17 Temmuz 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

17 Temmuz 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Moguev ve vw* Rusların 2 — VAHKIT VAKIT'IN | ANSiELOPEDiS! Bon Alman harp lebiiği Stalin ha aa Vilbeak — ve Mogilev — civarında YaCddığını ve bu iki şahrin Alman or. dülerimin elide geçtiğini kaber verdi Nitbesk Riga - Moskora demiryolu fiserinde Rizadan 194 kilemetre uzakes | ruz bulunduğu tehdidi bahis mevzuu BA Drina suyunun — Vitba urmağı ik #irleştliği yerde. Yüz bin nüluslu bir Ricacet merkezidir. Bu gehrla ziraat âletleri ve dokuma Kabrikalarında 1500 den fazla ümele Balışmaktadır. Gözlük camları ve ğüdük imal eden bir fabrikası de imoşhurdur. Şehirde bir de müne var. dir. Mogücv gebri we — Leningrud, Vil, Bek, Kiyef yolu Uzarinde Vitdesk'in 266 kilametre cenubunda — Dinyeper llgerinde 80000 müfuslü — bir gebirdir. ehi gehir nehrin ea& kıyısında, yeni gebir sol Kıyısında gıralanmıştır. Bü. Muzğlalılar Ormanlardan istifade ediyorlar Muğla, 18 (ALA) — Bütün vülüyet Şdahilinde 156487 kilo sağla yağı iş- denmektedir. Diğer taraftan vüüyeti. MK içindeki devlet va humumt aşlınma /BİL ormanlarda mıntaka köytülerinin AhA ihtiyaçları Ve piyazada setmak Mârere 21279 inetre kereste işlenmek, todir. Bti ğ a 3z Barbarosun heykeli Meıi önüne dikilecek İN mahallinde tetkiklerde bulunmuş- dardır. Hom tramvaydan ve hem Hde denizden geçenlerln bu heyke- M görebilmeleri için münasip bir yer bulunacaktır. Türbenin önün. de bulunan çatal biçak Tabrikası ida yıkılacaktır. Heykel tanmımız heyhitrıdın— Şamdan Hdi ve Zühtü vücüde getiriktooktir. VAKİT Sizin gazetenizdir. Her drzunuzu yazınız, size cevap verecektir | Leningrad düşerse kaybı ne olabilir ? Landra, 16 (ALA.) — Tayınlş güze. | tasinia başmubarriri Letiingradın ma> ederek diyor ki Laningrad, henliz kaybedilmiş — de- Bildir. Kaybedilse bile kara harekâtı bakımından birinci derecede — büytük felâksl Leşkil etmez, Fakat — bahri bakımdan ba ziya' çok vahim Beti, | celer Goğuracaktır. Filhakikâ Bovyet donanması harpde mühlm bir. a08üre dur ve Alman nakliye gemilerine ve gemi kafilelerine yaptığı müsasir tu.. arruzlarla fanliyetini ve ne kadar | faydalar temin ettiğini ibat etmiştir. Bu donanma harp harici — edilirse Almanlar tehlikeden — ve endişeden kurtulacaklar ve gerilerile şimdi Le- tonyada ve Katoayada kullandıkları Üzlerden daha iyi bir muvasala umıı elniş olacaklardır. Emir Abdülilâhın daveti Bağdat, 16 ÇA.A.) — Emir Abdülilüh radyoda bir nutuk söytiyerek Irak ve bütün — Arab dnnyııı gençliğini birleşmeğe da vet etmiştir. Emir, hükümetin Irak men . faatlerinin ve istiklâlinin korun. ması hususunda uyanık buluna . cağını bildirmistir. Bükreş Bombardıman edildi Bükrüş, 16 ÇALA.) — Düşman tüye yareleri dün gece Bükreşin bir ma- hallesi üzerine — küçük çapta yangın bombaları atmışlardır. Çıkan yangın, Dufi balaryalarının — attığı muııırıı' parçaları bir kişiyi öldürmüş, bir kişi yi yaralamıştır. Bir düşman tayyara. 1 düşürütmüş, mürettehatı esir edil, miştir. Finlandiya üzerinde 114 tayyare düşürüldü Helsinki, 16 Ç(ALA.) — Fin resmi tabliği: Balı ve Çarşamba günleri düyşman Finlandiya toprakları üzerine bumba atmamıştır. Avcı — tayyarelerimiz ve dafi bataryalarımız 8$ düşman tayya- resi düşürmüşlerdir. Bu suretle Fin. landiya toprakları — üzerinde düşürü, | Yen düşüen — tayyareleri 114 © baliğ | olmuştur, Aşk uğrunda işlenen cinayetler karşısında neler ve babaların vazifeleri An “Anneler, Babalar?., Gün gecmiyor ki, gazele alitunla, rında gösümüze bir cinayet haberi Çarpmasın! — Falanca kaskandığı için, Karımı biçaklamış! Falanca, kendis sinden yüz çevirdiği için, nişanlısını Gldürmüş ve sayısız buna benderleri. Yeryüzünün en büyük efendileri o. lan, zora gelmedikçe her zaman be, Tişt seven, gayrinin hukukuna, hür- riyetine sayglı sayan. hiç hodgüm Ole amuyan, feragatten zevk duyan Türk elletinin bugünkü evlâtinri; hususi, küçük duyguları için bu hareketleri yapmalı mıdrrtlar* Kahramamlık, 6e, saret, kendi hurust arzularımızı, ihl. raslarımızı Lıtmin ederek başkalarına marar verecak gekilde olurmn, bi gö ret değli, teraine olarak küçüklük ge. | tirir Bir vekeğin elina silâö, ancak büs yük menfaatleri korumak için yakı- şir. Bir erkek tabancasını, ancak mil, letin hayalımı kurtarmak için patlas tir Bir erkek, biçağını, ancak ailesi- Bin Hamusu, hayatı tehlikeye düşüp diye; bir başkasına yüz güstermiş dle ye, zavalli genç kazı, nüsdaa bir ha- uyı düşmüş. kudretsiz bir kadıni Katlar içinde yere sermek; mertlik. kahramanlık ölgüsü değildir Bisi istemiyenler, bizden vazgeçen, ler karşısında yapacağtınız tak Ve aali hareket; büyüklük gösterecek kendi hodgüm duygrularımızsı, ratıraplarımız iradamizle yenmek ve efendice aradan gekilip uzaklaşmaktır Kalb mescleleri, pek öyle mantığa mühakemeye getir geyler değildir Kalbiere zencir vurulamaz; Dü iste. miyenleri zorla kendimine bağlamaya Kalkışmak, sarbalıktan başkâ bir şey değildir Bpgün bizi beyenen, dize ta. pinan insan, yarın hiç — bir sebepsla, | bizden nefret edebilir; bunUn cezası, kan değildir; szUrabımız çok büyük, gok temellisiz olan da buna baş eyme, ye mecburuz. . Bize — verilmeyen şeyi zeden dilenmeye kalkmalır!. — Zaten ani bir tehevvürle kamaya, Lahancae ya sarılanlar, neyi — kurtarıyorlar? Kendilerine fenalık yapandan mâna- Kalb meseleleri, pek öyle mantığa, zt meye gelir şeyler dir. Bizi ııtauıymreıiı zorla kendimize bağla- maya kalkışmak _ıoâı- lıktan başka bir şey gildir ŞÜKÜFE NİHAL kapdıp aöz varmemeli; hir kere söz verince de —dözln numta gibi büyük kıymeti vardın— artık — kolay kolay dönmemalidir. Bvti bir kadın, iyi tetbiye almış bir aile kadımı, kocasını kızkandırmak gübi küçük, gçirkin hareketler yap- maz. Başka erkeklerle göcüşmesi, mMünasebeli dalma — Tiçülü olur. Aile kadını, ailenin mukaddes bir ocak ol, duğunu bilmeli; onun şerefini, kocas stnın ve çocuklarının adımı kirletme. meyi düşünmelidir. Bunu yapmıyan kadın, Di) gerefine Tâyik olamaz.. Anneler, babalar,. Genç kızlarınıza, faile kadı, Oda meclisi dün toplandı Bir komisyoncu yüzde 25 şe kadar komisyon alabilecek İstanbul ticaret ve sanayi oda- Üsı odu meclini dün 15 günde bir Tisl numma borsa moclisine seçile- cek haysiyet asası murat. Fortun ve Kerim Aktar olarak intihap & dilmiştir. Bundan başka adliyeden sorulan bir suale meclla, cevap vermişlir. Verilen cevaptan anla- sız bir şekilde, bayağı, küçük bir ge, | gıldığına göre bir komisyoncu, her kilde öç alırlarken kendilerini de mah vetmiyorlar mı? Kimist darağucına, kimlat müsobed Kkülreğe 'sürükleniiyor MuT Bu cinayetler yalnız iki kişinin zi, rüm kalirken, bir yandan da sonsuz istırap uçurumlarına yuvarlaamıyor- lar ms Şu halde cinayetin dakgası, bir Kti insan değil, bir çok insanı boğup yok ediyor. Bir metfaat uğruna bu kadar dalbudak salan iztiraplar, 9, refmizlikler yaratmaya değer mi7 Burada (câni) ye karşı bu ithamla- yı yaparken. bunlara sebep olanları da umutmuş değiliz: Bit kadın bir erkekle — münssebet peyda etmeye, nişanlanmaya, evlen- meye, karar verirken kendisini ve kar şiandakini iyi anlayıp tahili etmeli; onunla bütün hayatında uyuşup uyu, şamıyacağını, kaymmetler aradığını, bunları bulup bi. damıyacağını iyi düşünmeli, hemen Aarkadaşında — ne gibi | hangi bir fabrika için İpekli ve yünlü temin ettiği lakd'irde mutat komisyon hakkından başka ayrica yüzde 15 komisyonculuk alabile. | cektir. Ancak, bunun için komis. yoncunun kendi sermayesini ya - tırmış olması şarttır. Meclix, 15 gün sonra tekrar top- | Tanacaktır. Brezilyada Sovyet düşmanlığı Riyo dö Janoyru, 16 LAA.) odis gazetesi diyor Ki Rrezilya Sövyetler birliğine karşı | | yapılmakta olan harpte bitara£ değil | dir. Brezilya ötedenberi büyük bir e. nerği ile kömiliniğime kargı mücadele | etmiştir. Mel. genç çocuklarınıza daha sakin, dahâ yaumuşak buylar veriniz Daha beşike tan haşiıyarak yavrularınıza iyi mu. amete ediniz; onları tahkir etmekten, dörüp uzarlamaktan sakınımız Onla, v& katşı kullandığınız kelimeler çok temiz olmun, ü ki, balar da başkala, | rına kargı öyle olmayı öğrensinler... Çocuklarınman yanmda, KAVEA etmeyinia; büylece — kızlarımız ve öğullarmız da eşlerine öylece hür, met etmeyi öğrensinler... Çocuklarınızın yalnız boğazına. sağ Hığına bakmak, onlara okuyup yazmmıa öğretmek yetmez; asıl, bunlardan da. ha Önemli olan bir şey varsa, o da onların (ruht gıdatarı) dır. Çocuğun rukunu terbiye etmek, ona iyi bir ah. Jâk aşılamak, ana, babanın en büyük vazifesidir. Millete hazırladığınız ev, | Mâtları, ona Tayık olarak yetişlirmez. seniz, neye yarar l? Sizin elinizden çıkan bu cânileri millet ne yapem!. Onlar, sizin yüz, karanız demektir. Büyle — kötü evlât yetiştirmenin mesuliyeti, âzabı bütün ömrünlüzce alzin vicdanmız yakıp İtile wururkan, duyacağınız pişmanlık piş- manlık artık para eder mi? Kızlarımıza. bir yuva kurdukları z4. man, onun şerefini, kocalarına kargi olan vazifelerini; oğullarınıza, bir ka- d, bir ananın ne büyük kıymette bir varlık olduğunu, ona sonsuz saygi peslemelerini; olur olmaz — şeylerden KavVga, gürültü çıkarmamalarını, dü, zumsuz, iptidat bir şekilde yök yere kıskançlık göstermemelerini — öğreti niz, Onlara, gürdükleri ber — hangi bir haksızlık — kargisında — ketdilerinden | önce kanunun var olduğunu anlatın, Tehevvürün, kendinden geçecek ka. dar büyük hiddetlerin, ainirlerin na, Bi tamir edilemez, kötü sonuçları o- Tabileceğini, örnekleriyle gösteriniz. İsyan, kahramanlık, yerinde - yara. gır.. Bunları, bizden daha zayıf olan. dara karşı değil; daha yerinde, daha erendice, bize yeref verecak — gekilde Kullanmasını — bienler; — hakiki türk çocuklarıdır. | Kuru fasulyenin bütün nevilerine nark konacak Kuruçalı fasulyesinin toptan vü ende kilosuna konulan nar - kın Tictret Vekâletince tasdik e- dildiğini yazmıştık. Vekâlet, alâ- Kadarlara gönderdiği eminde diğer çin$ kuru — fasulyelere de nark konması bildirilmiştir. Fiyat mu- | rakabe teşkilâti bu hususta tet - kikler yaptırtmaktadır. Fiyat mu rakabe komisyonu, önümüzdeki gelaelerinde kuru fasulyenin dı - Rer nevilerine de nark koymak için müzakerelere başlıyacaktır. Diğer taraftan — öğrendiğimize göre kuru fasulyeler devlet tara- fından satın almacaktır. Ticaret Vekâleti, hâlâ kimlerin elinde ne miktar fasülye bulunduğunu bildi- Âi için mübayaa işi gayet kolay | cereyan edecektir. Bu vazife tica- ret ofisinin tavzif edilcceği sanıl. maktadır, Suriye ışıle alâkadar — olmıyacak Börlin, 16 (A-A, ee Yın ı* mi bir ımıiıılın Bugün Alman reti mahfillerinde ıııu M mütaleaya göre Suriye mütart bir kesi ile İngiliz ordusunun hareketi sona ermiş bulunma$ tadır. Ayni mahfillere nazaraf' Berlinin bu mesele ile daha yi4 kından alâkadar olmasına İt bir sobep yoktur. Bu, vuıı' bileceği bir iştir. Bununla beffe ber Suriyede muharebenin ni * hayete ermesi, Fransanın müt temlekelerini müdafas edcııl" ceğini isbat eden bir keyfiyet dür Zildir. Berlin siyast mahfilleri: nin düşüncesine göre, Suriye hüe diselerinden bir takrm w” alınmış olması pek tabildir. kat bu hâdiselerden Almanyar” mı Fransanın mt yoksa her IE! nin müşterek mi ders ai tasrih edilmemektedir. 33 Alman casusu — Amerikada muhake- meye verildi Nevyork, 18 (ALA) — — Ci suçü de haziranda — tevkif edilen # kişinin muhakemesinde Alman meti mikaatet olurak tavsit - edilmit tir. lddianamede dentliyor ki: “Maznunlar kendi aralarında A” man bükümetile ve diğerlerile S kastçılık istişarelerinde bulunmuşlâf* Maznunların muhakemesi — eylöli tehir edlimiştir. VECIZEL.ER Yazan: IM_İ * Bğer'a trajedi mücllifi olsaX” di Yahnede seyirelileri de öldür türüü, Onda insanları itlâf sevdü” 81 var, “Gönlümün nefroti ol rüt” be ki İnsanlardan akalm üâdem — ye mir'ata nigüh eyliyememi, beytinin kalline kırk yıl dere ve" recek bir zattır. * Fransanın kitaplarımda ne ati vatanseverlikler yazılı; — balbuki larma gelen bu emaalsiz sonra içlerinde ne düelle eden vür, intihar eden — var, ne de ölen! * (Pel dö Şani) nem akademi aSf B bem mebustu. Ve 1443 de dığı (Fredrik Ti ve Bismark) um k eserinde Franmanım Runlarla itti Kını, İngiltere e anlaşmasını ta ediyordu. Wransızlar ve Ruslarla fakta devam — etmediklerinden pişman olmuşlaran — İngütereye ki harp etmekler de öyle nedamet kecekler demek! Tefrika numarası: 15 — İşimiz o kadar mühim değil... dedi, mahkümlar için bir umumi muayene defte Yi tutacağız; hepsinin adını, yaşını, kilosunu, gahhi vaziyetini bu deftere kaydedeceğiz; #onra her biri ıçznd:lııeıaghkcuzhnıdd— dururuz. Bunları her zaman yapabiliriz. Siz — Vedat Bey, kardeşim, - bilirsiniz ki Kekimler, meslekleri iktizası, pek çok kimse ile temas ederler; hayatın türlü manzarala” yını görürler, bu çeşitli müşahedeler onları biraz filozof olmağa sevkeder. Hoş görü- nüz ılı de ohp Huıılın başa geleni hoş sonra tekrar işinize dönersiniz. — gaul.uı. göstermesin ! - unuttum, mesleğinizin felâke- tinize sebep olduğunu söylemiştiniz; acaba küçük bir dalgınlık sırasmda reçeteyi yanlış filân mı tertip ettiniz? — Reçetesiz bir ilâç yaptım; hasta bu ilâcı aldıktan sonra öldü. Bsr- — fenalık et- mek isteyen bazı kimseler eczanemdeki kal> fayı satın alarak ilâçların yerlerini değiştirt- .. Düşmanlarım vardı, bana bu müt- oyunu oynadılar; fakat ben bunu mah- kemede izbat edemedim; düşmanlarım belki hastanm da düşmanı idiler... — Lâkin niçin reçetesiz?.. Hastaya her *i Edebi roman hayretle bakıyorsunuz?.. rımdı.. Cüze İbir kadındı; güzel kadınlar ev- li de olsalar onların etrafında çiçeklerin et- rafında dolaşan arılar gibi bir takım haşa: rat dolaşır. Havai bir kadın mı idi?.. Bunu iddia etmiyorum; fakat karımı kıskanıyor- dum.. Evimize girip çıkmasını hoş görme- Hasta benim kar diğim vardı; ben onları kov” mak istiyordum, karım hareketimin pek ka- ba ve yersiz sayılacağını söylüyordu, mâni oluyordu.. Ben sinirli bir adamım; ölümün” den bir kaç gün önce yine oldukça şiddetli bir kıskanclık kavgası ettik: bu hâdiselerle o yanlış ilâç meselesini birleştirdiler, benim karımı zehirliyerek öldürdüğümü iddia etti- lu Vmpkihm ı;monyıldııhınhı e hapisane dolaşryorum ! Etııcı zangır zangır titriyordu; gözleri çukurlarından - fırlayıp — çıkacak gibi büyü- müş ve bir noktaya takılıp kalmıştı. Bu söz- leri, Âdeta şuursuz bir şekilde ve eski bir kâ- busu tekrar - yaşıyormuş gibi kendisinden, yerinden ve muhitinden uzak bir halde söy- lemişti. Ahmet Dündar uzanıp onun ellerini tuttu: - Sakin olumuz, rica ederim. — Ve yine netice şu ki kimse benim Özüme * ' Ahmet Dündar: “Ben inanıyorum,, x [ı M R A I! ıı REFİK AHME SEVENGİL liye elbet uzun boylu tahkikat yapmış, bu neticeye varmıştı. Eczacı, asuç işlemeden evvel de hapisa- neyi etrafında gezdiren insanlardan biri idi. Vehimler, hulyalar, kuruntular, kara düşün- celer, aldatılmış olmak korkusu, cemiyet içinde fena şöhretli ve geniş meşrebli bir koca olarak tanınmak — endişesi onu uzun zaman yeyip bitirmişti; şimdi de adam öl“ dürmüş olmaktan ziyade yalancı sayılmak tan muztaripti. Bu bir ruh hastası idi ki İm- ralıda büro işleri ile meşgul edildiği müd- detçe boş kalacak, düşünmeğe vakit bulacak ve gittikçe fenalaşacaktır. Ahmet Dündar ilk defa onu tedavi etmek suretiyle işe baş- lamağa karar verdi. Eczacıyı neşelendirip eğlendirmek ve açık havada maddi yorgun- hağu mucip ııloniı çalıştırarak yormak, ge- celeri yatağıma girer girmez uyuyacak hale ızuı'nık ve hulyalara, kımııuıhıı dalma- imkân bırakmamak lâzımdı. “Münev- ver hı adamdır, bedeni faaliyetle hırpalan- mağa alışık değildir, kalem — işlerinde çalış- sın!,, şeklinde ve sırf himayz ve şefkat gös- termek maksadiyle, ona iyilix olsun diye yar pılan şey işte görülüyor ki fena netice veri- yordu. Ahmet Dündar, eczacı ile dereden yetle yakmlaşmakta zevk buldu ve mafiküm Tisakdir ü atakindiaae di ö l nun olarak dinlenir gibi, eğlenir gibi, açır hr, ferahlar, iyileşir gibi oldu. Hasta muayene - defteri ile meşgul ol- mağı sonraya bıraktılar, Ahmet Dündar gece uyuyamamıştı; eczacıyı düşünüyordu. Bu adam o kadını sevmişti; iki güzel göz, bir tutam saç kıvrr mı, penbe bir ten, gönül dolduran bir en” dam eczacıyı başka hiç bir şey göremiyecek, başka hiç bir şey anlamayacak, yalnız o ka: dinm varlığı ile ağzına kadar dolu bir hale getirmişti. Kadın da eczacıyı sevdi mi? Bu- nu bilmiyoruz. Belki sevilmiş olmaktan gur rur duyarak, belki maddi ve ailevi — sebep- lerle, her nasılsa evlenmişler. Evlerine bir takım ahbaplar gelip gidiyor ki eczacıya na" zaran bunlar şüpheli insanlardır. başkasının karısından hoşlanan ve onunla eğlenmek isteyen kimselerdir; yani eczacıya nazaran onun malını, malından fazla bir şeyi, karr sını elinden almak istiyorlar. Öyle ise ecza- niçin onları öldürmedi? bu noktada izah ve cevap isteyerek duruyor. İçtimai hıyıl ve şartlar içinde bu o kadar Sebep yalnız bu mu? Belki

Bu sayıdan diğer sayfalar: