11 Aralık 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 6

11 Aralık 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fikir ve E Kütüphanelerimiz, Nasıl | Faydalı BirHale Getirilebilir? Kütüphaneleri Fikri Sinede Toplamalı Kasaba ve Köyler İçin Maarit Vekâleti bilümum mektep- Seyyar Kütüphaneler Kurulmalı Umumi Kütüphanenin (Beyazıt) harici görünüşü Hasdı, külüphane eskiden ıımı.rW lere ve bu arada Üniversiteye bir ta- | gördüğü rolü göredilecek gibi genç- | mim göndererek, Vekâletin musilim- | leri maddeten ve mâne, Jer ve talebe tarafından okunmak Ü-İcek evsafa sahip midir? Ve kütüp zere zatın airp mekteplere gönder -| hane içinde böyle bir ciddiyet ve kud- YUD Ve Leylâ, Linanüttayir, Sira- |Osmanlı şilri ananesini zenginleş- tamamen hâkim olmak- | Sülmüslim, Hâlâtı Seyyit Hasan |tirmiştir. Esi diği kitapların okunmadığından — ve HALLA bunların açılmamış almasından şikâyet etmiştir. Diğer taraftan birçok vüAyetleri. mmlade ve bilhasaa İstanbulda birçak Kütüphanelerimiz vardır. Bunları da ha fazla KabIl! Mtifade bir hale getir mek ve zenginleştirmek için — yeni tedbirlere ihtiyaç vardır. Hilmi Ziya Ülken bu meseleyi bir muharririmize gaa bir şekilde izah etmiştir: Hilmi Ziya Ülken: «Beki kütüphanelerimiz, — orta gağ içtimal bünyesinin ihtiyaçlarma göre kurulmuştu. Şehir temerküz et memiş, birbirine mülhak — kazabalar halinde yaşıyordu. Bunlardan her bi- Finin ayrr merkezi vardı: Cami, kü- tüphane ve diğer vakıflar bu küçük teçekküllerin fikri ihtiyacını basli - yordu, Fakat, muasır şehir hayalına doğru gidildikçe içtimal fonzelyonlar birbirinden ayrılmıya ve ayal Za- manda şehir, iktısadi ve fikri mer » kezler etrafında toplanmıya — başla- du. Bu süretle artık seki kütüphane- ler gerek mübtevaları, gerek ŞEhir- / axa Gayenmin mütemerkiz bÜYÜK ge deki yayılış tarzları itibarile fayda- S1z bir hale gelmiştir. Bunlardan istifade edebilmek için llk çaze, kütüphaneleri fikrt sitede temerküz ettirmektir. Fakat, böyle bir teşebbüse girildiği zaman pek çok | kitap toplanacağı şeklinde Vir ha- yale kapılmak doğru değildir. Çün- Jedilmemizse siyet ha ta madır? Eğer, bütün hünlar temin Büne sebep ol: değikdir. spor sahaları, barlar, & zip görünmekle beraber ler cami rölünü oynamakta olduğu için öteki mücusesnlerle pekâlâ rekâ- bet edebiliyor ve gündelik — hayatın doğru İhiç olmazsa hirkaç #astini muntuza. İman çekmiye muvaffak — oluyorlar Binacnaley Süleymaniyeyi, — Patih kuran dedelerimizin — orada bütün küllür — ihliyaçlarını tatmin edecek zengin — medres kütüphaneleri, aşhaneleri, imareti neleri, meşrüta evleri beraber — ir kın okumak İhtiyacını kolaylıkla tat min etmesini ve bu sayede eski kül- inde kuv vetle yerleşmesini gün, bütün bu ihtiyaçları modera tarzda temin edecek bir nevi yeni hir kütüphanelerinin yanı — buğında yine uzak Mmantakalardaki ma talle- lerin, kazabalarım, hattâ köylerin ih- tiyacını temin edecek kütüphaneler kurmak ta bilhassa — unutulma ums lâzım gelen bir noktadır. lardan ietifade e- Halkıa, bu kiti Kü, orta çağ ihtiyacına göre ber mın | dedüMesi için kefalet veya taanhüt- taka kendi kütüphanesinde zamanı ilminin bütln eserlerini bulundurmu- le dişarıya kitap verabilecek mmta- ka kütüphanelerile, — bund. ©! Başka ŞA mecbur olduğu için bu küitüğha - İ niçbir külüphane tesisi mümkün ol- neler birleştirldiği Zamar ayni cins yüzlercesi bir araya gelmiş Bu ise, yalsız rakamı gi şirmekter ileri gitmeyip bir yığın mükerrer nümhayı ihtiva — adecektir. Bu mükerrer nüshaları kaldırdığımız zaman kitap sayısı Ga talımin edildi Bindan çok az olacaktır. Böyle ol - makla beraber, keyfiyet bakrmından, İstanbul kütüphaneleri hayit zengin dir, Bunun şahidi, bizzat kendi mü- tebahhirlerimizle beraber bazı müz- teşriklerin tetkiklerinden lstanbul kü tüpbanelerine ait referansların - çok- kuğudür. Fakat, böyle bir toplama i- Şi yalnız bina, tasnif ve memur me- Belesi ile halledilemiyocektir. Bu ki tapların, tetebbll edeceklere fay: bir hale gelebilmesi için buşluca ça- ve, kitapların Hülüsalarını ve diğer dünya kütüphanelerindeki uüshala- rile farklarını gösterir mufasmsa! Ha- taloğların yapılması Vâzımdır. Buraya kadar mevzuu bahsolan ni- Miyacak kadar küçük kasaba — ve köylerde okuma ihtiyacını temin 1- çin seyyar — kütüphaneler — ihdasına doğru gidilmelir Hülâsa: Müsbet ilimlerde lâboratu ar ne isa, bilginin bütün diğer şube- lerinde xütüphane odür ve onmuz ne dim, ne ihtısar, hattâ ne de muta- yassıt şahsi kültür yapılamaz Türkçe ve Edebiyat Dersleri Türkçe ve ede- biyat derslerinin üse talebesinin zi hin terbiyesi üze. Findeki — tesirine bilhassa işaret et- mek isterim, Li- gençlerin ihmalini ye - her — tarafıada | n unutmamış olmalarr - Ğ in ve fakir bülün hal- İN etmişti. Bu- | » |çaları kendine mal etmiştir. Otuz. Lettiği eserler, o zamanın hüküm- hayet Mmüverrihler ve Usancdarı a- | SAN, bir düşünme dakadar edecek eski — kitaplarımızın | Yaztası olduğu - Yanzimi işidir. Pakat, mesele bunun- | KüUNA göre, ana di in bitmiyor. Modemn ilimlere ait ta- | Nİ öğrenen — ço- mamen tanzim ve tasnif — edilmiş | CüK. âynl zaman- mütemerkia bir kütüphaneden mah- | dt düşünmeyi de — Vehbi Eralp rTum bulunuyoruz. Şu halde mesele- / öğrenir. Bu itibarin, türkçe dersleri yi daha etraflı olarax ele alınca, gark / bülün diğer derslere tomel hizmetini Idtapları nihayet bir fasıldan ibaret | görür. Mektep talebesinin okuduğu - olan zengin ve bütün ihttyaçları te- |nu iyice anlaması, anladığını gerek wüine kâfi modefn bir kütüphane vü- |söz ve gerekBe yazı ile ifade ödebil- cuda getirmek lâzım geldiği anlaşı- | mesi bilhassa mühimdir. Bunu temin hır. Yalnızca Beyazrt umumi kütüp- (etmek için, talebenin iyi aeçitlmiş haneeinde tanzimattan sonraki kitap gümünelerden bol, bol örnekler gür- darın nasdd hercümerç halinde oldu- mesi Jâsımdır. Bu — süretle, — yalnız, Bu ve bunlardan istifade için hiçbir yukarıda söylediğimiz gayeler — elde esaslı kataloğun bulunmadığı hatırla edilmekle kalmaz, ayni zamanda ta- nırsa bu meselenin ebemmiyetini an- Jebenin güzel hakkındaki bilgisi ve lamak kâfi — gelir. Kütüphanelere duygüsü arttırılarak e€tetik terbiye- Bençlerin devam etmediği veya de- Sine de yardım edilmiş olur. vam edenlerin bühassa gazete okuıl Kakiden edebiyat dersleri nazari mük için gittiğinden ekseriya şikâ- |bir takam malümattan ve — edebiyat yet edilir, Acaba, bunların kütüpha- | tarihi bilgilerinden ibaret addedilir. nelerden hakkile istifadeleri imkâ-| di Halbuki, #onra bu sakat görüş nt temin edilmiş midir? Aradıkları her tarafta terkedilmiş ve bu dere- her geyi derkal bulabilecek bir vazı. İlerden beklenetek gayelerin — arcak yete getirilmiş midir? Kütüphaneye |ıyi muharrirlerin eserlerini okumak- Gevam işi tamı bir inzibat altına alın (la, onları anlamıya çalışmakla — ve miş madir? Meselâ, Rerlin kütüpha- (onlar Üzerinde düşünmekle elde edi- neslnde alduğu gibi çalışan talede - leceği anlaşıimıştır. Metna nin Rötüpdane binası içinde yamek | yan bir türkçe ve edebiyat deral can yemdkini tamin edecek careler düşü. İsız bir iskeletten başka bir şey de. BüDmrüR mükür * güldir. z VATAN debiyat EDEBİYAT ÂALEMİNDE YENİ BİR İDDİA En Büyük Türk Şairi ALİŞİR NEVAYİ Yeni Bir İddia Olarak, Alişir'in En Büyük Türk Şairi Olduğu ve Füzulinin Onun | Yanında İkinci Plânda Kaldığı İleri Sürülmektedir 15 inci asır, Türk gair ve mü- Nevayi ve Füzuliden hangisinin kuvvetli olan yazılarının güriy tefekkirlerinden — Aliir Nevayi | daha büyük olduğu sualine yal- tini bi hakkında büyük bir ihtifal yapı- 'nız Füzuli hakkında aşağıdaki mıştır Sayfası —— Bu bakımdan siyasi haj v 11 -12. 940 — Bir Öğretmen Dert Döküyor ve Diyor ki Muallimlik Zuppeliğd, 'Müsait Bir Meslek Değildı'r'ğ l Memlekete Kültürlü İnsan Yetiştirmenin Mânevi Huzur, Zevkini Veren Bir Meslektir Geçenlerde mektepte nöbetçi ,arkadaşını hafif ve biraz müsteh- olduğum bir gün bahçede gezini- zi bir gülümseyişle hiç ses çıkar yordum. Çocuklar bahçenin her madan dinliyordu. Şık bayan 2ö- tarafına — dağılmışlar, bir ku züne devam etti: lehçesile tattır- | oynüyor, bir kısmı geziniyor, bir/ — Kuzum, bu yardım teşkilâ- |kısmı da güneş vuran bir köşeye tına muallimlerin de her ay için lacağını evvelce yazmıştık. Alişir, | sözleri söylemekle iktifa etmiş- tı kadar edebi sahası da genişli- | oturmuş, — düşünüyordu. — Hava | muayyen bir para vermeyi taah- Çagatay türkçesile yazan, Türk . tir: yen diline ve kültürüne kıymet ka- | — ee« Füzuli, ceki edebiyatımı» tında bir şahika olarak yüksel- ol zandıran şair ve Alimlerdendir. 'zın, yani Anadolu ve Rumelide miş ve kalmıştır. Hüseyin Bay- |Herat'ta doğmuştur. Nevayi bir ' inkişaf eden garp Türkleri edebi- Jaralık Herat hükümdarı Hüseyin | yatının ananesine girmeden onu| tanatında veziri olan bu Baykara'nın vezirli; apmıştir. | zenginleştiren şairlerdendir. Eğer, Otuzdan — fazla eseri ve bunlar| onun çok hususi şeralt içinde ve kiletek kadar f arasında birkaç — divanı vardır. | bizimkinden başka İisan hususi- oOlduğunu isbat et Esetlerinden bazıları şunlardır: | yetleri arzeden bir memlekette Mahbubülkulüp, — Muhakeme- yetişmiş olmasını gözönünde tut- mühim şahsiyeti gi : mızda bu iki mektebin yazdım teşkilâtının ye- | den dinledi Fakat toprak rutübetli|hüt etmesi fikrini ortaya alan uğundan yere oturan çocuk-|ukalâ da kim? kaldırmak için yanlarına doğ-| — Genç arkadaşı müstehzi gü- karanın en yakın arkadaşı ve sal- ru yürüdüm. Benim yaklaştığımı lümseyişine devam ederek cevap büyük zörünce ayağa kalktılar ve kar- | veri - şımda saygılı bir vaziyette dur- | — — hibi dular: Karşımda duran çocuklar | “Muhaverenin burasında vapur Affınıza mağruren ben! dikkatimi celbetti. Bunların çoğu |iskeleye yanaşmıştı. Ben isteme- bu konuşmanın talebelerdi. 'arkasını işitmeden — kalktım, mek ve kilap verdi tüllügateyn, Ferhat ve Şirin, Hay.| mazsak, hakikaten, yanlış hü- edecek olursak görürüz ki Füzu- Elbiseleri, ayakkabıları eski, ya- Tonun kapısına doğru yürüdüm. reti ebrar, Mecalislüinncfais, Seb'- Hi Ardişi u Peblivan Ebusait ena bizim gi 3 |biy Müfredat —der fenni — muamama, | biri gözile bakıyorlardı. O büyük merhalelerini bir de- hâya ve lirizme sahip olan Nedim | bile sade onu tahmis etmekle kalmaz, hattâ masramnı iktibas bi- . ve lirizminden çok aykı: le eder. Füzuli, bize şürlerinin nası| ya. E zıldığını anlatmıştı. Her iki di gürin, bazılarının — zannettiği gibi İj kolojik arızalarından tellektünlisi bir zekânın aşağı, yu- kanı temrinlerinden — doğduğunu gösterir. Bu itibarla büyük «inşa> cıdır. Füzuli | Füzuli, bu mukaddemelerinde ğ a. ğ dece ilhamının şahsi mekaniz- Münşeatı Türki, Kıssai Şeyh Saf- | &4 ğ fain- Hameatlilmüetabhacin. 'r-&ııpom':n'*“;_""":'m“'”_ d_'"_",:,f;:ı mei nefahatülüns, Tercümej nes rülleâti ve Nazmülcevahir, Edebiyat âlemimizde yeni bir iddia olarak Alivirin, en büyük Türk şairi olduğu ve Füzulinin Onun yanında ikinci plânda kal- | !© e l dığı ileri sürükmektedir. Bu iddia biF tekzibini görmeseler bile, bu | karşısında Üniversite edebiyat Mukaddemelerde görürler. rofesörlerinden Dr. Ali Nihat| | Füzuli hal İ ?r..ı.ı Ayunlııı söylemektedir. — hat Tarlanın yaptığı etütler, bu T «— Alişir Nevayi, şüphesiz, bakkit 'ürk tarihinin en büyük şairi ve ç ayni zamanda cinsans — olarak |— Alişir Nevayi ve Füzuli tarihimizde en büyük — Türktür. arasındaki mukayese Çagatay dilile otuzu müteca- | viz eser veren bu büyük Türk | Füzuli, eski şairlerimizin de | iddia ettiği gibi Nevayi tarzında .yazmış ve hattâ ondan bazı par- kendinden sonra gelen bütün fi- |kir ve gür dan fazla eseri ve bunlar arasın- da birkaç divanı vardır. nin son günlerini yaşadığı zaman Nevayi, üç yüz kadar hayrat (unyaya gelmiş olan Azeri-Türk |laştırı 've bunlar için ayrı, ayrı vakıflar tesis etmişlir. — Musikide — ihtısas yapmışlır. Zamanının ilim a ları, — gairlerinin - kendisine itbaf edebiyalınrın en kuvvetli — simı Füzuli bile bu tesirden kendini darı olan Hüseyin Baykara'", haf edilen eserlerden daha çok- | tur, Şir Nevayiyi memleketimiz- de daha fazla tanıtmak bize bir | Mönik Kemi hakirie Pu batün | borçtur.> HERLE AU KOĞAN. CU ĞUĞ Profesör Dr. Ali Nihat Tazlan | iehar mekteplerdı paleta ” hayatı, | bundan sonra: «Onun bütün gi-aksiyeti aanati hakkında falebelere - | irleri güzeldir. Şu parçalardaki İEMMYeLL. SANatİ hakkında telüislere güzelliğe bir bakın dedi. H LAT A Z Alişir Nevayiden bir gazel — | — tniveraitede Raktör Cemil Büme, Bahar boldu ve gül meyli kılmadı | salide Pai peofesör Al Nihat Tar: gönlüm san, Profestir. vekili Hamdi — Tun; Açıldı gönce velâkin açılmadı (var bu mevsu etrafında Könlerane. » .j Sönlüm 14z verecek, talebeler şairin eserlerin ile vüleh erdi den geçilmiş pargalar okuyacnklar - , öndak kim diz, Üniversitedeki merasimden son- Bahar gelgeni gitkanım bulmatlı ra inkılap müzesine Eidilecek, urada ğ gönlüm Namık Kemalin eserlerinden vücude Yüzün nezaresi da nıılı_vı mest |getirümiş olan sergi ziyaret edile- idi yani (cektir. Bu münasebetle, muhtelif mec Ki gül çağı da zamanı ayılmadı | mualardaki yazılarile nazarı dikkati | devresine bağlı olarak — karakterize A gönlüm. |celbeden hukuk fakültesi talebesin- edilebilir. O esasında — «Muharrir» Zamane gülbünü da goncedik (den L. Erişçinin Namık Kemal hak- san'ate eşairlikten> daha çok lâyık düril gönlü İkmdaki bir yeni yazısını neşrediyo- | tır. Olarga sükrile bârt katılmadı |ruz: gönlüm | “Namık Kemali, Osmanlı İmparator 1 Ah kim vâleh min ol servi 'lee karşısında bile eklektik ve hat. Gözlerim giryandur ol güller ki tedir. Ninevâ saz ile key bülbül gülsi- |ri için tarihen çok ehemmiyetli bir|de yerinin bugün çok tehlikeli ve yanlış anlaşıldığı kansatindeyim. Tanzimattan monraki silandin cüda |rol sahibidirler, Eylemes töti tekellüm şekkeris-| Namık Komalin ası! odebi şahslye. mlere gideriz. Maamalih, Fü- lide şürin en erişilmez ince ruh malı, fakat temizdi. ni Seyyare, Seddi İskender, Mee- | zuli, eserinin sonradan katıldığı titreyişlerine çıktığı vayinin kudreti 16 nci ve 17 nci | şey: Bu çocukların neş'esizliği idi. şındaki o insan fidanlarının sarar. , zannederim ki, | asırda bütün — nüfuzile devirlere | Tamam gülüp eğlenecek, #por miıp yüzleri, ü imüzle, yani ede- | hâkim olmuş onun edebiyat hak- oyunlarına işt Aruzu Türkt, Tevarih ve Kafiye, | hiyatımızın en büyük şairlerinden | kındaki nazariyeleri (Mizanülev- (da olan bu İzin İzans son Zzamanlara kadar kol #ünü kedi gibi güneşe karşı uyuk- | bulunduğu — mektepte de o sarı Gözümde, memleketin eyarın> 1 Benim asıl dikkatimi celbeden demek olan on dört, on beş ya- zayıf vücütleri can- tak edecek bir çağ- landı. Hiç şüphe yok ki, benim nçler öğle tenefili- / tanımadığım bu züppe muallimin 'amakla geçiriyorlardı. O kadar| yüzlü, cansız çocuklardan vardı. neş'esiz ve cansızdılar ki birbir- Fakat o, fantezi — ihtiyaçları yü- larile konuşmak bile istemiyor- |/zünden onlara ayda yirmi oluz vanının mukaddemesi, onun için İ lai cutleri dal gibi ince,,. kan vardı. Kendisine bunun bebini Hepsinin benizleri sarı, vüs | kuruşla olsun — yardım etmekten iyordu. çeki İçlerinden birinin - gözlerinde| — Tahsil çağında bulunan çocuk- » İların Vve gençletin mubilinden doktora gösterip gös- | uzak olanlar ve refah içinde yeti- termediğini sordum. Şu cevabı| şenler, onlarm okumak için kab verdir: — Üç doktora gösterdim, hep- Tandıklağı meşakkatleri, mahru- miyetleri belki bilemezler. Fakat si de zafiyetten ledil. Şimdi bu çocukların içinde yaşıyan, on- göz —mütehassıslarından - birinin İverdiği ilâçlara devam ediyorum, muvakkat surette geçiriyor. Çocuğun sararmış zayıf yüzü- Fakat bu ilâçlar da kanı ancak b ne ve kan bürümüş zavallı göz- lerine içim sızlıyarak baktım ve ilirler? ona Çocuğun kaypak, yoğı vdan, G şekil almıya — müstal — be yulübü Alişir Nevayi tıp gelmiştir. Bu azamatli dehâ- böyle birkaç satirla tetkik et- oluyor. Edebiyatımızda fikre, mek. izah etmek imkân haricin- İmânâya © kadar düşüklükleri, de olmakla beraber; biz bu sa- aksaklıkları affettiren sonraki te- | tırlarla aradaki farkı lâkkiler, bizzat divan dediğimiz üzerinde durulmasını işaret edi- tertip şeklinde bu fikirlerinin tam yoruz, Meselâ: Min belâ yüzlense ey can yar- din ayrılma gil nda Dr. Ali Ni- Bölsa yüz min canım al ey hecr Tâkin kılma gil gairin simasını bize tamamlıya- Yar ne mindin cüda yahut mini lum? nem var ve Bir fabrikada işçilik 'mı yısynr. bize bakıyor. yetini biliyordum. Bunlar ya ba» kafa ancak sağlam vücut 5. basını kaybetmiş fakir çocuklar nur. e veya işçi çocukları idi. Yoksulluk — Herşeyden evvel talebyua$ 'bunların fiziyolojik bünyesini ha. sıhhati ve gıdası ile alâkar rap ettiği gibi ruhlarını da bozu- lim. İçlerindeki fakir işçi ) »N yor, kendilerini neş'esiz, ümitsiz, larının, bahasız yavrılarıfsd bedbin bir hale getiriyor. Bu ta- olmazsa öğleyin önünde iki lo. lebelerin ders vaziyetini görümün ma sıcak yemek bulmasını elbi önüne getirdim. Çoğunun aldığı | liğile temin edelim. Biz ve çocuk. — | notlar fena.. d Tik ve dalgınlık nunla beraber içlerinde çok ça-| Demokrat bir milletin büyük- hışkan, dikkatli olanlar da var, |leri de, küçükleri de ayni tarzda diyen Nevayinin ruhu yarım asır sonra Füzulide: Canı canan dilemiş vermemek âlim ve şairi kendi zamanında ve Ne nizağ eyliyelim ol ne senindir kilmiş oturan çocukları oyun gezinmiye — teşvik ettim. gçoğunun ayakkabıları o kadar es- haline getirmek gayemizdir. Va- ki ve yamalı idi ki yürürken ayak- zifemiz onlara yalnız kültür aşı- larısı güçlükle kaldınyorlardı. —lamak değil, sıhhat ve insanlik 'atımıza müessir ol | şeklinde görülüyor ki, şüphesiz |müştür. Nitekim — Alişir Nevayi- |daha zayıftır. Bu iki şairin divanlarını kargı- tetkik edecek olursak Fü- zultnin ne derece Alişir Nevayinin | tesirleri albrd> kaldığını açıkça ” kurtaramamış ve Alişir'in çok |görmek mümkündür. Namık Kemal İhtifa Bisarif Velületi. Velamdüve . Şair'” gn jbam var, Hastalandığını duydum ve akşı baran Yeğurda Dapırna Ki 2er9 fimler bu işte biraz daha cömert Beri mütevazı bir şekilde giyin- mişti. Benim işitebildiğm bir ses- le konuşuyorlardı. < |toradan buradan konuştular, ni- hayet mektepten bahsetmiye baş- |ladilar. İskeleye yaklaştığımız « rada şık bayan: sordum memleket idealine uyeek or — Senin baban —var mı, öğ-| vermek vazifesini — Üstürülü! r, işleri yalnız kafiğ ci kulif | — Hayır, efendim, öldü. An.|de işlemekten ibaret zekGjiş veef | irler. “Vücudün mee, çoi İve sekli bozuk olursa kaddâf â'ğ' 2 Ny t teki çocukların da aile vazi- kıymeti yoktur. Çünk? 'k 2 lerde dikkatsiz- larımız birbirinden ayrı şartlarda österiyorlar. Bu- / yaşıyan insanl O gün bahçede bir kenara çe- | yaşarlar. Çocuklarımızı — kanlı, ve|canlı, gürbüz yani memlekete 'akat hizmet edecek — kültürlü gençler aşılamak, birbirlerine yardım et- * Li . mesini de öğretmektir. Bu yar- Kalaylkde cunua bir aKti T UKÜ Ö Ka ga Tallf DANEE Glakm Hale beşleneida F gğ Üstü zi Ü di | g) TF BiYETE b Biliyer çindirmek gailesi olmıyan mual- devranabilirler. Kısaca: Her mesleğin bir t süziyeti vardır. Muallimlik b Biz MÜddüt | e İka yaşama tmküânlarını'te- min eden, züppeliğe müsait bir meslek değil, belki sadece mem- lekete kültürlü insan yetiştirme- — Bugünkü taahhüt meselesi | ih mânevi huzur ve zevkini ve- rzen bir meslektir. «Mütefekkir» ve «âlim> tarafı kat'iyyetle yoktur. a Bütün bunlarla beraber — bizdek! Nevâyı gönce tilep gönlüm ağzın (luğunun muasır şartlar içindeki bün |o devir romantizmi içinde rolü ve €tti heves İyesinde siyasi hareketler çerçevesin (hemen her mevzus en koyu şey bil- Eğerçi tapmadı lâkin yanılmadı |de ele almak lâzımdır. Onun mensup |hasan 187 den Sönraki 'devre içinde Bönlüm. |olduğu —<«Cenç Osmanlıları hareke- | türlü tasir ve tefsirlere sebep ölmüş İti vakıa, © amadaki bazt temayül- | tur. Fakat ne önün şahslyeti, ne bu hıramandin cüda /tA islâmcı bir plâtform göstermek- (tesir ve tefsirler üzerinde bügün bi. İyoğrafik büoğrafik teferriüatına öte- handandin cüda| Bununla beraber genç Oksnanlılar ye geçimiş bulunmamaktadır. Na- Binevadur can dağı ol hüru rıd-/ne de olsa dahilde ve hariçte derli 'mzk Kemalin bilhasaa bizde Medlo- vandin cüda | loplu bir Siyasi çalışma gösterdikle |jlk denemeler ve cereyanlar İçerisin sinirime dokundu doğrusu! Dedi. Öteki: — Hangi taahhüt —meselesi? “|diye sordu. — Canım şu fakir - talebeler için bizim de her ay muayyen emizi teklif ettiler bir gşeyi taahhüt edemiyeceğimi — söyledim. Bizi bu işe karıştırmaları mânâsız de- ğil mi? Aldığımız para nedir? Meselâ ben iki mektepten ayda yüz yirmi İira kadar birşey alıyo- Tum. Bununla ay sonunu güç tutu- yorum, hattâ bazan babamdan da istiyorum. Şu ayağımı rpinlere yirmi beş lira verdim. İki ay giymeden deförme oldu. Yenisini ismarlamak lâzım. Bu seneki kumaş fiyatları malüm. Yeni yaptığım manto yüz elli li- raya çıktı. Fakat henliz geçen se- neki mmodası geçmiş man'oyla geziyorum. Çünkü yeni mantoma uyan şapka, eldiven ve çantayı daha almadım. Gelecek ay başını bekliyorum. Bir de bu nevi taah- hütler, bilimem neler çıkarsa ma- aş hangi birine yetişecek? Bu yar- dıimi çocuklar kendi — aralarında tandin cüda.|ti, kanastin * İstanbulun avvelki|her devre ve gahit gibi Namik Ke -| yapmalıdırlar. Maruf bir edebiyatçimız Alişir İsenclerile betaic: bilhassa bu siysat | mal de hâlâ bir tez mevzaudur. Mütevazı giyimmele genç bayan | |lere göre, bu sene Ankarada bir ede- biyatçılar kongresi — toplanacaktır. Bu kongrede ödebiyat — derslerinin tedris metodu ve edebiyatımızm di- |i #er mühim meseleleri görtüşülecekt'r. Feriha Ünlü Küçük Edebiyat Haberleriz Edebiyat Gecesi Kdebiyat #akültesi — talebelersinden bir kağmy edebiyat faküitesinin bir Kıstm profesörlerine müracaat ede- rek bir edebiyat gecesi yapılmasını istemişlerdir. Talebenin bu müraca- atr nazari dikkate alramıştır. İlkba- Jharda bilhassa divan odebiyatı Bze- İrine bir edebiyat gecesi yaptlacaktır. Edebiyatçılar Kongresi Ankaradan İstanbıla gelen haber-

Bu sayıdan diğer sayfalar: