11 Ekim 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

11 Ekim 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K Sem n asi g- aeti T ASA MAD AMA A AA AA AD Ü- A AAA 656 K A e : | Günlerin Peşinden : Kızılayın uzak -mesalelerde görün- « miyen bir hizmeti 5 Kızlay haftası münasebetile bir cok arkadaşlarımız bu haytr oca- gının memleket muhitinde şimdi. ye kadar yaptığı iyiliklerden, kim- ÜN çesizlere ve yoksullara €n kara günlerde — gösterdiği — şefkatten bahsettler. Elaki bir tabirle “Tahdisii ni- B kabllinden tekrar edilen bü- bu iyilik ve gefkat esterleri herkesin kalbinde yer te- köymetli hareketlerdir; fakat veya zelzele gibi felâket haberleri ile övvelce söylenmiş ve İîî Ö vakit yine kızılay bu taraf- yardım elini süratle uzatmış Az zaman içinde yüzslerce ton Omasır göndermiş'tir. Ve bütün bu Mourları yiyccek srkıntısinda olan halka parasın olarak dağıtmıştır. Bu sene bir tetkik seyanati ve Bilesile bu yardımdan stifade &- den halkın kırclaya karşt olan min- nettarlık hislerini yakmdan gör- düm, Bu müşahedemi buraya kay. detmekle bir viodan vazilesi yup- mış olüyorum, Hasan Kumçayı Sofya Büyük Elçimiz sıhhattedir Dünkü sayımızda Edirne Muhabiri- mizin verdiği hübere istinaden Sofya Büyük Elçimiz Şevki Berker'in vefar Yanı teesnürle yazmıştık. Memnuniyet- Vaşington, 10 ÇALA.) BRuzveit bilaraflık kanununun ilgüe w hakkında koögreye aşağıdaki mer Bağı göndermişlir: Amerikanin bitaraflığı bakkındaki ilk kanun 1805 de kabul odildiğinden beri dünya durumunda büyük değişik. Hikler olduğu bepimizin malümudur. 19889 bitaraflık kanonu ise dünyaya tahakküm için yapılan nazi teşebbü- sünün bakiki ebemmityatiai Amerika aa kavrayamadığı bir zamanda kas bul edilmişti Hakikâat şudur: Yeni Avrupa — barbinin hakiki bir harp olmadığı ve birtilrinin karşısmma diklimiş olun —ordulurm bakkile mu" harebe etmedeh zaptolunumaz istih- xamların arkasında kalacakları hikde yenini dinledik. Bu buva içinde bita: raflık kanunu makul gözüküyordu. Fakat o zaman Majino battı da zap” tedilemez sanılryordu. © zamatdan beri, sön İi korküng yül içinde barp kıtadan kıtaya yayılı maştır. Bir çok memleketler fethodir miş, büyük şehirler harabeye döcmüş, aivil ve msker mityonlarca insan öl- müştür. Bundan önce Taarimin — toprağı ve kulları hiç bir zamazı böyle bir tahe yibata uğramamıştır. — Hitlerin şekil vermek lstediği istikbal buzlünkü ge- zete başlıktarında görüldüğü kadar açIk ve tehdit edteldir. Bu harp yıllarında biz Amerikâlı- lâr hiç bir vakit düşünüşümüzde bi taraf ve Hitlef kurbanlarının mukad- deratına hiç bir vakit lâkayt kalma dığımiz gidi, bizi anbelerimizi ve de- mokrasi mücsaneelerimizi, memleketi- mizi ve yarım küremizi tebhdit oden teblikeyi gitlikçe —daha iyi anladık. Mütecavizlerin zaferinden bizlm için me gibi neticeler çıkacağını da öğren” dik. Bunun içizdir ki, Amerikan mile Jeti kongre delâletilm, nazi — ve faşlet tahakkümüne kargı fli surette müca- âdle eden milletlere yardım için ebem miyetli ve pabâalıya malolan tedbirler decektir. terinin bu bölgelerde kendi mesuliyet- leri altında seyrüsefer edebilecekleri- ni lân etmiştir. . Şimdi biliyoruz ki, Hitler dünyanın biç bir denizinde, hiç bir harp bölge- Ruzveli Bitaraflık kanununu kaldırmak - istiyor Hitler, batı yarım küresi #sularında deniz erlerimizin hayatına ve gemlle- TiMiZe tocavüz etmiştir. Yalnız şimeli Atlantikte naziler tarafından dân edilen hayari bülgede dGekü, hiç bir harp bölgesi — olauyan cenubt Atlantikte de bir Birleşik A- meriksya ve diğer Amerikan Cumhik riyetlerine' at getiilerin balırılması- na davam edilmektedir. Dış memleketlerle ticaret yapan ve Amerikan bayrağı taşıyan gemilerin silâhlanmasını yasak eden 4 Sonteş- rin 1980 kanununun 6 incı müddesi hükümlerinin — kaldırılmasını tavsiye diz, Bğer mütearrız bir denizallı ise &. Yabir gemi düşman: torpillerini deniz sitmdan kullanmağa mecbür edobüle- cektir. Bu takdirde ise bir gok torpil- ler hedefe isabet etmiyecek ve denize gitilar bir kaç yüz metre mesafedo deniz Östüne çıkarak toplarile ticaret Şapurunu batıramıyacaklardır. Mayın teblikelerine karyşt Bir çok tedbirler alıyoruz. — Vapurlarımızı — miksaliali mayinlere kargı koruyucu tertibatla cihazlandırırkea onları tayyara ve de- nizaltılara karşı silâhlandırmağa sa> nabe der #ilAhlradırilmamı bal yapılması tcabeden son derece ae cele bir meseledir. zum pek yakında büyük dikkatini Çön Keceğini Ümit ettiğim diğer maddeler ge vardır. Bu maödelerden biri çok ehemmiyetlidir. Mütecavizlere dola yısile yaplığımız yardırmla nihayet ve- rilmesinin memleketimizin müdafaası bakımından osasiı bir zaruret oldue guna kanilm. Zira, gemilerimizi ken- di dostlarımızın limanlarından uzak tutmakla mütecavizleri, denizleri ken VAKIT kati zaferi kazanabileceği — günlerin Bayılt olduğunu biliyor. Size katiyetle söylüyorum ki, eğer Hitlerin şimdikl aakeri — plânları za- ferle neticelenirse, biz Amarikalılar, kendi ocaklarımızın ve kendi hürriye- timizin müdafsası için, gümdi Rus cep hesinde cereyan eden muharebe kadar pahalıya — malolarak — tahripkâr bir muharebe yapmak zorunda kalacağız. Hitler bize Byle bir gekilde meydun okumuştur. ki, Amezikalı mfatile büs H4 MmüzAMAlI edömeyiz. Va etmiye- ceğiz. Üzerinde gemilerimizin geçtiği dünya denizlerinde Hitlerin kanunlu: rıtı tatbik etmesine müzünde etmiye. ceğiz. Amerikan bayrağı onun me de- ritaltdarile, no tayyarelerile ne de tehditlerle denizlerden — koğulmuya- caktır. Detilerin vicdanarı hırslarının aşığı altında tetkik edildiği zaman hiç bir retlizmi olmadığı görüllen bitaraf K kanımu hükümlerinin haklarımı. gın müdafnasıma mani olmasma mü- samâaha gösteremeyiz. Almanyanın mütaleası Berlin, 10 (A.A.) — Yarı rosml bir kaynaktaa bildiriliyor: Alman siyasi kaynaklarında, Ruz" veltin parlâmentoya günderdiği moe Baj Makkında şu mütuleninr yürültük moktedir. Bu mesajda bitaraflık kanununun Kaldırılması teklif ediliyor. Sakat e- Beplere dayanarak harbin peşinde koştuğunu gizlemek istiyen Ruzveltin beyanatında, son zumanlarda yaptığı bütün beyanatta olduğu gibi gittilrçe artan bir düşünceşizlik hükimdir. Bu mesajdaki tamanıfle uydurma deliller ve varılan neticenin mantıksızlığı kar gınnda Berlinde ve bütün Almaryada herkes şunüt sarüyor: Amerikan mile leti gibi bir millet böyle bir harekat tarzına daha nve kadar tahammü! ede- Alkşam arkadağımızın (Na demeli' Ustada bir tavsiye neşnediyor. (Vakıt) bahsolunarak (Hakkı Tarık Us âleme Bir kere diledikleri gibl âleme uyan de kullanıldığı daha başlrklarından belli harfin büyüğünü kullanımayı satırbaşlarındaki boşlukları Büyük harflerle dizilmesi calz olunca Hakkı Tarık Us majüsküle değil, kendisinden /baret olduğuna göüte... FPal elimizin altındadır. bir adamın eseridir: Zararsız fikirler riri Ustadın —kendi içtihad köşesinde sını istemez mi? karşılandı Botya, L0 (ALA ) ' Türk , Alman müşterek beyanna » mesi Bolfya siyasl mahafilinde çot mürait Kkazgrlanmdıştır. Bu mahafü, beyasnameye büyük bir. ebemmiyet atfelmekle ve hunda Türk ve Almat bükümetlerinin, Balkanların — cenup doğusunda barışi mubafara için gös. terdikleri iyi miyetlerin bir — delilini görmektedir. Bulgar siyati mahahli, Tück « Al « man müşterek teyannamesinin, Bul , garistanm mihver devletlerile birlikte Türkiyeye müteveecih bir hareket yap mah üzere axkeri hazırlıklarda bulun. duğuna dair olarak ecneki kaynaldar. dan sızan baberlerin tatrı ve Kati tek, Zibi iltiv atmakte olduğundu mütlo. fiktir. Bütün gazatelar, Perlin ve Ankara hülümeleririm bu beyannamesine buş zayfalarında yer vermektedir. Bul . gar müutbuntı, Türkiye ve Bulgaria Lan arasındaki iyi mönasebotler Üzec. Timde israr'etmakle ve birkaç gün evvel Varnada nutuk veren Sobranya relsi Kulovun “Sofya De Ankara ara. sındaki münasebetlerin dostane vaa, fından daha yüksek ve yimdiye kadar olmadığından Zazla İyi — nekicelerle Breşbu'' olduğu ve ze Bulgarlatanın ae 'Türkiyenin birbirlerini karşılaştıra . Bilecek müsellâh ber ihtilâfa #ürük . denmeği Güşünmüş bulundukları hak . kındaki beyanatımı tekrar - etmeklen memnun görürtmektedir. ?) sültünu bir tstaddan başka bir du majüskülsüz dizilmiş metinlerden uymalıdır) deniliyor. . Vadat'ın bu yazılarında, büyük harfer değil midir? Ama bu yazıtar satır ve- ya musra başlarında, yalut noktalardan sonra —bu imlü işaretleri varken— ya fpzali buluyor. Neml Vedad 'Tör de hop atmakta ve majlakületzilkten daha çok göze çarpımaktadır. Bülün bir cümle yeya bütün bir ibaresin bep hep kücük harflerle dizilmesi de eaiz olur ki, bu takdirde ayrılabilen elbette ne baş kalır, ne son! İnsanların yüzde gdoksanı yazı ile değil, yazının nolalığını yaptığı seslerle anlaşıyor. Konuşan bür adamın salır yahut özel ad başlarında ötekflerden farkit ve tumturaktı majüskll bür Bes çıkardığı hiç görülüp işitilmiş midir? Bir tek seşe iki ayrı fabesi demiyorusz. Bu bir Türk aifabesidir. Hattâ Jâtin barfi de olsa harfini bir sesin majüskül ve mindakül adı altmda Ti ayrı göküi almasına aleyfılardır. By fıkra tezini izah eden tistadı kimşenin dinlemediğini söylüyor, kimse Kat ba menfi kemmiyetin kiymeti de yalnız ilmi sâlâhiyeti (Ne demeli?) muharririnden kıl kadar geri olmıyan Kün anlamadan bir majdaklli aleyhtarı olup bize malüm olan maksatla öteye beriye bir mektup yollamış. Almanya gibi majüsküle bir tarih borçlu olan bir diyarda bile vaktiyle majlakll aleyhine doğup büyümüş bir | — Beyti atıryı revb cereyan olduğundan haber vermek suretiyle istemekaizin davaya kuvvet veriyordu. Fransada majüskülsüz bamlan Frahsraoa — yazrlan misadler de Mederâyet tarihinde hor saXılâp, battâ gü Lâlin harflari bile asımda tek Saygı isterler. (Ne demdli?) mubar olsun— Koğuculuktan masun kalma- Beğenen alır, beğenmilyen tırakır. Böyle demett, başka bir gey dememeli. | Türk - Alman | ezxxTz beyannamesi 8h Solyada çok müsait — Fa| ve falelf V YA 11-10- 1941 y İ DAUA | Nn Büyük Avrupa b .vvuı,ıııı#lM İ ıewıı(hl“'; N rınt büyük biz ” 4 müş ve telef etmiştir. Ü, : t EşreP'ten no'y/ İN / or İ Vali paşa hu gect Karşıdan karşıya geçmek istiyen kim- seler nakil vasıtalarının yaya kaldırımlarında boşuboşuna bekliyor ve Ah- met Dündar nereye gittiğini, niçin gittiğini bilmeden, ne tramvaya, ne otomobile, ne de başka hiç bir şeye aldırmadan, denizin orta- sında bocalayan başıboş bir sandal gibi cad. denin bazan kenarından, bazan ortasından bazan kaldırımın üstünden, yürüyüp gidi- Yordu; neden sonra farkma vardı ki tuttuğu * yol kendisini apartımanma götüremez; tama- | men aksi istikamette ve bir hayli ilerlemiştir. | l î 'Ahmet Dündar Maçkadan geçip Beşik- faşa inmişti. Manasız, sebepsiz, hedefsiz, a dalgın ve düşüncelerinin ıztırap verici dal- galarına görmülür bir halde şehrin sokakla” yında dolaşarak — Galataya geldi. Tophane — caddesinde asağı cinsten meyhaneler kirli aşıklarmı sokağa döküyor, bir takım perisan kıyafetli kimseler buralara girip çıkıyorlar ; kaldırımın üstünde duran bir adama Çarpmamak için caddeye inmeğe mecbur ol. Odu, fakat aynı Mhza icinde edam — yaklarıp ve: — Doktar beyciğim, müsaade et, öpe: B Dündarır e!se ya S onun bir rüyadan yeni uyanmış gibi dalgın ve hareketsiz baktığını görünce: — Beni tanımadınız mı, doktor bey? dedi, ben... Şahin... Hani de Ahmet Dündar şahin reisi tanıdı: İmra: h cezaevinin balıkçı kolbaşısı Şahin reis Ga- lata sokaklarında doktor Ahmet Dündara rastgelmekten fevkalâde memnundu; genç hekimin hâlâ bir uyku hali ile sarılı olarak durmasını kendisini hatırlamamış - olmasına atfederek izahat vermeğe kalktı. Ahmet Dündar: — Tantmaz mıyım, öanım hiç tanr maz mıyım.. Şahin reis, evet, Şahin reis.., Diye kekeliyardu. — Sağ olasın. doktor beyciğim, sizi mördüğüme vte kadar sevindiğimi bilemezsi. niz; siz bize İmralıda babalık ettiniz. hepi" miz size yürekten bağlı sdik : beni unuttunuz, İ:;:.ımn'argkıımz diye bayağı üzüldüm, val Mise — Tanmmaz olur muyum?.. O kadar arkadarlık ettik —V 'N esaret zinciri gibi takılarak onu ç.w iç Yazan : bahasına bir kurbanlık koyun gibi İN 2EFİK rüln:şa_; mi getirdi? — ae ğ N SEVENGİL — | Gcfa teşehbün « ;;;ı;gı -m:; n A HAN — hayet cesaret ederek : y . Mahkümiyetim bitti, kurtulduk el. — Oh, oh, geçmiş olsun, — Hani kurtuldum diyorum ama, doğ- rusunu isterseniz, İmralıdan ayrıldığıma mü- teessir değilim, diyemem... Allah uzun ö- mür versin, müdür bey de, siz de çok iyi mu- amele ediyordunuz bize... Orada bir kaç se- ne insanca yaşadım doğrusu... — Şahin reis, sen kendi akıllı, uslu, ida- reli yaşayışınla arkadaşlarının —hürmetini, müdürün muhabbetini kazanmıstın; herkes Jâyık olduğu muameleyi görür, felâket de sar adel de insanın kendi elindedir, hayatına is- todiği sekli vermek insanım kendi cEndedir! Ahmet Dünda: adan — hemen he- mien hiçbir kudret a kendi kendi- sine çıkmıs olan bu aö i sövledikten son- eklark, ! arın bir tokam Biine sözler alın recede İyeTiyat ! kendi heaına kensisi mi derat balkası, toynuna bir melendi haklirez açtı, yuksa Tauli nasıhat edersiniz diye söyledim bun Ç Ü l; Ö K — Doktor beyciğim, affede sura bakmayın... Hani sizi görünce " gt görmüş gibi sevindim de... Bir sey TC g€ | ceğim ama münüsebetsizli ,'kohuk”. Dü kuyorum.. q — Ne demek?, Söyleyin, canımı — — münüsebetsizlik olsun? n) — Sizi bir kere bulunca böyle YÜ yf — sında iki cift Jâf edip bırakmak istetil Ben İrralıdan bugün geldim.. Oradt” lerken cok seviniyordum, — secdey? düm, Allaha sükrettim mahkümiydt” y diye... Lâkin İstanbula gelip de kırı-ı;f'_-. bııııw] lı:ıımııı bir tuhaf o.ldunı..gü ç göriplik çöktü; kimsesiz çocuk gi 4 burada... Size teklif etmeğe mtnneyorti gif kim, siz kim ama, hani vaktile bize b verdiniz, samimilik gösterdiniz de 9“” AD Jayı bunları söylüyorum.. Eöer isiniZ Öygf üD şöyle bir verde biraz oturup d(_”k.'(h Vi ğ ram... Tekrar tekror afledesin. doktüf ÖÜ ) Hlalırmıza bir gey ze'mes'n.. Haşâ, ö sizinle bir tutmak gibi olmasın... Pek drm birdenbire burada da... Betki b BK! Ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: