22 Ocak 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

22 Ocak 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 2 Günlük makale ; Yine açık saçık resimler! Akşam refikimizden birinde " dün yine acayip ve çok garip va- ziyette çıplak bir kadın resmi gördük: Bu resmi basan muhte- rem arkadasımıza fazilet dersi vermeğe kalkışacak değiliz. Za- ten böyle birşey çok fuzuli olurdu. Yalnız ötedenberi ötesi beri- #l meydanda resimler basmaktan zevk aldığına kat'i surette kani olduğumuz pek aziz refikimizin maksadını anlıyamadığımızı söy- lersek aslâ |mübalağa etmemiş o- luruz. Bir defa çok muhterem refi- kimizin bu gibi saf çocukları tahrik edici resimler neşrinde niçin israr ediyordu” Bu resimlerden bir fayda mı görüyordu? Bunların ce- vabını yine biz vermiş olalım : Refikimizin bastığı açık klişe- ler hiçbir zaman kendisine ve satı- şına tesir etmiyor, bilâkis kendi- ni bilen alle sahipleri tarafından (soğukluk ve hatta nefretlerle)kar- gılanıyordu. Tabii refikimiz çok- tan beri bu yanlış ve sakim ümit- lere kapılan arkadasımızın hiç olmazsa zavallı mektep çocukla- rını düşünmesi lâzımgelirdi. Şurası muhakkak idi ki; ken- dini bilen aklı başında olan bir adam ve bir, aile babası evine a- çık saçık resimler sokmuyordu. Sokmuyor değil karısından gelin- lik kızlarından yetişen çocukla- rının ahlâkı bozulmasından kor- kuyordu. çekiniyordu. Bu takdirde © gibi açık saçık resimleri kimler merakediyor, kimler ğörüyordu!?: İşte bizim dokunmak istediği- miz nokta da budur. Tabit mek- teplordeki genç kız ve çocuklar yaşlarının icabı böyle resim ve yazılara | düşkündürler. — İşte, bu resimleri gizli olarak bu çocuk lar alıyorlar, onlar babalarının, analarının gözlerinden kaçan ye- rlerde gizli gizli o resimlere bakı- yorlardı. Netice de, birhiç, bir menfa- at ümidi yüzünden istikbalin ai- lesi yıkılıp gidiyor, memleket çok feci zararlar görüyordu.Bir aile kı- zı, bu düşüncesiz neşriyata uy- mak veyahut mak istemek düşkünlükleri neticesi olarak, düşuyor, gidiyordu. Neti- cede bir gazetenin düşüncesizliği yüzlinden koca bir içtimal heyet sarsılıyor, için için çöküp gitme- ğe namzet bulunuyordu. gördüğü gibi yap- | Bir gazetenin göz göre bütün $bir memleket gençliğine aşılıya- cağı felâket mikropları bundan daha beter ne olabilirdi. Şu cihetide açıkça söyleyelim- ki ne (Yarın) 1 çıkaranlar, ne de (Yarın)da çalışanlar içinde mutaas- )| stiptek bir adam yoktur. Hatta | (Yarın) da çalışanlar akide itiba- rile belki de dünyanın en hür dü- şünen adamlarıdır. Fakat, bu günün içtimai tet- kiklerine göre bir aile mes'elesi vardır. Aile ya vardır. ya yoktur. Şayet var ise: Onu yıkmağa, onu sarsmağa mahvetmeğe çalış- mak çok büyük bir cinayet ol- maz mıydı ? Bir neşriyaş yüzünden aile iti- barile memleketin en nezih ve en temiz Iki üç kızının mahvol- ması demek ne demektir? Gerçı elle dokunularak gözle görünmeyen hâdiselerin başka- ları üzerinde bıraktığı ve bıraka- cağı tesirler (su) üzerinde nakış- lar kadar payıdar olamazdı.Hele bunu tamamen hissetmek müm- kün değildir. Fakat, onun feca- atıni bir de içine düşenlere sor- mak, onların canlarının nasil yandığını öğrenmek bu günden güne ahlâkı sarsılan zavallı mil- let ve memleket için çok faydalı bir şey olurdu . Hatta o gazeteleri memleketin faydası için çıkardıklarını iddia edenler nam ve hesabına olsa da.. Evet, her işe her insan kaza- nmak ve ğeçinmek için çalışır ve didinir. Lâkin bir kazanç bir didinme koca birictimat he yetin zararına olursa, o meşru ol- maz, belki de kanunun takibine uğraması lâzımgelen bir hâdise teşkil eder. Türk ceza kanununun ( 426- 427 ve 428)inci maddeleri nedense sarih değildir. Bu maddeler şim- diye kadar bu çirkin vadide yapı- lmış olan neşriyat faiİlerine takdir edilecek cezada ( hakimlerimizi ) bile içtihat tereddütleri içerisind- bırakmıştır. Emsal zikretmeğe lüzum görmüyoruz,çünkü cürümler herğün birer suret ve şekillerde | (temsil etmek istedikleri nin resmi müesseseler gölgesine sığınan veya öyle görünen) yerlerde tecessüm ediyor. Yazık.Yazık. Memlekette halkı alâkadar edecek mevzumu yoktur. ARIF ORUÇ I tarafından kırala birer birer heca Ecnebi matbuat hülasaları ve telgraflar EFENDİLER SABIRSIZLIKLA BEKLEYİNİZ Perdemiz açılıyor; oyunumuz bahri tahdidi teslifiğ hattır. Bilâfasıla devern eder !.. ——DOaAoR— - - . » . * K Bahri Konferansa iştirak edecek yirmi yedi Komedi artistini Kıral kabi 'e etti ve birer birer mutat ve kârı kadim merasim icra olundu!.. Kıralil — muvalfakıyetle netice beklemekte ümidi varmış!. Londra 20 (A.A) Bahri konferansa iştirak ede- cek 27 murahhas bugün öğlenden | sonra kıral tarafından Bucknig- | ham sarayında kabul edilmişler- dir. Murahhaslar, M. Mac Donald harfleri sırasile takdim edilmişler- dir. Koral, murahhasların elini samimiyetle sıkmış ve konferans- ta cereyan edecek müzakerele- | rin muvaffakiyetle neticelenece- ğini Üümit ettiğini beyan eyle- miştir. Yaşasın ziyafet!.. Londra, 20 (A.A) Bahri konferansa iştirak ede- cek murahhaslar şerefine bu ak- hükümet tarafından bir ziya- fet verilmiştir. M, Macdonald'ın riyaset ettiği bu ziyafette 460 den fazla davetli hazır bulunmuştur. M. Macdonald'in sağında M. Tar dieu ve solunda M. Stimson bu- Januyorlardı. Ziyafet esnasında | M. Macdonald evvelâ İngiltere kıralının daha sonra konferansta temsil edilen hükümdaranın” ve devlet reislerin, nihayet murah- hasların şerefine kadehini kalb- dırmıştır. M. Mac Donald, murahas- Jardan - kanferans, mi esnaSında sabır ve tahammül gö- stermelerini istemiş bundan son- ra mürahhas heyetlerin reisleri- ne doğru dönerek bunlardan her birini ayrı ayrı melih etmiştir. ı M. Mac Donald, Fransa baş- vekili M. Tardieu'nün vücude getirdiği faydalı eserleri hatırlat- miş, M. Briyand'ı “ Beynelmilel konferansların babasi ve en kı- demli âzaşı, olarak tavsif etmiştir: * M. Grandinin elini türdüğü ber İşin ınııvıffıld’“" netice- lendiğini söylememekle hiç bir mübalağada bulunmuş olacağımı zannetmiyorum. M. Mac Donald,; M. Stimson | ileM. Vvakatsuki'yi de methüsena ——— —— ——— — zakereler yapılmış fakat matlüp ıo!le: iştihsal _odllıuınl.ur. imha siyaseti mi? Üçüncü milli vapurcu en şa- yanı dikkat olan şu izahatı ver- miştir : — Seyrisefain idaresinin Av- Tupaya vapur'işletmek niyetinde olduğunu gazetelerde gördük. Güya, Seyrisefain, vakit ve nakit Müsait olur da muntazam vapor- lar temin edebilirse Avrupa li- :llınnı seferler tertip edecek- Bu tamamen bir hayal, hatta, hayalı phamdır diyebiliriz. Zira, İdare böyle bir tasavvurda bulun- ta, tasavvyurunun tahakkuku için Vâpur almağa, ve uzun uzadiye işlere ve masraflara düzüum yok- tur. Elindeki vapurlar İstanbul —Pire — ye seferlerini mükemmelen temim edebilir. Bir Bulgar şirketinin Üçtane vaporu vardır. Bu üç vapörla zikrettiği- miz seferi mükemmeliyetle idare edebiliyor. Bu voporların üçü de Seyrise- fainin İzmir, Cumhuriyet, Gülce- mal gibi büyük vaporlarına nis- petle pek küçük ve daha az lüks. Kâr ve zarar mes'eleline ge- lince : ilk zamanlarda zarar ede- ceğini farzetsek, bu zararı yüzde 20 den fazla olarak kabul ede- meyiz. Halbu ki, İdare takib et- tiği imha siyaseti dolayısıle bun- dan pek fazla zarar ediyor. Sonra her zarar edilen iki kuruşa mu- kabil memlekete hariçten sekiz kuruş gireceği için —milli tasar- rufun mevzuubahs olduğu ve ta- sarruf cemiyetleri tesis edildiği şu zamanlarae bile alınmama- hdır. Bakınız! mesela Ruslar, gayeleri için maliyet fiatından daha aşağıya kömür satıyorlar. İdarenin ve başında bulunan erkânın göz önünde bulundurduk- ları en büyük gaye imha siyaseti yani milli vapurculuğun iflası ve bilhassa Türkiyede yolcu nakli- Seyrisefain idaresine in- i:::ıı?Bu :ınellı gözleri kararan Seyrisefain idaresi erkânının Av- rupaya yük Ve yelcu nakliyatını hayallerine bile getirmeyeceğini zannediyoruz. İdarenin 10,000000 lira sermaye- si vardır. Bundan başka birçok imtiyazatı da mevcuttur. Köprü kılavuzluk, Karaköydeki acenta binast gibi mebani İtkelelerdeki büfeler ve saire gibi iratları da senede 500,000 lira Yâridat temin eder. Böyle olduğu halde 929 | senesinde 500,000 İlra açık ver- miş yani zarar etmiştir. Sevahili mütecavirenin temin ettiği 400 küsür bin lira da AYf! Bütün bu zararlar sırf milli YaPurculuğun imhası siyasetinin takip edilme- sinden vücude gelmiştir. İdare- nin posta vapurları tümamen za- rar etmektedir. Meselâ Mudan- ya hattında bir :Yu Vapurunun 300 kuruş navlunla "ı:::'mil:lr malı 50 kuruşa yor. Fa- kat bunun tesiri yâlnız İdareye değil bütün milli vaPUrculara olu- yor. Yalnız bazı yük vapurları aldıkları hususi işlerle ancak mas- raflarını çıkarabiliyorlar Bu vaziyet biraz daha devam ederse, bütün milli vapurcuların zati sermaye- leri yavaş yavaş eriyecek, mem- lekette, vapurculuk namına hiç bir teşkilât kalmayacaktır. ki, İdarenin yegâne emeli de budur. Bizde işte kollarımızı baglayarak neticeyi düşünüyor ve bekliyoruz. etmiştir. Mmerika başmurahhası | ve hariciye nazırı M. Stimson davetliler namına verdiği cevap- ta marahhasların nail oldukları nazikâne misafirperverlikten do- layi teşekkür etmiştir. M. Stim- son, hüsnü niyetle hareket zihni- yet velüzumunu müdaffa etmiş, bahri konferansa iştirak edecek bütün murahhasların vukuat ve hâdisatı ve kardeş milletlerin etrafını saran küçlükleri takdir hususunda sarfedeckleri namus- kârane cehit ve gayrete güven- diğini, konferansta temsil edilen bütün devletlerin en büyük hayır ve nef'i namına haklı ve aeilâne bir netice elde etmeğe samimi bir surette karar vermiş olduklarına itimadı olduğunu beyan etmiştir M. Stimson nutkuna — devamla demiştir ki: Amerikaya — gelince — onun bu konferansa hüsnü — niyyet ve samimiyetten ilham alan bir zihniyetle iştirak ettiğini iddia e- de bilirim,, M. Stimson, Amerika hükü- metlerini konferansta temsil edi- len devletlere bağlıyan dostluk rabıtalarını ebemmiyetle kaydet- miş, bütün murahhasların yakın- da başlıyacak olan müzakereleri müuvalffaiyetle — neticelendirmek üzre bir arada çalışmak hususun- 'da elele vereceklerinden emin bulunduğunu söylemiş, böyle ya- pıldığı takdirde beşeriyetin 'tam bir itimat ve dostluk devresi açı- dığını göreceğini ilâve etmiştir. k * Perdeyikıralaçtı! —iğk Londra,21. — (A. A.) İngi- İtere kıralı sise rağmen Bucking- ham sarayı önüne toplanmış olan kesif bir halk kütlesi arasından geçtikten sonra lortlar kamarası- nin kırallık dairesine gitmiş ve 11,8 geçe bahri konferansı açmış- tır. Bütün mevkiler işgal edilmiş idi. Hatta, devlet adamlarına ve diğer mümtaz şahsiyetlere tahsis edilmiş olan localar da ağızlarına kadar dolu idi. Konferansta 360 gazeteci hazır bulunuyordu. Kıral , bahri teslihat sahasın- daki faydasız ve tahripkâr raka- betin tevlit etmekte olduğu meş'- vm neticeleri ortadan kaldırmak maksadile toplamış olan 5 bahri devlet murahaslarına hoşamedi beyan eylemiştir. Kıral, babri inşaat sahasında mefruz bir takım siyasi ihtiyaçlar dolayısile yapılan rekabetin milletler arasında em- niyetsizlik hissine ve hatta harp tehlikesine müncer olmasını hiç bir zaman konferansta temiil edilen milletlerin bahriyelerinin hatası olmadığını söylemiştir. Bü- yük harpten beri bütün milletler devlet adamlarının maharetle faaliyetlerinin bu müthiş hailenin tekerrürünü men için elden geleni yapmağa matuf olması lâzım gel- diğine karar vermişlerdir. Sulhun hali hazırdaki binasının başlıca esaslarından biri bahri kuvvet- leri tahdit etmek ve bu kuvvetleri milli emniyet ile kabili telif bir hadde endirmek hususunda İ" etmektir. Kıral, murahasi#” milli bir maksatla değil belki ” deni cihanın terakkisi yolu bu manii ebediyyen ortadan K mak azmi ile müttefikan Ç cakları kanaatini izhar etmif'" Kıral sözüne devamla demiştif Bütün milleilerin hususi bir kike ihtiyaç göşteren mul plânları vardır. Fakat, bun herbiri umumun menfaatine dar olmak üzere bazı fed n lara karar vermişler ise mü:z ratınızın yalnız temsil ettiği! memleketlere değil bütün b riyete büyük ve devamlı bir nfaat temin edecektir. Konferans mesaisinin me$t bir neticeye iktiran edebile: ve pek yakında cihanın bütün İletlerinin omuzlarına yük ağır teslihat yüklerinin tahfif imkân hâsıl olacağına emimil Bu husus aynı zamanda Cemij akvama hazırlanmakta ihzari tahdidi teslihat komis) nun mesaisini de teshil edecek' Bu suretle mes'yliyeti daha umumi bir tarzda tetkik cek olan umumi tahdidi konferansının inikadı devi yaklaşmış olacağız. İşte bu le müzakeratınızı gayet sıki dikkatle takip edeceğim. /"’ Sanayi birliğinin bif sergisi Yerli mallar hakkında h mıza daha yakından bir fikir V© —| rmek ve mümkün olduğu ka' | ucuz ve metin mallarımız bulu? —| duğu tanıtmak fikrile Sanayi B'! —| liği önümüzdeki Ramazan ** imtidadınca devam etmek üz€? Bayazıt camli avlusundaki bir rği açacaktır. Dün Sanayi B tarafından evkaf idaresince *#€ ğiye tahsis edilen sahanın kr? I si alinmıştır. Bu kroki dahilinde peyd müracaat eden fabrikalara metro murabbaında yer ayrılı kta ve fabrikalarda kış b tefrik edilen kısımlarını came$? ile tefrike başlamıştır. Se İ salış olacak ve müsaade edileçeği cihetle cuma gün satış olacaktır. Sergiyi bayramın takip eti sı dolayisile halkımızın mühim tiyaçlarını çok faideli bir $ temin edebilecektir. Bu şefi ancak 11 Ağustos 930 sezgi$İ kip edecektir. TÜRKİYE * SALNAMESİ Senelerdenberi ind" İ şar eden ve ciddiyet” le tanınmış Türkiyt&” nin yegâne tica SESSSSSİ (a0SSSECE: salnamesidir. İstanbul Bahçeki'ıi selâmet han z 5 DE

Bu sayıdan diğer sayfalar: