3 Şubat 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

3 Şubat 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

wp K , YA ÇE YA v * * Bugünün cemiyetleri is- tiksallerine istinat edesler. Beynelmilel âlemde istik- silsiz bir cemiyet düşün- | meğe imkân yoktur. Bunun aksini iddia et- mek reâlleye yüz çevir- mektir. Bu, şu demekt'r ki, “yeni Türkiyede her şeyden eovel iatihsalin — tanzimi lâzımdır. Ba nokta halle- | dilmedikçe yapı'an bütün ! işler boşa gider. Binaenaleyh küöy- lüyü düşünelim! İstihsale doğru! Eu günün dünyasını, istih- sal dünyası d'ye tavsif edi- , yorlar, Her tarafta hummalı |bir/aa'iyet var. Yeni Türkiye şçüpbesizli, ASthsal — işlerini hrgün bir az daha ileri gölürmeğe mecbur olan mem- leketlerden biridir. " Eğer, ticaret p'lançomuz açıksa, eğer muvazene p'lan- çemuz bize —menfi rakam veriyorsa bunun sebep'erin' b'raz da henüz yüksek istih- sale — girmemiş — olmamızda arataalıyız. Umumi harhin açtığı derin boşuk Lıma bütün milletlere daha iyi öğretmiştir. Bin bir gürültü içinde çın- kan yeni Türkiye kesif nü- fusu itibarile henüz toprakta çalışan bir millet bulunuyor. Bu noktayı göz önüzde bulunduracak olursak bugün için toprak istihsaline çok fazla ehemmiyet vermemiz ic:p ediyor. Kredi şart'arı mı toprak is- Ehsalind eengeldir. Fiat te- şekküllerinde mi bozukluk “yardır; Standart am' alaj iy Terim! toprak — (stihsalimizin Ankişafına mani oluyor? Bun- Tarı tespit ederek bir an evvel halletmeğe mecburuz. Her geçen gün bize biraz duha kaybettiriyor. Ve yeni Jyeni İnkişaflar birtakım mad- delerde bize yeni rakipler çıka 1yor. 1 ’ Kre K Bir köylü ne diyor ? di buhranı istihsale mani oluyor Murabahacılar. elinde inliyoruz. Yüzde iki yüz faiz yüksektir ! Muharrirlerimizden birisini bu sahife i!e meşgul olmağa me- mur ettik. Muharririmiz evvelâ şehrin yakınında bulunan zira- atcilerden birile görüşmüştür. Buna istihsal — şartlarını, Kadhsalinin artıp artmadığımı İhtiyaç'arının ne — olduğunu, ne'erden şikâyetçi bulunduğu- nu sormuştur. Hakkı irmini tapyan bu köylü muharririmize şunları anlatmıştır: — Ben daha fazla şehre yakın olduğum için zerzevat- ta yetiştirizim. Yalnız her yerde olduğu gibi toprak işleri de kredi is- tiyor. Fakat kred! nerede? Kredisizlikten her — sene Istihsalimiz biraz daha düşü- yor. Ne demeli ki, bu bir bakikattir. Daha açık söyliyeyim. Ben ve bana benziyen bir çok top- rakçılar müsait kredi bula- mamak yüzünden bir takım murabahacıların elinde esir- dir. Biz istihsal vasıtalarımızı hemen hemen kâmilen kre- di ile temin ederiz. İş böyle olunca, ben gidi- yorum, bir kabzımalın eline düşüyorum. Ondan para kal- dırdımmı benim yetiştirdiğim Buğday - fiatleri Son güdrlerde buğday fi- atları yükselmiye başlamıştır. Buğday fiatleri üzerine Lond- radan gelen haberlere gayri müsaitse de Hindistan ve Ar- jJant'nde havaların fena gittiği Yakınken koşulabilir: Uzak- | hakkındaki haberler buğday ken yetişmek güç ve hatt& çok kere mümkün değildir. Bunları nazarı ttibara ala: rak ancak istihsali tanımamız ve onun tanzimini düşünmemiz Tâzımdır. Hatlerine iyi tesir etmektedir. Buğday fiatlerinin yükselmesi- ne başlıca âmil olarak ta ha- waların soğuk gitmesi yüzün- den bir çok yer'ere kar düp Yoksa YUPWI bütün | tüğü ve kar yüzünden nak'i- yatın münakati olduğu tah- min odlluıektedlr. Hşler boşa gider. Renlite bize bıııııı emrediyor. nehrinde gurup ederken Seli- min minareleri pembeleşen hava içinde narin narin yük- seliyorlar. Seni en çok bu saatlerde hatırlıyorum; çünkü bu saatleri ve manzaraları ne kadar sevdiğini biliyorum ço- tuğum... *“İlk karanlıkla beraber evi- Mize gürbet, hasret hisleri, kimsesizlik ve çaresizlik dolu- yor... Senin sesine, senin ha- - reketlerine bilsen ne kadar muhtacım Belkıs... Annenin a buzamana kadar B Yarın) ın tefrikası : S1 beni harap etti. Uzun uzün ağladım... Kimsesiz akşam sa- atlerinin © pek yakından tanıdığım ümitsiz ve çaresiz hüznü içinde biçare ihtiyar tek başına, ne yapar?.. Maamafih, ben geriye dö- nemem... Hayatım bahamna- da olsa, bir daha o eve, o memlekete dönemem... Hayır, hayır... Bu mümkün değildin. rümün en mes'ut ve en bedbaht günlerini ben orada yaşadım: Orada scvdim! Urada aldatıldım ! Ben, o memleketin her par çasna, her manzarasına ayrı ayn meftundüm. — tulüunda f mal zamanında artık onun demektir. Zamanı geldi mi is- terse mahsul yüze mal olsun: o çeker elliden elimden alır, Yüzde ikiyüz faiz istiyorlar, Vermesem Ertesi sene bana kredi yok demektir. Çünkü kabzımallık yapanlar mahdut. tur. Bunlar da biribirlerile anlaşmış gibidir. Zıraat bankası Kredi koopera- fifleri açacaktı. İşitlik ve Uzun zamandır iş.diyoruz amma — orlada henüz bir şey görmedik va yok. Buğday, arpa gibi mahsul yet ştirenlerde — kredisizlikten bunalıyorlar. Görüyorsunuz ki, kredisiz. '_ Türk maarif siyaseti mi? Türk sıhhat siyaseti mi? Türk maliye siyaseti mi? Her hangi şube olursa ol- sun mutlaka Türk istihsal siyaseti üzerine olturmağa mecburdur. İstihsal siyaseti üzerine kurmadığımız her hangi bir iş vidaları tutmamış bir makine üzerinde çalışmış olur, Binaenaleyh köy- lüyü düşünelim! Servet akını! Kuşadası Himanından , Sakız ve Midilliye sevkedil- mek Üüzere vasi mikyasta Sığır ihraç edileceği Kuşadası kaymakamlığından Vilâyete bildirilmiştir. Bu bir Anadolu gazetes'nin verdiği havadir... İzmirden Ankara vapurile lik yüzünden, malın en aşağgı | Pire ve İskenderiyeye külli- değerini bulamiyoruz. Bu ni hayet istihsale te'sir. ediyor. İstihsal yapayım. Değerini bulamadık sonra bu neye Iyi? Bu seneiki kuruşa kadar sa- tılan buğday fiatlerini elbette duydunuz. Her halde kredi İşi biz toprakcılar için ön mühim ve en evvel haledi'mesi icap eden bir nokta olarak bulu« nuyor. Yoksa bugün olduğu gibi murabahacıların ve ağır fa- izlerin elinde inliyen köylü- den ve tep:akcıdan fazla ie- tihsal bek emek manasız olur.,, İhracat işleri İhracatın teşvik ve terhili için ahiren teşkil edilen ihra- ant Ofisi ihracatçılara yardım yetli mihtarda edilmiştir. Bu de gine Anadolu gaze- telerinden bir başkasının ver- diği bir haber.. Bundan başka geçenlerde bir köy'ü de sağmal hayvan- ların sek'z İiraya satıldığını bild'riyordu: Bir müddettenberi hemen hemen bütün Anadolu gaze- telerinde bu şekilde baberler intişar ediyor. Bunlar bizl ürkütmelidir. Sekiz liraya sağmal İneğini elden çıkaran köylü bunu hiç bir vakit malmın faz'ası ola- rak satmıyor. Buna ihracat deni'mez. Bu istirarların ver- diği bir servet akınıdır. Ya bunların yerini ne ile Sığır sevk- hususundaki - faaliyetine baş- | dolduracağız?.. lamıştlr. Türkiye ihracatına taallük eden her husus hakkında ma- lümat a'mak veya meküllerini balletmek, ecnebi memleket- lerdeki ticaret İşleri için yar- dim istemek üzere alâkadar- ların İhracat Ofisi merkezine Hfahen veya tahriren müra- caatla bu teşkilâttan istifade etmeleri tave'ye olunur. başka güzellik vardı. Yalnız Mimar Sinanın şaheserini ak- şamın ergivani havası içinde bir kere görmek, benim için bütün bir öznre bedeldi. Ben Edirneyi işte bu ka- dar çok seviyordum... Ya evim? Evime meftundum. Hayır, evime aşk'a, kumma ile, cin- netle merbuttum. Her köşe- sinin, her — penceresinin, her merdiven basamağının ben- de başka bir hatıramı var... Oradan deli gibi kaçar- ken bunların hiçbirisini gözüm görmemişti. Güzel Edirne, be- yaz. Edirne, cennet Edirne, bana simsiyah bir zindan g bi ge'mişti. Hâlâ içimde bu his var. Uzaktan uzağa Edirneyi, rü- yada görülmüş bir cennetin ha gibi zevkle batırlıyo- Kaldı ki, Türk zirantı da- ha ziyade hayvan ziraatçiliği olarak göze çarpar. Bu muazzam Türk terveti akımı önünde en acil tedbir: leri almak lâzımdır. Devlet teşkifâtının, İktısal Vekâleti makinesinin bir an evvel barekete gelmesini bek: | yoruz! rum. Fakat tekrar oraya dön- meğe gelince... Hayır!... Hayır, hayır.,. Oraya dön- mektense ölmeği tescih ede- rim. Şüpbesiz, ölümü bin kere tercih ederim! 16 Mayıs 192, Dava ederse kazanabilir mi acaba?... Beni aldatan bir kocanın Tâfını hiç kimsenin yanında etmek istemiyorum. Fakat çok ta cahilim. Birşey bilmiyorum. “Ya davayı kazanır da beni * eskilerin dedikleri gibi * sa- çımdan sürüye sürüye - götür- meğe kalkarsa?.. Bereket versin artık bileğe dolanacak saçım yok.. En iyi çare izimi kaybetmek, O kadar kararsızım ki... bü kararsız'ık beni öldürecek! İZ Mayıs 192* Babama mektup yazdım, ——— — | —— öylü Sahifesi KÖYLÜYÜ MURABAHACILAR ELİNDEN KURTARALIM! Ziraat bankası müdürü ne diyor! Henüz tetkikatile meş: gulüz ve uğraşıyoruz! Tetkikatımız hele biraz daha iler- lesin. Bakalım ne netice verecek Bir müddettenberi gazete'er yazıyor! Ziraat bankası mm- taka mıntaka Kredi k. öopera- tifleri açılmasına yardım ede- cek. Böylelikle toprak istihsali yapan köylü ve toprakçı yük- sek faizden kurtu acak, istih: sal artacak! İstanbul — zirai mıntakası için İstanbul ziraat bankasının da ne yaptığını ay” lardanberi faaliyetinin ne ka- dar ilerlediğini ögrenmek tı- tedik, Bir muharririmiz bu noktaları İstanbul z raat ban- kası müdürü Cevdet Beyden sormuştur: Cevdet Bey muharririmizin sualine çu cevabı vermiştir: — Kredi kooparatifleri hak- kında tetkikat ile meşgulüz. Tetkikatımız biraz dahı iler- lesin ozaman size netice h k- kında birşay söylemek mümk.n tabi'ir,, YARIN — Ziraat bankasmı müdürü Cevdet Beyin sözlerini yukarıya kaydettik. Biziner bil- diğim'ze kalırsa Kredi koopera- Köylüler! <Yarın> haftada bir gün olmak üze- re sizin için sahife açıyor. Her hafta buradaihtiyaçlarınızdan, dertlerinizden bir. kısmını bulacaksınız. Bu sahife ile bir arkadaşımız meşguldür. Bu sahife- nin çok mükemmel olmasını istiyorsa- nız <«Yarın köylü sahifesi muharririne» diye dertlerinizi, ihtiyaçlarınızı birer mektupla köyünüzün ismi ve adresiniz- 4 le bize bildiriniz. Bu sahifede onlara yer vereceğiz. Onların münakaşasına çalışacağız. Hulâsa haftada bir bu F suhife sizindir! dedim ki “O sefil adama söy- leyiniz, artık ben'mle uğrap masın. Mademki hâlâ zevcesi imişim, Lütfen —bana rahat versin, burada kendi halimde yaşayayım. Beni — kızdırırıa kendisınin namus, şeref, haysi- yül namı verdiği şeylerini pa- çavraya çev.recek - işler ya- parım. Benden sakınsın... Ya- pabileceği eniyi hareket sus- maktır. Kendisinden nefret ediyorum. H.çbir zaman yü- zünü görmiyeceğim! İsterseniz bu mektubumu teriniz!, Ne yapayım, tehdide kar- g1 tehdit. hasan'ardan ve dünyadan iğreniyorum... Yaşamaktan yo- ruldum... 2 Mayıs 192* Çok tuhaf bir hâdise: Celâl Bey beni eniştemden resmen ! ti fleri teşebbüsü senesini b luyor. Fakat hâlâ - tetkikat fera edilmesi çok — tuhaftır. Eğer bütün işler böyle aylarcik tetkik safhası geçirecek se vay köy ünün hal.ne... Br nckta daha var ki, & mir m n'akasında Kredi kooper ratiflerinden on iki tanes uld daha açılmak üzere oldu tunut gazetelerde okuduk. Cevdet Bey bu noktayı da nazarı itle Lare a'mak mecburiyetinde. dirler. Bu ciheti de kaydedir —| yoruz. y * Fare mücade'esi Fare'er ile yapılacak mür 'r mücade için İztisat vekâleti — Adana vi'âyetine yüz kilo »r arsinik hamızı göndermiş ve — vapı'acak olan mücadele sar fahatından her hafta malür — mat istemiştir. ) YARIN — İktirat vakâler tinin bu muazzam faaliyetino P ne demeli?! Ancak aşkolsum — değl m? K "EKECEKt el d ada n v FMBR A AA YNĞN hstemiş!.. Dün telefonla eniştemi «- ramış, bugün için randevu al. mışmış. Eniştem bize bir şey söylemedi idi. Bugün biz Mehs lika ile İstanbula indik. ğ Beyoğlundan alınacak bir: kaç parça geyle İstanbulda yapılacak bir iki ziyaret vardı. Son vapurla Adaya döndük, — Ahmet Kâmi Bey iskelede bekliyordu. Paketlerimizi eli- — mizden aldı; yokuşu çıkarken için için göldüğüne dikkat ettim : çi — Sizde birşey ver, ağar ll bey? ğ Dedim. Canlandı : " — Natıl da dikkat eder, yaramaz! Nİ Mehlik de alâkadar — Sahiden mi birşey ve: Kâmi? Nevar allah aşkına? (Dmııu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: