25 Mart 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

25 Mart 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 y v Yazan T Ç y Büyük dünya harbine girdik mi sokulduk mu? S. $. (Sultan Osman) ve(Reşadiye)nin me- vcut mukaveleye istinaden İngiltere tarafından müsaderesi — ( Sultan Osman ) ve ( Reşa- diye ) dretnotlarının, elde mev- cut mukaveleye istinaden İngilte- re tarafından müsaderesi ve Bal- kan harbinden beri Garbi Akde- nizde dolaşan — “Semavi ikizler, — ( Goben ) ile ( Breslâv ) Al- man gemllerinin, Avusturyanın ( Pola ) harp limanına iltica et- meleri 'emrini aldığını Enver pa- şanın işitmesi, mumaileybhi “ küp- lere bindirdi. , Çünkü, temsil ettiği gayrı mes'ul genç Türk rüesasının ka- rar verdikleri, mutlaka harbe girmek, projesi akim kalıyordu. Çünkü, böyle bir harp için JTür- kiyenin Karadenize hâkim olması Tâzımdı. Bu hâkimiyeti de ( Go- ben ) temin edecekti. Esaslı malümat sahibi bir Türk olan (Tekin Alp) Almanca yazdığı ( Türkizmus — Pantür- kizmus ) adlı kitabında şunu söy- liyordu: * Bu sırada ( Umum! harpten evvelki senelerde ) Türklerin?! tekmil fstikbali en ufak teferrta- tıma varıncıya kadar, komiteler tarafından tetkik ve tezekkür edildi. , Tetkik ve tezekkür ne- Heesinde verilen karar, * Kafkasyanın İranın Azerbay- gcan eyaletinin ( Türk ırkının ana vatanı olan ) Rusyanın Türk maverayı - Hazer eyaletle- rinin müslümanlarını, Anadolu yarımadasının Türklerile birleş- türmeği ve Türkiyeyi “ Hazer , havzası içinde genişletmeği milli bir mefküre olarak kabul etmek- ten ibaretti.,, (Goben ) in İstanbula gelmi- yeceğini gören Enver paşa, Al- manları tehdit ederek getirmeği döşündü. — Bir rivayete göre “Ağustosun 3 ünde ve Rus siyasi vesıkalarına göre Ağustosun 5 in- de — Rusyanın İstanbul elçiliği ateşe militeri ceneral (Leontof) a| bu mevsim de birer mesiregâhtır. Rusya ile ittifak ve otmanlı or- dularını Avusturya aleyhine ve icap ederse Balkanlılara karşı kul- lanması için Rusya em rine ver- meği teklif etti. Aynı zamanda Türkiyenin Sen Petresburg maslahatgüzarı Fahr- ettin beyin resmi hariciye nazırı Sazonofa aynı maalde teklif ve Istimzaçta bulundu. Almanlar, ya bu tehditten ko- rktuklarından ve yahut evvelden Mmürettep bir plânın cüz'ü olarak Ağustosun 8 ünde (grand amiral Fon Yetjiç) Gobene,İstanbula ge- İmesi emrini verdi. Goben İngiliz di arasından parlak bir suret- urtularak, Ağustosun 10unda Çanakkaleye geldi ve derhal u.'::" denizine aılndı. » Talât paşanın hatıratın- da “Gobene karşı hükümetin Aciz olduğunu söyliyerek , harbe gir- mek kabahatini kendi üzerinden atmağa çalışması kastedilen mak- sadı temin edememiş ve Genç Türk rüesasının Goben 1, İstanbu- proğramının göze görünür icra paşaların daha ne türlü siyasetlere | kalkıştıklarını, ileride tafsilâtile | göreceğiz. W ik Tefrikamızda, Rauf - Ahmet | Beyefendinin tefrikasını esas itti- haz ve onu takip ederek izahata devam ettiğimizden, gene kendi- lerinin tefrikasında gördüğümüz Talât paşa hatırasından şu par- çaları alarak teşrihe devam e- delim. *Şark mes'elesi, gösterildiği gibi insani ve Hristiyani değil, sırf garez ve menfaat mes'elesi- dir., 1 — Şark mes'elesi Tatât pa- şanın dediği gibi “ sırf garez ve menfaat , mes'elesi değil, belki, * gırf insani ve Hristiyani , idi. Tafsilâta girişmeden evvel, şunu haber verelim ki; Türkiye- nin mukadderatile oyoncak gibi oynamış olan, bu âltı asırlık “ bü-' tün cihana galibane karşı dur- muş muhteşem lmpırılorlujun » bu son sadrıazamı — Şark mev'- elesi — dediğine göre, şark mes'- | elesinin bir tane olduğuna - iman- mış ve o birtanesi hakkında da doğru ve sahih bir fikri yoktur. —| ( Devamı var) Erzincanda İlk bahar nasıl geçiyor “ Erzincan muhabirimizden,: Erzincan daglarla çevrilmiş ve oldukça vasi bir ova içinde bağ ve bahçalı bir şehir olmakla- be- raber ilkbaharıda pek güzel ge- çer. Esasen zürra memleketi olan ve ova bulunmak dolayısile zeri- yata müsait bulunan bu şehrin yeşilliklere bürünmüş, her tarafı Hele bu senede kışın bir sonba- har gibi gelip geçmesi ilkbaharı | pek çabuk getirmiştir. Şimdi köy- | lü ve reçberler zeriyata başla- mıştır. Kışın sisli ve paslı hava- larından kurtaran halk ilkbaha- rın güneşli ve ziyadar havalarına kavuşmuş bu mevsimi tesit ve gamlarını teskin etmek için kır gezintilerine çıkmıştır. Şehir mahreçlerindeki Serom- hane ve kale civarları ailelerile birlikte giden halkın bir tenezzüh- gâhidir. Hele şehire pek yakın ve şehri güzel baglarile abluka etmiş olan köyler bütün halkın tatil günlerinde bir seyrangâk ve eglence mahallidir. Ve şehire iki kilometre mesfede bulunan Fırat nehrinin sahili ve hususile iki kola ayrılup bilahere birleşen fıratın üzerindeki ada bu mev- simde pek çok halkle dolar. Bu- rada halkın istirahatinı ve bazı ihtiycını temin için de bir kahve ve dükkân vardır. Bu açık me- şahsiyetleri olan Enver ve Talât | Te L” YARIN Cebelibereke | —— | Mektep müdürünün önüne | beş kişi çıkmış Cebelibereket Orta mektebi | müdürü B. dün gece evine döne- rken beş kişinin tecavüzüne uğ- ramış bıçak ve sopa ile vücudu- nun muhtelif yerinden ağır suret- te yaralanmışlır, hkikat neticesini mektep disiplini ve vilâyetin asayişi noktal naza- rından yazıyorum: Burada vilâyetin husust büt- çesile Idare edilen bir orta mek- tep vardir. Adına ikmal mektebi diyorlar. Muallimleri mektebin müdüründen başka hepsi vekil ve muallimlikle alâkası olmıyan me- murlardır. Talebesi üzerinde bir | mektep otoritesi yaratılamadığı için bu muhite haz ve talebelikle | kabili telif olmıyacak bir takım harekâtın önüne geçmek için me- ktep müdürü bazı talebeyi mek- tepten uzaklaştırıyor, Ve bazı ta- lebe ise bilgisizliği yözünden sı- nıfta ipka ediliyor. İşta gerek me- ktepten uzaklaştırılan ve gerekse sınıfta ipka edilen talebenin ya- kınlarından olan ve memleketin tanımmış adamları sırasında bu- lunan 7 * 8 kişi, müdür gece evi- ne dönerken Önüne çıkıyötlar ve ipka edilen çocukların terfi etti- rilmesile ihraç edilenlerin tekrar | mektebe alınmasinı talep ediyor- lar, Bunun mümkün olamıyacağı cevabını alınca ellerindeki bıçak ve sopa ile üzerine hücum ede- rek yukarıda yazdığım gibi vücu- dunun muhtelif yerinden çok ağır surette yaralıyoz ve kaçıyorlar, Meselenin en şayanı dikkat nok- tası sopa seslerini işiden civarda- ki halkın mütemadi feryadına ra- ğmen bir polis veya bekçinin ça- rşı İçerisinde denecek bir yerde olan hadise mahalline gelmeme- sidir. Cebeliberekette bu gibi va- k'alar çok oluyor ve hepsi de za- bıtanın alâkasızlığı yüzünden ta- kibattan kurtuluyor. R. ATİLA Dunaamz Konsorsiyom —e e İera komitesi dün işe başladı Bankalar konsorsiyom hey'eti üumumiyesi yazifesini bitirmiş, icera komitesi dünden itibaren Nurullah Esat B. in riyaseti- al- tında, işe başlanmıştır. Konsor- sıyom İcra komitesi, aynen bir banka gibi hergün çalışacaktır. Borsa saatleri de, gene dün- den itibaren, Avrupa borsa saat- | lerine tevafuk etmesi İçin 14 ten 16 ya kadar olmak üzre tatbik edilmeğe başlanmıştır. — vereniniseae— — Kadınlar birliğinde Kadınların çok arzu etlikleri | intihap hakkını yeni belediye ka- nununun kendilerice bahşetmesi kadınlar birliğinde eyi bir tesir bırakmıştır. Kadınlar birliği ka- nununün kabulünden sonra Gazi ve hükümet erkânma teşekkür edeceklerdir. liyeye ait bulunan bu mahallin daha asrt bir hale ifragı için be- lediye tarafından istimlâkedile- rek burada bir gazino ve bir ötel la, Almanları tehdit suretile getir- | #irede yağmurdan korunmak için| yapmak maksadile beş senelik dikleri itiraz edilemiyecek kadar " yazıh ve aşikârdır. Genç Türk de bir kaç kamara Mevcuttür. Agaçlık, çimenlik olan ve ma- L programına dahil ettigi anlayıl- mıştştır. MUSTAFA Cebelibereket, 19 muhabirimizden: Vak'a hakkında yaptığım ta- 1 İ Londra'da çılığn Bu Avrupa ananesi iklimin, ırkın, adatı kavmiyenin müdaha- lelerinden sarfı nazar olunduğu halde, Avrupa miletlerinde kalan müşterek beşeriyet hassaların- dan mürckeptir. Adeta büyük şalr (Goethe)nin: “Musaffa — in- sanlık,, dediği şeydir; meselâ bu gün bir Avrupalının Eflâtunun muharreratını, Yunan haile mu- harrirlerini yahut (Shakspeare)ı | ve (Rasine)1 okurken kendi ma:- h, hissi diye duyduğu teylerdir. Bu hisler onlarda da mevcüdiyet- leri inkâr olunmakla beraber— meselâ Asurilerin, Mıisırlıların kadim eserlerinde öyle kolaylıkla görülüp bulunamaz. Onun için bunların evvelâ Yunanılar ve Romalılar tarafından tefrik ve tasfiye olunark müebbet eserlerle müstakbele intikal ettirilmiş ol- duklarına kuvvetle va sıhatle hü- küm eyleyebiliriz. Roma edebiyatının Yunaa numunelerini taklit — sayesinde vücut bulduğunu bildiğimizden, Romaulıların - yunan - edebiyatın- daki umumi beşeriyet ruhunu sezmiş ve yaklamış oldukları ve bunun kendi şahsiyetlerini ifade için kullandıkları anlaşılır. böy- lece Roma edebiyatıdda “Avrupa umkayeseli edebiyat tarihi, nde âlkk , hâdise olmuş've- müstakbel milletlere bir ilham menbar teş- kil eylemiştir. Filhakika Romalı- lar kendi edebiyatı mazilerine ve esaslarına arkalarını çevirmişler, Yunan edebiyatında dah âli w. daha iyi olan şeyleri görerek on- lara sarılmışlar ve o sayede ayni seviyeye yükselmiş, yahut yük- selmeğe çalışmışlardır. Romalı- lar hayata karşı büyük bir dere- cede, yunan nazar ve tavrıni ka- bul ettiler. Hepsinden fazla Yu- nanisanın — Rozmopolit — Sitolk (Revakiye ) felsefesinde kendi seciyelerine pek te yabancı olmı- | Kbaşar şarcaş abdak vedülak yan birşeyi buldular. Önceleri Romalı muayyen bir memleketli iken Yunanlı ve kuzmopolit oldu- lar ve öyle bir edebiyat meydana gelirdiler ki : bütün kusurlarile beraber, hâlâ takdir ve hayreti- Mizi celb eden bir çok şeyleri ha- vidir. ve uzun asırların tenkitle- rine muahezelerine karşı dur- Müşlur. Hususile şimdi mevzubahsimiz olan mes'ele noktal nazarından, dikat edelim k: Romalılar önce- leri milliyetperver görünmekle beraber nihayet bir çok milletleri kendilerine müsavi addetmişler ve her gitlikleri yerde Romalı olabilecek bır şey bulmuşlardır. 25 Mart, Avrupa vahdeti ©on dokuzuncu astf ve sonra» mecmüasiından — — Dünkü nushadan devam $ ilâidenh mürettep ayni şey aded” | deyor. Müteâkip bir çok berâ K ber istilâkârane karsı gerek RE — malılık ve gerek hiristyanlı fil e asırlarce müddet Avrupaya (87 kküm etmiş ve romantik a yetperverliğe 1000 seneden fatiâ — mukavemet göstermiştir. ” Hem Romalı, hem hıristiy4? olau bir Avrupa mefkuresi “ÜT — tazaman,, esnasında “Mul 4 Roma İmprııorluiıı,. ida: K inkilâp ettiki: bü heyette pâ' — Pa ruhani, imperâtorda cl: A relsi idiler. İşte böyle bir Avrll“! P| mefhumudur ki: - Bize bugünkl — Avrupalılık müşterek his ve ıl"';, nesini bırakmış bülunuyor. X Bununla beraber, bcyınl'!g mizde daha ileri gitmeden evvel İ bu“Ortazaman, İmperatorluğunt — lüzumundan fazla bir mana ver” — mekten ve “Volterin,in düştüğü hataya düşmekten sakınmalıyız: — (Volter)in bu heyet hakkında”nt — mukaddes, ne Romalı, nede k' Ş peratorluk,, suretindeki acı lstih” — Zasi tarihe mugayir birşey olup — hakikatte kendi aleyhine matüf bir istihzadır. A Bu hususta fazla tafsilatten — vazgeçecek şu ciheti işaret ede” — limki: nihayet, bilhassa garbi * Avrupada. doğan lâtin dilinin — bütün Avrupada tahsil, ilm ve edebiyat esasını teşkil eylemif müşterek Avrupalılık his ve an” — anesini daha kavi ve bariz teme” — İlere istinat ettirmiştir. j (Devamı var) Gümrükle bazı tadilât j Rüsumat idareleri teşkilâtın- da bazı tadilât yapılacağı haber — alınmıştır. Bu tadilâtta bazı kas — lemler ve daireler lâğvedilecek- tir, Tadilâtın ne surette olacağın! umum gümrük müdürleri topla” Şirketlerile Epi zamandanberi hiç bir fa- aliyet göstermiyen şirketlerin tasfiyesi için ticaret müdüriye" — tinden meclisi idareler emir ve- rilmişti. Şirket meclisi idarelerini ba- zılari bu emre ftaat efmedikle" Fnden cezalandırılacaktılar. n <e Karaya oturan seyyah vapurt — Bozcaadada karaya oturan — ( Oseana ) seyyah vapuru tehlir —— keli bir vaziyetdir. Vapurdaki sey” — yahları almak için dün seyrisefa” in idaresi Bozcaadaya ki y * İ | | | &"i ve Marmara vapurlarını göneer” —— miş seyyahları istanbula getirmiş” tir. Romalıların futuhatı millivetper- verlik hissiyatının şidetlenmesini değil, gevşemşsini mucip oluyor- dü. Sanraki devrelerde gerek (Ravenna)nin, Romalılığın merke ! zi olmak cihetile, asıl Roma şe- hrine olan tefeyvukları Roma- I_"l"'l beşeriyette “milif, ve umumi, mefhumları hakkında bize bir fikir verebilir.. Romalı- İ Tardaki üniversalism “beynelmil- elciliğin; en &on muzaferiyeti —Lord (Brayce)ın dediği gibi —Romalılığın hirstiyanlığa temsili idi. Bu temsil okadar tam ve mü- kemmel idikt; asırlarca sonra şair (Dante) bile Romalılk tinefhumi- le hristiyanlık mefhumunu taraf; Türk Rus ticaret muahedesi Moskova sefiri Hüseyin RağtP B. dün Ankaradan İstanbulâ | gelmiştir, bir kaç güne kadâ” Moskovaya gidecektir. Moskovada Türk-Rus muahedesi müzakeresine tekrâ” başlanacak ve sür'atle lh'l edilecektir. h Sef'irler seyahatla İngiliz ve Amerika ı.fl:::: geçen sene karadeniz sahili yetlerinde eeyahat 'lp"rgı.' e Bu senede Adalardenizi ve niz sahili vilâyetle.inde bir 86YA” hat yapacaklardır. v

Bu sayıdan diğer sayfalar: