30 Kasım 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

30 Kasım 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

£ — VAKIT $0 İRİNCİTEŞRİN 1940 Romanyadaki anarşide yabancı parmağı Siyaset dünyasında olup bitenle- 7i brgün göylece hulâsa edebiliriz: Romanyanın anarsşi içine atılma- « düzya efkâri umumiyesini bir kere daha bu memleket üzerine gekmiş bulunuyor. Romanyanın Al- manlar tarafından — işgaiinden ve Romaayanın üçlü pakta iltihakın- dan sonra Alman reemi ajansı: *“Artık Romanya sulh ve süküna kavuşmuştur,” demişti, Halbuki Romanyadan gelea ha berler vaziyetin böyle olmadığını bildirmoktedir, Yeni nlzam bu memlekte refah getircceği yerde yoksulluk zaruret ve sefalet getirmiştir. Nihayet moömleketin Lam anarşi içine gir miş olduğu son kaç günlük ha- borlerden anlaşılryor, Demir Muhafızların — aralarımda bir çok eaki nuzırlar, gazeteciler o lan yetmişe yakın münevveri kat> letmiş — olduğunu — bildirmektedir. Bunlarm arasında beynelmilel şöh- Tet sahibi olan profesör Yorgu da vardır. Acaba Demir muhafızlar kimin emrilo hareket ediyorlar? Bunların diziplin ile hareket et. tiklerine güphe yoktur. Esastn bu gibi teşekküllerin disiplin İla ha. veket etmeleri icap eder. Demir muhafızların kumandanları da ba hareketi takbih ettiklerine göre bunlar her halde başkalarının tah- Fiki le haroket ediyorimr, Bu noktada bir şey gözden kac- miyor: Alman tjansınm, Roman - halkın bunu memnuniyetle kargılamakta olduğunu kaydetme- Bidir. Bu şartlar altında vaziyet haklı olarak bir çok şüpheler! da- vet etmektadir. Genç kral Mikael fle annesi valde kraliçenin de Flo- yansaya kaçmış olduklartına bakı - lirsa yeni hâdisrelere İntizar olun- makta demektir. Romanyada yeni nizamın daha kuvvetle yorlaşmasi- ne doğru yeni adımlar atılması beklenmektedir. Bomanyadak! bu hareket Balkan devletlerinde derin bir tesir yap - mıştır. Yeni nizamın neler getir- diğini gören bu devletler yeni mi- zamdan kaçınmak neticesine var- muişlardır. İtalyanım dahili vaziyeti İtalyaya gelince; İtalya yabaner #skerlerin işgali altında bulunma- makla berabar başka sorluklarla kargı karşıyadır. İtalyada faşist partisi ile asHorler ihtilâf balinde- dirler, Esasen bu ayrılık ötedenbe- ri de vardı.. Askerler İtalyanın harp macerasma sürüklenmesine Mmuhalif idilor.. Kral ve hanedan da harbe taraftar değildiler., Fa- Kat fagist partisi İtalyayı harbe Bürüklemiş ve harp uzadıkça da İtalyanm asköri va iktmadi vazi- yeti bozulmuştur. Yunan harbi de dahlilde büyük biör — tesir — yapmaştır. — Asker ler faşist partisini İtalyayt harbe Sürüklemekle itham ederken par- & de mesuliyeti askorlere yüklet- mek için erkânı harbiyenin sevk ve * idares'nin müuvaffakryotaizliğinden behöediyorlar. İtalyada Taşist rejimine karşı bir darbeden bile bahsedenler var- dir, 4 Japonyanın da yeni nizamı var Japonya da uzak sarkta yeni nl- zam — kurmaktadırlar. mankin şehrinde bir hükümet kur muşlar ve bu hükümet ile bir mü- ahede imzalamak üzeredirler. Ev- velce — Çankayşek'in — refiki olan Vançeng Vey Japoalar tarafından bu yeni hükümetin başına getirli- miştir. Japonya bu hükümeti tanı- maktadır. Almanyanın Avrupada Çevirmekte olduğu manevra ne İsa Japonya da uzak çarkta bu ma- novrayı çevirmektedir. Fakat Çin lideri Çankaygek mülcadele yolun. dan ayrılmıyacağını bildirmekte - Htalyan Yunan harbi İtalyan — Yunan harbinin bu- günkü vaziyeti gudur: Ymd%şmh 35 kilo- me' a Timorka dağla rında takip hareketlerine devam tetmektedirler, İtalyanların bu dağ Jarm eteklerinde bir. müdafanya hazırlanmakta oldukları hakkında haber gelmektadir. Timoriça dağları Arnavutluğun ©n yüksek dağlarından biri olduğu için İtalvanların bu dağların etek- Terinde sahra tahkimatı ile hir müddet miüdafan edecekleri tah min olunabilir. Fakat bütün kül şartlara rağmen Görlceyi altı günde düşüren Yunanlıların bu dağları da aşarak Berat şehrini zantetmeleri mümkündür. Elbasan yolundaki düşman kuyv- vetleri de İlerlemektedir. Pindus mrmtakasımdaki — Yunan hareketi todr'el olmakla beraber bir inki- gaf göstermektedir. Epirde Tİtalyanlar mukavemet göstermektedirler,, Fakat hareket balinde olan Yunanlılar bazı tepe- leri isgal etmişterdir. Pomeri — Ergeri hattmdaki ha- rekâtim büyük bir inkişaf göster- memesi gu şekilde mütalea oluna - b'lir?: Yunanlılar uzun sürecek bir tazrruz için hasırlıklı idiler, Hal- bukf taarruz tamamile seri oldu.. Şimdi ise evvelden tahkim edilmiş ve mukavemet eden bir hat karşı- sında bulunuyorlar. Böyle evvelden hazım'anmış tahkimat kargısmda #ilâhları yerlerine yerleştirilmiz ve asterleri siperlerine girmiş düş - mana hazırlıksız olarak derhal ha- #ekete geçmek büyük zayiat ver- mek netisesini doğurur., Binten a- leyh bu vaziyet karşısılda teennİ ile hareket etmek esnatır. Çök zruktameldir. ki Yunan orduları kumandanlığı da bunları düşüne - rök bu gekilde barokot etmiştir, Tahkim edilen mevzilere yapılan ta- farrur yavaş İnkişaf eder ki bu cep- hedeki harekot de bunu gösteri - yor, Binsenaleyh bu hattaki duran tarruz muvaffakıyetsizlik şekl'nde görülmemelidir. Harekâtım devamı için bir kaç gün beklemek lârımdır, Fakat fazla beklemek de Yunan- İlar için zararir ddur. Çünkü İtal - Şanlar Arnavutluğa tekviye kıta - Atı gönderiyorlar. Yunan başku- Mmandanlığı da bunları göz önünde tutmuş olsa gerektir. Japonlar | Hususi meskenlerin maskelenmesi emri Bu gece saat 24 den itibaren kat'i surette tatbik mevkiine giriyor Bu gece saat 24 den itiba. ren hava taarruzlarına karşı pasif korunma tedbirleri cümle, inden olarak bususi ışıkların haskelen kat'i suret- te tafbik mevkline girecektir. Bunun için, İstanbul vilâyeti, 15 güne yakım bir zamandanberi yapılan tecrü noksanları gi ni bir beyanname hazırlamış. tır. Hava taarızlarma karşı hu- susl ışıkların ne süretle maske, leneceğini bildiren bu - tebliği aynen negrediyoruz: TIsıkların söndürülmesi husu. sunda evlerde yapılacak husu- Bit. 1 — Her ev, pencere, tarasa, ba'kon, kapı gibi bilumum men. fezleri siyah bez ve yahut kâğıt ile gayet sıkı olarak ve hiç bir aralıktan aşık sızmayacak — $e- kilde k&namalıdır. 2 — Kırmızı, sarı, yeğil! gibi renk veren Öörtülerle maskele. mek yasaktır. 3 — Apartmanlarda bilhassa merdiven pencereleriyle hava a. ralıklarıma tesadüf eden mutfak gibi pencerelerin de tamamen maskelenmesi lâzımdır, 4 — Apartman, otel, gazino, han gibi binalarım kapılarında ve antrelerinde yantn İâmbala- rım koyumavi renkte ve üzeri maskelenmiş olarak sokağa ay. dmlık vermiyecek şekilde mas. kelenmesi lâzımdır. DÜUKKAN, MAĞAZA VE EMSALİ YERLERDE YAPILACAK IİŞLER, 1 -— Sokak, cephe, numara, reklim gibi bilumum tenviratın her ne şekilde olursa olsun ya- kılması memmnudur. 2.— Dükkân ve mağazalarmn vitrinleri tamamen maskelene, tektir. 8 — Sinema, tiyatro, bar ve mümasili gibi umumf yerlerin aralarına yine masl ko. yu mavi lâmba Je sokağa aydım. lik sızmayacak şekilde olmalıdır. Veyahut dışarıya vermemesi i, çün iç içe iki kapt olmalıdır. Bi. rinel kapı açıldığı zaman ikinci kapı kapalı bulunmalı ve birin- c kapı kapandığı zaman ikinci 4 — Ampuüllerin üzerine mah., tetif renk kiğıt yapıştırmak su. retiyle maskelemek vasaktır. 5 — Bilumum — dükkünlarda her ne şekilde olursa olsun dışa. rıya aydınlık verecek Jâmba yakmaları memnudur. HALKIN RİAYET FDECEĞİ HUSUSAT 1 — Halkm kullanacağı el fenerleri de mavi ampill veya boya ile maskelenmelidir. Açık kullananların lâmbaları alma. caktır, 2 — EKaranlıkta halkm yolun sağını takip etmesi selâmetle :ı vzümek noktasından lüzümlu- lir. 8 — Elektrik fenerlerinin ve, sâile karaı tutulması ve bilhas, sa gelen otomobillere karşı tut- maları kazaya sebebiyet verece, ğinden bu cihetten halkım sakm- maları Jâzımıdı. N NOTLAR: ;l___q_rılma davaları neden çoğalıyor? (Bas tarafı 1 inobe * rağmen, ailenin daha devamlı ol- duğünü gürüyoruz. — Bugün ayrıl- ma meselesl daha çok kayıtlar al- tma almdığı halde, eskiden fazla bir yeklin tutması, cemiyetl düşün- dürecek bir şey olsa gerek. “Yuvayr yapan dişi kusti derler. Acaha samanm — disi kuşu bu yuvayı kurmayı bilmiyor mu? Yoksa, örkek kuş, dişi kuşun hin bir özenti ile kurmaya çalıştığı yuvayı Ikida bir bozacak kadar yı- kıcı buylar mt kazandı? Kendi cinalme karşı hiç bir ta- rafgirlik baslemeyi düşünmiyerek, evet, diyorum: Yuvayı özene, bezene kuran, e- nü kocasına her gün daha sevim- li göstermek için çalışan, çocuk ye- tiştirmek gibi büyük fedakârlığa katlanan kadımım mezlyetlerini gör- memekle, bunlara aldırış etme- ;ekle. erkek ilkk hatayı işlemiş o- r, Bir çok erkekler tanırız ki bü- Yük hayranlıklarla atdıkları bir ka- d, çok kısa bir zaman 20nra, mo- dasr geçmiş bir kumaş gibi bir ya- na brrakırlar... Dikkat edilirse, ka- drada değişen bir şey yaktur. O, büyük bir samimiyetle yuvayı de- tğraşırken, koca vam eti . kendis'n! İhmal etmeye, gözlerini, ruhunu başka — muhltlörde oyala- maya başlamıştır. Kadın bunun ö- füne geçmek için sekâemm, ruhu- nun bütün kuvvetlerini harcar, ba- ı muvaffak olur, bazı da beyhu- de yorulur; çünkü eşinde bir alla erkefi olabilmek meziyetleri yok- tur, O, evlenirken no icin evlendi- Kini; eş olarak seçtiği kadında ne gibi meziyetler aradığını düşünmi- yerek, kendisini tahlile lüzum bi- le görmeden, ancak şekle kanıl- mak gibi iptidal bir meyille evlen- miş ve çabuk usanılan her dış kiy- met gibi, az zaman sonra karısın- dan yüz çevirmiş, baştıa, — şekiller, başkıa yüzler ardımda koşmaya baş lamıştır, Bazı erkokler de — gene, parasız zamanlarında evlenmieler; yıllaren eşlerile mesut yaşamızlar; çoluk gocuk yetiştirmişler; anne, uzun, 4 — Bu maskelemenin niha, yet 1/12/1940 gününe kadar ikmal odilmiş olması lâzımdır. O gece yapılacal teftirte müs, kelanmemisz ışık görülürse emre rinvet etmivenler ha”kırda ka- nun!? takibat yapılacaktır. Gereti isin kazelera ve malü, maten emniyet müdürlüğüne ya- zimeter, orucu bir hayaltan sonra &z çok amranmaa: tam bi zemarda da er- köğin mevkli, rütbesi büyümüş, parası artmış, muhiti — genişlemiş- tir, Bu geniş, refahlı zamanda ona hangi genç kadın yüz vermez? Çocukların fedakâr anaları gimdi eşinden daha çok hürmet, samimiyet, göreceğini, sox yıllarmı onun arkadaşlığı” mhti- yar geçireceğini umarken bir yana birakılmıştır. Bütün sandet rüyalarımı evlilik hayatmın bağlayan kadın, orada h- mal, rFiya, şönho ile karsılaşırsa, bunlarla bir zaman çarpıssa bile, nihayet yorulur,.. “Ateş, etrafm- daki külü setmeaya kadar kendisi kül olur... derlor. Bundan , sonra Rilede tehlike başlamıstır. Kadınm karakterine göre, ya aynı şekilde bir mukabele, ya çocukları — gelişi güzel bir hayata bırakarak ayrılış; yabut sonsuz bir bedbahtlik karşı- İnft sonsuz bir sabır ve sükün... Her hangi gekilde olursa olsun, yuvanın samimiyeti, neşesi, teme- li sarsılmış; çocukların — terbiyesi, ruhi muvazenesi, saadeti tehlikeyo girmiştir. Alle hayatının gelgeçlikle, kap- tislere, gmarıklıklara — tahammülü yöktür. O, bizden fedakârlık ister, ferağet ister, Bünlarr ancak yük- tek, aefl karakter sahibi olan in- sanlar yapabilirler,.. Erkek kadında güphe yarattığı anda evin saf havasına fesat ka- rışmıştır. Erkek kadma herhangi bir gekilde kabalık gösterdiği da- dakika, kadınm yuhu —incinmiştir. Erkek kadına karşı emniyetsizlik va hürmetsizlikte bulunduğu gün çocuklar da babayı taklit ederek analarına hürmetsizlik * güsterme- ve başlamışlardır. Aile yuvası, kırgin, kocasının samimiyetinden şünheye düşmüş, gocuklarının yanımda — ötoritesi kı- eılmış .lwıtmhr değ'i; evin hayat, *nadot kaynadı, sevilir. hürmat ç. dilir, değeri bilinir ı.ı:ıınhr kter... Yapılan yuvayı yıkılmaktan ko- rumak, erkeğin vazifesidir. . Şüküfe Nihâl y Tetcika Numarası : 49 Köy muhtarı, köyün ileri gelenlerinden üç beş kişi fle birlikte heyet kalinde İstanbulda doleşirken bilmem kimin.sağlık vermesi Üzerine Lütfiye Gökdemirin yazı- banes'ne de uğramışlardı. Lütfiye müracaatçıları din- Terken Gülserem köşesinde İşİttiği geylerden heyecan- meselenin ne olduğunu kısaca anladıktan sonra için tafsilütmı dinlemeğe bile Tüzum görmeden nerede iHe reddedecekti. Gülseren e- “ mun haleti ruhiyesini anlaymes söze karıştı:; »— Müsaado et, bu davayı ben alayım! Dedi, Lütfiyo arkadaşmı gartp bakıslarla süzdük- ten sonra yanma yaklaşıp kulağına fısıldar gihi şunla- lanmağa başlamıştı. — Lütfiye rı söyledi: — Ayol, bünları bize kim Ooldun diye gözdermiş; bu kadar karterle işi alıp da ne yapacaksın? İi davan birsz parlak bir gey olmalı,.. — Bu davzdan da'ın parlağmı nereden bulacağım?. — Nesi prlak, aycl? Uğraşmrım, uğraşıram, sonun- da davavı kazansan bile yine beş para alamazam... — Öraet dotrü; fakat isin esası besi pek fazla alâkadar otti; müsaade et de ben bu İşle mösgül öla- — Garin ktzem, doğfrum! — gun, al bakalım... Fakat meslek hayatın fein hiç de İyi bir baslangıç deği!.. Dürünceami olduğu gibi söyledilim İçin darıfmazam, tatı!t! — Hayır, ne mü>asrhet, Milkla tesekkiir ader'm Yatarz bu İ benim için blr Kdaal davası gibi görünü- Oyardal ” Lütfiye arkadaşmın yanmdan ayrılırken amuzlarmı kaklırıp dudaklarını bükerek söyleniyordu: — İdonl davası, ideal davası.. Ba da bir mizaç meseleri olacak! Gülseren gerek şeker fabrikasımda hukuk müşa- vir muavini Ikan, gereksa sulh hâkimliği ettiği sıralar- da arazi Ihtilâflarından çıkmış davalarla çok uğraşmış- t. Türkiyede mülkiyet meselerinin gösterdiği karışık manzara onun İçin pek Ürkütücü bir gey değildi. Buna git hükümlerin çoğunu tathikatile biliyordu; karşılaşa- oağı başka güçlükler olurta onları da yenmenin elbet> to bir çaresine bakacak, Fakat asıl iş davayı anlaytş- ta, moseleyi kavrayışta ve yeni bir görüşün ışığı ile ay- dmlatıp örtaya koymakta... küönderdi iso muziplik Madem öyle istiyor- Çökmoce gölü civarmdaki köy halkının bir tlirlü avukat bulamıyan davası Gülserenin * eline geçtikten sonra muhakemenin daha İlk celsesinde gazetelore de akselti. Adliye koridorlarımı dolaşıp okuyucuyu alâka- dar edecek meraklı hâd'seter arıyan rüyörtaj muhar rirleri, bu davaaın mahiyetini mi enteresan buldular, yoksa avukalınr kadin ve kadının güzel belli değil! Gazete fotoğrafçıları resimler çektiler, Gij serenin avukat cübbesi içinde mahkeme hüzurunda söz #öylerken cepheden, yandan alnmiş fotoğrafları, büyük tülmüş güzel yüzü, tozlu pozları ertesi günkiül gazeter lerde sütun sö'un yazılar arasına yörleşilrilmiş olarak Çktı, dikkati çekti, dava aktualife araama göçü ve Gül- seren adı günün göhret! oldu. oluşunu mu, Bi 3- P LA ea AYT (,g YA2Ai » Refik "Ahmed'Seventil zeteleri, Vakıf hanmin Üst katmdaki küçük ve müte- vazı yazıhaneye göndermişlerdi. Bunlar masantn iistü- ne yayılıp iki arkadağ ve orlak kadm avukat haml ha> rıl okumağa başladılar; Gülseren önce gaşırdı, sonra birden böyle günün adamı oluvermekten utandı; Lüt- sun, bakalım. fiye davayı almadığı için pişman oldu, içinden kızdı; arkadaşnı kıskanmağa başladığını kendi kendisine de ttiraf etmek istemiyordu, Güazetelorin genç kadma yaptıkları parasıt reklâm, yeni göhret, bilhasea neşredilmiş olan resimdeki derin manalı, güzel bakışlı, canlı ve heyecanlı gözler yazıha- meye yeni müşteriler getirdi, Gülseren memnundu: Ya- zıhanesi var, İşi var, evi var, hürriyeti var! Yazihanesi malüm... Küçük, fakir, mütevazı bir - da, Onun da yarısı bir arkadaşın; fakat Gülseren ş'm- ilik bunu kâfi görüyor, Hele meslekte bir iylce tutun- İşi gittikçe çoğalıyordu; fakat bunlarm mühim bir kısmı çirkin fordi ihtirasların ört bas ed'lip hal yoluna konulamamış notleeleri, bir takım alacak verccek da- vaları, manasırz dedikodulardan çıkmış ihtilâflar, ktiçük işler, Gotirecekleri paradan siyade Mahiyetleri ve se- bepleri küçlik, Gülserea hasedin, nobranlığın, hiddetin, fena huyların doğurduğu manasız işlerle uğraşmış ol- maktan Üzülüyor. Sen ben kavgası, Gülseresnin anladığı manada avukatlık şunun bunun kibrini, gururunu, ihtirasım. tatmin için üeretle hi möte çağırlacak bir meslek değlidir. Müuharrirler, yazılarını ilitiva cdon yrlra vyığın ga- (Dovamı var) | Hadiss'er arasında | Dekazanof Berlinde gı&ıvyım:r Birliğinin yeni Ber. büyük elçisi Dekazanof va - Zifes' ye barlamırtır. Alman kay. naklarımdan gelen haberlerden istidlâl edildiğine göre, Alman. lar yeni Sovyet sefirinin Ber. linde göreceği vazifeye hususi bir ehemmivet atfetmektedir ve bu $i ta söylenen sözler. den Molotofun — Berlinde iken intaç edilemiyen — zaeselelerin Dekazanof ile Alman bariciye nezareti arasında — hallolunabi. lecefi ümidinin beslendiği anla. şılmaktadır. Molotofun Berlin sevahatin. de balledilen meselelerin iktı. tte şeyler olması Zira Trozilterenin Amerika ve Kanedadan temin ettiği istifhdelere mukabil Al. manya da Sovyetler Birliğinin iktısadi kaynaklarından müete. Nt olmak istiyor, Bununla be. raber, harbin bas'anetcında iki memloket arasında bu tarzda bir anl-ema esasen vamimış ol duğu düşünülürse bunun yeni birşev olmadığını kabul etmek lâzımgelir. Mo'otofun Berlin zeyahati es. narında — ha'ledi'-miverek- — iki meamleket arasında — Jiplomatik yollardan in'2ç edilmek isteni. len meselelere gel'nce: bunların ne gibi zevler öleceğir! tayin etmek tabil mümkün d! Ş Ancak umumf? — va rak bazı tehminler vr Meselâ Transocean | ajans Berlinden evvelki yerdiği b'e noftan bellenen işlere mühim tabirler ile ten ettikten va, bu zat ile Bay Stalin arasında hemsehrilik, arkadaşlık rabıta, ları bulunduğunu kevdeyledik. ten sonra çöyle diyordu: “Naz! . Sovvet dostluğundan behsetmesek bile Alman - Rus dostluğu büvüktür ve kuvvetli . dir. Cinkü Adolf Hitler Aln an. yası ile ancak büyük ve kuv. vetli dostluklar — mümkündür. Ve İste bu bususta basr hayal cilerin — daha şimdiden nifak tohumu olarak telâkki ettikleri Bulgaristan m « Moskova dostluğunun üğü ve h lamlığının delilini gheme;t cikmiyecektir. Tn giln telgrafta Dekaza. Bu müphem sözlerden çıkan açık manaya göre, Balkanlarda Romanyaya yerleştikten sonra kendilerine âlet etmek istedik. leri Bulgaristanı harekete ge, tirmek hususunda Moskovadan bek'edikleri yardımı görmemiş. lerdir. O halde Almanlar Deka, zanofun delâleti ile bunu temin için uğraşacaklar demektir. A, 'Kısa haberler: * İngilizlerte Ankarada deva met, mekte olanyeni tHcaret — anlaşmamı Taüzakereleri netlcelenmiş der Kildir. Yeni anlaşma olacaktır. & milyon Hralık * Yeniden bazı valller saramca na> killer yapılmıştır. Bölü valisi Naci Kıcıman — Trabrot veltliğine, Trabaon valisi Osman Salr Ti Adaj Afyana, Afyon valisi Ahmet Durmuş MBolu valiliğine nakladilmiş - lardir. Görület Idarf Tüzuma binnen Derik kaymakamı Hikmet Bee Vakâlet em- rine alınmış ve Gevaş kaymakamı Vasaf da Desizli mektupçuluğuna ta- yin olunmuştur. 4 * Ankaradan — bildirtidiğine göre, yabancı memleektlerden hicret ve İ Uca süretiyle yurdumuza gelen 2460 ırkdaşımız Türz vatandaşlığına alım: anıştır. * Antakyada narhtan fazla — satiş yapan Voysi, Bekir ve Lâtfi adlı. üç tüccar beşer yüz lira para cezası fle ikişer yıl sürgüne mahküm ecitmiy lerdir. * Bazı otobütaçülerin müracaatı Üze: » Tine belediye, bir kraım otobüs hatla Ti üzerinde yüzde cn zamımı kabul, etr cümen de talebi tasvip etmiştir. * Bu ayın 25 ginde Erdek Hmanına bağir Sadık Kaptanın 29 tonluk Mer- mercek motoru, Buzturunda batmıp tir, İnsanca raylat yoktur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: