3 Şubat 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

3 Şubat 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İrak - Hicaz aberge — Londradan yazılıyor ; Hudut münazeatının men'i, iki memleket arasındaki münasebala büyük tesir eden yağmagerlik ve biri lâzime ittihazı. maksadile İrak kralı Faysel ile Hicaz ve ne- cit Kralı İbnissüut arasında “Selet, mevkliinde vuku bulacak mülâka- ta İngiliz gazeteleri büyük bir ehemmiyet atfediyorlar. Emniyetli bir kuyumcu Kahireden yazılıyor: Zengin bir aile hanımı sokak- ta 800 İngiliz lirası kıymetinde bir pırlanta madalyon zayi etmiş- tir. Kasrıddubara mahallesinde geçen bir hizmetçi kadın bunu bulmuş ve satmak için Babişşari- ye mahallesinde bir kuyumcuya müracaat etmiştir. bir kadının elinde bulunan bu kıymettar mücevherin çalınmış olması ihtimalini düşünerek bir hile tertib etmiş ve bunun taklit olduğunu ve ancak yüz yirmi kur ruş edeceğini söylemiştir. Madalyonun değerinden ha- berdar olmayan kadın bu teklifi kabul etmiş, bunun östüne (ku- yumcu polise haber vermiştir. Polis tahkikat icrasile madal- yonun sahibini bularak teslim eylemiş ve hanım bulan hizmetçi kadına on lira vermiştir. Güzel bir karar İskenderiyeden bücüriliyor: geçmesini men'etmiştir. Kuveyt emiri Necit karargâhında Kuveyiten yazılıyor: ut ile mülykat edecektir. Yeni Ka_»îmnkâmlar —ai edecektir. : Müüem — katil va'kâlarının izalesi için teda- | Pek emin olan kuyumcu fakir | İskenderiyede Birinci Fuat ve Allenbi sokaklarındaki izdihamın çokluğu yüzünden gelip geçmek- ahi vtsdillle 'a maza dit gi gTT y alan belediye dairesi mezkür | Fransanın yeni Tahran caddelerden, kalabalık zamanlar- Sefiri da otomobil, araba gibi şeylerin Kuveyt emiri Şeyh Ahmet Cabir yakında Necit ordusu ka- rargâhınt gidecek Kral İbnissü Ankara 2, Behsini aymakaralığına Plü- | mür kaymakamı Yusuf Ziya Plü- mür kaymakarılığına Kula kay- makamı Ahmet, Demirköy kay- makamlığına Hukuk - Fakültesi mezunlarından ve Pınarhisar na- hiyesi müdürü Kemal beylerin nakil ve tayinleri tensip edilmişlir. Behçet B. Ankaraya ğitti Tütün inhisarı umum müdürü Behçet bey davet üzerine dün Ankaraya gitmıştir. İnhisar ida- retinin yeni sene butçesinden #ayanı dikkat derecede tasarruf edilmesine ve hükümete verilen va- Fibatın 30 milyona çıkartılmasına karar verildiği söylenilmektedir. Japonyanın Ankara sefiri Japonya Hükümeti tarafından Ankara sefaretine tayin edilen Japonyanın Bren Sefiri Nısavoro Yoşlda bu hafta içinde şehrimize gelecek ve doğruca Aık:tıyı giderek itimatnamesini takdim ( at , « |Filistin mes'elesi Tahkik komisyonu raporu Londradan bildirildiğine göre Filistinden avdet eden tahkikat komisyonu, Araplarla Yahudiler | arasında vuku bulan kanlı veka- yün espabınden bahseden rapo- runu hazırlamıştır. İstikpalde bu gibi ahvalin hu- dusuna mani tedabirden bahse- decek olan ikinci raporu ihzara başlamıştır. Komisyon icableder- se Londrada bulunan bazı Filis- tinlileri dinleyecektir. Raporların şubatın avahirin- de Parlâmentoya taktim olunması mümkün görülmektedir. İran hükümeti İngiliz telsiz istasyonlarını tesellüm etti | Tahrandan iy'ar alunuyor: | Herbi umumi esnasında İngi- lizlerin Baera körfezi sahilinde tesis ettikleri bütün telsiz telgraf istasyonlarını İngiltere bilâ be- del İran hükümetine devretmiş- tir. İran, Almanya Ve Fransaya telsiz tahsil etmek üzre gönder- diği talebenin avdetine kadar kalmak şartile bu istasyonlar- daki İngiliz memurlarını ipka etmiştir. İrak İngiliz fevkalâde komiseri Bağdatlan bildiriliyor: Hicaz ve Necit kralı İbnissüut tle İrak kralı Faysal arasında wukubulacak mülâkat esnasında İrak fevkalâde İngiliz komiseri SirFrenciz Henfrizlde hazır bulu- Berultan yazılıyor: Fransa hükümeti, Çine naklo- hunan Mösyö Vildenin yerine tah- ran sefaretine Mösyö Mograyı tayin etmiştir. Yeni Sefir bir ci- hetten Fransa ve Suriye diğer taraftan İran arasında başlamış olan ticaret muahedesi müzake- ratını İkmal edecektir. Avrupanın en büyük kan- sere karşı mücadele merkezi Strasborg 26 Kânunsani Cenubi Almanya gazeteleri Viyanadaki meşhur ilmi nebatat mütehassısı profesör (Gustave Klein)in 1.G. Farbeindustıle Aktiengesellsehit“Bayer- Melster- Luclus, namile maruf kuvvetli boya trostunun davetine icabet ederek mezkür trostün Ludvvig- schafen de tesis ettiği kanser tahariyatı — enstitüsünü — idare etmeği kabul etmiştir. Bu enecı- tü Avrupadaki kansere karşı mücadele merkezlerinin en bü- yüğü olmağa namzettir. Profe- sör Klein Viyana'da nebatatın kanserile — İnsanların — kanseri arasındaki münasebet hakkında çok mühim bir nutuk irad etmiş- tir. Profesör Klelin'nin Ludvvig- schafen — enstitüsünün idaresini l büyük ümitler uyandırmıştır. eĞönderilmiştir» kabul etmesi Alman mehafilindeli Birinci devre sonunda ne haldedir Dün birinci küme takımları- nin - birinci devrede — aldıkları vaz'iyeti yazmıştık. Bu günde ikinci küme takımlarının derece- lerini yazıyoruz. Süleymaniye: 5 oyunda 4 ga- libiyet 1 mağlubiyet almıştı. 14 gol atmış 7 gol yemiş 13 puanla birinci. Üsküdar. © oyunda 3 galibi- yet 6 mağlubiyet 2 beraberlik almıştır. Attığı göller 12 yedik- leri 7,18 puanla ikinci. Altınordu Hilal 5 oyunda 2 galibiyet 2 mağlubiyet 1 beraber- lik almıştır. Attığı göller 18 yedi- ği 14, 10 puvanla üçüncü. Kasımpaşa İyip 5 oyunda 1i galibiyet 2 mağlubiyet 2 beraber- lik kazanmış 10 gol atmış 14 gol yemiş 9 puanla dördüncü. Beylerbeği: 5 oyunda 1 galibiyet 4 mağlubiyet 5 beraberlik kazan- mış 2gol atmış 15 gol yemiş 7 pu- anla beşinci. Topkapı Kumkapı 1 galibiyet 3 mağlubiyet | beraberlik almış- tar. 10 gol atmiş 11 gol yemiş 6 puanla altıncı. Süleymaniye ile Üsküdarın pu- anları aynı olduğu halde Süley- maniye — fazla — gol attığı için 1 inci olmuştur. Altınordu. kulubu tarafından bir (Pinpon) Turnuvası tertib edilmiştir. Bu turnuvaya İstanbuluu en İyi ( pin,pon ) oynayanları bu turnuvaya dahil olmuştur. Müsa- bakalara herkes kaydolabilir. Mahkemelerde Polisler dayak mı atmış Mecra tamircisi Mehmet ağa bir gün aksarayda eski hâkimler- den birinin evine çalışmaya gider. İşini bitirdikten -sonra parasını alarak avdet eder. Fakat Mehmet ağa hakimin evinden Çıktıktan sonrabeş dakika kadar geçer aşağı asılı olan bir pardüsünün yerin- de yeller estiğini ;&nrık karako- la müracaat eder. Mehmet ağayı karakola getirirler Bit teyden haberi olmadığını söyleyince po- lislerce Ahmet muharrem ve Meh- met efendiler tarafından ayakla- rına bir kova su dökülmek sure- tile dayak atılır. Mehmet ağa da- ayakları şişmiş bir halde evinde ağanın matları olmadığı! söyledi, İkinci ceza mahkemesi müd puslada 400 metre çalmak suretil sullakknal yapıldığı sabit olmuştu inen çocuklardan birisi taşlıkta | yağın tesirile 12 gün çalışmaz yatmağa mecbur olur.- Bu Mehmet iddiasıdır. Mahkemeye maznun sıfatile gelen polis efen- diler dayak hadisesinden matlü- ni ve polis Ah- met Ef. de mezun bulunduğunu deti umumi beyin talebi mucibin- ce bu davayı ruyet &tmeği salâhi- Kadastro umum müdürlüğünde bir sulistimal meydana çıkmıştır. Müdüriyete ait dir kısım def- terlerin teclit ve tamiri için lâzım olan bez üzerinde daire memur- larından Nafiz beye tevdi edilen BÜYÜCÜ Raif beylerin apartımanında toplanmıştık. Dışarıda karayel fırtınanı bir kasırga kadar oğul- tu yapıyordu. Kar, inci taneleri gibi camları çıtırdatarak sesli sesli yağıyordu. Odanın sıcak havası — vücudumuzu — ısitirken şöminenin kırmızı, cazip man- zarası da sıcak bir buğu — gibi gözlerinden — içimize, ilık — ilık akıyordu. Bir aralık hiç ko- nuşacak — söz kalmamış — gibi hepimiz susmuştuk. Her kese bir gevezelik gelmişti. Köşedeki şezlonkta o gece - tanıştığımız yaşlı bir davetli oturuyordu. İki üç dakikadır üstümüze çöken ağırlığı gidermek arzusile yerinde kımıldandı, doğruldu. Buruşuk ve zaif çehresinde hafif tebessüm çizgileri peydalandı - kayboldu. Ellerini oğuşturarak : — Çocuklar, dedi. Bari size tatlı ve meraklı bir mücera anla- tayım da dinleyin. Neredeyse afyon yutmuş çinliler gibi oldu- ğumuz yerde uyuyup kalacağız.. Meclisteki kadınlar, mütecessls mahlüklar sade kulak - kesildi.. Hepimizde bir merak ve alâka uyanmıştı. — Sizi dinliyoruz dedik. — Zahide ile nasıl evlendi- ğimizi anlatacağım... İzdivacımı- zın hikâyesi o kadar hoştur ki... Karısı öteden atıldı: — Hiç konuşacak şey kalma- di galiba.. Meşhur ata sözünü bilmezmisin.! Zahide hanımefendi sözünü daha tamamlamadan sergüzeşti dinlemeğe başlamıştık. — Yirmi sene evvelki İstan- bul., Sarı güzelde büyük bir ko- nak.. Herğün sırma koşumlu, arap kadınları koşulu konak ara- balarının şakır, şakır geçtiği niş bir sokak.. Bir az fl:çrlıd.ı :;_— çük, mütevazı bir ev.; Dekor bu. Büyük konakta oturanlar: Başmusahip zadeler.. Yani o zaman sadece bir komşum olan | karım ve ailesi, Küçük evde | ben ve ailem. Gençtim, ve güzelceydim. Şimdi de güzelim ya... Babam tahsilimi ikmal ettir- meden öldüğü için küçük yaşta hayatımı kazanmağa mecbur olmuştum. Baba dostlarından birinin ticarethanesinde çalışı- yordum. O zaman büyük mağa- zalarda çalışanların muhasiplik, veznedarlık, tahsildarlık — filân gibi cicili bicili unvanları yoktu. Hem defter tutardım, hem alış, verişe bakardım, hem de para tahsil ederdim. Ama adım çırak idi. Gelelim Zahideye.. Atlı, sanlı büyük bir ailenin biricik kızıydı. Hani, saksılar içinde, Toş salon- ları, ziyasız koridorları ve oda- ları sösliyen sarı yapraklı, zarif çiçekli ortancalar vardır. İşte tıpkı onlar gibi solgun bir güzeldi. Şimdi o güzellikten eser kal- l ek evrakın yeti haricinde gört” madı ya.. ağır ceza mahkemetine gönderil- Bazı sabah işime giderken ba- mesine karar verdi. | zaakşam işimden dönerken ya BC N , — GüLç kapının aralığında yahut ta arka Kadastroda sul 'st:::aı pencerenin kafesi aralanmış Çer- Ankara, 2 (Telefon) | çeveleri içinde onu bir büst gibi ancak yarı beline kadar görürdüm © zaman için bu kadarcık bir gö- rüşne büyük bir temaşa zevkı idi yarabbil. Yavaş yavaş onu sediğimi hissetmeğe başlamıştım. Zaten o devirde doğan sevgilerin ebesi göz (tesadüfleri beşiği pen- l z cere kafesleri idi. Git gide onun V, da beni sevdiğini anlamıştım. NE hayet alev saçağı sardı. ve İş metli anneme kadar aksetti. gün ümitsiz bir halde çekine çe' kine Zahideyi — istemek için görücü gitmiş. Babıâlide âm€ dihümayun hulefasından bir beyt söz kestik diye Zahideyi yanınk —— çıkarmamışlar bile.Günden günt —— sararıp soluyordum. — Zahlı d de hep elinde mendilie kafti arkasında görüyordum. Belli Kİ — oda iztirap içindeydi. Nihayet — annem bazı tanıdıklarının Israfi — üzerine keskin bir büyücüye mütf” — acaata karar vermiş. v Sağlık verdikleri büyücüyt — gitmiş.. Adam, bir benim, bir dt — Zahidenin fotoğrafını istemiş: — Kızı verecekleri kâtibin de adre” — sini öğrenip bana bildirin demif: Benim fotoğrafım kolay.. Vavalli anneciğim, Zahidenin resmini ve€ yaracağı adamın adresini elde etmek için neler çekmiş.. neler.. Velhasıl büyü yapılmış . Aradani on beş gün geçmemişti.. Ânneml Musahipzadelerden çağırdılar. atlerce konakta kaldı.. Meraktat — çatlıyaçaktım. Eve döndüğü zamı sevinç .. heyecan,. hayret..hiddet-' | ve buna benzer bütün hisler sanki maddeleşmiş te çehresini kaplamif | gibi. Ne gülüyor, ne hiddet ediyor; — ve ne de ağlıyora benziyordu. Boynuma sarıldı. Kızı verdi- ler... dedi" Şaşırdım.Nasıl oldu. da muvafakat ettiler diye hay” kırdım.. sebebini sana - söyliye” mem.. Çünkü annenim.. Bir çıtlattıklarına göre işin içinde bif rezalet var.. Sebep bul'âkin b gene kerameti yapdırdığım b yüden biliyorüm dedi,... Bir müddet sonra evlendik. İkimiz de merakta idik; Nasıl bi! tlısım, bu imkânsız ideali haki kat yapmıştı. Bunu belki ö niriz ümidile bir gün büyücünü evine gittik. Saadetimiİzden ! harlı bir sevinç duyan ihtiyarı yalvardık: Ne yaptın?. Nasıl yı tın? anlat diye. İkimize de sırı söylemiyeceğimize yemin verdir” dikten sonra bizi gizli bir kapıd küçük bir atelyeye götürdü. rada gördüklerimiz : Tahta masanın üstünde fotografla zan kesik olarak yalınız başla: Duvarda iki yarı çıplak vücudur bir bizinin kolları arasında kalem ile agrandisman yapılm!? tablosu.... Bu iki yarı çıplak v& cut: Zahide ve ben.. Evet bizim resmimiz, kat! bir fotoğraf makinesi,. mı üstünde bu büyük tablonun İ ğgrafla çekilmiş bir kopyası. yaf bizim o vaziyetteki portremiz. " masanın kenarındaki kâgıtlaf” en üstünde karımın sabık ti nin memuriyet ve ev adretl. Muamayı halletmiştik. Ihti büyücü, nurani nurani .üln",& — Çocuklar. Kendim met olamadım. On senedir ı,..ııh:, 4 temin ettiğim — sandetlerin ği | hazzile yaşıyorum. Siz de ,10 | yen bahtiyar olunuz ve arâ 4 :lııı:lyu büyücüyü hatırlayi edi. , Daha cümle nmııılıı"'; | bir kadın sesi ve kahi ! | uydurursun bu efsaneleri-: | g” dün gece Melih alarda n07 Öaiel" latmıştın lıdlvıunı;l'“l—. Na* İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: