14 Ağustos 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

14 Ağustos 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEMLEKET HA B ERI_ERİ Adanada' 30 Ağustos bayramı .Pamuk ihracatçı- — lar birliği 6 eylülde toplanacak © Adana — Pamu birliği idare he Jlanarak umumi topla: K lülde to ph'ım ma karar U"Wm ş Ve umumi heyette görüşülecek ruz. ihracatçıl rkezde top> — Yeni idare heyeti ile yedek- K7 erini seçmek. — Menemen köylerinde bir hırsız Soyduğu evi ateşe verdi llfıunın— (Hi e Hayri kas N .arz' 'xlın üç sandık içinde bulunan muhtelif eşyası çalırmış- “tır. Bunların arasında bulunan 20 ira ile 200 lira kâğıt para, altır saat, 2 elmas yüzük ve 2 yola takımı da aşırılmıştır. irsız bunun! dı iktifa etmiyerel stık yı odanım ortasına topl: itle ateşlemiştir. Y Aym gece ayni köyde G0 yaşın- Halil Karpuzun evine de hırsız zannet- aramış, bir s, hiç bir şey alma- çekilip gitmişti Balıkesir doğumevinde n oy Ebe mektebi kursu sona erdi - Balıkesir — Üç senedenberi Do- Bum ve Çocuk Bakımevinde ted. Tisat yapan Köy ebe mektebi, her Bene olduğu gibi bu sene de dersle- ağustos tarihinde son vermiş Hir, 15 ağustosta da lanacaktır. | Her sene daha büyük bir tekâ- in etmiş bulunm. mdır“ " Bu sıhhat yurdunda bü. yıl 27 falebe xa:vlır Bunlar ay sonunda mözun olarak köyleri- klerdir. — * E[stanbulda | Rus Çiçekleri Yazan: Arkadi Averçenko G0 nn Üi kari aa erimi cebime sokmuş, sokakta L lerliyordum. Garip bir his coş. hiç unutmam, nluğuyla dalgındım. Alnımı, Ü- terindeki feneri çıkarılmış - eski tir hava gazı direğine çarpıver. nişim. Oradan iki külhanbeyi ge. çiyordu; benim dalgınlığımla a. ım:.kül- ledıler. olduğumun farkına vardılar. — Haraşol Paraşol Rusmuş Bel diyo tekrar eğlendiler. Galiba ususi) — Mene- | bir şekilde r — 30 Ağustos Zafer Bay- y coşkunluk — içinde kutlanacaktır. Kahraman Türk ordu pacağı büyük 7 Cumhuriyet meydanında olacak ve t on birde bu geçit r Tce kişi seyredecektir. nun İz- Ordunun Zafer bayramı şerefine on gün şehir baştan başa süslene- cak, geçit resmini ve mer: retmek fırsatını. halka hazırlamak üzere Cumhuriyet meydanı İirası irat 3 (AA) — Vilâyet, pan Reji Jeneral hükümlerini İzmir, minat akçası olan 95 - bin liranım rat kaydedilmesine, Bu sene izmirde pek parlak kutlanacak muvakkat tribünler meydana geti: rilecektir. Zaler bayramı şerefine o gece şehir lektriklerle tenvir edilecek, 30 Ağustos Perşembe gecesi İzmir fuarında müslesna bir gece yaşar nacaktır. 80 Ağustos Zaler bayramı mü- nasebetiyle Millt Piyango idaresi- | nin hazırladığı zafer piyangosu fu- ar sahast dahilinde açık hava li- yatrosunda halkın önünde çekile- cektir. Bu sene 9 Eylül İzmirin Kurtu- Tuş bayramı da ayni şekilde, gayet parlak kutlanacaktır. İzmir turistik yollarını inşadan vazgeçen / Fronsız şirketinin 95 bin kaydedildi pılmaması yüzünden vilâyetin uğ- rayacağı zarar ve ziyanın şirkete ödetilmesi için takibat yapılması- na ve inşaatın derhal münakasaya çıkarılarak taliplerine ihalesine ka- Tar vermişi Aydında bu sene 115000 liralık yol Aydınp (Hususij) — Bu sene Aydında yol faaliyeti çok ileri bir vaziyettedir. Başta Aydın - Muğla yolu olmak üzere bu sene 116605 Hiralık yol inşası mukarrerdir ve bu iş programlanmıştır. Bundan başka Aydın - Fıı:ı. N zilli - Öde- miş ve Na de de mükellef amele ça tır, “Pamuk kooperatifinin toplantısı Pamuk, Tarım ve,Satış koope- ifi idare heyeti toplanarak koo- DPr:mIc yeniden girecek ortakl: 30 losa kadar kâayıt mı aptırmaları ve bu mücdddet sonunda müracaat edeceklerin ge- | lecek yıla kalmaları ve daha bazı Tüzumlü işler üzerinde kararlar almmıştır. ——— Muğlada işlenen keresteler Muğla, 18 (AA) — Halen vi- lâyet dahilinde mevcut devlele ve eşhasa ait ormanlarda 2000 metre mikâbı kereste işlenmektedir. Eylülde katiyat ve imalât için müsaade verildikten sonra bu tarın 5000 metre mikâbmna va: cağıı ümit edilmektedir. İşlenmiş bulunan 3000 metre mikâbı kereste de piyasaya sevke- dilmiş bulunmaktadır. bu akşam kokaini fazlaca kaçır. mış da önünü, arkasın;' farkede- miyor. Onlara ne söyliyebi Onlara nasıl anlatabili: ben küçük bir mektepli çocuğu gibi garip bir gönül macerası ge. m, Ve şimdi ne kokainden, ne votkadan sarhoşum, Ben hicranın zebri andıran şarabımı içtim. Başı mı döndüren, gözlerimi bulandı. ran odur. Garip garip yoluma devam et. tim. Kendi kendime — Hâydi “Arka betbaht Rus mültecisi, dedim. Burası bir gurbet memleketidir, bir güler. yüzden yüz bulup da Moskov: imiş gibi maceralar tahayyi ;xkıc:—ı. ğ — Mutlaka balayı seyahatine çıkıyorlar, dedim. Daha arkasından Feridi de bir gün Beyoğlu caddesinde gördü: — Yarın yolcuyum! dedi, On- dan sonra hiç birinden haber ala. madım. Nihayet öğrendim ki A. nadoluya kaçmışlardı. O günler. de İstanbulda sultan hüküm sü. rüyor, Anadoluda uyanan — milli yapılacak AÂydın - Tire yolu üzerindeki istinat duvarları geçen sene tuğ- yanların tesiriyle yıkılmış, köprü menlezleri dolmuş ve gidip gelmek imkânsız bir hale gelmişti. Bu iş başarılmış, yol üzerindeki mâniler kaldırılmış, yeni İstinat duvarları lnı:ı edilmiştir. Bu mlım Aydın dahilindeki kısmı halen it bir haldedir, Antalyada Şehir Klübü açıldı 1n!u!)n, 13 (AAJ) — Beden ellefiyet kanununa Lul eden Lı—n; ik şehir klübü bur r.ı'rlm itiharen faaliyeto geçerek talim terbiyesine başla- Elmalr ve e kazaları ile na- hiyelerinde teşekkül eden iki klüp- le dört grup ta teşkilâtlarını bitir- miş ve gençlerin Lalim terbiyesine başlamıştır. Torbalıda Hava kurumu üyesi 2387 ye çıktı Torbalı, 13 (. va kurumuna y şekkül eden bayanlar yardım ko- lu, köylere kadar giderek faaliyette bulunmaktadır. hnd-whnr—nızın bu çalışmaları neticesi kadın üye kaydedilerek 2387 ve taahhüt edilen tarı da 4847 liraya çıkmıştır. bir kıyam sultanı tamımayordu. Onun için hiç kimseyi Anadoluya bırakmıyorlardı. Kaçmak lâzım. geliyordu. Önce Kâmiranla koca- sının, sonradan Feridin baha se. yahatleri hakkıda pek ketüm dav. ramalarına galiba böyle bir sebep vardı. — Veta, Vera!.. — Pajalsti! — Sen burada? yavrum? geldin? Bu sözleri ona uzun bir ayrılık. tan sonra ilk rastgelişimde bir hamlede söyleyivermiştim. Nere. d» ve ne vaziyette ona rastgeldi. kabil değil tahmin edemez- siniz. Geminin parmaklığına da. yanarak güzel gözlerini Boğaz kıyılarına diken, sonra hasştaha. nede bana bir demet çiçek geti. ren asil miralay kıziyle, o gece kendisine 4gastgeldiğim “Vera" nin arasında büyük bir mesale, mesafe değil enli ve derin bir u. çurum vatdı. Nerede buluştuk, Bakın anlatayım : Kâmiran İstanbuldan gittikten sonra ben pir müddet daha onu düşünmüş #e eflâtım? bir alâka, rın cennetini bir parça daha mu- hafaza etmiştim, Fakat insan bir NE İşin var Nazıl oldu da- buraya 'ıBir motörde İki dela yangın makinist kendisini suya atarak kurtulabildi BEvyelki gece sababa — karşt Ha- liçte bir motör yanmiış, bir kişi de vücudunun muhtelif yerlerinden | yanarak hastanaye - kaldırılmıştır- | Hâdisenin tafrilâtı şudur: *— Hanönü iskelesinde bağlı o- lan Selâmet motörü makiniz'i Ham | Za evvelki gün gece yartamdan Sonra motörü temizlemeğo başla- mış, fakat bu sırada — birdenbi ör ateş almıştır. Tutuşan benzin tenekeleri bir anda motörü | alevler içinde — bırakmış ve maki, nist söndürmeğe çalışmışsa da | muvaffak olamamıştır. Nihayet it- | faiyeye haber verilmiş; ateş güç- lükle söndürülmüştür. — Rundan | sonra makinist * Hamza tahkikat için karakola gönderilmiş; — bir müddet sonra ifadesi almarak- ser- best bırakılmıştır. Hamza motörü. ne dönünce bir kibrit yakarak Binin #cbep olduğu h mek istemiş fakat yayılan benzinler — tekrar birden- bire tutuşmuştur. Bu defa Hamza nın elbiseleri de alevler içinde kal. Miş Ve zavallt makinist kandinin! denize atarak kurtul—r-*um. Ttfa, iye ikincidefa yetişerek — yangını söndürmüş ve makinist — danizden kuttar'---" muhtelif yerlerinden Pyanmış olduğu halde Beyoğlu has- tanesine kaldırılmıştır. ——— Haliçte bulunan ceset Dün Haliçte bir erkek cesedi bur lunmuştur. 20 yaşlarında üstü başı temiz olan cesedi zerinde hiç bir yara izi olmadığı görülmüştür. Tahkikatt müddeiumumt mua. vinlerinden Reşat Saka idare et mektedir. Zantolunduğuna göre bu cesçt Pazar günü Haliçte devrilen san Gdaldan sulara gömülerek kaybolan Küsagümriü Osman adındaki gence alttir. Osman Pazar günü arkadaşı 1s- mail ve iki kadınla heraber Kâğıt- haneye gezmeğe gitmekteydi. İ B Istanbul maarif müdür muavinliği İstanbul Maarif müdür mua- vinlerinden Muyaflak Uyanık açık seri Maarif müdürlü- ı edilmiştir. Hlak Uyanıktan açıları İs. ne de Zonguldak Maarif m Şevki Erkson tayin edilm Ölüm Devlet Denizyolları "Ege, — vapuru Kkamara momurü — Şahah Aktamly, oturmakta olduğu Kurtuluşta Sinem- Köyde Nebahat apartımanında verat etmiştir. Cezanesi yarın sast on bu- guktg, orudan kaldırılarak Bamazı Bi. nemköy camlinde — kılmdıltan sonra Sirlemköy Mezarlığına delnedilecektir, Allahtan ölüye rahmet, allesine aa. bir dileriz. İmm_mî Göz imi Hekimi Dr. Murat R. Aydın Beyoğlu . Parmakkapı, İmam sokak Nor l Tel: 41553 İMuayene ve" her türlü göz ğ...,.ı.,ı fıkara için parasız.. HRSETELRETTİSENİNTELET TÜ SEZEESERNİTENAN tatırabı râmütenahi bir surette çekip sürükleyemiyor, Allah, iyi ki, insanlara seçmek zaafını verir. ken ututmak küdretini de bera. ber bağışlamış. Onun için o güzel Türk kızının aşkı da, tabil, başka aşklar gibi şöhretini kaybetmişti, Eski hövardalığıma devama baş Tamıştım. — Bir gün bir arkada. şim: — Gel, dedi, yeni bir yer keş. fettim, seni detoraya götüreyim, Esrarengizliği ile belki nazarı dikkatini celbeder, Her halde hoş Tanacağını ümit ederim. — Nasil yer bu? — Gazinomsu, lokatamsı, bir yer! Fakat bildiğin gazinolardan hiç birisine benzemiyor, — Demek pek fevkalâde bir yel — Fevkalâde değil, fakat esra- rengiz, ne soruyorsi Gideceğiz ya, görürsün. Ağacamlinin karşısındaki tram vay istasyonunda indik. da bulunanlar orayı hatırlarlar. Oradan yol kıvrılınca sağda bir ayakkabı boyacısı, solda bir ma. nav vardır. Gece yarısından sön. ra ö maanvdan meyva almak iti. yadım olmuştu. Baran da o ba- v AZAN MUZAFFER ESEN ğğ onra Bi ne mana verirler: — Müsterih olunuz. Onlar ar- tık yukarı çıkmıyacakları için far- kına bile varmazla! Beria, karmakarışık bir bakışla Galibo bakti-"O da uzun uzun, | rin derin karısına bakıyordu. — Her şeyden evvel Beria te- voceühünüzüü ve dostluğunuzu ka. zanmak İstiyorum. Ne demek iste- diğimi anlıyorsunuz ya! Berla bir an sustu- Göz yaşları artık ftamamile kurumuştur. Yal- niz bü yaşların solgün — yanakları üzerinde bıraktığı izler hâlâ duru. yor: Sonra iradesiz elini Galibo u- zatlı: — Teşekkür ederim Galip- Son sözüne inanılır mürt bir insansın. ıX Erkeklerinin — ömrü — dalgalarla çarpışarak geçen bu şirin köyde her işi kören kadınlardır. Mısır tarlalarmda onlar çalışır, fındik - Baçlarına onlar hakar, fmdığı ön- lar toplar, onlar ayıklar. Beria bu çalışkan insanları sev- di, yeni bir göy gören çocuklar gi. bi arkalrma taktldı. Cenç kızları. nn asrasina karıştı, zevkleri, ek- lenceleri, dertleri, elemlerile alâ- kadar oldu. İşte Beria bugün yine köylü kızlarile boraber son defa olarak gezmeğe çıkmıştır. Köy meydanına doğru yürüyor. rüzgâr, Karadenizin bu derin oğultulari. kızların eteklerine dölüyor. başlarına — gardıkları ye. menailerin arasına giriyor, Berla- nm arkasına aldığı şalın saçakla- rinı kaldırıyor. Bu neşeli — kızlar. rüzgürdan havalanan — #lbiselerile fırtına — içerisinde kaybolmuş iri Roco kuşlarını andırtyor- Simdiye kadar yalnız, tarhların. da fennin ve medeniyetin tenazu. Tu göze çarpan muntazam ağaclı, renkleri hesaplı çiçekli bahçeler. den; ulfuklarında piril — piril elek- trik iyikları titreyen manzaralar- dan; rüzgürmda cazbandın gürlll- tü sesi dolaşan gecelerden zevk al. mış olan Beria bu vahşi tabiat de. korunun şürile mestoumuş gibidir. Beria hemen her gün evden çı- kiyor. minimini bahçeyi geçiyor, sahile doğru xayalıklar arasından kıvrıla kıvrıla İnen yol Üzerinde uzun uzun dolaşıyor. Şimdi köyün bütün kadınları Be- rayı tanıyorlar, ona her rastgel- dikçe, genç kadının artık kulakla. rına pek yabancı gelmeyen, gürül, tülü konuşmalarını kesiyorlar ve güzel gelina solüm veriyol Onun'uzaklan geldiğini gören genç kızlar. bu güzel yabancıyı, tatlr. tebessümlerile selâmlamak için kapılarının önüne dökülüyor- lar- Boria bu gülümsemeleri gü- zel dişlerini gösteren tatlı kahka- halarla kargılıyor. Güzel yabancı önlerinden geçtikten Sonra genç kızlar aralrında uzün uzün konu. suyorlar. Beria bazan — kırpıntıları kulaklarma kadar gelen bu civil- daşmaların Galibin etrafında oldu- ğunu pek İyi biliyor. Bu genç kız- ların hepsi Galibi tanımışlar, höp. si onunla kaydırak oynamışlardır. Onun için Galibin karısınt kendile- rine yabancı saymıyorlar, ona kon- dileripden birisi gibi muamele edi. yorlar. le dolduruyor. yacıda ayakkabını boyatır ve, e. ğer vakti uygun gelmişse, karşıki camide ezan okuyan müezzini yarık sesini dinlerdim. O, tesirli ve ruhani bi: i. Çan seslerinin madeni maddiliği karşisında bu seste manevi yunşaklığı duy. mamak mümkün değildi, Her neyse, arkadaşım işte o noktada beni tramvaydan indirdi. Camiin bulunduğu tarafa doğru tzanan bir yola saptık. Bir müd. det yürüdük, Buralarda caddeler bozuktur, Caddeikebirin kuvvetli lekttik Jâmbaları da buralara kadar ışıklarını gönderemez. O. 1nun için ben sağıma soluma değil, ime dikkat ediyordum, Onun için şimdi size sağda kaçıncı so- kağa saptığımızı söyliyemiyece. ğim. Bir yerde durduk, Burası bir ev kapısıydı. Fakat orayı çalmadık. Arkadaşim sağınla, sö. luna biraz bakındıktan sonra bir bodrum katının demir kapısı üze, rine acele acele üç ve bunu müte. akıp bir tek darbe vurdu. Her hâlde bu, parola mabiye. tinde bir şey idi. Ve gireceğimiz yere herkes giremiyordu. Kapı açıldı, içeriye girdik. Bu- rası herhangi bir evin bodrumun. dan baska bir sey değildi. Biz i. Bu genç kızların çok güzel duklarında hiç şüphe yok Borin bu genç kızların sebepsiz neşelerine. sıhhatli ve £ relerile, arkalarında rüzg uzün Örgü ve olgun — büği şaklarını. sıcak - rengini taşıyan saçlarile bu vahşi manzaraya ver- dikleri tatlılığa ba: 'or Yeni gelin, ya Galibin kol. Jarrarasında yokuştan çıkarken, soğuktan, iztıraplan yorgün bir halde, k2lhi tasa içeriainde, rinirles ri hasta gelmişti. O anın Üzetin. den tam on beş gün: baygın bir bakış kadar hizli geçti. Bugün uluklar kararmağa ba larken Berla aynt yokuştan y çıktyor, bu akşam bavullar bağ nacak, Babahleyin kendilerini bu unutulmuş gibi duran toprak par. çasma getiren aynı taka, tekrar kendilerini alarak Trabzona götü- recek. Yeni evlilerin balayı Bey hat ibitiyor: Çok tuhaf bir aeyahat oldu bi Evvelâ Berla bu seyahati taham- mül edilmez bir işkence, fakat her halde yerine getirilmesi lâxım bir angarya olarak karşıladı geçen on beş - günün yaparken Güllü —teyzei göçen bu günlerin tasavvurundan ini kendi ken- iraf elmek mecburiyetinde or. İstemediği halda bu &! hatten tatlı hatıralarla dönüy Hattâ a beraber bulunmak eskisi gibi ona ta hammül edilmez bir çey gibi gel. miyor: Vakıa bu 'de kaldıkları müd- detçe Galip kendisini aslâ rahatarz etmedi, hattâ gözüne bilo görün- medi. Eğer Beria kocasıma bağlı bir kadın olsaydı bu lâkaydiden şikâ. yet Gtmesi lâzım gelirdi. Galibin burada ihtiyar balıkçılardan bir çok dostu var: Sabalı kalkar kalk- maz. öğle yemeğini muşamba bir torbaya doldurarak balığa çıkıyor: Akşam güneş batarken dönlü yanakları yanmış, baltışı cüretkâr!-. Dalgaların raksını, hâlâ duyuyor. muş gibi adımlarımda hafif hir gal- lanma var- eV koltuğundaki sepet te gümüş'gibi parlayan balıklar: İlk günlerde Güllü teyze Galibi gefkatle azarladı! — Böyle gey olur mu Galip. ka. rınt yalnız başma bırakıp gidiyor- sun öyle mi? Ne ayıp! Berla Güllü zenin bu azarla. rıma müdahale eti — Biırak — gitain — GÜllü teyze— Ona kalırsa beni de berabar gö- türmek ister- Fakat benim denize yüzüm yok- Bu, höyledir. diye de onu en sevdiği eğlenceden mahrum birakamam. Fühakika Galip, İlk giderken Beri: — Sizi de götürürdüm. demişti. Fakat balıkçı sandalını konforsuz bulacağımızdan — korküyorum. — Bu, şiphesiz taka İle Samsundan bu- raya kadar gelmekten daha çok rahatsarzlık verir. defa balığa Berla Galibe denir sporlarr gam. piyonu olarak övündüğü dakikayı bir daha hatırladı ve utancından kıpkırmızı kesildi- (Devamı var) çeriye girer girmez, kapı derhal kapandı ve arkasına uzun bir de. mirsürgükonuldu. Pencereler, ışığın dışartya siz. masına mani olmak için, koyü Tenkte kumaşlarla kaplanmıştı. Burnuma birdenbire keskin — bir votka kokusu çarptı: : Burası bir meyhane! dedim, — Yalnız o kadar değil! Kapıdan girilen yerde bir ma. ga Üzerinde sıra gıra mezeler, jambonlar, peynir, yumurtalar duruyordu. Şişman bir adam, ar. kadaşıma kaba kaba gülümsedi. Bizim Moskovanın kasaplarını andıran bu herif, bu gizli dükkâ. e sahibi imiş. Biraz ileri geçtik. ten sonra, rkaç masaya ve birkaç sandalyaya rastgeldik. Bir adam mütemadiyen votka içiyor ve u. zuün uzun anlatıyordu. Daha ileri. de perdelerle bölünmüş odacıklar vardı. Oralardan kadın kahkahaları, erkek sesleri geliyordu. Arkada- gıma, buraların aşınası — olduğunu gösterir bir vaziyetle seslendi: — Taloçka! Taloçka! Perdelerden birisi açıldı ve o. yadan ıü:el siyah gözlü, fakat (Devaym karşıbi sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: