29 Temmuz 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

29 Temmuz 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

UGIZELER DOKTORU IGRILLI © Zuifeki gahsında birk e ünen zıd hususi yetle- Ü başka- ı' 'klauymdu’ Belki sa- fakat ne zaman? Dün- hm'ıyu bölünüp bir 'i halkın bin türlü & lf"rüğ ölmesini arzu Yoksa başkü» —Üııı!'ırıım hassasiyet Bnı anı hayret tedavi fatbik ettiği zaman *k?)ıl yalnızca nankör- MA diğini söylerken mi? A tan hangi sözünde sa- » Juıh Oipere, dünyanın, kı ıstiraplarına — karsı D” Jükaydi beslediğini * 'lmın ını. yoksa mah- | : “Mimnettarlık- N 'ınm deduzı zaman t B n samimi idi? Vene de her gün gelen Ü hi artan hediyoleri gös- giv-m;ı-lrkt.ın çok kör - dledi, Zka her gün bir hediye, 'lllcldm kolleksiyonunu itiyordu. Bir gün bir ! !._D bir gün bir gümüş (Plası, bir gün küçük bir Zün bronz bir heykel, ymeti bir biblo hedi- üna karışmyor, bazan Olarak boş bir çanta Ve bu çanta sonradan . Dünyada daima yaşı- 'nbu küçük eşyalar N teslim etmek Tâzımdır. € küçük eşyalar onla- %N'nn satanların, he» şetrin ve alanların ha- lâr, evlere girer, B hır köşesinde en sağ- mn—lıe yerleşir, bir “Ğbrıne naklolunur, gu- y adan düşer, hattâ bel- N " fakat daha yüz sene 2—_ Bu küçük eşyalar ni- birinde defedilince " Yaşamak hakkma ma- Teodor Zuifeld de bir Sen Silvene: kunç esyanm hepsj- & hereye istersen oraya Cesaretini göstererek, A liğin cansız ifadesi © kyadan kurtulmuştu. Ç:’xlv- hazırlanan hedi- tî alınan müdafaa tcd- ;ı Zuifeldin bir hasta- cevapla izah olun- Elı hasta, genç bir ka- "Cld tarafından lüzumu etdavi olunduktan sonra VK' Jartiyerine iliştirirken ÜiÇ'mleyi aöylemişti: & hiç unutamıyacağım K Zuifeki de şu cevabı XXX&XW&“ Nİ b K zanızla bu kadar gü * AkAYn, matmazel.. Elli gi - Ö, Ve beni unutun-.. Zuifeld bu gekilde $| imalâtı eski hatıra trtularak zahmetinin M para olarak almıya I. İçburk'da birkaç hafta İN sonra mütatabbiblik Ahengini bulmuştu. Ar- İltasyon kabul etmediğ vi etmediği hâberi y kontültasyon teklifleri a adedi — gründen Glotenburg ti kendisine S Ş&—:—w&e SA ASSS mutad olduğu h tıib meecmuaları. Ttreler, tablolarla süs- - Öh, cihanşumül — yek- âri. Oh çirkinlik yeke hi ,'*"' Ebedi kamunlar! Sor Zuifeld bunlara be- liğin muayyen kanun» kteydi. Bir iki hxm'n—mırhklarırıjrı-u bah- İ tok müşterilerinin — re- | toplamıştı. Glotenbure> götsum insanlar, diğer rastladığı — ma- ra ne kadar da çok ÇArdı. $ ! Zuifeld bazan bu re * rirken kendi nürdü: “Yiraşmı yakanalmış vi Vet yakarkar ae Dozda resim çıkaran yi tedavi etmiş oldu. h?'ı;l ivi mi ettim? Sanki l&a Ya gu bir elin: b olduğu halde başmı bir kitaba dayayıp te- %! gibi görünen şu l gün *“.K!—Xx'l_x; FAŞ Türkçesis UUZAFFER ACAR genç kız, elindeki dotma kalemi- ğx:—hh&lühun bir edehi tenki« son cümlesini yazmıya hazır: lıxınıg;hıdm.nııhmıneı. ihtimama (â. yık mıydılır' Beşeriyet bunlar la bir gey kazanıyor mu? Ya şu gocuğu, bahriye elbisesi, beyaz şapkası, yaramaz ayakları ve ap- : tal bakışları ile her gün karşım da beşeri sersemliği temsil edi- yormuş gibi duranı acaba neden iyi ettim? Resim çıkarırken bir tek saniye içinde ailesinden teva- rüs ettiği bütün aptallığı, ser- semliği pek güzel aksettiren bu gocuk acaba hayatta ne yapacak, nasıt muvaffak olacak? Toodor Zuifeld, eski uşağı Pi yer Sen Silvene: — Sen sersemliğin kudretine ve bu sersemliğin beşer! bir vas- fi olduğuna inanmamakta devam ediyorsun, değil mi? dedi. Bu | * fotoğraflarla evvelce eski — mua- yenehanemde her gün - tozlarını aklığın fotoğraflar arasında bir fark buluyor musun? Dünyanın bütün sinemalarında iki kişi öpü- şürken salonda muhakkak biri &inin öpüşme sesi zevk aldığına hiç dikkat etmedin mi? Tiyatrolarda bir uşak bir şampanya gişesi açarken galeri- de muhakkak bir kaç kişi şişenin kapağını açıyormuş gibi yanağr nı şişirerek garip bir gürültü karmaz mt? Dünya herkesin fa cevirirken permağını di mlatmakta devam ettiğini, yeni bir kalem ücunu kullanmazdan evvel — tükürüklediğini veyahut | yaktığını görmedin mi? Vapur vinçlerinde bütün yolcular kap- tanlara mutad suâlleri sormaz- lar mı? (Devamı var) Raşit Rıza Tiyatrosu 20. T, 41 salr akşamı Doğancılar Ayparkta, 30, T. 41 çarşamba Bağlarbaz Halede (Bir üştk lâzım) kömedi 3 perde, Halide Pişkin birlikte, seüiğeme Beyoğlu Halk Sineması Bugün 11 de akgam 8,30 da 1 — | Tarzan yamyamlar arasında, 25 kışım birden, 2 — Kora kedi, Komedi. Bayan Perizad Daverin düğünü Muharrir arkadaşlarım bi mebusu Ab zdan Çstan, Daverin kizi Pte izad Daverle Nusret Metyanım oğlu Zafir Metyanız düğünlerinin, önümüz deki ağustor ayının ikinci günü yapı. lacağını baber aldık, Düğün, Taksim belediye gazinceı salonlarında yaptlüe cAk ve dörtten sekize kadar — devam Üri taraf allerini tebrik ve çiftlere çıkarmaktan | | Sultantepe İmam Hesnahalun ııı, N, 10 da emekli binbaşı Lütfi Akdalgo le Molühat GNLIIn Üsküaür Tayyar Hamza B N. 18 de sandaler Candar ile Meryem Diki- dar Beylerbeyi Hallaçtali so, No, 151 de memur Refik Eli- tez İle Fikret İlse Fshiman Gür İle Aysşe Tokin a İskele arksat N, başı Ferdi Kardeş ile Nimet En gür, Üsküdar tramvay vad. Dolap so. N, 29 da tüccar Nadir Brmiş | ilea Mürüvvet Alper, Açıktürbe Sün büldede 80, N, 8 de doktor Münir Bayrak ile Nesrin D: d mara stüdy 738 Hafif program Ağan Senfonik parçalar Bvin santi 19.00 Konuşma Yuya saati 1818 Radyo — ba- | n er kestrası 1980 Ajana 1045 Böto gar kılar 2015 Radyo a gazetesi Türkçe 20145 & Franck aöğkder Variatlona Karışık İ zendanik BACGEĞ 2100 Zirsat tak 8 Radyo —sa a vimi lam örkesti 2, 16 Muhtelif rası Baz eserleri Berbest 10 — 2140 Konuşma dakika 2145 Büyük Radyo n or kestratr | 'Dürkçe plüklar Ajana a Salı 29 Tem. çarşamba| 30 Tem. || Recebi 4 — İ(Recopı & | na karar verilerek bu husus | Bindamı O41/318 Tebiiğ ettörem: Arif Hilkmet Ekşioğ- Tebliğ edilccek taraf: Mümte, Çak- malkçılarla Valide hasında terazi falr TİKASI sahibi. Arif Hikmet Ekşioğlunun vekili «- vukat Bakir Ahmet Doğrusüz tarafın: dan aleyhinize açılan 142 Jira 82 ku rüşün muühakeme masrafı, fniz ve ver kület deretiyle hirlikle Uahalli hakkın- daki davanın iera — kılınmakta — olan muhakemesinde: Arzühalde yazılı ol- dağu Üzere yukarıda günlerilen adre- xa çıkartılan davetiyeye ver rilen meşruhata ve zabrtaca yapılan tahkikat netloesine görze nali kazır mahalli ikametinizin tesbitine imkân hasıl olamamış ve müttahaz kararla Zi—6—dAt tarikli celse için 20 yün ve 18—7—0f1 tarihili öese için 15 gün müddetle Hânon tebilgat yapıldı 1 halde muayyen günlerde sant ondı mahkemede hazır bulunmadığınız an Taşdmış taleple gıyabınımda bakılmıştır. davaya Davacı vekili davasını — anlatarak Ubraz ettiği senetlerdeki imzanın in kârı halitnde kddıssanı istiktap ve tat bikatla isbat edeceğini — bildirmiş ve mahkemece yerinde görülen bu talebe | göre resen intihap olunacak ehli vu Kuf marifetiyle sagetlardeki imzunın #demi kabulü halinde istiktap icraar için gize istiktap davetiyesi ile bundan bahaile ayrıca gıyap kararı tebliğine ve bu tehliğin bir ay müddetle ilânen lera BInâ ve varsa müddeinin medarı tat bik evrakını (braz etmesine karar ve- rilerek davanım bakılması 1—9—041 Künü suat 11 ve ve istiktabın 1—0— 0461 günü saat 10 da Jeraama karar verilmiştir. İşbu letiktap — davetiyesi ve giğyap kararı yerine hatm olmak üzere tanzim olunan tebiğ varaka sında tiktap için tayin olunan gü© ve saatta mahkemede hazır bulunma- dığınız takdirde istiktaptar kaçınmış mddiyle imzalara sabit nazariyle ba kılacaktır, Giyap kararma ait kısma — gelince işbu varakanın tebliği tarihinden tti baran müddeti — kanuniyesi — zarfında itirax etmediğiniz ve — mubakemesin lerası için birakıldığı 1-0—041 günü asat TI de mahkemede hüzir bulun - madığınız takdirde gıyabınızda dava- ya deram olunacağı tansim olunan iş bü istiktap davetiyesi ve Kıyap kararı iki busua için tebliğ makamına kalm olmak Üüzere usulün 141 incl | maddsaine tavtikan'beyan ve Hân olu- nur. (36704) Acele satılık Arsa Kartal — Maltepesinde, — Rurüçüşme Hazar: 86 — |Mlzır: 86 Yasatı Bizam Vusat szan || Güneye ç, 1220 1220 1616 1616 19,.20 2 1 zın 2118 240 251 £M 4B0 626 152 BAR 12.00 Öğle İkindi Aaşam Yataı İmeslik VAKIT [ Sizin gazetenizdir. Her | sandet dih EĞ AMi Büyük eaddelerde vitrinlerini seryetmek encelldir, Asfalt yol, bir şer gibi ayaklarınızın ultında gle yıkanır; — camekânlarda lerinizi tatlı bir sayfiyo havası de saran bir kuş, bir ağaç da prak ve çiçeklerle karşı kar- gelirsiniz, Kır yürüyüşlerine düşkün ve dağ sporlarını seviyorsanız siyah bir fon üzerine çizilmiş güneşli bir tepede golf pantalon ve Skoç ku- maşı etekle — yürüy Bizi arkalarından çekip götürdük- leri olur. Belki de bu manzarayı bir kaç küçük çocuk tamamlar. Bölki de yine vitrinlerin birinde, eğer sonbahar yağmurlarını özle- mişseniz, Üzerinde mavi, krem ya- hut erguvan, düz yahut santraslı | bir kamasle ile elinde şemsiye tu- ur sarışm bir kadma rastgelir; hulâsa bütün şehri renk renk, çe Vit çeşit insanlarile kırda, sokak- ta, çay masası bağında, eğlencede, battâ yatak odalarında — bulursu- pnal! Ü Noteliye Höymet e Hayibetikii insanı bir öğle Üzeri, güneşin as faltı yıkadığı böyle dakikalarda buldu. Bu, büyük bir mağasanm vit- rinine konulmuş bir mankendi. Bir etelâj üzerindeydi; ve bir kadın mankeni idi. Etelâjin tam ortasın. mağazala: Aarzanuzu yazınız, size cevap verecektir R k sehpa, üze- rinde çantalar, pon kutuları, Koti CAya inm uuu:m- mavi böcek ka- huğu bir pantalonla aynı renk bir gömlek vardı, Diz kapaklarında ince bi rsigara kâğıdı kadar me safesiz bir boşluk bacaklarını yan- yana getirmişti. Ktelâj dön Fikret, kadıniı önden, arkadan; saçlarımnın rengini, bir yığın kızıl- hğmm Üzerine konmuş beyaz sedef giçeği, burnunu, gözlerinin açılışı: , kirpiklerine sürülen —mavj rl- meli, alın genişliğini, sütyene doğ ru boyundan aşağı inen — kırışıkstx süzlüğü, hepaini görüyordu. Vit- rinin önünde dakikalarca durdu manken etelâj Üstünde dakikalar- ca döndü. Belki yüz deaf.. $ üdeta canlandı; yürüdü; koluna girdi, Fikret, bir gok defnlar “O” nun da böyle ayakla durduğunu düşü- nüyordu, Bilhassa kendisine hü- köm alduğu samanlar. Yahıt an ymanık hir beşerelir n yaptıracağı zamanlar.. Onun da İnce ve cilâsı henüz kurumamız parmakları çoraplarını giyerken bir kuşun kanadı gibi yine böyle açılırdı. Gözlerine aynı şekilde ri- mel sürüyordu, Adeta göz kapak- larmın Üstünü kalın ve mawi bir Mevkünde Bağdat caddesinde 3 daki. ka mesitfede 544 metre murübbat ar- | *a mcele olarak satılıktır. Taliplerin | Vakıt gazatezinde Adaar — Bveimiğe müraenatleri. |.- RADYO *0 Liradan 100 Liraya ar tadye makinu ve parçaları alıyo. rur. Bozuk. burda, veyahut postas anece mühürlü. torba içinde dahi v aa Açık Söres ve tafallâtır mek tapla gazetemizde Sezar remzine yazınız. tabaka kaplardı. Bir defasında in. ce toz gözbebeklerine kaçmıştı. Fikret o günü hatırladı, Gözlerin den yaşların boşandığı günü! Onu ağlarken hiç görmemişti, Demek ki böyle ağlayacaktı, Gözbebekleri bir aağanak gibi yanaklarına bo- ganacak, damlalar bir cam üstün- de İner gibi arka arkaya düdakla- rının etrafında şeffaf bir halde ka- yıp gidecekti, Kulaklarının yanım- daki fısıltıları yeniden hissetti Kadm ağaç yaprakları arasına sak. lanmış bir. yuvadaki kuşlar gihi konuşuyor: — Benim yaramazım! diyordu, Seni görmeyeli ne kadar oldu ba- kayım! Fikret: — On sene, diye konuştu; be- raber yaşadığımız günlerin İki mizli' Bu kelime ikisinin de dudakla. rında sanki — birdenbire — ofrieşrı. Sanki ikisini de biribirinden ayı - ran on sene değil İnce ve şeffaf hür ocayodi, Yapraklağ şimmafiye a. ee Hgr Tüzgürü MÜ2 reHA Bir kuş kanatlarmı çırparaz vitrin içinde uçtu, Fikret daha fazla düşünmedi: — Bir manken! dedi. Fakat tıpkı o.. Ayııldığı gün- denberi ilk defa anau hir mağaza vitrininde görüyondu, İlk defa gör: Falik YARA sAik HANUK Mükimi B — VAKIT 29 TEMMUZ 1041 [Gizlı' silâİılar: SıFRE | Şifre kimler tarafından kullanıkr- Evvelce gizli mektuplar nasıl yollanırdı- Geçen harpteki casuslar Harp, yalnız cephelerde cere- yan etmez; cephe gerisindeki muharebeler, mücadeleler de hiç z cephelerdekilerden — da- ha müşkül ve tehlikelidir. Cephe girisinin gizli harplerinden en mühimmi ve korkulusu hiç B hesiz ki casusluktur. - Casuslar, kendilerine m olanlar a amda yasamrya ve onlardan ker di işlerine yarar malümatı ala» rak taraflarına bildirmiye mec burdurlar, Bu çok müşkül bir iç- İ ir hileye racaat ederek, zekâsımı fevkalü- de maharetle kullanarak istediği malümatı almış olduğunu kabul edelim, bu maltunatı nasıl karşı tarafa, yani kendi tarafma gön- derebilecektir? Bu casusluğun, gizl! harbin en müşkül noktasıdır. İsşte bu sobeple daha asırlar evvel — gifre rcat olunmuştur. Bugün de kuk landları gifre Romalılar zamanm- dan kalma bir icattır. Hattâ daka eski zamanlarda bile bir hükümdar müttefiki bulunan di- ğer bir hükümdara veya bir va- liye, bir generala gizli bir mesaj göndermek istediği zaman en sak dıik kölesinin saçlarını kestirir, rını ates yazısiyle kör n başına yazdırır, sonra saç- ları çıkıncıya kadar köleyi bir yere hapseder ve nihayet saçlart büyüdükten sonra eline alelâde ir mektup vererek yola çıkarır- » Köle yolda düşman eline düşse bile deki — mektuptan aşka bir şey elde mexlerdi. Köle hodefine varmca öteki hil- kümdar veya general — saclarını ikmal et- tikten Bonra bir daha ortada gö- rünmedikleri vakanüvis'ler tara- fmdan rivayet olunur.- Görülüyor ki gşifrelerle gizli meaaj göndermek yeni bir şey değile” — Fakat bugün artık çö- zülmesi zor gifreler tertip etmd. anahtarları meçbhul gi letmek bütün manı bir fen olmuştur. Bugün bu iş- lerle uğraşan birçok mütehassı lar ne kadar müşkül ne kadar Ririft olursa olsun herhangi bir gifreyi çözmekte asla müşkülât çekmemektedirler. Bilhassa geçen umumi harp, gifre harbinin inkişafına mükem mel bir vesile olmuştur. Pek çok casuslukların — yapıldığı - geçen harpte birçok gizli teşkilâtlar gifrelerin halli ile meydana çık- misti, Bunlardan birini olsun zikre- delim: 1916 senesindeydi. Bazı Hind teşekkülleri İngiltereye karşı büe vük bir isyan erkarmak teşebbil- sünde bulunmuştu. Bu teşkilâtm merkezi Berlindeydi. İngiliz hü- kümeti bunu sezdiği. tahkik ct KEN KENAN HULOSİ düğü kadar da taze idi, Yürüdü. Mağazadan içor; girdi, Her halde Fikretin bu ilk daki- kalarmı tahmin edersiniz. Manken satm almak istiyen bir adam! Hem de genç bir adam, İyi gi; miş, elinde bir çantası var; albi seleri hiç de fena diklli değil! Mağa boştu. Tezgühtarlar nlel. acele bu garip Öğle müşterisinin etrafını aldılar, Hattâ tüneğe kon- muş sarı bir papağan gibi bütün günü iskemlede geçiren kasiyer bile,, Çünkü bir çanta, yahut bir ruj değil manken almak — istiyen biri., Belki bir doktor; yahut bir mühendis! Arka tarafta iki kiş! robotlardan bahsetti. Onların da bir manken gibi yapıldığını ve Sçerilerine konan bir makine İle harekete geldiğini konuştular! Fa kat biç bir vakit Fikretin Uşgem gen mantem #Ünak dam sıfatı silinmedi. Buva rağmen mağazanın ikinci katında oturan dümktür osn dinlaşit; ve mamken eati Fikret #0t vamsesikeri ömli oi | duğunu bu dakikalarda hatırlıyor- du, Kapıda karısı karşıladı: — Ah, dedi, bir manken! Elbi- selerim için nöhayot bir manken alabildin! (Devamı var) İSEYEK bör . - halde bir tü nun üzerine İngiltere hükümeti müttefiklerinin de yardımı iİle dünyanın her tarafında takip şe- bekeleri tesis etti. Nihayet San Frxn—-skrı'dn : yazılmış bir mektap bu- Şifrenin halli Amerikan şifre _P.vnl.ı(lnm bar Mi r"lav vmn.ı - erübeden sonra şifrenia g- nahtarını buldu ve bütün şifme- yi çözerek Hindliyi muhakemeye memur olan heyete verdi. Muhakeme esnasmda hâkim, gifrenin çözülmüş şeklini âlenen okudu. Bütün ihtilâl teşebbüsü. nün faaliyetini ifşa eden bu mek tubun okunduğunu duyan Hindii beyninden vurulmuşa — döndü. Çünkü kanaatince anahtarı bifin» miyen herbangi bir kimsenin Bu şifreyi halledebilmesine — inikfa ve ihtimal yoktu. — Binmenaleyl. arkadaşlarından birinin ijhantt &- dip anahtarı vermis olduğuaa hükmetti. Üzerinde şifreli moktup bulur nan bu Hildli İle beraber Giğar bir Hindli ılr :_—üıvlın üzer'ne teşn k.x olunmuş! hı..ıt linin o»uı oduğu .ııı Hindli de şahit sr fıuve mü- bulunuyordu. — Maznut Hmnin düşünüşlüne göre ihti. 1âl eemiyvetinin esrarını ele ves ren bu hain arkadaşından başkar sı olamazdı. Maznun bemen bilâtereddüt kalktı, ne suretle tedark - etliği bilinmiyon tabancasını çıkardı, gahit Hindliyo atoş etti. Hiç bir suçu olmrıyan şahit, tam beynine isabet eden bir kurs şunla cansız yere serildi. Heyeti hâkime ve samiin ne- ye uğradıklarını anlıyamadılar, Bir mü’uşır, maznunun yeisle ateş etmiye başladığına mıdcnk hemen tabancasına vmndı ve ateş ederek mazmun parçaladı. Bu kanlı hndı—ı: birkaç saniye içinde gimşek süratiyle cereyan etmis- ti.. Fakat görülüyor ki maznun Hindli haksız yere arkadaşının kanma girmi nLır Çünkü şıhtnh anahtarını Hindli vermemiş, şif- re teşkilâti şefi Fabyan buk muşti. Mütehassısların en müşkül gif releri bile kolaylıkla halletmele- rinde şayanı hayret bir cihet yoktur. Çünkü nihayet en müş kül gifreyi bile insan kafası icat eder. Bunu diğer bir iner-.m hal- letmesi mümkündür. Şifreleri — halledebilmek — için evvelâ kaç türlü şifre otduğunu bilmek lâzımdır. Müteaddit gif- reler vardır ve anlaşan iki kişi yeni bir şifre ile muhaberede bar — İunabilir- Ancak anahtarın arada kararlaştırılması lâzımdır. Bugün kullanılan gşifreler &n eski zamanlardan, Jül Sozar za- manından kalma şifreler olduğu git!, yeni yeni icat olunan şifne- ler de kullanılmaktadır. Şifrenin yalnız casualar ara - kullanıldığı — zannolunur. ika casuslar ların birihir'a: yazdıkları sevda mütehassıs doktor NURİ BELLER SİNİK ve RUH HASTA Ankara Caddesi No, TI Munyenr saatleri: 15 tan itibarca

Bu sayıdan diğer sayfalar: