7 Haziran 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

7 Haziran 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 HAZIRAN Ü 4 — VAKİT 1939 Yeni Gaziantep valisi İzmirden ayrılırken “Vakıt,,a 4A Karşıyaka, (Hususi) — Gazi- antep valiliğine tayin edilen İz- mir vali muavini Bay Cavit Önü- vwer, bugün İzmirden ayrıldı. Ca- vit Önüver, 12 sene kadar kay- .ngım.. yapmış, onu müteakip |mülkiye müfetişliğinde bulunmuş, daha sonra dahiliye vekületinde uzun müddet çalışrak İzmir — vali / muavinliğine getirilmişti. Cavit Önüver, İzmirde üçbuçuk ' sene kalmıştır. Bu müddet içinde onu büyük bir vazife aşkı ile ça- lışmiş olarak gören İzmirliler, ,hındiıkıı geniş bir sempati bes: lemişlerdir. |— Cavit Önüverin İzmirden ayrı- Jığı, bütün İzmirliler ve bilhassa kendisini yakından tanryanlâr için / hakikaten acı ve elemli olmuştur. 'Onun Karşıyaka istasyonunda na- Sıl teşyi edildiğini gördüm, Bu teşyide, muhitine fazilet nümune- &İ olan insanların bekliyebileceği mubabbet havası — vatdı. İzmirin #eçkin ailelerinden mürekkep ke- /JSif bir kalabalık, valiyi ve sayın eşini sanki bırakmak istemiyordu. “Teşyide resmi devair erkânı ile Karşıyakanın güzide ailelerinden büyük bir kalabalık bulunmuş, ve byan Önlvere buketler dim edilmiştir. Tren hareket edince sayın — va-| diye yaklaşarak kendilerile konuş- tüm. Bay Cavit Önüver büyük ir nezaket ve tevazu içinde bana şunları söyledi : beyanatta bulundu daşların hemen hepsi bilgili, vazi- fe ve mesuliyet hissini büyük bir dikkatle kavramış kimselerdir. Türk zekâ ve kabiliyeti, Türk dürüstlüğü umumi olduğu için bu sözümle başka yerleri İzmirden geri görmek hatasına asla düşe- mem, İzmirin memüur kadrosunu başka yerlerden ayıran cephe, Fazlı Güleçin iş birliği yapacağı memur arkadaşları kısmen — seç- mekte, kısmen de vazife beraber- ği yapmakta gösterdiği ileri has- sasiyettir. İzmitin yeni ve kıymet- H valisi Ethem Aykot da bu mev- zuda ayni hassasiyet ve titizliğe maliktir.,, Vali bay Önüver, bugün mem- leketi olan Balıkesire inecek, ora- da bir kaç gün kaldıktan sonra Kütahya - Ankara üzerinden Ga- müşkülâtla ziantebe gidecektir. H. G. jdüşünmiyordum. Fakat — ka Karadenizliler —H Almenyaya götürülecek ve ora- da hesabr görülecekti. Mis Kate Moog da bana he- men hemen aynı sözleri söyledi. Madam Grieblden aldığı — tele- |fonlar ile etekleri tutuşan Kate Moog nihayet bana haber ver- meğe mecbur kalmıştı. Her ne olursa olsun doktor Gilebli ele geçirmek lâzımdı... Telsiz vasıtasiyle doktorun Bre-| mede olduğunu kat'l surette öğrendik.. Fakat Breme zahille- Fimizden 200 mil açıkta bulu- nuyordu. Derhal sahil muhafız- ları ile münasebotte bulunarak Breme'e yetişecek serf bir deniz tayyaresinin hnı:rl_ınmn:nı F- ca ettik.. Bu arada yalnızca çok - ciddi! karşılaşacağ Iktisat vekâletinden bir fındık kooperatifi istiyorlar Geçen sene Vakıt namma Ço- ruh vilâyetine yaptığım bir seya. hatten dönerken Hopalılar hayati bir durumdan bahsettiler ; — Servet menbamnız fındık bizi &0rç içinde bırakıyor, dediler, Cürzle ilk bakışta garip değil ni?.. Bir servet menbar müstahsil- lerini borç içinde bırakıyor. Çok yakından tanıdığım muhi. “— Garlantep gibi, milli tari- himize kahramanlık destanlarile yazan bir beldeye vali ola- gitmeği bir mazhariyet diye H ediyorum. Mülkiye müfet- ğim zamanında oralarda bu- unduğum için Gazlantep vilâye- iyi bilirim. Fakat İzmirden Ayrılışım da pek acı oldu. İzmirin Bamimi ve kadirşina&as muhiti, alr- ayrılması güç bir muhittir. tlan maada, İzmirde başka bir üsiyet daha vardır. İrmirin nur kadrosunu dolduran arka- Teşekkür Zevcemin vefatı dolayısiyle cena- le merasimine gelen ve meklüp ve| telgrafla taziyede bulunarak derin a- smıza işlirâk suretiyle samimt ali- Kösteren akraba ve dosilarımıza | diş tabebeti mektebinin çok candan iir bağlılıkla yapmış oldukları hu« merasim İçinde başla heyeli 'isiye olmak üzere tekmil meslek. tkadaşlarına ve tabelerine — sonsur eşekkür ve minnetlerimi arzederim. KBRİHEı tin yegâne servet menbamın fın. dıik olduğunu biliyordum. Fakat bu çalışkazn, cesur ve vatanperver Türk evlâtlarının bu yüzden borca girmeleri beni düşündürdü. Derdi inceledim. « Karadeniz havalisi yurdumu- zün en verimli bölgelerinlen biri-, dir, Tabiatın ârızalı, hattâ biraz | da kısır olması, halkının enerjisi | karşısında istenen her şeyi veri- yor. Oralarda kurulacak bir mey. va konserve fabrikası, bir şarap fabrikası Karadeniz — sahillerine yepyeni bir vücut verecek bir ha- reket yapabilir. Fakat bugün en hayati dert fındıktır. Sön senelerde daha çok islah e. dilerek* verimi arttırılan fındık, en inden, en zenginine kadar het Karadenizlinin yegâne varidatı. dır. Fakat işte onda da zarar gö- Tüyor ve borçlanıyor, Bir fındık müstahsili yurdu yle anlatmıştı: — Fındık satışından hemen he- imen elimize para geçmez. Çünkü findıklanmız, Hopanın, — Arhanın ve Viçenin birkaç tüccürma mev- du gibidir. Zira, şekerimizi, tuzu. muzu ondan almış, basmaları on- İdai 'ternin etmişizdir. Pok tabit.bu eşyaları veresiyo verir gibi veri. yorlar. Üstelik pahalı da.. Sonra fındık- larımız alınır - alınmaz torbalarla doğru gene onların dükkânlarına gider, Para yerine bir hesap pu. sulası alır, çok defa borçlu çıka- TIZ. Karadeniz havalisinin bu derdi cidden hayatidir ve derhâl tedbir alınmdaı lâzımdır. Sayın İktisat Vekilimiz Hüsnü Çakır, bu havali- yi-bütün dersleriyle bilizler, Yeni findiık mevsimi gelmek Üüzeredir, Vekâletin alacağı âcil bir tedbir findik müstahsillerini kurtarmış olacaktır. İktısat Vekâletinin bu tedbiri, findik satışına bir istikrar temin edeceği gibi fiyatları da tanzim edecek, bu suretle tüccarlar, iste- dikleri gibi halkı istismara fırsat bulamıyacaklarklır, | Fındık — müstahsilleri, Vekâletinin teşebbüsünü sabırsız. lkla bekliyorlar, Geçim vasıtaları olan bu çalışkan halk verimini | daha arttırmak, toprağına Haha "rhm: yalnız fındık | te çok mühim Bir rol oynamıştı. mağa mecburduk. | OLSUN ŞAHİTLERİ ORTADAN KALDIRIN etmezden Bremen'in kaptanımma bize casus İade odip etmiyecoği. ni telsiz ile sordum.. Kaptan bize evvelâ doğrudan doğruya cevap verimedi.. Yalnızca deni. zin çok kötü olduğunu, ilerisini görmenin mümkün olmadığını, böyle bir havada bir deniz tay- yaresinin yola çıkmasının ma - nasız olduğunu telsiz ile bildir . di, Ben cevaben vaziyet her ne lerine bu işi çok ciddi Bremen vapuru mürettebat ta, |HER NE PAHASINA OLURSA|”afından kaçırılmış olduğu ka bul edildiğini ve casus iade e dilmediği takdirde mücssif ha. diselere sebebiyet vorileceğini Deniz tayyaresiyle haröket|bildirdik.. Vapurculuk şirketinin elin , den geleni hakkile yapmış ol duğunu teslim etmek lâzımdır. Bu işe sarılmadıkları takdirde Amerlkan topraklarında itibar- dan düşeteklerini anlamışlar ve lâzım olduğu şekilde çalış. mışlardı.. Fakat bütün bunlara rağmen Doktor Griebl Şerburgda Fran. siz polisina teslim edilemedi.. olursa olgun bir kere şansrmızı| Bremen vapuru kaptanının Al - tetrübe edeceğimizi, her şeyden| Manyadan aldığı resmi bir emir öyvel kendisinin Doktor Griebi'i| Doktor Grlebi de Fransız ne de bize lade edip etmeyeceğini bil. dirmesini söyledim. Amerikan rabitasına tezilm e - dilmeyip doğrudan döğruya Al. Kaptan covap olarak, bu ar-|Man topraklarında Bremerha, zumuzun yerine getirilebilmesi|Yen'e teslim edilmesini bildiri için vapurun durdurulması bir füka indirilmesinin cuları tolfişa düşüreceğini, ken. disinin böyle bir mesuliyeti yüklenemiyeceğini bildirdi.. Yapacak bir iş kalmamıştı. |Vapura kadar gitmek beyhude idi.. Tayyareye hacat kalmadı. ğını haber verdim, vapurun kaptanma da yine telsizle mü - racaât ederek, vapur Şarburg'a vasıl olduğu zamah Grlebl'i |Fransız Küvvetlerine teslim et meal llzumunu bildirdim Kaptan cevap olarak, vapur Şerburg'a gelince Doktoru giz. H kaçak bir yolcu olarak teslim edeceğini bildirdi.. Öğleden gonra Bremen geml. &i kaptanından gelen bir haber, Baş, Diş, Nezle, fazla ve daha derin bir aşkla sarıl- mak için bu himayeyi bekliyor. elzem |(MADAM GRİEBL KOCASININ olduğunu bu vaziyetin ise yol-| KAÇIRILMASINA YARDIM ve yordu.. j ETMİŞMİYDİ? Doktör Amorikadan ayrıldı- Btinm hemen sabahi Madam Grlebl'i istlevap ettiğim taman hakikati söylememişti. Kocası. nım vapura bindiği zaman onun | bir daha geri gelmiyeceğini de| biliyordu. Onun hüsnüniyetin | den şüphe etmemi İcabettiren birçok haller yardı. Marlam Ürtebi tenenat Tesatrie | Hakiki vakalara istinaden ereacan eee seseceneseneAALA KA rAA LA eren nn eaeacersen a eame Amerikada Alman casusları ma hüdisesinin de Madam Gri-|Doktor Griebl'in seyahat ücreti-;sükünetle hareket etmiş OldÜ eblin anlattığı şekilde geçme-|ni tediye etmiş olduğunu bildir-| ğunu öğretti.. mbiş olduğunu ı'igrenmııun-;. Doök|mekteydi.. Vaziyet açıkça anla. torun karısı bize anlattığı gibi|şılryordu.. Derhal Alman küm ,İsakin, normal tdi., Ancak € İseyirci kalmamış. Bilâkis bu iş-|panyasının Nevyork mümessil -| bir hareket yapmıştı. Dok*0 telâkki | Biz en mühim şahidimizi eli-'ettiğimiz! va Amerikan hükü -| mizden kaçırmıştık, her na pa-|metinin vaziyetten gayri mem . hasına oluraa olsun onu yakala-|nun olduğunu, Doktor Griebi'in | | | tan-sonra, garaja telefon ede - | rek Şöför istemişti.. Kendisi otomobil kullanmak bilmeyordu.. Bu şöförün Istle, vabr bana Madam Griebl'in ko- cası kaçlıktan sonra büyük bir NEVROZİN! Grip, Romatizma |Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal ke: N. A. YA ser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. tWfer P VAKİT Madam Grlebi'in hareket! (Devamı var) ABONB YARİFESİ Memleket ııımk”" içinde — dışınde | Aylık 95 155 Kel 3 aylık 260 25 » ı 6 aylık dS — 920 w 1 yıllık 900 — 1600 w Tarifeden Ralkan — Birliği için ayda otuz kuruş — düşülür| Posta birliğine girmeyen yer! Ayda yetmiş beşer kuruş 140 medilir. Aboöne kaydını bildiren mek'| tap ve telgraf ücretini, “abö parasının posta veya bankü b yollama ücretini idare kendi ÖY zerine alır. | Türkiyenin her posta merkezindi| VAKIT'a abone yazılır. Adres değiştirme ücreti 25 kuruştur. İLÂAN ÜCRETLERİ Ticaret Hânlarının santim “| zatırı sondan itiberen ilâa 4857 falarında 40; iç sayfalarda $0 kuruş; dördüncü — sayfada İif ikinci ve üçüncüde 2; birineidt 4; başlık yanı kesmece 5 lirasj Büyük, çok devamlı, klişelir renkli ilân verenlere ayrı ayfiğ indirmeler yapılır. Resmi ilânle- | rın santim - salırı 30 kuruştur. TİCARİ MAHİYETTE OLMIYAN KÜÇÜK İLANLAR Bir defa 30, iki defası $0, OC defası 65, dört delası 75 ve 08 defası 100 kuruştar. Üç aylık ilân verenlerin bir defası beda- vadır. Ü ati BHUŞ Gar kaamağını vt fazla satırları beş kuruştan he sap edilir. j ilizmet kupanu — gelirenlert ) — | küçük ilân tarifesi yüzde 25 indirilte. Vakıt hem doğrudan — doğrü- ya kenidi idare yetinde, bem Af kara caddesinde — Vakıt Yardi altında KEMALEDDİN İREN Hân Bürosu eliyle ilân — kabul eder. (Büronün lelefonu: 20335) İKİ FİLM Brodvay kuklası Akdeniz korsanları Karamazof Kardeşler Yazan: DOStöyevsri Çeviren: Hıkk; Sllı Gezgin © 50( Diye inliyordu. Fakat işledi bu cina. yeti. Marazi bir tutkunluk içinde oldu. u apaçık görünüyordu. Her halde hâ- kimler onu affedeceklerdir. İçinde sabırsızlık ve heyecanr artan Canım, dedi; Dimitri katil değil- -— Biliyorum, biliyorum, öldüren rigoridir. — Grigori mi?,, Ne münasebet? — Evet, evet katil odur. Dimitrinin duğu havaneliyle düşüp bayıldıktan kendine gelip de kapıyı açık bu- D koşup cinayeti işledi. — Peki ama buna ne sebep vr? Gri. ori, babamı ne diye öldürecek? — Marazt bir buhranın tesiri altında yepmıştır bu işi... Başına inen tokmak; ü böyle bir buhrana uğratmıştır... durunca kan dökmek ihtiyacını duy- du ve öMlürdü. Gerçi cinayeti işlediği. he dair hiç bir şey söylemiyor. Ama belki de unutmuştur. Kendinde değil. vurdu. Şimdi hatırlamıyor. Yalnız Ş$u var ki cinayeti Dimitrinin yapmış ol- ması, daha hayırlıdır. Siz, benim Gri- göriden bahsetmeme bakmayınız. Bana kalırsa, babanızı Dimitri öldürdü. Böy- le oluşu da iyidir. Zannetmeyiniz, ki ben, bir babanın evlât eliyle öllürülme. sini uygun buluyorum, Bilâkis, isterim, ki çocuklar kendilerine vücut verenle- re karşı saygı Ve sevgi beslesinler. Eğer - Dimitri bu işi yapmışsa, şüphesiz bilmi. yerek, kendine sahip olamıyarak yap. maıştır. Böyle bir şuursuzluk içinde iş- lenen cinayetlerin ise cezası yoktur, Ye- » ni adliyemizin kanunları, insanlara mu- sallat olan zaafları bilir. Bu kanun, bel. ki de yeni değil, eskidir... Fakat ben da- ha benliz dün öğrendim. Telâşla size haber yollayışım da bu yüzdendir. Mah. keme beraet kararı verirse, tahliye olun. duğu gece adliyenin şereline bir ziyafet vererek bütün bildikleri de davet cde- ceğim, Dimitrinin bize fenalık yapacağını gımımnı Amma kalabalık olacağı için şayet bir tehlike ile karşılaşırsak, onu tutup dışarı atarlar. Dimitri, belki de daha sonra hâkim olur. Çünkü en iyi hâkimlerin felâket görenler arsından çıktığı meşburdur. Hem, herkeste az- Çok kentdine göre bir ruh hastalığı var- dıt, Ben, siz, herkes, bütün dünya böy- ledir. Meselâ: Bir adam elinde saziyle şarkt söylerken, anstızım içinden bir kin fışkırır, eline geçirdiği bir tabanca ile önüne ilk çıkan adam: öldürür. Mahke- me, bu cinayeti ihtiyar ve şuur dışında görüp katili cezal ehliyetten mahrum tutar, Bunu pek yakında okudum, Bü. tün doktorlar, onun masumluğunda bir. leşmişlerdi. Bir bı,_h misal de bizim “Liz” dir işte. Önun da böyle hasta bir tarafı var. Dün ve evvelki gün beni ağ- Jattr durdu. Şimdi anlıyorum ki bu hal, asabi bir buhrandan başka bir şey de- ğildir. Ah şu Liz, çok fazla üzüyor be- ni, Çıdırdı galiha.., Sizi acaba ne diye çağırttı yine?... Yoksa kendiliğinizden mi geldiniz? Aliyoşa kati bir tavırla; — O çağırmış.. Gidip müsaadenizle görüşeceğim. Matlam Köklakov, ağlayarak: — Ah sevgili Aleksi, işte burada., Allah bilir, ki kalbim ve vicdanımla eminim. Hattâ Kkızımın bana haber vermeden sizi çağır. masını bile hoş görüyorum. AğıbeySlı İvana aslâ böyle bir emniyet göstere- mem. Hem onu da ıen;htiıi en mert ve namuslusu olarak tanıdığım halde.. Dü. şünün ki, benim haberim olmadan o da gelip Lizle görüşmüş. Aliyoşa, şaşkınlıktan — dilini yutacak bir telâşla: — Yok canım?., Ne valeıt oldu bu iş? Diye gordu, — Hepsini söyliyeceğim. Zaten sizi bunun için çağırtınıştım. Fakat araya başka lâflar karıştı. Moskovadan döne- liberi İvan, iki köre bize geldi. Bu, es: ki bir tanıdığı ziyaret gibi bir muaşeret icabına uyarak yapılmıştı. Öteki gelişi pek yakındır. Katyanın bizde olduğunu öğrenip gelmişti. Geçen defaki hâdise- lerden sonra, zaten sık $ k ziyaretlerini de beklemiyordam doğrusu. Fakt bir gün ansızın ve hayretle öğ. rendim ki, İvan bize gelmiş ve kızım Lizle *beş ilakika görüşüp gitmiştir. Bunu, ben üstünden Üç gün geçtikten sonra ancak “Glafir,, den öğrendim. Şaşılacak şey değil mi? Lizi çağırıp sordum, Gülmeğe başla- di ve; — Sizi uyuyor sanmış, gelip sıhhati. nizi benden sordu. Cevabını verdi. Belki de bütün mesele hakikaten bundan ibarettir. Yalnız şu Liz, beni artık pek fazla üzmeğe başladı.. Dört gün evvel sizinle görüştüğü günün ak. şamı; bir sinir nöbetine tutuldu. Ağla- yıp, inledi, durdu... Şu sinir nöbetleri akbir di d Liz, Jüliyi neden bana gelmiyor da, boyuna ona musallat oluyor bilmem... Ogün, ertesi gün, daha ertesi gün buhtan sürdü, Ve nihayet dün ansızm bir başka sima bağ” ladı. Yüzüme karşı: — İvan Fiyodoroviçin yüzünü gör“ j mek istemiyorum! Gelmesin buraya! ı Kapat evimizin kapısını ona! Diye bağırdı. şaşıp kalmıştım. — Peki ama, niçin? Nasıl bir sebeple — bu kadar zeki, terbiyeli ve bilgili sonra da felâketzede bir adama bu hakareti — edeyim? ş 4! Demeğe mecbur oldum. Bu sözlerime — kârşı katıla katıla güldü, Hem yarala- :ı yıcı, incitici bir kafıkaha ile güldü. Ben, i ondaki bu değişmeyi görünce sevindim. — Sinir 'nöbetinin yatışmasına hizmet et- tiğimi san'yordum. Belki bu sayole buhrandan kurtulacaktı. Zaten İvanın — benim haberim olmadan kızımı ziyarct — gibi acaip bir harekette bulunuşunu hiç — beğenmemiştim. Onu kabul etmemeği düşünüyordum. Hattâ bunu nasıl ve ni. çin yaptığını da kendisiniden sormağı tasarlamıştım. # Bu sabah, Liz ters tarafından kalktı. “Jüli” ye bağırıp çağırdı. Bununla da kalmıyarak kızın yüzüne tokat attı. Ne fena,, ne canavarca bir hareket değil mi? Ben, hizmetçilerime “siz,, diye hi tap öderken, onun böyle bir şey yap- ması gücüme gitti. Ama bir saat sonra öptü. Devamı vai. — » l | | îi €

Bu sayıdan diğer sayfalar: