16 Nisan 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

16 Nisan 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K A g5 Ç Ta b . US € e& — başka Acı bir mazi! İnsan, kendi kalbinin sahibi #lmak ve kendini tanımak husu- | Sunda nakadar acizmiş!,.. Daima Kemal'in Yaşıyordum, Tekerrür Pek eski olan yegâne hat fahattur ettirdiği için bunun bir türüm nddolunumıyıcığmı emin ktan hoşlanıyordum. Hatta senedenberi, zahiren di- Berleri gibi, sükünet içine geçir- M ana ve zevce hayatında *Ni bir gün bile terketmiyen liraya, vicdan azabı namı- Di vermekten lezzet duyuyardum. Habuki ümit ettiğimden bam- bir hadise vicdanımın. gayri %vl. rüyasını orlaya atlı,.. 'ayı yeniden deşmek, yarayı Yine e velki gibi elemli bir hale ::nıulı için, kocamın bir sözü Kati geldi: (Miralay Nafiz Bey taya geliyor...) fiz geliyor, hal.. bir kaç Sonra onu burada, onu bek- Yetek yaşadığım bu şehirde gö- hatırasiyle etmemiş mar,bana Bunu düşündükçe garip bir h"“'l vücudumu sarıyor. Ah ! :' Sadakat hissinden mahrum T Zavce, bir ana imişim. vi " heyecan, ne hicap, ne h:d' azabı, nede korku... hiç " tey değil... Bu, evvelce ih- 'ı," Zabiti olan Nafizi bir so- h"'ed- gördüğüm ve yahut s0- bi ta tasgeldiğim — vakitlerde Mettiğim heyecanın aynı. Bu- Atil ismini biliyorum fakal “"—lye cesarelim yok... mandan beri hiç bir şey kitmiyerek hepsi eski halinde hlueı' Bu hiç değişmeyen — mu- lbimde değişmiyerek uzun Te rağmen yine gençlik- ’vn..:_._l'd' kalmama hayret edi- onb.' senedenberi, bütün nlerim, #u boş sahraya bakan *remin önünde bazen kitap “makla - bazan da arkadaşla- M khluı—.kl. geçti. Hergün ! Saatta kocam işnden dö- _:_. €ve geldiği zama, alnımdan Yılıı;. ine o vakitler gibi, evde . onun burada bulun- *snada doğan çocukla- FOMUMA do şimditelisildeler, Yihe ayni oda; eşyadan hatta divar — kâğutla- *diştürilmesini istemedim. tiğım & saatlerce oturarak, aliş- OF arasında onu daha iyi Tüm, İşte buradan ay- Ni düyüniyo: İmadan uk yanakları litriyordu. — Artık, selveda ( Yarın hareket ediyonıçılıın. — a Şimdi gözlerim kapalı olduğu halde koltuğa yaslandığım Zaman hakikat kadar vazıh bir hayal 'Ana o manzarayı tekrar göslerdi. Da o manzarayı tekrar gösterdi 9 Müthiş sözlerin akislerini ölü- :“- soğukluğu kadar kalbimde İstettim, ğ Mazi hana; şimdi. tahakköm Yor. artık mukavemet edemi- hatırası luyorum. Fgkat bunda o _'“:-r Müthiş bir.zevk. varki. Tit itiraf ediyorum, onbeş sehe 'I':iı birdakika bile onu sev: " Reri durmadım; fikrim SO takip ediyor, daima onu dü- 'arum, ——— Onun bütün zaferleri rütbe- leri hep benim müvaffakiyetle- | rim oldu. Bu gün kendi kendime soruyorum. — Niçin ona bir tek mektup yazmadım? Kaç defa kalemi elime alıp yazmıya — başladım .. — Yalnız bir kaç kelime: * Seni seviyorum seni unuta miyorum, Yarı karaladığım meklupları daima yırttım. — Niye yarar, diyordum,ha- yat bizi ayırdıktan sonra bir daha yanyana ğelmek imkânı var mı? Birbirimizi düşüumekten başka hakkımız, vazifemiz yok! Ben, onu vicdan azabı ile düşünüyo- rüm. İlelkide o beni muhabbetle düşünüyordu , onun — ruhunidan oldukça emindim. Beni asla unuta- mıyacak derece de sevmişti. Bu bir defaya mahsus temellük.. İşte bu, onun Mmüfekkeresinde, hatı- ramı ebedi birakti: benimle evlenmedi. Yarın geliyor. Burada yalnız bir gün kalacak. Teftiş muame- lesi öğle vakil bitecek; askerler- le bereber yemek yiyecek, ye- mekten sonra kabul merasimi varmış, onu işte 0 zaman gore- cegim. Vakit yaklaştıkça helecanla- nıyoruz, Nafiz'in müfekkeresinde yürmi beş yaşında- bir. kadının çehresi vardır. Bugun ben kırk beşe yaklaştım. Onun mazarında eski simamı degiştirip yerine bu günkü çehremi koymak naka- dar hazin bir şey! O zamandan kalma bir - fotografımı aradım. Aynanın karşısında bu - resimle şimdiki halimi mukayese ettim. Çok değişmemiştim.. Saçlarımı gene o tarazda tarıyorum; hayır değişmedim: Gene o hatlar, ge- ne o endam, gene o saç .. Bi- nunla beraber, yaşımın ilerlediği meydanda : Nafi'zi tekrar göreceğim için mes'ut müyum' mahzun mu? bil- miyorum... Saat on' Belediyeye gidece- ğim, artık ne olsa ! hiç bir şeyi düşünmeye cesaret edemiyorum. Evvelce olduğu gi- bi gene” kendisi İle * borüber gitmemi isterse ? Bu her kesin nefreti altında, hayatımı ezmek olur. Fakat. onun için?... Onbeş senedenberi yalnız - kendisi için yaşadığım bir adam için?.. olacaksa Kendimi kaybetmişim. Sonra beni arabaya bindirip odama getirmişler, yatagıma — yatırmış- lar.. Kocamın, hizmetçisi müt- hiş tedavilerine tahammül et- mek icap etti. Nihayet yalnız kaldım. Kalbimin vasiyetnamesi olmak e, bu gece ceryan eden li yazmak istiyorum. Belediye na girer girmez onu gör“ :2—' tanıdım. Sobaya arkasını saçlarına kar nıdın mı? Demeği ne kadar ! Birden gözleri .,__M;::ı' Yere düşecek gibi, kuvvetim ke, siliyordu. Mamafih, gözlerinden kaçırmıyacak kadar kuvvet buldum. Bir kaç saniye A ğ —İbretalalım — | Yunan tiraret filosu l gillikce arlıyor ) Yunan lcaret filotu her sene artmaktadır. Yunan ticaret fi- losu 1022 senesinde 118 vapur- dan ibarettir. Bu miktar 926 senesinde 172 ye baliğ olmuştur. Ve 929 se- nesinde de Yunan vapurlarının mecmuu 565 taneyi bulmuştur. — eroraş gesese—— | Otamatik telefim tesisalı hak-| kında Ankarada tetkikat Ankara, 14 (Hu Mu) İstanbul telefon şirketinin ro- tay usulünü tatbik etmesi için Pariste tetkikata giden İhsan Cemal Bey tetkikatına devam ediyor. Ankara otomatik - telefonu- nun üçüncü binini tesellâüm için Brüksele giden fen müdürü Ze- ki Bey vazifesini yapmıştır. Şim- di tetkikatla meşgul olmaktadır. İhsan Cemal beyle Zeki yin tetkikleri daha bir ay s#üre- cek, ondan sonra ikisi Berlinde birleşerek Alman postalarını tet- kik edeceklerdir. Memleketimizin pirinç zird- atını islah için | Ankara 14 (Hu. Mu.) İktisat vekâletince eelbedile- rek pirnççilik hakkında memle- ketimizde tetkikat yapan İtalyalı mütehassıs M. Sen Pietro he- nüz raporunu vermemiştir. İtal- yadadan gönderdiği 600 kilo pirinç, — tecrübeleri — yapılmak üzere vilâyata gönderilmiştir, dalgın bana baktı. Sonra başka tarafa döndü, müsterihane ko- nuşmıya başladı, — Bana baktı ama görmedi. Diye söylendim. Müthiş bir 1z- trap içinde bunaldım. Yalnız kalmayı pek ziyade istiyordum. Buna ancak bir saat sonra mu- vaffak olabildim. Bir hissi kab- lelvuku, bana Nafizin yanıma geleceğini bildiriyordu. Birkaç saniye sonra, onun sesini diğer bir kadınınki ile karışan sesini işitlim. Bütün haya- tımda, bu mükalemenin en ufak hecalarını bile unutmıyacağım!.. Kadın : — Burada bulunduğunuz za- manlar canımız sıkılır mıydı ? — Şüphesiz neş'eli bir hayat değildi. Mamafih buradan da pek hoşlanmadım diyemem , , , Iyi hareket edilirse, her halde insanı eğlendirecek teyler bu- lunur. — Kadınlar, değil mi. Siz, halâ o eski Don fuansınız, Nafiz, Bey! ey_o artık yola gelidim.. Bana yaşımı unutturabilmek için pek ender tesadüfler lâzım... İhtiyat zabiti iken böyle değildim. — Rica ederim, kalplerini teshir ettiğiniz kadınların isim- lerini bana söyleyiniz.- Hiç kir - seye söylemiyeceğim! vadederim. — İsterseniz - inanınız! — Bu hususta müşkülât çekecegim. Bi- raz evel bu'ı-ıılıki Mll:llın göz- den irdim: Bir çehre olsun lıııyı'::dııı. Kendi kendime: “Belki de yakından gördüğüm kadınlardan beş altı tane var- dır.., diye düşündümdü. — Fakat isimleri? hatırınız- da yok mu? Nafiz bir saniye düşündü: — Hayır hiç bir isim ha- tırlamıyorum. Esasen buradaki maceralarından hiç biri ehem- miyetli değildi ki... Hem bilir- siniz ki, biz askerlerin aşkı ça- ibuk gelir, çabuk geçer. İşte 0 zaman kendimi kay- betmişim. Niçin yine kendime geldim? niçin yaşıyorum? Naktli: HÜSEYIN ZEKİ Sahife 3 Herma_)ı_ı' ; İspirer f14 Vmilyrım_w522 lira (Birinci sahifeden devam ) Veraset mes'elesini, esasatı hukuükiyeye tatbik edip halletmek içiz bin gün... Zihnimizin bu vüsatı ihata edemediğini itiraf ederiz. Bu satırları yazarken yanı- mızda bulunan restamımız - da bizim fikirimizde bulundu - ve bin gün zarfında neler yapıla- bileceğini karikatörize etti. 2 — Defterdar bey matrah- ların tetkikine gazelemizin ne;- riyatından iki ay evvel başladı- ğını ehemmiyetle kaydediyorlar. Şiarımız hüsnü zan ve itimat olduğu için Defterdar beyin sözlerine inanırız ve bu husus- ta gösterdikleri tekaddüm ve isticalden dolayı kendisini teb- rik ederiz. D — Defterdar bey 927 sene- sinde (dericiler, inşaiyeciler, hu- | bubatcılar, malüm ve meçhul ekisperler tarafından,) Hermana ait (güya eürüyeceği behanesile) mahirane bir surette ihracedilen tütünler hakkında — yapılan tak- diri kıymet muamelesinin hiç bir vakıt umum verginin matrahini ifade edecek bir mahiyeti kanu- niye arzetmediğini - söyliyorlar. Biz de hiç bir vakıt Defterdarlığın vaktile yapılan bu çok dikkatlere lâyık takdiri kıymet muamelesi- nin umUM verginin matrahı ad- dedildiğini iddia etmedik. Yalnız bu takdiri kiymet , muamelesinin — yolsuzlugundan. vaz edilen kıymetlerin azlıgından, hasıl olacak zarardan bahsettik. Nitekim Defterdarlık ta bilâhare İnhisar idaresinden yine — bu tütünlere dair yeni bir -kıymet raporu talep etmek ve piyasadan fiatler —araştırmak — suretile bu hakikati tasdik etmiş oldular. Defterdar bey yazmadıkları- mızı bize izafe edecekleri yerde vaktile yapılan yolsuzlukları ve | bunların esbabını izah etmiş olsa- lar ve bilhassa bu yolsuzlukların kendi memuriyetlerinden mukad- dem olduğunu — tasrih etselerdi bizzat kendi kendilerine hizmet etmiş olurlardı. “Bitmedi , serrr - 10 bin lira ryakem x Keskin muhasebei /umuiı/ı'siıııluki ni ixlimal TeğlğkünlaFTA ( Husma ) Keskin muhasebei hususiye- sinde vukua gelen 10 bin liralık sui istimal tahkikatı bitmiştir. Muhtelislerin mevkufen - muha- keme edilmeleri takarrür etmiş- tir. Evrakları adliyeye teslim edilmek üzredir. Kadınların vazifesi hakkım- de bir. konferans 17 Nisan 980 Perşembe ıı.n- ü at 21,5 da doktor 'I'(:dııı:“;ıılı pı;ı' taraftndan ( Türkiyenin yaşamak kuvvetli karşısında — kadınların vızıfefı ve intihap hakları ) mevzulu bir konferans vgrilırolılinı Bunu müteakip tanınmış san atkârla- rın kiymetli eserlerinden bazı parçalar çalınacaktır. Bu konfe- rans ve konsere herkes gelebilir. M (Birinci sahifeden devam ) Maliye nazırı, beyanatına de vamla demiştir ki: Mühtelif as- keri teşkilâta ait masarif geçen üç senekine nazaren 7 milyon kadar indirilmiştir.. Bununla beraber büyük harpnihayet bulalı 12 sene geçtiği halde İngiltere ile diğer devletlerin teslihatları için bu ka- dar cesim mebaliğ sarfetmeleri teessür ve teessüfle telâkki edil- melidir. İrat vergisinin sebit bir nisbeti, küçük iratlara şamil ol- mamak üzre € pensten 1 şiling 6 pense — çıkarılacaktır. Bu suretle eldr. edilecek — varidat bu sene için 21 milyon olacaktır. 2 milyonu tecavüz eden miras- lardan alınacak - veraset vergisi yüzde 40 tan 45 e çıkarılacaktır. Bu verginin diğer nispetleri de derece derece - arttırılacaktır. Geçen seneye ait beş milyon li- ralık açık bu seneye ait masarif kısmına ithal edilecektir. 1930 bütçesine ait varidat muhammenatı 789 milyon 145 bin ve masarif muhammenatı 787 milyon 209 bin lira olma- sına nazaran, bütçe 2 milyon 286 binlira fazla ile kapanccak- Ur. Posta, telğraf ve telefon idarelerinin varlıılat ve masarifi bu yekünlara dahil değildir. Ke- zalik, yollara ait olup 23 milyon 560 bin liradan ibaret olan tah- sisat ta umumi — bütçeye (dahil değildir. Çünkü bu tahsisat yol şebekelerinin ıslahı için otomo- billerden alınan vergilerin ha- sılatı ile kısmen temin edilmek- tedir. İki bin liradan fazla olan varidattan alınacak munzam irat | vergisi 61 buçuk milyon, vera- set vergileri 83 milyon ve irat vergist 260 Milyon hasılat temin edecektir. Avam kamarası, bütçeye ait tekliflerin — taevibine mütenllik karar suretlerini kabul etmiştir. Yt—)ğoslav yı;da emlâki olanlar Yuguslavyadaki Türk emlâki meselesi uzun müddettenberi iki hükümet arasında müzakere e- dilmekte idi. Bu müzakere geçen- lerde müspet netice vermiş ve bu emlâkin istirdadı yolunda mühim hatveler atılmıştı. Hatta bir kısım emlâk sahipleri malla- rırı istirdat bile etmişlerdi. Hü- kümet Sırbistandaki bu emlâk ve arazinin toptan istirdadi için bazı teşebbüsata girişmiştir. Bu- mun İçin de mal sahipleri tara- fından imlâ edilmek üzre vilâ- yetlere matbu cetveller gönde- rilmiştir. Bü cetveller — doldu- rulduktan — sonra ” polis vasıtasile vilâyete, vilâyet tarafından da Hariciye vekâletine gönderilecek- ür. Alâkadarlar bu cetvellerin nasıl doldurulacakları hakkında vilâyetten izahat alacaklardır. , — — Vali ve Kayınakamlara gön- derilen — tezler Ankara, 14 (Hu Mu) Dahiliye Vekâleti vali ve kaymakamlara tezler göndermiş- tir. Bunların cevapları birer iki- ter geliyor. . Ucuz elbise sergisi e Kazmirci Ali Riza müecssesa- tında Hazır ve ısmarlama köstümler pardesüler çocük elbiseleri mazaman sana — Küyet ucuz fiatla satılmaktadır. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: