5 Kasım 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

5 Kasım 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EeMC « H ÇN Çi Mesafe, kesa bir me- NMBU da yanya- İLaş besabima — piyade ç- —.Uııı ettim, İki, ya dir istihkâm bölüğünde bu itibarla da işimiz Üyedü, Bir günsc, siperle- bir tel örgü atmak M Tan, .. Bir hikâye de- Yaka anlatacağım! İyç N piyade taarruzları Sene evval, mihim 4 takdir edersi- b €rden bir çoğunu ha hi haer Mevsimlerine dü- - Halbuki Çanakkalc- Böyle değildi. Sabit ü Üsininden ziyade siper 4 ürr çitli ve Beyyar ya medburduk, X ğ M Sebzelerden #ÜĞ Denn — ver yzaecima İ doğranır, Bir 3i îl ğh:::"lursı;î—m | ;hmmm» ŞÖS kadar '”Iîîîîf uZ B dazer areyn ü BEE oturuyorlar, bir göyl bekliyor- r, Gelecek bir geyi! Bu neydi? £ ğ : ; de, bi - Yel örgüler bu messdleye - firlatıla- ; ve Öyle bir şekilde fwiatilar ; paktı ki arzu edilen hedefe geldi- İ nisbete süratli ve mümk'ür. mer tebe düşman güzetlemesinin gafil bir dakikasında olacaktı. Buna im- kâün var mırydı? Fakat harp bir çok Waküânlaris imkünsızlıkların müca. y delesinden başka nedir?, 'Tel öngülerimizi B aiperine ka- dar (bunu söylerken pazmaklarila * gigara paketinin nıkasındak; hat- ları işaret ediyordu) Kolaylıkla ge tirdik, Fakat bu kelimeyi bugün için ne kadar rahat M Kolaytikla,.. Halbuki bir çok defa: lar ölümü berlaraf etmeğe Mmecbur| kalmız adamlardık. Bütün metele, tel örgüleri hen- değc yığmalıtan gok, derhal ve bi rer birer siperin önüne fırlatmak- tr, Bu öyle bir saniyede yapılacak- tr ki, alet Mükabelçei başladığı S- ra, tel mani bir buçuk, İki melre- lk mesafede hemen yerini almış o0- dacaktı. İlk örgü toprağa —düşen bir yıl- diz süratile atıldı; ve ünide bir dambe ülesi koptu. Bu derbeler cephemize rast gelen istikametten | İT kopuyordu, İki yahut üç saniye sü- Ten ibir müddet içinde bir gey Yır- tılir ve tekrar dikilir gibl olmustu. Sükütun yeni bir hilkümranlığı ba- gında ise ikinci tel örgü yere düz- tü; ve bir kurgun — yağmuru bizi kargıladı. Çanakkaledeki efsaneli günlari- miz! Onları birer birer hatırlama- ya imkân var mı?, Bu harp, 4deta blltün bir tarih boyunca barplerin muhassslasıdır. " lede Kosvayı, Niğboluyu, Uzrn Ha gan vakasmı, Siketuar dövülelerini, — O gün istihkâmlarımızm önü tel örgülerle kapandı; — dedi; pala Ümerin, Hasan Çaevuşun, bomba kurşun kesiminde v ki bu dakika hepeimi virer birer 1 Smolçnakten — kon mek ki Ruslar gebri Tar vermişler, : PIRASA - Un kokusu kalmıyacak kısa tir müd- get kaynalılır, Sirke, koruk, yahut 'ie | 12.45 Ajana Parmekla alımsa idi etmiş ve parmağını buridla — üzerinde gesdirerek — Bvveli şaenasını almedı İdiniz ? Demlg, Napoiyon gülümayerek TU müka- belede bulunmmaş : mu aDCSX işeret obtağınız yer PaTmaL- la alınsa İdi o vakit yapardım. Berleri, $.00 Hatıf parpalar PPprogra- mnnın devemi, 515 Pövin santi, 8.20 Müzik: Hafif parçalar — programızun son kasmi, 1282 Şarkı — ve ürküler, . 2800 Şarkı ve | türküler, 13.B0 K program, 18.03 Kacışık garkılar, 1825 Konuşma (D:ş politika hüdimeleri, 1RAO Radyo çocuk ktübü, 19,30 Ajana, 140 Berhent 10 dakika, 10.56 Müzik: —Ban eserleri, 2015 Radyo gazetesi, 2045 Bir halk 'Türiüsü öğreniyoruz: Haftanm tür- küsü; Süpürgesi yoncadan, 2100 Zin rast takvimi, 21.10 Fasri heyeti, 21.30 Konugma (Posta kutumu), ZLA5 Riya- seticilminr — bandomu 2200 Ajana, 9245 Dazband. Tıbbi Müsamere Haydarpaşa Askeri — Dastahanesi BAL— M? senesi birinci Dd mÜsümne | zesi GTLMMI Sah güntü Kaştabip Ar- | bay De. ahit Tolun'un relsliğinde | toplanmıştır. 1 — Ünkü Mosane haslalığı (Bavli- 2 — Ksasi Prombopenle vakaşı (Dahiliye Asıatanı Dr. Ziya Göğemi, 3 — Tenamlii kangren (Devliye As | #lstarı Dr. Buat Özgen). | 4 — Tali dalak büyüklüğü (Dahili- ye Azistani Dr, Ziya Göğem) 5 — Haşefede göem 6 — Nadir görülen villdi tanasüli ai gekll, (Bevtiye Aslatanı Dr. Suat Özgen). ZAYI Oümhuriyet Krz liassindan almış Ole Guğüm 7.10,541 tarih ve 1902 sayılı tasdiknamemi xzayi ettim. Yenisini a dacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Nahide Sansal (81TEN) “ GÖZ HEKİMİ Dr. Murat R. Avdın 5 Bayağtn Parınakkamı İnram sokak ŞŞ No, 8. Telr 1453 VYVAKIT ı—ıw—ımmı]' laAMiarmdan hınxıwıııı:unıuı 2 —m—wumm—i Bulmaca 12345678 9 3 . | 6 7T sil İ siin ( Soldan Sağn: 1 — İptidal bir stlâh (3), Bir nota zapbedalı (7), 3 — Büyüz (4), Rir merkeni (9), 6 — Btrafr a (6), 6 — RBir Lavanta ismi (4), Müstahkem mevki (0), 7 — Araboa sulu (4). Be rinin alıri (8), 8 — Karr kosalik (4) Sahiml mhnasına (7), © — Bir hay van (3), Rapt edatı (8), Yüukardan Aşağı: - 2 — Ruhariı vapuru yürü- ten (7), 3 — Aylik verilen (4), Büş harfine B geliree Arabca uzak mâna sma gelir (9), 4 — Tsmarlama (8) 5— ..*6 — Köprünün Beyoğlu tü- Pafı (8), T — Buğday deposu (1), Atrigan (9), 8 — Aruz vemninde bir tübir (D $ —... Dünkü bulmacamızın halledilmiş şekli 12345671789 1 İKTETLİM'MİMİZ'A'N 2 EİRİLKİMİKİAİR/A 3 LİTSİEMAİRİAİZ WE PİA)K H 5 !l%! 6 BİKİAİTİMİCİE(MİN 7T İYİAİLİAİMLEİBİEİT 8 İA ZİAK/MİMİEİZ E 9 (RİAİYİR M MİT(EN Beyoğlu Halkevinde Halkevimizde Türkçe, Pransızca, | kac gün sürüyor? Almanca, İngilince, Riçkei—Dikiş, Şap: ka— Çiçek dereleri bugün başlamıştır, Kaydolmak stiyenlerin acele Halka, vizize müracsat etmeleri rica blunur, "Türkçe, İngilitce, sınca, Çiçek, Şapka, Dilkiş ve Biçki deralerine başlanmıştır. Kayılir olan ların ve yazılmak istiyenlerin mürse caatleri. -.. — Baylar, artık pek geç! Göce yarısı olmuş, Haydi PİTİGĞRİLLİ Cincinin küçük bayaz dişleri, kral kızını almağa niyel eden | küçük, zavallı farenin dişlerine | ne kadar benziyordu. Yemekten sonra yenilmesi gay [ ri mümkün bir yorgunluğun esi- ri olan Teodor Zuifeld, yemek o- | dasındaki divanım üzerine uzanı ' Bugünkü radyo | % (8), 2? — Lâmbanın dumanı (4), Mir ı_yor ve her zamankinden — dahu ziyade rengi solarak uykuya da- 748 Hatif pasçelar, TAD AŞANA Müs | içim (8), 4 — Binır (4). İtalyanın | İryordu. Bu renksizliği Cinciyi korku- luyor” ve bir çeyrok saat sunra, Cinci ayaklarınm ucuna — basa- rak yanına yaklaşıyor, bir etini babasınımn göğsüte koyuyor, kü cük parmaklarını buynunda, ye- naklarında dolaştırıyor, fena rü ya görmesine mani olmak için ağziını. kapıyordu. Jüdi son mektubunda — göyle diyordu: “Cinciyi öp ve fa çelik yemesine müsaade eime.... | Bu mektuptan sonra ne ka- ı dar zaman Takyime bü j göre, üç ay mı, dört ay mr? Fa- kat zaman mofhumu h_lîı | dolayisiyle hesaba — sığmıyaca kadar genişlemişti. Cebinde dai- mya Jüdinin mektubunu, Judi- nin: "Kendimi güzel hissediyo- rum, çünkü cenupta otuz beş de- reeâ:de bulunuyor ve kendimi a- teşli büdise geemişti. Annemin, aen - ginlik tayyarecilik muvaffakıyet leri , Fakat o daima hususiyet armı eden - kadın o- d, — Onu tekrar elde ctmek i- çin muhakkak mühim bir şey, Diye Teodor — Zwuifeld düsü- nüyordu, “Evet, mühim bir vaziyet lâ- zim,, diyordu, Bu vaziyot ola- cak ve ben-onu fethe- deceğim,,> Onu günün birinde Bombay- 'da, Bangkokda, — Hongkongda, Yokohamada veya Honoluluda karsımda göreceğim, o beni ye- ya etrafımnda takip ettikten son- ra İlkbaharda Şarburça çikaca- Kiz, evimize döneceğiz ve İlkba- harla beraber şuurumu da, bu- laçağım, çünkü — Judi o zaman i bir Cinci doğura- Ve Teodor Zuifeld seyahat - cetttesine döndü: — Bu devri âlem seyahati Diye sordu. — Yüz elli altı gün.. Acentenin tam bir tuhafiyeci vardı. Zuifeld bu düx kâna girerek emretti: — Yüz eli altı kıravat Fin.., Satıcı kız, matrona kamik bir nazarla baktı, gözlerinde sual dolu hayret A vardı ve müş- terinin İstediği gibi kutu kırtu kr ve MUCİZELER DOKTORU ürkçesi: MUZAFFER ravat uıkardıklan sonra insenın ruhune bile bir rabatlık veren ftevkalâde nezaketle sordu: - Niçin yüz elli «ltı tane mös- yö?.. Her halde on iki — düzüne kıravat istiyorsunuz ki o da yüz elli dört karavat yapar, - Hayır yüz elli altı.. Diye Zuifeki kat'i bir Iisanla cevap verdi. Bunun üzerine dükkünin pat. ronu vaziyete Mmüdahale etmek cburiyetinde : gudu anlatmak için fikerimi göyle söyledi: — Benim yapacağımı devri â- em seyahati tamam 186 gün sü- recek ve ben her gün bir kıra. vat değişlirmek istiyorum . Dedi, Patron: — Size fikir verebilecek vazi- yette bulunmadışğınır. pek - tabil takdir ederim mösyö, dedi. Fa- kat şunu da aratimek isterim ki vapurda bu kadar cok — kıravat değiştirmiye hiç bir seben yok- tur, Zulfeld kargısındaki sanki su götürmes bir hakikntten beabsct- mriş gibi takdir dolu nazarlarımı patron üzerinde tuttu ve: cevapla bütün işini birden kay- bettiğini hissettiği için dudekla- rını isırdi, bereket küçük ağtıcı kız patmokun imdadına yetişli've hağf bir tavımvla; di Zulfeld büyük bir dikkatle bir müddet genç kıza. baktı. ve son. ra hic bir gey söylemeden dük kândan çıktı, caddeyi geçli, he men kargısımdaki seyahat acen tesine daldı: — Anpres of ostralin gibi bir vapurun mürettebatı kaç kişiden Hbarettir? . Diye sondu. Her türlü müşte- rinin her türlü sualine cevap ver. miye alışık olan memur önünde- ki küşıt üzerine kalemiyle bazı işareller yapti: rakamlar vazdı. hesap etti ve sonra Zuifelde dö- nerek: — Size kat'i bir rakam söyli- yemiyeceğim, Takat İsterseniz gelin beraber sayalım, dedi, Bir kumandan, dört kaptan, iki çark- g, sekis makinist. bir kamiser, hir komiser muavini, iki doktor, üç radyo telgrafçısı vesajre, bun lara mürettebatı, ateeçileri — ve diğer efradı da ilâve ederaeniz hesabiı. tamamlamış — olursumuz, #Peram var) — 5 — “Karanfil" şarkısına başlarlar, Bay Ganü gene kader gidelim! Allatım mniyle bağka hir defa Bay Ganüden balısederiz., dedi, ? Kapıdan çıkarken Vravicka İlçoya sordu: — Abe, İlço! Bulgar #arktlarından neden nefret ettiğini söyler misin? — Kim? Ben mi? Bulgar şarkılarından ben mi nefret eder mişim? Twessüf ederlin Yavrum. beni çok yanlış an- den geçer. gaşyolurum, Fakat hakiki Bulgar — garkıların: mızdan mahzuz olur, ruhumda bir sevinç duyar; kendim” den geçer, gaşyolurum, Fast hakiki Bulgar garkıların- dan: yoksa Bay Ganü gibilerin Daşını, gözünü yararak ta- mınmıyacak bir hale koydukları conebilerin kaba şarkı- larının iğrenç taklitierinden ve boğazdan söyledikleri sar- hosş sarkılarından değil... c ) Bizim garkılarımız var, fakat mügannilerimiz yok! Ben “Buğdana! Allah S€fi öldürsün!” ve “Ya! Velo kız, beyaz yenlerini sıva!” şarktlarmı hakkiyle söyliyen düşmanımı kucaklamıya ve “Yesil yaprak”, “Karanfi! ve buna benzer çingene ŞUT dan hazeden dostuma da bir nazarı istihkarla bakmiya hazırım! 8 — BAĞO İSVİÇREDE Kumpanyadan biri şen dostumuz Draviçka'ye: — Sen ne susuyorsun yabe Drayiçka! Bay Ganü hak- kında bir sey bilmiyor musun? diye sordu, Draviçka câli bir mahçubiyetle: Lag — Bilmez alur muyum be kardes, birçok şeyler bili- yorum, amma, nası) anlatırsın? dedi. — Nasıl anlatırsın mı? Senin ağzın bende olsa bak nasıl anlatırdam, — Öyleyse dinleyin: Bir yaz İsviçrede “Jonzol” şeh- rine gitmiştim Otelin birinde ye çıktım, Şehir va etrafı gayet meksizin geziyor ve şehrin sokaklarını dolaşıyordum. aralık Ppera meydanıma çıktım, Ve kargı tarafta çok şek bu kadar hi le vurarak susmalarını emreder, “Ben zenginlik iste. mem” türküsünü söyliyecek olurlar, Gene masanın üxeri. ne ?urulan kadeh, onları susturur. — Nihayet “Yeşil yap rak” garkısına başlarlar, Bay Ganünün: .— Ha! Gördünüz mü? Şimdi gel keyfim gel!. —diye scsi işitilir. Ve "büf” diye garap şişesini ya yere veyahu! yencereye atarak kırdığı görülür Söyleyin bakalım, bu işlerin ustaşı kimdir? Ve bun lar bir defa mı yoksa iki ğefa mı alagan işlerdir? Bu kar rtlar Senin, Bay Ganünün kim olduğunu nerden bilecek. lez* Müzika ile kırdığı şişelerin hepsini saysa gene anutı kim olduğunu atılıyamazlar, B”I-( santi Tâka ! N i. dedi ve başını salladı, Bu baş sallaması onun fikrince, kadın. larmn hatırı için bilmecburiye piyanonun gürültüsünü din. demek sabrını göstereceğini ifade ediyordu., Bay — Ganil kendi kendine “siz calgıdan ve muhabhbetten ne anlarsı. nız?" diye düşünüyordu, Kiz piyanoyu açtı. ve Smetana'nın “Prodana Neyes: ta” operasından narçalar çalmrya haşladı. Onun parmak- lariyle piyano taşlarlum Üzerine vuruşgundan o kadar gÜ- zer ni der gıkıyordu ki bunlar her Çekin rubunu gaş- yedebilirdi. Kızının. çaklığı bu parçaları belki bin Hirinci defa dinlemekte olan valide sevinç içinde — bulumuyor ve Bay Ganüye çevrilmis olar. nazarlarında, milli bir iftiher ve memnuniyet okunuyordu. Kadın, parçaların temposuna göre bazan adajle, ba- zan allegro olarak tempo tutuyor ve vakli, vakit Bay Ga- nüye gözleriyle işeret ederek gayet hoş bir parçanm gel- mekte olduğunu haber veriyordu. Bizim milyoner ise göz- leriyle ona şu yolda bir mukabelede bulunuyordu: n;ı- Siz dikkat ediniz! Bana bakmaymız! Ben böyle-ne varcalar dinlemişimdir! . Göz işaretlerini fiili bir delille tamamlamak için, tam kız operanın en iyi yerine geldiği bir zamanda Bay Ganü ee MÜD g e Yü aB — rimar Hi z ae gü bi - - 57 * Sönem Pa: öldüm Kdi mrinçir ee ai g dammnime - eğDAĞ, «

Bu sayıdan diğer sayfalar: