2 Ekim 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3

2 Ekim 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L MASEEM a ae —— SİYASI __J Vaziyetin I Anahtarı — | Mısırdadır. | İ0 eee eli vefekderii | Mmünakaşalar hâlâ devam | * Fakat görünüyor ki ha- | N siyasi taarruz beklenen f. Yalnız Ame» ,':*:4- epeyce hareket görülmür Bl M bu da yılmak yolunda de- e kizmak — yolundadır. Üçi m:?rk-—'eı Amerikaya şu kanaati aBa Emiştir ki — etrafında bir iişöTmek isteyenler var, bunun Mük Mücadeleye - filen yaklaş- Gt ihtimalini biraz daha sıkı- Söze almak Jâzımdır. tni pak ler, bir, iki a içinde nihayet ge ga" bir takım kumlar kalacaktır, Aı kumlar da Misir işine aitlir. bit Londra, ikinci - derecede harp sahnesi haline İnmiştir. Akın istikbalin en mühim sah- ıi SARLSSİ kırmında Milem, Sidi Barrani, Marsa Siruh denilen yerleri almı Kt Bunlar Afrikadaki — İngiliz 'etlerinin en ileri karakolla- Tidir, Sollum, 13 eylülde alınmıştır. ?"d_ı bulunan bir leviçreli ga- Hlteci diyor ki: elngilizler bura» h'ı'f sekilirken telgraf hattını, su _n':-uı. elektrik merkerini, :ıâıı ha yarıyacak her şeyi tahrip Maişlerdir. Yalnız bir Trabluse saköcük zabit, bir ganimet elde İebilmiştir ki bu da bir köşe- a Mautular iki baş soğandan balettir. Tahrip ve tahliyenin M ödar esaslı oluşu. İngilizlerin tr harbinin ilk kısmında ne kullanmak iste- : Etrafta boşe ' Yaparak çekilmek. düşmanı İ etmak, üslerinden uzağa Sükmek, iaşe hatlarını uzatmak ;' hihayet istenilen dakika ge- Tce Üzerlerine saldırmak.» gSidi Barrani, Sollum'dan 117 L'L”nem uzaktadır. İtalyanlar olannı 16 eylülde almışlardır. Aülda ayni tahribata tesadüf e- niştir. Kuyular bile ya kum: doldurulmuş, veya dinamitle Şölmuştır. İtalyanlar mahallt su- 'Ste su bile bulamamışlardır. %'ıly.n gazeteleri, Mısır har- diğin bir gezintiden ibaret olma- iı"'î sürekli ve zahmetli olaca- deçiktine okuyucularını gimdi. hazırlamağa çalışıyorlar. çapı im milyonluk bir ordunun Ü aşması lâzım gelmekted YNU guranı var ki kuv b kumı, motörlü — kıtal kaşlöttir, Bu cihetle mesafeleri aaşalağuna rağmen Misir harbi. Ka geniş ölçüde bir manevra ve Kültket harbi olması ve sürpriz abilinden bektenebilir. İngiltere, Mımra en iyi asker- İNi yığmıştır. Mevcut fırkı mi r mıvlhı bu üzerinde çok heye- "—ı“nh hüdiseler göreceğimize hiç Vöphe yoktur. - Yakın istikbalin Nahtarn her halde — Müsrdadır. İeğilizler bunu pek iyi kavramış. neticeler — vermesi leri aa Simavda 250 Ev Yandı mATAk, 1 ÇAA) — Dün akşam B MEŞA Çıkan ve kasabayı tehdit et m*_'f başiryan yangm dolayısile şeh- Ka G İtfsiye gruplarından biri dere W Simava günderilmiştir. Uşak hal- ba YöTŞu kaza halkının uğradığı M eüketten büyük bir tesasür duy- ktadır. __'::_— #at 4 * döğrü buraya gelen l8f 230 evin yanmış olduğunu Hirmekte (di hisarlar Vekili tte Tetkikte Bulundu h:mn' 1 ÇAA.) — Şehrimisde tet- ,n,u:“' bulunmakta olan gümürk ve Ranşarlar vekili Raif Karadeniz, dün KRS*Cife gitmiş ve tütün müstahsile n dilekler iştu v ştir. 'BüL bu ni Tmüteskip tetkil Nizden ayrılmış ve istaşyonda Kani GK Tekeli, Amiral Şükrü O. BelagilTÜral Hulüsi ile azkeri erkân; Biz p Parti, Halkevi ve kalabalık halk tarafından uğurlanmıştır. Sahne 'en kıymetli iki yıldızı ka edilen düşündüm. Jeksandr Düm, ci safta gelirdi. |Holmes ve Nat Pinkertonlar |kip ederdi. Edebi roman tercü- meleri Lamartine, Hugo, Tolstoi ve Pierre Loti'dendi. Bunun kar» | İgısında henüz garp mukallitliğin- lamamış yeni bir Türk rTomanı emekliyordu. İfade ağır- di, Üslüp sıkıcıydı; Fakat herkes- te romanı ciddi bir şey gibi almak meyli hâkimdi.Roman iptizale düş memişti ve Rüşdiye talebesinde onun seviyesine bir gayret sezilirdi. B v manının her gün Sgüne kadar İtalyanlar Mi> |daha düşen seviyesi, okur yazar ilerlemişler. (tabakanın yoman ihtiyacında öl İsü vazifesini görmüyordu. den kuri Neler Okuyorduk Neler Okuyorlar? Çalgıcının Se- vce, çacuk. | Hnin belir muz kitapları | KU Yazarın kendi ako ve A neleri birin- Şarlok herabe: İtelif nevi ve İrında paylaşabili tap eden yazılar lundurabilir.. Ka kuyucuda değil Yükselmek İçin | telerdedir. Telrika vo. gradam biraz de en kolay ve en tam tebliğ |mevcut olduğunu |halde gazetelei bu kari zgete muhtelif tabakadan ka: Roman İptizale Düşmemişti ve Rüşdiye | Talebesinde Onun Seviyesine Yükselmek İçin Bir Gayret Sezilirdi r gözetede yeniden tefri- lanmıya başlamıştır. Birinci mür şahede güzide bir okuyucu #i € göre bir ya a delület eder. Böyle | yanda henüz Tüşkiyo karün göste yah ve yaşıcı bahat yalnız. - biraz da gaze- Hilmi Ziya 9 tarihinin Zafer tacı. Sinema âleminin ebedi güneşi ” İsayarsınız da ikineiyi saymazsınız. 1 gazeledir. Henüz mecmnuar | vi ak devrine giremedik. Mademki bu müşahedeler memlekette muh- | | tabakadan “|bar edinemez ya - nunum, Bugünse, Babığli camekânları zengin bir tercüme kütüphanesile |dolup taşmaktadır, eskiler yeni- gibi yeniden pek ercüme yapılmakta« ıdu. Hilmi, Kanaat, Rem. zi, Ulus ve daha birçok basıme' İleri Fransız, İngiliz, Alman ve Rus edebiy gerleri neşrettiler. sonu gelmemesi de gösteriyor ki; İçıkan kitaplara Tağbet vardır. Demek ki İstanbulda ve Anada, luda garp eserlerini okuyan hayli İzengin bir okuyucu zümresi mev» cut! Buna mukabil Türk romanı da yavaş yavaş mukallitlik safha- sından çıkmıya başladı. Memle: ketin içinde, muhtelif içtimsi ta- bakalara nüfuz eden realist To- mancılar yetişti. Halide Edip, Yakup Kadri, Sabahattin Âl, tık sade nüşir değil, fakat hakiki ryomancılarımızdır. Bütün bu alâ- metler yazıcı ve okuyucu seviye. sinde umumt yükseliş olduğuna İdelâler eden müsbet notlardır. Fakat buna rağmen büyük o- kuyucu kütleyi ifade etmesi lâzım |gelen gazete romanlarının şeviye- günden güne düşmektedir. Ga- zeteler edebi yomana tahammül Okuyucunun — daima daha kalay, kısacası ©$ tefrikmlar aradığın. dan şikâyet ediyorlar. Bu o kadar göze çarpan bir hâdise halini al- di ki, eskidenberi tefrika roman- larile orta seviyede edebi esarler h mecbur oldular. Demek ki temanı ciddi bir şey diye almak istemiyor veya böyle düşünenle- rin sayısı azalıyor. a Bu makalede yaptığım iki mü- şahede arasında bâriz bir tenakuz görülmektedir: Bir taraftan ter: cüma ve telif eserlerin miktarı ve keyfiyeti yükseliyor. Diğer taraf- tan halkın aradığı roman seviyesi günden güne düşüyor. Bu tena- kuzun sebebi zannederim ki şu- dur: Son yirmi sene içinde okur yazar miktarı büyük nisbetta art- mıştır. Bu yüzden okuyucu züm- içtimai sınıflara göre tabaka- ZAFER SENELERİ SÜMER SİNEMASINDA Majeste İagilis Kralr ve Kraliçesi Hazretlerinin Yüksek müsaadel 14 İngiliz Stüdyoları, Amerika'nın en bülyük film firması olan RKO Radio. nun CA iştirakiyle büyük — İngi- liz — Kegliçesi — Viktoryanın hari- kulâde hayatını taşvir eden rauagzam bir film vüende getirmişlerdir. Pilm, Kraliçenin yaşadığı, #altanat sürdü. gö, sevdiği ve nihayet öldüğü yer- |lerde çevrilmiştir. K Sandirgham, Buckingham sarayin- F, Balmoral şatsenyla — İngiliz kral hanedanma ait bütün diğer saray, şa- t6 ve malikâneler bu muhteşam film. de hakiki dekor olarak kullanılmış, diğer taraftan Löndradaki Viktorya Mmüzesi kraliçeden kalma tekmij kıy. metli hatıra ve eserleri filmi yapan- Jarın istifadesine arzetmiştir. Hakiki bir şaheser olan bü film 300000 İngiliz lirmar sarfiyin tam üç | Sümer Sinemasını bu muvaffakı- İyetten dolayı tebcik ederiz. Binema dünyasının eönmez yıldığı Vatan Kurtaran Arslan TÜRKÇE EROL FLYNN -OLİVİA DE HAVİLAND Bu film Amerikadan — gelirilen hususd bir filmle memleketimiz. de ilk defm tabil renkli olarak Türkçeye çevrilmiştir. Huşust ilâve: MANŞ TÜNELİ: Türkçe, Yarın akşamdan itibaren ERZİFONLU MARKiS KUMRU AMERİKALI AMCASININ 2000000 Juk MİRAŞINA KONMAK İÇİN ZORLA || TAYYARECİ oluyar Musiki ve şarkılar MUHLİS SABARADDIN Gördüğünüz ve göreceğiniz en Hiç kullarılmamış yepyeni (800) âdet sinema koltuğu eh- ven fiyatis acole satılıktır. İsteklilerin aşağıdaki adresa Bayoğtu ALKAZAR — sinema müdüriyetine ya bizzat veyahut mektupla müracsatları ga — 10 — | — Zavallı ihtiyar bari Çine kedar da- yanabilse.. Bütün gece inliyor, kim. Şeyi uyutmuyor. Onun için bu lst İyeri boş bulabildik. Yoksa üst yerler rağbettedir. Deniz seviyeninden aşağı. olduğu- muz için pencerelerin hepsl kapalı JâL Koğuşun iki kapısı vardı. Yüz elit yolcu buradan hava alıyarduk. Yeni yatağıma uzandem. Kumar. bazların yaygarası alttakinin iniltisi tahammül edilir şeylerdi. Bana en çok dokunan koğuştaki havasızlık, Bunu bilmediğim tuhaf bir koku idi. Çinlilerden birine sordum. — Nedir bu fena koku? — Afyon çekiyerler. Dedi. Kovuşla Ük geceme dayanamayıp egüvertede uyurum diye yukarı çık- tım. Gemicilerin kamarasında geçen Sineması Yalnız TÜRKÇE sözlü Filmlerine başladı. Türkçe *özlü ve en güzel Arapça şarkılarla LEKELi süöslü büyük dram KADIN YUSUF VEHBİ ve LEYLÂ MURAT V AY AN c ee eee İyi bir şans beni 1939 ağuste- Jsunda Tizolde ve 1940 ağuste- l& Bağdatta bulundurdu. ISıı içinizden belki birinciyi sans Fakat doğru değil. Zira bu seya hatten hâlâ haşlanmış bir tavuğun intibainı taşımakta olmama rağ- İman « haş ve sonra haşlandığı için bu İntı- birçok yeyler | öğrenmiş bulunduğum için mem- Bu öğrendiklerimin başında meselâ sicak mefhumu & ğurtosun İlk yarısındı |ve 29 derece hararet müthiş değil mi2 ) cayır cayır narken çektiğimiz sıkıntıyı dü; nüyorum. Halbuki şöyle yataklı |vagonun içinde ve çift vantilâtö- Tün altında gündüz çölün ortasın da termoimetrenin elli beş dere- ceyi bulduğunu gördüğüm vakit scak mefhumu hakkında fikri ol miyan bütün zavallı — gimallilere (zafet kaidesi dolayısile tabil bunda Türkiyemiz de dahil) acı- ada 52 derece ile girdik. | acaktan şiküyet edeyim de- dim. Şoför Azeri şivesile şikâye. timi ağamda bıraktı: — Yoh Beyim, goh savuh.. ü yordu galiba). Hakkı vardı. taksimatlı hepsi patlamıştı (İnanmıyan Hay- darpaşada bunları kontrol edebi. " |tereyağı, peyi Yazan : M.Şevki Yazman | aşınızın ucunda ve termasta ha- gır, Kahve ve çaya (buzlu da o» Tabilir) para yak. (Mahut Palas- ta alaturka kahveye 20 kuruş a- lırlardı), Sabah kahvaltısında İn- gilizlerin şunları yediğini gördün Ananas, yumurtalı domüz sucü- &u, korn fHleks (sütlü yulaf unu) it, buzlu çay, ka- vun, üzüm, kahve, Ben bu kadı çını yiyemedim amma, yeseydim para almıyacaklardı. “| — Öğrendiklerimden birisi de şu meşhur (flüsuahmer) oldu. Ha- ni gu en aşağı fakirliğin mikyası Siz de her halde benim gibi bil- gdat ötellerinde soğuk su her an İ SEYAHAT NOTLARI Ağustosta İrak, Bağdat Öğrendiklerimden Birisi de Şu Meşhur Fülüsu Ahmer Oldu. Hani Şu En Aşağı Fakirliğin Mikyası |sekâları dolayışile İngilizlerin 8- İşârı olmuyan para taksimatını ka- |bul etmemişler. Bir dinazı düper gdüz 1000 flua olarak kabul etmiş- İmdi bunlardan biz veya iki slükler bakırdandır ki kırmızı- «Alüsuahmer> ler Jukları delayısile denir. Darbimesel boş değil. - Benim Bağdat aokal ında gördüğüm seyyar lokantalardan tahkik etti- me göre, meselâ, ufak biz so- munla bunun katığı olan turşu iki Hüsadır. Ve eflüzuahmere müh taç» zat demek, bu en aşağı ha- t standardında da karnını do yuramıyan demektir ki — felâket- tir. Bu sebeple tahmin edersiniz ki ben elime geçen dinarlara © kadar ehemmiyet vermedi isem de eski at #özünün korkudan kırmızı flüsları sıki #ir verdiği | mezsiniz. İrak'ın bir İngiliz lira- kıya muhafaza etlim. s FELEK Eşek Arısının Âkıbeti Yazan: B. FELEK Puıı günü bahçedeki ça- mın dibinde uzanmış ©- kuyordum. Hava da ne güzeldi! Ne ilkbaharın şamarık aykırı- hkları, ne yazın bir sevdazede humması gibi yakıcı sıcağı insa- Mi yahatsız etmiyordu. Ana şei- ki tarit bir havanın nüvazişleri al- tında rahat rahat okuürken, bir eçek arısı musellat oldu. »— Cazzz! diye başımın üze- rinde dolaşt.. Burnuma nişan aldı. Enseme konmak istedi. Elimle kovdum; yine geldi. Kalktım başka yere gittim. Yine geldi. Biraksam sokacak yahul Sittin sene de eşek arıtı pe- sinden koşacak değilim yal Eli- me bir dal aldım. Ara sıra salla- dar olup baktım, eşek arısı mey danda yok! — Öh! Ne ise defoldu.. der- ken üzerimdeki çam dalının ucu- na konmuş olduğunu farkettim. 'am yanında da ufarak bir ö- ama tekabül eden <dinar> ismin Tepebaşı Tiyatrosunda DRAM KISMI 2/10/540 Çarşamba skşamı aşat 20,30 da ÖTELLO lir). Bağdada ilk gıkıldığı zaman » henüz ikmal edilmiyen i: müstesna - insanın üzerinde taktığı tesir. büyük, mamur ve Avrupal bir şehir olduğudur. zel ve aşfalt caddeden, hakika- ten büyük ve yüksek beton köp: tüden (bunlar iki tanedir) geçe- rek sk ve yine asfalt bir çarşıyı bir otele geliyorsunuz. Yalnız ketediyorsunuz ve oldukça güzel seyahati benim gibi ağustosta yar parsanız © vakit öüzerinizde hum- malı bir hastanın yarı uyanık, ye> mı uykuda hali de olduğundan | belki biraz daha hulyalı görürsü- nüz. Etrafınızdaki — bütün eşya, hava, otomobil, dayandığınız ör- tü veya yastık, hepsi sizin vücu- dünüzden daha sıcak oldukların- dan mütemadiyen size hararet geçirmeğe süyetmektedirler. Bu muhite ancak iki gündür dahil olan vücudünüz ise henüz mücadeleye alışmamıştır. Bereket versin Bağdatta olduk. ça iyi ve konforlu otel var. Hem İde İstanbuldaki birçok — (Palas- ları) utandıracak mükemmeliyet ve ucuzlukta, Hele bu ötellerde- ki yiyecek bolluğuna (galiba İn> gilizler öğretmisler) had ve he- sap yok. Bu yaz İstanbulda ve deniz yerlerine yakın bir (Palas) da kalmıştım. Su isteriz, musluk suyunu dayar; bitaz soğuk oldu mau 50 kurüş para yazardı yon | bi- | Birkaç günde fazla Tahata alışmış - tım. Yüz elli kişinin pekâlâ yatıp u- yudukları yerde kalmıya ben daye- namtyordum. Güvertede daendürücü — bir rüz- Kür esiyordu. — Büyük Okyanusu şima) yoluyla — geçiyorduk. — Birkaç Kün sonra Alentlan adalarını bile gö- rebilecek idik. AçIK Mavada beş daki- Ka bile kalmadan dişlerim birbirine vurmüya başladı. Kağuşa döndüm. Afyon kokulu, havasız, — gürültülü koğuş Japonyaya Kadar dokuz gün Mmeskanim oldu. Kına bir zamanda lere alıştım. Bu döküz gün zarfında | | geçen bir iki vakayı size anlatayım; Bir gece, SAat Ona yakın, yemek | için büfeye gitmiye hazırlanıyor- Gum. Altımda yatan ihtiyar Çinlı ö| Büin her zamankindan fazla inlemiş- t Adamcağız bütün seyahat müd. detince çaydan ve iliçtan haşka bir | şey İçmiyordu. Andak bir iki kere Çince bir şeyler mırıldandığını düye | düm, Tailti birkaç dakikadanberi dur- muştu. Göğeü yavaş yavaş inip kal- kıyordu. Halinde bir değişiklik oldu. Bu belli Id Kendisine dikkatle bakı- İyordum. Bir aralık gözleri bir nokta Uhamını, tarihten kudretini alan emniyetle görmeğe davet eder. BUGÜN BAŞLAYANPROGRAM Yakıcı heyecanlar filmi CHARLES LAUCHTON'un Büyük Ateş Ayınıca: 1940 n en büyük eseri D A CONSTANCE BENNETT'in R MADAM ve ŞOFÖRÜ Matineler hergün saat 1 den itibaren MİHRİ'NİN DEVRİÂLEMİ Yazan: MİHRİ BELLİ Afyon Çekenlerin Koğuşunda ya takıldı. kaldı. Tamamile haraket FMi Eğlldim nabrimı tuttum. Atmı- yordü. Göğsünü dinledim. — Atmıyor. İhtiyer Çinli sen muradma nall ola. mamaştı. Çin toprağıma dağil, Okyu- nusun dalgalarma gömülecekti. Et. Yafa diğer yolcular toplanmışlar, me. Takla bakıyorlardı. kumarbazlar bhile oyunlarını durdürmüşlardı Büfede Blekki merakla serüyor: — Ne a7 Bu gece pak iştihan yok. Nen var? 'Tam 0 sırada büfaye oturan gemlci: bir ve bu da yetmiyormuş gibi ne oldu- | beni ilk gece çok müteemeir eden şeye| — Duydun mu? Üçünaüde bir Çinli ölmüş, diyor. Merifin paralarmı da çalmışlar, gemide kasundur. Bir yol- Cü Ölürte orun buaktığmı gemlefler paylaşırlar. AN! Hirsesi bir yakala- gakt Bir kere de ben güvertede iken bir denbire aşağıdan biz gürüitü bir pa- ŞEHİR TİYATROSU TEMSİLLERİ FERAH — ÇEMBERLİTAŞ İstanbulun en büyük 2 sinamasında ayni zamanda bugün matineler. den itibarer 2 büyük film bizden; 1—0OTEL EMPERYAL (Türkçe) Casusluğun bin bir heyecanmı aşkın yaratıcı küdretini - yaşatan İSA MİRANDA ve RAY MİLLAND'ın hüriyetten ateşini, mityonluk - PARAMUNT 2 —TAYYARE POSTASI GARY GRANT - JOAN ABTRUR Kolembiş Film Şirketinin büyük Aşk ve Macara sinama romanı Mev. gimin en büyük süper filmi, sinemacılık âleminin en büyük Mucimesi Bir Milyon İstanbul Halkı Davetli 24 Yıldanberi İstanbul Sinemalarının önderleri olan ALEM. DAR ve MİLLİ sinemaları bugünden itibaren 1940/41 yeni mevsimini açmıştır. Umumi dünya vaziyetini gözönüne alarak Yırte işittim. Üçüneünün hamen bü- tün yolcuları bir daxikae İçi v verteyi deldurdular Halleri perişan idi. Bazıları bavul- Yarmı, torbalarını, bohçalarını yük Yenmişlerdi. Bartları da vakit buta. mayıp iç donlarile dışarıya #ırlamız- | Jardı. İçlerinden birini kolundan tu-| tap sordum: — (Devamı var rümcek yuva kurmuş oturuyor. Eşek arısı bu, dinler mi? — Vızız! diye örümceğin üzerine saldı.. Beriki hamen der top oldu, yuvanın dibine büzül- dü. An da bir kenara kondu. Bu iki mahlük arasındaki mü- eadele merakımı tahrik etti, işi takip ettim, örümceğin — büzüldüğü len çıkmasını beklerken be- ak ufak sallanmalar yapı» yordu. Arı tekrar havalandı. Bu s0- 1“ örümceğin daha yakınına ondu. Örümcek, seri bir hareketle arının ardına geçti. Ayağile bir takım hareketler yaptı. Tekrar döndü. eski yerine geldi. Der- ken aşağıya sarktı vea - fırdolayı bir deverani hareket yapmıya başladı. O çesnada atı tekrar istedi, Aaa! Olduğu yerden iki üç a kalktı, vizir vizir vizildi- yarak tekrar olduğu yere kon- du. Bunu gören örümcek, arıya gaha ziyade yaklaştı ve tekrar etrafında döndü. Uzatmıyalım efendim. O c hız örümcek koskoca eşek anım- nın etrafını kandi aği yle bir ki; arı sımsıkı bağlan- 'amaz oldu. Ondan sonra hafifçe yakla- gp başıma vurdu ve çekildi. Bi- raz sonra bu hareketi birkaç de- fa daha yaptı. Yaklaştım, baktım. Arı ada- makıllı sersemlemiş. Her halde örümceğin kendisine şiringa et- tiği uyuşturucu bir madda ile. Ertesi gün, ayni örümceği kö- şesinde rahat rahat olurur göre düm. Arı da iskelet haline gel maşti. Ne garip tabist değil mi> Kim umardı, bu küçük örüm- ceğin koskoca eşek arısını ağ- larile sanp, sonra hakkından nidi İSTİKLÂL KAHRAMANI BÜYÜK VE TARİHİ FİLMLER KERİSİNDEN TÜRKÇE SÖZLÜ BİR ŞAHESER Bir vatanm dahili ve harici düşmanlara karşı müdafşa — edilmesi Hile, casusluk, intrikalar karşışında, caxur, vatanperver, bir kahra- manın Vatan ve İştizli! mücadelesi Binlerce figüranın ve binlerce atlr ve ataız muharibin iştirek ettiği büyük Barp sahneleri. * BİRİNCİTEŞRİN CUMADAN İTİBAREN TAKSİiM Sinemasında ee GARA Y -i TRADER HORN filmine nÂzire olarak yapılan mevsimin ilk süper Wümi FRANSIZCA SÖZLÜ KARA GÜNEŞ STANLEY ve LIVINGSTONE İŞaheseriri takdim ediyor, Baş Rellerde: $PENCER TRACY - RİCHARN GREEN Bakir ormanlarda, 3 sene mütemadiyen çalışdlan ve 11 mityos dolara mal olan ve binlerce figüranm iştirakile “vücuda getirilen DUNYANIN EN BÜYÜK MACERA ve SERGÜZEŞT FİLMİ Dünya ainemalarında 6 ay müddetle gösterilmiştir. lerim de göle- Fransız Tiyatrosunda KOMEDİ KISMI 2/10/940 Çarşamba akşamı FAAL 2030 da YALI UŞAGI aşktan FİLMİ uçmak mücadelesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: