30 Eylül 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3

30 Eylül 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B ——— 30-9.940 İCMAL Fener-Galatasaray Dün 1-1 Berabere Kaldılar SİYASI Mihver - Japon İttifakında Sovyet Matbuatı ihvercilerin — Japonlarla e akdettikleri ittifakın Sov- lsyada nasıl bir tesir yap- henüz belli olmadı. Sovyet | i © husustaki kanaatle- | aha ifaş etmediler. İhtimal Shdan sonra da hakiki fikirle- Reşretmiyeceklerdir. ba Mamafih, — Sovyet Rusyada | İttifak için ne düşünülebile- Japon - Mihver yaklaş- Masının, bidayetini hatırlarsak, MAğı yukarı bulabiliriz. Antikomintem pakt namma Dilelce bir anlaşma yapmış olan Sikvercilerle onlar, — son Yel - Alman yüzünden Yekdiğerine bitaraf bir vaziyet ardı dğ“îünkn ittifakın ismi ve he- ahi değişmiş görünüyor. Fakat itim değişikliğinin Japonlara n getasta ve mânada büyük Yapacağını zannetmiyoruz. Japonların — Aksayişarktaki eketlerine engel — olabilecek Milletlerin başında Amerikalıla- v _:vıuı pek doğru olmasa ge- yeleri Çin- >hun başındaki Şang-Kai-Chek'e Üinerikal, ze DK öynal 3ö &iler müzaheret göstermişler- *. Çin piyasasının Japon nüfu- tına girmesi Amerikalıları İ yi tehlikeden fazla ik- di tehlikeye sürükler. Hab Ki Sovyetler için vaziyet ak- belt. Japonlar ayrıca Sovyet i"liminden, dahili vaziyetleri ba- Sıimından kuşkulanıyorlar. Geçen sene Mançuko hudüt masını ne kadar zoraki im- Faladıkları malümdur. Bu vaziyette Almanya, Ja« r—lııl. yaptığı ittifakın İngiliz. Stden başkasını istihdaf etme- i istediği kadar iddia etsin. Bu iye Sovyetleri samimi surette Mandıracağı şüphelidir. Çin - Japon harbi inde yapacağı tesir dola- Şöile bündan sonra Çinlilere Vefa - Topkapı, Süleymaniye - İ. Spor da Berabere (Başı birinckle) sahaya çıktıkları vakit Fenerbah- çenin en mühim iki oyuncusu Fik- ret ve Melihten mahrum olduğu, Galatasaray takımında da bir haf tadanberi Mısır seyahati hâdise- sinden werilen ve bilâhare tâdil edilen boykot kararından dolayı gündelik gazetelerde ismi üzerin- de münakaşalar yapılan Baduri- nin yer aldığı görüldü. Fakat ©- yunun tarzı cereyanı Bödüriyi idi. genç hakemlerimizden idaresi altındaki bu 0- yunda takımlar karşılıklı olarak ga şekillerle dizildiler: Fenerbahçe: Cihat - Muzaffer, - Ömrer, Esat, Lebip - Fik: ret, Naci, Yaş Niyazi, Basri. Galatasaray: Osman - Faruk, Salim - Musa, Enver, Eşfak - Ce- mil, Salâhattin, Gündüz, Boduri, Sarafim. Ş İlk Akın Oyun. Fenerbahçenin hücumi- İe başladı. Ve bu hücum Galata- saray f kadar dayan- dı. Daha ilk dakikadan çok seri bir oyun seyretmeğe başladık. Ve Fenerbahçeliler birbirini takip e- den hücumlarla Galatasaray ka- Jesini tehdide başladılar. İki açık- lar vasıtasile çok seri bir şekilde yapılan inişler Galatı dafnası tarafından güçlükle uzal laştırılıyordu. Fenerlilerin bu ba: kısı yapıları tahminleri, Galatasa- raylıların kanaatlerini altüst ede- cek şekilde idi. Dakikalar ilerle- dikçe Fenerlilerip daha ağır ba: tıkları görüldü. Ve bu arada ik üç gol fırsatı da kaçtı. Bu hâki- miyet devrenin sonuna kadar de- vam etti. Fenerbahçelilerin bu devrede güzel oyunlarına rağmen gol çıkaramamalarını talisizlikleri pe de hamletmek icap eder, Fe- nerbahçe muavin hattı Galatasa- ray muhacimlerini iyi marke etti. Ve sarı kızmızılıların ,muhacim- ri Fener kalesine tehlikeli ola- leri cak hiçbir hücum yapamadılar ve ! devre de O . O böraberlikle neti- KaPilacak yardımın deniz yo- “ndan fazla kara yolundan gel- Tesi icap etmektedir. közüne kadar Çinliler için İevkalâde müsait bir ithalât mer- 5 olarak kullanılan — Fransa mendi . Çini'si Japon kontrolü- * girmiştir. Amerikan — sevki- Hat için istifade edilen © kıta el- 'en çıkınca, Çinin denizden it- halâtı birkaç İakele ve İlimana * eder. Oraları da bundan :Gıııı için daha cezri bir kon- l tâbi tutulacağı muhakkak- KüğEmumi vaziyete bakılınca, hitli Çin hükümetine müzahir o- an Sovyetlerin kara yolundan Mal göndermeleri tabil bir zaru- Vet halini alacaktır. Bu takdirde t Japon . Mihverci ittifakının Hmerikadan evvel Sovyet Rus- İyarak başlandı. Fenerbahçe ıılıı); (a Tera Vilk - Gi beratirr| |bahçe lehine bir celendi, İlkinci Di İkinci devreye de yine canlı o- e muhakkak netice dıl emarlüiyen hücumda idi. KA5' GA ikada Fener- ik oldu. Bas: ri. bunu güle çevirerek takımına ilk golü kazandırdı. Bu gol ümi: siz Fenerbahçelileri sevinçten çık- dırtmıştı. Ve sağ tribün dakika- larca alkıştan inledi. Fenerbahçe- nin hâkimiyeti devrenin 25 inci dakikasına kadar devam etti. Bundan sonra oyunda başladı. Hücumlar karşılıklı olu- yordu. 26 nci dakikada Galatasaray- hılar Fener kalesine doğru indi- Jer. Musa 18 pas çizgisi haricin- den kaleye bir güt çekti. Önü ka- palı bulunan Cihat, z YÜ için Nihayet 16 nci dal Kada akisler yapması beklene- İ Ş A, Medi, top köşeden kaleye girerek Doktor Diyor kl: DB'OfE Ufak yaralanmalara — uğriyan Pürmak uclarında, — mikropların Yaptığı cerahatir Utihaplardan iba- Fet olan (dolamalar), her gün bir Sok kişilerin başına gelen Arızalar- Sür. Hele nakış, dikiş, örgü tarzım faki el işlerile uğraşan bayanların Tartlak uçlarmda her zaman Dü Utühaplara rastlamak müm- Kündür. İğne, şiş, makas.. gibi âletlerin Pürmak uçlarında kaza esteri ola- Tak, ufacık, belli belirsiz yaralar ACtnası, o yaralardan cerahat mik- Hin İçeriye girip — aagınlık & etmelerine sebep olur. Par- Mak ucunda evvelâ ufak bir ağrı, *Otra kurmuzılık ve şişlik başgös- İsrir. Bu ağrının, bazı defa, pek TİYade şiddetlenerek hastaya uyku işutmadığı ve rahat vermediği bi Yardır, Bir mikidet sonra, yavaş yavaş Pazmak ucunda bir cerahat kütlesi Teşekkül eder, Bu itihap çok defa İr, derinlere İşlememiştir. O İŞ Zaten bazit ve çabuk ge- Yi olur. Pakat yara ve cerahat derinlere kadar nüfuz edip pormak Kömlklerini mütecssir edecek olur- 0 vakit dolamanın yapacağı tah- Tbat daha elddi. sayılır. Çünkü SÜMAk kamillerinin hu Hühaptan AMA 'dolayı harap elması ve çürtümesi Ahtimali vardır. Ufak bir kemiğin gürümesi ise bir parmağın sakat Kalmasına sebep olabilir. Bundan başka, parınak ucunda bile olsa, doluma cerahatlı bir iti. haptır. Orada azgınlaşan mikrop- ların, vücudün zayıf ve mükave. metsiz bir anmmda, bütün — vücude yayılıp kanı zebirlemeleri Üntimali varit olabilir ki, bu takdirde ufak bir ârrza büyümüş ve tehlikeli bir Safhaya girmiş olur. Dolumalardan kurtulmak için en iyi çare, iş gö. rürken parmakları yaralanmaktan korumak ve dalma dikkatli olmak. tır. Bunu rağımcn parmakların bi. rinde şüpheli bir ağrı ve kırmızılık başlarsa, vakit geçirmeden, ispirto, alkel ile pansuman yapmalıdır.Gün de iki üç defa alkole batırılmış te- miz gaz bezlerini pazınağın ucuna sarıp bağlamakla iltihabı geriletip söndürmiye muvaffak olmak, ek- seriya mümkündür. Bu pansuma- a dovam edildiği halde geçmiyen ve şişip cerahat yapan dolamalar da derhal bir daktora başvurup ab- seyi açtırmak, bir an evvel ağrı- dan, sıkıntıdan ve tehlikeden kur- talmak zım - gelir. tevazün | topu göre- | Galatasaray müdafii Faruk topu Kafa İle uzaklaştırıyor beraberlik temin edilmiş — oldu. Bu beraberlik oyunu daha heye- canlı bir şekle soktu. Fakat neti- ce değişmeden bu mühim maç da D - | beraberlikle sona erdi. Nasıl Oynadılar? Dün Fenerbahçeliler bilhassa birinci devrede çok güzel ve çok canlı bir oyun oynadılar. Melih ve Fikretten —mahrumiyete rağ- men çıkardıkları oyun Fenerbah- gelileri olduğu kadar Galatasa- raylıları da şaşırttı. Bilhassa mu- avin hattı Galatasaray muhacim hattını felce uğrattı. Hücum hat- tı da vazifesini tamamile yaptı. Gal ray müdafaası Fenerbah- çe hücum hattının güzel oyunu Ö- nünde muvalfak — oldu — sayılır. Çünkü sarı lâcivertlilerin birinci devredeki hücumlarını uzaklaştır- mak yükü hakikaten büyüktü. Mu avin hattı vasat bir oyun oynadı. Muhacim hattında ikinci devre- nin 35 jinej dakikasından sonra Cündüz müstesna, diğerleri için muvaffak oldu denemez. Galata- sarayın bir daha Fenerbahçeyi bu |kadar zayıf bir kadro ile yakalır yamıyacağını da (lâve etmek lâ- Kemal zımdır. M. Vefa - Tugkapı da Barabera Fanarbahçe stadında büyük maç- tılar, Şazi Tezcanınm idaresindeki bu. oyun Yaştan nihayete kadar müte- vazin geçti ve her iki takım Dcdnci devrede birer gol yaptılar ve bu maç tâ 1 - 1 bermbere neticelendi. —Yu Radyonun yanında duran tıknağca bir adam başmdan geçen — gülünçüü bir hâdiseyi ballandıra ballandıra ar. latıyor. Bozük şivesinden Rus oldu. gu bolil.. Btrstmdakiler alâka e dinliyorlar. Aralarında iri yarı genç bir Havaili var, kamaraya girdiğim. de<Buyur»sözünü en can v söyliyen bâ genç gemici dizine karşı daha HÜk bakışta hende bir itimat hissi uyandı. Yanında ses- siZ zayıf hir adam oturuyor. Diğeri benim gibi Gst yataklardan birine u- sanınış asılı ampulün zi- yazında bir mecmua okuyor. İçlerin- de en yaşlırı bu.. Kamarada tanıma dığım bir kişi daha var. Bu genç n- damın çok itina ile kesilmiş bıyik- lart dikkatimi celbetti. Bir taraftan soyunuyor, hir taraftan yan gözle berli tetkik ediyordu. Endişede oldu. gu Halinden belli idi. Bir aralre: — Yahu, dedi. Sakın üçünetü şaf bir yabancınmı burada yatmasına mü sande ettik diye bize bir gey deme. BİN. Smitty derhal atıldı: Teden görecek? Havalli de söze karıştı: gef mum Yakıp her yatakta kisi var diye araştıracak değil ya. Dilini tu- tarsan kirmsenin ruhu bile duymaz. Bu eçrada ben yatakta doğrulmuş- |tum. | — Baksanıza, dedim. Eğer burada kalmam başmızs bir. iş — açacakan söyleyin derhsl gideyim. Benim yü- zümden belâya girmenizi istemem, Baval'li beni ternin etlit — Ben keyfine Dak, yat yerine.. Kimsenin başını — belâya — soktuğun yok. Hepsi bunun yaygarası... Bıyıkları itina ile inceltilmiş a- Dr. Nuri Hrgene — dam: — Üçüncü şefin burada işi neT Ne| — Ne maz miz heritsin. - Üçüncü| Şerol Stadında: | Fonerbahçe &tadında lig maçları oynanırken Şeref stadında da birin- VATAN ———t HİKAYE%N Hamalla Sabahları işe giderken mutla- ka ona rastlardım. Yüzünden ek- sik olmayan, biraz mahzun, biraz bitkin,, biraz da dervişana bir i- fade taplayan tebessümile başını sallar ve bana: «Allah işini rast getirsini> demekten kendini ala> mazdı. Sonra da kısa adımlarla âdeta sürüklenircesine bilinmiyen bir istikamete doğru giderdi, EÇTELEK Hayvan Mezarları Yazan: B. FELEK $ S Sevgilisi imayeli Hayvanat Cemi- larımızı yaptıramıyoruz. Hani yeti, birisi, Karacaah- kında.. mette, diğeri İhsaniyede iki O zaman gözlerim karnına ilişe| hayvan mezarını ihyaya — karar t. Demek çocuğu olacaktı. | vermiş. 'Az bir müddet sonra onun ge-| — Bu mezarların sahibi olan be olduğunu gören mahalleli, 6-| hayvanların şanına değil de in- na büsbütün düşman kesilmişler- | sanlık ve medeniyet namına bu di. Pamal Recebe gelince, pek | hareket ire çok şayandır. |fakir, pek zavallının biri idi, gün- Hayvani kiymet vermek, |de kazandığı beş on kuruşla her Pembe'nin kimsesi yoktu; yan- | ikisinin karni pek doyacağa ben- onu da hatırası saklanır bir mah- lük olarak kabul etmek insanlı- gın yerlerinde mağaramsı bir yer- de oturuyordu. Fakat içi dar ol- duğu için bir yerde durmaz, he- men orasını değiştirirdi. Taşıya- cak kendinden ve birkaç hırtıpır- tısından başka bir şeyi yoktu. Mahallemizde, Bizans zama- nından kalma katakomb şeklin- de mezarlar vardı; bunlar kub- bemsi ve içiçe odalardan ibret- ti. Pembe bir müddettir yangın yerinden taşınmış, buralara gel- mişti. Çok zaman onu eve çağı- tır, yemek vermek isterdim; ye- meği bir şartla, çiçekleri sulamak veya başka bir hizmet —görmek gartile yerdi. Mahalleli onu ka- demsiz sayar ve kimse evine sok- mazdı; benim kendisile alâkadar olmamı da işte bu yüzden büyük bir hayretle kargılardı. Şehrin çoğu sakinleri gibi onu da sıtma tuttuğu — vakit yanıma Vet küme lig müsabkalarına devam Jodidi. İlk kargılaşma Pera ile * Bü- deymaniye arasında olmuştur. —Ad- nan Akının idare etliği bu oyun Pe- İranm hakimiyeti altmda Bgeçmiş, Bü- qumkydlh de canlı bir oyun öye nanuşlardır. Neticede Pera, maçr 241 kazanmıştır. Beykoz - İstanbulspor Ikinci maç, Beykosla İstanbulepor arasında yapılmış ve bu müsabakayı Hüznü idare etmiştir. Mütevazin geçen bir oyundan Bon- , takımlar 1-1 — bürebere kalmiş- Pardır. Beşiktaş - Kasımpaşa Şeret stadında son maç, Beşiktaş |ile Kasrmpaşa arasında oynanmiştır. Halidin idare ettiği bu oyunun birine €t devresinin 29 uncu dakikaamdı Hakkı bir gol kaydetmiş, devre 1-0 bitmiştir. İkinet devrede iİki göl daha yaparı Beşiktaşlılar maçı 3 » O kazanmış- lardır. e Yarış'ın İkinci Nüshası Çıktı Geçen hafta intişara başlıyan Ya- İriş spor mecmuasınım ikinci sayası bugün daha itinalı bir! şekilde çık- mıştir. Yarış'ın bu nüshasında Galatatary- H Bodur! hakkında yapılan neşriy: ta karşı Futbol Ajanı açık bir mek İtapia toptan cevap vermektedir. MİHRİ'NİN DEVRİÂLEMİi Yazan: MİHRİ BELLİ Vapurun Kamarasında — Canım, bir da gitsin demedik ya, diyerek armuzlarmı silkti. Bu küçük münuküşa bütün kama- ra arkadaşlarım hakkında bana bir | fikir vermiştir Smitty ve Havalli ve yakın arkadaşı olduğu anlaşılan za- yıf sessiz adamın bana yardım için Lellerinden geleni yapacakları anlaşı- hıyardu. Mecmua okuyan yaşlı gemici ile Rusun da her ne kâdar pek alâka gös termiyörlarsn da bana kazşı müsa- müahâlı davranacakları belli idi. İti- Taz eden adamdan çekinmek lAzım- |dı. Onun da yola geleceğini umüyor- düm. Gemiciler Tihayet konuşmalarını kestiler. Yatmıya — hâzırlanıyorlardı. Ben de uykuya daldım. Vapur yolculuğunun ilk dört günü küç Arızasız geçti. Tam rahata kavuş- müştüm. Yatacağım yer pencere ya- nanda havalı ve güzeldi. -Akşamları büfede kararmı adam akdlı doyürü- yotdum. Öğle ve Sabahları Smitty'nin ve yahut diğer kamara arkadaşları- man yemekhaneden getirdikleri şey- der bana yetiyordu. Havalli çocukla arkadaşma hakıki vöziyetimi anlat- mıştım. Ne kadar fazla itimat edilir İsuç artağım oluraa kendimi © dere- €e emin hissediyordum. Yaşlı gemlel ve Ruz ila de samimi ahbap olduk. İnco biyikli zat İse kuvvetli vaziye- timi görünce benimle uğraşmamayı | doğru buldu. Hele gemicilerin — reisi (Bosen) in bans göğterdiği samimi- | yet ve alâkayı duyunca, benimle ah- bap olmak içik yanaştı bila., — Ben bu hüllmde dost seçmekte pek müş- külpeseat —davranamazdım. yüzüne güldüm. Hik bir iki gün bütün vaktimi ka- gelerek: — Kuzum Bey, demişti, bana | * ne olur iİlâç buluver! — Sıtma mücadelesine gitmek is- temezdi, kendim gidip ona sulfa- Ti bana ettiği duâ- hesabi yoktu. O yıl, yazı İstanbulda / geçir: mek üzere ayrılmıştım. Üç ayı müteakip döndüğüm zaman Pem- beyi yine bizim mahallede gör- düm. Lâkin pek zayıflamış ve es- mer yüzü yeşilimtrak bir hal al- mışti. Bir gün çiçekleri sularken sor- lam: — Nen var senin bugünlerde Pembe? Sana ne oldü böyle? Sıkıldı. bozuldu ve sesini çı- karmadı. İsrar ettim, nihayet bak- layı ağzından çıkardı: — Sorma Bey, başma neler di. Ve önu, ilk defa ağlıyor gör- düm. — Sus, ağlama da anlat! — Bir iş oldu işte.. - Biraz du- rakladıktan sonra söylemeğe kı rar vermiş gibi devam etti - H: ni Sağırların Hamal Recep var ya.. — İşte bir gün benim yanıma vardı, © gece kaldı. — Peki, evlensenize, — Evlendik demek ga: . Kâ- tiği bazı serbest hareketlerde bulu- nursa ben de yavaş yavaş ilk zaman- lar etiret edip gidemediğim yerlerde dolaşmıya başladım. Üçüncü mevki- ih güvertasi gezinmak için çok mü- ait idi. Tayfa buraya — çıkabilirler. di. Burada üçüncüde giden yolcular i- le de tanıştım. Üçüncüde aşağı yu- karı iki yüz kişi vardı. -Bunlardan yüz seksoni Çinli Ydi. Geri kalanlar- dan çoğu Filipinli, birkaçı Japon, bir tanesi de Siyamlı idi. Bana flk önce yüz vermiyen bir Fi- Hpinli ile şu şekilde ahbaplığı kur- duk: Güvertede bir. vatendaşı e otu- ruyordu. İlk günkü güler yüzü yok- tu. Rengi sarı, suratı asıktı. Arka- daşına yaklaşarak sardum: x— Ne o? deniz mi tutuyor* — Deniz değil, iki gündür ağzına bur şey koymadı da andan böyle hal- — Neden yemek yemiyor? — Ben aşağıda verilen yemeği gür sen Sormazsın. Çin yemeği veriyor. lar, Bu dalgalr deniz ortasında Çin yemefi.. Ben yine ne ise burnumu tıkayıp biraz yiyorum amma İsabalo Onu da yapamıyor. Bana bak İsabelo, dedim. Sen bu akşam sast on birde burada be- ni bekle. Sana yiyecek bir şey geti- ririm, Hem Çin yemeği değil... Ümit dala gözlerile yüzüme baktı: — Ön birde mi? Peki beklerim, dedi. Bukuştufumuz zaman büfeden al- dığım bir kaç sandüriçi kendisine u- zattım. O sırada güvertede çalışan #mitti bu hareketimi seyrediyor, <U- lan, Yencamide dilenip Bultanah- Cephe hayatına alışmış bir asker na- Bal bir acemi sakerin tehlikeli addet- mette sadaka veriyorsun!> der gibi başınt sallıyordu. (Devamı var) zemiyordu. Filvâki beraber otur| ğın en ince şiarlarındandır. ruyorlardı, mağaralarının kapisı- | — Hayvan bizden aşağıdır, di- na bir bez parçası asmişlar, ve i- | Jini, duygusunu anlıyamayız di- çerisini samanla — ve eski — çuval parçalarile döşemişlerdi. Bir müddet onu gözden kay- betmiştim. Bir gün, ha: Jolduğunu duydum. Yer |kamıyor, kim se de ona sokulmu- yordu. İhtimal açlı da, Bir sabah yine erkenden işime giderken Hamal Recebin telâşlı çıktığını gördüm; | — Hey Rec&p! Pembe nasıl? Yaklaştaı yüzü gözü şişli ve göz pınarlarında birkaç damla yaş vardı, zorla konuştu; sesi tit- riyordu: — Beyciğim, Pembe bu gece sizlere örnür. Kurtulamadı fuka- ra.. Şimdi cenazeyi kaldıracağım Öğleyin, Recebin arkadaşların- dan birkaç hamal cenazeyi götü- rürlerken, mahallenin ne — kadar |soluğu çocuğu varsa onların ar- |kasına takilmiş, yüha çekiyorlar relerinden cenazeye bakarak sik sık tükürüyorlar ve — birbirlerine seslenip: — Cerzasını buldu kaltak! diye hınç çıkarıyorlardı . Hâlâ Pembeyi hatırladıkça 0- nun, bizle? gibi elli, ayaklı, bu- runlu bir insan yaratılmış olduğu- na acırım. Yazan: Faik BERCMEN BULMACA Soldan sağa: 1 — İzin - İnsan. 2— Bir hayvan - Bir hayvan. 8 — İnsan eti yiyen. 4 — Zamanın takatmatın- dan - Rahrta. B — Bir renk. € — Efsane - Sevgili. T — Zer'edememek. 8 — Bir nehir - Balata girerken. B— İşi gücü olan. 10 — Hatırlarım - - dat. 11 — Keyif - Nân. Yukardan aşağır 1 — İki yüzlü- Sual 3 — Başa giyilen. 4 — Arzu - Bir nevi cetvel. 5 — Fırlalmağa aük tedir olan. 6 — Üstüvanı paket - Bi- na mühendisi. 7 — Saballama. 8 Su - Masdar edatı. © —- İnsasın men- gel hakkındaki nazariyelerile meşhur İngiliz. 10 — Balık avı vasıtaların- (dan - Bir nevi dümbelek. 11 — Bir nevi tüfek - Bilgin Dünkü Balmacamızın Malli Boldan sağa: 1 — Aferin; Mazi, 2 — Kalas; Kasap. 3 — İnek; Keke- me. 4 — Mum; Bol; Lar, O — Sefar let; Ni (in). 6 — Kuş; Bek. T — Lalezar. £ — Ray; Rak; Dev. © Olamaz; 10 — Liman; Befil. 11 — Aman; Seferi. rola, 2 — Fanus; Talim. 3 — Elemek. Ama, 4 — Rak; Ful; Man. 5 — la; Başaran. 6 — Kol; Lâz. 7 — Kele- bek; Be. 8 — Mak; Tez; Şef. 9 — 11 — İperit; Veli. ( VATAN TÜR dı. Mahalleli kadınlar da pence- | Kük - Namlı bir âşık. 2 — Arlanmak- | V: Yukardan aşağıya: 1 — Akim; Pa- | hayvanlardan Asel; Kadife. 10 — Zaman; Revir.| Kemiklerimizden | ye hakir görmek reva mıdır? Onları âfiyetimiz, — selâmeti- miz namına bin türlü tbbi ve fenni tecrübelere arzederek öl- dürür, işkencelere sokar, kesip etini yiyerek kendimizi besler; | ken, ölür ölmez leşini çöplüğe veya denize atmak kadar abts ve kaba bir hareket olur mu? Aşkolsun bu ince fikri ileri sürmüş olan Hayvanları Koru- ma Cemiyetinc. Bu cemiyet, bu güzel hareke- — tile hayvanları değil, bizi koru- muş oluyor. Şüphesiz İngilterenin başka yerlerinde de olmalı, Londradı Hayd Park'ın içinde bir köj; meşarlığı vardır. Aileler sevgili — köpecikleri ölünce buraya del- neder ve üzerlerine 25 - 30 santimlik taşlar dikip üzerine mütevelfa (1) nn isimlerini, bazan da kendi sevgi ve elem- lerini yazarlar. İnce bir şeydir. KGülmeye gelmez. . Gerçi aslımız. topraktır diye toprağa düşmeyi tabil görürüz, amma hu münasebetle itiraf el- — meliyiz ki; bilhassa İslâm <ce- İ son zamanlara gelin- ceye kadar ölülerine karşı gös- terdiği bürmetsizlik, kayıt: ağlanacak derecededir. Birçok gair, âlim, sanatkâr ve kâmil a- damlarımızın mezarları nerede- dir bilmeyiz. Ancak şu baş on sene zarfındadır. ki; bazı him- met sahipleri mezarlıkları dola- — şarak gelip geçmiş maruf Türk — kıymetlerinin gömüldükleri yer. leri bulmuşlardır. srettin Hocanın bile tarihi vefatı itibarile ihtilâf vardır. Hattâ bu adamın hangi devirde yaşamış olduğunu dahi katiyetle bilmemekteyiz. Bu acı itirafı yaparken Üskü- dar mezarlıklarını hakikaten perişanlıktan, tecavüzden, pa- yimal olmaktan kurtarıp etrafı- na duvarlar çeviren, içerisin mezbelelikten kurtaran — Üskü- dar Mazarlıkları Cemiyetini bu- rada alenen takdir. etmeyi her tarafta buna mümasil mede- ni ve lüzüumlu mücsseseler ku- rulmasını temenni eylemeyi bir insanlık, bir Türklük ve bir İa- | lâmlık vazifesi bilirim. — —— Farkında musınız ? K âinat o kadar büyüktür ki, bazı yıldızların ziyası, sani- yede 300000 kilometre süratle intışar etmesine rağmen, arzı- mıza senede varabilir. mesafayi hesap ediniz. — a alina balığı pek ateşli - bii B Aşıktır. Evkıt.:ıllıu dişisi- ne aşkını ilân. ettiği zaman de- nizin o civarı bir fırtına sahası halini alır. kabrinda n sekizinci asrın sonuna kadar Avrupada pislik sıl hat sayılırdı. En asiller dahil o dukları halde herkes yıkanıncı hasta düseceğini aanırdı. e B azı böceklerin gözleri, saniyede her istikameti gö- rocek surettedir. Bu sayoda b (cek otrafındaki tehlikeyi büyü a çabuk sezer.. e ir insan vücudündeki la altı düzine âdi mum ya 17 kalıp, sabun - yapılabil kilodı fazla marangoz tutkalı çıkabilir listiklâl Kahramanı Vatanını Müşterek Düşmanlarına Karşı Müdafaa Eden Kahraman Türkçe Sözlü Büyük Aşk ve Harp Filmi KURTARAN ARSLAN |

Bu sayıdan diğer sayfalar: