25 Ekim 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

25 Ekim 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tito hiç tereddüt etmedi, guru- | ru galletini itirafa mani idi, der. Bal şu neticeye vardı: — Doktorların bütün gayretle. rine rağinen zavallılardan hiç bi. Ti kurtulamamış, hepsi dehşetli sancılar içinde kıvranarak can vermişlerdir. Stenoğraf neticeyi almak için sordu: — Peki, hepsi kaç kişi ölmüş? — Yirmi bir... İrtefutable gazetesi o günkü akşam nüshasında hiç bir günde.- lik gazetenin veremediğ çok mü. him bir haberi üç sütun Üzerine ve büyük puntolarla gösteriyor- du. “Bordoda feci bir senei dev. fiye.. Yirmi bir kişi mantardan gehirlencrek öl: Zabıta tahki. kat yapıyor. Cinayet mi, yoksa kollektif intihar mr?..” Eğer iki güzel kadına karşı duymuş olduğu arzu son haddine varmış olmasaydı. Bordo şehri Titonun oldukça hoşuna gidecek. ti.. Bordo şehri hiç bir hususta Parise benzemez.. Bir kere bura. da yaşayan en lüke hammelendi. ler bile Paris argosuyla konuşu. yorlar, bütün dünyaya şöhret sal. mış olan Bordo şarabını Bordo. lular içemezler, meşhur — Bordo tardalyesini kimse yiyemez.. Bütün bunlar Tite için şayan: ehemmiyet değildi, Tito yalnızca güzel metreslerini, fraklı dansöz Mod ile güzel Ermeni kadınını düşünüyordu. Bordodaki gazetecilik vazifesi pek can sıkıcı İdi.. Havadislerin kısırlığı canmı sılayordu.. Ne mühim bir hâdise, ne bir rezalet, | ne de gürel bir tinayet kaydolun. muyordu. Gazetenin direktörü çekmiş olduğu telgrafta: “Faali. yetiniz tatmin edici değildir. Mü. | him ve enteresan havadisler veri. niz..” diyordu, Tito dişlerini sıkarak: — Fakat, burada mühim hâdi. şe olmayor ki... Diyor ve elindeki gareteyi ga- Üa sola çevirerek enteresan — bir -A3yler arayordu,, Llattın diğer ta. Jrafında betleyen stenoğra!: — Divektör bey sizden mühim, çok n olan havadisler ver. menizi ediyor. diyordu. — Sahi mi? diye Tito bağırdı. Demek mühim havadisler istiyor peki, öyle ise yazımız; Cenuptaki sucuk fabrikatörle- rinden henüz ismini veremiyece- en meshur bir firmanın ga. karısınım civardaki bir ço. banla seviştiğini ve bu aşktan iki çocuk dünyaya geldiğini işi. tince hem karısını, hem de ço. Cüuklarımı öldürmüş ve suçunu gizleyebilmek için cesetlerden sücük yaparak bütün Fransadaki müşterilerine göndermiştir. Fakat bu haberin neşrini mü. teakıp hemen ertesi gün bütün Fransadaki suçuk fiyatları müt- hiş bir surette düştü, Hiç kimse ; Süçük yemek istemiyordu. Tüc. garlar borçlarını vermediler, ye. ni itmarlamış oldukları — malları alamıyacaklarını bildirdiler. Tuluz'lu namuskâr bir tüccar, bit türlü ıslaha muvaffak olama. dığr dürüst hareketi - dolayısiyle gayetle az satış yapmakta iken — Annem öldüğü zaman ben herür üç yaşında idim., diye ağ- latmağa başladı.. Ondan hatırım. da kalan yegâne şey yüzünün gamlı hali idi. Ve ben o kadar neşehi bir. çocuktum ki, gülüyor söylüyor, durmadan gevezelik c. diyordum. İşte Demetr o zaman beni ya. nına aldı. O zaman daha zengin- di.. Hep beraber gayetle iyi ya. gayorduk.. Konstantin beni — bir hemşiresi olarak' kabul ediyordu. Sonra da asıl hakiki hemşiresi o. ları iki kız dünyaya geldi. De- metr dava ile meşgul oluyor ve her sene biraz daha fakirleşiyor. du. Yaşamamız çok müşkülleşi. yordu.. Artık onlara yük olmak istemiyordum. Sonra itiral ede- yim ki canım da sıkılıyordu.. De. metr çok kederli, çok xuratsız, çok sert olmuştu. Bir hiç yüzün. den hepimizi dövüyordu., Yine bir kavga gününde benim, ken. | dişinin hakiki kızı elmadığımı ha- | tırlatması üzerine artık durama. drm, yanından kaçtım. — Zavallı küçük.. —— Evveti Sinalada hirmetcilik ettim. Kimbilir belki güzeldim.. Sonra çok gençtim de! Bükreşli bir efendi bir gün beni aldı, gö- türdü. İşte bana Jik malik olan | tün vazifesinde kalmasını “İrrefutable” gazetesinin bu ha. beri üzerine iki gün hiç satış ya. pamamış ve iflâs edeceğini, selil olacağını düşünerek ümitsizlik içinde kalbine bir kurşun sıkarak intihar etmişti. İrrefutable gazetesinin en mü. him hissedarlarının biri olan meş- hur bir suçuk ihracat tüccarı der. hal gazetenin hissedarlarını içti. maa davet etmiş, direktörün de. diştirilmesini istemişti. Suçuük yiyen herkesi olduğu gibi, suçuk ticaretiyle meşgul o. lan ve iflâs etmek üzere bulunan bütün tüccarlar, sucuklarımı eşek eti yerine İnsan etinderi yapmış olan bu cani fabrikatörün ismini, firmasını öğrenmek istiyorlardı. “İrrefutable” gazetesinin —di. rektörü Tito Arnodiyi Parise ça. Bırdı, İÜlk trenle gelen Titonun karşısına çıkan direktör: — Ben artık mahvoldum, de- di, fabrikatörün ismini ilân et. mem için beni tazyik ediyorlar. 'Tito büyük bir soğukkanlılık. at — Güzel, derhal neşredin... Fakat ben hangi ismi uydu. rim ki?.. — Bir şey uyduracak değilsi. niz.. Tuluzda büyük bir “suçuk tüccarı intihar e Suçlu olarak bunu kabul edelim. Feci akıbe. ti de bir itiraf olarak kabul edi. lemez mi? İsmi Tomas Salmatr idi.. Direktörün gözleri parıldadı... “İrrefutable” gazetesi 0 günkü akşam nüshasında intihar etmiş olan şayanı hürmet tüccarın — is- mini suçlu fabrikatör Tomas Sal. matr diye ilân ediyordu.. Ve vaziyet böylece kurtarıl . miş oldu. Tülüzlü — fabrikatörün | sucuklarında hiç bir marka bu. lunmadığından kimse insan etin. den yapılmış olan sucuklardan yemiş olduğunu zannetmiyordu.. Gazetenin tmum? heyeti direktö. teyit &a hep ve aynı. — zamanda bitlikte Tomas Salmatr'ın dül ka. | vısına' DiT naziş ballerinin teminine karar — veril. di... Bu vakadan sonra Tito bir da. ha Berdoya gönderilmedi. Artık yenides güzel i kadınının © hiç de daha çirkia olmryan Na polyon btelindeki oda komşüsu güzel İtalyanın kollarına yeniden dönmüş oldu. ... Tito, fraklı dansöz Mod'u Pa. rise gelmiş olduğu ilk gündenbe, ri sevmeğe başlamıştı. “Gün” kelimesi de *İdukça muğlâk bir ifadedir. Bir aşkın başlaması ve nihayet bulmasını daha astrono. mik bir katiyet ile, saat, dakika, hattâ saniye ile tesbit etmek müm kündür. Titonun aşkını da Mod vence- reve davanıp güneşin zivaları al. tında yıkanan Vendom âbidesini seyrederek, kendisine ilk macera. sınt anlatmış oldu#u: “Önü pek az tanıyordum.. Şövle alelâde bir adamdı, fakat benim de aradı. #em, arzu ettiğim alclâde bir kim- seydi.. B Naha vrv) TU adımdan bahsettiğim zaman onu düşünmüştüm. “Çabuk ayrıldık.. Ben sevme- diğim insanlarla yaşayamam.. Di. ğetleri ile de vaziyet aynı oldu.. Sonra açık hava lokantalarında şarkı söylemeğe, dansetmeğe bas. ladım.. Fakat yaz geçince İşsiz kalryor, Morenaniye dönüyor. dum. Demetr beni kabul etmek istememişti, fakat Konstantinin sayesinde yanlarında — kalmağa muvaffak oldum. Bundan iki ay kadar evvel Domnika geldiği zaman ben yi- ne onların yanında bulunuyor. dum. Fakat hiç rim yoktu.. Bir müddet evvel be. nim için bir pasaport yaptırmış. lar ve bundan sonra Konstantin seyahate çıkmıştı. Bunun sebebi. ni de bana İizah etmemişlerdi. Dometr bir gece “işte Nikolanın kızı” diye Domnikayı bana tantt. tığı zaman hayretler içinde kal- dım. Bir gece de benim yanımda yattı.. ' RADYO Çarşamba 25 - 10 - 939 12.30: Program ve memlekel saal Ajans ve melevruloji dek müziği (PI.) (Küçük erkes. J. W Raksı . 12 1340/M4.00: Müzik Necip Aşkın) 1 Tunu valsı. 4 — Göleğ: Pergünt — salti, Program. 1805: Memleekt saat a- yarı, Ajans ve Meteoroloji haberle- : müziği: — İngiltere radyo İdaresinin talebi Üzerine İn. giltereye ilhaf edilmiş olan bu pro. mezkür idare rö-lramnsnisyon e naklen — neşredilecektir. Türk Müziği: Karışık pro. 19.25: Konuşma (Ormanla ayalım Koruyalım). Türk müxiği (Fasıl heyeli) 2 : Konuşma (hal L10: Müzik: ve (Riya: İhsan Künçer), R. Chapi: Buneh of Roses (Mürehe Espagno. — G. Cbhur Ballet dü Plaisir. 4 J aral: Körnet için — Fantezi. Tsebhalka: Fanta: gen Önezin. ? $ Blet ayarı, Ajana haberleri, banı tahvllâr, Ka yrosse AUA KİPUN gp PU eE O aa g$T AUt aa t snema ve â Yiyatrolar ŞNU gAAA y T VA ga ÇB MN gç BNN aa ğ — ÇIKAN KISIMLARIN HÜ. LASASI: Britredekl — İNalyasi bu- düt kumandanı — Malanyu | 1917 senesinde Habeşixta. nen Adiğral valisi Rus Yat su'nun ziyaleliye — gilmek, tedir. Arzasana — röğinen Renç ve güzel kurisı Mari- yayı götürmiyor. Bir mülü zan, bir çavuş, bir onbuşı ve on ait nelerle yolü çı kıyor. — Hüdütta — yüzlerce | Habeşli tarafından — karşı, daniyor, — Köylerden — ve korkunç — yollardaun geçer- kon görip Adetlerle, man- zaralaria — karyşılaşıyorlar. Bas Yalsunuu beş yüşında — ve muhafız - kumundanı bulü, nan bir kârdeşi de vurdır. Avrupalılarla iyi geçinmek taraftarı değildir — ve bü- yük — kardeşiyle vekubelle. dir. Bu delikanlı evlenmek için — gelinişi Bilhassu Avrupalı — bir kız istediği söyleniyor. Yatsu onu İtal kumandaunına takdim elasu elini uzalı, yan ediyor. yör. Onun da bir Avrupalı gibi se. | lâmlaşmasını öğrendiği anlaşık - yordu. | — Fakat Matanyo her nedense | bu adamdan hoşlanmamıştı. Onun bakışlarında, Ras Yatsu | mun candan gelen ve gerçekten dostluk anlatan aydınlığı — yok. tu. Yüzbaşı elini uzattı. Getasu kendişine uzanan bu Alemdar Sinemas' Kanatlı İnsanlar Mister Motonun son kozu ŞEHİR TİYATROSU Kömedi . kısmında — gün- düz L te Çocuk Hiyatrosu *0 ** Gt SD0 da # MİNDISTAN CEVİZİ bf Dram Kısmı: 20240 da: AZRAİ. TATİL YAPIYOR B RAŞİT RİZA E. SADİ TEK TİYATROSU AŞ PARÇASI Ayrı Vodvil b HALK — OPERETİ 'RF Bu akşam © da * — Yenl #perri 3 perde (Kudmla. rın beğendiği) PPP EOP TPT VAKITa abone | olunuz NAK — Ağlıyor muydu? I — Hayır.. Çok mağrurdu... Bundan sonta Demetr beni Kar. | mün Sylvaya gönderdi.. Benim o. | rada çıkmış bir fotoğrafımı elde etmek istiyordu.. Bü kadar para sarfedebilmesini bir türlü anlıya. mayordum.. Halbuki çok müşkül vaziyette olduğunu biliyotdum. Nihayet bundan on gün kadar evvel sana mektup yazmağa beni imecbur etti. O zaman her şeyi anladım. Plâj Üzerinde niçin res. mimi çektirmiş olduğunu, sen Valkovda Domnikanın o kadar yanında iken niçin seni - oradan uzaklaştırmak istediğini, hepsini | anladım.. Seni bir tuzağa düşür. | mek istiyordu.. Teklilini veddet. | tim.. Cıdgınca bir hiddete kapıl- | dır: “Nasil, anneni kederinden öl. dürmüş olan adamdan — intikam almak istemiyor musun?” diye yürüme bağırdı. Florika sessiz setsir ağlamaş'a başlamıştı. Lö Mestriye ona tıtlı sözler söyliyerek, yüzünü gözü. | beyaz ele baktı; âonra onü avü. cuna alarak kuvvetle sıktı. Ras Yatsu anlatıyordu: — On yıldanberi Harar ve Adi. sababada bulunuyor, şimdi impa- ratorluk naibinin muhafız ala. yanda zabittir. Buraya evlenmet için geldi... — Yaza. çök iyi. Getasu bir kaplan homurdan . aa YaEE aA A ae — Evet.. Bir ay sonra yirmi | beş yaşına basıyorum ve artık evleamek hakkını kazanacağım. — Adis Ababada güzel kızlar yok muydu? Bunu yüzbaşı sormuştu. Ras Yatsu hemen cevap ver. di: — O, benden baskım çık. tı; Avrupalr bir kızla evlenmek istiyor. Burası Eritreye daha ya. kın diye gelmiş... Fakat kandır. dım, bu sevidadan vazgeçti. Bir ay içinde Adigrattaki kızların a. rasından en güzelini seçecek.. Getasu içini çekti. Büyük kardeşinin yüzüne yan | yan baktı. Arzusundan istiyerek vazgeç. mediği hemen anlaşılıyordu. Hat tâ daha ziyade — eski arzusuna bağlı kaldığı görünüyordu. — Fa. kat her hangi Avrubalı bir kızın bu şimşek bakışlı demir — vücut. l korkunç adama varması — için aklın'an zoru olması gerekti. Sörün bu tarafr çabucak unu. tuldu. Adigrat dört bin nüfuslu kü. çük bir kasaba, Habeşlere göre IZI li nü öperek tese'li etmeğe çalıştı.. Fakat onları her gün biraz da. ha yaklaştıran ve bağlayan bu manevi rabıtalar, derileri arasın. da muazzam bir rahne açıyor, on- ları her gün bizaz daha uzaklaş. trıyordu.. Daha ilk günden kendisine âdi bir, şekilde uzatılmış olan bu vü- cuda karşı Lö Mestriye şimdi hür. met duyuyor ve bu tatlı samimi. yet, bu manevi bağlar sanki Flo. rikanın kanındaki ateşi söndürü. yordu. Yedinci akşam genç kız. mu- tattan çok evvel geldi. Henüz karanlık bile olmamıştı. Florika. nn yüzü allak bullaktı, büyük bir keder içinde bulunduğu gözlerin, den okunuyordu. — Ne var? Vine bize ne oldu? Diye Lö Mestriye sordu. — Yarın artık ben gelmiyece. ğim. Muhakkak gitmem lâzım. geliyor.. — Beni terk mi ediyorsun? — Yok, seni temin ederim ki, Yazan: Kadircan Kaflı büyük bir şehirdi; yfaldı bin kadar kulübeden ibaretti; bunların arasında bir tanesi di. gerlerinden çok büyüktü ve 0- nun da üstü sazlarla örtülmüş olmakla beraber bir ev hali var. dı. Burası Ras Yatsunün sarayı idi ve önünde geniş bir meydan bulunuyordu. Güneş, yalçın Habeş dağları. mın ardında bir an önce kaybol. mak için sanki acele ediyordu. —| Raş Yatsu, yüzbaşı ile mülâ . zımı sarayına aldı; içini gezdirdi; sonra odalardan birinde oturma- larım rica etti. Burası küçük — penceresinden giren ışıklarla pek az aydınlanı. yordu; yarı aydınlıkta, duvarda bir meryem tesmi ile silâhlar, ö- tede derme çatma ve biribirine benzemiyen koltuklar, bir masa, birkaç iskemle görülüyordu; Za- kat evin asıl döşemesi, iki üç parça halı ile hasır, kilim, min. derler ve geniş bir sedirden iba. retti. Yarı çıplak genç kızlar misa- dere yaklaşarak onların —önle. rinde eğiliyorlar, dizlerini - öpü. yorlardı. Bunlar cariyelerdi. Hepsinin de baş ve vücutların- daki yağ kokuları, süründükle. ri gülyağır ve misk — kokulariyle karışıyor; genizlerde garip ve kaşıntıya benzeyen hisler yaratı. yordü. Yürbaşı Matanyo cebinden çı- | kardığı dizi dizi boncukları onla. | r birine verirken zavallıla. rın ağızları kulaklarına varıyor; | misafirlerin ayaklarının uçlarını tekrar tokrar öpüyorlardı. Bu sırada Ras Yatsu dışarıda kendi ad-mlarıma bazı emirler ve- riyordu. Getasu ise köşedeki se. dire oturmuş, İtalyan zabitlerine mıtmaya harırlarır gibi tuhaf ve vahsi bir gülüşle bakıyordu. Bu adamda, herkese meydan okuyanların, kendilerini dev ay. nasında görenlerin hali vardı. O kadar cessur ol>n ve buraya #elirkeri en küçük bir tereddüt bile gecirmiyen Matanyo, şimdi genç Habeş sövalyesitle güzleri Köürsikaeteker ” ürker *g oluyor, canı sikilryordu, Dışarıfan süzel bir kebab ko. kusu pelir » 'n. Mülâzim Macya: — Öyle acıktım ki... Hiç ol mazas yemekleri güzel olaydı da aç oturup aç kalkmasaydık !... Dedi. Bunu söylemekte hakk: vardı; çünkü Eritreye geleli ancak iki yıl olmuş, bunün son iki aydan fazlasını da Asrrara ve Masua. Ca geçirmişti. | Matanyo cevap verdi: — Gençsi ların da en ivi yemekleri ettir. — Ciy et de yerlermiş!... — Kendileri yerler ama, bize zorli ydirmezler, Ey rah'bi ve. lerden hoslandığımız- ivi bilir ve oma rörs hezırlater. Bu cihetten he üzülme!.. Ben buraya ilk olarak..... Matanyo birdenbire kes—isti, Çüntü Getasu antımın yerin . | den kalkmıs, #niin vanıma g İmiş, oturmuş ve elini yüzbaşmın © - tekrar geleceğim.. En çok — bit hafta için gitmem lâzım, Bu da bana ait bir sır değildir.. Fakat itaat etmem İâzım, buna mecbu. rum., Ne yapayım, borcumu ödü- yorum, Ve genç adamın g ne başını koyarak : — Bilemezsin, diyor, Benden ayrılmanın bana neye mal oldu. ğunu bilemezsin.. Genç kadın hafif hafif ağlayor, Lö Mestriye anu kaldırıyor, şim- di yanâk yanağa durüyorlar, genş adam kıkım göz yaşlarının yanaklarındah dudaklarına doğ. ru aktığını hissediyor. Lö Mestriye dudaklarının ke. | narında genç kadının göz yaşla. | rıtin tuzlü lezzetini duyuyor ve | böylece vücutlarının — biribirine | karışmış, birleşmiş — olduklarını , zannediyordu.. İşte o zaman biri- | birinin kanını içen Aşıklara hak | verdi.. Şehvetinin tahrik ettiği bir iniltiyi zaptedemedi.. Florika ena bakıyor, gözlerin- de bir muvalfakıyet ışığı — parıl. dayordu. Birdenbire — yerinden fırladı. L. Mestriye kadının aya. a kalktığını, çıplak ayaklarının âsabi hareketlerle samanları ez. diğini, yüzi takallüs etti; üzeri. B /Daha var) müuzuna koyarak göyle di — Beni dinle Avrupalı & Ras Tafari beni çok sevdi; büyük kardeşim hiç çı ği el zira geçen sene imparatof Yassu'yu indirererk yerine dituyu ve naipliğe de Ras i n 1 Yatsü yi geçirmek için yaprlı büyük iş gördüm. kıskanır, çünkü ondan dahâ ve nişancıyım. Kendisinin geçmk istediğimi sanır ve kar. Halbuki ben buraya tahtına göz dikerek — geln Avrupalı bir kadın bulmak , diyiş geldim. Kral soyu”i dilersem imparatorluk nailbi Aduvaya Raş yapar. Avruf) rın âdetlerini de bilirim kardeşim öyle söyledi amtı Avrunalı bir kızla evleni dasından — va: zgeçmedim. Eritrede bu kızlardan — pek vardır; bana bir tane Şöyle, eli yüzü düzgün bif (O zere-e göna öm katır yüf dişi, kaplan ve ayı derisi tın veririm. Macyo önun ne söylediği layamıyordu. Mataryo ise Avrupa âd | bildiğini söylüyen bu ada cambazından kısrak ister | istemenin Avrupada âdet © ğinı söylememek için — ke zorladı. Ona ne diyebilirdi!... Getasu yüzbaşının sarsıyor * — Hangi kız bana geltiğileş, | Ona ne isterse alırım. Adisfflt da koca bir xaray döşerim v rak.... Diyordu. Matanyo bu sırada ka; t | rupakı kızlar başka oluyor! | zel oluyorlar onlar... Güz el, cana yakın, körpt Çünkü Ras Yatsu en ir gürültü yapmadan gel şikte durarak karndeşinin rinji dikkatle dinliyordu. Yüzbaşı ayağa kalktı; olduğu kadar candan g 'ai öcÜ Habeş prensine şu cevabi di: — Üzülme!.. Buna çalfi Yalnız, bizde zorlamak isteyen bulunursa|.., Kapıya yürüdü. Yarı karanlıkta gözleri çarpıştı. iki 4 Ras Yatsu sözün ilk kıtffj nt duymamış olacak ki görünüyor ve bu sefer Matanyoya da şüpheli bakıyordu. Matanyo şimdilik sesini © madı; fakat yemekte Ras Yatsunun kulağına anlattı. bir (Daha ABOYE TARİFESİ Memteker tçinde YÖ 260 470 DOO Aylık 3 aylık 6 aylık 1 yıllık ı5i | 25 | »20 1600 Töriteden Balkan — Birliği, ayda oluz kurus düşülür. birliğine kirmiyen yerlert © velmiş beser kurus zammi Abone kaydım — bildire tup — ve telgraf Gerelini, Dürasının Dosta veya bank'ği vollama ücretini ldare keti vine âlır. Setdwenin her encen nde VAKIT'a abone Adres değiştirme ü 33 kuruştur. n YLAN lwıın'ı.i-'l"î Ficaret ilânlarının suntiti ğğ tırı sondan tüberen ilân rında 40: iç sayfalarda ruş; dördüncü sayfada ve Üçümcüde Y: haslık vanı kesmece 5 İ Rüyük. çok devamlı. venkli ilân verenlere —8 tndirmeler yapılır, Resmi rın söntim | salırı 80 Ticari Mahivette Küçük HAnlar Bir deta 90, iki defasi def: defası — 10D kuruştur. ilân verenlerin bir delat! vadır, Dört salırı meçen fazla xatırları beş kuru <a0 edilir. Yakıt hem doğrudan kendi idare yerinde, kara eaddecinde Vakıl altında — KEMALEDDİN İân Röresı eliyle — ilân, eder (Rüronme teletonu” * 5a A, ni birincidi. '©5. dörü defası 19 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: