14 Aralık 1929 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

14 Aralık 1929 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L Kânunuevvel Vak'ıt refizeyler o Vakitli vakitsiz bir tekzip Merakı arkadaşımızı herelere götürüyor? - B0 talebe naklolunacaktır. Bilkaş Rr — An a— — : enberi Is-|hakir gören bir- kaydı ile | öeftlitütilümi İ(Yaxm'ı doti Şarüal "etma” Talebeler — tefrik edilmiştir ğe hazırlandıklarını göste-| b AD riyorlardı. ——— İşte birkaç gündenberi|M. Beyin bir tezkiresi var- vakıt gazetesinin yalan yan-|dı . Ne acı idiki ( Vakıt ) Muallim Mekteplerinden 150 Talebe Ankaraya naklediliyor Ankarada açılan Gazi Muallim Mektebine İstanbul Erkek muallim mektebinden slenin tarizlerini, imala- diği € Büya yapmak iste- leri görmemiştik, bir zihniyetin tesiri altında /yüne bizi tekzip ettirirken, yapmağa “özendiği, şeyler, | Banka —müdürüne de - bizim bizi de kendisine şöyle bir iddialarımızın dogrulugunu is- dokunmağa mecbur etti. —'pat ve itirafettirmiş oldu. n l Teaill Muhterem vakıt gazetesi |( Yarın) Beykoz Fabrikasın- bir takım imalar, filân fi-| 4, yerli mali kullanılmyor! ea çu satırları yazarken | KSa (İ."k::ı h.nhı ıs: muhterem Vakit gazetesile, nuyordu? Yoksa buıneml:lıho:tel!::- yor. Fakat inşaallah ilerde den beri adet gelişi|icabına bakılacakmış !?. ..d"l savurmıya - kal- güzel jurnacılıkta mı bulun- (vakit) gazetesidir. “|mak istiyordu? Biz muhte- tekzibedeceğiz diye hemen Bhb..:d.m son gün- rem "“m:'“:;m":: hergün değmez zahmetlere rda V: a en ('lhı) G fazilete asla yakışmıyacağı ERAĞECİSİN TÜ y e gazetesinin dün çahit hei I l disini kendi yazılarile tek- B Aln“b; :uh | M'(":hhı n ) :ıb::'l!yor da farkına var- Dünu terem t bi da İeğnletmiştik. Şim- . otesi İkide birde (Yarın)-| — Mütekait Refikı muhte- ni yanlışlarını bulayım ve e gündenberi|çıkarayım derken geçen #arak beyhude yorulacağına 'd.m' LMW bazı lmı-[ıun (Meliha) mes'elesinde biraz yüzündeki, ! bulunmak istemeleri-|oldeğu gibi kendisi yanlış- $ızıntılarile (Oğlan ve çıplak Y yretler ediyoruz ! ıluı düşmüyor mu? dl"he dün de ; “Bir g;ızctı-__l Yine — dünkü (Yarın) 1 kendilerinden '(Sanayi ve Maadin Bankatsı)lâki vaziyet verebilseydi !.. LIRAĞAN SARA YI BASKINI TEFRİKASI î"'lp::y — Rahatsız mış! Haberim var. Cevabını verdi.? » beni Hocanın hanesine götürünüz! Ben Hocayı te- bağ m. Turhan efendi hazretleri de lütfen benimle bera- pazar günü Ankaraya ha-! Nekadar yazık ki (Yarın)ı ge 3 üncü Sahite Genç ve faal ustalara muhtacız Sanayi ve Maadin Bankası hayırlı bir teşebbüste bulunamaz mı? Memleketimizde ..nıyinîınlı;n diyebilirim ki başlıca manlar yetiştirmek lâzım- inkişafina amil olacak ele- büyük bir kimyageridir. Bu hususta mektep açmak için dır. Bunları temin için mes- | VE fazla bir paraya ve Ayv- lek mektepleri açmak orada talebeye ilmi ve nazari ders- ler göstermek ve yeni açılan lar vermek elzemdir. Bu hususta İzmirde ya- pılması tekarrür eden kim- istedigimiz ustaları yetiştire- mez. Oradan çıkan bir kim- yagerdir.! Kimyager bir us- n lânlarla nedemek istiyordu? diyordu . Banka müdürü de tatın vazifesini yapamazher Bunlar kısım kısım ayrıla- birinin ayrı vazifesi vardır. Acaba sanayi ve maadin .|bu iddiaya karşı: Evet..|bank - üphem imalarda mı bulu ge * ASN ası böyle hayırlı bir teşe a yabancı mal kullanıyoruz! di-| Pbüste bulunamaz mı? Te- menni edelimki bunlar biz- den evvelonların fikrime lmiş olsun. Bizde usta demek artık olmuş, tecrübe görmüş a- gö damdır, belki bu adamın tecrübesinden istifade edile- bilir, Fakat kuvvetinden as- Ilı bir hayır yoktur. selâmeti için genç bazulara ihtiyacı vardır. Bugün bu Hmizi ilerileteceğiz? (Galata sarayda hocam|bu yayı sımat mektebi bizim | rupadan getirilecek hocaya ihtiyaç vardır. Bina yapılıncaya kadar biz o lış, bilir bilmez ve ne gibi|sevinçle güya Banka müdü-|fabrikalara taze genç usta-|küçük bir yer bulalım ufak- .tuı başlı e Pto'ı'ıııı o kadar dolu olmamalı ga- yet sade fakat esaslı. Meselâ: Kimyayı uzvi ve madeni, kimyayi sınayı fizik, şimi, elektro şimi ve tahlilâtı kimyevi ve mâdeni cak, boyacılık lavantacılık, dericilik ve sair şubelerinde- de mesleke ait, nazariyet ve ameliyat tatbik etmelidir. Meslek mekteplerine ge- lince ilk mektebi bitiren her efendi kabul edilmeli orada üç sene âmeli ve nazari ders rdükten sonra fabrikalar- da bir sene sitaj yaplırıp | | remimiz, (Yarın) la uğra-|Usta ve teknik adamları yı-ıfhlk nedir tiştiremezsek nasıl sanayi- derslerin usta yapmalıdır. Orada — yalnız — onları alâkadar edecek küçük fa- Şimdi genç 'l'üıkıyeııınllut esaslı şeyler okutmak, Meselâ kimyanın, hendese- hesabın ne olduğunu ve sonra bu mesleklerindeki rollerini göstermek — hâsılı mes'eleler çok — ince nin, olan kimyager Şükrü bey- tetkik edilecek şeylerdir. Bu min olunabilir, memleketi- kadmlar meşheri ) ne dön-| gen kimyayi sınai mektebilyalnız kısaca gidilecek yol vakitte | dürdüğü tayfalarına birazab-| için mühyj: 1:;;'..4::..— te- hakkında bir fikir verdim, Kimyager AHMET SAİP ALİ SUAVİ hadiscsi & Muharriri: AYHAN — degildi . Kleanti yanında getirdiği arkadaşına bakmıştı . O da Mihalaki atlı biri idi. Kleantinin teyze-çocuğu idi. İkisi bir saniye bakıştıkdan sonra, Mecliste ( Turhan ) diye Türk olarak gelsinler, Netice, A"l Göki hani . “'Y::h;k!um Turhan efendinin (Kılıç da budur. Hem Ahmet muhacırların İu::ıılınm hazır ederler. Onlara artık Aı.'ân efendi haz- b İ talimat verirler. Yalnız onlara silâh lâzım değil mi? 1 Piştov ve tabancaları vardır. Ahmet Paşa lüzu- | "'A::ıı:r yatağan bıçağı tedarik etmelerini de emrederler, Ülm ıimı:"l;ı_ Siz orasını düşünmeyin efendim, O cihetler aa r: Diyerekten ayağa kalkmıştı. Alt Suavi efendi ile Pa ve Mihalâki üçü birden kâmeriyeden çıktılar. Karanlık Çeye doğru yürümeğe başladılar. Arkalarından Evkaf mu- klbqı isi İlkîn â:::ıze_! de ’;ıu':pâl:eı .ıellrken geçtikleri karanlık Ötekiler Aziz beyin bahçesindeki kameriyede kalmışlardı suavi, Klaanti, Mihalâki ve Aziz bey Hoca Kâzım cfen.— evine gidiyorlardı. Kâzım efendinin evi Fatihte idi. ile Mıh.w Cenı'h paşa camiinin yanından gectiler. Kleanti el lâkiyi getiten (Lando) halâ orada bekliyordu. ' nti arabanın kapısını açtı. Yanındakileri içeriye buyur Hep birden arabaya bindiler. Araba karanlıkta Aksaraya Kâzı indi, Oradan Saraçhane başına çıktılar. Aziz B. Hoca lokr: ikf:rndlnın evini tarif etti. Ev az ilerdeydi. Caddeden vayi- anlık sokaklara daldılar. Az ileride köşe başında , şu hane.. Dedi, elile ileride pencerelerinden cansız Ve soluk bir ışık sızan bir evi işaret etti. başında Landodan indiler. Aziz B. Kâzım efendinin €vine doğru ilerledi. Çat çat kapıyı çaldı. tanmman ) Kleanti ) söze başladı : Suavi efendi hazretleri isabet buyurdular ! - Dedi - kendi- sinin Süleyman Paşayı nasıl gördüğünü, kaçmak teklifinin Sü- leyman Paşa tarafından ne şekilde ınlışu KA — Biz-dedi - Abdülhamit kahusunu mutlak yenmeli" altet- meliyiz! Sultan (Murat) efendinin, herne bahasına olursa olsun tahtı saltanata iclaslarını teminetmek elzemdir. Bu bizim ve yaran için hayati bir mes'ele oldu arkadaşlar.- Şimdiki halde Süleyman paşa hazretlerinden ümit olmadığını rüfekayı kiram hazretine arzederim. Ali suavi efendi hazretleri ae buyunıyorlır? Ali suavi efendi ateşli haykırdı : zÜ — Süleyman Paşanın şu hayırlı işe karışması pe a olurdu. Dâiniz İngiliz Sait paşa hazretlerinden Abdülhamid ha- nın her günkü ahval ve hareketini tahkik ediyorum! Abdülhamit, devlet!lü Süleyman paşa hazretlerinden pek zi- yade çekinmektedir. Sonra hakir mes'elede Süleyman paşa da varmış! diye halk arasında bir havadis şuyu bulduğundan bü- tün Milletin Saraya doğru akın edeceğini ve Sultan Murat efendimizin iclası kolaylaşacağını zamıediyorum. Dedi, Filibeli Ahmet paşa (suavi) efendiyi tasdiketti : evet askerideki hapisaneden kurtulur ve Süleyman paşa babı ser: ziyet pek başkalaşmak ihtimalleri milletin başına geçerse va: Üa Taatler göke Tei pek çoktu. Çünkü Süleyman paşa m terem bir ıîımdı. Sonra asker arasında iyi nam bırakmıştı. Pek namuslu bir xat idi. * Halk Süleyman paşa adını işidir işitmez baltasını bıçağını yakalayan saraylara hucümedecekti,

Bu sayıdan diğer sayfalar: