden yalnız bir tanesi, Emilio/ reverans yapmağı kabul etme . mekte ve elini başına götürerek “selim verdiği takdirde kral ve Çayhan nahiyesinin ismi değişti Konya Ereğlisine bağlı Çay . han nahiyesi isminin Çamlık o. larak değiştirildiki vilâyete bil- | dirilmitgir. | —İ— | Yağcı dükkânları — | kontrol ediliyor | Zabıta ve belediye memurları | tarafından lokanla ve yağcı dük. kânları sık ibir surete kontrole başlanmıştır. Lokantalarda kul. lanılan yağlardan, yemeklerden nümuneler alınarak kimyahane - ye gönderilmiştir. Karamazof kraliçenin daha memnım olacak. larmı ileri sürmektedir. Çocuklarım dadılarar bu sebep. | le büyük bir endişe içindedir. E. | türlü meşru hakikatleri, mille arzusnu kabul ettirmeğe | nüşleri kâbul etmiyor. müktedir olduğu gibi kral ve kra ca Hitlerin: Tiçenin önünde canmm istediği | Almandır” sözünün üzerinde yü- gibi hareket etmek fırsatına da | rüyordu. maliktir. Bir Bisiklet Tkinci: iskarpin | | gıttıl &nelivi yoktu, tarâfıma ,Amerikan | | di.. Arasında SPOR Yıldızını seçiyoruz BIRINCIYE sesLanaeeLErAEREEE e ALLAEEA AA Musabakaya ıştirâk Kopoııu e Kardeşler Yazan: Dostoöyevski Çevireni Hakkı Süba Gezgin Gi 180; — Korkarım ki, Liyuşanın kurtula. muyaçağını söyliyecek. Cevabını verkli. — Doktorlarm hepsi şarlatandırlar... 'Aleksi Karaâmazof sizinle tanıştığıma gok sevindim. Ne vakittir, hep bugünü özlüyordum. Yaltız görüşmemizin çok fena şartlar içinde başlamasına Üzülü- yorum, Kolya, daha hararetli, daha heyecan- İt bir geyler söylemek istiyordu. Fakat nedense bunu beceremedi, Biraz sıkılı- yordu da galiba, Aliyoşa, onun bu hissini anlaklı. Tat. İ tatlr gülümsiyerek elini uzatt. Kolyağ yine fısıldar gibi: — Çoktanberidir, ki sizin şahsınızda nadir yaradılışlıı bir insan yaşadığını Ööğrenmiş ve gıyaben hürmet etmeğe başlamıştım. Bata sizin bu mistiklerden den olduğunuzu ve manastırdda epey zaman kaldığınızı söylemişlerdi. Fakat Bu gibi şeylere ben aldırmadım, Hayat ve hakikatle yüzyüze gelince bundan kurtulursunuz. Siz yaradılışllar hep böyle bir sarsıntı geçirirler. Aliyoşa, şaşkım bir halde: — Mistik demekle neyi hıudıyad. sunuz?.. Ben hangi dertten kurtulacak. mışım acaba? Diye sordu. — Miştik, Allah ve kâinat karşısın. da ayrı bir tefekkür sahibi olan demek« tir. — Siz, Allaha inanmaz misınız? — Hayır, benim Tanet hakkında asi fikirlerim yoktur. Gerçi Allah, bir fa- raziyeden başka bir şey değil; fakat o- nun Tâzım olduğuna kanjim., Dünyanın nizamı için böyle olması gerektir. Hattâ Künyada eğer böyle bir inanış olmasa Wi, icat etmek lüzım gelecekti. Çocuk, bu son hükmü verirken birar kızarmıştı. Sanıyordu ki, onun bu söz. lerini, Aliyoşa, bir bilgiçlik taslayışı gi. bi görecek. Büyüklük davasi güttüğünü zannedecek. İçinden; — Hayır! Beni böyle tanımasımı ts- temiyorum! Dedi. ve Birdenbire çok aksi ble ta- Küllre |Muhakkak ki mühim bir ancak Amerikanın ayılmış olan ehemml- yetsiz filizlerden biriydi. h Aslen Alman olan | — Amerikan askerleri |— — Karl Weigand, Rumrieh'den ordusunda bulunan ve aslen Alman olan askerlerin Hstesini İstemiş, Rumrich de şu sevabı vermişti: |taatında çavuş Arenson ile başı Sehmidt, Ancak bu iki asker kendileri-| ni besleyen memlekete karşı &| |haneti reddetmiş olduklarından * |haklarında muamele yapılma- |sdına mahal yoktu.. İşin tuhafı nazi zihniyeti “Bir Alman, dalma Tahkikatrmız sırasın: |da elde ettiğimiz neticeler bize Emilis'nin reverana yapmağı | Almanlara bu zihniyetin hâkim kabul etmemesi herkesi düşün - dürmektedir. Kral ve kraliçe Ottavadan To - ronto'ya geldikleri zaman beşiz. leri kabul edccckle"dn' VAKIT SPOR MUSABAKASI Futbol, Güreş, Yüzme ve Atletizm Amatörleri olduğu kahaatini vermişti. Fakat İşte Arenson ile midt İhanetl reddederek bu for- mülün aksine hareket etmişler- Futbolou Vahit (Vefa) Şık ve kiymetli bir saat; üçüncüye: — bir çift mcüye: — Bir şapka; beşinciye: — Bir - senelik, Resimli Hafta abonesi; altıncıdar onuncuya kadar; Birer bo-| yunbağı; 4 kişiye birer çife ipekli çorap; 10 kişiye birer adet Tayyare piyango bileti, onbeş okuyucumuza birer şişe bü- yükkolonya; 15 okuyucumuza birer şişe küçük kolonyao 25 ki. âiye birer tuvalet sabunu; ayrıca 150 kişiye muhtelif cins he. iyekr Hakıki vakalara lstlnaden Greekeerre rereamLe DeReKErAEDE AA LeDASERE ARa e: Amerikada Alman casusları rolu her Şimdi- Johanna çantasında bulmuş muz zaman hepimiz Sahil topçu ke-| Gt bir isimdi.. on- Rösteriyordu, fakat kân vay mıydı? bu düüşü- Yalnız. bir mükfettiş esaslı düğümüne ol Seh- Doktor Grleblin diseleri Aaklımdan dum. Doktor Grlebl hiç bir kimse onun met operatör maskesi altımnda alçak blr Alman casusu ruhu: nun saklr bulunduğundan şüip- he edemezdi. Kaldı ki doktor Grtebi vatan-| daşlarına karşı çok hayrihah her koendisinin şerefil! Amerikan ör- dusunun İhtiyat zabiti olmakla şeref duyduğunu İleri sürmekle davranmakta ve idi, Ben, doktor Grieblin bu çir - DR. GRİBBL İLK OLARNAK NEREDE GÖRÜLDÜ mektupların en şayanı planından bahsedeceğim., tup Nevyorklu bir zata hitaben ' mi? diye sordum. yazılmıştı. ve İsmini okuduğu - tik: Doktor İgmatz Griebi 87 n- c caddede numara 66.. Bu, hepimizin çok İyi' tanıdı Mektup doktarun | dimlzi takdim ettim: — Biz hükümet tahkikat bü- rosu müfettişleriyiz. dedim, Lit ten bizlimle birlikte gelir mlsl- casusluk teşkilâtmnın en titlhim şahsiyetlerinden biri olduğunu tyi tanınmış olan operatör dok- tor Grlebl'in casus olmasına im. İşte bunu kabul etmek müş- küldü.. Fakat mektup hiç bir şüpheye mahal bırakmıyordu. Yanıma tahkikat bürosundan dişeye düşürmüştü. Doktor Griebl inkâr ediyor.. | Yazıhaneme geldiğimiz zaman,(| yollama öcretini idare kendi * kendisine yer gösterdim, dok - ı tor Grlebi soğuk kanlılıdimı bul- muş, kendisine emmniyet gelmiş- alarak Griebl'in muayenehanesine git - Üm,. Bu sırada nihayet işin en ğumuzu hissediyordum,. Bu his bana nereden geliyordu? ben de bilmiyordum.. tesine giderken yolda doktorun alâkadar olabileceği bütün hâ - epey zaman- danberi nazi prensiplerinin hay- ranı olarak tanınmıştı.. ra doktor Grjebi yordu” Kaftımda Hoffman'ın olduğumuz| dikkat | şürmüş idi.. Mek- bayret et -| vardıi. | de yanıma goldi.. burada çok nizt. yerine getirdi.. jsinde görmek doktor atmış oldü- Onnlti,. " — Doktor Griebi.. müayeneha- bitisiniz, değil mi? geçiriyor - Birdenbire: Fakat öllmanan bi ız., diye sordum. Titredi: fırsatta etti.. kin İşte meşum faaliyetinin ve rolünün mühim olduğundan âr- tık şüphe etmiyordum. pa” vapurunun her seyakatinde Johanna Hoffman ile Karl Seh- luter doktoru ziyaret ederek, Breme deniz casusluk bürosuna nit tallmatı veriyorlardı.. Kapıyı çaldım.. Genç bir has- tabakıcı açarak muayene saa- erdiğini, Grlebli görmenin mümkün ola- tinin sona mıyacağını söyledi.. Kemall sükünetle: — Kartrmı doktora verin. Be- ni kabul edecektir. Filhâkika birkaç dakika kon- vır takındı. Sonra: — Bu münakaşalardan — hiç hoşlan- mam ben., dedi; bir allam, Allaha inan. madan da insanları sevebilir. Meselâ Volter, dinsizdi; ama insanları severdi. Beşeriyete Çok hizmet etmiştir. İçinden de tekrar: — Bâk! Bak! Hem gösterişten çeki. niyor, hem de ondan başka bir şey yapmıyorum! Diye kendi kendini azarlıyordu. Aliyoşa, sanki kendi yaşında, battâ kendinden büyük biriyle konuşuyormuş, gibi, pek tabif bir tavırla: — Volter, Allaha inanıyordu. Ama imanı tam ve kavi değildi. İnsaniyeti de ancak bu ölçü içinde sevmişti. Dedi. Kolya, şu Volter hakkındaki fikirle. Tİni Aliyoşanın tereddütle karşılayışıma tutuldu. Hele Aliyoşa ona: — Volteri okudunuz mu? Deyince epeyi şaşalıyarak: — Baştan başa okumadım.. Yalnız “Candide,, yini gözden geçirdim. Bu kitap, çok fena ve kusurlu bir surette Rusçaya çevrilmiştir. Pek eski bir tere cüme,.. Diye kekeledi. — Anladınız mı? — Tabil... Şey... Ama neden anlaya- mıyacağım aklınıza geliyor?.. Gerçi bu kitapta çok derin kısımlar var... Lâkin ben de bu eserin felsefi bir takım dü- Bugünden itibaren “Buro- döktor GEORGE RAFT Kadın Katili RATBORN tarafından dedim. şünüşleri ortaya koymak için yazılmış bir roman olduğunu anlayabilirim... Kolya, afallamağa başlamıştı. Birden bire tutuşmuş gibi: — Ben sösyalistim Aleksi Karama- of... Urlaşmaz, yolundan dönmez bir sosyalist. Dedi. Aliyöşa gülümsedit — Söoayalist mi?.. Henüz on üç ya. şındasınır... Sosyalist olabilmek için lâ. zım gelen zamanı nerede buldunuz?.. Kolya, titizlendi : — Evvelâ ben on üç yaşmda değil; nerede ise on dördürme giriyorum, de- di. Sonra, bu işte benim yaşımın ne a- Mikası olduğunu anlayamadım. Mesele bir inanış davasıdır; yaş davası değil. — Hele biraz daha büyüyünüz, o za- man yaşın insan fikirleri üstündeki te. sirlerini görürsünlüz... Meselâ, sir so8. yalistlikten bahsedince, bana öyle geldi ki, bu fikirler sizin kendi düşünceleri. miz değildir. Kolyâ, hırçınlaştı ; — Hayir, öyle değil... Siz mistik ru? hunuzla müsavatçı telâkkilere taraftar- sınız... Şunu - biliniz, ki hiıristiyanlık, zengin ve nüfuz sahibi adamların baş- kalarına kölelik ettirmemelerine yara- mamış mıdır? —— Bunu işiten Aliyoşa: — Ah; dedi, fikirleriniz! nereden al. dığitizi, bu' nazariyeleri nerede okudu. ğgunurzu şimdi anladım, Balona *polts” mesinin yazılt olması da onu bi- raz sarartmış'ye andiğeyer dü- — Doktor Griebi sizsiniz değil — Evet efetdim.. diye cevap , — Bu sırada kapı çalındı ve di- | şarıda brrakmış olduğum polis Yeniden ken- Dektor Grlebi hiçbir sual sor- madan, bir asker gibi emrimiz!| Maamafih hükümet polisini muayenehane- | onüu bir hayli en- ' dedim. Siz Amerikan ordusunda ihtiyat ge- — Evet müfettiş bay, Şimdi- | lik mülâzimim. Fakat yakın bir!| samanda yüzbaşr olacağım. — Karl Sehluteri tanır misi-| — Hayır., diye cevap verât, — Paeki, Johanna Hoffman'ı? — Onu tanrmayorum.. Bu isimdo hiç kimseyi bilmiyorum. Bu şekilde başlayıp saatlerce süren isticvapta doktor Griebl hepsini inkâr etti. Casua oldu- funu inkâr etti, Johanna Hoft- mant, Karl Sehinteri Rumrichi, Glaseri- hepsini ayrı ayrı dakâr Sakaary Sinemasının Tenzilâtlı fiatları şudur: Balkon ve Birinci mevki (5, Hususi 25 ku- ruştur. Programda : Deniz ve Kadın DOROTHY LAMOUR ve NN HARDİNG ve BASIL girl: keli Bu jstilecvabım sırasın: Bâüna Hofftman üzerl miş olduğum ve çok — HANN nötice tecrübeyi b! ha tekrar etmek- İstedill (Devamı VAKİI ABONE rAnu-'ıs! Wemntleket . A içinde — df 95155 260 415 8 aylık 415 820 1 yıllık 900 1600 Tarifeden Balkan — BİNE Aylıke 3 aylık için ayda oluz kuruş Posta birliğine girmeyeti ayda yetmiş beşer kuruş medilir. Abone kaydını bildiref tup ve telgraf Gerelini, parasının posta veya bankü 3i ) zerine alır; Türkiyenin her posta merkt YAKIT'a abone yazılır. Adres değiştirme tücretl 25 kuruştur. ILAN — ÖCRETLERİ Ticaret ilânlarımın santifh salırı sondan itibaren ilân falarında 40; İç sayfalardâ kuruş; dördüncü - sayfada ikinci ve üçüncüde 2; birint)i 4; başlık yını kesmece 5 V dır. Büyük, çok devamlı, renkli ilân verenlere ayri tadirmeler yapılır. Resmi (l Dalj * Bantim - satırı 30 kul TİCARİ MAHİYETTE OLMİ KÜÇÜK İLÂANLAR Bir defa 30, Ikt defası $0 defaxı 65, Gört defası 75 ve defası 100 kuruştur. Üo Hlân verenlerin bir delası İ vadır. Dört satırı geçen İlâi | fazla satırları beş kuruştao V) sap edilir, " I 2 Hizmet kupona gelirei kücük ilân darifest yüzde fadirilir. Vakıt hem — doğrudan doîf" y kendi Idare yerinde, hei kara caddesinde — Vakıt Yü altında KEMALEDDİN İRE İân Bürosu eliyle İlân Kü eder. (Büronun telefonu: 90 Alemdar sinem? iKİ FİLM Macera Kadını ı Mister Moto Katillt Klühindea — Hayır, ben bunları h okumadım. Kimse de bana -ııızıriîJ öğretmedi. Ben, — 2?? Ben kendi kendime de 'ıukümkf rebiilrim, Sonra şunu da biliniz, Kİ m, İsa, —ı-u!n bir insan tipiydi ve eğer çı gm.ıdıf' aa idi, muhakkak ihtilâlci - olti Hattâ pek mümkündür, ki o, yılnl'vni tilâlci olmakla da kalmaz, ihtilâlin Başlı bir şahsiyeti olurdu. Bu, benc€ bi Şüphe edilemiyecek kadar mutlak şeydir. Aliyoşa, nihayet dayanamıyarak! * — Bütün bu hezeyanları da nered? bulup çıkardınız? Hangi ahmakla gö #üp konuşuyorsunuz Allah aşkına? Diye söylendi. — Sizi bu hususta tatmin edemlyf“' gim. Ben $ık sık “Rakitin,, le mak fırsatını buluyoru: sade o değil, profesör * Eıyelınılu.ı töylüyor. — Biyeliniski mi?, Bu da kim?- Amza ile böyle hiç bir yey nkıım“ı" ben... — Belki yazmamıştır, ama :öy“')'" Birisine söylemiş, ben de işittim... #4 Siz bu adamın eserlerini gîf'dğ' nüz mü?.. N — Hayır... Yalnız “Tatiana,, ya d yazdıklarını gözden geçirdim. Tatiyi” na “Oniguine,, le neden birlikte ge diğini biliyor musunuz? (Arkası vü/) völ İ İ Ama, Yıııııll’4 İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: