29 Ekim 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

29 Ekim 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇIKOCA YUZUF Saraçhanede bayram yeri güreşi duyan seyircilerle dolmuştu —A47— ha gğ yürümeğe Baslasınr. ğru yürüm 8i * H!Duî_vmyı: kxmdı, bütün Bece sabaha kadar işleyen ve Bittikçe derinleşen — bir şüphe vardı: Acaba Koca Yusuf, Hay. Mana aygırmı yenebilecek mi? Hüseyin daha fazla durama- Yolda giderken sordu: — Nasıl, kendine güveniyor. Sun, değil mi? — Ne gibi..? Aygırdan mi bahsediyorsun yoksa? diyor. — Evet. Çok lar onu. — Nasibimiz yenilmekse, ye niliriz. Fakat, bana öyle geli. Yyor ki, bu adam sadece lfeııdl kuvvetine güveniyor. Pehlivan. ktan, güresten falan anladığı X. Eğer böyle ise, mesele yoktur, ağam! Demir parmak- lıikları büken bileklerin evel al. lah önüm da canma okur. Bayram yerine vardıkları za. Mman, sokak başında dolaşan Nedim Beyle karşılaştılar. Nedtm Bey çok telâşlıydı; Yüsufu görlünce sevindi: — Hoş geldin, Yosuf nehli- van! Ben de seni bekliyordıum.. Yusuf selâm verdi: — Hayrola.. Bir şey ml var? — Yok ecanım. Merak edile. €ök birşey yok. Şöyle biraz kö. nusmak istiyorum da. in arkadan yürümeğe ymanalı mı? — Evet. Erkenden geldi &. ma; karnı cok açmış, #uradaki tatlıcıda bir tensi baklava 1 Çadırm L çinde bir köşeye uzanmış. — Bundan bana ne, Nedim Bey?! Biraz sonra baklavaları hazmeder. Tekrar midesini dol- Güracağı sırada, kendisine bir Tev vermezsiniz. Gürege çıka. — Ben de bunu demek — isti. Yordum. Güreşi zaten - nasıl ol- öğleden sonra yapacakamız. S':ıdmn kapremı — milsterilere n. Ctncava Di kadar varsın yatsın i. — Yatsm iki gözüm, yatşın 'ı!;'"—'!lm- Bizim acelemiz yok, m:m_:n;u İle, çoktanberi gör- tozmne o!ıu'uîun SUU ... Saraçbane bayram yerl.. Gü. Teşi duyan seyircilerle dolmuş. tu. Bir yanda yemişçiler bağırı. Yordu; — Elma gekeri.. Nane şeke. dan geliyorum, dedi, bugün Yu. suf pehlivan burada güreşecek. miş! Acaba vakit var mı? Nedim bey, haremağasını ya. M güreş, dünyanm en meraklı, en korkunç güreşi olacaktır. Zira Yusuf, Hayma. KR AM ası, gekkür ederek ayrıldı. Bozdoğan kemerine doğru ilerledi. Mabeyn kâtibi Servet bey o gün bu mühim güreşi seyretmek için — sabahtan — Çamlıcadan İstanbula inmiş ve öğle yemeği. ni Süleymaniyede bir dostunun evinde yemlşti. Haremağası koşa koşa Silley. maniyeye gitti, güreş âtatini e. fendisine bildirdi. Biraz sonra Vervet bey güreş çadırının içinde yer almıştı. Yusuf, Servet beyin geldiğini görünce sevindi. "'k.'t' Bervet beyin yanma gitmedi. Zaten o. nun gidecek vakti de yoktu. Se. yirciler çadırın içini doldurmuş. tu. Nedim bey istical ediyordu. O gün yıl:dız an):ıınıh « Yusuf scaktı. S lalür 1 birkiş poküeka daha bulmuştu. Fakat, onlar bayramım ikinci, üçüncü ve dör. düncü günleri güreşeceklerdi. Yusufun o gece Beykozda bir güreşi daha vardı; Beykozlulara söz vermişti. Hattâ gündüz git. mesi İâzımdi amma, bu güreş mani olmuştu. Baykozda - cidd! birkaç güreş yapılacaktı. Hava aydımlıktı, Yusufun güreşini ge. ceye bırakmışlardı. Yusuf, Sa. kurtulunca men iye inerek, Hüseyinle beraber vapura atlayıp Beykoza Ü 0, 06 Saraçhane güresi; güreşten ziyade, iki devin düvüşüne benzi. yecek gibiydi. Seyirciler bir Haymanalıya, bir de Yusufa ba. kıyorlar ve: (Devamı var) “Penberer,, köyünün — biricik kızt Gülün, Çakır Ali ile evlen- mesi büyük bir gürüllü olmuş, köylü kızın bu inlihabına par. mak sırmişti. Gül, güzeldi. Köyde değü, Kasabada bile üstüne yoktu. Delikanlılar pervane gibi dönü, ' yorlardı etrafında. Civar küy. İendeki ağalar, kasabadaki zen. inler bile bu nadide ciçeği ken eç Horozlu şeker., Tarçınlı te- | Üilrine gelin etmek istiyorlar. Pai ğ dı. Haniya baharir macınmm... | “p.kat Gül, bütün bu teklifle. .— Karmı acıkanlara fasulye zğ'n" Şiş kebabı.. fakara köf. ”- Âşıre., Mahallebim kay. |! mak! r— Vişne şerbeti.. Yusuf sağdan soldan haykı. Tan satıcılara bakarak: — İnsan buraya gelirken ço. fük olmalı.. Diye söyleniyordu. :.reydu-u Yükler doldurmuştu. .Hilteyin bir aralık güldü: —- Hiyar turgeu,, Lahana turgusu.” Teti biber, - balıfın sabebini gimdi uı..r.flmıwı—ı.kı" Arabalara bi. Herek, Cin Meydanma, Fatihe gidiyorlar. Büvük'er de Yusu. fun güreye dnyarak Sar hanehaşma kosuvorlar, Sa gürca biran evvel baslasa de herkes da m-uı!ı—m_u' içinde ufak bir gp, t önünde Aremağfası, Nedim beyi Ver sahihi. Nedim Hi. Htramağası: b Bendeniz sarı Sen Servet Beyetendinin “yanm Gola. | sö; ri kulak erkası etti, köyün en fakir dellkarlısı ile evlendi.. Çakır Ali fakirdi.. Fakirdi a. ma değme y ütlerdendi. Köyün ü « delikanlılarının yanına so Haylâ: Mis ,koku. | Küzmaz, bir köşede işile gücile meşgul olur, lâzım olursa civar tarladaki arkadaşlarına yardım eder, kendisladen daha fakir, daha yoksul olanların da yar. A P delikanlıydı amuz. Sonra yakışıkli da. Uzun bir bütı);ğlllm“' ları ârasına ot mun. tazam bir başı, kıivir kivir si. yah saçları vardı. Çakır gözle. rinde delma mavi gi Çün kar, etli dudaklarınm Üzerine gerilmiş kaytan bıyıkları, sert, erkek hatlarma daha kuvvetli bir mana verirdi. . Ali ile Gülün bir yastığa bas koyduklarınım — tizerinden daht bir yıl bile geçmemişti. Bir gün Aliyi gskere çağırdılar.. Gitti. Kardeşleri hudut y va- tan icin çarpışırken o, köyünde yavuklusunun koynunda — kala. mazdı ya!. Gül ile biribirlerine sarılarak Öğütli çesmenin bazma kadar gitmişler, Ai ayrılırken! — Kız Gül, Üzülme gelecek güze dek nasıl olsa varırın. Çifti sür, davarları güt, anbar. daki buğday Ce bu kışı çıkart.. Küçük Hikâye: 29.10.940 Salı 800: Program ve memleket — aast ayarı, 808: Müziki Hafif program APL) 6.15: Ajana haberleri, 8.30: Mi alkı Hafif programın devamı — (Pi) 8.50: Bv kadını — Yömnek istesi, 000 Müzük: Halk Türküleri ve oyun hava- Konuşma, 1110: Marglar (PL) 11.30: Müzük; Saz eserleri, müli —oyun ve zeybek havaları, 12.00: Müzik; Uver türler (Pi.) 1215: Büyük Müllet Mec. Hlsinden naklen neşriyat, 13.80: mem Yeket eaat ayarı, ve Gjana bhaberleri, 18.80; Müzik: Hafif program — (PL) M48: Ankara gehir. hipodromundan maklen neşriyat: Geçit töreni 16.30: Baat 1800 de tekrar üöşriyata başia mak üzere kapenış. 18.00: Program ve memleket anat ayarı, 1&.03: Cum buriyet bayramı piyangorunun 19 Ma yıs Etadımda çekilişinin aeğri, 1840 Konuşma, 19,00: Çocuk aati Kara: Böz (Küçük Ali tarafından), — 19.30 Memlekot sat ayar ve Ajana haber leri, 19.80; Müzik; Raâyo küme beye ti koro: Yürt panaraması, 20.18: Rad- y0 güzetesi, 20.45: Temasli: Savaş ço cukları (Yazan: Kemal Tüzem), 21.30 Kozuşmma, 2).50: Müzik: Radyo aslon brkestrası, 22.80: Memleket aat aya m ve Ajans haberleri, 2260: Müzik Dans Müzigi (PL) 2328/2840: Ya Tinki program ve kapanış. Sinema ve tiyatrolar Şehir Tiyatrosu ŞEHİR TİYATROSU Tepobaşı Drami kısmi Bugün saat 2030 da BİR. ANA ... Şehir Tiyatrosu Komedi kısmımda üstad Muhi'a Sebahattinin eseri bugün matine saat (15,80) da (Hfenin aşkı) müllt operet & perde, Yarın gece sunre aa&t 9 da 1 — Çilerem Aslı) Mürükli Şark masalr. 2 — (Muhasebeci Mute, Glü Bütendi) Müzikli komedi 2 perda, ——— Beyoğlu Halk Sineması Beyoğla Halk eineması bugün saat 18 de; Film gazu: A — Ran , Japon harbi “Türkçer $ — Tehklikeli macera $ — Ordu kahramanı Bize (Fitrenizi Türk Hava Kurumuna veriniz) dedikleri za. man hiç tereddüt edebilir miyiz: Göklerin korunmasıma — tercih edebileceğimizi hiç bir meesle var mıdir? Allah izin verirse hasada bile etişirim.. g Dî:miş ve torbazmı sırtladığı gibi, arkasına bile bakmadan kasabanın yolunu tutmuştu. Hakikaten Gül, çifti de sür. meğe, davarlarınt da gütmeğe mecburdu. Çünkü elinden tuta. cak, yardım — edecek kimsesi yoktu. Tarlalarınm kenarmda- ki damda yalnız oturuyorlardı.. Azıl Gülün balini büken de bu idi yat, Aliden ayrı kaldığı İlk *gece davarlarmı iceriye aldıktan son ra, kocasmın sağlığma düa e. derek yukarıya çıktı, kapıları iyice kapamış olduğu halde k cinde garip bir. korku vardı.. Beroket hemen altından gelen hayvanların sesi onu birağ avu- tuyordu, Aradan bir güz geçmis. fa. kat Çakır Ali görünmemişti. Harp devam — ediyordu ama, terhis olunanlar da vardı.. Gül her an gözü kaprda kocasınt bekliyordu. Nasıl — beklemesin ki? Bir sone zarfında ne'er çek- memisti.. Bütün köy kocast 8- kere gitmiş olan bu güzele ası. byor, tarlada çalışırken Tahat birakmıyorlar, yorpunluktan & « çılan güzet göfsünü, — gurasını burasmı gevrodivorlardı.. Bircok kimsoler onu elde et. mek için ellerinden geleni ya- pıyor'ardı.. Hele muhtar - artık kahvelerde bile bu g Güle vurgun olduğunu acıkca söyle. dikten Maada, arzusuna muvaf fak olabilmek için de türlü de. dikodular çıkarıyor, hattâ giz tiden girliye saval!r Gülü tehdit de edivordu. Gül bunları kös dinliyor, ken di kenAme: — Bir Alim gelsin de o za. mân Spolı" 'Beşıklaş -Beyoğlu- spor Bugün hususi bir maç yapa! rinci en kımlarından biri olan Beyoğlu- spor takımı, bugün Şeref sta. dında hususi bir müsabaka ya- pacaklardır. Maç, saat 15 de- başlıyacak. tır. Müsabakanın hakemi Şazi Tezcandır. Ortaköy Spor Klübünün kongresi Ortaköy Spor yurdu kâtibi umumiliğinden: Köyümüzde diğer bir klüple birleşmek ve nizamnamede bazı değişiklik yapmak Üzere kon. grenin 3 ikinciteşrin 1940 pa- zar günü saat 11 de yapılaca, gından aza arkadaşların o gün yurd binasmda bulu! & hemmiyetle rica olunur, L iE Tebliğ —— Matbuat Takmmı Başkanlığından: BÜ Teşrizuevvel 040 Çarşambı gürü saat 130 da Fenerbahçe sta. ada — Galstasaray * Prmerbahça maçından evvel takımımızla Foner. bahçe tekalit takımı arasında bir maç yapılacaktır. — Al Çarşamba günü saat birde futbol levazımlarile beraber Fen stadında bulunmaları rica olunur. Sadakal Tıtır yi yi — Se LAİ Buğdaydan — 38 2 131 Arpadan ** n » Üzümden nT 100 86 Hava kuvvetlerimizin yükselmesi ve artması için her türlü yardımm ya pilması yurt bozçlarımızm en büyük lerinden olduğu gibi bütün milletlerin de kendi varlıklarını — korumak için Jarmakassın haya küyeylierini artlır bulundukları görülmekte oldu gusdan bu hususta Diyanet işleri rels üğtnden verüimiş olma fetva mucibince sadakâai fitir ve sekât ile mükellef © lanların Türk hava kurumuna yardım lart ve büu miretle anayurdumuza hiz mette bulunmaları lüzümü — eğeminl yetle ilân olunur. v P. Ülgener HAY Diyordu. Fakat aksi.. Ali de, neden gelmiyordu? Artık kış bastırmıştı. Gül bilmiyordu ne ile uğraşım.. A- liden baber yoktu.. Kışlık zahi. resi yoktu. Korkuyordu. Üste, Bik gimdi bir de “Hayalet,, me. selesi çıkmazştı. Gül bazı göce. der beyaz — gölgeciklerin kaçış- tıklarını pencereden — gözlerile görüyordu. Komsu kadmlar da bunu teyit ediyorlar: — Gi Gül, sen — ne ediyon.. Hiç ev bir sene erkeksiz kalır mı? İyi saatte olsunlar basar SCni., Diye korkusunu — arttırmaj çalışıyorlardı. Gül içten içe kor makla beraber : “Bunlar hep muhtarın işleridir..,, Diye düşü. İ ee at bu beyazlı zi tçile. Fin ardı arası kc.n'lmly’:ı;u ki,. Artık her gece evin etrafımda dolaşıyorlar, uluyorlar, vuruyorlar, camarı — taşlıyor. Jardı. Komçu kadınlar da Gülü muhtara boyun eğmesi için zor. rlardı.. — Alim, diyordu, O muhakkak gelecek.. Çakırım.. B Si AU S MN &c ne karışıyordu. Akşam. dan başlayan tipi iki saat için. de her knrığ[ f-l;]'—'müaül- Hâl4 vam ediyordu. dıu%î. karanlık gecede uzun müddet vir ümit yıldızı araya. rak pem'*:ri*nîn önünde oturduk tan sonra kalkmış, yatsı nama, zt kılıyordu. Birden aşağıda hafif bir gürültü duydu.. Birisi kapıya mı vuruyordu? Dinledi.. sas kesilmişti. Hayalet dediko- dularının verdiği korku ile böy. le kaymntan sesler duvuyordu... : â&_lum'dı kandıracak, Ğ rüyordu, T — VAkAZ 20 BAKİNCİTEŞRİN 1040 Şehirden bir Röportaj: Ha gea Bir doklor mü:yenehanesinde neler İştilmez ? Bir anket münasebetiyle çocuk hastalıkları mütehassısı Doktor ki., Bir müddetten beri İstanbul. dan hariçte bulunan biricik çocuk hastalıkları mütehassısımızı eline ıu.'lrı:ıiymkr âdeta muayencha. neye hücum etmiş.. Endişeli anneler, müteessir ba. baların kollarında hasta çocuklar.. Kimi annesinin kucağında uyuyte kalmış, kiminin yüzü sarılı, kimi öksürüyor.. Bunların arasında sırf — Çocuğun maşallahı var ayol, sen ağzını hayra aç, şimdi de ol. luma doktor paraları mı verdire. ceksin? diyor.. Hani nerede ise gocuğu ça. Sıç'ı[t' ıiuyı yakın iki kişi hL mış. Biri bir madam, diğeri iki hanım.. Tabil çocukları da kucak. Tarında.. Sıra o hanmların galiba.. Madam yanaştı: — Afledersiniz, dedi.. Ben dok. tora çocuğun kakasını gösterip Çi kacağım.. Bir dakika müsaade e , din de gireyim.. LET Fakat hâyır işte xapı yine zor. lazıyordu.. Davarlar —uyanmış. ları tepinmeğe başlamışlardı... âd'uhıkkı.k aşığıda birşey var. Selfim verdi. Namaz — berini topladı.. Kücük idare kandilini #larak korkak adıralarla odanın ğ:ş'mğ:ım kadar geldi. Açtı, 80 - yerek . Saniyeler Akirler * geçti. yel di, merdivenin başma geldi, a. kapıya baktı. Merdivenin alt başmda bem. boyaz bir hayalet hareketsiz du. Gül, müthiş bir çığlık kopar- dı;q:'hdeki kandil ıöndü.urm» lerden asağıya &. sim yuvarlandı. L Zavallıı Çakır Ali, altı gün Altı gece, kışla, karla mücadelo Ettikten sonra yuvasına geldiği Zaman ancak karısmın sıcak ce :î("m* kolları arasmma alabilmiş. Muzafjer ACAR Ve girdi. Diğer iki Kadın çocuğu nöbetleşe ediyorlar,. varım.. Bu sır geldi. İki erkek bir kadın.. — Belki de bundan sonra ba zulmuştur. Dünyanın hali bul. Bu cevap, kısa bir süküt yara. tıyor., Neşeli zat bana dönerek: — Aman beyim, diyor, çocuk mu Allah saklasın., an Kadın derhal atılıyor: — — Peki beyim, sizin yok mu ki?. —— Nasıl yok, üç tane var. Ven::!ıııduinbiıdıl. de larak ilâve ediyor: ğ — Benim çektiğim, geçirdiğim hastalıkları kim geçirdi, hanım, di. yor.. Artık doktorlarla ahbap O duk., Hant neredeyse akraba ola. cağırz... İçi yanmış gibi güğüs geçiriyor, sonra: — Aklın varsa hanım, kızırı doktora ver.. ' Tavsiyesinde dın; - — Aklım var eamma, kızım yok. Amma ne yapıp edip bir tane bu. lacağız artık.. — Sizin çocuk kız değil demek. — Üç tane var, üçü de oğlan.. İkisi evde, biri altı yaşında, biri dört yaşında.. Evde bir de nüzüllü annem var, şimdi ikisi de kadının kafasnıa çıkmış, saçını başını yol. muşlardır. Yanındaki kadmna dönüyor: — Ayol kardeş, al şu çocuğu, sa. at ikidenberi sallamaktan kojlarım koptu. Bu sırada doktorun odasından, biraz evvel açıkgözlülükle sırayı kapan madamın sesi geliyor.. Sırasını kaptıran kadın: — Gördün mü, diyor, madam nasıl bizi atlattı. YI göstere, ceğim diye girdi, bir saattir çık. bulunuyor.. ka . — Öğledenberi sıra bekliyorum. Hem de paramız'a.. Ne olur, biraz fazla ve ucuz doktor olsaa, Hem böyle beklemek, hem de Üç lira ver mek beni harap ediyor.. - Çocuğu dahiliyecilere gösterdim. Bir lira verdim amma o da para etmedi. Buhımıikly;im&iı'rnd. sanımiza işarel Bu sıra. da madam çocuğuyla çıktt ve ka, din: - — Çok şükür.. ** Dedikten sonra içeriye daldı, Son müşteriler de çekilip muaye nehın:lıe kimse kalmayınca ben de bir; -Ç-ekgıdmg yanma girdim. MUZAFFER ACAR Göz Hekimi Dr. Murat R. Beyoğlu . sokak No: X. b AAA DA L” v ASA eai

Bu sayıdan diğer sayfalar: