24 Şubat 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

24 Şubat 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

qıhlfe 2 MEÇ HUL /E Nakili : Hüseyin Zeki — ldemi — Gençmi? — Evet. İhtiyar değil. Hemen Hemen ben yaşta. — Güzel mi? Güzel mi? Arkasını dönerek cevap verdi: — Erkeğin güzeli mu? Güzel ve genç olduğunu böylelikle öğrenmiş oldum. l4 Onu da aynı gün yemekte gördüm, Kalbim çarptı, yü- zümün ne gekil alacağını düşünerek korktum, - titre: dim. Yemek şalonuna giriyor- du. Doğrudan doğruya La- baronun yanma gidince,“o, olduğundan emin oldum. *Onu, gördüm, keşfettim, daha doğrusu tokrar tan- dim. Şuphesizki, mahlükatın gizli ve şahsi tasa'udatını kat'- iyyen anlayamayız, tanıya- mayız. Nazarlarımız, görüle- bilen hutut ve renklerden başka bir şey fark edemez. Gözlerimiz açık olmadıkça, bizi okşayan, saran, seven kucaklıyan — erkeği tekrar tanıyamayız, Ruhun, hara- retin, savletin çehresi yoktur. Geçen geceki maceram, her, şeyin karanlıkta bizi aldata- bildiğine zaten bir delil de- gll miydi? Maamafi, şimdi bu ada- mın hareketlerinde saklanı alevi hissediyordum, öyle bir hiski, muhteris dakika ları şenlendiriyordu. Ferdi, hafif bir. — vesle mırıldandı: — İşte, Tenisdeki bey! Prens Hüseyin, Labarona yaklaşıyordu. Fakat henüz bir söz söylemeden evvel gözleri, bir saniye için bana takıldı. Bu bakış kalbim! çarplırdı, karmakarışık bir du.unu deryasına — yatırdı. Beni, ilk defa görüyordu Öyle zannediyorumki, bir çok 'fadeler, * manalar me- yanında, baun memnuniyet, takdir, tevinç ve meserret ve- ren bu bakışını okuyarak kızazdım. Çok hafif ve asil bir te- bessümle, kocamın hareketi üzerine, başını eğdi, sonra Labaronla konuşmağa ' bap ladı. Prens, içeriye girer gir- çehresi olur mez, Lobaronun gülmüştü, sanki bütün aşkı, birdenbire, Prensin cazibesi karşısında yeşerivermişti. Fransızca konuşlular ve gördüm ki o da bu lisanı çok güzel konuşuyor. Bir gün evvel, ansızın bir yere git tiği için özür diledi. Sonra Labaronun oturmağa mah: sus deveti üzerine, Cenev- reye giden seyyah bir ar- kadaşı olduğunu ve onunla beraber yemek yemek mec- buriyetinde — bulunduğunu söyledi. Uzaklaştı ve labaronun simasını gene bir teessür bü- rüdü. Arkadaşile beraber, sa- lonun diğer tarafındaki bir masaya oturunca bakınmağa başladı. Gözlerinde bir ciddi- yet, bir busumet vardı. Ne- melâzım! Bu dikkat, bu ya: s lancı ciddiyet, bende heye- canlar, fırtınalar, kıyametler koparıyordu. Sanki güneşin harareti altında bulunan bir nebat idim. Ve bir zaman, koca- mın bir|lâtifesinde faz'a fuzla güldüm, sonra, gayel labil konuşmağa başladım. Aklımdan bin şey geçi- yordu: “Esmer, kuvvetli, mü- essir, ne güzel dudakları var; nahif fakat bütün vü- cudu saf küvvet, aşk!... Simasında bir kadın za- rafeti yar, elleri kelebek kanadı gibi hafif ve çalâk! Ah! Budu biliyorum ve hâlâ vücudumu yalar gibi okşa- dığını hissediyor, titreyorum. Ne kadar şehvetli - bir hali var? Aman yarabbi! Ne kadar hoşuma gidiyor ve bu ne kadar ümitsiz ve müthis! , Bu esnada kocam sordu: — E anlat bakalım! hı- #imımı natıl buluyorsun? — Vallahi bey dikkat et- medim . bile.. — Canım, şöyle aşağı yukanı.. — Fena değil, fena de- gil! Ferdi sözünü şöyle bitir- di: — Herhalde bunun gi: bilerini çok gördün! y SER Öğleden sonra, bir mo- töre binerek Socarno'ya ka- darbir gezinti yaptık. Fer- diyi Komovarda yalnız bıra- karak sahillerdeki villaların, bahçe'erin manzaralarını sey- re başladım. Hemen hemen gayri şuuri, Prensi arıyor- dum. Ona tesadüf etmiye- ceğimi zannediyor ve diğer cihetten de, Labaronun ade- mi mevcudiyetinden bilisti- fade, Levi görmeği temen- ni ediyordum. Vahşi, menfür ve çok garip bir kukançlık bir kalp ağrısı, beni, onların şu ande belki de Leraber bulundukları, belki de oda- dan odaya geçen kapıyı aça- rak- seviştikleri düşüncesine sevkediyordu. Oh! Böyle bir şeyi gör- mek ne fena şey, Yarebbi!. Bunun ne gibi bir heyecan hâsıl edeceğini biliyordum; benim vücudumdan başka bir vücudun yanında ihtiras- la inliyen Prensi -tahayyül ederken müthiş bir hararet hissettim: Vücudum yanıyor- du. Boşu boşuna deli olduğu- mu itiraf ediyor, boşu boşuna onu sevmem ihtimalinin im- kânı olmadığını düşünüyor, boşu boşuna, onu — müc- rim görmeye gayret ediyor- dum. Vücudum, bütün bun: ları halırlıyor. ve çırpınıyor çırpınıyordu. Ötele döndüm. Günün en büyük heyecanını gene ko- cam verdi: — Biliyor musun, kar.cı- gim, kime ras geldim? Dün sabahki beye.. ismi, “Prens Hüseyin,, miş... Selâm ver- dim, konuştuk. Yarın güneş batarken, biz?, İsala Bellaya götürmeyi teklif etti. Galiba, onun bir hususi- yeti var; öyle bir zaman da YAR[N gldoczilz ki, bizden” başka bir kişi daha bulunmuyacık. O saatlerde ziyaretçi kabul etmezlermiş. İyi bir — fırsat değil mi? Hcin bana öyle bir nezaketle teklif etti ki, kebul ettim. Amma, şayet onunla beraber gitmekliği- mizi istemezsen... — Niçin istemeyim, ca- nım? Zaten gidecek deği'- miydik biz oraya? Hem mademki, söylediğin gibi, bu bir fırsattır... — Prensi gk, ne kibar! Cevap verdim: — Eyi ya! —iğa Ol! Perilerin, Me!'eklerin iskânına lâyik küçük Ada! Aşağı taraçada, parmakları- miın arasında kamtoyya çi çeğinin eter kokan geniş ve iri yapraklarını eziyorum. Prens Hüseyin, İstanbu!- da bulunduğu esmnada, bir defa biza teradüf ettiğini söyledi. Fakat ne suretle ve nerede? Kendisi de bil- miyordu. Sonra Amerikalılara, Al manlara tesadüf etmeden yapyalnız meşhur - Berro:- nees sarayının mermer ve tablo dolu salcularını gez- dik. Fakat “ondan, başka hiç birisini hatırlamıyorum. Hatıramda kalan şey, şuu- rumda heyecanlar yaratan, kıyametler koparan muha- veremiz, teati ettiğimiz bir kaç kelime... Prens, gelip kapımızı vurdu. Takdim edilirken, ciddi ve çok kibarca sözler söyledi. Ben, bu sözleri en soğuk ve resmi bir tavurla kabul ettim. — Niçin? — Biliyor muyum ya! Çok güzel konuşuyordu. Tavur ve hareketindeki incelik, nezaket, görüş tarzları ve beni cezbediyordu. Mü- temadiyen Ferdiye bakarak onunla mukayete ediyor ve sonra utanıyordum. Niçin mukayetre ediyor- dum. Vallahi bilmem! Çünkü ikisi de — vücuduma — sah'p olmuştu; be'kide bu, intihap etmek salâhiyetini hissetli- gim içindi. Belki de, ikiside şuursuz mubakemesiz bir halde senim için döğüşü yorlardı diye onların ayıın- cağıydım. Prens, tercihen kocamla konuşuyor ve soğuk dayra- nıyordu. Fakat öyle zaman oluyordu ki gözleri, ikim'- zi de sıki siki biribirine bağlıyordu * Çılğın, kederli ateşin nazarlarımızla, ciddi teklifli sözlerimiz urasında dağlar kadar fark vardı. Ne ise, Marevgo muha- rehbesinden bir gün evvel Napoleonun yatığğı karyola bulunan odada bulunduğu esnada, kocam uzaklaştı, öbür kısma geçti. Prens, birdenbire, sakin sakin — konuşurken durdu, gözlerimin içine baktı ve ifade edilemiyen, muhter!s asil ve hemen hemen ateş- h bir tavurla sordu: — Beni affediyorsunuz değil mi? İstirham ederim, beni affettiğinzi söyleyiniz!. Cevap verdim; — Ala, — Felâket. Herha'de izah etmeliyim. Bildiğiniz kadar mücrüm değilim. Ve o zamandanberi nekadar muazzep ol!duğumu bilseniz! Bunu bilmelisiniz. (Devamı var) ŞEHİR HABERLERİ Belediyede Beynelmilel Seyrüsefer Işaretleri Son günlerde şehrimize- de vukubulan kazaların ö- nüne geçmek iç'in şehrin dahil ve haricinde bilhassa tehlikeli noktalara beynelmi- lel seyrüsefer İşaretleri ko- nmasına karar verilmiştir. İşaretlerin yerleri tesbit edilmiştir. Yalnız işaretlerin Hade eyledikleri muhtelif manalar alâkadarlara tebliğ edilecektir. Tebliğattan sonra işaret- €r mahallerine konulacak- Ur. Bu işaretler, — tehlikeli noktaları, dönemeç yol!arı, nelerde ne kadar sür'atle gidilmesi lâzım — geldiğini göslerecektir- ? Köprü âltında yatanlar Geçen günkü içtimada dilenciler meselesi şehir mec- lisinde hararetli surette mü- zakere edi'miştir. Belediye yeniden bu hususta yeni tedbirler alacaktır. Evvelâ —köprü altında barınan bazı — intanların, bilhassa — çocukların yatıp kalkmaları şiddetle mene- dilecektir, Kimsesiz çocukların Aya- sofyadaki belediye hakım evinde gecelemeleri temin edilecektir. Bundan boşka her belcdiye mıntakasında teşkil edilecck pol'a müfre- zeleri gayri mübeyyen za- manlarda mahalleri arayı- rak dilencileri top'ayacaktır. Takibeci'ccek y ni tedbirler sayesinde dilenci'iğe nihe yet verilecek ilk ameli tedbirin bu olduğu iddia ediliyor. Belediye istatistikleri Belediyece son zaman- lara kadar mahdut şeyler hakkında istatistik — tutul- makta idi. Ha'buki badema istatislik işlerinin tesii ve bir çok maddeler üzerinde istatistik tutulması mukarrer bulunduğundan bu hususta tetkikata başlanmıştır. —-.— İktısat haberleri : Çeltik ziraatı ilerliyor Mem'eketimizde — çeltik ziraa'ı son seneler zarfında oldukça ingişaf etmiştir. Yapılan bir istatistiğe göre memleket'mizde çeltik 300,000 danüm arazi vardır. Fakat arazinin ancak onda birin- de pirinç yetiştirmektedir. Diğer taraften — çeltik ziraatirin — önüna büyük bir inkişaf devresi açılmış tır. Yeni sıtma ile ile mü- cadele talimatnamesi mem- leketimizde çeltik ziraatini zirantınan mMmüsait çok teşvik edecek mahiyet- tedir. Adeta — çeltik ziraatile #stma mücadele — faaliyeti yekdiğerinin mütemmimi ol- maktadır. Sıtmayı tevlit eden ba- taklıklarda — çeltik — ziraati yapılması hükümetçe dü- şünülmektedir. & Sigortacıların hüneri İtfatye teşkilâti itmam edilmiş şehirlerde belediye- sigorta' şirketlerine muayyen bir vergi tarhedil. miştir. Sigorta şirketleri ka- nünen ve işin icabı dolayısl'e kendilerinin vermesi zaruri olan bu parayı sigorta mu- kavelelerinde Tüsum — ve borç'ar meyanına — idhal ederek halktan tahsil etmek yolunu tutmuşlardır. Bu vaziyet karşısında alâkadarlar İktırat vekâle- tine müravaatle işin tashihi- ni istemişlerdir. Yapılan tah- kikat neticesinde yolsuz'uk an'aşılmış ve İktisat vekâ- leti itfalye hissesi olarak wi- görta şirket'erine tarhedi'en resmin hiç bir suretle abm- mıyacağını İstanbul Ticaret müdüriyetine bildirmiştir. Ticaret müdiriyoti de si- şorta şirketleri nezdindeki komis:rlere tarifeler üzerin- de bilhassa bu hususu tet- kik etmeleri için emir ver- ” |htikâr Belediyenin vazifesi nedir? Bha fiatlarının ucuzla- tılması için Ticaret müdü- Tüğünün şirket nezdinde te- şebbüste bu'unduğu habe-l değru değildir. Çünkü bira flatları üze- rinde yapı'an “htikâr ile ti- caret müdürlüğü meşgul o'- mamıştır. Ticaret müdür'üğü bira gibi havayici zaruriye Hlat- ları üzerinde yapılan ihtikâr ile belediye iktisat müdürlüğü meşgul olduğunu bugibi işler- lemeşgul olmağı salâhiyeti haricinde o'duğunu ileri <& - mektedir. Halbuki belediye ikt'sat müdürlüğünün fikrine göre, biranın ha vayic! zaruriyeden olmadığını, bu gibi işler'e meşgul olmağı vazile ha ricinde görmektedir. Bira havayici zaruriye- den olsa ve yahut o'masa da bira fiyatları üzerinde ya- pilen ihlikâr Te belediye- nin meşgul Jâzım gelir! MÜTEFERRİK. Sergi açılacak Millt iktisat ve tasarruf cemiyetinin tavassutile önü- müzdeki Mayıs ayında An- karada bir yerli mallar sergisi açılacaktır. Bu sergiye bütün mem- leket sanayil iştirak edecek- tir. Se:gide sıtış da yapıla- caktır. Bir kafile Komanyaya gidecek; Göçen tene “Römanya rical ve erkânı ile meb'usla- rından mürekkep! bir heyet şehrimizl ziyarete ge'miş lerdi. Bu ziyareti iade maksa- dile' meb'uslardan bazıları- nin da — jştiraklerile bir yah kafilesinin Romanyayı ziyaretleri — için hazırlığa lerce o'ması Ticaret âleminde: — İkraz mü seleri Bir nizamname Ticaret müdiriyeti Tp rebir. - mukabilinde © para veren müessese't” ) kında bir nizamname © mış, İktıcat vekâletint ? dermiştir. Nizamname buğ Vekâlet tarafından &! rasıma gönderilerek o'unacaktır. Ikraz ve istikraz larının murakabesine: Tiği ta çirketleri komiserleti? Halit bey tayin oîunr' y Muamele vergisi/ oluyor Muamele vergi-l da tetkikat yapım ak İ heyeti umumiye tefrik edilen komisyef Sanayi birliğinde 109 toplanmıştır. Hazırlanan broşü tetkikatı yapılarak M ya verilmiştir. Broşü karaya çözürmek üzert ğ zm Nori, Tevfik, Ali Beyler — seçilmişti güne kıdar hareket£ lerdir. Bursalar — Borsa haber Dün — Borsada 1030,5 - Do'ar 21 Fransız frangı 168, DEF muvahhide 95,5 kuruştan #atılmıştı Küçüllerden b coğacak Şehrimizde küçi sah plerinin birleşerek mayelerini birleştil büyük bir otel yapti” ları habeti doğrü d Aldığımız - haber& | umumi buhrandaa gibi otelciler de dir. Son zamanlarda dtf giden o'madığı için Kt ) temin edememektedi! ©4 yüzden ne böyle bü: ve ne de gazetelerin ları gibi otelciler m: sisi kabi! değildir, Zirt işten evvel para ten zımdır. | Talimatname haz! Elyevm şehrim lunan Ticaret umu! dürü Naki Bey met kanunu talimatna: zırlamakla meşguldi 500 Yunan se! gelecek Mayıisa — doğru rical ve meb'usların rekkep bir seyyah şehrimizi ziyaret €© buradan Yalovaya lerdir. Bu heyet 500 mürekkeptir. Siyah şişelerde 1 ba suları Memba sularının şişelerde satılması diği halde, müte tişler neticesinde b yet edilmediği Badema buna mez Ve siyah R su satılmasına devaf Trse — şişelerin karar verilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: