19 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

19 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A dr T A SRANMAMERÖAN . HLAM İA AĞA AAA LAŞA AAA MANT AAA 7 AARAÂNAŞAAAR A SADA W * M BAA AA AMAĞ Sıhxfe 4 ZABİU MU“RRİHİMİZİN MÜŞAHADELERİ: '_W | [Esı'arkeşleı arasında | Yazan: BİR ALEM... | Ahmet Haa a | Paçoz güldü! Japon Mehmx.t esrdrkcşl“rç m:ıhs lehçe ile dalgasını anlatıyor başını iğmiş, elleri ile bir gey- ler yaparak beni göslerdi ve: — İşte Sultanım, emret- tiğiniz kulu getirdim, Piyonladı. (1)| Paçozda: — Teşekkür ederim paçoza lâ'â- Cığım, diyerek akouz (2| etti. | Bunun üzerine arap- tekrar başını iğerek - ellerile de bir geyler yaparak odadan çıktı ve gilti. Korkudan efallamı, B) şimdi marizime (4) kaya- cak |diye kitaksilemeğe (5) başlamıştım. O ara paçoz, ayağa - kal- karak yamıma geldi beni, bir iki süzdükten sonra: — Ciyanım, ismint bağışla bakayım, diye akuz etti. Ben- de şıpın işi şipşak: — Japon Mehmet, akuz ettim. — Ya, demek ki sen Ja- ponsun ha, dedi. — Eyvallâh ablacim, Ja- pon değil, Japon gibi afisi (6) yerinde — delikanlıyım, dedim. diye Paçoz, güldü ve beni elim- den çekerek oymalı bir kana- Penin üzerine oturttu. Kendide yanıbaşıma oturarak: — Civan Mehmedim, ben çok zengin bir adamın kocam iki ganmmanaca nnn zıyım, öldü MEM&E&&&*E İzmir iktısadi mıntakasında vaziyet Üzüm rekoltesi Bu senede geçen senenin olacağı tahmin ediliyor İzmir mıntaka Ticaret mü- dürü Ziya bey, Ege iktisadi mıntakasının iktisadi vaziyeti ha.kında şunları şöylemiştir: — “İacir mahsulü rekolte itibarile geç senenin ayni tahmin edilmektedir. Üzüm mahsulü Özüm rekoltesi de geçen #önenin ayni olacağı söyleni. Yor. Daha meahsul edil. Memiş olduğu için piyasa yok- tür. ——— | Tefrika No : 32 idrak Yoksa, buraya beni €tmeğe mi geldiniz Adnan Salim yerinden kalk- madı. Tahkikatına devam et- Meğe kerar vecriş gıli görü- nüyordu, — Hayır, ne bir şaka, ne Je bir tahkir; Lüyled.k'erim çok ciddi ve gamiraidir. İşitilme- miş bir müşasçhetin kurbanı olmağı emin olunuz çak iste- dim- LAâkta buna imkân yok! ŞT::_'“ sizdiniz. Eminim ! yi dinleyiniz .. ralarm hi öklin Karilan, 1 yemin bile ııl.ım.ı:.f.m ga ca şere S | İki üç saniye sonra NMuharniriz Hüseyin Zeki tahkir Vtek siz ol ©0 günden bugüne kadar kim- soye varmayatak dul kald Şimdi seni beğen dim. Çıldırasıya sevmeğe baş ladım. Onuna için sana mak isterim. Beni alır mısın? dedi. Paçozun bu sözlerini işitir işitmez yağı ke- aptallaşmıştım. görünce var hoşafımın silmiş üdeta hemen gözlerimi açarak paçoza: — Bende steni kitaksiler kitaksilemez sevdim ve almağa karar vermiştim. at, ben- de tıngır (7) nanay (8), me telik desen tarama, fi kostantaniye. için bilmem ki nasıl yapacağız, de- dim. arama Oaun Bu sözüm üzerine paçozda: | — Arslanım bende — para çok, üzülme, merak ve kahır- lanma, dedi ve hemen dolabı açarak, bir çok patakoz|9), dökme|01), papel (11) ile kıp- kırmızı mangırları güsterdi. YEİ ayni Diğer mahsuller Bütün mıntaka şimdiki | halde her çeşit mahsulü ile Idrak ve istihsal devresini ya- yor ve bu güne kadar kor kulacak âfetler ve arızalarla da karşı karşıya gelinmemiştir. Tütün ziraati Tütün mahsulünün vaziyeti de diğer mahsulün vaziyetinden farksızdır. beraber tülün vaziyelinin geçen sene tehmin Bununla den daha az olacağı edilmektelir. lduğunuza eminim!.. Haydi boş yere beni şaşırtma- ğa uğraşmayın.. nünüz ki hakikati söy- | e — vaziyetinizi — daha kuvvetli bir surette — idare edebilirsiniz... Beni hakiki bir dost, lâzımgelirse himsye etmeğe amade bir — dostluk telâkkı ediniz. Dudaklarmın | arasından, buna dair bir tek kelimenin — çıktığını işitmiye- ceksiniz. Haydi, belki daha sizi kurtarmanın vakti geçme- miştir. Romancı, ken genç kad böyle konuşur- nn ellerini tut- | | Hem suçlu, hem güçlü | | kildi, haykırdı! “YARIN | İki intihar Canlarına kıyanlar çoğalmağa başladı Beyoğlu şef garsonu R ço Efendi, Bi snin evinde iken tabancasile kendisini memesinden yarala- yarak intih teşehbüs etmiş, tehlikeli olduğu için kaldırılmıştır. * Ortaköyde Ermeni kilisesi sokağında — oturanj Rahmiye hanım dün cemi — yanındaki, Si tnlihar kastile ken- denize atmış sa da kur« tarılmıştır. Tokallıyan - oteli erk Toromilen- kadada anne- haney | Küçükpazar sebze paza- riında manav Mustafanın sala- talarını çalan sabiıkah Halil salataları çalarken Mustafanın görmesine ve elinden salataları almasına kızarak arkadaşları O:sman, Hasan rak Mus- Hallo, İsmail, ve Nurettinle bir ol tafayı dövmüşlerdir. | maaş yerine pul vermek, yev Cerh Gülbahçe gazinosunda 1ş- | sasanese AA MA LAs aS aS aa a eee AAA sa e n sesAdeMAA AA AAA Gümüşhanede kanun muteber değil mi? Belediye reisi dikta- | tör olmuş! | Ekseriyet kendisini tanımayınca diktatörlük ilân edivermiş Gümüşhane vilâyeti Be- lediyösinde gayet garip bir hâdise cereyan etmiştir : Vali Hüsnü Bey hasta ol- duğuadan İstanbulda - tedav edilrmekte, yerine de vilâyetin | Şiran kazası kaymakamı Zeki bir zal vekâlet Belediye meclisi Bey isminde etmektedir. umumisinin Nisan ictimanda Belediye reisi Süleyman Bey izahnamesini okuduktan sanra mevcut aza izahnameyi doğru bulmayarak müttefikan reise ademi itimat reyi vermişler. Kanunen riyasele reisi' saninin geçmesi ve cereyan eden vaka- yil zabıtlar ile tanzim ederek | hakemlik vazifesini ifa edecek olan Dahiliye vekâletine gön- | derilmesi lâzım gelen Beledi, reisi Bey gene vazilesi, başına, gelmiş, meclisi küşat etmiş, evvelki meclise iştirak eden diğer beş azayı — top'iyarak ekalliyetle meclise riyaset ga- rabetini göstermişlir. Bu kâfı gelmiyormuş gibi ekseriyetin verdiği ademi itimat reyi ta- lep etmiş, onlar da ahbap hatırı için diriğ etmemişler ve bügün evvelki ekseriye- tin verdiği kararı keenlem- yekün addetmişler..! Bunun üzerine encümeni daimi aza- Tarı da dahil oldukları halde muştu. Hicran, sinirlerinin tit- rediğini hissediyor, şiryanları çılgın bir heyecan içerisinde çar piyordu. Vücudunun — sözden daha vazıh bir lisanla konuş- tuğunu anlayınca şiddetle çe- — Sz delisiniz! Size töyli- yecek tek bir kelimem yok! Evet, şimdi an'ıyorum; siz bana düşmanlık ediyorsunuz. Enisi benden ayırmak için, bu kadar alçakca hareketleri bile göze alıyorsunuz. — Rukiye H., lütfen tirem- leri sıkınız ve biliniz ki, şayet siz konuşmak, sorduğum şey- lere cevap vermek istemiyor. | sanız, Yusuf Beyi bulmak gayet | kolaydır.. İlk defa telâffuz - olunan | bu gelime, Hicranın çehresinde bir korku hâsil etti: O, her şeyin meydana — çıktığınıhis- | setti. Birdenbire, bacakları kı- rılmış gibi, kanepenin üzerine | edilmiştir. | Başun salladı. | AdliyedeV: Tebligat Müdürünün muhake- mesi müdafaya kaldı Adliye Tebligat dairesi sa- bık müdürü Mustafa B. in muhskemesine dün |ağırceza- zada devam edilmiştir" Ma'ümdur ki Mustafa B. miye defterlerini karışık tu- tarak sulistimalde bulunmakla maznundur. Esnayi "muhakemede bazı gahitler dinlenmiştir. Heyeti hâkime, müdafaa için muhakemeyi 25 Hazirana talik etmiştir. ret etmekte olan Sü'eyman ile Faik kavga etmiş, netice- de Süleyman bardakla Faiki sağ elinden yaralamıştır. Tabanca bulunmuş Gülbağçe gazinosunda sar- boş olarak oturmakta — olan Celâi, silâh taşıdığı ihbarı üze- rine derdest edilmiş, taharriyat neticesinde —tabanca zuhur ederek musadere edilmiştir. bu gayri kanuni harekâtı he- men Dahiliye vekâletine mu- | fassal telgrafla iş'ar etmişler- Vilâyet te bu işten haberdar Dahiliye vekâleti meseleyi telgrafla kendisinden sual et- miş ve bu sual de bir aya ya- kın bir zaman Vekil Beyin masası gözünde kalmış. Belediye reisi kanunun maddelerinden hiç birisini na- zarı itibara almıyarak Vekâlet. ten Mmezuniyet istemeği bile zait addederek meclisi beledi- yeyi fevkalâde içtimaa davet etmiş, “Eacümeni daimi aza- larını azlettim! Yerlerine baş- | kalarını intihap ediniz ! , em- rini vermistir. Azadan birisi kalkarak ka- nunu müdafaa etmiş, yapılan bu gibi harekâtın doğrudan doğruya kanuna taarruz oldu- ğunu söylüyerek beyanatta bu- İuomuş ise de gene encümen #zaları azlolunarak yerine baş- kaları tayin edilmiştir. Gümüşhane Belediye he- yeti umumisinin (6) kişilik ekseriyet azası da bir protos- toname yazarak Meclisi terk- etmişlerdir. Bu hâdise karşısında Ve- kâletin yalnız bir sual sormak- la iktifa etmesi ve müdahale- ye lüzüm görmemesi pek ga- riptir. düştü. Nevmidana' haykırarak ellerini büktü. Adnan Salim, yaklaştı, çok tatlı bir ses'e: — Bu mukavemetler neye iyi? dedi. Sonra, bu halinize ne mana vermeli? Görüyorsu: nuz ki her şeyi biliyorum. Bir | az düşünürseniz, anlayacaksı- bız ki, benim size düşman ol- duğumu farzetseniz bile ken- dinizi Eni in aşkile müdafaa etti Fakat size karşı hiç bir husumetim yok, zaten bu- na sehep te göremiyorum. Yal- miz, arkadaşımın selâmeti için, dün sizi beraber gördüğün adamla o'an münasebeti öğ- renmek arzu ediyorum. Genç kadın cevap vermedi. — Haydi canım ben' bir, cellât değilim. Cevap ver biz. Hicran gene kımıldamadı. — Konuştuklarımızdan hiç birisini tekrar etmiyeceğime yemin edeyim mi? | yen, bundan dolayı pişman Bu sütunumuzun muharriri, kendisldir. — Vat ar — gi gördükleri f besiçe yazar ve muhabiri, müdürü h biztat halkım hsiyat imndç — etraflarında eteleri olan bu Gütunumuza ger- irirler. Nerdesin ey kanun? Gençlerimiz işsizken teşviki sanayi- den ecnebiler istifade ediyor Memleketimiz'n çu iktısat buhranında el'an ecnebiler ça- lıştırılarak onların müthiş para kazanmalarına hâdim oluyoruz. Halbuk! memleketin teşvi- | ki sanayi kanunundan mem- leketin evlâtları müstefit edi- leceği yerde hâlâ iğmazıayin ediliyor. Biz teşviki sanayl kanu- nunu bu suüretle görmek İste- meyiz, çünkü; kanunu memleketin öz evlât- Tarı olan bizler için ihdaş edil. miştir. Hattâ o dereceye ka- dar sarahat verilmiştir ki her hangi bir mücssese veya fab- | rika — ecnebileri —mütehassis | #ıfatile bile küşadından birinci | nihayet ikinci senesi çalıştıra- bilecektir. Halbuki memleke- | timizin bütün müessese - ve | fabrikaları üç beş senedenberi | çalıştırmakte bulundukları ec- nebileri el'an muhafaza etmek- tedirler. Bilhassa İzmir (fabri- | kaları. ecnebilere teşvikl sanayi İki seneden fazla her hangi bir sıfatla ecnebi kullanacak müessese ve fabrika teşvik se- nayi kanunundan istifade ede- | miyeceğiz, —kazanç vergisile mükellef tutulacağı malümdur. Buna rağmen elyevm bu mü- essese ve fabrikalar ecaebi kullandıklari halde teşvik sa- rek çalışmaktadırlar. Kansız kalan memleketimizin ilikleri- ni söken bu hale ne zaman nihayet verilecek? Zavollı işsiz sergerdan gezen Liz Türk gençe leri bu ecnebilerin yerlerine kafım olarak memleketimizden ne zıman istifade edeceğiz? $. p İzmirde Sıcaktan iki kişi öldü İzmir, (Hususi) — Sıcak- lar çok fazladır. Sıcaktan ikt kişi fücceten vefat etmiştir. Garip bir şey Beyoğlunda Süreyya Paşa aportmanında oturan madam Ado!f Poli dün, terhin ettiği bir adet altın cep saatını al- mak için Tepebaşı pasajında tuhafiyeci Kostantin Efendiye gitmiş, borcu olan meblâğı vrerek emanetini istemiştir. Kostantin Efendi de paraları aldıktan sonra “ne #saatı İsti- yorsun, diye madam Adolf Poliyi dövmüş, bakkında tah- kikata başlanmıştır. Muamele gören mahsuller Bu aylar içinde p'yasanın faaliyetine yardım eden malh- süllerden bakla, arpa, belli dir. Mavunacıların feryadı!l Mavunacılar şikâyetlerini meclis reisi Kâzım Paşaya söylediler Mavunacılar — şikâyetlerini şehrimizde — bulunan Közim | Paşoya bildirdiler. Kâzım paşa mavunacı'arın mümessillerini bizzat dinledi. Ve Ankaraya avdetinde bu işle ciddiyetle uğraşacağını vadelli. | Mavunacılar Çiftçi ve Amele F. nın teşekkülünü memnuniyet ve sevinçle karşılıyorlar. Ve Yunanistanla muahedemiz Türkiye ile — Yunanistan arasında 30 Teşrinevvel 1930 tarihinde — aktedilen — ticaret muhahesinin musaddak nüs- haları iki Hükümet beyainde hesüz teasi edilinediğinden tatbik edilmekte olan "Modus Levandi, 10 Temuz 1931 tari hine kedar temdit edilmiştir. İektyo bayilmiz geti d | yordu. Genç adam tekrar sor- du: — Sizi aldatmıyacak kadar dürüst bir adam olduğumu takdir edersiniz, zannederim. Hicran, bu defa başını ka- dırdı: — Evet. | — Öyle ise, anletıniz; kat'iy- | olmayacaksınız... Sizinle bu kadar teklifsiz konuşan Yusuf ismindeki zat kimdiır?... — Sât kardeşim. — Niçin şimdiye bahsetmemiştiniz? — Enis biliyordu? — Genç kadın, bu cevabile partiyi kazanmış gibi durü: yordu. — Enis, Yusuf beyi bir kaç defa gördü mü? — Hayır. — Onun yalnız mevcut ol- duğunu mu biliyor? — kadar l | ge mi diyorlar ki: — Bizim gibi zavallı adam- ların hakkını arayacak böyle bir fırkayı nasıl sevmeyiz. Daima bizim müşküllerimizi halledecek ve bizimle beraber olacak bu fırkanın muvaffa. kiyetle neticelenmesini bekli. yoruz. Bizler hepimiz İşçi Fir- kasının şimdid>n azalarıyız. b e İngiliz ataşesi Ticaret ofisimizden malümat istedi kagiliz Ataşesi bugün Ti caret ofisine giderek İogilte- reden talep edilen bazı ihracat maddelerimize dair malümat istemiş ve kendisine lâzımgelen malümat verilmiştir. — Yusuf bir amele okL duğu için, aral-rinda bir ah- baplık olamazdı. — Çalışyor mu? — Evet. — Cuma günleri, gezme- gidiyorsunuz? — Arasıra, — Beraber çıktığımz gün- ler, bir reği amelesi gibi giyi- niyorsunuz. Tovaletle gitmemi, Yu- suf istemiyor... — Onun zıddına hareket etmekten korkuyor musunuz? — Hayır; — Fakat — niçin darıltmalı ? — Yal... Yusuf Beyi darılt- mamak için mi, Enisi sevme- dinizi söylediniz ?. Hicran - sarardı — Anlayamıyorum, — Çok basit. Siz ve süt karzdeşiniz tarafında; söylenen sözlerden anlaşılıyor ki, Yusuf (Devamı w> *

Bu sayıdan diğer sayfalar: