9 Ekim 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

9 Ekim 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—namıştır. Hattâ bir gün bunların böyle hiç bir işe yaramaz hale geldiğinlden bahsedilirken Ma. dam Katalan şöyle demiş: “Be- nim işimi gören bir adam sonra başka ka:mlanıı işine yarı — cakmış. Bundan bana 'Tito Arnodi — Bu bir budala- dık. Hiç aşkta suiistimal etmek 4 adamın erkekliğini tamamen | üzale edebilir mi? Sen böyle bir — geye İnanır mısın? Operatör — Ben inanırım. İş. te kamlumbağaları misal olarak - göstereyim. Kamlumbağalar yüz — yıl yaşarlar. Fakat senöde ancak | bir defa çiftleşirler. Ressam — Ben bir kamlumba- Za hayatı yaşamak istemem. Fa. — kat bence sulistimalden daha fe- — ha bir şey vardır. — Öperatör — O halde bu. ne dür? Ressam — Bu aşk zevki ne ol- “duğunu bilmemektir. — Bu sırada bir tarafta mütema. / diyen uyumakta olan adam uya- — marzak söze karıştı: | — Anlıyorum ki siz. benden, ' beni karımın ahdattığından bah. — sediyorsunuz. Benim için ne der- / seniz deyiniz. Asla ehemmiyı Oyoktur. Bence hayat rüya gü — mek ve uyumaktır. Benim da- / marlarımda morfin olduğu za- — man rüya ıör(ınlm olmadığı za- man uyurum.” Bu sözleri söyler söylemez bu — adam tekrar uyudü. — Tito Arnodi — Fakat bu atlam — niçin böyle her vakit uyuyor? — Operatör — Morfinden. — Bu sırada uşak kapiyı açtı. İ. /— geriye bir çift dansör girdi. Er- kek yanında kadının vücudunu elleri arasına almış bir vaziyette / izahat verdi: — Polenezya dansı! Kemancı da vahşi bir hava çal- mağa başladı. Fakat hiç kimse bu dansa dik- Bile etmedi. Operatör cebin. edir?” idi. Bu kadınlar hayvanlı mine mahsus olan takli: mükemmel nümunclerini gösteri- yorlar; Geçen sene bu kadının a. | yakları " kirden Sımdı ise manikü e zattığı saman öpmeyenlere hid" det ediyor. Geçen sene bu kadın daha rakamların sağdan mı, sol: dan mı okunduğunu farketmiyor- du. Halbuki şimdi Dakar ile Zenkbar arasındaki şimendiferin aksiyonlarından bahis açıyor, Bu sırada salonun havasında bir kelebek yağmuru başladı. Sü- rü halinde karmakarışık bir şe- kilde uçuşan kelebeklerden bazı. ları camların Üzerine gidip çar- pıyorlar, yerlere dökülüyorlardı. Diğer bazıları salondaki misafir- ler arasında dağılıyorlardı. - Bu kelebekler altından, camdan, ka. laydan, güm ve saireden yapılmış göz alıcı oyuncaklara | benziyorlardı. Bazıları nevmida. ne bir surette salonun — tavanını kaplayan yarı aydınlık renkli camlara kadar yükseliyor, sonra tekrar iniyor, nereye gödeceğini bilemez bir halde bir sağa, bir | sola uçuyordu. Nihayet çırpma, çarpına yerlere dökülüyorlardı. Bunlardan biri misafirlerden bi- rinin frakı üzerine kondu. Sonra tekrar kalktı, tereddütlü bir uçuş ile kadınlardan birinin » kadehe düştü. Eter ile koloro- formdan çıkan zehirli hava j de boğuldu. Kanatları içki rine yayıldı, kaldı. Diğerleri salondaki çiçekler ü- zerine kondular. Ermeni güzeli Katalan bu manzarayı şaşkınlık içinde seyre- den misalirlerine hitap ederek dedi ki: — Bu kelebekler bana Bere- zilyadan geldi. Orada bulunan bir dostum göndermiş. Bunlar bütün dünyanın en güzel kele. bekleridir. Bana Rio de. Janiro. dan geleri her vapur bu kelebek- “den çıkardığı küçük bir altın ku- tü içinden bir çekimlik kokain b Ermeni güzelinin bir işare. ti üzerine bir uşak tekrar kadeh> | İere eter ve şampanya - doldur — Mâdam Katâalan yerde duran bir kadehin yanına diz çöktü ve — bunu sanki bir gölden su içermiş gibi içti. — O, kadehten şampanya ve ete- ri içerken 'Tito Arnodi yanına gı ter, yüzünü çini mürekkebi bi sknsiyah saçlarının neşretti. Bi kokuları kokladı. — Dansörler çekildliler. Uşaklar / tekrar göründüler; bu defa arap- ların kahve içtikleri atrzda beyaz incanlara benziyen kadehler ile ldiler. — Yegil perokalr zayıf bir kadın bu kadehleri göıı:rnık — Kloroformlu çilek.. Dedi, Tito: — — Bu kadın kim?” Diye sordu. — Arkadaşı cevap vertli: — Afrikadan daha yeni gelen bir Siz ikiniz de onunla uğraş- la hiç de doğru yapmıyorsu- Sana söylememiş miydim Görüyorsun ki hakkım var. değil mi? Aktris hakikaten fevkalâde memr idi., Dostunun kendisi- ekerek, hemşiresini taki calkım z *bir türlü affede. miyor, bütün dünya kızları gibi, küçük havaf bebeğin hevesar mani olmak gayretinden dayı Polil ayıplayordu.. Ru hâ- , bizrat kendisi pibi hayatı- ı bazı karanlık şekiller ile müş. ayıplayan Pole acı, fakat gü. bir derk olacaktı.. Danyel Leje zaman zaman Ja- veya Polün aldıkları vaziye- H gözden geçiriyor. ber Ti de heyecanlı ve mültecesir olduk- irimı görüyordu. Bilhassa LA | lestriye manevi bir ıstırap için. olduğu göze çarpıyordu. — Hemsiren bizim hı:;vımıvdcn h daha gemis kalpli doğrusu.. diye sörüne devam Biz burada ne yapacağız günlerimizi zehir ederken o evvel bua kadın bir polis kor | inin yanında çocuk bakıcısı | ı i itla kazanmağa mecbur olan- | lerden bir kafes idolusu getiriyor. Çok arzır ederdim ki elimde “as. Jan, kaplan gibi vahşi hayvanlar olsun. Buradaki hizmetçilerimi misafirlerimin - sereline-bu- vatışi bayvanları yediriri Fakat heyhat! Maalesef — misafirlerime yaltız Berezilya kelebeği takdim edebiliyorum, Bundan başka bir şey elimden velmiyor.” Tito arkadaşı Noceraya döne. rek kulağına fısıldadı: fDahat var ) elindeki | RADYO 9-10-939 Pazartesi 12.30: Program, ve memleket sa. fans, ve meteora- doji haberleri, 12.50: Türk Müziği: (PL). 18,30/14.00: Müzik — (Karışık | proğram — PL) 18,00: Program. | 18,05: Memleket saat ayarı, ajans, ve meteoroloji haberleri. — 18.25: Müzik (Radyo ı'n örkestrası). Lü. llfı | Konuş : TÖRK MÜZİĞİ: | Çalanlar Vıerih!. Ruşen Karı, Cev. , | | İ det Kozan, Reşat Erer. 1 — Oku- yan; Melek Tokgöz. 1 — Kürdilihi- | cazkür peşrevi. 2 — Kemanl Sa- | bak — Kürdilihleazkâr şarkı: (Çıl. gınca seviştik). 3 — Bedriye Hoş- (Ka- gör — Kürdilihicazkâr şarkı: güzeli). dilihicazkâr şarkı: miyor). 2 — Okuyan 1 — Zekl Arif — Aral rabi birak), 2 — Salâhattin Pinür , Hüzzam — şarkı: (Bilmem niye si- nemdeki yare). 3 — Udi Hasan — Hürzzam şarkı: (A üyüyörken), 4 — Sadeltin Kaynak — Hüzzam şarkı: ÇErzurumda bağ olmaz). 3 — Okuyan; Radile Erten, | — Ha. sim Bey — Beslenigür yarkı: (Kac, ma mecburundan ey ahu), 2 — Hüsnü — Bestenlgğr — şar di geçti). 3 — « Eviç şar- ; (Şahane gözler Şşahane), 4 — Halk türküsü: —(Haticem saçlarınt taramış). 5 — Halk türküsü: (Ekin Konuşma, | (Fasıl heyeti). örkestra: Şef | Beethoven: Pa- lelik sonatı'nın adacle kantabilesi. 2 — Emmerich Kalman: Faşingsfe polpuri'si 3 — Jos. Güna'lz Midro. (Çok zinin lıul).ıl.ıı—ı h Bir yamanlar bir Çi gan enlermezosa). G — Binbir gece. 7 Bergi Manon (Vals Bostan), 22.00; Ajans, ziraat, Esham — Tahv kambiyo — nu- (Küçük Örkestra Yukardaki pro. graman devamı) Müzik- (Caz band — PL) 2395/23. Yarınki program ve kapanış. Birinciteşrinin on dördüne müsadif Cumartesi günü raİ » Mazanışrifin iptidası nıdnğıı ilân olunur. Zayi 987 senesi Eylöl ayında emniyet dördüncü şübe müdürlüğünden al mış olduğum İkamnel tezkeresini xa yi ellim. « Ahdülkerim SELAMI lorı..en Fransız sinema âlemi Emil Hayvanla —— |? plüjlarda keyline bakıyor.. Plâj kelimesi Lö Mestriyeyi i- çine gömüldüğü süküttan — kur. tardı. — Karmen Sylva da neresilir? Bir banyo şehri mi? Diye sordu.. — Karadeniz sahilinde, Kös- tencenin hemen yanında.. Eğer aldanmayorsam, hatırımda kaldı- ğına göre orada çamur banyola. rı vardı, — Her hâalde hemşiren de ora- ya tedaviye gitmemiştir ya.. diye Danyel söze karıştı.. Resmine ba. | kılırsa kendisinde hiç de hasta hali yok.. Sonra kendisi bu re- simde emdea görünüyor, çamurda | değil. Hen bak ne kadar camdan 1 gülüyor! Sinemacılık Tarihinin altın bir sahifesi Fransada 50 sinemada birden ve tam bir sezon mütedi; diği en büyük gıhmr Zola'nın Ölmez eseri. Jean Gabin ve Sımone Simon'un emsalsiz filmi: Bu Perşembe akşamından itibaren LALE Sinemasında —— en gös. buğüne kadar vücude getir. şan insan | bana hiç bir şey bahsetme ve be. ni burada bekle... — Fakat Jan, ben de artık ha- reket edebilirim.. Danyel Leje de söze karıştı: — Çamur banyolarının Pole gok büyük faydaları olabilir.. T5 Mestriye hiddetle başını salladı: , — Hayır.. Her ikinizin de burada kalmanızı rica ediyorum. Dedi, sonra acı bir eda ile ilâ- ve etti: — Eğer Matmazel Taveresko orada eğlenceyi bulmuş idi, ben hiç de vakit geçirmek taraf. tarı değilim.. Pol, ben babana Domnikayı getirmeği vaadettim. Kardeşin bunu istesin veya iste. mesin ben sözümü yerine getire- ceğim.. O daha rüştünü isbat et- rois değildir. Matmazel Danyel Leje seytani bir tebessümden sonra; — Oh doştum, kıskamyorsu. nuz onü.. Yazan İstersen sana yeni bir esir ve yahut gönlünün çektiği bir şev alayım.. Fakat bırak da bir hal çaresi bulayım, dedi. O zaman, çoktandır, bir Av. rupa saati ile yeni bir yakut yü zük almayı kuran, tasarlayan Lotüs birden tavrını değiştir- i Vang Lung da Tutiye amca oğluna anlat ki, —su—dı i kızda şifa bulmaz, müs lekmh bir hastalık vardır. Bu halile kabul ederse ne âlâ., O zaman kızı kendisine gönderi. riz.. Fakat bizim hepimiz gibi © da korkar, çekinirse, ö zaman bâşka ve sağlam bir esirimiz da h& var, onu yollarız. Dedi. Ve etrafta duran estirlere göz gezdirdi. Hizmetci kadmlar da yüzlerini öteyana çevirdiler, fi- kırdadılar, fıkırdayarak güldü. ler ve çoktan yirmi yirmi biri. ne basmış olan kanlı canlı fet- tan bir kızdan maadası sanki utanırmış gibi yaptılar, Bu kız yüzü kıpkırmızı olarak ve gü . lerekten: — Ben bu işlere dair epeyce şeyler dinledim. Eğer o beni ar Zu eder, isterse bir kere tecrü. be etmek niyetindeyim. Hem, bazıları kadar dn çirkin bir a- dam değil.. ÖO zaman hıııg Lutg gönlü ferahlıyarak cevap verdi: — Pekâlâ,, Git öyle İse.. Tuti de: — Peşimden ayrılma, Zira, onun en yakınında duran mey. vayı kapacağımı biliyorum.. de- di ve ikisi birlikte dışarıya çık tılar. Fakat küçük kız daha hâlâ Vang Lungun ayaklarına sarılmış duruyordu. Yalnız ağ- İamayı bırakmış, uzandığı yer- den olup bitenleri dinliyor, Bey. rediyordu. Lotüsün ona karşı olan kız- gınlığı daha hâlâ geçmemişti. Ayağa kalktı ve tek bir kelımc söylemeden kendi odaımı ir- di. Ontlan sonra, hig')” gene kıiz: usulca yerden kqldır- dı, beti benzi kül olmuş ve bay gn bir halde karşısımda duran genç kıza baktı ve onun as&ırı de. recede narin, uçuk kücücük, yu. muşak ve yumurta geklinde bir yüzü ve minik açık kırmızı bir ağzı olduğunu gördü. Sonra şelkatle: — Hanımınm hiddeti geçin. ceye kadar, birkaç gün gözüne görünme çocuğum.. Ve eğer ö- teki herif de buraya gelecek o- lursa, seni istetmesek diye sak lan.. dedi. Ve genç kız, gözlerini kaldır. dr ve Vang Lunga bütü ras ve isteğile baktı ve bir göl- ge gibi sessizce yanından geçe- rek uzaklaştı. Amca oğlu, Vangiın evinde bir buçuk ay kaldı ve keyfi iste. diği zaman da orospu hizmetçi ile gönül eğlendirdi. Kadın a. damdan gebe kaldı, bununla da avlularda caka, kurum sattı, derken bir de harp patladı ve çapulcu sürüsü, rüzgârla savru lan samanlar gibi palas pan- dıras defolup zittiler. Ve arka- TUNAKIZI Dedi.. Metresinin bu sözlerin. den utanan Pol Taveresko: — Sus sen Danyel, diye kâadı- nın sözünü kesti.. Jan en sadık, kardeşten de yal bir arkadaş olduğunu göstermiştir.. Sonra arkadaşıma dönerek : — Haydi Pol, dedi, sen yalnız git ve Domnikaya şunu anlat ki... Jan Lö Mestriye sözünü kes- tit — mç merak etme sen, ona her şeyi ve onu muhafaza - edip | böyle eğlendirenlerin de kim 01- | duklarını anlatacak, icap ederse onlarla da lâzım olduğu şekilde görüşeceğim... Aynı gün Lö Mestriye, trenle Karmen Sylava — müteveccihen hareket ediyordu. Lö Mestriye, Sinaiadan Bükre. ge giden yolu artık karış kını öğrendiği halde, Rumen met merkerinden Karadenize u- M L T Zi r di eMOgüz da bıraktıkları harabi ve pialik | ten başka birşey kalmadı. Vang Lüngün amcaamın oğlu da bi çağını kuşağına soktu, tüfeği: omuzunda asılı olduğu halde onlara geldi ve alay ederek: eğer tekrar dönmiye- cek nlurııun size ikincl yarimi, ve anneme de bir torun bıraktı yorum. Her erkek için bir veya iki ay kaldığı bir yerde bir of | lan peydahlamak kolay — değil dir. Üstelik bu askerlik haya, | tıran faydalarımdan biridir. Ar. kada bıraktığı tohumu yetişir. | büyür.. Binaenaleyh başkalar: | da bu tohuma bakmalıdır.. De- | di, ve orada bulunanların yüzü ne karşı gülerek, arkadaşlarile birlikte uzaklaştı. Askerler gidince, Vang Lune He iki büyük oğlu bir kerecik olsun bir noktada uyuştular. Bu da, askerlerin bıraktığı bütün izleri silib süpürmek, ortadan kaldırmak meselesi idi. Bundan dolayı da tekrar dülgerleri ve marangozları cağırdılar. Uşak - lar avluları temizledi. Maran. gozlar kırılan oymaları ve masa ları maharetle tamir ettiler, Ha vuzların kirleri, çamurları boşa! tıldı. İçlerine yeniden taze ve te- miz su dolduruldu. En büyük oğlan yeniden alacalı balıklar, ?wd.nıh balıkları satın Bir ere a çiçek veren dikti, ve sağlam kalan î:ğlı - rm dallarını budadı. Ve daha senesi olmadan ve yeniden gü- zelleşti, Güllük, gülistanlık ol du, her oğul kendi avlusuna şındı. Her tarafta yeniden ni - zam ve intizam kuruldu. Vang Lungun amcasının oğ - Tundan hamile kalmış olan esi. re, sağ kaldığı mülddetçe amca - sınm karısına (ki kadının ömrü artık sonuna gelmişti) bakma - sı, Ölünce de tabutuna koyma- S1 emredildi. Ve bu esir bir kız doğurunu. Vang olmadı. dm bîr erkek çocük dnnyxn.n getirdiği takdinde'böbürlenscek, ve o zaman ailenin içine karış- mayı ve Vangın ailesinden sa - yılabilmevi istiyecekti. Halbuki kız doğurduğu - icin, vazivette bir değişiklik oölmu. dı. Nihayet bir esir, bir esir kız doğurmuştu. Binaenaleyl, kadın yine esirlikte kaldı. Bununla beraber, Vang Lung ona da diğerleri gibi adaletle muamelede bulundu. Ve kadı. “na, arzu ederse amcasmın karı- Bı ölünce onun odasını hattâ yatağını bile alabileceğini söy - ledi, Alımı.q. odalı bir evde, bir oda ile bir yatağın lâfı mı olur. du. Üstelik esire bir miktar da | gümüş para verdi. kadın bir nokta müstesna efendisinin bu hareketinden memnun oldu. İ Ve Vang Lung ona gümüş pr raları verirken derdini actı: — Efendi. dedi, bu gümüş p rayı benim çeviz param olarak sakla. Eğer zahmet olmazsa da beni bir ciftçi veya iyi kalpli fakir bir adamla evlendir. (Daha var) zanan hat kendisine tamamen ya. : bantı idi. İ Tren hattı, Lâ Mestriyenin bi | üddet evvel ziyaret etmiş oldu. t | Ru Delta mıntakası kadar düz, | | fakat mexru bir arazi olan vü- İ :îî Dobruca ovasından — geçiyor- u. Tren nehir üzerinden cem'an bir buçuk kilometre kadar tutan iki muazzam köprü vasıtasile ge. çiyordu.. Pencereye dayanmış, Lö Mestriye, İbis'lerin, ve daha birçok kuşların gittikçe - kızılla. | şan gurup renkleri altında pgece sığınacak bir yer aradıklarını seyrediyordu. Kuşların melânkolik fervatla: rından başka sükünu bozan bir ses yoktu.. Sularm alçak olduğu devirlerde bulurclduğu için ağır bir bataklık kokusu genç adamın | teneffüsünü tılryordu.. j ; Bir müddet sonra büyük ve [ | kırmızı bir ay ufukları yangına | boğdu. Tren daha bir saat boş kırlar, cayırlar arasında seyret- ti, sonra uzaktan, ufukta ilk ışık. lar göründü. cobaldılar, berrak. laştılar, vuzuh buylular ve bir müddet sonra da denizin manza- Tasını messsam baleler vihi kapa- yan petrol tankları belirdi. (Devamı var) Pearl Buck, Çeviren: İbrsF'— Hoyi PVAKIT ABDOYKE TARİVESİ Memleket — Wemlektl #çinde dışudd Aylık vö 55 B 8 ayşlık 260 .-i « 6 aylık 173 820 w 1 yıllek D00 — 1600 « Laritedet Kolkan — Birliği iÇİR öyda ölür küruş düsülür. — Poslül birliğine gifmiyen verlere aX vetimis beser karus zamım celilir . Abone kaydımı tnldiren meke tüb — ve teleraf ücretini, abönfi Darasının pasta veyn banka İl€ yollama ücreliri idöre kendi ÜZE rine abr. Nehiyenin he sexta merk€ zinde VAKIT'a ahone yazılır Adres değistirme ücreti 25 kuruştur. YLAN ÜCRETLER' Ticaret ilânlarının santim - S tiri sondan İlbaren ilön sayfalaı ramda 4ü: ç sayfalarda 50 Küf rus; dördüncü ada V: ikinel ücünrüde birincide &D | baslık vanı kesmece 5 liradır. Büvük, cok devamlı. — klişelki renkli ilün verenlere uyrı ayft mndirmeler vapılır, Resmi Hünlâr Fın santim £ salırı 30 kürüştür. Ticart Mahivette Olmuyan Küçük Nânlar Bir deta B0, IKi delası 50, Ö€| defası U3. dört defası 75 ve 68 defası 100 kuruştur. . Üc aylık| ilân verenlerin bir defası bedik) vadır. Döri salırı geçen ilânlar fazla Satırları bes kurüsign HE* sap edilir. Vakıl bem deirudüan doğrüy?| kendi idare yerinde, tieim Af kara caddesinde Vati Yür altında — KEMALEDDİN — İREX İlân Büroso eliyle ilân kabtl eder. (Büronun telefonu; 290335 Bana gelince, erkekler - maya alıştığım için yalnız Bi şıma yatağıma girmek güç © cak, O zaman Vang Tang da 6 hal u"ahîzr;':. Süâüır;:n Vç birseyi layrverdi. kadına, onu fakir bir insatli, ı evlendireceğine dair vaadde lunuyordu. Kendisi de - vakti fakir bir adam olarak, evle mek üzere bu avlulara gelmit| ti. Ve bütün bir hayatın M müddetince bile karıst O- düşünmemişti. Şimdi ise ked mefhumu ile tarif edilmi; bir teeessürle kartamdan kadar uzak olmanm, y" gecmiş şeylerin hıurui'e yarr, aklından geçirdi ve ağır, O gun bir sesle: — İhtiyar afyonkeş - öli sana bir koca bulacağım. Bu ” uzun sürmez!.. dedi. Ve Vang Lung sözünü tut kadın bi ir sabah ona peldi Ve? — Efendi, dedi, sözünü ne getir. Zira ihtiyar kadın © uyanamadan sabahin erken v p ti öldü. Ben de onu tabut9f' | koydüm. Daha ve vark a) LT | nema ve || ( Tiyatrolar || AĞN GAĞ 0N ai DA ggi bal |emdarSınemasl 1 — Lorel, Hardi Kodeste 2 — Genç Kızlar Ğ Şehir Tiyatrosu Bu &cec 20.40 d Kümedi kıstnz. İKL KERE İKİ gz RAŞİT RIZA E. SADİ TE Dü gece Üsk Hüle Sinçmasl! ÜVEY BABA xo.ıdı 3 pel "ın upe'n* Ba akşam 9 'Ta hesapia rEA ÇA l ö 1 A

Bu sayıdan diğer sayfalar: