16 Ekim 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

16 Ekim 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Hadisster arasında I Ispanyada dıpla- matık hareketler Birkaç gün evvel bu sütun larda İtalyln Faşlat teşkilâtı « n relalerinden biri ©' lan mareşal dö Bono'nun Mad- tite giderek mareşal Frankoya İtalyan kralı tarafmdan bir ni” gan gölürdüğünü — yazmıştık; ayni zamanda bu seyahatin Sa- dece bir nişan götürme işi de* ğil, İsvanya dahiliye nazırı Ser rano Sunerin Berlin ve Roma konusmalarından soczra mare- Şal Frankonun vereceği kararı anlamak için yapılmış olduğur nu İlâve etmiştik. Dikrkate değer bir hâdisedir ki, İtalyan mareşalı henüz Mad ritte bulunduğu bir sırada İn - gilterenin Tepanya gefiri Sir Samusl! Hör Madritten kalkar rak Cebelüttarıka gitmiş ve o- rada bir kabul resmi yapılmış, İspanvol kumandanlarından ge" neral Munuz Grande - İle bera- ber öğle yemeği yemiştir. Vaziyetten istidtâl edildiğine göre, İtalyanlar bir taraftan İs” panyayı Cebelllittarık meselesin- de kendi taraflarma kazanmak için mrar ile çalıştıkları gibi, diğer taraftan İngilizler de İs panyolların pesini bırakmamak tadır. Herhalde onlar Cebelüt - tarık meselesinin harpten non * xa İspanyaya geri — verileceği bakkında ciddi teminat vere- Tek böyla bir mesele için üç se ne süren dahili bir harpten çok yorgun çıkmış bir memleketin Almanya ve İtalya hesabıta Heybelindada 8000 çam yandığı haberi yalan VARIT 16 BİRİNCİTEŞRİN 1910 harbe atılmasına mani olmağa aktadır. rla biribirine zıt olan yarct ve seyahat ma- hiyet İtibarile bir diplomatik düelloyu andırıyor. Ve galiba mareşal Franko “Ne serden ge' çğîlı?or. yani harbe girmek istiyor; ne de yardan geçebili- yöor, yani Almanya ve İtalyayı gücendirmek istemiyor.,, Bulgaristan pervanesi Avrupa gazetelerinde Sofya * dan verilmiş dikkate değer bir haber var: Bulgaristan Dahili- ye Nazırı matbuat mensuplarr na “Milletin himayesi kanunu,, hakkında malümat veymiştir. Bü kanunun istihdaf ettiği maksat Bulgar ırkının himaye- sidir. Bu kanun mucibince Bul: garistanda bütün beynelmilel vemiyetler ilga edilmiştir. As - len Yahudi urkmdan - olanlarır. umumi hlımzu;:; ;lıxımıııı me' nolunmuştur. üdiler gazete- lerde, ı[nmılınh diğer pro ve neşriyat — vasmtala - rımda mevki alamıyacaklardır. Malümdur ki nazizm ve fa' şizm denilen siyasi mesleklerin mühim esaslarından biri ırkçı- kktır. Bir halde ki herhangi bir memleketin siyasetini ırker lk mı.ı]ıhuıeriuı istinat ettir- mesi mihver devletlerini F setlerini benl DAT langıç gibi telâkki- olunur. Or nun için kabul edilen bu yeni kanun ile Bulgaristanın nazi mmtakai nüfuzuna girdiğinin açık bir delili sayılabilir. Bulgaristan Alman mumunun ziyası etrafmda dönen bir vaneyi andırmağa başladı. Belediye İngiltereye 35 otobüs ısmarladı Belediye İngiltereye 35 — oto' Dünlkü gazeteler Heybelinda - Şı ısmarlamaya karar vermiş, da 8000 den fazla çamın yandr âşnı. adanm güzel bir yeri. nin bu suretle bomboş kaldığı- nt yazmışlardı. Vali ve belediye reisi doktor Uütfi Kırdar dün ba hususta 4r Yauhartirimize demiştir ki: " Yangın pazar günü çık” nıştı. Ben o sırada Yakadtkta salunuyordum. Yangmı haber erdiler, Sonuna kadar takip ettim. Bazı gazetelerin yazdık. 'arı gibi 8000 çam yandığı doğ- ru değildir,. On beş kadar çamm yaprakları kavrulmuştur. Burtu bu suretle tavzih edebilirsiniz.,, Vekiller Heyeti dün toplandı Ankara, 15 (A. A.) — Tera Vekilleri heyeti bugün saat 10 va tutulmuş akambil kâğıdından kuleler gibi bir bir dev rilmişii. Şimdi farkma varıyondu ki muallimler aynr mi- kendisinin allimlerdir ve değişiklik nelerde, muhtelif yaşındaki bakışmdadır. Bu netikeye vardıktan sonra yıllarm araksında kalan ve çoğunun bugün ne olduğu meçhul olaa bu eski mualilmlerin ba. t iyi taraflarını da h—atz:rh.rmm_ Sahi, kadın hocalar arasımda bir biyoloji muallimi vardı kl kılzar ondan dnima arkadaşlıı görmüşlerdir. SCxgi dolu bir sosle Bi- tap edön biyoloji muallimi ders asatleri darmda kız ço cuklarının ufak tefok dertlerini Cinler, hattâ bazan 1âf 1âfr açar, kız çoctikları ona mektabir hokimine söyliye- mödikleri sdıhi ârızalarından tbile bahsoderlör ve o dal- zaa fenain ışığını usatarak genc Tzvİyotlerin yollarını aydmlatır, osları ahf ve içtimal tehlikelerden korur: du; Gülseren bu iyi belpli kadını nosıl öldü da unuttu!.. Bis edebiyat muallimi vardı; btyaz sakallr, ihtiyar bir adamdı. Tertemiz giyinir, rarif, gÜZCİ, yakışıklı kir #htiyar ki hiç bir fenalığın devamlı olarak Yyerlöşmenine imkân olmryan bir ruhun sahibi samlırdı; bu gydmlık Yuhun ak'nlarin! taşıdığında çüphe olmryan çehresinde baeyazı çok kaşlarımın altmda parlak baltelı gözleri bir hayat şellâlesinin canlt akmları gibi görülürdü- Hafıf tombul yanaklarmdan süzülerek renosinde — dolgunla- yan ve sivrileşen iyi koslimiş alafranga bir sakal, bu gehrede görlerden soönra dikkati çeken bir bayka canlı- onunla “Nocl baba” dive alay etmek istemislerdi. Gerçi Noel baba rösimlerinde karışmış, kaşları fırlayıp gözlerini örten, top sakalit bir hayalet tasvir odilir; bu itibarla edehiyat dost gözlerle konuşan, sıcak va İrk eseri idi. Cocuklar önce saçı r firma ile mutabrk kalmıs l'ımm dolayısile geri kalmış. Bu firmadan belediyeye yeni bir mektup gelmiş, müddet ta - yin edil k ga: gtparişi e 1 Sönevteceği a dirilmiştir. Belediye, bu mektuba müsait C8vap vermis, otuz bes otobüsi 1smari "« Firma otobüaleri yapacak, İlk fırsatta göndere. Diğer taraftan Yunanistan ik- tısat nazırmdan gelen bir telr Egrafta Selânikteki dört otobü. :l; uîwmıamiymgı bildiril- — *Çorluda yeni bir nahiye Çorluda Ereğli köyünün zahi ya halino konmasına Vekiller Heyetince karar verilmiş, key * fiyet alâkadarlara bildirilmiş. tir. oalara müuhtelif se- AM ADAĞ ŞTT ÜLÜ aa ÜÜĞ e ea AÇA AĞT ŞEET NDĞN D AURÜA aai GA D NL SE N aa aşan n Anketimiz (Baş tarafı 1 incide) — Anketitiz çok gü mevmaa temas ediyor- Ne kadar kısallılka bu geniş mevzüü gazote- nizin bir kae sütutunda'telhis et. mek mümkün olamas Ansammm babasının iradelerine tabi olarak beş çocruklu İhlyar bir erkekle Bayrimceru hAayat yaşamağa ve nihayet bu hayattan husule gel- miş olan çocuğunu terke meobur kalmış bir kadının kartni mesuli- yelne ana ve babanın voe gayri: moşru köcanm a'âkal fer'iyelerine dalr kenuhnumuzda bir sarahat vo igarete tesndüf. edilemez. Alle hu- susiyetlerine ait kalan ve yalmız #hlâk ve vicdan müuvacehelerinde kabili mütalca olan “sevaik ve a- vamılli, kanunun takibe başladığı cürmün esbap ve —anasım meya- ninda tahlil ve takibo imkân yoktur. Ana ve babanm ve gayrimeşmi kocknm bu hâdisedeki mesuliyet- leri ekadi vicdanımda düyacakları mtirapla ve mofret — bialerine mu- hatap olmaktan ibaret kalır. Ceza kanuntimuzun bu kabil hâ- diseyi halleden 440 ve 47 ncl maddeleri, çocuk terkedenlere te- rettüp oden cezaf —mosüliyetleri aledderecat tayin eylemektedir Yine aynı kanunun birinci madde- si, kanunun sarahaten ceralandır- madığı fill için kimsaye ceza veri- lemiyeceğini bildindiğine göre ço- cuğunu terkeden kadımnın hu fil- Hinde dolayısile manon alâkalı ©- lan kimselere coza teşmiline bit> tabi imkân yoktur. Mevzuumuzu teşkil eden bu hâdişedeki kadının iztırari mevkli, viodanlarda acı bir tecssür husulâ götirebilir ve bu kadımın kanuh muvacaheaindeki tassuliyetin! azaltacak sebepler de aranılabilir. Esasen yukarıda zik- rettiğim iki maddenin tedvini sıra- sında vazıı kanun bunu düşün- müşlür. Nesobi rabıtası olmiyan bir kimsenin herhangi bir çocuğu ügmümun görebileceği bir mahalle terketmesi hakkımdaki ceza iki ay hapisten başlar. Cürüm falli, tor- kedilen çocuğun usulünden ise ce- zanm mebdel bir sezedir Şayet bu Ççocuğun terki, nemus kurtarmak düşüncesinden tevellüt odiyorsa oozanın mob'el bir adyır. Ahlâk ve viedan meselelerini ka- nuni hödiselere de calz Olamaz: ) eder- Hâklm de, kanunun hüküm- lerini tatbikle mükollef vaziyette kalır. Vicdanın nruaf tuttuğu hâ- disçleri kanun affotmez ve ede- mez Bunda içtimal zaruret mülâ- hazaları vardır. Hasta kartsını Ö- darın cürmü #abit olursa bükln vicdası sızlaya sızlaya — bu zavallı adamı beş sene ağır hapee mali- küm etmeğe mecbur kalır. Yazan adliyo binaamda bir gün buna beli zer zimmetine ypara geçirmekten guçlü ve mevkuf ihtiyar zavallı bir tahsildarın muhakemesini — disli- yorduk. Suç sabitti, muhakemeye hocasının şekli gemalli İle Noel'baba * arasında hiç bir münasebot yoktu aa netlce itibarila fkisinin de naka- Te vardı ya, küfi- h KEdebiyat muallimi bu mektebe tayin edilişinin he- men haftasında kendisine böyle tir İsim takılmış oldu- ğunu duymuş, Takât iezmamışt; çocüklar bu ihtiyar hocanı dersinde dikiş dikip çukulala yiyeceklerini ve Tanallimia kürsüde yarı açılmış bir kitahın — sahifeleri Zarşısmda pinekleyip uyuklıyacağını zannetmişlerdi. İh- tiyar mualllim daha iİk günlerden itibaren bütün sınıfı tyandırıp alâkalandıran canlı sesi; talebenin her birine Ayrı ayrı ve sanki ruha hitap ediyormuş hissisi veren genç sesi ile umulmadık bir tesir yapmıştt Bu yaşlı adamın genç sesi, genç bir ruhun eseri idi kj gimdi bir nükte ile, gimdi bir İsce alayla, şimdi bir güzel sözle güldürüyor, eğlendiriyor. uyandırıyor, alâkadar ediyor- du ve hoşa giden, zevk veren, odebiyatla aramı iyi olmt- yan talebeyi bile d'inlemoğe, öğrenmeğe, çalışmağa mocbur eden bir şekilde ders anlatıyordu. Mmallim, &- ntf yaştna karşı gösterdiğ! umum? Smal mahzarasımı daha ilk günlerden kalörrrp silkin atmıştı; bu muallimle alay edilmesine, ona karşı küçük bir hürmetsizlik bila gösterilmesine imkân vermiyen ve tesiri sane sonuna kadar sürüp gidea hâdise gu İdi: Onun sınıf; dalgın bir sırasında uyandırtp dört duvar — aTasımdaki yorgunluk bavasını canlılığa ve neşeye çevirmek İçin Yaptığı şa- kalardan birinde taleboden biri, bilinmez naml bir gaf- Tetle, —yokan — eüretle mi?— tobessümü kahkahaya Yazdırarak vo tülibali bir cevap vererek nmallimle taie. bö araşındaki sempati hududünü saygıarzlığa kadar gö- türmüzü. Muallimin birden ona dönerek, ona bakarak, fazat ema hitap etmiyorek bu talebeyi fovlialâde terhi- yeli,fakat ağır manak aer sözlerle ve #rnatkârane bir müteallik tahkikat bitam bulmuş, bir. hemon karar verilmek üzere bu. acıklı sebeplerle miktar parayı simmetine göçirmiş olan bu ihtiyar memurua heli — viedanlarımızı — titretiyordu. Zavallı adam tara bir. teslimiyat ve sükünetle mukadderatima bo- yün bükmüş karar bekliyordu: konuştuk; yıp bu bedbaht adamm zimmetini kapatmak istedik va hemen mur tabık kaldık. Bizim heytegalı ha- Teketimiz, o zaman — mahkemedö müddelümum! muavinliği öden ve hâleri birinci ağır ceza mahkemesi- min Kaymetli relsi bulman Bay Burhanottinin çok zeki nazarları- ne İlişti ve maksadımızı derhal an- layan müzarün'leyh heyeti hâki- meyi celsayo fasıla verdirecek bir sebep bularak hayırhahane hlzmae- Himize imkân ve firsat temin etti. Ufâk biz miktafdan ibaret olan zinimeti aramızda topladığımtz pa- ra ila derhal ödedik. Paranm küb- Telhüküm ödenmesi cozada tahfif sebehi teşkil ettiğinden suçlu az ceza l9 kurtuldu ve o gün tahli- ye ödildi. Şu misal de gösterir ki vicdan ümmeyi ne kadar tazip e- derse etsin usulen sabit olan bir suçun kanunda muayyen cözasını vormağa mahkemeler mecburdur. lar: Şu kadar var ki ceza kanunu- muz, viddan ve ahlâk h'elerine büsbütün kulak tıkamış da değil- dir. Nitekira, 49 uncu madde mü- dafaal mefis ve trz için mechuri- yet tahtımda işlenen cürümleri muaf tuttuğu gibi S1 inci madde haksız bir tahrikle işlenmiş — olan cürümlerde alcdderocat cezanım dörtte düçünü —keldıracak kadar tahfif sebebi kebul etmişlir. Ka- numun sarahaten gösterdiği tahfif sebopleri haricinde olarak fall le- hinde takdiri mümkün olabliecek mühtelif sebepler tahtmda da ce zayıt çte bire kadar İndirecek es- babr muhaffefoi takdiriye 59 uncu maddede kadu! olunmuştur. Yine bunlardan başka 6 ay vö daha noksan cezayı müstelzem hu V6 cezanım tecilinde mahkemeca fay- da mülâhaza edilirse hükmolunan gezanın infaz edilmemesini temin edecak tecil kararı vermesi için hükimlere 99 uncu madde İle ve- rilmiş bir hakkı takdir daha var- dtr- Şu saydığım maddoler, içik mal yaralarımızı az çok tehvine ve viodant âmmeyi tatımine medar o- kanunumuzda Binsenaloyh, küçük yaşta iken & böveyninin emirlerine muhalefet edomiyerek ihtiyar ve vefasız bir erkekle evlenip cocuk dünyaya getirmiş ve ba gayrimeşru mahsu- lünü, namuısunu korumak endişe- sile terketmiş olan kadmm cezası- nı esasen kanun-bir aya kâdar ta- y A DA Vei aa Refik: Ahmed.' Sevengil yekâ oyunu İlo arkadaşlarınm İstikanama marüz birü. karak gülünç vo berbet bir hala getirdiği görülmlştü; bütün amıf kendisini tutamryarak çülmüş, noye uğra- dığimi anlamıyan çocuk aptallaşmış, arkadaşlarının ara- smda kendisin! yalırı, herkesin alayı karşısında hisse- dip fona haldo utanmış, hattâ kızmıştı; fakat mnallim bu ağır darbeyi vurduktan sonra sözlerini bu bedbah- ti izzeti nefsini Koruyan bir manevra ile Çevirip bağ- Ttyarak ciddiyetine dönmüş, ondan sonra da artır hiç kimse sınıfta en küçük bir münasebetsizlikte bulunma- Xa cesaret edememişt. Daha sonraki aylar içinde da talebe bem bocaya taktığı adı unmtmüş, hem de yorul. madan Öğrendiğini, bir çok şeyler, yeni geylör, fayda. It geyler öğrendiğini, eğlenerek, zevk alarak Bğmıg- ini görerek edebiyat muajilmine karaı KĞMA Sevgi duy- mağa başlamıştı. dirmek tütfunda buluünmuştur. Bu- a bir de kanun! veya takdiri tah- fif sebebi Nâvo olunduktan ve ne- tice itibarile verilecek ceza 89 un- cu madde hükmü tathik edilerek tocil edildikton sonra behbaht ka- din beklediği ve Jâyık olduğu ka- :lın! ve vicdani âtıfete uğratılmış lur. Kayıtsız, gartam hör hâdiseyi Sevsik ve mücesiratını nazara ala- rak hizsen hakkı kryam edecek o 'lurtak ferde acımak zaafı mukabi- Hado hayeti içtimalyeye zarar iras etmi goluruz. Bugünkü aile sistemimize göre bu kahll içtimat mazarratların iza- lesi için no yolda kanunl tedbir slmmak Mzım geleceği meselesi de başlı başma mühim bir mevzudur | Ben şahsım (tibarile her şeyi, her | Iâtfu hef ikram ve İnnveti kanun dan beklemek — taraftarı değilim Berkes, kendi — ietirmal varlığinin vöçhetini ketıdi Irfan ve İdrakinden nlacağı ibem Ve tanı'm etme'idin | İçtimal mazarratların en esaslı sa- ! iki çohalahtir. Ceyrimesru hayatm başa getirecoği ayakihi düsünen ve düsünmenini bilan bir kadın bu tehlikeyo dAzmekten nefsini pek âlâ koruvabilir. Düsünme kabili - yetetşikinin — mtirmcoği Akrbetler de, âmma vicdanımdan merhamet, kanandan Mmuaf'vet beklemak hak kint hie kimse kentind sörmeme lidir. Rüerek ve — bililhtiyar irtt kân edilen hatalı hareketlerin me- | güliyot'na tahammll! zartrlüte. NI- hayet; netice ne Kadar fsef olun sa olmim bir lenhil bedlahtlar ka: nun ve vician mirvsenhalerinde belki mazır sayılahilirler fakat, ma'füv addolunsmaz!ar Anketi yanant Nihat Şazi Romanyadaki heyetimizden iki âza geldi Romanyada ticar! meselelere | ait teknik görüşmeler yapan iki | kişilik ticret — heyetimiz dün gebrimize gelmiştir. , Heyet, Ziraat Bankası İstan” bul gübesi mildürü Bay Meh- | met Ali İle Çukurova nmıılı ihracatçıları birl Telsi valın dönüşk Oman” yadaki hüdiselerle alâkadar de- hâalk kütlesi bulunmasına rağmen işâreti takip eden ilk dakikalardan itibaren sokaklarda korunma işle rinde vazile alanlardan başka kimv se kalmamiştı, Kdsbiyot tarill kuru nazariyat ve tarih doraj ol- rmaktan çıkmıştı; talebe lüboratıuvyarda fen dersine ça- lıçır gibi mektedin kütüphanesinde ecerler ürtünde eda- - biyat dersine çalışryordu; gürler, hikâiyeler, Tomanlar okunuyor; enlaşılmıyan yörler hocaya Borulup anlattı. rılıyor, bayat ve ganatı öğrenilen muharrirlerin yapmın olduklarr işi hakkmda, muharrirlerin sanat kiymetleri hakkmda talebe bizzat okuyup enlamırş oldukları esar. lere göre hükümler veriyorlardı. Görülüp anlaşıldı Ki cedebiyat darsindon maksat kaldelor, isimler, doğuş ölüm tarihleri ezberlamak de. Bildir; smıfta edebi vezik teşekkül! etmekte 1di; yazılan edebiyt varÜsleri de açıkça talebe arasımda otunerak münakayaya konulüyordu. Ah, bu münrkasaları. | (Dovamı var' ı l GÜNDEN GÜNE I Beyazıt avlusu bomboş AMAZAN ayında oldur ğumuz için, ramazarn- dan bir kere olgun bahsetme” den geçmek, gündelik sütun muharrirlerine ayıptır. O se- beple, her muherrir, haftanın bir gününde olsun, ramazan” dan bahsetmeği vazife biliyor. Dün de sıra, (Vâ - Nü) nun idi ganırım, Eski Ramazanlar ah'_yeııllsm mükâayese ediyor- O yazıyı senelerce sonra o” kuyanlar, 1940 Ramazanma dair bihakkiı. fikir edinitler; © kadar hakikate mutabık ve | güzel bir uslünla yazılmıştır. Butünkü ramazanm, eskile- rine benzememesi tebildir. O" ruç keyfi icinden görülen bir dünvanm, e'bette baska olma- sı Jâzmmgelirdi. Bugünkü gart” lara, busünkü yaşayış ve dü- şünüşe göre ise, yeni bir. rar maran havası içindeviz. Bu ramazannı eskisine nis- betle büttiin fartforma eseflem mek doğru de#ldir ama, tica- Tİ sahava verdiği hız. elidlden ehemmivetli idi. Ramazan ge' lince surada burada — hususi serriler kurulur ve orada mile W mahsuller her zamanltrinden üetiin bir rağbetle sürülürdü. Bevazıt camii — avinanrdati servri de bu nevidendi. Simdi orada iki baheratoı ve biz Ke' lâmr Kedtm sartan bası tatikes H hafızdan baska kimse vör Tünmüver, Bu madii menfast Acaha nedan İhmal ediNyar2. ıg.":..ı::,, Usanivle de aöviive- : “Wazanen, Allahm zevgi" Hisi,, değil mi9 BİKRM"T MÜNİR Maiyet memurları nerelerde staj yapacaklar dahil'ye vek!îmnâm bir tatılm gelmiştir. Bunda hülâsaten de* adai Se fi ettirileceklerdir. — Beledikdüt ğ bütçesi hazırlıkları “Malül Yusuf Komal,, imza * sile — aldığımız bir mektubunda deniyor “Her iki ciğeri ki: Vatandaşa ıyd: 12 Nrahk yardım neden e * Ben bu yurda çîmwîg,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: