10 Temmuz 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

10 Temmuz 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VAKIT'IN ANSIKLOPEDİSİ Üstrov ve Polotsk T tammuz tarihli Sımlırp' gebliği Alman kuvvetlerinin Os- | zov ve Polotak — istikametlerinde | illerlemek istediğini ve bu manta- | giddetli çarpaşmınlar olduğu- | bildirmektedir. MWMNWI ya bududu üzerinde bir istasyon- , huduttan ancak yirmi yoedi FHmu—knhnho&N— “YUNAN KRALI - Cenubi şAfrikada — Herkes adamızı haritadan dışarı, ba: Amerika Sovyetlere Harp malzemesi gönderecek Vaşingion, 9 (A, A.) — Sovyet büyük elçisi Umanski harkiye müsteşarı Sumner Velsle görüş gerek kendisiyle gerökse muavi- rd Deoan Achesonla Sovyetler Bir. Hği tarafından Amerikaya verile, | cek siparişler hakkında görüştlü - Bünü ve müzakerelerin meselenin teferrüatma girişilecek kadar | . lerlediğini söylemiştir. Vels, gazeteciler tarafından so. rulan bir sunle cevap olarak da demiştir. ki; Japonyanın Vilâdivostok yolunu kesecek şekilde Japon adaları et. rafında bir emniyet mımmtakası te- Biİs edeceğinden —Amerika — res. met babordar edilmiş değildir. Londra, 9 (A, A,) — Milli harp tasarraf komitesi rekti lord Mot. tistone, son hafta içinde harp is - Amerikada hara retli hazırlıklar Vaşiagton, 9 (ALA.y — İyi mütlüs imat alan mahilllerde dolaşan — çayla. fara göre Ruzvelt yakında kongreden 5 müyar dolarlık muünzam — tahsisat tereye yardım için de toptan bir mab, TAŞ tahiim olunacaktır Bahriye efğcümeci velir — Vinson, hahriye nezareti tarafından” yöniden | sarfına mezüniyet istenilen 585 mila yon daolarlık tahslaatın. kabulü lahinde bir kanun projesi teklif etmiştir. ingüiz kıtaları izlandadan ayrılmıyacak der, İngilizler ve Amerikaltarın, Ale manların muhtemel — bir (atilâ teşeh, Edebi Suriye hava cephesi- nin hareketsizliği harekete geçen İngiliz kuvvetle. ri pek ağır olarak Suriye içeri. lerine doğru ilerlemektedirler. Başlangıçta Alman havacılığr nmm Suriyede bir müukavemet tayyare Almanyanin iz. kullanmak suretiyle —Almanya- nm elli tayyaresini . i tesbit edilmişti. İ Alman havacılarının büyük bir hava üssü teşkiline çalıştıkları da tahmin ediliyordu. Radostan kalkan bazi tayya. relerin Kıbrısın cök yükseklerin. den Suriyeye doğru geçmekte oldukları da, Alman havacılarr nın Visi hükümetine Suriyede Havadan yardımda bulunacağı kanaatlerini takviye etmiye baş. lamıştı. Bu ufak — işaretler, Tİngiltere ordularının Suriye işine başlar. ken havadan da kuvvetli bulurr ması lâzımgeldiğini — hatırlatı. yordu. Hür Fransız ve İngiliz mütte. fik kuvvetleri kargısma; Suri- ye cephesinin ilk açıklığı gün. ler zarfındaki Alman havacıla. rından bazı birliklerin Vişi Fran sasımın kıtalariyle beraber çıktır ğt da anlaşılmışt. Bu gün ar. tık bu işaret ve kanaat kalma- makla beraber, Vişi Fransası ha- va kuvvetlerinin faaliyette bu. handukları agikârdır. Bu havacı. ların Şam üzerine son defa at tıkları bombalar arasında tunç bomba parçalarınm — bulumuşu, Alman — imalâtı. olan — bom. baların — kullanılmakta — oldu. ğunu — göstermektedir.. Bu #htimal dahilinde olabilir, Suri. yede evvelce mevcut Alman ha. #Yacılarmın getirmiş — oldukları rakmış olmaları kabildir. Fakat bugün için Suriyede bir Alman hava kuvvetinin bulunduğu da iddia edilemez. Çünkü Almanya, nm Suriye işinde tamamiyle lâ. kayt kalacağımı gösteren hâdi- seler careyan etmiş bulunmakta. dir, Suriyede müttefik ordulara kargı mukavemet eden, ve büyük Britanya imparatorluk kuvvoet. lerini buralarda işgal eden — bir Visi Fransası vardır. Bu cephe- nin en zayıf tarafı da, büyük bir kısmının İngilizlere iltihak etti. | ğini bildiğimiz havacılıklarıdır.. Zaman zaman İngiltere isgali al. | piyadelerine yar- dım edon Vişi Fransası tayyare. Ingiliz tayya- relerinin Almanya üze- rine akınları Londra, 9 (ALA.) — İngiliz bom, bardıman tayyareleri dün gece Al- man ondüstri tesisalına karşi ağır ve mütemerkiz bir taarruzla hücumları. na devam etmişlerdir. Hamm şehri ile demiryolu depola, Urma giddelli taarrazlar — yapılmıştır. Koza, Munsterdeki hedellere yeniden mühim miktarda infilâk ve yangın bombaları atıtmış ve diğer bir teşek- Küi Bicifeki endüstri yehrinde müna. kale yollarına muvaffakiyetle hiücum eylemiştir. Bütün ba yerlerde büyük Başka bir tayyare teşekkülü, dar- belerini Almanyanın ta içerilerine Kâe dar götürerek Lelpaig'in bir kaç ki, lömetra zarbinde mühim — Lüna suni petrol fabrikasıma tanrruzda — bulun. muştar. Ağtır bombalarla bir çok tam | isabetler elde odilmiş',.. | — Sahil muhafaza tayşareleri gecele- yin Hangesund lmanınını ve Fransız zahillerinin şimalinde ve garbinde gi. den gemileri bombardıman etmişler. dir Taarruz devriyeleri yapan İngiliz savaş tayyareleri gimali Fransada bir tayyare maydanma taarruz eylemişm yerdir. B harekellerde 7T bombardıman man akmımda 5 Alman bomba tayya- resi düşürülmüştür. Almanların ingiltereye şiddetli bir hücumu Londra, 8 (ALA.) — Hava ve dahk. N emniyet nesaretlerinin tebilgi Dün gece Atman hava fanliyeti çak geniş ve sön zamanlardakinden daha büyük bir mikyasta olmuştur. Hücum bilhazaa Midlanda — müte th bulunmakla beraber, İngiltere, cenup yarısında ve İskoçyada bu- z yerlere de bombalar atılmıştır. | ingilterenin şarkında - bir. gehirde bazı evler ve dükkânlar yıkılmış, ge- | ce aşgari 4 düşman tayyaresi tahrip edilmiştir. xzarureti vardır. 'Tayyaroeciliğin seri hareketle. rin inkişafındaki tesirlerini di. na kargı iyi bir hüsnü kabul gös. terdiği bildirilen Suriye halkı. nn ikinci bir tehlikeye temin reşmi tebli; rlnhııılıbl_rful'ıyvt:;'ğ: çarpmryan T rm takviyeleri — icabedecektir. Yoksa bu Suriye cephesi — daha bir zaman devam edecek ve bu. radaki müttefik orduyu isşkâl et- mekten Suriye hava cehesinin “hare. Bildir. * Vaşington, 9. CALA.Y — Bumner Vale gazeteciler toplantısmda, Ames rika Bürleşik devletleri, Arjantin vt Brezllya — hükümetlerinin, Peru U6 Eguateur arasındaki ihtilâfa bir Bel Ççaresi bulmak Özere fanl bir taradt Boktal nazar taati etmekte olduklari, B bildirmiştir. * Btokholm, 9 (ALA.) — Aftos Bit hakkmda yapılan ifşant münasebatile komünist partisinin İsveçteki faaliye. tine nihüyet verilmesini İsveçin dahi- V ve harle! siyasati bakımından iste- mektedir. * Madrit, © (AA.) — Lalinea'dan alrnan bir babere göre dür sabah İf giliz donanmasına mensup tayyareler Cobeltittarık açıklarında —bir. Almal denizaltımını batırmışlardır. * BİR RUS ASKERİ ve daha ziyade sükünetle ve müt tefik bir devletin haklarını da korumak gayesiyle yapılan bu harekâta biraz daha ehemmiyet yermek zamanı yaklaşmaktadır. Burada toplanacak — mütearrız 6 tedafüf — müahiyetteki' »hava kuüvveti, Suriye işinin çok daha çabuk sona erdirlimesinde Amil olacaktır.. Ve bu suretle Suriye hava cephesinin sketsizliği canlanarak netice üzerine tesir n T.A General Vavel Irakın müdafaasını da deruhte edecek Londra, 9 CLA,) Resmen bildirildiğine göre Irak'ın müda - faasr Hindistan başkumundanlığı- na devredilecektir. Bu suretle Hindistan kuyvotlori başkuman - danlığına tayin edilen general Va. vel Irak'ın da müdafaasımı deruh- te etmiş bulunacaktır. Yazan: istiyordu? mesini jleriye sürdüğü HEYETİi ingiltere- ve gitti Landra, 9 (ALA.) — İngiltereye Rus heyetinin gelmesi İngiliz » işbirliğine hrz verecek yamt bir telâkki edilmektedir. Bu işbirliği askeri, siyasi, mali iktisadi sahalarda kendini genelkurmayından amiral Karm tur, Diğer Gört uzası 140 Savyat Ba kuvvetierile diğer kuvvetleri etmektedir. Buşteyetlerin ne gibi işlerle tav edimiş olduklarını — alenen aö Bovye' liderlerinin Londraya gö mesinde salk olan gey, herhalde | #akete ve siyas teamille riayet mülAhazalardan gok farkdı bir d cedir. zaman ne yapmak Ahmet Dündar, cezaevi müdürü ile ge- Drmılmaz, çekilmez bir yer zannediyor gali- || ba... Halbuki göreceksiniz burada hayat pek benteresandır; her halde - sıkılmayacağınızı | sanıyorum. Â Balkonda karşılıklı — oturmuşlardı. Ce- | znevi müdürü ancak kırk yaşında görünü- | yordu. Külot pantalon, dizkapaklarına ka Odar kalın spor - çorapları, avcı biçimi ceket giymişti; yumuşak yaka, şık boyunbağı ve Kayafetindeki umumi — âhenkle ilk Lbakışta göze sevimli gelen bir hali vardı. Yüzü gü- meşten, rüzgârdan, açık havada — yaşamak- fan yanmış, sertleşmiş gibi idi; çchresinin tunç manzarası gözlerindeki azım ve irade MmüânâsInı tamamlıyordu. Saçlarınm muntazam ve dalgel- tara maşındaki partiı ile noktalı boyunbağındaki yenk uygunluğu birden insana kibar bir sa lan efendisi ile karşılaştığı hissini — veriyor- du; fakat spor — kılığı ve hareketlerindeki Keskin ve çelikleşmiş eda, gözlerinin emre- den hali bu intibar siliyor, onun evvelce bir gok kalabalık kıtalara kumanda etmiş bir zabit olduğunu — insana zannettiriyordu: Balbuki Ahmet Dündar sonra öğrendi ki ce- Zaevi müdürü ne vâhi zevkler peşinde dola- iğan bir monden — efendidir. ne de ordudan yetişmiş eski bir askerdir; İstanbulda Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra frenk memle < ketleri adliyesinde staj görmüs, vatana dön- # Pdükten sonra da bir zaman Anadoluda hâ- | kamlik, müddeiumumilik filân etmis ve ni- | hayet İmralı fırsatı çıkınca Avrupada tetkik dt üi eet roman ve tetebbü için dirsek çürüttüğü yeni ceza nazariyelerini tatbik etmek davası ile kal- kıp buraya gelmiştir. Ahmet Dündar, ötedenberi devam edip gelen kulak dolgunluğunun tesirile olmalı, hapisane müdürü denilince sert, akisi, da- yakçı, mahkümlara elinden gelen ve gelmi- yen her türlü işkenceyi tatbik etmek için hiç bir fırsatı kaçırmaz eli kamçılı bir tip tasavvur ederdi: İmralıda karşılaştığı bu ki- bar, terbiyeli, zarif genç adamla memuriye- tinin alışılmış olan havası ve şöhreti ara* sındaki tezada bilhassa dikkat etti. Cezaevi müdürü uzun boylu izahat ver- di, hapisanelerin Islahı davasmın ne suret- le ortaya çıktığını, İmralı müesessesinin ne maksatla nast! kurulduğunu ve ne yapıb mak istenildiğini anlattı; sözlerini: — Bir kaç yıllık çalışmalardan ne neti- celer alındığını gözlerinizle göreceksiniz! Yapmak istediğimizin henüz yarısinı başar- mış değiliz, fakat tecrübe zannederim aksa- madan yürüyor! Diye bitirdi. Ahmet Dündar ötedenber ri biliyor ki hapisaneler sıhhat, ahlâk ve ka- rakter için birer mezbahadır. ve bu dünya- nın her verinde böyledir. Cemiyet, kendi ni- zamlarına aykırı hareket — ettiğine hükmet” tiği kimseleri kalm ve karanlık duvarlârın arasına kapatır, onları konuşturmaz, en fe- İMRALI REFİK AHME' SEVENGİL na şekilde besler, yahut yarı aç bırakır, kö- tü bir can sıkıntısına mahküm eder ve böy* lece nizamlarına aykıri hareket ettiğine hül mettiği kimseden intikam almış olur. Dün” yanın pek çok yerinde görülmüştür ki ha pisaneye giren adam oraya omuzlarında yal- nız tek bir suçun ayıdını taşiyarak girmiş- ti, hapisaneden çıkan ise çok defa bir çok yeni fenalıklar öğrenmiş olarak, morali bo- zuk bir halde ve cemiyete karşı hınç besli- yerek çıkmıştır. Bu kadar yıl dünya hapisanelerini dol- durup boşalan kimselerden kaç tanesi hapi” saneden çıktıktan sonra cemiyete faydalı, hiç değilse zararsız olarak yeni bir hayata sahip olabildiler? Bu netice ile karşilaşılmasındaki se- bep Ahmet Dündarım ötedenberi düşündü- ğü gibi suç işleyen insanların yaradılışların” daki Fenalık miı, yoksa şimdi cezaevi müdü- rünü dinlerken gözüne çarpar gibi olan es- ki hapisaneler sistemindeki kötülük mü? Ön sekizinci asır İngilteresinin meşhur filozofu Bentham, mahkümların cçalıştırı!- malarını, hapisaneden — çıktıkları zaman ge- cinmelerine imkân verebilmek üzere kendi- lerine bir ganat öğretilmesini, ahlâki redaet- lerinin dr(:celennz göre kürük gruplara ay- rılmalarını, hapisaneden çıktıktan sonra ken- dilerine iş bulunmak suretile yardım edil- çen âfâki bir sohbet arasında parça parça dinlediği sözleri hazmetmeğe çalışırken farr kına vardı ki artık kendisi yirmi dört saat evvelki Ahmet Dündar değildir. Gerçi İm: ralıda henüz hiç bir şey görmedi ve hiç bir mahkümla faciasının tarihi hakkında konuy madı, fakat işte daha işe başlamadan anla” yor ki cezaevi hekimliğini kabul ettiğine pek iyi etmiştir: Marmara ortasındaki bos adaya toplanmış olan yedi yüz mahküm, a- lâka ve heyecanla üzerlerine eğilmek ve kor runmak lâzım gelen yedi yüz bicare ruhtur ve hekim bir insanlık misyoneridir. Bu İngiliz filozofu adliye tarihirde bir meş'ale sayılmalı. Suçluyu cezasını bitirdik- ten sonra tekrar cemiyet içine — girebilecek hale getirmek davası, ondan gelen 1sıkla ay- dınlanıp - kuüvvetlenmiş ve yeni — buluşlara, yveni düsüncelere ve dünyanm dört bir tara- fında bu yolda tathikata anne olmustur. Türk inkılâbmım en büyük kıymeti *“insani” oluşunda değil midir? Halk kütle- sinin büvük bir değer olarak alınması, hal- kim maddi ve manevi kalkınmasını temin et- mek siarının ortaya atılmsı bundan baska neyi ifade eder? İnkılâp zihniyeti elbette es- ki tertip zindanların demir kanılarına da ge- lip carpacak ve bunları yıkarak suc İslamek bedbahtlığına uğramış insanları merhame: tin ve jinsanlığın sÜnesine erkaracrlıı, Cesa evi müdürünün “yannederim aksamadan vürüyor,, dediği “İmralı tecrübesi,, iste bu- dur. YNevamı vur)

Bu sayıdan diğer sayfalar: