March 4, 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

March 4, 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hatıratını yazan: NACİ İSM. —13— İngilizler, bu eski şehrin sokaklarını düzeltmekle kak mamışlardı. — Ehalisini - de terbiye etmişler, kıyafetle- viş, nihayet bir kabil lası zannediyordum. ların tçinde entarili arapla- || — Amma da töylemek menetmiş, dört duvarla çev- dairesi yapmıştı. yordum. Bu cennet bahçe- | <I pençe divan sinin hurilerin kitaplardaki, tasvirlere benzeyüp benze- bilmek — hırsı nin bir meyvanın her nevi boldu. Yalnız hayat ağacının meytâsı yoktu. Hayır ve şerri bilmeklik ağâcımı ara- mamiştik. Çünkü, insan ha- yatının her saatinde bu meyvayı yiyor, bununla ya- gyrduk! Herifler, sarmısaklı birşey olacaktı. | sından geçerek: * Şehirde büyük ihracal ğildi, Şehrin merkezinde Fransız, İtalyan li- Sanlarını söyleyen iş adam- dolaşıyordu. Bunla-, Fransız ve İtal Yan Somalı müstemlekeleri- Bin ihracatcıları — olmalılar- l'hıı kesmek için: İ — LA tarif arab! lesi aklıma geldi de boğazından - kuş uçurtmaz- lardı. Şiradi, sülhde yaşıyor” *l-.. Fokat, İngilizler sulh :'”' dinlerler mi hiç! Bo- Azın vert dalgaları arasın- :':hyııp.ı.ıı. uııkluı:!" ah bir bulut geliyordu. ::I“"'lr ınııııdı'l:tr telâp- vö,) SOptu. — Herker, birşey ’IİİOP. bir tayfunun, bir Luther, Almanyanın de getirmiş olduğu, sa zirai mahiyetteki rük — manlalarının, nekadar — kalabalık, de farkında değilmi: Üzerimde ilk tesiri ya- * alhpullu bir entarı “© Yeni bamam çıkmışı — oturan- bir- ğl;'“h başlıyordum. Me- duklarını - Hadramut Sultanının huzuruna girer- ken bir iki okka sabun hediye getirme- diğine nadim olmuş, sarmısak banyosu Yapan Sultanın elini sıkamamıştım. nd denizinin dalgaları arasında Araptı. Ben, bunu bir Der:- Meğer, Hadramut Sultanı rli edi/ Bün- |/ değilmimiş, bu hazret! ni asrileştirmişle Sultan ha ? r uklarını | Belinde akikli bir cenbiyesi, Si u:::d:d Yalmz :llı-llpormıiııdn firuzeden arâp evleri "birer kal'aya |/ yüzükleri vardı. Elbisesinin benziyordu. kadının teset: || kiymetini tahmin edemiyo- tür illeti, evlerin sokaklara |irum. ölsa olsa, yüz lirayı doğru pencere açmaların! lıeçmeyocek bir kaç Hint ö kumaşı idi. Asıl garibi, Sul: tilen evleri birer harem | tan'ın etrafındaki vezirler, | mabeyinciler, kumandanlar Arap kadınını göremi- || çe çubukcular - kafilesinin ları, bu yirmi otuz, kişi- esir gürüubu gib! mediklerini —başlarını yere eğmiş bir va- içinde yanıyordum. Çaresiz |/ ziyette bulunmaları idi. Bu bir dertti bu ! huşu içinde bir ses işidilmi- Söylemeye hacet yoktur || O pil Yalnız, pis bir sar: zannederim : — Bu- şehirde | L Kokusüu — müsterari!" yememişler, adeta sarmısak banyosu yapmışlardı. Sultanla görüşmek hoş Yapına yaklaştım, etra- | finı saran bendegânının ara- — Esselâmün aleyküm, — Ve aleykümüsselâm! Ve transit tcarethaneleri Cevabını verdi. Fakat, | II:’.I:: "'"""d' ı“":': ş;_ detli bir iştial olmuştur. yan erkeğe soğuk ve isyan vardi, Fakat İskenderiye || bizim arapça da — burada | ©, Ot e henaman e vi 10 millik bir saha dahi- | etmiş vücudun zevksizliğin- tamamlanıyordu. | y yiza lindeki binaların camları | den sukut ederler. tibi bir ticaret borsasına, iyette iki koşu tertip olunması a. Benden başka- bir ke- kırılmıştır. Fabrikada çalı- Ah! fuhuş ne müthi; dünya piyasalarının mü | vaziyeti işkâl etmiştir. n bir çok genç kız ta dele teşkilâtına malik de- | lime işitmeyince bir şeyler | o , Beşiktaş atletleri şar genç kız tam $ çey. Bununla beraber, fır- söyledi, yanındaki seccade- lerden birinde yer gösterdi. Bir şeyler — söylüyordu. İşi da, & Devamı var, koşusuna icâbet etmediği P ter Ajansının salâhiyettar | şehvi bir yara aldığım hal- İte, bilzehile kuşbakış! s ğ b:'“vınlle — rum takımına Ş bir membadan aldığı bir ha- | de, onun hü'yasile meşgul İREEN dardı. k vermiştir. bere göre kauçuk meselesi | olarak, kocamın arzülarına da bu ka K Wman gumm . ti hakkında Felemenkte teşek- | karşı bu müsadesizliği his- Akşamdan — dört saa : Atletizm heye Z kül eden komisyonun bütün ediyordum. ,'_"'nel vapura — gelmiştik. manıalan ne diyor? azası — istihsalâlın — tahdidi Allahtan o gün her şey K izler, karanlık düştük- Ka ymalEi KDĞN Y zlr Atletizm heyeti, bu me- D meselesini İngiliz müstah: | tememni ettiğim gibi oldu. sonra — Babülmendep Küninü ".n yirinin açık | sele hakkında dünkü gaze- || sillerle görüşmek üzere bu | Ferdi, baş ağrıma hürmet ması münasebetile matbuat mümessillerinle — beyanatta bulunan sabık Başvekil M. planının yalnız Almanyaya değil, belki Alman piyasa- bir semavi| şının kendilerine kapalı ol- Akşam — gazetesinin | ait işlerle meşgul olduğu s- | Bayretle mırıldandım. B'Ün başımız ucunda dolat-, duğunu gören zirai devlet- öi uıııı:ı hiç-bir- kara- | rada binlerce farenin oda: Cevap verdi: —,—'“' iddia ediyordu. Bre tahmil etmiş olduğu rTına istinat etmeden kupayı | *ma girerek birer ingiliz .li- — Labaron bu akşam MA a telaş mı aklımı baş- | ç hütlerin neticesi oldu. Kurtüluş klübüne verdiği | ralık yüz kâğıt paradan mü- | birdenbire, Bodapeşte ye 3 getirmişti, bu korkak ğunu söylemiştir. bu koşunun gayri mu- rekkep bir tomarı kemirip | gitti. Dedi. :"'ml—ıeulumı mı me- Peçetanın istikrarı :f:ğ, addedilmesine — ve ı’:;::: koyulduklarını söy- *O,nun fh nişanlısını ta- Yorum #yandırmıştı, bilmi- eç“ 3 (A'A) — Mali- | Kurtulüş kulübünün müsee, | 'emhtir L Ü ip etmesinden — çılgınca E ? Dk defa vapur yob Mat hh elmilel tami- | cel olmıyan bir atleti mü- Bi Rillb ti neğay korkdum ve 'ateş saçarak larının kimler. olduklarını | ye nazırı beyn aabakaya iştirak ettirdiğin | — A L | odama çıkdım. rat bankası müdürile gö “rüştüğünü ve peçetanın İs- tikrarını temin plânını vü: cuda getirmek ve istikrara mütekaddim muamolâtı tes- bit etmek husudtnda tari | bir Külâfa' vasil olmuş ob d Akşam kupasıgeri mi/ alınacak? Akşam gazetesinin tertip ettiği koşu hakkında atletizm heyeti ne diyor ? ve siyab., Kumvarın önün- den geçdiğimiz esnada, hızla yürüdüm, kocam arkada kaldı. Bir kelime söylemeden Prense verdim, Çok teklifli bir vaziyetle: — Teşekkür ederim, ha- nimefendi. Dedi. le moll- Karilerimiz hatırlarlar: Mesele bu suretle ka- Ve tatlı bir sesle ilâve Geçen ay zarfında ak. | panmış — addolunmaktadır,”| “tti: şam — gazetesi tarafından | Diğer taralftan, —müseccel Sdzz:"m"'-k tertip edi'en ikinci sokak | Glmıyan bir atleti takımına ayı öğrenmek hususun- da okadar sabırsızdım ki, kocamdan ayrılarak asansö- ra girdim. — Ve ayrılırken — Ne şarpmı alacağım! Demeği unutmadım. 22 humaralı odanın önün- koşusu, ihtilâflı bir neticc ile hitam bulmuştu. Avdet safhasında birin- ci gelen Kurtuluş rum eki- pine yolda muavenet edil. almak — süretile gayri niza- mi şekilde kupayı kazanan kurtuluş klübünden kupanın istirdat edilip edilmiyeceği de meçhul bulunmaktadır. f b ; ;:lıâ:ı Mî:l ok::î:şöılv:r:ni: İstanbul — futbol d'—"ıl geçtim- B: oda, otelin b heyetinden: parka nazır. köşesinde idi; raporlarıyla tahakkuk etti y örelke "oriRREK ö y ü 6-3-931 Cuma günü icra edilecek Jik ve şilt maçları. İkinci küme Kadıköyünde Lik maçları Topkapı - Kumkapı saal 11 hakem Nüzhbet bey, Altı- nordu -Pera sat 12,45 ha- kemNüzhet bey, Kasımpaşa- Kurtuluş saat 14, 45 hakem Nüzhet bey, Taksimde şilt maçları Süleymaniye - Hilâl saat H hakem Sedat Rıza bey, Vefa - Eyop saat 12,45 ha- kem Niyazi bey, Fenerbah- çe * Beylerbeyi taat 14,45 hakem Salâhattin bey. — Bir iştial — Melburn, 3(A.A.) — Şehir ğinden birinci gelen Kurtu luş ve ikinci olan Beşiktaş takımlarınıt gelecek hafta kupa için tekrar koşmaları esası kabul olunmuştu. Müsabaka Tahir ediliyor Ertesi cuma geldiği zaman müsabakanın mubalefeti hava yüzünden tehir edildiği bildi- rilmiş ve bu suretle bu senek kupanın mukadderatı - bir hafta daha talika uğramıştı. Nihaf müsabakanın en son dafa tehir edildiği gün, bayramın ikinci cuma gü- nüne tesedüf etmekteydi. Ayni günde, İstanbul mıntakası Atletizm heyet! daha evvelden İstanbul şam piyonası için bir hazırlık müsabakası tertip etmiş bu- daire ötesinde. Tekrar aşağıya indiğim zaman, Ferdi, zorla sine- maya sürükledi. Fakat filim- de gördüğüm şekilleri hatır- İnmıyorum bile... Çüönkü hiç bir şey görmedim, Öğledenberi, başımın fe- na halde ağırdığımı behane etmeğe başladım. İstirahata ihtiyacım olduğunu söyleye- rek, sinemadan çıktım. Artık kocaemin sevgisin- den büsbütün kaçıyordum: İsyan ediyordum. Bereket versin ki kastalık behanele rile şuphe uyandırmıyordum. Günahkâr zevcelerin ademi sadakatını nekâadar takbih — ederler! Halbuki kadınların bir çoğu bu mec durma- yemek ..h:du" !Ü;':"b:" :;:IP 'ynıu :'eydy:gr: Sultanül hadra- |"'“g':":.':l külden anlaşlâr | vara da infilâk'edici mad. bur:l u-ııııım' ıı:nnun:len hri değildi. . deler, yapılan imalâthane- | *tvilmeyen — fakat — meşru ka'nın ilk medeni tema: Sultan, şöyle bir göz | üma göre ;ılı::bl'ı.yıı—ık Iı:_ leıderıı l :: 3 ;ıııııı k:ş- bir zevç olduğu için, göğsü- merkezidi. ucundan süzdü: şusunun “müre! aa ga L ga mahsüs sarnıcına yıl- | "üzü hırpalayan, sizi yutacak zete ile istanbul atletizm gibi sıkan ısırarak yarala:- dırım düşmesi üzerine - şid: kaza vukubu'açağı sırada çay içmek için fabrikadan” çık: mış bulunduklarından mu- hakkak bir ölümden bu su- retle kurtulmuşlardır" Kauçuk meselesi Londra, 3 (ALA.) — Reu- tınalardan kaçmak ister. ken, rabıtaları muhafaza etmek, dünyanın kaidesine rlayet etmek isterken, şea: met, ekseriya bu mütbiş girdaba sürükleyor ! Ancak yedi gün vardı ki (retmi mahiyeti haiz oldu- | ğundan — bittabi: atletizm ]bqenıhı tertip ettiği ha- zırlık koşusuna iştiraki ter- “cih etmişler ve diğer taral tan da ogazete koyduğu kupayı — Beşiktaşın kendi l cüm- şaşkın. hafta Londraya gelecektir. Fare yağmuru Melburn, 3 (A.A) — Mul- labor ovaları Avusturalyayı baştan başa kat'eden de- miryolu boyunca galiba ha- vadan gelen milyonlarca farenin istilâsı "altında kal- mişlir. Longana — istasyon memurü tren — yolcularına etti, yemeğimizi çabuk ça- buk ycdlk.ı a ğ Prens, yemekte görün- medi. Labaronın yeride boş kalmışdı, bundan dolayı biraz meraka düşdüm. Ötel müdürü şarap ge- tirdi. Fakat bir türlü cesa- ret edüp Laboranın ne oldu- gunu soromadım. Sonra bir telerde münteşir resmi teb- llgatında şöyle demektedir: — “Akşam gazetesi ta- iafından tertipedilen ıolnlş /bayrak koşusunda |Yorgi Panaki) ekipin'en (Yorgi Mavridis) mıntakaca müsec- * €l olmayıp gayri nizami bir Kkoşucu olduğu yine mınta- kaca tahakkuk ettiği hal- >vÜcu: bilhas: güm- Young Alelacele, sırtıma - ince bir penbivar geçirerek ken- dimi karyolaya - fırlattım. Öyle hatırlayorum ki istira- hat etmeğe muktedir olmak- sızın, — bayılıyormuş — gibi kıvranmağa başladım. den tecziyesi cihetine gi- 'ıı_.ı ş Berekiper mıştır. Bunlar, eşyayı, ya- mesine ilmiş tak wh nâ — önlerine gelen .eynmndemek- tedir. Memleketin bir çok kilometrelik sahası bu muzır hayvanların tahribatına ma- 'Hğy'.u:, gu - tebligatına alâkadar gazete düne kadar bir cevap: vermiş ve noktei nazarını izah etmiş değildi. Nakili : Hüseyin Zeki u ğü *“İnşallah Ferdi oyumuş- tur!, Aşka olan hasretimi gö- zümün önüne getirerek, kur- tulmağa, kaçmağa, Jolye- nin afyonunun hatırlamağa çalışıyordum. Kocamın benden uzakta olmanı için, gölgesini bile görmemek için herşey, hatta hayatimın — birkısmını bile fedaya hazırdım. Nihayet, bitmek, — tü- kenmek bilmeyen bir kaç saat sonra geldi. Hemen gözlerimi kapadım ve kapı- nin açılmasını bekleyerek öylece hareketsiz kaldım.| Beni üyüyor — zannetti, yaklaşdı ve düdaklarımdan yavaşca öptü. Yarı uyanmış gibi yap- dim ve mırıldandım: — Senmisin? — Evet, nasıl oldu ba- gn? — Fena, Fena. — Pek âlâ öyle ise uyu, uyu ! Odasına girdi. Ozaman kendimde bir kuvvet his et- tim, Zira, üzerime eğildiği esnada, kalbim okadar şid- detle çarpıyordu ki farkına varacak diye korkdum, Saatler geçti: on bir ol- du. On iki oldu. Yarım oldu. Ferdi çoktanberi horladı- ği için odadan rahat rahat çıkacağımı temenni ediyor- dum. Uykusu çok ağırdı. Ve bir defa uyudumu, göz- lerini ta sabahleyin açardı. Elektirk düğmesini çevir- mekten sarfınazar ederek çıplak ayak, kapıya kadar yürüdüm. Tokmağım pek te gıcırdamadığını biliyordum. İhtiyatla çevirdim. Üyle bir halde dişarıya çıktımki, tarif etmenin imkâni yok- ) tur. Sonra, seneler kadar | uzun süren bir saniye zar- fında gürültüsüzce kapıyı kapadım. — Kurtulmuştuml, Kolvar hâlâ aydınlıktı. Deli gibi koşdum. 22 numa» rahi odanın kapinsia merak ve heyecanla çok darbeler vurdum. Aklıma ston bir endişe geldi: Belki numarayı eyi anlamamıştım, veyahut Pre- ns, nişanlısile beraber git- mişse... Oh! ne1se.- Kapıyı açtı. , Elile beni içeriye çekerek kapıyı tekrar kapadı. Ve tek bir kelime söyle- meden, kuvvetli kollarile petivvarımın — altında kıp kırmız! yanan vücudümü kaldırarak karyolasına gö türdü. -iğar İncitmekten — korkarak hafifçe karyolasının üzerine yatırdı, alev saçan gözlerile gözlerime —baktı; kelebek kanadı kadar narin ve hü. fif parmaklarile saçlarımı okşayarak ve sanki ismimi teleffuz etmekten de — niha- yet bir zevk alıyormuş gibi tekrar ediyordu: — Canan! Canan! gel dimi? Geldin ha! İlâve etti — Ne yapalım, kader )böylı istemiş! Birleşmemizi arzu etmiş! muavemet im- kânı varımı? (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: