1 Ekim 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3

1 Ekim 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 1-10-940 İCMAL SİYASİ Ribbentrop'un Moskaova seyahatinin Mânası 'anınmış bir Amerikan gâ- Zetecisi, Alman Hariciye Nazırının tayyare ile acele Mos- . irinin t,"ıyı gittiğini haber veriyor. va Pu seyahatin Almanya, İtal- 4 Japonya arasında akdedil. Misakın Sovyet Rusya tara- 'indan da imzalanmasını temin a :'hıdııe yapıldığını ilâve edi- sRüNkü yazımızda da — işaret Gimiz gibi, Sovyet Rusyayı Hğerikadan fazla slâkadar eden tü misak için —Almanların Milük komşularına teminat ver- Sek ihtiyaçları tabildir. Yalnız Vyetlerin, o üçüzlü misakın temel gizli hedefleri olup Madığı hakkında, m...km:lı- Metnini görmek ve imzala- Makla, ne dereceye kadar tat- Ha edilecekleri / kestirilemez. arlanışı ve müzakereleri Üç- Ş* Arasında olmuş. İspanyanın d:;—_ıuiıuı.'. ettirilmemiş bulun- u bu misakın bugünkü gaye- Stden ziyade yarınki hedefleri, güretleri haklı olarak düşün- Üürecektir. İhtimal Alman — nazını, Sov- Btlleri iyice temin maksadile llt paktının imzalanması tek- i ile beraber, bir Sovyet - Ja- POn ademi tecavüz — paktı için ,;ı Vaziyetin müsait — olduğunu “")'k-ıkm. Fakat, ademi te- Sağöz paktlarına ne kadar riayet Tildiğini çok iyi bilen Sovyetle- (8 Ribbentrop'un vaatlerini sa- :"* Siyasi mezaket kaideleri ı:;ı;’“"' dinlemeleri ve ayni K elar icabile cevap vermele- * Pek muhtemeldir. dağa barbin başındanberi gör- ki, sırf siyasi mülâhazalarla dedilmiş misaklar ve verilmiş Küttler, askeri icaplar " önünde t daki ol; bi plânların askeri Dlânlara daima vasıta addedildi- Eine, bilhassa Alman siyasetinin r inkişaflarında şahit olduk. kanaatin her hükümet ada- Tanca malüm olduğu bir zaman- Si Üçler paktının gizli gayeleri "'ldlimı Sovyetleri samimi- ;n“- inandırmak hayli müşkül- T şanırız. Maamafih neticesi ve fili ve- Eresi ne olursa olsun bu pak- imzalanmasından Almanla- Tn bekledikleri propaganda ğ;ı's-ıd. gimdilik hasıl olmuş gi- z d_;*_uııem. harp içinde bir kış halkı geçirecek olan Almanya dykma, İngiltereyi ve sulhü he- '& edemeyince, harbi kısalta- Kibi ilân olunacak bir paktı Maları tabii Oynayan Bir Çocuk Yaralandı Balatta Silindir sokağında 46 aralı evde oturan Nesim a- &# biz çocuk bir frıncıya ait 'Birin kuyruğile oynarken bey- :ı-ıı. Attığı çifte ile gözünden ya- r. Yaralı çocuk hasta- Meye kaldırılmıştır. ha ktagümrükte — Beyceğiz ma- ağltsinde oturan Hakkı Yoldaş h:d' biri tabancasını temizler. ku,,:'b;:'“' ateş almıştır. Çık.khıı n başına isabet eden H Terbal öleni balkllâs. (Vatan) — Burgaz ma: da çiüde oturan ve bir çocuğu 'ııı"'-"' Ali Barat, kıskandığı ka- singEcbe aleyhinde bir şüphe- de dN dolayı ceza mahkemesin- ma Çötiğı dâvayı kazanamaması- evaçSDIN ve Necibeyi iltica ettiği Tahşt tabanca ile ağır surette ya Hamıştır. Kaçarken düşen ve ta kan * patlıyan Ali Barut, çe urşunun isabetile ölmüştür. ÖLÜM ._% Mühürdarı — müteveffa Türk, Ne Tipte Bir İnsandır ? 64,000 Kişi Üzerin İngtliz veya Prantız deyince gü- | zünüzün ününe derhal bir şekil gelir. | Demek Ki b li milletin vaseti ti. | pi hakkında bir fikriniz var. Türk deyince birdenbire muayyen bir tip canlanmaz. Çünkü Türk tipi hak- kında tetkikler yapılmamış, ressam- darımız, San'atkârlarımız bunu işle- memişlerdir. Hele hariçte Türk tipi dayince bir zenci veya Çak esmee bir adam tasavvur edenler çaktur. Mem- deketimizin haricinde bir 'Türk — gö- Ten ecnebilerin çoğu bunu kendi ka- falarında Türk tipi diye yaşıyan ha- yale aykırı bulurlar Ve hayret eder- ler. Bu yanlış fikirleri kökünden dağıt- mak Türk tipi hakkında Dmi bir fi- kir ashibi olmak ve bu fikir üzerin. de her türlü araştırmalara girişmek için Biricik bir çare vardı: Büyükçe miktarda Türklerin bo- yunu, bosunu, yüz zaviyesini ölçmek, derisinin, gözlerinir. rengine, burnu- Hun şekline bakmak, böylece «Türk tipi şudur.> diyebilmek. Böyle tetkikleri yapmak İçin bi- zim mükemmel bir. mekanizmamız var: İstatistik umum müdürlüğü... Nüfus sayımlarını cidden ilmi e- Şazlara göre yapan bu daira Türk tipine ait ölçmeleri de üzerine al- maştır. 1837 senesinde umum Müdürlükle bir arada vücude getirilen — teşkilât 64000 Türk üzerinde tetkikler yap- mıştir. Aşikârdır ki, bu gibi tetkik- derde miktar ne kadar büyük olursa Arizi farklar ve hatalar o kadar ber taraf edilmiş ve hakikate o kadar yaklaşıtmış olur. de Yapılan Tetkik |(Dünyanın En Esaslılarından Biridi: Nazari olarak en döğru yöl, müfn- kün olaa her Türkü ölçmektir. Buna imkân olmadığına göre imkân dâire Sindeki en hüyük rakkam alınır 64.000 esdden büyük bir rakkam Bayı. Tabilir. — Meselâ İsviçrede ve diğe memleketlerde yapılan — tetkiklerin hududu bundan çok aşağıdır. Ancak Amerikadaki vasıtalarla daha geniş Bir tetkik yapılabilmiştir. Varılar netissler — üzerinde — hilâ işlenmektedir. İatatistik umum mü- Gürlüğü bunları yüz eli kadar nüs- ha olarak bastırmış ve ihtısas sahip- lerine dağıtınıştır. 'Türk tipi hakkında varılan umum! neticeler şunlardır: 2 — Vasati bay erkeklerde — 1,652, kadınlarda 142? dir. Türk erkeğinin | Ö Bayu dünya vasatikinden biraz w Kzun, Türk kadınının boyu biraz kısa- dır. Arada 13 santimetre gibi fazlaca bir fark vardır. 8— Burun dür ve yassıdır, ten ve göz rengi açıktır. Vasati Türk kat- ftane rengi saçlıdır. Kafasının zaviye- *i geniş nev'e monsuptur. Elde edilen ham maddeleri Tik dü- fa olarak doktor Bayan Afet, 1980 da Cenevrede neşir ve müdafaa ettiği tezde kullanmıştır. Ankara Tarih Fakültesi antropolo- #i profesörü Aziz Kanau ve istatistik umum midürlüğünün kitap şeklinde neşretliği ham malümatı âlan diğer mütehaasıtlarımız tetkikin neticele- ri hakkımda araştırmalara devam e- diyorlar, Doktor Diyork Ses Kısıklığı Bes kısıklığı müz'ic bir ürrzadır. Söz söylemek, konuşmak, bağır- mak insanların en çok muhtaç ol dukları flayolojik bir iş olduğuna Kgöre bundan, muvakkat bir zaman için bile olsa, mabrum — kalmanın iInsanlara vereceği sıkıntıyı tasav. vur edebilirsiniz. Kesleri ve sözleri ile iş gören ve bu suüretle para kazanıp geçinen- ler de ses kısaklığı daha ehemmi- yetli bir hastalık teşkil odeceğin- de hiç şüphe yoktur. F_luuklıtr-lw“k'ı muhtaliftir: Bonbahar ve — kış aylarında soğuyan ve büyük değişiklikler ya- pan havalar, birçok nezlelere ve kırıklıklara sebebiyet verdikleri gi- det devam edebilir. Fakat ne de 0: aa bunlar müvakkat - Arızalardır. Günün birinde nerle geçince ban- far da zali olurlar. Son kısıklığı ya- pan daha mühim hastalıklar var- dır: Frengi ve verem bunların ba- şenda gelir. Boğazda ses hüsüle getiren te- şekküller üzerinde meydana çıka- cak olan frengi, verem — yaraları derhal sesin tonunu değiştirir. Ve onun kızılmasma sebep olurlar. Frengi yaraları, hususi, tedavi sayesinde, çabak iyi edilerek sesin acılması temin olunabilirse de ve- remin gırtlakta yaptığı tagayyür- ler çabuk geçmez. Ve tedaviye te- annut ederler. Farla olarak gırtlak veremine tutulmuş olanların ekse- rTisinde akciğer veremi de beraber bulunduğu için bu todavi daha w zun ve daha zörlukludur. Bir ta- Kat urlar vardır ki, bunlar da gırt- Jakta peyda oldukları zaman ses | Kııklığı hunüle getirirler. Eğer bu yurlar kanser snıfından — olurlarsa | ehemmiyet ve tehlikelerinin daha BORSA 30 EYLÜL 1940 ı—,'“""“ #Çi ve müteshhit — Salâ- Çak, ç Rifat ve Mehmet Hayri Peu- tiyı Şödrettin Kink ve Bayan Fah- n valideleri ve müte- Amirin — kayinvalideleri AZİRE 30/0/040 pazartesi *CElİ mev'udile rahmeti rahma- Yuşmuştur. Xüazesi bugün Büyükadadan kal- Beşiktaş Sinanpaşa cami- İt namazını müteskip Cenaze *da edilerek — Yahyaefendi Ka defnedilecektir. Rahmet eyteşin. 7 öğl Pi Serzük; ŞA V AŞ NDN UN büyük olacağı meydandadır. Ses kısıklığının todavisi bütün bu söy- Tediğimiz sebeplerin ortadan kaldı- rılmaalle mümkün olur. Ses kısık- Tklarının en çok görülen sebepleri (Menthol), (Eucalyptol) gibi ko- kulu maddeler bulunan ilâçları, bu- Ku tazzında, kullanmak da - çok faydalı bir tedavi tarsıdır. Dr. NURİ ERGENE —H İsabelo bir taraftan — sandüviçleri yıyor, öbür taraftan anlat-yordu: — Çok taşekkür ederim. Sana ne kadar borcum var, söyle. Saza bun- ları bedava vermezter, — Bedava vetiyorlar, Biz. gemi- ciyiz. İstediğimiz kadar alırız. Nere- ye böyle? — Manilla'ya, memleketime dönü. Biraz para topladım. Şimdi memle- rahat edeceğiz. Karımı, çocuklarımı görmiyeli on sene öluyor. Bugün ya- mıMmda gördüğün diğer Filipinli be. nim arkadaşımdır. Onunla beraber Amerikaya geldik. Ön sene hep be- raber çalıştık. Şimdi de beraber dö. nüyoruz. Bizim gibi yapanlar çoktur. Hatırıma köyünden ayrılıp büyük şehirlere çalışmıya giden Türk köy- lere, #ınal merkezlere doğru dünya- nin ber yerinden bir akın var. İşte) bu Filipinli köylü bu sebepten beş İbin müllik bir mesafeyi aşmış: yorum.. Ön senedir Amerikada mey- | va bahçelerinde, çiftliklerde çalıştım. — —— Türkiye olduğuna emin misin? VATAN Almanlar, Büyük Britanyayı istilâ ederek harbi kısa bir zaman. da sona erdirmek emelini eylâl ayında gerçekleştirmek — istiyor« ardı. Bu olamadi, sebep? İngiliz ha- va kuvvetleri mağlüp edilemedi. İngilizlerin ve hele Londralıların maneviyatı kırılamadı. 6© eylöl 940 tarihli «Vatan> da: «İngiltereye asker çıkarılabi- ür mi?> başlığı altındaki yazıdı <Almanların ellerinde ve kudret- leri dahilinde bulunmuyan diğer âmiller verdir ki 1 muvaffakiyet üzerine menfi tesirleri olacaktır. Bu âmiller arasında cografi va- ziyet, İngiliz müdal, kuwveti, İngiliz azim ve metaneti zikredi- lebilir ki bunların takdirinde ve kıymetlendirilmesinde yapılacak |hatalar muvaffakiyetsizliğe sebep olabilirs demiştik. Alman hava kuüvvetleri, nas- min öz — evlâdıdır. donanma imparatorluk devrinden miras kalmıştır. Alman havacılığının — başında — Mareşal Göring bulunuyor ki bizzat tay- yarecidir ve Hitlerden sonra Al- manyanın en büyük şahsiyetidir. Mareşal, — havacılığın — istikbalde oynamağa muktedir olduğu yük röle iman etmiş ve bu ima- sını Almanya lehine ettirmek için hiçbir nevi müşkü- lâta ve muhalefete uğramadan i- ge sarılmıştır. “Alman askeri havacılığı henüz beş yaşındadır. Öyle olduğu hal- de kendisinden yirmi iki yaş kı- demli Fransız ve İngiliz hava kuv vetlerinden az bir zaman zarfın- da üstün bir vaziyete çıkmıştır. Bunun sebepleri arasında yukarı- da söylediğimiz vaziyetin de bü- yük tesiri olduğu şüphesizdir. Alman hava birlikleri yer hiz- metlerinden kurtarılmış ve vaki lerini ancak tâlim ve terbiyeye metrul olmamak prensibine sa- dık kabamıştır. Zafer imanı ve bundan doğan cesareti yüksek- tir. Avrupa harbindeki muvaffa: kiyetleri ve son defa olarak tanya ai gece ve gündüz aylardanberi devam ettikleri hü- cumlar bunun birer delilidir. meden muvaffak olamamıştır? Harp öyle bir mevzudur ki ' | muvafilakiyet, — birçek âmillerin yekünuna bağlıdır. Alman hava kuvvetlerinin — kazandıkları mu- vaffakıyetlerin hasl —& «iti- mat> o kadar hadden aşmıştır ki İngiliz hava kuvvetlerinin hakiki kıymetini takdir etmekte Alman- ları hataya sevketmiştir. Kendi kuvvetlerine olan bu itimat neticesidir ki tesir sahala- MİHRİ'NİN DEVRİÂLEMİ Yazan: MİHRİ BELLİ Yakayı Ele Veriyorum sun. Temiz yiyecek, yatacak, yıka- nacak yerler. İyi gıda, üstelik altmış Gölar aylık... Bonta fazla çalışma sa- atleri için aldıklarımızı hesap eder- sen hepimizin eline ayda yüz elli do- lar geçer. Bugün Âmerikan gemicisi insan gibi yaşıyabilir. Bakiden hay- vandan ne farkIimtz vardı? Lâkırdı böylece uzuyordu. Bir a. Falık Rus gemici bana: — Yahu bu tabah radyoda Türki- yeyi buldum, dedi. Sen merede idin? — Eminim tabil. Ben türkçeyi dü- kete Gönüp biraz toprak alıp ailemle yap GA tanzmaz miyim? AF tahakkuk | hasretmek, başka hiçbir. şeyle| Böyle ideal bir hava kuvveti | CLASKER SA el Eylül Ayının Hava Faaliyeti Bilânçosu Netice : Almanlar ;; Gayelerine Varamamışlardır YAZAN: Emçkli Albay Meocit SAKMAR Jri geniş tutulmuş, birçok dehefler İbirden bombardıman — edilmeğe kalkışılmıştır. - Bu süretle küvvet |dağılmış, her saha ve noktada t İsir azalmıştır. Londrada ve B ük Britanyada birçok noktalar- ler yapılmıştır. insanlar ölmüş ve yaralanmıştır, fakat ne- tice alınmamıştır. Çünkü bombardımanlarda bü- tün enerjinin #klet merkezi İn; liz hava kuvvetleri üzerinde top- - |lanmamıştır. Yüzlerce tayyare — meydanlı tından biçbirinde İngiliz tayyare- leri baskına uğramamıştır. Ta; meydanlarından birkaçı tal unmuş ise de topraklaki ve- ya pistlerdeki çukurların ve bo- zuntuların wlahi, — hazırlıklı hava kuvvetleri için birkaç saatlik bir işten ibarettir. Bu cihetle hücum- Jar tesirsiz kalmıştır. detleri (1000) « ka- la, av tayyareleri himayesinde olarak vakit vakit hücumlar çok - şiddetlenmiş ve büyük hava çarpışmalarını mucip olmuştur. Almanlar, çok tayyare züyi etmişler ve bu tarzdaki hü- |cumlara fasılasız devam etmek |kudretini gösterememişlerdir. Türlü türlü tâbiye usulleri ta- | kip etmişler, çok yüksekten uç-| muşlar, muhtelif istikametlerden gelmişler, sıkı filo nizamında sey- İsetmişler, bazan svlarını eri sür- | müşler ve hattâ biz defa sebebi| bir türlü izah edilemiyecek şekil- | de bombardıman tayyareleri yük- ekten, av tayyareleri bu tayyar relerin aşağısından hareket et işlerdir. Fakat hedefleri üzerine ve bilhasa Londraya büyük fi- İlolarla gelmiye muvaffak olama- mışlardır. Hulâsa Almanlar, İngiliz hava kuvvetlerini mağlüp edecek sevk ve idare ve tâbiye usulünü henüz bulup çıkaramartışlardır. Eylâül ayında en şiddetli gün- | düz hücumları birkaç defa yapıl- | Tine bir karış mestafede sık sık dizil- Mmiş iki katlı karyolalarda yatılıyor. dü. Koğuşun arta kıamında bir açık- Hk vardı. Buraya iki masa ve birkaç Sıra konmuştü. - Masanın - etrafında Çinliler bağıra çağıra kumar oynu- yarlardı. Benim yerim köşede ve üst katta idi. Altta gayet hasta - bir Çinli yatıyordu. Kamarot: — Babalarının toprağında ölmek için geri dönüyer dedi. (Devamı var) mış ve bunların arasında 15 ey- lül hücumu 185 ve 27 eylül hü. cumu 98 Alman tayyaresine mal olmuştur. Bir hücumda kaybedi- len (200) tayyarenin yalnız mad. di kıymeti en aşağı bir tahmin ile 20 milyon lira eder. (800) e ba- liğ olan mürettebatının ise mad- di kiymeti bundan yüksek oldu- &u gibi manevi kıymetini takdir için elde hiçbir ölçü yoktur. Fakat elde edilen netice bu külfete değecek derecede midir? Gece hücumlarına gelince, tay- yare zayimtı nisbeten az olması- na mukabil tahribat büyüktür. Fakat asıl hedefleri bulup vurmak da güçtür. Her iki tarafta da ge- ce hücumlarına karşı müdafasnda muvaffakıyet yoktur. Netice şudur: Eylöl ayında Al- man hava hücuml. olmamıştır. Çünkü istilâ tahak- k ettirilmemiştir. İngiliz hava kuvvetleri de mağlüp edilememiş. tir. ğ İngiliz hava kuvvetlerinin ha- reketlerini başka bir yazıya bıra- karak netice hakkında şu hüküm verilebilir: İngiliz hava kuvvetle- ri muvaffak olmuştur. Çünkü is- & Üslerinde çıkarma vasıtalarını tahrip edetek istilânin vukuuna mâni olmuş ve her halde bunu | geciktirmiştir. Hedeflerini iyi seç- miş, kuvvetini dağıtmamıştır. Bu- nunla da kalmıyarak eylülün son haftasında daha geniş sahalara taşmak — suüretile bombardıman kuvvetinin, yani taarruz kudreti- rtmağa başladığını / gi Saldan Sağa: 1 — Küçük bir. bi- cek * Evin bir. kısmı 3 — Fanus - Almanyada bir endiletri — mimtakaar 4 — Bir kap 5 — İlim - Bomü alma- yan 7 — Sarbes - Soğuk bir madde 8 — Havataki elektriklenme © — A- ğir » Memnu 11 — OCaraz - Maharet. Yukarıdan Asağıyat 1 — Rutubet- ten Bâml olan zahzli madde - Bit (Argo) 3 — Bir nevi geyik - Fazlı 4 — İnsan adam B — İnce ya Barsaklar 7 — Krüliçe - İi misra $ — Almanları üzen yey © — Lih- yada bir liman - Coğkun su 11 - Ölü için yazıları şi'r - Bir nevi pasta, DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ Soldan Sağa: 1 — Ruhsat; Adam 32 — İt; Tosbağa 3 — Yamyam 4 — An; Bağ 5 — Kiremidi & — Masal; Canan 7 — Ekememek & — Nül; Ba (st) $ — Meşgul 10 — Unutmam; Ki l1 — Neşe; Reklâm, Aşağıyar 1 — Riya Utanmak; Ne 3 — Ber. puş 4 — KAm; Te 8 — Atabilen 6 — Tomar; Mimar T7 — Geceleme 8 — Ab; Mak 9 — Darvin 10 — Ağı Dar- buka 11 — Martin; Alim. Halkevinde Lisan Kursları Eminönü Halkevinden: Almanca kuralarına 14/Birincites- tin/Pazartesi ve Franmısca kursları- ga da 15/Birinciteşrin/Balr günü başlanacaktır. Kaydolmak istiyenle- rin ikişer vesika fotoğrafı ile Caj Yukarıdan Mecnun 2 — EÇHELEK " Dilenci Bir Tane Olsa! Yarzan: B. FELEK ekiden güya bir imiş gibi: — Dilenci bir olma, yekerle beslenir! derlerdi. Her şeyden evvel insan sade şekerle beslen- isi, şekörle beslemek alı bir şey de değil- bir adam günde yarım kilodan fazla şeker yiye- mez. Haydi pek şekerperver ol- duğunu kabul edelim de bir ki- lo diyelim. Kemali 36 kuruş e- der. Halbuki bugün rastgele bir dilencinin üzerinde beş on lira bulünuyor. — Yapılan taharriyat ve keşliyata göre son devrin en kârlı sanatı dilencilik olduğu artık tahakkuk etmiş gibidir. Her yakalanan dilencinin üstün- den kategorisine göre beş, on. yitmi, yüz, bin lira çıkıyor. İki gün evvel bir dilenci tut- muşlar, saatte iki lira kazanı- yormuş. Güzel para. Lâkin dilenci ka- zancının rekoru bu değildir. Yüzünü kızdırdıktan — sonra günde yirmi liraya para demi- yen, ayda 500 den 1000 liraya kadar para kazanan - dilenciler vardır. Lâkin bunlar avuç aç- mazlar. Bunların içinde öyleleri var- dır ki; beş lira verirseniz almaz. On lirzadan aşağıya tenezzül et- mez. Âdeta adama hakaret eder ve: — Toessüf ederim. Ben beş liralık adam miyım? diye de çıkışır. — Ulan! Sen oldum olası di- lencisin işte) Artık baş liralık misin, beş paralık misin? Araş- tırmasana! diyemezsiniz. Gerçi dilencilik etmedik am- ma, çok dilenci gördük. Bunun sermayesi yüz kızdır- maktır, Yüzünün derisi sağlarn oldukça dilencinin geliri artar. Kân demiyorum; çünkü kâr, zararın mukabilidir. Dilencilik- te ise sermaye olmadığından za- raş da olmaz. Dilencil iki gartı vardır: Utanmazlık, usanmazlık. Bu ikisini edinebilenler için daha iyi meslek olamaz. “186 Şotör Cezalandırıldı Emniyet 6 nc: şube memurla- n dün Belediye seyrüsefer nizam- namesine muhalif harekette bu- lunan 16 şoför ve bir arabacıyı tecziye etmişlerdir. ACI BİR KAYIP Şehrimizin maruf tütün tüccarla- rından Nuri Akif Akevin refikası BAYAN İKBAL'in gayet feci ve biaman bir - rahataız. İkktan sonra dünkü pazartesi günü Alman hastanesinde terki hayat et tiğini Büyük bir tecaslirle haber al- dik. Kadınlığın her türlü meziyyatını zayıf ve nahif vücudünde temerkür ettirmiş olan bu müsteana şahstyetin vefatından Gelayı bütün ailesi efra- dina ve bilhassa zevci Nuri Akİf A Kev'le oğlu Hasan Akif Akeve ve iktam bulunamıyan kerimesi Bayan Mosru: Teye va biraderleri Aralan — Hikmat en derin eyleriz. Cenazesi bügünkü salr günü saat 14 de Şişlide Mahitap sokağmda Re- fik Bey apartımanından kaklırılarak tüziyetlerimizi — takdim toğlundaki Evimiz Bürosuna müraca- atları. sAari mezarlıkta adlesi makbaresine defnolunacaktır. | Rüs bir kaç kelime — türkçe bili- |yardu. Ertesi sabâh kısa dalga 31 metrede Türkiyeyi araştırıyoruz. Ni- hayet parezite Tağmen, türkçe — hir | 608 Cüyüyorüm: Büyük Okyanısun | ortasında bizim Türkiyenin sesi! 1 Gemleller kamarasındaki yahat ha- yatım uzün eürmedi. Bir gün Emitty | bana gelerak: — Fena haber var, dedi. Galiba - | güncü şef burada bir fazla adam ol- duğundan şüphelendi. Artık burası- Br Sık sık teftiş edecektir. Burada kalman doğru almıyacak. Düşündük, Senin için en iyi ef Üçüncüdeki ko- 'ER FİLMİNİN İLK İRAESİ TAMAMEN TABİİ RENKLİ İRlNİ SAFHASI - BİR ŞEREF VE BU AKŞAM smuummun SİNEMASINDA li Kralırın müsaadeyi mahtusası ile İngilterede BUCKİNGHAM SANDRİNGHAM ve BALMORAL saraylarında çevrilen ZAFER SENELERİ ŞEBEFİNE BÜYÜK GALA SUA- * İNGİLTERENİN MUAZZAM TA- ZAFER ASRI BAŞ ROLLERDE: ANNA NEAGLE... Kraliçe VİCTORYA rolünde Bir gece kamarada könuşuyorduk. | vuşta boş bir yer bulup geceleri ora- İhtiyar gemici anlatıyordu: |da geçirmek olacak. Zaten Havalli- — Biz bümersiniz. Bakiden bu ge- nin kardeşi orada kamarottur. Ye - ADOLF WALBROOK... Prens ALBERT SİR CEDRİC HARTWİCK... Lord PALMERSTON rolünde HAMİŞ: Bu filmin 4 sone evvel gösterilmiş olan film ile hiçbir münasebe milerde ne duş vardı, ne doğrü dü- Tüst gida.. Aylığımız otuz dolardı. Fazla zahmet karşılığı on para al- Mazdık. Üçüncü yef tayfanm gıdası içla verilen tahsisattan tasarruf et. tiğinin yüzde yirmisini mükâfat ol tak kumpanyadan Alırdı. Bu sön yil- larda olup bitenden sonra insan <a- İçaba sahiden o günleri yaşadık mr?> (diye düşünüyor. Arada ne fark var, |pa fark! | Boraüm: — Ne fark var? — Ne olucak bügün — vapurlarda tayfayın yöğama tarsını görüyor - mek için de hep eskisi gibi yaparam. Biraz sonra Havaili gemici bizi buktu: yoktür. Bu 1930 Omamulâtıdır. Lütten yerlerinizi evvelden aldırmız. Tet 42851 — Kardeşimle görüştüm. dedi. O- A itimat edebilirsir. Alt kovuşla boş yer varmış. «Bu akşam on — birden gonra geltim diyor. O gece yeti suç ortağım kamara- senda bana yatscak yeri gösteriyor- | du. Bu koğuş aşağı yükarı yüz — elli | Kadar üçtüneti mevki yolcusu barmdı- | rıyordu. Diğer yolcular — yukarıdaki | Kamaralarda idiler. | Bu kadar insan için burası çok dar | €- Tavana elim değiyordu. Birbirle ' YARIN A MEL Sinemasında ÖygN EK CORİNNE LUCHAİR E — S$. P. AUMONT CEYE KADAR Numaralr koltuklar bugünden aldırılabilir. Telefon: 40868 Berker ve Mazhar Hikmet Berker'e validesinin son zamanında yanında — | Senenin İlk Süper Filmi w, j Hatırasımı ebediyen unutamıyacağınız bir eser

Bu sayıdan diğer sayfalar: