28 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

28 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Acaba kim Alçaktır ? Falih Rıfkı, bir makâle yazmış. Bu cevher “ALÇAK- LAR,, la başlıyor, “ALÇAKLAR. la bitiyor. * On dört milyon Türk için- de sayılabilecek kadar az-olan betbahtlara ancak “ALÇAK, denilebilir. Hepsi bir * Hiç , le ifa- de edilebilen bu — adamlara, ozaman bizim koyduğumuz bu Tâkapları, bugün vatanın | asil ve temiz ev!lâtlarına reva görmek —hakkını o “FALİH RİFKI, ya kim vermiştir? İnkilâp Türkiyesinde hissesi sade ziyafet masalarında, res- mi küşatlarda “ŞAMPANYA, içmekten #baret olan “FALİH RIFKI, nn ağzına bu söz çok — büyüktür. Kucuğındaki yavru- sunu bırakarak onun sıcak yerinde yüz kilo- huk mermi taşıyan Türk kadını bile Falih Rıfkı kadar — vatanperverlik taslamamıştır. * Mustafa Kemal Türkiyesinde “ALÇAK, dık isnateedilecek- ler varsa onun takdiri her hal- de Falih *Rıfkıya düşmez. He- le Türk hudutlarını Garden- bardan Maksime, Trabyadan Şişliyo kadar bilen Falih Rıf- kilar hiç göremez. Bizes“ALÇAK ,demek cür'e- tini gösterecek olanların evvel- emirde kendileri yükselmiş o malıdır. e Meşhur sözdür: Kişi toksanını bil- mek gibi irfan olamaz! BÜRHANETTİN ÂLİ Dün ılz lzanlı vak'a nldu : kız tabanca ile olak Hayri yine adam öldü d" B-irq v D7 kendini öldürdü Çolak Hayrinin üzerine enbir el tabanca ateş edildi- ği halde bu şerire birşey olmamıştır Dün sabah genç 'bir kız daha intihar etmiştir. Bu feci intiharın içyüzü şudur : Küçük Ayasolyada Şehsü- var Bey #sckağında 7 numa- ralı hanede oturan mümey- yiz Mmütekaitlerinden Agâh Beyin kerimesi-Fatma Mediha Hanım, —Edirnede — doğmuş, küçük yaşta iken şehrimize gelerek büyümüştür. Mediha Hanım,geçen sene kız muallim >mektebinden 20 | yaşında “ken mezun olarak Ortadköy Ermeni mektebi mu- allim'iğine tayin edilmiştir. Yüksek talim ve terbiye | görmüş olan bu kızcağız, işte bu mektepte bir seneden- beri wazife görmektedir. Mediba H. bu müddet zar- fında bir sinir hastalığına da müptelâ olmuştur. Bu hastalık zavallı kızca- ğazı kıvrandırmış, hayli bir zaman ıstıraplar içinde çırpın dırmıştır. Nhayet bu astırap ve bu hastalığın tahtı tesirinde kur- tolamayacağını hissetmiş bir tabanca — ile cemna — lay- mışzavallı Mediha gözlerini ebediyen kapamıştır. * Mediha hanum, dün ak- şam gene, her zaman ve her wakitki gibi şen şatır yemeğini yemiş, kahvetini içtikten son- ra maaaile dereden tepedeı Şirket telâşta! Otobüslerle rekabet i için Şırketı hayriye heyeti umumiyeyi toplıyor Şirketi bayriye, 27 hazi- randa heyeli umumiyeyi içti- maa Gdavet etmişlir. Bu içtimada, Otobüs ser- visleri hakkında görüşülecek ve mücadeleye başlanacaktır. Şirketin Otobüs imtiyazı alması heyeti umumiyenin vereceği #alühiyet ve ikarara bağlıdır. Şirketin varidatında tena- kus yoktur. Bilâkis tezayüt vardır. Cuma tenezzühü için kira- lanan vapurlar, geçen seneye nisbeten fazladır. Uzün seferlerde ve diğer hatların küffesinde - Haziran- dan itibaran - bilet ücretlerin- de ıenzlllt Mıııu Büyük hatlarda */,25 n sbetindedir. Temmuz Ipuduııdı tatbik edilecek büyük yaz' ı.ın.ıına. Tı'rikı Nı 2.2 Muharriri : Raynonde Machard rüden sabahları erken ve akşamları geç vakte keadar, ekseriyeti dağru olmak üzere, muhteiif seferler ihdas edil. aniştir. Şehrimizdeki bütün spor kulüp'erinin iştiraki'e bu se- | ne kayık yarışlarıle yüzme müsabakaları ve deniz eğlen- selerinin Büyükdere ve Bey- kozda yapılması temin edilmiş- kir. Masrafı kendilerine ait ol- mmak'üzere, Şirketi hayriye, Bü: yükderede 50 motre tulünde, 15 metre arzında cesim bir yüzme havuzu vücuda getir- miştir. Etrafında atlama kulesi top soyumları vesair oyunlar için tertibat yapılmaktadır. Bakalım bütün bu faaliyet otobüs rakabetine karşı gele- Ahmot Fürkân — Fransız edebiyatından büyük-aşk ramamı — 270 inci Binden *tercüme edilmiştir... Zaten kendisini başka bir şey meşgül etmeğe başlamışlı: Klod madâm Dö Trev âle ko- nuşmağa başlamıştı. Fransova bımu affedemiyordu. Hayatın: da İlk defadırki böyle sağuk bir muameleye maruz kalmış- tı. Sinirli bir halde fakat bek- H etmiyerek madam Ambu- yaz'la mükâlemesine devama k wermişti; demin muhte- rem zevcinizin rahatsızlığın- dan 'bıhıııh,oıâınıq. Hayir yorgunluk — ve fazla meşguliyet. — Aflımza güvenerek 10- rabilir miyim'ki muhterem zev- einizin meşguliyeti nedir? Klod bir şeyler anlatırken sözünü kesmişti. 'Madam Dö Trev oğluna darılmağa başladı: — Fransuva neler soruyor sun, Piyer Ambuvaz'ın ismini duymadın mi hiç... tanımıyor musun? —“-M'M. DA nEn e leçiri Ç | metresi görüşmüşlerdir. Yalma zamanı gelmiş, iherkes odasına çekile- vek yatmıştır. Bu sırada Me- diha hanım da odasına çeki- miş, Bbiraz gazete, — biraz kitap okuduktan sonra artık uyomuştur. Sabah olmuş , bermulat biçare valdem er- kenden — kalkarak üt ve çaylarını hazırlamıştır. - Yedi raddelerin de Mediha İHanım kalkmış, — fakat, — kimseye bir tek kelime #öylemeden pencere kenarına olurmuşlur. | birlikte içmişler, gülüp oyna- | Kızının bu halini gören zavallı | valdesi: — Ne o Mediha yine rahat-| sız mısın ? demiş. Mediha da: — Çok fena rahatszım, demiş ve pencere kenarından fırlayarak yukarya . Yukarıya çikan iha, doğruca babasının — odasına girmiş, babasının tabancasını alarak biran, bir dakika ve #aniye ahi kendi heyatı ile zavallı sana we — babasının tını düşünmiyerek hemen bey- nine sıkmıştır. Zavallı ve biçare Mediha H.bukurşunun tesirile yere düşmüş, bir tek kelime ifade veremeden Haseki har tahanesine kaldırılmıştır. Fa. kat, hastahaneye gider gitmez | genç ve kıymetli bir Maarifçi olan Mediha Hanım -ölmüştür. di ça Feci cinayet Evvelki gece Sultanahmet- te bircinayet olmuştur. Emsa- Hi ender olan bu feci ciraye- tin iç yüzü şudur. Sultanahmette eâki Zapliye arkeemdeki Ahırkapıda oturan eski arabacılar | kâhyası olan Çolak hayri, evwelki geçe ar- kadaslarından Şökrü, Kadri, Süleyman, Alâettin ve Mus- tafa — namındaki — şahıslar ile Kemancı Şaban — ve utçu Aliyi almış, evine gelerek içmeğe başlamıştır. Bu sırada sofra başında Suzan, Hayrinin Seher, Seherin kiz kardeşi olan Sabahat isminde kadınlar da varmış. İşte 'bu sazlı ve sözlü âlem akşamın 9 unda başlamış, bire kadar —devam etmiştir. Bu sırada kapı çalımmış, manav Sabri ile arkadaşı Şevket / içeri girerek! — Yahu bizde Allahın kuluyuz, biz de rakı içenler. deniz. Demis ve w'vnyl .nluı- Hıvıle illetinec karşı seru- mi, — Affınızı rica — ederim' demin isimlerine dikkat ede. memiştim. Piyer Amivaznetli hazırın €en melin bir dimağa malik — Onu dyuıluı. mMmat. mazel. Pederinizin beşeriyete yaplığı iyiliği herkes minnet- le yadedecektir. 'Klod sevinçle cevap verdi: — Hakikaten ... Hakkınız var, müsyü... — Bir büyük adamın ya- ninda yaşadığınızı derinden hissediyorsunuz, matmazel. — Yaşamıyordum, hayatı- mı kendi hayatından mas ediyorum. — Nasil? “Madam 'Dö Trev söze ka- mujlardır. Bu söz üzerine ge- rek ev «ahibi Hayri ve gerek davetli olan sarkadaşlarıda: — Buyrun beyabu, buyrun demiş we dolu solan “rakı İka- dehlerini wermişlerdir. Hep mışlardır. Fakat, bu muhab- bet çok — sürmemiş, saba- hin dört raddelerinde iken ehemmiyetsiz ibir şeyden do- layı kavgaya tutuşmuşlardır. Manav Sabri olmayacak yerde eski bir halırayı açmış neticede gele gele bir kadın meselesine gelerek Çolak Hay: riye karşı içinde olan bir inti- kamını bildirmiştir. 'Hayri de buna karşı: — Adam be sende, buldun da eski sözlerini söyleyecek buldun ? Demiştir. -Bu söz üzerine Manav Sab- ti de: — Ab, Ali Demiş ve he- men tabancasımı çekerek oda içinde ateş etmeğe başlamıştır. Bu hali gören misafirler ile ev sahibi Hayri de bıçak ve tabancalarını — çekmiş, —rast gelen geleni vurmağa, ateş et- meğe başlamışlardır. Bu sırada Şükrü ânide öl- müş, Manav Sabri bacağından, Hayri elinden, Sobahat ta ya- ralanmışlardır, , Vak'a mahal- Hne yetişen polisler Sabri ile Sabahati hastaneye kaldırmış, yarası hafif olan Hayriyi de yakalayarak Adliyeye teslim etmiştir. Tahkikat ılevıuı et moktedu Ipek fiatı zmlı: doğru İpek Tiâtlarının son gün- lerde tenezzül ettiği yazılı- yordu. 'Halbuki, tacirler böy- le 'bir flat — düşkünlüğünün mevcut olmadığını töyliyorlar. Ticaret odasında yaptığımız tahkikatta, böyle bir tenezzül keyfiyetinden odanın haberi ölmadığı merkezindedir. Şoförlere talimatname Belediye talimatnamesinin - 145 incı maddesi mucibince şolörlük iyi bilmiyenler beden- ce, akılca noksan ağır cürüm- le mahküm, okuma yazma bilmiyenlere ehliyetnamelerin tebdili sırasında yeni ehliyetna- me verilmemesi hakkında bir tınııuııııııı 1hııı- edilmiştir. unutmuştum. Matmazel Klotit doktordur. — Matmazel doktordur, demektir. Ah, ne iyi, ne iyi... Aldığınız tahsil rubunuzu adi hayattan ne kadar yükseltmiş- tr, kim bilir. — Oh, evet mütyü... — Sizi çok iyi anlıyorum, matmazel. Ben de bu hayattan kaçmak isterdim, —maattees- süf buna muvaffak olamadım. Klod birdenbire atıldı : — Bize geliniz, müsyü.. Kendinizi ilme veriniz. İlme veriniz ki yalnız onun kalbi Yazım milyon Hiraya zim, keyfiyet hakikattir. 'Bu- da büluştük. Bu hiç bir şey söylemeden sadece: — Sizinle Mitter Ber gö- Yüşmek istiyordu. 'Berilm vazi- feni sizi bir araya' getirmek- tir, dedi, gitti. 'Mister Ber bir İngil'z casusu imiş, yani İntel- lğens servis memurlarından uzun “ve “çapraçik “'bir müba- hasadan sonra beni Adanın Yat kuülübüne davet — ettiler Grita işminde güzel, genç, hoppa ve pür şehvet 'bir 'ka- dınla birlikte oradaki —mülâ- katımız çok çetin oldu. Herif- ler bana casusluk İyani İntel- İjens servis memurluğu tek- lif vettiler. — Ne cür'et? — Dinle!. — Dinle ne demek, kafa- larını kıramadın mi7? — Azizim bir saz cessur ve mütehammil ol!. — Sen bir meyit kadar cansızsın ! — Belki !... — Peki ne yaptınız? — Yapacağım şey basit bu heriflere öyle bir hareket göstermeli ki kafaları cüret- kârlıklarına çarpınca küstah- lıklarının acısını çeksinler' — Nasıl ? — Dinle!. Bittabi ben de bir Ansanım, heriflerin küs- tahlığına kızmadım değil Ta- kat sabreltim. Yamımda da zaten her yanımı ve ruhumu şehvet ve ilitirasla doölduran ©. genç, güzel ve hoppa Gri- ta vardı. Heyecanım bir fır- tına gibi rühumdan ve âsa- bımdan geçtikten sonra, mak- satlarını vâzih anlamak iste- diklerine — vereceklerine — itlâ hâsıl etmek - için başladım. Onlar beni böyle uysal görünce memnuniyetle açıldı- iar, ben de vesas “itibaril iatel- lijens servis memuru olmayı kabul ettim. —-12271. — Heyecan değil #idal isterim, dinle! Arkadaşımın yüzü, hücüm eden kanla adeta morarmış, hadekalarından fırlıyan göz- kdkdn-d-n dıuık lâkır- Klıl, ıüılııııl kapamış, ağzı yarı açık, büyük bir şevk ve vecid ile bu tesiri yaşıyordu... O'bu hali ile cidden müka- vemet edilemiyecek kadar güzeldi. — Evet görüyorum, kendi- nizi ilme werdiniz, <tıpkı bü: yük insanlar gibi.. Klod birdenbire gözlerini açıyor, ağzı kapanıyor vertatlı nazarları huşunet kesbetmeğe başlıyordu: — Yanılıyorsunuz, müsyü, -benim söylediğim -çeyler, süy- Tediklernizle mukayece adl: h H,nl hıyvııııı mal edilmedim... Bu, bir sert yumruk idi... Auhı n-ıl bavııjııvın mağ- Tüp olacak.mı? Fransuva uyumuyor: Fakat raya gelen'adamla tokatlıyan- istizahlara | ürkiye emniyet Plünları satılıyordu ——— İ —üt Açıkça mühimbircasus- luk teklif etmişlerdi.. — Hastalik ârazı değil azi- | 'dıyı ve Garmadâğınik etmek istiyor gibi idi. Devam ettim: — 'Evet yapilan teklif kar. şısında ben İntellijens memur olmağı koebul-ettim. Arkadaşım balgam fırlatan bir istikralila; — Ne yazik masumların diyarına, kundakçılık yapan menfur we bütün âlemin mer- dudu olan bir teşkilâte hiç e- bep yokken intirabetmek, ne şerefsizlik, ne zillet!... Senin için — yazık — dostların iiçin elem!... diyordu. Arkadaşımın milli ve ulvt hisleri haklı bir galeyana ika- pılmişti. Eikirlerimi öğrenme den bu milli seciyesini izhar eltiği için yalmız — tedbirsizlik ediyordu. Fakat ne olursa co- şan bir selin önünde duruk müzdı, Bunun sükünetini bek- ledim. Arkadaşım söyledi,döy- ledi. Yezibane «obası bafif yandığı için odamın matlup derecede scak değildi. Buna rağmmen arkadaşımın şakakla- rında birer pırlanla gibi ter soluyor, şedit fakat samimi bir çırpınışla homurdanıyordu. Ni- hayet dayanamadım. (Devomı var) Tescil Küçükesnafınka- yıtları yapılıyor Belediyece müslahdimler ta- İlmatnamesi mucibince aşçı, hususi şoför,arabacı, çamaşırcı, sütnene, mürebbiye, seyis gibi halkın daimi ihtiyaçlarile uğ- raşan eşhasın tescillerine de- wam edilmektedir. Belediye “yeni bir tamimle tescilleri yapılan müstahdimler dçin zabtayı alâkadar seden hususlarda — Belediye - İktisat müdiriyetine müracast etme- sini bildirmiştir. T Sape ea e AM alle . M. Stimson'un seyahati Vashington, 27-(A-A.)— M. Stimson öğleden sonra tay- yare ile Nevyo'k'a gitmiştir. Oradan yarın öğle üzeri 'kont Gramı vepuruna binerek İtalya ya gidecektir. “Güneş pencerenin pancor- larından birkaç tel şuamnı oda- ya salayabilmiş. Ve bunlar Fransuvavın göz kapaklarını tenvir ediyor. Birdenbire zihnini tcpluyor ve deli gibi haykırıyor : — Hayatta güneş var... Ve ilâve ediyor : — Küçük, bugün Beni Klod hastahaney> götürecek. “Fransuva, Kloden teveccühü- nü kazanmak içinüçaydanberi geceli, gündüzlü çabaâlamıştı. Ve üçaylıkamesainin neticesi, ancakibu Glabilmişti. Delikanlı bissediyordu ki, aşk oyunlarında simkânszlık taneleri boşanıyor, durmadan *

Bu sayıdan diğer sayfalar: