8 Ağustos 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

8 Ağustos 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-Resimde * Öldü! | Geniş, yüksek bir demir köprü gördüm. bir baştan bir başa gerilen bir bezin üzerinde yazıyordu: — Resim sergisi, diye. Rerim diyince san'at akla gelir, tabiat akla gelir, hayal akla gelir ve nihayet sanat- kâr akla gelir... Bütü bunları bir arada görmek merakı ile © büyük kapıdan içeri girdim. Zevklerin en gıcıklıyıcıiların- dan biri olan resmi çok severim kışın en kasvetli bir zama- nında bir bahar tablosu sey- zetmek kimin hoşuna gitmez? Yüksek dağların çerçivele- diği bir. memlekette deniz Mmanzarasını gözmek bile in- sanı mesteder. En kudretli kalemin çize- miyeceği İavhayı fırça cam- landırır. En - beliğ Tatımyacağı me fırça gözönüne * Beyaz mermer merdivenler den tek başıma cıktım. Ge- hiş. İi odayı tek başıma,gez- dim. Yarım saat, belki üççey- rek tek başıma kaldım ne gelen vaaar, ne giden. Birinci oda. İkinci oda.. Birinci oda için, ikiaci oda için ve koridor için bu sıfır. ları koymak bile fazla... Ben oraya renk görmek için gitmişlim. nutukların an- hakikatleri — ge- yayar. Ben oraya resim görmek için | gitmiştim. Ben oraya için gitmiştim. Ne venk gördüm, ne resim gördüm, nede san'at Nereye baktımsa dözt be- yaz iluvarı aralıyan (Paletik) attıkları fırça döküntü!leri gör- düm, Yeni cami ve yeni postane sergileri daha insanı düşün- dirüyor. Resim ölüyor — diyorlardı inabmamıştım. Gittim ve gör- düm. Şimdi diyorum ki resim çoktan ülmüş, hatta çürüm'iş bile... san'at görmek * Merdivenden inerken iki genç kız çıkıyordu. Bir mâbet sükutunu andıran sergiyi gö- rünce, bir çığlık kopardılar: — A, aaa... Kimse yok... Ağzı çukura kaçmış esmer biletçi — Çünkü liye alniyor — Biyik gülerek cevap verdi: — Beyi - görmüyor musu- muz? kesi dülü- altından * Peyami Sefz mübalâga — yeptı, demiştim, meğer — san'atın - katlini o, benden evvel görmüş. BÜRHANETTIN ALI ya — içinden Tefrika Ne No 3 için ne Gayri mübadillere tevzi edilecek bonolar, henüz Bo: petinde tevzi © sada tedavül edip vlm'yeczğl gayri mübadiller cemiyeti ikinci reisi Celâl Ga- lp Bey, şu izahatı vermiştir: hususunda gönderill- haber nisbeti lstihkak- edilmek- nisbeti — Bonoların mek Üzere olduğunu aldik. Henüz tevzlat tekarrür etmemi,; ların yekünu tesbi tedir. Bundan tevzi anlaşılacaktır. Tevzi edilecek bonolar, bor- sada tedavül edilmi Yalnız ronra müuharrer avcılar da Av - derileri müddet durgun g kat, av mevsiminin bu meselenin can' taç etmiştir. Şehrimizin av merakliları avlanmak tçin av piyasası “bir du. Fa- gelmesi, anmasın: İn- mıntakalarına yayılmağa baş- lamışlardır. Fakat — sıcakdarın henöz — giddetini muhafaza, elmesi, avc yetini mu- cip oluyor. Av derisi m bütün dünyadaki mi kriz. | den bu san'atında müteessir Çıkacak mıyan bir artist Evvelki akşam saat 16 da Seyri sefa'n Eğe vapurile Vega Marten.isminde bir Alman ardi tisti şehrimize gelmiştir. Busan- atkârın taksadı bir Atine se- yahali yapmaktı Tâkin Yunan- .hlar usulen memleketlerine ya- bancı artist sokmadıkları için oda İstanbula kadar gelmeğe mecbar olmuşlur. Vega Martenin pasakortu ların hassısları, şehir bula- muru tarafından müsadere edi- lmiştir. Şimdi pasapartu almak için çalışmaktadır, Eğer cumartesi alabilirse pazar gün İskende- reyeye bareket edecektir. Haliç şirketi müdüriü- ğü münhal kalacak Hahç — çirketinde — inhilal eden müdüriyete henuz kim- te tayin edilememiştir. Buraya enrpektör Hüsnü B. vekâlet etmektedir. Aldığımız — malö- mata nazaran tasarruf mak- sadile müdüriyete kimse tayin edilmiyecektir. İşleri — Hüsnü edecektir. | KIRIK KALPLER | — Bununla beraber iyi bakıldığınızı itiraf ediniz. Ne de olsa, evde, hastanedeki gibi ihtimam edilemez. Amma siz, kalabalıktan bahsedeceksiniz, ne yapalım? Kabahat hükü- mette... Geniş, müteaddit has- tahaneler yaptırsın da millet, rahat etsin! — Millet ne yaparsa yap- sın, döktor bey.. Fakat koca- mı kat'iyen hastaneye yatır. maük niyetinde değilim... Öle- cekse evimizde ölsün, daha iyi. Nihat Cemil, sabırsızlandır — Neyse, bakalım, i), bu- rada değti, kocanıza evinizde baktırmak istiyormunuz. Alâ! Yazan : Hüseyin Zekl Şayet bir ameliyala lüzum | gürütürse, kâfi miktarda para- | mız varımı? . dami Şadiye olduğu anla- | şılan hanım, elindeki eskimiş çantarından bir zarf çıkardı, tevazula: — İşte, dedi elimde avu- cumda olan. size getiriyorum. Doktor kadının elini itti: Bundan, daha sonra bahsederiz — Şimdilik dursun hele. — Aman, doktor bey, ko- cam evimde kalsin, tek has- taneye gitmesin diye, nemiz var nemiz yoksa hepsin! sat- tım.. Ükt senedebeltri hasta, İyileşsin. Yine kazanır. Evvel- An. | wapurdan çıkarken kontrol me: | Do Gayri mübadıller alaca- ğınız bonoları satmayın! Gayri mübadillerikinci reisi bonolar diyor? | olduğu için gayri mübadiller, | bonoları t ahare — satabilirler. Alanlar da, Anadoludaki Yu- nan emvalinin mfizayedelerine bu bonolarla iştirak edebile- ceklerdir. . Bonoların karşiliği — vardır. Üzerlerinde — kıymetleri ya- zilidir. Bundan başka on iki milyon — Jiralık — bono imzalanımıştır. Bunun 10 milyon liralığı tevzi edilerek 2 milyon lira.- lığı İhtiyal alıkonulacaktır. Bi- naenaleyb, biran evvel bir kaç para elime geçsin, diye bonoları ucuz pahalı satmak- tan içtinap etmeleri, gayti mü- badillerin kendi menfaatleri iktizasındandır.. Av mevsimi başladı, fakat e şikâyetçı | olduğunu yana yakıla söyli- yorlar. Avcıların diğer bir şikâyet moktaları da şudur: Fişeklerin Pahalı almasi! Maamafih, av derilerimizin temini revaç için, başlıca iki sebep ileri sürülüyor. 1— Tüyleri kuvvetli ve parlak haywanların derileri kullanmalı, 2— Temizlenme ve kurut- ma ameliyelerinde fenni usul- ler tatbik dllml!dlı 15 Romen san'atkârı şehrimize geldi ! | — Dün saat 15te Romanya kumpaoyaşına ait Prensipesa Marya — vapuru — limanımıza gelmiştir. Vapurda Muallim mar olmak üzere | vardır. Bu san'atkârlar pazar gü- nüne kadar şehrimizin şayanı temaşa yerlerini gezecekler ve san'atlarına alt bazı tet l kikatta bulunacaklardır. Pazar günü saat 1l de ayni vapurla Köstenceye hareket edecekler: dir. ve mk 15 yolcu —— Farmakoloğlar Birlik bugün toplanıpni- | zamnameyi değiştiriyor Türk Farmakoloğ - birliğiğ gölecek eylülün Ilk haftasında seneli konğrasinı yapacaktır bu kongranın çok hararelli olacağı tahmin edilmetedir, estasen nizamnamesinde esaslı tAdilâta Tuzum hasıl olmuştur. Bugün, bu hususta birlik idare heyeti feykalâde bir içtima aktedecektir — ee — ——— ——— ce makadar Şmes'uttuk! Çok para kazanıyordu. Tasavvur ediniz, komisyoncu İdi... — Petâlâ, p kâlâ! Pen bir azdan sizin eve gelirim. Fakat, zevcinizin nesi var? — Bilmiyorm. — Nasıl bilmiyorsunuz? Beni tavsiye eden doktor ne dedi? — Onun mahvolduğunu, onu kurtarmak için, ancak bir mucize yaratmak Jâzım geldiğini - söyledi. Sonra bu mucizeyi — sizin — yaratabile- ceğinizi ilâve ederek adresi- | nizi verdi: | — yi amma, bü iltifat yerine, zevcinizin — hastalığı hakkında mufassal bir not hozırlasaydı, şüphesiz, daha iyi bir gey yapmış olacaktı. Verem mi diyordunuz? — Bilmiyorum ki., Dokto- run söylediğine bakılırsa, evet. Ondan evvelki döktor, kan- 15 milyon ton | Manisa hapisanesinde altın Türkistanda keşfedil- di bakır milyarlarca “Yeni Türkistan, yazıyor: * Türkistanın Kazagistan ha- valisinde 300380 bin ton tah- min edilen altın damarlarının bugün ilmi tetkikat neticesin- de bir milyon 700 bin ton ol- duğu tebeyyün etmiştir. Ba- kırında 240.250 bin ton olduğu tahmin — edilmişken bu gün milyonlarca ton olduğu tahak- kuk etmiştir. Bu beş #enelik devrede Kazağistan Rusya'nın */, 60:70 altın ve bakır ihtiya- cini temin etti. Bu malümatı veren bekei Kazak,, gazetesi € ikin- beş — senelikte — Kaza- gıstanın bu zenginliklerinden Rusya ihtiyacının daha fazlası- ni temin etmek için Kazağıstan ın üç nahiyesinde bakır tasfiye fabrikası inşa edileceğini yazi- yar. Biri “Balkaş,, ta olup 300 bin ton'diğeri ise “Çer Kazgan, da olup 300 bin ton, üçüçncü- tü de 100 bin ton bakır ertebi- lecekmiş. Kara sularımızda İki İngiliz gemisi bi perva avlanıyor “Karadenizde kara - suları- mızda balık favlamakta olan iki balıkçı gemisinin İngilizlere alt olduğu anlaşılmıştır. Bu malümatı alan Ticaret odası- dır, Oda, bu malümatı tevsik için balıkçılık enstitüsüne mü- racaat etmiş fakat, daireden aldığı cavapta, böyle bir şey" den haberleri olmadığı bildi- rilmiştir. Yalnız, enstitü bu hususu derhal İktisat vekâle- tine bildirmiştir. 10 ton kavun Viyanaya sevkedildi ihracatı meselesi nihayet dün nakliyat ihracma geçmiş ve Viyanaya 10 ton kavın gönüermiştir. Kavunlar buradan vapurla Kavun Triyesleye ve oradan trenle Viyanaya nakledilecektir. Bu iyi bir netice verdiği takdir- de mühim miktarda kavun ihracatı yapılacaktır. Bundan maada Alman ta- cirleride — müracaat ederek erik ve elma istemiştir. Cemiyetlere girmeyen esnaş Esnaftan menşup oldukla- ları cemiyetlere kayıt olmıyan. lar tesbit edilmektedir. Esnaf cemiyetleri murakabe yurdu bu işle yakından alâkadar ol- maktadır. serli dedi. Diğer biri, kaocacığımın göğüs olduğunu iddia etti. — Peki, peki... Ya -bana bir ameliyattan bahsetmişti- niz, o nedir ? — Doktor Şevket Beyden gizli olarak getirdiğim diğer bir doktor, kocamın ciğerleri ni almak lâzımgeldiğini söy- ledi... Doktor, hayretle mırıldan- dı: Hikâyeni de yemekte anla- tırsın! Hem sana bir ricam var.. — Bir ricanız mı var? - Merık etme ! zavallı hastalığı — Güzide, Güzide! Dedi: geç kaldın diye — darılı- hyorsun amma, bak sana bir arkadaş getiriyorum; şu dok- tor bozuntusu soytarıyı... Doktor, gülerek delikan- hyı salona sürükledi. ne oluyor böyle? Gene bır fırar teşebbüsü oldu g Manasa, 5 (Hususi) — Ma- | nisa hapishanesi bundan iki ay evvel müthiş bir firar hâ- disesine sahne olmuştu. Bir koğuştan açılan sekiz metre umkunda kanaldan tam 30 mahküm ve mevkuf firar et- mif fakat cumhuriyet Jandar- masının çok şedit takibatı sa- yesinde ikisi ölü mütebakisi | de diri olarak yakalanmışlardı. “En- | Manisa hapishanesinde Idama mahküm Kâzım, başına topladığ 24 sene mahküm şaki Kulalı mehmet, 15 seneye mahküm şa- ki Kulalı Hasan oğlu Mehmet Alı, 15 seneye mahküm İs: mail oğlu Kırmızı namile anı- lan Arif, 24 seneye mahküm Kütahyalı Halil, ve mevkuf- lardan Mehmet Emin ile ha- pisanenin iç koğuşundan 80- kakta ve büyük diş kapınin yanında bulunan bakkal dük- kânına — bir kanal açarak kaçmağı düşünmüşler, gece kanal açmağa başlamışlardır. Fakat gardiyanların işitmesile cürmü meşhut halinde yaka- lanmışlar. Keyfiyet derhal adliyeye bildirilmiş ve tedbirler alınmış- tr. Yeni gardiyanlar bu sefer atik davranmasaydılar ikinci bir firar hâdisesi baş göstere- cekti. Hapisthanei umumide kanlı ü, 3 yaralı var | bir arbede olduğunu - bildir- miştim. Adliyece bu hususta yapılan tahkikat tekemmül etmiştir. Vakanın sureti — ce- reyanı — etrafında edindiğim malümat şudur : Bura hapishanesinde orta. lığı — temizleyip — süpürenlere mevkuf ve — mahküminden | halleri müsait olanlar tarafın- dan ayda beşer kuruş veril mesi teamül iktizasından imiş. Bu teamüle boyun eğmeyen üç kişi müthiş bir arbede ne- tidesinde yaralanmışlardır. Süpütgesi için herkesten para isteyen Acem Ali, fira- rilerden olup son defa yaka. lanan ve on beşer seneye mahküm, Salâhaddin ve Koca Mustafa namlarında üç izban. dut şerire müracaat ederek para ister. Para vermiyeceklerini söşlemeleri üzerine Acem Ali bıçak şeklinde hâmil bulunduğu bir demir parçasile her üçüne saldırır. Birini gözünden, di- gerlerini ayağından ve kar- nından yaralar. Yaralanan bu üç şerir an- sızın uğradıkları bu taarruza kargı derhal müdafaaya giri- girler, Acem Alinin üzerine saldırarak öldürürler. Hapis- hane karmakarışık olur, müd- delumumi yetişir, hâdise ka- panır ve sükün avdet eder. Tiftik piyasası son günlerde canlılık göstermeğe başladı Son günlerde tiftik piya- sasında bir parça canlılık gö- rülüyor. Nitekim, İhracat mın- takasından geçen hatta (60) sandak tiftik harice sevkedil. miştir. Yalnız bu miktar, stok mevcuduna nazaran az bir şeydir. Maamafih, alâkadarları önümüzdeki zaman içinde alış veriş faaliyetinin açılacağını ümit ediyor! Tiftikçilikle, meşgul olanla hariçteki müşte- rilerin mallarımızdan memnun kalmaları için şunları tavsiye ediyorlar: 1 — Mallarımızı, Fas Sultani Peştede Pariş, 6 (A.LA) — Fas sul- tanı dün Meçhul askerin me- zarına gitmiştir. Bugün öğle yemeğini Rambouillet'de Rek- Cenubı sicumhur. M. Doumer 'ile bir- likte yiyecek, yarin müstem- lekât tergisini ziyaret edecek- tir. Akika ve Amerika tiftikleri derecesine çıkarmalıyız. Çün: kü, bu iki memleket, tiftik üzerinde en büyük rakipleri- miz demektir, 2 — Hayvan cinslerini 1 Tah etmekliğimiz lâzımdır' 3 — Kesim usul ve tarzları- ni değiştirmek icap etmekte- dir. 4 — Aynl zamanda tağşişe de mani olunmalıdır. 5— Tiftikler, evzafına göre tasnif edilerek piyasaya çıka. | rılmalıdır. Alman-Âmerika uyuşuyorlar mı ? New-York, 6( AA ) — Banketiyr komisyonu Amerl- kan bankalarının Almanyaya karşı mesal iştiraki zihniyeti dairesinde, alacakları vaziyet hakkında komtsyon czısının hasıl etmiş o'duklarını tebliğ etmiştir. -— ua acouükımıca Gözide, Hıkmeti görünce, bayretle karışık bir. hoşnut- suzlukla kımıldandı. Bununla beraber davetliye hüsmü ka- bul göstererek yamındaki i- kemliye oturmasını rica etti. Nihat Cemil de oturmuştu. — Çabucak yemeği hazır: layınız! diye emretti. Yemeği yiyip kacacağım... Acele bir işim var. Güzide! Hiç merak etme.. Çok geç kalmıyacağım. —Doktor? Darülbedayi'e git- miyor musunuz? — Evet, tabil... gideceksinte: Hikmet ile #sen! Bende! hastayı muayene eder etmez, gelir sizi bulurum... — Yinemi muayene? Ta- hammül edilir şey değil doğ- TÜBULA —Ne yapalım, canım? Nasıl, Hikmetciğim Güzedeyi Yani. siz Darülbedayie götürecek misin? — Emredersiniz, Onat! memnuniyetle. — Teçekkür ederim... Hele şimdi şu hikâyeyi arlat baka- hım.. — Miras yedim. Güzide, hiddeliri tetkin etmeğe çalışırsak zorla gülüm. sedi: — Mirasa mı kondunuz ? — Evet, HF Bu devlet kuşu, hiç bek'emediğim bir " zamanda, başıma konda. *“Tasavvur edin'z. Şundi. ye kadar bic defa yüzünü göre med'ğim amcam, arneme, * bamı alıyor d'ye derilear; meden evvel, muhtelii deki kenaklarını, &7 nv[mugl.. rını, yalilarını çok 1mühim bir yekün totan aakil paratırın hepsini bana vasiyei &t Allah rahme eylesin! No k iyi adammıjlı. (Devanu war )

Bu sayıdan diğer sayfalar: