13 Haziran 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

13 Haziran 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— VAKİIT Kocalar muhakkak dzım bir şeymidir? Karol h?çınıyor $ HHi BN!Vlm.ıı gelen — haberler e Sinema yıldızı Madlen, tre T'ün kocasından ayrılmak Ü. Mkpm_ıhw.ye girişmiş oldu. tol p bildirmektedir. Madlen Ka. Ban Ü rivayetleri teyit ederek adm göylemiştir: h;,nu kararı vermeğe mecbur Euna çok mütecesirim.. Üç dedenberi olduğu gibi dalma HAZIRAN 1938 Orümcek satışı ile geçinen kızlar Haftada yüz liran kazanan bu kızlardan birinin başıudan geçen bir macera iki zehirli hayva — &B NM buğuşması - çok korkunç olmuştu Dünyada türlü tülcaret var. Fakat örümcek yakalamak su. vetiyle haftada yüz Ilra kazanae nt işittiniz mi? İngllterede genç ve cesur bir kız, bu işi kendistno meslek #ttihaz etmiştir. Bütün dünyayı büyük örüm- cekler yakalamak için geziyor. Ve yakaladıklarını ilm mücsse. selerine satıyor. Ekseriyetle örümcek yakala- İngilterede yaşamak isti. km evli kalmamızı müm _Eı haberier meşhur yıldızm kay Götirdiği “Kocalar muhak . .%âıım mıdır,, İaimli filmi oy. Ü Ç * Üzere olduğu bir zaman. A“"“Mı kalmağa mecbur olu. İ iştır. Madlen Karol is-| _li tin önüne geçmek için bu uq: değiştirilmesini istemek , b,î:tan kocası Filip Astley bu S bir şey söylememi; %dn i'le üu . l 000 frank bulundu Biete yakalanan bir dilenci, fakiri bulmanın imkânsız * Na :: Rüzel bir misal teşkil etmek Yeş Fapılarında mühtelif yal . ğîflı para almasını bilen bu gürültüye sebebiyot ver " Münakaşa uzayınca Tara- x Ye dilenci karakola götürük Üzeci arandığı zaman boyun khk. kâğıt parçalarına sarılı *t bulunmuş ve bu pakette şimdiye kadar biriktir- :."“uiu 300,000 — #rank kâğıt mak için ya Afrikaya, yahut Korsikaya gidiyor. Doroti Ver- ton adındaki bu kızın, bir kere Afrikada başından çok garip bir maceran geçmiştir. Bir diğer arkadaşiyle bera- ber seyahat ediyorlardı. Gece- lTeyin her biri küçük çadırlarını kurüyor ve yatağınımn üstüne, sivrisineklerden muhataza için yapılmış olan cibinliği çekerek aykuya dalıyorlardı. Bir gece arkadaşı, erken yat mış, uyumak üzereyken, karşı sında kocaman bir zehirli örüm. cek gördü. Güzleri elmas gibi parlıyan iri ve korkunç bir malı lük!.. Vücudu kıl içindeydi. Gevç Wız bu münftiara” karyıı sında ter döükmefe buşlamıştı. Kımıldayamıyordu. —Örümcek; başına çok yakın bir yerde ası. l durüyordu. Eğer kımıldayıp da cibinliği sarsacak olursa, belki de bu örümcek yüzüne dü şecekli. Korkudan haykıramıyordu Besi kısılmıştı. Faukat heyecan bununla kal. taadı. İri Örümcek ağır ağır yü rümoğe başlamıştı. Genç kız, bu esnada örümeceo ğin ayakları kurtularak yüzüne düşmemesi İçin dun ediyor- du. Kalbi o kadar hızlı çarpıyor. du ki âdeta göğsünden fırlıya, caktı, Derken, nerden geldiği belli olmryan bir Afrika arısı, ı Arı evvelâ, cibinliğin dış ta-| Sonra arı, tam boynundan, rafma konmuştu. Fakat örüm- teğin içerde bulunduğunu 806- Zİnce, ihtiyatla içeri girdi. Bu Afrika arısı, bildiğimiz &- tılardan çok büyük, kalın par- lak kanatlı idi. Sırtı kadife gibi yanryordu. Her halde bu arınm sokuşu da müthiş olaenaktr. Bununla be- raber örümceğin heyebtine nis, betle arı Bolda sıfir kalıyordu. Bu müthiş arı ile bu kocaman örümcek biraz sonra karşı karşıya getdiler. Örümceklerin arıyı yedikleri malümdür. Fakat bu arı, yene- bilecek bir şeye benzemiyordu. l:oiq kolay da kendini kaptır. ryacAğı balinden bolliydi. Genç kız bir aralık yataktan Biyrilip çıkmak istedi. Fakat - zerindeki clibnlik titredi. Kız, korkudan tekrar durdu. Tam bu sirada örümcek arının tÜzeri- ne saldırdı. Fakat tatamadı. Büyük zehirli örümceğin maksadı bir hamlede arının boy İnuna zehirini akıtmaktı. Fakat kaçırdı. Buna mukabil arı, ge- riye kançrken bir bıçak gibi o. lan iğnesiyle a2 daha örümceği vuruyordu. İkinci bir saldırışta örümcek, Arıyı hafifçe yakalamağa mu. vaffak oldu. Karnından vur muştu. Ve akıttığı zehir, belki de yarım sant Sonra arıyı öldü- Slarak meydana çıkarılmıştır. | vızıldayarak peyda oldu. ürdü. DAUARAAOLARSURELR PT PIPLDURİ CRERBERORDAOLI Küçük hikâye Telâkki meselesı_:__J EK"—EM Suat dedi ki: X — Tuhaftır, bu zamanın taj terbiyeli görünmek L| 'N.m—' yalan söylemeğe mü- üyailüirler, Herker, karşısın. : hoşuna gitmek tçin dü. kglırunün Aksini söylemekte llnıılulı görmüyor. Adeta qa;n)nr için artık bir pren- k 'lı'—:üzı" tüzerine Tromancı *'îb. c“lıln.ııı, arkadaşına şu ASSS ya, VEDÜİ: :.î'“'k *, azizim. Fakat metho- K ,uuv'muu Insanlarla bera- "l CUt olagelmiştir ve bir Tağil Mec b l .:::" oOlur, M : hiç bir zaman, hiç ktm h,q *thetmek mocburiyeti A, buriyettir. Çok doğ- *k bazan torbiyesizli- Yet, Sakat senelerdenbe- Yazan: rl memuür olduğun halde nihayet bir mümeyyiz muavinliğine ka- dar yükselebildin! — Zarar yok. Her şeyden ev- val doğruluk... Kalama geç kal- dım, gidiyorum, dostum... Ekrem Suadın idare ettiği kalemde genç bir memur vardı ki vekâlet müsteşarlarından bi rinin akrabasındandı. Bu deli. kanlı, dalrenin işlerini yapmak. tüânsa bir takrm kafiyeler ara- mayı tercih ederdi. Bu yüzden mümeyyiz muavlininin sık Bık tokdirlerine uğrardı. Bugün de, şilr merakı yüzün den yanlış bir İş yaparak âml- ginden bir slülrü azar işltti. Ekrtem Suat kalemden çıkım. ca, ahbaplarından ressam Hik- meto rastladı. Ressem, olini ar- kadaşınım omuzuna koyarak de di ki: | İ Reşat Enis — Azlzim, sen doğru darosın, Bu senek! gerzi bir tablo yaplım. Gel, gör fikrini söyle... Ekrem, ressamın atölyesine gitti ve güzel tabloyu seyrettik- ten sonTa: — Movzuunuz yanlış, dedi. böyle bir resim hakikate mutâa- bık değlldir... — Fakat, bu hakikat bir hayal... Hayalden hakikate yaklaş malı! Bu söz üzerine ressam daya- namadı: — Azizim, fikrini sorduğum- dan dolayr pek mütetesifim.. Çünkü sanattan hiç anlamadı- Bimı görüyorum. Senin işin ka- lemdeki kAğıtlar.. Sakın onlar- dan başka bir şeyle uğraşma! Ekrem, ressamın atölyesin- bir â- İçin ve değil, hayat! #inir merkezinden yaka- ladı, ve kıskadiyle — öldüresiye sıkmağa başladı, Fakat bir müddet sonra örüm cek sükünet buldu. Hırsı din. miş gibiydi. Arı yatağm üzeri- ne yuvarlandı. Kız korkudan bayılacak de. recelere golmişti. Fakat iş bu- nunla kalmadı. Arınımm ardın. dan zehirli örümcek de yatağın üzerine yuvarlandı! Bu esnada genç kız, bir mu- cize kabilinden sesini buldu. O. lanca kuvvetiyle baykırabilmiz. H, Kopardığı çığlık arkadaçı & rümcek aversr Doroti "Vestonn ::pıdu dursun,. o, yorganı iki. yvani fladyatörün üzerine ku. patıp yataktan fırlamıştı. Az sonra tekrar çadıra — gir- dikleri zaman bem örümceği, bem de arıyı ölü buldurlar, Fa. kat bu nadide tabiat nümunele- rinin ölüsü bile para ediyor. Genç örümcek avcısı Doroti'nin bu iki Gi için dahi bir hayli sağ para aldığı söyleniyor. den çıktı. Siyah ve büyük göz. leriyle kendisini teshir eden Me- lâhatla, sinemalardan — birintn antresinde buluştu. Sevişmeğe müsait bir muhallebicide otur. dular. Melâhat, bir aralık, âşı- ğına sordu: N — Yeni şapkamı nasıl bulu- şorsun Ekrem? Bkrem Suat, yeşil kurdelalar. la ve tüylerle süslü küçük şap- kayı cidd? bakışlarla tetkik et W. Modanın sık sık değiştiğin- den katiyen haberi olmadığı Için şapkayı pek fena buldu. Bil- hassa yukarı doğra kalkan sol | İbrahimin son sekiz aylık sal- tanatı, her gtin bir başka ve ye- ni zevk ve eğlence İle geçiyor. du. |ftettan bir kız İbrahimi çileden gıkartmıştı. Padişahı, zokâsı, tazibesi ve güzelliği ile yüzlerce kadının arasından çekip kendi. ©e bandetmişti. İbrahimden çocuğu olmama- arma rağmon, padişah “leral süin- neti seniye için” Hümaşah ile nikihlanmağa, zevklerinin ara- sina bir de düğün eğlencesi kat. mağa karar verdi. Sarayda par- lak bir düğün yapıldı. Hümaşah tellerle, pullarla, mücevherler ve duvaklarla süslendi. Osmanlı tarihinin “Telli Hasaki” si oldu. Jbrahim, devlet ridali — taratın- dan kendisine getirilecek hedi- yeleri de kondisi tayin etmişti: “Alâtı cevahir ile pürziyer Dbi- Ter cariyel mah peyker!.." ikte. mişti. İbrahimin etrafındaki kaümn- ların devlet işlerine karışmala- rı, Bulistimalleri o kadar ileriye varmıştı ki, bizzat İbrahim bi- le bunlardan bir kaçını feda et- Mek mecburiyetinde kaldı, Deojonore hükümdarın müsa- Biblerinden Şekerpüre kadın, Vatido Kösem Sultan Yle müna- kaşa edecek kadar şrmarmış, adamlariyle rüşvet alarak dev- let mensaplarının satışmdaki Bulistimallere karışmış idi. Şe kerpüre kadının adı horkesin a8 zında dolaşmağa başlamıştı. Nihayet bir gün, İbrahimin birdenbire verilmiş bir emri ile evinden alındı ve Sakızadasına sürüldü. Tbrahim “aynı gün, E- -Hapıtde batunün da Şe- kerpâre İle beraboer sürülmasini emretmişti. Fakat Hamide ha tunun zeki ve fedakâr bir carl: yesi, hanırmını kurtarmağa mu- yâffak olmuştu. Hanımını gor- dukları vakit işin farkma yar- Gı: “Hamide hanrm benim"” de- di. Gelenler de bu kızı alıp Şe- kerpâre ile bir kayığa bindirdi- ler, tarafı, sevgilisine — hafifmeşrep bir eda veriyordu., İyi görün- mök urzusuyla, hakikatl Yedn etmemek endişesi arasında bir| mülddet tereddüit etti, Nihayet| sordu: mi? — Rica ederim, — Bilmem ama, bu şapka ge. nin yüzünü biraz bozuyor. Ga- Hba fazla neşeli bir yüz gibi gösteriyor. — Deseno dir kokota yorum! — Estağtfurullah.. Fakat ben- benzi Hümaşah isminda diüher ve| Meraklı Tari Sayfarı / Telli Haseki Yazan: Reşat Ekrem Sürgüne gönderildikten son. ra Şekerpürenin bütün malları müsadere olunmuştu. Başında bulunduğu rügvet şebekesinin en mühim iki âzası, sebzeci Hü seyin ile Dede Süleyman da ya- kalandılar, a Bunlar Şekerpürenin sayotdtn- de birer Karun hazinezi topla. mığşlardı. Şekerpürenin Valide. hatıtda bir odası olduğu habar alındı, Açıldığı zaman, bu oda. da on altı sandık bulundu ki, hepst ağızlarına kadar mücey- her, altın ve gümüş fle dolu idi, — Anahtarlarr s#ebzoci Süleyman. da Jâ1. Sandıklar saraya getiril- di ğ#e İbrahimin gözleri önünde eçüldı, İçlerinden mücevherler, — inciler, nadide vo kıymetli Hint ve Çin eserleri, antikalar, altın ve gümüş çıktı. İbrahim bunları görünce: ü — Hay kâfir! diye bağırdı. Bana “akşam ekmek alacak aka çem yok!” diye yemin ederdi. | Bak neleri çıktı; hep benim mes — brmdır! Deâl, n Şekerpürenin evi işe fdeta bir — çarşıya dönmüştü. Kürkler, kıy matli kumağlar, takım takım alke | tın ve gümüş sırma işlemeli yor- ganlar çıktı. Bu yorganlardan — bir tanesi isa inci işlemeli $ĞL, Yalnız nakit olarak müsadere olunan iki yüz olli kesc akçe — tdi. Bu vakadan iki gün sonra - sebzecinin boynu vuruldu. Ce- sedi Aksaray çarşısmda teşhir edildi. Dede Süleyman da gece« Teyin boğuldu ve cesedi yokedil. di. Şekerpâreye gelince, Sakızda — kalması da tehlikeli görüldü. — Sakızdan İzrime sürüldü. O ka- dar gafil yakalanmış idi ki, e? tünde hemen hiç parası yoktu. Kendisini sürgüne götüren mü- başirden borç para almıştı. Şe- kerpârenin meydana çıkan mu- nazam serveti, devlet hazinesi- nin ne kadâr zalimane soyuldu- Banu bütün dehşeti İle güster. mekte idi. ce kadife şaplran #ana daha çok yakışıyordu; daha münasipti; data... — Hakkınız var; geçen sane. nin şapkası, Zevkiseliminizle |övttnebilirsiniz doğrusu.., Zaten Fikrimi açıkça söyliyeyim *ıkıdıic şapkam hoşunuza gidi. |yorsa, gidin onu hizmetçimin bunun farkına varmıştım. Eğer başında geyrodin. Çünkü ona verdim, Hizmetçi kadın da, &l. zin gibi, onu gayet iyt buluyor. — Çok acı söylüyorsun, Me. Mhat... — Beyefendi, her sözüntüzden (Devama 11 öncide)

Bu sayıdan diğer sayfalar: