11 Eylül 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 4

11 Eylül 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Son Haberler İngiliz Sefirinin Nutku Türklerle İngilizler Arasında İdeal İştirâki Şuradadır ki İki Millette de Hürriyete Karşı AynıHürmet Vardır İzmir, 10 (Telefonla) — İn- gilterenin Ankara büyük elçisi, bugün İzmir hafriyatını gezdik- ten sonra, kendisine Kadifekale- de Belediye — tarafından bir çay tiyafeti verilmiştir. Gece, Fuarda, İngiliz konsolo- »u tarafından şerefine verilen zi- yafette bir nutak söyliyen büyük elçi, harpten bahsederek: e— Teşekkür olunur ki etra- fınızda cereyan eden hâdiseler- den cesaretsizliğe kapılmıyorsu- muz. Cesaretsizlik —irkınızın ka- rakterinde yoktur.» dedi, fuarı- mizin genişlemesini tebrik etti. Sefir, sözlerine devamla şun- ları ilâve etmiştir: e— Fuara iştirakimiz daima artacaktır. Türkiye ile ticaretimi- zi arttırmak kaygumuz. harp ne- Bcesi değildir. Türkiyeye kargı Romanyada DiniCemaatler Kaldırıldı Sabık Dahiliye Nazırı Yakalândı Bükreş, 10 (A.A.) — Stefa- i ajansından: ansından: General Antonescu, — devletin Condottiere'i Unvanını alacaktır. Ekselâna ünvanı herkes için ilga edilmiştir. DİNİ CEMAATLER DÂGVEDİLDİ Bükreş, |0 (AA) — D. N. B. : Diyanet işleri nezaretinin bir kararnamesi mucibince, şimdiye kadar tanınmış olan baptistesler de dahil olmak üzere, bütün dini cemaaller lâğvedilmiştir. Bade- mâ tanımacak olan cemaatler yanlardır: Rum Ortodoks kilisesi, Rum Katolik kilimesi, Lütherienne kilisesi, Protestan kilisesi, Roma mezhebindeki Katolik — kilisesi, Rum - Katolik kilisesi, Ruthen ve Ermeni kilisesi, Macar, Rum, Er- meni ve Müslüman cemaatleri, Lâğvedilen cemantlere ait top- lantı binaları ile sair emlâk istim- lâk edilecektir. Tanınmış olan bir mezhebe ihtidalarına kadar bu cemaatlere mensup kimseler, hiçbir dine mensup olmamış gi- bi telâkki edileceklerdir. Musevi cemaati tanınmış olan cemaatlere dahil olmamakla be- raber, mevcudiyeti hakiki olan bir cemaat olarak telâkki edile- rek, teşkilâtı bilâhare — yapılacak tanzimata tâbi tutulmuştur. ESKİ DA! YAKALANDI Bükreş, 10 (A.A.) — Stefani ajansından: Sabık Dahiliye Nazırı ve eski Kral Carol'ün en sadık adamla- vından General Gabriel Marines- cu, Yugoslavyaya kaçmak üzere iken demirmuhafız lejyonerlerin- den hir grup tarafından tevkif e- dilmiştir. General, mevkuf ala- rak devlet zabıtasına teslim olun- muştur. İticari ve mali siyasetimiz uzun vüdeli bir siyasettir. Bunu siste- matik şekilde arttırmak armimiz- dir. Türkiyeye satışlarımızı, Tür- kiyeden mübayaalımızı, arttıra- cağı Düşmanlarımızla — hayat memat — mücadelesi — yaptığımız anda bile buna ç: oruz, Tak- dir edersiniz ki n mevcur yetimizi harbe hasre meceburuz. Yalnız bizim değil, dünyanın mu- kadderatı, hürriyeti, saadeti, şe- | İrefi, hep, mücadelemizin netice- | sine bağlıdır. İ Hissediyoruz kü, Türkler ile | İngilizler arasında d! ideal iştiraki vardır. Mertliğe, — şerefe, kahramanlığa, — hilrriyete, haki- kate, adâlete karşı ayni hürmet vardır.» Belediye reisi, sefirin nutkuna cevap vermiştir. Bulgaristan Mihvercilere Minnettarmış Başvekil Filov Bögyle Söylüyor Sofya, 10 (A-A.) — Bulgar ajansı bildiriyor: Bulgar Başvekili Profesör Fi- lov, dün akşam, basın mümessil- leri önünde beyanatta bulunarak, Bulgaristan ile Ro- manya arasında aktedilen anlaş- manın hükümlerini izah etmiştir. Bulgar harici siyaseti, demiş- tir, daima tâdilci olmuş, fakat tâdili sulhçü vamtalarla elde et- meğe çalışınıştır. Bu bakımdan, Romanyanin ve Bulgaristanın serbest muvafakati ile Craivoda akdolunan anlaşma, bu iki mem- leket arasında iyi komşuluk mü- nasebetlerinin tesisine ve cenubu şarkide sulhün tarsinine yardım etmektedir. Başvekil, bundan sonra, Dob- rTuca meselesinin hallinde Alman- ya ve İtalyanın — kıymetli yardı- mından dolayı, bu iki memlekete Bulgaristanın minnettarlığını bir kere daha tebarüz ettirmiştir. 'A.lmanl&r Banat,,e Muhtariyet İstiyorlar (Başı birincide) sini ekonomi bakımından kontrol edebilir. Bu mıntakadaki Alman ekalliyeti, aylardanberi muhtari- yet istemektedir. Banat meselesi, gittikçe daha ziyade Südet meselesine benze- mektedir. Bu —meseleni Orta Avrupanın en hayati — meselesi haline gelmeşi mümkündür. Bu zahire ambarına, bu stratejik a- nahtara ihtiyacı olan Almanya, bizzat kendisinin verdiği garan- bu mıntakada ihlâl edebilir. Crajova'da | detle bombardımân İngiliz Tebliği Manş limanları Eevvelki Gece Sabaha Kadar Dövüldü Ostend Doklarında Çıkan Yangın 10 Kilometrelik Bir Sahayı Kaplıyordu Loadra, 10 (AKA) — H retinin istihdarat servisi bildiriyor: Manştaki Fransız ve Belçika li- manlarında toplanmış tüocar gemi- leri, €vvelsi gece sabaha kadar gid- edilmişlerdir. Östende üzerindeki akın saat 21 den €vvel başlıyarak dördü otuz geçeye kadar devam etmiştir. Leopöld ha- vuzunun üzerinde ve etrafında bom- baların İnfilâk ettikleri — görülmüş- tür. Diğer bir tayyare fiotillüsi dok- Jardaki bir mavna kafilesini bombar- diman etmiştir. Hedefe yakm ma- hallede birçok yangınlar çıkmış- tır. Yeni tazyik havuzuna isabetler olmuş, diğer bir hücum esnasında havumun civarında yangın — çıktığı görülmüştür. Ostende doklarındaki yangırlardan birisinin, ön kilometre kadar uzunlukta bir sahayı kapla- dağı tahmin edilmektedir. Rıhtıma bağiı bir vapurun — bom- bardımanını müteakip o kadar şid- detli bir iafilâk husule gelmiştir ki, dört bin metreden uçmakta olan bir tayyare sarsılmıştır. Deş — llmanın mühim noktalariyle birkaç rıhtıma isabetler vâki olmuştur. Diğer - bir tayyare iç llmanlar üzerinde üç isa- bet kaydetmiştir. Calais imanmın dokları da dün sabah şafakla — bambardrman — edil- Mmiştir. BERLİNE HÜCUMLAR GİT. TİKÇE ARTTIRILACAKMIŞ Landra, 10 (ALA.) Londra rer- ml mahfillerinde, Berlin bambardı- manları hakkında şöyle denilmek- tedir. Geçon cumartesi, Berlin, — tarihin €n şiddetli hombardımanına maruz kalmıştır. Önümüzdeki haftalar, ö- zümüzdeki aylar içinde, Ajman hüke met merkezinin İngiliz hava kuvvet» leri tarafından — bombardımanları, şiğdetini gittikçe arttıracak, — geçen cumartesi hücumunun — şiddelinder gok daha yükseğe çıkacaktır. Rumen Kralı Babasına Yapılan hücumdan müteessir (Başı birincide) Kraliçe Helene'in zamanında sa- rayda bulunan kimseler gelecek günlerde saraya yeniden getiri- Teceklerdir. Sabık Kral Karol'e karşı yapılan şiddetli höcumlar, Kral Mihai ile Kraliçe Helene'i mütecesir etmiştir. Kraliçe Helene'in — yakınında bulunanlardan öğrenildiğine gö- re, Kraliçe, dün General Anto- mescu'ya telefon ederek, Bükre- şe gelmeden evvel sabık zevcine karşı yapılan hücumların durdu- rulmasını rica etmiştir. © Neza- | Gi VATAN BİR DAHA UNUTMIYACAĞIMIZ DERS (Başı birincide) yatları tamamile durmuştur. F kat Fransa ve Romanya gibi yasi hayatın olan memlekstlerde hep ayai manzarayı görüyoruz: Bugün iş başında bulunanların dün iş ba- şında bulunanlardan hesap sor- ması, uzun boylu tevkifler, mu- hakemeler... Asıl millt derdi dü- şünmek, onun teessürünü duymak hatıra bile gelmiyor. Millt felâ- kete sebep olan sen ben kavga- ları, sandalye endişeleri yeni bir şekilde devam ediyor. gidiyor. General de Gaülle, Vichy'de bu- lunanlara Londradan bağırıyor: in de sıranız gelecek. Bugün hâkim mevkünde olanları yarın mahküm mevkinde göreceğiz.» Fakat neye — yarıya- evdeki hastalık elbirliği le tedavi edilecek yerde ev halkı- nin: <«Bu hastalıktan sen mesul- sün, ben mesulüm> diye birbiri- ne girmesi gibi bir şey... İngiliz. mukavemeti de ayni meseleye dokunuyor. Alman ha- va hücumları günden güne şid- detleniyor. Eskiden bir haftada verilen sivil zayiatınm evvelki gün bir tek günde verildiğini gör- dük, Fakat milyonlarca — insanın dirsek dirseğe bir arada yaşadığı | Londra gibi bir sahada şu kadar üz, şu kadar bin in hava hücumu neticesinde ölmesi ne- dir? Hücumun giddetine göre zayiatın çokluğu değil, azlığı dik- kati celbetmeğe Jâyıktır. Demek ki korunma tedbirleri kuvvetli, balk vrüllere iyice uyuyor ve hü- cumların tesiri mahdut... Fakat bu hücumlar neticesin- de halkın mukavemeti — kırıldığı ve siniri bozulduğu saniyede her ey bitmiştir. O zaman İngiliz ha- va kuvvetleri, İngiliz donanması, İngiliz ordusu, tıpkı Fransızların yaplığı gibi düşmana teslim olur, gider. Demek ki İngiltereyi asıl koruyan kuvvet ve istiklâlini se- ven her memleketi koruyacak yegâne 'kuvvet, bütün halkın bir- den beka azmi ve sinir mukave- metidir. Dünyanın bu âsâyişsiz halinde asker, sivil diye bir fark hatıra getirmek bile yanlıştır. Kadın, erkek, ihti millet kendini memleketin müda- faa kuvvetinin bir parçası, milli mükayemet ruhunun bir deşi saymalıdır. Bütün fertleri birbi: ne bir tek emelle, bir tek azimle perçinlenen, hâdiseleri gözü açık bekliyen ve istiklâli namına her türlü ihtimalleri iptidadan sonu- na kadar göze alan bir milleti yı- kacak maddi h yoktur. Ahmet Emin YALMAN ZT SPTAADN NUT VATAN Hariç için 2700 Kr. 1410 Er. 800 Kr. Türkiye için 1400 Kr. 150 Kr. 400 Kr. 150 Kr. ABÖNE? Senelik Alti aylık — « Üç aylık Bir aylık —« —, eraPalas Oteli Müstahdem Arıyor Oteline tecrübeli kalıntılarına sahip | Çöcuk, bütün bir" 11 -8 . 4G0— —— ı 12 Eylâül Yarınlkdi Perşembe Akşamı Saat Üçe Kadar Şehir Eğlenceleri - İstanbul Gecesi C. H. P, Eminönü Halkevi Sosyal yardım Şubesi adına ; Yenikapı Hamiyet YYüceses - Çakır Gazinosunda Bestekâr Tanburi Selâhaddin Pınar, Kemani Nobar Tekyay ve Arkadaşları - Karadeniz Oyun ve Havaları. NAŞİ ve Arkadaşları Tarafından Kahkahalı Komedi - Büyük Varyeto-Cambaz ve Akrobatik-Mehtap ve Fişenk Eğlenceleri Dubuliyo Yoktur. Bayan HAMİYET Bolvüdeki Seansında Bulunacaktır. Telefon : 80547 zi TŞİŞLİ TERAKKİ LİSESİ Könderilir. Ekmek Meselesi (Başı birincide) tiyacını tamamen kurşılaması yukü- mdaki noktalnazarımızın açık bir is- batidir. Buğünkü sabah gazetelerinden bi- rizinin başmakalesinde geçen günkü beyanatımın umumi mahiyette öldu- Bunu ifada ederek — belediyode fırın- Cılâara un tevzi listesini tertip eden- leri de mutistimal şüphesi altına koy- | maktadır. Beyanatımda — kat'iyyen böyle bir telmih olmadığı gibl bele- diyenin bu işleri mürakabeye memur dairesinin dar teşkilâtile âzami gay- retini sarfetmekte olduğunu gördüm. Harp vaziyeti ve nakliye işlerinin İ bugünkü şartları dahilinde vatandaş- | lar günlük tedarik edilen — opyaları- nm mübayaasını, stok yapmak gi yesile birdenbire tezyit ettikleri tak- |dirde, bumun ant bir buhran —doğur- mazr gayet tabildir. Vatandaşları yörsiz telâşa düşür- mekten içtinap etmeyt bir vazile bil- meliyiz. |— Avrupa kıtasındaki memleketleri Ünemen heman ker istillak eşyi İ gayet mahdut miktarda va vesika ile temin etmiye çalıştığı bir. devirde bol bir mahsul idrak etmiş — olan | memleketimizin bir açlık ve kıllık tehlikesine maruz bulunduğunu bir an düşünmiye dahi mahal yoktur. Toprak ofisi bir heyeti vekile ka- rarile teslime memur olduğu —mik- tarda buğdayı günü gününe ve hat tâ birkaç günlük ihtiyatile teslim etmiş ve vazifesini yapmıştır. Hazi- ne zararımın mevzuu bahsolduğu yer- de istenildiği anda - toprak - öfisinin tevzle memür olduğu. buğdayı bir anda ve kandi kondine tezyit etmek salâkiyetine malik olmadığı meydan- İdadır. Yakın zamanda tamamlanacak tet 4 kikat neticetinde İatanbul —şehrinin hakiki ihtiyner tesbit olunarak bu | miktar buğday verilmiye başlana- caktır.. Bu arada İstanbul — şehrinin müzmin ekmek derdinin halledilmi:- ye muhtaç noktalarr da ha'ledilmiye çalışılacaktır.> YENİ NMEŞRİYAT DEKAMERON HİKÂYELERİ Dördüncü broşürü de, yine iyi kü | atir ve üç renkli bir kapakla resimli (olarak nefis bir şekilde intişar et- miştir. müstahdeme ihtiyaç vardır. Talip olanların bir hafta zarfında otele ber gün öğleden sonra *Ai Daha hafif lâflara geçelim. Süyleyiniz ba- kalım, Mehmet Ali: Bir saniye için ahretin Kapınına kadar geldiniz. Orada neler gör- dünüz ? — Eğer hafif tarafımdan cevap vermemi bekliyorsanız size Nasreddin hocayı hatır. Tatacağım. Nasreddin hoca ahret yolanun masıl bir şey olduğuma defalarla merak et- miş. Bir, fki defa ölüm ayunu oynamış. Bir defasında mezar kıyafetile ortaya çıkmeca mozartıktaki fİncancı katırlarını ürkütmüş, dayak yemiş, köyüne döndüğü zaman ah- relten sual soranlara: «Fincancı katırları M Ürkütmezseniz hiç mesele yok. Ortalık süt llman.... Demiş. Diğer bir defasında da cenazeyi taşıyanlar yolu şaşırmışlar. Na- reddin. hoca tabuttar — haşımı — kaldırmış: «Ben sağ iken şu yoldan gilerdim.» demlş. Bönim de Nasroddim hocadan faria ahret havadisim yok , Görüyorsunuz ya, bizim helk ahret yolunu öyle dağdağalı bir yol görmüyor. Ölümü bol bol lâtife mevzuu ya- pıyar. — Hep dediğime varıyor: Ölüm karşısın- da dalma küvvetli ve üstün kalan bir mil- kot.. Fakat madem bana ahret / havadisi yeremiyorsunuz, benimle beraber yarm ak- şam bir ziyafete geleceksiniz. Ahretten ge- den bir adamın insanların zavkterini ve eğ- Yencelorini ne güzle gördüğüne çak merak ediyorum. Bu ziyafeti hir Türk dastum be- mlm için veriyor. Kalabalık olacak, büfe- den yenccek, içilecek. Bans yeni — içtimsi iKİNC YAZAN: M.H.ZAL hayattan bir nümune göztermek İstiyorlar. İki arkadaşımı pekâlâ horaber alabilirim. — Benlm için doğru olur mü, bilmem... Hem de hiç içimden gelmiyor. — Çok yanılıyorsunuz. Anadoluya çık- mazdan evvel bu hayatla bir defa karşılaş. Mak sizin için iyi bir ilham membar olahi- flir, Mutlaka geleceksiniz, her şeyi yeni güz- lerinizle göreceksiniz. Ve ne gördüğünüzü bana anlatacaksınız. Mister - Hayotin tııııdıı kartulmak mümktün olmadı. Ertesi akşam Amerikalı diplomat, Fazılla Mehmet Aliyi beraberinde sürükledi. Hayet, Mehmet Alinin yeni ndını unutmamak ve şaşırmamak İçin uzun baylu dâman yapmıştı. Defalarla kendi kendine: — Dostum Mehmet Latfi, size , dostum Mehmet Lütfiyi takdim edeyim. Diye tekrar etmiş, durmuştu. Gittikleri geniş. güzel apartımanda yirmi beşten fazla davetli İle karşdaştılar. Bunlur arasında Fazdın tanıdıkları çoktu. Mehmet Ali uzun seneler Samsunda ve İzmirde ya- şadığı için İstaabuldaki tanıdıkları sayılı Mi Fazıl kendistai, sennleree - Amerikada yaşıyan, birdenbire çekagelen kardeşi diye herkese tanıttı. we —Bugünün ve Yarının Romanı Mütareke günlerinde yurttan ayrılan, 6 Künlerdenberi memleketin geçirdiği büyük değişiklikleri ük defa olazak gören bir Türk... Memlekoti nasal bulduğuna — berkes merak etti. Mehmet Aliye sağdan — soldan sualler soruldu. Fakat alâka sürekli olmadı. Mister Hayetle görüşme, tanışma da uzun Sürmedi. Dünyanın — haline, Amerikanın karbe girip girmiyeceğine dalr bası sualler soruldu, münakaşalar odildi. Fakat — hepsi beş, on dakika içinde.. Davetiilerde bir sa- bırsızlik verdı. Çoğu yerinde duramıyordu. Sebehi pek çabuk anlaşıldı. Yavaş Yavaş büyük bir kısını davetliler takrm takım ko- Buşma gruplarından ayrıldılar ve briç ma- salarının etrafında yer aldılar, Bir taraf- tan da bir bezik masası kuruldu. Yalnız üç arkadaşla ev sahibi, bir de genç karı koca eyun harfel kakdılar. ÂAZ zaman içinde oyunun afyonu kafala- vi sardı. Sigara dumanı içinde hriç Hisanile komuşmalar, çarpışmalar, bazan kıa, bu- zan kırgınca münakaşalar devam ediyordu. Ne dünyayı doklurabilecik sayısız konuş- ma mevzuturmım, ve büfedeki usta elinden gıkmış yiyecoklerin, we içkilerin, ne de ka- din güzellik ve zarafetinin bu oyumcular için münası ve cazibesi katmamıştı. Bütün » heyocanları ellerindeki oyun küğıtları Üze- — Hem oynamıyorum. Hem de oynıyan- Jar hosabına isyan - ediyorum. — Baksanıza, gözleri başka bir şey görmüyor. Bunların Hepsi meslek sahihi, olddi, âkir başında &- dazlar... Fakat akşam olup da kâğıt gördü- der mi, elleri titremtye Dbaşlıyor. İçkinin Basretini duyan akşamıcılardan farkları kal- mıyor. Mister (Hayet), kıytmetli bir Sakman bil- kosuna benziyen güzal hanıma döndü: — Ya siz hanımefendi? — Ben oyun nedir hilmiyordum. Birkaç senedir kumkan dedikleri bir oyuna dadan- dım. Fakat haftada hir defa... İkinci, üçün. €Ü defa oynarsam Üstüme hir afyon ağırlı- İt gçöküyer, taze hayat zevklerimi kaybel. mekten korkuyorum. Benim zevklerim açık havada... Yüzme, yürtüyüş, völibal... — Afyon dediniz de zihnim aydınlandı. Bu manrarayı neye benzeteceğimi arıyor. dum: Çinde gördüğüm afyon yerleri... Ruhu bu kadar dumanlatan oyun afyonunun mad- di afyondan farki ne? Oyunun her nevi ço- cuklar kadar büyükler için de yamek içmek kadar bir ihtiyaçtır. Fakat iş, miktar me- selesinde ve çeşilte.. (Devamı var) ——— ——— eee eee eee aamama — A a— getdir Bt İstanbul Fiyat Murakabe Komisyonundan: fabrikalarile ANA - İLK - ORTA - LİSE, Yabancı dillere bilbassa itina odilir. Tedris va terbiyesindeki ciddiyet devlet imtihanları neticelerila sahittir. 1 — Tealebo kaydı, her gün saat 9-18 e kadar Halil Rifat Paşa konuğruda yapdır. 2 — Arzu edenlere moktabin mufassal talimatmamesi posta ile 3 — Kayıt için velilerin birzat mektebe gelmeleri gerektir. Nişantaşı - Rumeli ve Çınar Caddelerinde ma Yeni Kolej”z" İLK-ORTA -LİSE Taksimde Sırasolviler86- YENİ AÇILDI Müdürü - Eski Şişli Terakki Direktörü: M. Ali Haşmet Kırca Hususiyetleri: YABANCI DİLLER ÖĞRETİMİNE geniş mikyasta ehemmiyet vermek, sınıflarımı az mevcudla teşkii ederek talebesinin çalışma ve inkişafı, sıhhat ve inzibatile yakından alâkadar olmaktır. Mektebin denize nazır kalöriferli teneffüshane ve jimnastikhanesi vardır. Her gün saat (0 ile 18) arasında kayıt ve kabul olunur. Telefon: 41160 'Devlet Demiryolları İlânları Muhammen bedeli 975 lira olan vagon dezenfekte etmek için kullar nIRcak olan (1300) kilo Krealin, Formolin, Neolikrol ve emsali (26/9/ 1040) perşembe günt saat (10.30) on buçukta Haydarpaşada Gar binasi aahilindeki komisyon tarafından açık eksiltme usulile satm almacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin (73) lira (13) kuruşluk muvakkat temi- nat ve kanunun tayin ettiği vesaikle birlikte eksiltme günü saatine ka- dar koraleyona müracaatları Jazımdır. Bu işe ait şartnameler komlsyondan parasız olarak dağıtılmakta- | | | | dir. «B308> İstanbul Vakıflar Direktörlüğü İlânları Kiymeti — Pey parası Lira Ki — Lira Er. 80 00 6 00 Eukaa Fatihte Fevzipaşa caddesinde Altay eamiinde mevsut enkazı 13/0/040 cuma günü aat 11 de mahallinde müzayedel aleniye suretde satlacaktır. İsteklilerin mezkür aaatte mahallinde bulunmaları. (8546) Ziraat Vekâletinden : Ziraat Vekâleti Veteriner İşleri Umum Müdürlüğü ihtiyası için 35 adek seyyar koruma ve todavi banyosu açık eksiltme usuliyle satın alı- nacaktır. Eksülttme 26/9/040 tarihine müsadif Perşembe günü asat 15 de Zirnat Vekâleti binası içinde toplanacak satmalma Komisyonunda yapılacaktır. Banyoların beherinin muhammen bedeli 145 lira umumunun fiyatı 50Tö lira ve muvakkat teminat miktarı 280 ltra 63 kuruştur. Banyolara ait şartname ve plân levazım Müdürtüğünde mevcut olup parasız olarak verilir. — (8230) — (5289) İstanbul, Belediyesi İlânları Kabataş tramvay caddesi ila Kara abali caddesi arasındaki merdiverili sakak — yolu- mun inşası. Çubuklu köşkünde yaptırılacak — dam, sıva, kiremit, pencere ve kapı tâmiri. Bakırköy - Kazlçeşme yolunun mafal€ ta- miratı. Keşif bedellerile ilk tamtnat miktarları yukarıda yazılı ingaat ve tâmirat işleri ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif ve şartna» meler zabıt ve müamelât müdürlüğü kaleminde görülecektir. İhale 26/0/9040 Perşenbe günü aaat 14 de Deaimi Encümende yapılacaktır. Ta- ırplcmuxmmmhmvmmıupnnmm—nm evvel (Bakırköy - Kazlıçeşme yolu için Nafıa ve diğer işler için Fen İşleri Müdürlüğüne) müracsatla alacakları fennt ehliyet ve 940 yılma ait Ticaret odusı vesikalarlle ihale günü muayyan saatte Datmi Encü- mende bulunmaları. (8552) 72156 ği « Çatalca istasyon yolu üzerindeki ahşap köprünün tamiri, MO0O nu- Maralı kanunun 48 nor maddesinin B fıkrasına tevfikan pazarlıkla yap- tırrlacaktır. Koşif bedeli 915 lira 96 kuruş teminatı 187 lira 40 kuruş- tur. Keşif ve şartname zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde gö- Tülecektir. İhale 16/9/M40 Pazartesi günü &aat 14 de Datmi Encümen- de yapılacaktır. Taliplerin teminat makbuz veya mektupları, Nafra Mü- dürlüğüne müracaatla alscakları fenni ehliyet ve M0 yılıma ait tcaret odası vesikalarile ihale günü musyyen saatte Dalmi Encümende bur Tunmaları. (8068) 15 numaralı ilân — Çivi ithalâtçı - ve toptancılarının ellerinde bultman çivileri numaralarına göre birer beyanname ile 10 temmuz 1940 gününe kadar bildirmeleri komâtyonumuzun & numara'ı ilânmda zikredilmişti O tarihtenberi ellerindeki çivileri kısmen — veya tamamen satmış olanların kimlere hangi tarihte ve ne miktarda sattık- larmı ve şimdiki halde ellerinde ne kadar çivi kalmış olduğunu — ikinci bir beyanname ile 16 Eylül 1940 Pazartesi gününe kadar mıntaka Ti- Caret: müdürlüğtüne bildirmeleri, 2€ numaral: Msllt Korunma Kararnamecinin altınet maddesine isti- neden ilân olunur. 16 numarnlı ilân: Gümrüklerde bulunan 28 bin çuval kahve piyasa yü * Kahvenin muamele vergisinden müstema tutulması do layımile 3 numaralt kahve için yeniden tesbit edilmiş olan satış fiyatları aşağıda gösterilmiştir: Çiğ kahve yarı toptancı eZahirecir — 136 Kuruş Çiğ kahve perakendeci 145 Kuruş Kavrulmuş ve öğütülmüş perakende 180 Kuruş (544) Bahibi ve Neşriyat Müdürü: Ahmet Emin YALMAN Basıldığı yer:ı VATAN MATBAASI "

Bu sayıdan diğer sayfalar: