5 Haziran 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

5 Haziran 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tabiat ertkük Sinekler nasıl meydana gelir, Evlerimizde gördü ler iki t ler. Bazan “yav. | ru sinek,, ded fak sinekler aşka bir | IV hiç de ya biçim ev $ Hakiki ev 'si neği, sarı benekli ekler b Ve meği pisletirler urtadan çıkan kurt şeklin. beslenirler. nlara konarak ye ak kahver y KT Yavaş yavaş bu n Hastalık mikropların: 19 yavaş burada tam u a ğ aa inek şekline girerler, bunlardan muhafaza Çöp ter bırakmamaları için ise yumurtalarını | kapalı tutul €k çöplere 200 den fazla Şimdi bir sineği Ev sineğinin bir çift ince ve parlak kanadı vardır. Bu kanatla ra da destek vazifesini gören sağ lam damarlar vardır, linde çöplerin ğ Buna sebep de çıkacak olan kurt- | ların kolayca yiyecek bulmaları indir. -. içerisine koyarlar. Bu resim sineğin başımın ba Boynuzları kalın bir di tarafını göstermektedir. Yüzlerce Buna bağlı olarak Lvııl ğnek ufak adeseden mürekkep büyük gözler başın Üstündeki basit üç| J aa dikkat edi nasıl çoğalır? göz noktaşs'na, hortumlu tuhaf şe Clli boynuzlara dikkat ediniz. Ayaklarındaki — yapışkan - ti sineğin tavanlarda, cam Üstüa. | de ve diğer düz satıhlarda yürü-| mesini temin eder. Hakiki bir at sineği: hortumu. iz, Yediğimiz şeylerden toz ve çöp- erden hastalık mikropları getir diği için sinek en büyük düşman- | larımızdan biridir. ilkbaharı karşılarken Çiçeklendi, Hep ağaçlar. Artık gelin Cici kuşlar, Yavru kuşlar. Güzel bahar Sen gelince Neler neler Yapacağım, Çayırlarda Bayırlarda Kuşlar gibi Uçacağım Çoşacağım MUSTAFA SALAMAN Yakın yurd tetkıklerı 'Topkakı saray müz?? Yukırda gördüğünüz resim, ytonra gelen Osmanlı impP dünyanım en zengini müzelerinden | rı bu saraya bir çok köşklef irinin resmidir. Bu müze! Müzeyi gezenler eski saraylıalrın ne şekilde yaşadıklarını ve mille- tin parasınt nasıl boş yere harca- dıklarını kolayca öğrenebilirler, Topkapı ayı, İstanbulun |Türkler eline geçmesitden sonra ultan Mehmet | yaptırılmız çok tarafından ŞSen fıkralar: Yerinde bir cevap Baba parkın kapısındaki yazıyı | okuyordu. Çocuk sordu: — Kapıda ne yazryor baba? — Köpekler girmez diyor. — Köpekler okuma bilmez ki. Annesi çotuğur 'numara kâğrdr ni okuduktan söüra” söylenmeye başladı: | — Bakıyorum numaraların düş. meğe başladı. Neden? — Tabil ideğil mi?. Türkiyede Yazısız hikâye: adı. | na Topkapı sarayı müzesi Herler. | ve ederek binayı genişletif Sarayda bir çok kosı: cuttur, Silâh dairesi, hl"' si, Bağdat köşkü, hııır"l |gibi çok u..ımı kiymeti * İK tçil yonlar değerindedir.. çok padişahların tahtalrı dilerine ait elbiseleri, qf'v 0y jhayat günden güne ucöf Bütün yiyeceklerin fiyatlarf gi yor. E& bu arada numaral şüyor. Babası oğluna kızdı: — Amdma da çok sual .J; sun. Ben küçükken babama F dar şey sormamıştım. — Belli, — Ne demek istiyorsun? — Eğer babana sormuş din 'bunlarm cevabını ve! Öyk.. Küçük Midilli | | Mehmet birdenbire bir değişik | ayak sesi duydu, arkasına döndü. Dikkatlice bakarken sesin sebebi- ni anlamıştı. Küçük Midillinin a. yaklarından ime nalr iyi çivili memiş, yolda giderken birini şürmüştü, Hemen sıçradı. Midillisinin a yakkabısını aldı. Fakat, da, hemen giydiremezdi ki... demir ayakkabıyı geçirmek i | mutlak bir dükkân bulmak lâzım- / z K KYA: ehwnedin kı çük bir atı vardı. 'çabucak bitirirdi. ehmet böylece her gün işteri. ü, Arne- gide ük Mi. bir cins olduğu at üstünde bir gün M iki ti- sabah nwığ, vi dÖnÜKRÜE (GĞEt İA taki BABT,/ Giye özalenön ayak. sürerdi “tıler tıkı tak tak, tıkı tikı |1 gi tak takt,, diye yollarda ses veren g İiyordu: Küçü nallarinın İıl. kulakla kaldı. | yordu. dilli koşar, Mehm rın ayaklarına nal yapar, dr.. Çıplak kaldı Midillimin ayağı, Giydirmek için acaba ne yap. malı? Diye söyleniyor, düşünüyordu. Aklına köye yakın bir dükkân gel- dı. Atla- giydirir- di, bu adam “nalband, d, Artık yavaş yavaş oraya git- mekten daha iyi çare yoktu. Küçük Midilli neşesini hiç kay- betmemişti. Yine aynı güzel gıçra. yışlarıyla yola koyuldu. Nihayet nalbanda Mehmet cslendi ; Nalband üsta hünerin var bilir- sin? gelmişlerdi ; Midillmi belki sen giydirirsin? Çıplak kaldı yollarda bir ayağr, Giydismek icin acaba ne yap- Ne köünür vör ne demir, Yalnız çekiç işlemez; Nal yapmamı istersen. Kömür bul, demir getir. Zavallr Mehmet © sevdiği atını böyle çıplak ayakla koşturamazdı, kömürü de, demiri | onu ora-| $ BĞ malı? de elbet köyde bul Nalband di nından Mehime de veşleniyordu: küçük atı ya bağlad.. k için koşmaya başladı. kadar çok |mek peynir, yağ, Yakında bir bakkal dükkânı müştü, kapıdân bakkala sordu, fakat bakkal kömür satmıyordu. Onda yiyecek her şey vardı. Ek- süt, het şey.. Yalnız, kömür satmıyordu. Mehmet artık içini çekerek dü-' yânüyordu, ne yapmalı?. Belki bi. az ötede işliyen çiftçi ona yardım edertdi. Fakat, çiftçi buğday, arpa, yecek birçok şey sattığı halde kömür satmıyordu. Mehmet 'ne yolda kendi kendine düşüne- |) rek söyleniyordu: Çıplak kaldı Midillimin ayağı Giydirmek için acaba ne yap- | yulaf ve yi malı ? Bu aralık ihtiyar bir kad Ön yaz kazları parata doğru götürü- n ge ulaklı be.' şiyordu. eki iri |yordu. Mehmedi yolunun üstünde |5ederli görünce biraz durdu. | "Ne derdin var oğlum?,, dedi. Mehmet hemen derlini anlattı. adıncağız bunu —düyar duymaz o kadar güldü ki kaz sürüsü bile ©. nunla beraber, “Gak gak gakl, diye gülüşüyordu. İhtiyar kadın Mehmedin kömür kahkahalarla gülmeğe başladı. İbubenan yeri bilmemesine gıılmuş-' Yer altında büyük ocak kazarlar Kömürleri oralarda yaparlar, | Mehmede sattı, » Halhand demir de bulmuştu. lnm kömürü yaktılar, nılblB Şu ormana yakm bir Oradan sor, sana kömnür /, VU Mehmet bunu ngrendigin' * ı-vındı hemer., ihtiya: ndm;r şekkür ederek ayrıldı. Kömüf » ıulır na doğru koşmağa ı' Ocakta çalışan kömürcü Y" ?y daki kata: kuyularda şarak büyük siyah kömür Pâf ları çıkarmıştı. Bütün gün © # 5| İyerde elinte lümbasiyle do% bulduğu bu parçalardan Mehmet kö! O vakte Hi nalbanda geldi. gi , miri kirmızı ateşin içirkle ıul"% tak, yülnüşatarak öyle gürelü lar yapmıştı ki Mehmet Hayff alband ağır çekici “PL h. demire indirdikçe dınıf k r. düzeliyor, güzel, '““J lak ve ince bir nal oluyordu. "İy, band bu güzel nallardan birinl itin &yağına takmıştı. Artık Miditli ayakkabısiyle T? t yürüyebilirdi. Meh j teşikkür etti. “Tıkı * tak, tıkı tikı, tak, tak,, şıv'd a atının Üstünde, yerden karan, kömür çıkınn çal baktı, kan insanları düşünüyord! | (Anne Mınlıımv)

Bu sayıdan diğer sayfalar: