September 7, 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 4

September 7, 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | 1 İHER SABAH BİR HİKÂYE Emine, Aliyi, Mustafa gi tarlasındaki çınarın altında bekli- yecekti; orada buluşup, gece ya- Tasından sonra Aydına kaçacakla: ve nikâhlarını kıydırmağa uğr şacaklardı. Ali, Emineyi babasın- dan, kaç defa tatlılıkla istemişti amma, aksi ihtiyar, her defasın- da «Olmazı cevabını — vermişti. Halbuki iki genç birbirlerini zi- yadesile seviyorlar ve tatlı, me- #ut bir evceğiz kurmak istiyorlar- di. İkisi de yakışıklı, — sevimli ço- guklardı; hiç kimseye boyun eğ- miyecekler ve saadetlerinin ta- hakkuku için didineceklerdi. İşte bu düşünceyle bu gece kaçmayı kararlaştırmışlardı. Köylerde gün battıktan iki sa- | at sonra gayri ses sada duyulmaz olur, Sade ara sıra uzaklardan köpek havlamaları, ve gece işi o- | lursa tarladakilerin gürültüsü du- yulur. Halbuki bu gece buna benzer gürültüler de yoktu. Rüz- gây hafif hafif esiyor ve mısır tarlalarının arasında — dolaşarak kulağa hoş gelen bir hışırtı çıka- tarlasından geçmesi lâzımdı. Da- rıların Sıklık - peydahladığı arka yoldan atlayınca Eminenin yanı- na ulaşıvermiş olacaktı. Ali, köyün ağzında hazırladığı bey- girlere, Emineyle binip, sevinçle nasıl kaçacaklarını düşünürken Mustafa gilin darılarına — dalmış bulunuyordu. Biraz ilerlemişti ki, ansızın, gecenin içinde acı bir tarakayla patlıyan bir sıkı işitildi. kadar oturdu. Herkes dağılıp gittikten sonra, ağır ağır yerin- Silâh sesini her yandan köpek havlamaları takip etti. Beş dakika sonra ova yine er ki sükünetine daldı. Mustafa gi- lin Ahmet her halde bir domuz wurmuş olacaktı.. O zece, Emine sabaha kadar bekledi, fakat vefasız Ali onu al- mağa gelmedi. Güneş ovaya ilk işıklarını ser- perken işe başlıyan köylüler, Mustafa gilin — tarlasında sık ve yüksek darıların arasında Alinin hem yürüyor ve hem de| VATAN KralKarol Tahttan Çekildi (Başı birincide) ühtelif nok- lk — kütleleri e — doğru yürü- 'ransilvanyanın Ma- Evvelki akşam, talarda toplanan r ve tana iadesini protesto ederek li tahttan — çekilmesini iste- İmişlerdir. Bu talep binlerce be- ayişleri Demir Muhalız- etmişlerdir. Evvelki gece Başvekil General Anlon:ı:ıı, saat 4.30 da Krala ; tetkiklerin, luı.m istifası icap ettiği neticesini | verdiğini bildirmiş ve bir karı vermek te krala iki saat müh- let vermiştir. - Antonescu, krala yazdığı bir mektupta, — tahtlan feragat etmediği takdirde, mem- lekette kan akacağını bildirmiş- |tir. MEVKUF NAZIRLAR General Mihail, sabık Başve- killerden General Argentianu ve Tatarescu ile sabık Hava Nazırı General Teodorescu ve — Saray Nazırı Urdarsano evlerinde mev- kuf tutulmaktadır. BAYAN LUPESCU GİDİYOR Diğer taraftan Bayan Lupescu da yabancı memleketlere hare- KAROL BELGRADA GİDİYOR Sabık Kral Carol, bugün tay- yare ile Belgrad'a, kız kardeşi Yugoslavya Valide Kraliçesinin yanına hareket edecektir. Sabık Kral Carol'ün buradan sonra gi- deceği yer henüz malüm değil- dir. Hususi tayyare ile Bükreşe dö- mecek olan Prenses Helene, Ro- | yanname ile herkese dağıtılmıştır. | KRALA İKİ SSAT MÜHLET | |ket için hazırlıkta bulunmaktadır. |— Gençlik Klüpleri Her Hafta Muntazam Bir Şekilde Çalışıyor Beden terbiyesi mükellefiyeti kanununun. tatbikina geçilmiştir. & Mükellefler gençlik klüplerinde haftanın muayyen günlerinde tâ- limler yapmaktadır. Her klüp. mükelleflerin tâlimlerine nezaret etmek üzere memurlar tayin et- miştir. 30 Ağustostan — itibaren başlıyan tâlimlerde sıkı " kontrol yapılmakta ve mükellefler mun- tazaman bu- toplantılara devam etmektedir. Kral Karol Tahttan- Çekildi (Raşı birimekle) szlıktan kurtulamadı. Romanya- dan her gün birbirine aykırı ha- İberler geliyordu. Rumen siyase- mıyordu. ölüslünü * buldular. manya Valide Kraliçesi ünvanını İti kendi sabit milli -hedeflerine göre değil, fakat hariçte esen rüz- gârlara göre idare ediliyordu. O yıl tarlalara domuz saldir- mıştı; bu yüzden köylüler pek te- lüştaydılar. Mustafa gilin mısır danları da pek boylanmışlardı. maşallah... Darıları domuz bü-| cumundan korumak için Mu: gilin Ahmet, her gece, tümseğin ardındaki çardağın — yanıbaşında pusu kuruyor ve domuzları gö- zetliyerek bible kurgunla — sıkılı çiltesini tetikte bulunduruyordu. Bu gece de, Ahmet ayni vazi- yette çardağın — yanıbaşında do- muzların gelişini belkiyordu. Vakit bir hayli ilerlemişti. Emine çına- | gn altında, sabırsızlanmağa baş- lamaşt. Ali hâlâ meydanlarda yoktu, acaba ne olmuştu ki? Kız- cağızın yüreği kabarmıştı ve han- di ise gözlerinden yaşlar damlayı- verecekti.. Gece yarısını geçmiş- ti. Ne gelen vardı, ne giden. Aliye gelince, o gece dikkat ve düşünceli hareket — ediyordı köydeki işlerini düzene koyup biraz para bulmak için sağa sola koşuvermişti. Fakirdi amma, pek namuslu ve mert olduğu için her- kes onu severdi. | Hazırlıklarını bitirdikten son- | ya vaktin epeyce ilerlemesini bek- | lemek üzere pazar yerindeki İs- | mailin kahvesinde gece yarısına | den kalkarak Emineyle — buluşa- cakları yerin yolunu tuttu. cııie-ı ceği yer uzakta değildi amma, gizli yollardan yürümesi lâzımdı. Tarlalar arasındaki irimlerden geçerken içi allak bullak oluyor- du. Eminenin beklem-kıe olduğu | Mustafa gilin yere varmak e üü Fazıl arkadaşını heyecanla — dinliyordu. 'Onun felâketin ezgisi altında keşlettiği ye- ni ufukları, keadisi, tablatle sıkı temasları, Hzak uzak yerlerde yalnız başına geçirdifi aylar, seneler içinde yarı yarıya olsun sez- Mmişti. Mehmet Alinin neler demek btediği- ni aalıyor, onun başlangromi bulabildiği yo- lun nerelere varacağını görüyordu. Fakat kendi hesabına meslek alâkalurile, — vazife mesuliyetlerile, kurulu itiyallarla ber gün- Kü hayatıma bağir idi. Bundan kurtuluş gö- Temiyordu. Acaba arkadaşına Nihalden, Derirden meler duyduğunu söylemeli miydi ? Mehmet Ali, dünyadan çekilmesinin verdiği netice- deri duyunca yaraları yeniden açılmıyacak mevde? Dahta doğrusu bu yaralara yeni bir gifa imkânı bulünmüş — gihi — gürünmüyor Mmüydü ? Sonra Mehmet Ali, bugünkü ermiş- lik seviyesine ancak folüket sayesinde yük- Selmişti. Bu tazyik ortadan kalkınca gerisi Bgeriye her günkü hayatına dünmiyecek mi? En mükemmel bir insan bile ancak sayıf bir mahlükta. En kuvvatli bir irada, en ya- man kararlar, bir defalık huzdan fazla bir yükaaliş imkânı tamto edehilir miydi? Meh- met Aliye hakikati söylemekle belki de ye- ni hayatında aldığı hru — kükünden — kese- Gek, yönl Hiezır'rolünün yurda saçacağı İyi- lik ve sevgi tohumlarımı ipildadan kurut- muş olacaktı. ğer Araya bir viodan meselesi karışma- Boydı Fazdın tereddüdü belki de çok azan söredüceekti Fakat Nihalle konuşurken, ın;ınmııın cenubu şarki ııhıllııını düşen bir Alman hombırdımııı tıyyııaıl gea 8 Eylül Yarınki Pazar Gündüz ve Gecesi C. H. P. Beyoğlu Halkevi Sosyal Yardım Koulu Adına Tertip Olunan İstanbul Eğlenceleri | TEPEBAŞI HAL K BAHÇESİNDE Eyo Zeybekleri - Büyük Varyete - Canbazlar - EKemiksiz Kızın Âkrobatik Numaraları- RIN TİN 'TIN Hünorleri - Coza Mahkemesi ( Taklitli Komedi ) ve Diğer Zongin Numara ve Sürprizler - Duhuliyo Yoktur. uwıııı Demirle günler geçirirkoa kendisine gelen düşünceleri hatırladı. Yeni uyanan — vazife daygularile Nihalin kendisi gibi dağda, ba- yırda ömrü göçen bir adam içim ne İyi bir arkadaş olabileceği hatırından göçmişü. De- Mirle gecirdiği günler de kendine çok tatlı gelmişti. Böyle genç bir varlığa yakından karışmanın, osun böüyüdüğünü, olgunlaştı. Çım adim adım takip etmenin bir insanın hayaltınn yeni bir renk, yeni bir tat vere- ceğine kani olmuştu. Arkadaşına ait iki varlığı birnz sahipsiz gürüp uzaktan uzağa benimsedikten ve onlarla beraher geçecek bir hayal münasını hatırdan göçirdikten gonra Nihulin ve Demirin sörlerini ve halle- Tini Mehmet Aliden gizli tutamazdı. Tutacak oluma bunu #emumun hayrı için mi, yaksa kendi yabki hinlerile mi yaptığı- ni furkedemiyecek, vicdanı arzap çekecekti. İşte bunun için, Mehmet Al üzerindeki #İz ne olursa alsun ona hor şeyi olduğu gibi anlatmıya Hhülyaç duydu: — Kardeşim, dodi, xana beklemediğin ha- berler vereceğim. Sen ayrıklıktun bir, Iki Kün sonra Nihal geldi, beni buldu. Senin son Hefes aldığın yerlerde teneffüs etmek ihti- yacile İzmirden fırlamış, gelmiş. Ömrümde çok derin aelar, ölemler gördüni. Hiç bir İmsan runünda Nihalda gördüğüm yalda bir buşlanmıştır. — İsteyenlece — müfassal — tarifname — gönderilir. Lisesinin Orta kısmı yoktur.) iKkiNCi YAZAN: M.H.ZAL Beyoğlu Gecesi YUCA ÜLKÜ (İstanbul) ve ÜLKÜ (Uşak) LİSELERİ Kayıtlara (Uşak'taki Bugunun ve ) Yormm Romnm GELİZ Karsımlı ve acıya rüst gelmedim. Beni, te- neffüs ettiği hava gibi, içtiği mu gibi gür- miye alıştığı için ne kadar sevdiğini sen varken ölçememiş. Semizliğin ne kadar korkunç bir şey olduğunu, ancak sen ayrık- diktan sonra anlamış. Artık kendisi — için hayat imkânı yokmuş. Ancak senin yavru- mu büyütmek içim hayatı sürüklemeyi kar bul edebiliyormuş. Senin mektubunu alınca hayattan uzaklaşmıya karar vermiş. Sonra arkasından kara haber gelmiş. Demir için, onun vasıtasile senin batıranı ebedileştire- bilmek için yaşamıya zaruret duymuş. Dok- tor Fahir, kat'iyyen karşılaşmak istemedi- Bi yegüne adam, çünkü uzun bir hastalıktan zonza onunln karşılaşması, cinayetler işle- mesine, evini yıkmasma, oğlunun babasını öldürmesine yol açmış. Nihal, hareketinin münasını küçültmiyo çalışmıyar ve akkine olarak gözünde büyülüyor. Fakat bir, iki Kün içinde, kendi tabirince, binlerce sene yaşımış gibi imiş. Her şeyi tahlil etmiş, ölçmüş. Fahire yakınlık duymasını usun hastalığn ait neticelerden biri dlye sayıyor. Seninle karşılaşablimiş olsaydı bu hisden &n küçük bir iz kalmıyacağına kani... Hayatı- me, öski genç kızlik hülyalarına uygun bul- mamasına gelince bu nektayı şöylene izah odiyor: Elbise, süs, eğlence, pokar, briç için- ı ÜLKÜ Dünyada ikinci bir kasırga ko- punca Romanya — selâmeti yine kendine güvenmekte arıyamadı. Komşülarla kendi teşebbüsile he- sap görerek dahilen — kuvvetlen: mek yolunu da tutamadı. Hidi- selerin son hadde kadar ilerle- bekledi. Sonra telâş için- zan bu kuvr vetlilere yalvarazak ve yaranarak selâmete kavuşmağa çalıştı. Eğil- dikçe başına bindiler, yalvardık- ça ittiler. Viyanada hakem huzu- en küçük bir mükâfatını görmedi. İki bıçak yedi, iki ağır ameliyat geçirdi. Bu iki ame]ı)ılın sarsıntısı Ro- lar içinde bıraktı. karşısında Kral Ka- rol, dahili kuvvettenr — mahrum, istiktarsız bir siyasetin hesap pus- lasını ödedi. Bu hesap ldük- ten sonra da Romanyayı teskin etmek, yeni vaziyete — alıştırmak vazifesini General Antoncsku ü- zerine aldı. Yük ağırdır. Rumen milli bün. yesinde yeni vaziyete intıbak u- yandırmak, huzur ve âbengi etmek, çok güç bir iştir. Bizim karşıdan karşıya yapabileceğimiz şey, Romanyanın yeni devlet a- damına çok ağır vazifesinde mu- vaffakıyet dilemekten başka bir şey olamaz. Ahmet Emin YALMAN 'de geçen sathi hayat ruhunda boşluklar be- rakıyormuş. Bunların verdiği hoşmutsuzluk, hayatımım kıymetini ölçememesine, yol açı- yormuş. Asıl derde-ilâç arıyacak ve hayatı- ı faydalı bir hale koymuya çalışacak yerde her şeyi birbirine karıştırıp asıl saadetine kör olmuş. Şimdi derdi görüyor ve çare di- ye höyatını umumün — hayrıma vakfetmek istiyor. Buna vakit bulabilmek için Densiri gece mektebine koyacak, sonra ömrünü na- Sal faydalı bir hale keyacağını mraştıracak. Onun ağzından âdeta sönden işittiğim söz- leri işittim. Ruhlarmız arasında nükil bir tel vazmış gibi hir şey.. Demire gelince hiç sorma... “Yavracağın olgun bir adama mahsus vakarlı, derin te- essürü var. Kendinini habasız bırakan talle karşı açık bir isyan halindedir. Yanmın al- dım. Yakmdan tetkik etmek istedim. Cld- dön içim parçalandı. * Fazıl Gunları anlatırken, gözlerini arka- daşmın yüzünden ayırmıyordu. Mehmot Ali, yuvasına ait sarsatı karşısında hiç terod- düt etmemiş, obodi seyahate çıkmak kara- rınt vermişti. Şimdi b sarsınladan eser kal- madiğinı, aksine olarak sön kasırganın yep yeni ruhta bir Nihal yarattığını anlayınca ne yapacaktı? Bu kadar sevdiği yuvasına — koşmuyacak miydı? Nihalle Demir arasında daha güzel, | daha tatlı bir hayal kurmak fırsatına sa- | rılmıyacak miydi? Tuna çıkınca yumuşak başlılığının | RAŞİD RIZA TİYATROSU Halide Pişkin Beraber Bu akşam Büyükdere Aile Bahçesinde «KENDİSİNİN GÖLGESİ» Vodvil -4- Perde 5 Milyar Dolar | Tahsisat Vaşington, © (A.A.) — Dün mümessiller — meclisi, 2.250.000 kişilik bir ordunun techizi için 5 milyar dolara yalın bir tahsisat kabul etmiştir. - Bu tahsisa: Okyanus donanmasız ni gıyacak donanmaya ait gemilerin tezgâhlanmasını ve 14.394 harp tayyaresinin mübayaasını da der- piş eylemektedir. «AMERİKA. ALMANYA İLE SULH HALİNDE DEĞİLDİR» Nevyork, 6 (A.A.) — Reuleri «Nevyork - Post> gazetesi, İngil- |tereye terkedilmiş olan 50 tarı do muhribi hakkında mülalânlar yürüterek diyor ki: | — <Artık Almanya ile sulh halin- de olmadığımızı bir hakikat ola» rak kabul etmemiz icap eder. Eski zaman tarzında harp ha linde değiliz. Fakat buna tağ: men harp - halindeyiz. - Fikirler, servetler vasıtasile mücadele et tik ve ediyoruz.» «AMERİKANIN SİNGAPURA İHTİYACI VARDIR» Nevyork, 6 (A.A.) — Reuter: Nevyork Herald Tribune ga- zetesinin muhabiri tarafından Çin suları filosunun sabık başkuman- danı Yarnell'e sorulmuş bir sua- le, Yarnell, gu cevabı vermiştir: | — Birleşik Amerika ve İngiliz do- manmalarının artık — kuvvetlerini birleştirmelerini tavsiye ederim. Bu iki donanma Japonları ve na- zileri mağlüp edebilir. Fakat bir tecehhür vahim neticeler verebi- İlir. talebe kaz ina başlanmıştır. cektir. 1940 Küçük Cari Hesaplar , İkramiye Plânı (Devamı var) İSTİKLÂL LİSES MÜDÜRLÜĞÜNDEN : 1 — İik, orta ve lise kıtımlarına yatılı veya yatısız kız ve erkek - Kaki taleba eylölün on beşinci gününe kadar gerek mektup- İn, gerek mektebe haşvurarak kaydımı yenilemelidir. Eski talebenin eylülün on beşinden #dara yapacakları mürecaat kabul edilmiye- tiyenlere mektebdin kayıt şartlarını — bildiran — tarifname Adres: Şehzadebaşı Polis Karakolu arkası. Telefon: 22524 ma Yeni Kolej”e" İLK - ORTA - LİSE Taksimde Sıraselvilerde YENİ AÇIL Müdürü - Eski Şişli Torakki Direktörü: M. Ali Haşmet Kırca Hususiyetleri: YABANCI DİLLER ÖĞRETİMİNE geniş mikyasta ehemmiyet vermek, amıflarınt az mevcudla teşkil ederek talebesinin çalışma ve inkişafı, aıhhat ve inzibatile yakından alâkadar olmaktır. Mektebin denize nazır kalöriferli teneffüshane — ve jimnastikhanesi vardır. Her gün saat (9 ile 18) arasında kayıt ve kabul olunur. Telefon: 41150 Bahihdi ve Neşriyat Müdürü: Ahmet Emin YALMAN Basıldığı yer: VATAN MATBAASI ırsarese) © —S |— — e y zi v & |

Bu sayıdan diğer sayfalar: