3 Ocak 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

3 Ocak 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Siyasi meseleler ve muhabir mektupları Çekoslovakyada komünist tedhişi nereden başladı Çek üniversitelilerinin başına inen müthiş demir yumruk (Tanınmış siyasi tefsirci, İngiliz Tadyosu ile Londra'da / çıkan “Ob- server, — gazetesinin eski muhabiri Pane Ânderson bildiriyor) — Komü- nistlerin boyunduruğu —altına giren, memleketlerinden hâlâ kaçmağa mu-, vaffak olan binlerce vatansever Çek arasında bir müddet evveline kadar, Bruno Üniversitesinde felsefe okuyan bir delikanlı vardır. Diğer gençler gibi, o da istikbale Bit Ümitler, hülyalar, plânlar kur- Mmaktaydı: Öğretmen olmak istiyor- dü. Eğer, ağzını kapalı tutmuş, ses- gizce Çalışıp — sessizce — yaşamış, ve kimseyi gücendirmemiş olsaydı, mes- leğinde İlerler, ve belki bir. başöğ. zetmen olurdu, Yazık ki, bu delikanlı, artık bir Çek talebesi değildir. Hattâ, memle- Ketinde bugün câri olan kanunlara göre, Çek tabiiyetinden wkat edil- Miştir, yurtsuz bir haindir, Lâkin o, yaptıklarına pişman olmamıştır. ve “Fazlasına artık tahammül edemez-, Gim,, sözü ile bunu izah etmektedir. Hikâyesi, basittir. O, ne şafak sö- kerken tevkif / olunmuş; me yeraltı. mahzenlerinde isticvap “edilerek iş- kence görmüş; ne de heyecanlı bir| gekilde gizli bir. hapishaneden kaç-) Mıştır. Sadece, artık bir kâbusa in. kılâp etmiş olan yurdundaki hayat- 'tan kaçmak kararını vermiştir. Komünlstler faaliyete geçiyor: Mebde olarak, 1948 deki komünist| darbesini ve komtnistler tarafından 'faaliyet komiteleri, rejiminin tesi- Sini alabiliriz. Bidayette, üniversitelere ilişilmedi. Lâkin, bu, uzun sürmemiş, hükümet| darbesinden aZ sonra, bir avuç ko-| münlst / Üniversite - talebesi - husust| bir komünist propagandasına giriş-| miştir: Arkadaşlarını — evlerinde zi- yaret ederek, / “Halkçı - Demokrat hareketini,, desteklemeğe, yani, Çel komünist partisine yazılmaya davet Bu propaganda, büyük bir başarı Kazanamadı. Fırsat düşkünü birkaç| korkak müstesna, bu davete icabet| 'eden olmamıştı. Lâkin bu suretle, bul talebeler, kara listeye — geçtiler ve| Komünlet Partisine yazılmak istemi- yenlerin bütün itiraz ve mütaldalı T gizli fişlere tesbil edildi. Komünist Partisine Aza — toplamal kampanyasına yeni bir hiz vermek içini komünistler, komünist olmayan| talebelerin tahsillerine devam etme-, lerine müsande edilmiyeceği rivaye tini çıkardılaraa da yine bir netice elde edemediler, zira o tarihte kimse böyle bir tehdidin tahakkukuna tnan- mayordu. Demir yumruk iniyor: Binaenaleyh, komüninler, daha kı ba ve daha sert bir tedbire başvur.| dular. Fakültelerde ve üniversitenin| asir bütün şubelerinde yapılacak te lebe toplantılarına devamı mecburl kıldılar. Bu toplantılarda, talebeler, mufassal bir sual varakası - doldur-| mak zorunda kalıyoslardı. — Sorulan #üaller, talebenin eski faaliyetlerine, €vvelce siyasl bir parti veya grupa Aza olup olmadığına, din ve komü- nist partisi hakkındaki — fikirlerine Gairdi. Bir gün, bir profesör, bütün talebeler toplu olarak - Komünist| Partisine yazılmak istediklerini bil- iren bir karar suretinin metnini o. kudu, Üniversite faaliyet komitesinin bir| temsilcisi, 20 haziran 1048 e kadar, Komünist Partisine yazılmamış olan| talebelerin yaz tatilinden sonra Üni-| versiteye dönmek zahmetine katlan-| mamalarını açıkça ilân ediverdi. Lâkin tard tehidi dahi fazla bir metice sağlıyamadığından — (talebele- rin yüzde 60 ından fazlası bu davete icabet etmediğinden), Komünist Par- 'tisi bu tehdidini de bir türlü tatbik edemedi. Tazyik artıyor: Bununla beraber, Ürkütme ve ted- hiş siyaseti günden güne arttı. “Pre. GvPl,, adındaki komünist talebe mec: muasına abone olmak — mecburiyeti kondu. Komtnist bir temsilcinin me-, Zareti Altında olarak — profesörlerin Marksizm nazariyesi hakkında kon- feranslar vermek zorunda kaldıklar Küçük “ideolojik münazara grupları, 'a devam mecburiyeti de kondu. Hikâyemizin kahramanı olan Çek gencine göre, bu “münazara grup- darı, akademik bitaraflığa ve ilmi üsüllere - kat'iyyen — uymamaktaydı. Meselâ, ürkütülmüş konferanaçıların biri, ilmin hem rasyonel hem gayri rasyonel / beşeri bilgi kaynaklarını tanıdığını söylediği vakit, komünist temsilci hiddetle ayağa — fırlayarak haykırmıştır.. “Böyle saçmaları bi- rakın. Dünyada tek bir bilgi vardır, © da rasyonel / olanıdır...— Profesör, Konferansına devam etmekten çe- kinerek sustuğu vakit, temsilci: “Ne diye öküz gibi durup bakıyorsun?, diye bağırdı. İşte, bu münazaralar öyle bir hava içinde cereyan etmekteydi. Tam bir tahaküm tesisi: 1949 yaz devresinin başında, ko- münistler bütün Çek Üniversiteleri ve ilim müenseseleri Üzerinde tam bir hâkimiyet kurmuş — bulunuyorlardı. En mühim eğitimsel ve idari mevki ler güvenilir Komünist Partisi üye- Jerine verilmiş, ve komünletliği k: But etmiyen bütün talebeler de üni- versiteden / çıkarılarak — mecburi iş Kamplarına, ve muhtelif sanayi, fab- rika ve madenlerine sürülmüş bulu- Avrupanın Zürleh, (Hususl muhabirimiz OL bil- düriyor): Afrika uyanıyor: Afrika, yüz. sene evvel, az bi 'nen ve pek de alâka uyandırmayan Mmechâl Bir kıta İdi. 20 ni asrın b İer arasında taksim edilmiş ve mınta; Kalarının bazıları ise, İhtilaf movzuu olmuştu. Buzün ise, Avrupanın geliş- Mesi ve kalkınması, Afrikanın oyna yacağı rol ile büyük mikyasta alâka hdır. Asırlarca, cihanın medeni İnki. gafından uzak yaşamış olan Afrika, Modern hayata yıldırım süratiyle inti bak etmoğe başlamıştır. Acaba bu kata 'daha da hareketsiz mi kalacak, yoksa hiç tahmin edemediğimiz, dehsotil bir faaliyet mi gösterecektir? İatikbal ne #ekllde gelişirse gelişsin, Afrika, derin uykusundan uyanmış ve cihan tarihi. ne girmiştir. Müstemlekecilik “alstomleri' Afrika ile alâkalı devletler, üzerle- rine aldıkları vazifeyi muhtelif gekil- lerde ” yürütmektedirler. — Fransızlar Zencileri vesayet altında tutan bir “Paternalizme” tatbik etmektedir. Bu tem Belçikalıların tatbik etmekte oldukları ceki usul / “sert” müstemle- ke İdaresinin daha mutedil bir gekli: dir. İngiliz sistemi ise, Fransız ve - Bok Çika idarelerinden tamamen — ayrıdır ve bir nevi “Emperyalizmin. tasfiyesi,, geklini almaktadır. Fransanın kendi politika - hayatına ha ayrılmalar, zafiyetler ve tereddüt- derden, $imali Afrikada eser bile yok- tur, Bilâkis dahili vaziyeti bu kadar Karışık olan bir. memleketin meselâ 'bir nesll boyunca bu derece bir Medeniyet eseri yaratmış olması hay- kbel inkişafı 'e süretle olacaktır? Fransanın - Fa 've Cezayirdeki icraatı - komünizmin Buralarda tutunmak İçin simdiye ka: dar giriştiği bütün teşebbüsleri” önle. Miştir. Fransız idaresi altında hayat seviyeleri yükselen halk, Pransaya m- ka #ürette bağlı görünmektedir. Pran: /sanın Avrupada ve cihan nazarında kaybettikleri, Afrikada Aaya müstem- lekelerindeki vaziyetinin tamamen ak- sine olarak hiç — hissedilmemektedir. Bunun içindir ki, Afrikanın - Fransız idarecileri — kendilerini — yalnız. "La France erdatrice - yaratıcı Franan,nın Gekli, aymı zamanda “La France do Tinatrice - Hükmeden Fransa, nın da mümeslli saymaktadır. Anavatanda çok aZ hissedilen hükmetmek azmı, Afrikada o kadar barizdir ki bazan, bu. istikamette mübalağaya kapılıp kapı- knmadığı suali hatıra — gelmektedir. İsviçre hususi muhabirimiz. bil; Afrikanın istikbali için çarpışan siyasi usuller Artık, Afrika bir müstemleke kıtası değil, kalkınmasında oynıyacak mühim bir unsur haline gelmektedir iyor rol Belçika sistemi: Belçika Kongosunda, boyazların hâ- Kimiyeti daha küvvetli ve — barizdir. Memleket, esan İtibariyle, bir iki bü. yük #irket tarafından eski "Colonial Rule -"Müstemleke Kanunu” hüküm. lerine göre lstismar edilmektedir. Bel- çika Kongosu, anavatandan sekiz mis- di büyük olduğu halde, burada mülliyet Çi hareketlere, yahut İngiliz Afrik finda ve kismen de Fransız müstem. lekelerinde görülen oldukça — mühim sosyal huzursuzluklara tesadüf edi. mez, Bilâkis Belçika Kongosunda ba- riz bir huzur havası hâkim bulunmak- tadır. Sert baskı hareketlerine tevos- sül edilmediği için, Belçika — idaresi, doğru yolda bulunduğuna kanidir. İngiliz Mdare taraı; Fransa ve Belçikanın Afrika müs- temlekelerindeki durum böyle olmakin Beraber, bunun İlelebet devam edeceki pek de tahmin edilemez. Bu — sükün Belki 8040 sene devam edebilir. - An: cak, yerlileri Afrika vatandası halino Keticerek müstakli hükümotlerin ku. rulmasını veya hiç olmazan — mahalil muhtariyetlerin yaratılmasını derpis 'eden İngiliz prensipi, neticede Fransız ve Belçika “Paternalizme"ini muhak-| kak mağlüüp edecektir. Vakaa Tagiliz- ler gimdilik sıkışık durümdadır. Doğu Afrikada halkın Mmatbuattanı anlaşılaca biğrük tür. “Self - güvernment notwr - artık muhtariyet” Parolamı almış yürümüz: tür. Rodezyada olduku gibi burada da, tesrti kuvvet, mühim yerli ekseriyetin tesiri altındadır. Siyasi bakımdan hiç inkişaf etmemiş olan bu halk kütlele-. İ Commonvwrealth'den (Britanya İm- paratorluğu camlası) ayrılmağa karar verilirse, durum neolur? Doğu Afri. ka ihracatının pek yakında, senede 100 mllyon dolara varacağı düşünülecek o Turaa, bunun İngiltere icin ne demek olduğu kolayca anlaşılabilir. kede, çok, Olan İn- muhtelif safnalardan geçmi Kiliz hattı hareketi, neticede, Hindis- tanda olduğu gibi yine kârli çıkabilir Esasen İngilizler, Afrikadaki b kalliyetin iddia ettiği gibi, süratle ile Fi gitmiyor. Meselâ, memur sınıfının #imdiye kadar yalnız, en alt kademesi Afrikalılaştırılmıştır. Demek ki, müh- reyâ doğru gitmek için yapılan 'Te rağmen, bütün mühim Mevkiler henüz sımsıkı İngilizlerin « Tindedir. Çok ceki bir medeniyete ve YENİ İSTANBUL 3 Ocak 1050 Bir nevi “tevfik-i rabbani, il> kendimizin dışinda — bir. kuvveti bize yazacağımız seyleri ilham et Mmesi 've bizim bunları duydükla. rıni kaydeden bir kâtip gibi yaz mamız tartında anlaşılan ” böyle Bir ilhama inanmak bir mucizeye İnanmak olur. Gerçi zekânın ve ruhun haslet leri © kadar karişık ve hesapsız dır Ki mücizelere 'de rastoelindiği Olur. Pakat bunların ayrıca tetkik edilmesi Tâzım gelir. Gerçi, edebi Yatta, Umüml olarak, İlham da meveuttür. Fakat bu, büsbütün Başka türlü bir meseledir. liham, içimizde haberimiz olma- dan bize göre yaşayan kendi duy gularımız ve fikirlerimizin. âlemin- den gelir. Muharrire ilhamını ve. 'ven kendi hissi, düşüncesi ve ha- fızasıdır. Sanatkârın söylemek ih. tiyacını düydüğü geyleri — hayatın hâdiseleri kargısındaki düşünceler hazırlar. Hikâye etmek İstediö geyler. hayatından çıkar. — Hisleri tecrübeleri demektir. Yazıları bü tün bunlardan doğar. Bir kitabı yazmaya başlamadan evvel © bizim içimizde meveuttur Mevzuu ve hikâyesi itibariyle ne olyraa olsun, biz ona içimizde duy düğümüz bir geniş — hassasiyetti diyebiliriz. Onu bütün vuzuhu ile hudutları ile, teferruatı e değil fakat taşıdığı kiymetlerin bir. kıs mini göstermeyen bir bulut halin. de düyarır. Bir sanatkâr gönlünün üstünde hemen daima müphem — birtakım çalgılar, nazlı ve dağınık kokular Vücutları terekkül etmemiş ince cik hisler duyar. Hemen dalma bunların nasıl edâ edilebilecekli rini düsünür. Missi bir galeyan ile Bakı, dünyayı ve hayatı bir. mec Jübiyet, bir memnuniyet veya bir felâket seklinde duyarak — bütün bunları yazmak ister. Asil iş sanatkârın içinde duydu u bestelerin güftelerini keşfetme- Sİz ruhunda tekevvün e diklerimizde müphem düyüp” hatırladıklarımızı Tak toplayıp guurlü bir ifade edebilmek! Bunu yapabilmek için bir hasar ve dağınık Edebiyatta ilham Yazan Abdülhak Şinasi HİSAR Asabimizin yatıstığı, / gönlümüzün Tâkit bulunduğu, zihnimizin yor. gün olmadığı hulâsa yi çalışabı. vardır. Her kabiliyeti zekâmiz. yüni/ sıhhatim Yâni büyük bir sabır sarfedebilirsek 'muvaffakiyet çalışma Aanl Ve dikkat yazmak İstedikle Jüles Rönard'in bir yazısında Bavdelnire'in — “liham — çalışmak. tırk demis olduğunu okudum. Ben de; “İlham calısabilmektir, demek Edebiyatta ilham demek, hulâr hissedip. bildiklerimizi, - hatırlayıp düşündüklerimizi vücudumuzun ve Mâneviyatımızın coşkun. veya din denmisi mütecssir veya' müsteri; heyecanlı veya sâkin, nihayet hu- süsi ve müstalt bir ânında, bir dalgıç gibi. derinliklerimize dalı> toplamak, onları zedelemeden, ka, ranlıklarımızdan — dünya — yüzüne çıkarmak, kendi olduklarına göre İfade etmek yolunda emek sarfe. debilmemiz, çalısabilmemiz demek. tir. İşte bu kabiliyete ilham diyo- Bütün hadı mizden hangi cevher tihrag edebildiğimiz — meneli meydana — çıkardıklarımızın ÖU meselesine gelin. €e bu içlmizdeki Alemin, - hazine: nin, yâni talihimizin sırrıdır. Fakat, her ne olursa olsun, nihayet damarını bulduğumuz” kiymetli olduğunu umduğumuz bir madeni, tıpkı bir amele gibi, del Mmeye, deşmeye, açmaya koyuldu. Gümüz sırada, ki İlham artık bize biz gelmiş olmakla bizim ondan isti- fade etmemiz için acelemiz, telâyı mız var demektir. bazan da duya; riz. ki, eyvahi kapımız. çalınıri Hayatımıza devam edebilmek için her zaman İhmal edemiyeceğimiz islerimiz vardır. Ya- bunlardan bi. rinin saati çalmış olur, yahut biri: birlerinin vakitlerini yemekle bev (bu keli lenen burjualardan biri, meyi artist aleyhtarı münasiyle kullanıyorum) akrabamız, dostla: Fımız ahbaplarımızdan biri gelir, eğer bizim herhandi bir budalayla bir iş Üzerinde görüştüğümüzü görseydi hiç sesini çıkarmayacak Ve bizi pekâlâ mazur görecekken ancak kendi. kendimizle görü mekte olduğumuz. mazereti ona li gelmez. Nef'i: “İtse ger Nef'i n'ola gönlüyle dalm bezm.has — Hem kadeh, hem bâde, hem bir süh sakiydir. gönüli, — diyedur. n “bizim — kendi. " gönlümüz. zM-i hasımız bu andaki mi: #atirimize Kâfi bir mazeret gözük- mez Bizi kendisinin zaten iyi bilmediğimiz ve tasvip etmediği: miz işleriyle adamakıllı alâkalan: miyarak — kendisini isteksiz. bir l İstatistiklere göre Türkiyede “Memur,, Unvanı altında ayrı bir meslek zümresi teşkil eden yatandaşların gerek ilmi gerek İdari bakımlardan hayat seviyelerini, — ya. gama şartlarını, aile dürümlarini — ve diğer sosyal hallerini tetkik etmek gerçekten faydalı bir iş olurdu. Fakat buna #imdiye kadar geniş ölçüde ilmi maksatlarla henüz girişilmiş de Bildir. Bu sahadaki araştırmalara bel Ki bir. vesile olur düşüncesiyle bu 81 ocak 1946 tarihinde 3 Geni aaaşlı 1 — Genel bütçe 50072 2 — Katma bütçeler 32.080 3 — Belediyeler 4308 & — Özel İdüreler 18008 5 — İktisadi Devlet teşekktllleri — — Umuml yekün, 106.561 Özel İdareler hariç olmak Üzere dev: let memurlarının 170202 olduğu an- laşılır. İstatistiğin yapıldığı aonraki artış miktarını bugün bilemi- yorsak da bunün, fatatistikte bir de tahsil derecesi bi. ünmeyen hanesi vardır. Burada hayli kabarık görünen 12.641 rakamını gö- Tüyoruz, ki bunu genel yeküna ilâve Diplomasızlar Tik öğretim görenler Orta öğretim görenler Lise öğretimi görenler Yüksek öğretim görenler Bu nizpetler devlet, özel idare ve belediyelerde - çalışan memurların u- mumi yekün dahilindeki tahsil dere- celerini ve memur sayısını açıkça gös. Tahsil seviyesi bakımından memurlar mevzuun bazı cepheleri üzerinde iasa da mek olsa et tüdler yapmayı memurların viyeleri hakkında Bunun için Müdürlüğünün murlar İstatistiği, nğen f Geçen sene yi neşrettiği denee tahsli fikir. edinmek İstatistik Ge- Me- ydalandım. anlanan bu istatisti. Ge göre Türkiyede memurlar sayısını #ü cetvelde görebiliyoruz: Hilen müstahdem olanlar el özet Dalmi —— Geçici dcretli — Miametliler 31187 — 3658 83014 107 13501 —— 4806 9520 820 18580 & 106110 — 9385 cağı şüphenizdir. Tahsil seviyeleri itibariyle memur- edince 222.166 rakamı elde edil görmedi Yekün 85462 66.201 22708 20261 18580 ver.166 Bu cetvele bakılınca. Belediyeler ve | Zuun neticelerine mühim tesiri olmuya. tarihten İların hangi derecelerde bulundukları. ni tafsilktiyle incelediğimiz mev- İ duruma bir göz gezdirelim: len önce genel İktisadi Maaşlı — Dalmi — Geçici — Devlet Tahsil dereceleri memurlar — üoretliler hizmetliler tegek. — Yekün Diplomasızlar 2750 —— 20868 3840 — 1005 — 28.860 İk öğretim görenler 21864 —— 31280 2443 — Sü78 — 60815 Orta öğretim görenler —— 54701 — 24658 — 1818 — 6812 — 87370 Lise öğretimi görenler 8241 2792 — 786 — 2568 14387 Yüksek öğretim görenler — 14088 1479 — d0D 178T 18605 108658 —— 80419 — 8768 — 17700 200006 Şimdi bir de tahsil derecelerine gö Te memurların umümi yeküna nispete lerini görelim: * 1i n" x 846 TaT İ 646 838 10 Memurların bilenlerin 0.00 tahsil derecele Zuunu incelerken - bir de yal sını öğrenmek hi teresan olacaktır. düşüncesiyle mev. di zuyordu, Tenin neç Pinaye gölmekte, Sakat | tagilizlerin ayrılmasını müteakip hör | | — zamanı lâzımdır. Yazmak işte bu — halde dinlediğimize, merakı vehe- | | termektedir. daki cetveli veriyoruz: Bemel har üeü diyasi haklardan | aaaa aa aa a DaL aa a aa İ ökin Bişme samanıdır. Bunun “İçin — yecanı Karsısında sönük yazeduk ! memnu bulunmaktadır. Sendikalar ve B M Ka 'ne hariçten gelecek İlhama, ne — kaldığımıza hayret ve hiddet e- Genel büt- Özel İdare İktisadi giyasi toplantılar yasaktır. üyetçi | kültürlü sınıflara malik olan Hindis- başka bir âlemin yardımlarına za- der. Bizi nezaketsiz. ve hodkâm indek sinnğ zÜ e bülell. Üa dez İ BO A Ö ÖRSEr ada DK ĞEE | ingilariye yine sekini kadar bağlıdır. | | — ruret Ve lütüm vardır. Vaşadıbının ilülir Yakıslarda . barli söma V y L gçe M eler ) vüleellu O gelmir ” Üeüllleeer yamk Bi süre tabidir ki, bu partinin gazetede |, İ"Eiltereye yine cakial kadar bak samanın mahaulterini yahat öreç Jaşmıs olduğumuza da hükmeder. || Yabancı dü mağğlle | deminin dahi çıkması memnudür. Bu |— Demek oluyor Ki İngilik idaresi | a a aai a KMUİ Oegilmer ki içimizde nice mevsim S K— Parti gazetesinde, her gün görülen be: | Afrikadan çekilse bile bu memleket |— güsmdda eplanmiz vv Çilürüke — Jerden beridir izini takip ettiğimiz | | — Fransızca 206 KETİ ısa z li yaz sansüir lekeleri, partiye “La Partlo | ler daha bir hâyli zaman Tngillereye |O çaş atan gazllr yenklen gea Bi fikrimiz, bir. hissimiz nihayet || | İnsilizce St 0 9T 5 İ Blane * Beyaz Parti” adının Verilme | bakli kalacaklardır. Bâfizamızın bu mütevhelleri elimize geçmiş ve ziyaretimize | | İtalyanca 91 6 n S1 z28 sine sebep olmuştur. n lmiştir. Vusl: mekteyiz. Bu Rusça 198 v 105 143 620 j #ebep olmuş! Fransiz veya Belçika/ prensiplerine | | nk sanatkârın çalışmanı bize ulas n Ka min KU Göre Tünük eli tir Aötkeme Bike | | tünkeekur. müstesna Anımızda onu ihmal e- || Aran M CA 26 &o a p HAĞ BĞ BRERME ASN R çendisini kı etmekle öse- Almanca 2.091 5A 587 Pastaki politikalarını tatbik . cölyer | İstikbele büyük tesirli olacaktır. İn: Sanatkâr bunları muttasıl ele- dİP kendisini kabul etmekle Alı e Gnernlem di ağ| llemütedina göre Arike'bir” çeti | | yerak Kirmeli terlari SMAANK. — iDite karar GÜYK n Gönak a. V Rumce iyunanca ÖSK G0 ga 5 ism Ü, 1944 yılı ocak ayında yani daha harp | ortak halino gelirse, bu tesir çok da- rinden ayıran bir. kuyumeu zah. — İediğimizi ve kendi lehinde büyi Diğer diller 1M — 1089 738 506 BATA j Canasında — Brazzaville'de — toplanan | a büyük olacaktır. Afrikanın dünya | | —met ve dikkati ile cins olanlarını — bİP fedakârlıkta - bulunduğumuzu — Za gel v — , eee görerr aet A, zahnesine gİrdİRi sıralarda, — batının || ayırmak ve kalblarını atmak ister — kat'iyen takdir etmez. Hakkımız. | Umuml yekân — JYST7 — SJSE — STA6 g96 — zene İ SA a T R A HL 6 Bu iş, herhangi bir ilhamdan ziya — da fena bir fikir edinerek ayrıla- ) dilmiştir: “Franea müstakil bükümet |/ büyük ideoloji düşmanına taraftar ga ler teşkiline ilerde bile katiyen izin | niş zenci kütleleri getirmesine engel Gük bir kayumaunun dikkatli sbba; . 6ük ve ldücek, ötede . berlda bizi Kabataslak verdiğimiz ve Üzerinde | renin sayısiyle kültür seviyelerini az 1 vermiyecektir. Pransız müstemlekeci- | olacak ve Afrika halkını, batının ta- | T aaaa girir GK, bu burlar ei İayrica açıklamalar yapmadığımız. bu (çok - belirtmesi ” bakımından - faydalı J | | Tlkinin neticeleri, her türlü muhtari. | bi bir müttefiki haline koyacak olan | |— zahmeli sleri ae Çi rakam ve nispetler — memleketimizde | Slacaktır. sanıyoruz. : 'et ve Fransız bloku dışında gelişme | yezâne sistem, İngilizlerin bugün tat devlet kadrosuna giren münevver züm. Salâhaddin DEMİRKAN ; İmkânlarını meneder, Bik etmekte oldukları 1dare taraıdır. ! Z v F , S )| Güzel sözli Ç guK a yatın gecesi imbalarını a ei S İFTCİSİ aa vöpriz ASA İN D berader getirir. ç Jeubert n z di a v telimeler üncelerimizin re- K MAAKR — Yazan: Joseph Conrad —— HNU Çeviren: Reşad Nuüri Darago — GĞEMLUKADN * Si di AD r Dryden 1 Ortalığı bir ölüm sessizliği kapladı. Bütün — çehrelerde — — — Sizin adada bulunüyor değli mi #ünceye koyuldu. O da ayrı ayrı hepsine bakıp nihayet pro-- | | yt Bir adamın sayılacak Aiçbir eee Üİ y kederli ve haşin bir ifade vardı. Renouard başını kaldırmadan cevap verdi: fesöre gözlerini dikti: Filozof, ayakta duran kız kardeşinin vi kalmayınca yaşını saymayız. 'Gazeteci yine konuştu: — Eibette! Bibette oradn. Şanında sert bir eda ile pürosunu parmakları arasında dön: Emerson — İşte bize lâzım olan adam. Pek telâşlı görünüyorum, — — — Eh, öyleyse? dürmekle meşguldü. * Deha yolunu kendi bulur, ve gee İ » kusuruma bakmayın. Fakat cidden. — ihtiyacımız var, size — — Gazeteci etrafına bakıyor, imdadına yetişecek bir cevap — — — Gelirseniz Çok bahtiyar olurum. Karar, değil mi? nerini kendi taşır. Renouard. - Yardımcınızın adı Walter demediniz mi bana? — bekliyordu, Fakat hiç beklemediği bir cevap geldi. Kendi- — Yarın akşam yola Çıkanız. Şimdi bana müseade bayurun. Wilmott Öyle hatırımda kalmış. Eh, ihtiyar uşağın karısından gelen — sine ehemmiyet verilmemesinden dolayı hiddetlenen ve za- — Bu sevinçli anlarda sizi daha fazla Tahatsız etmek istemem. — İ | yt Zbediyen yaşayan fok gey kelik Mektuba bakın, Ne dddiğini dinleyiniz: “Yalnız şu kadar söy- — ten biraz içince çabuk kızan o hassas Willft, yalandan sar- —— — Renouard bunları #öyledikten sonra ciddiyetle . ealkn medir. Jiyebilirim ki, zavallı kocam mektuplarını H. Walter adına — hoş edamı Lakınarak atıldı. verdi ve olduğu yerde sallanan uykulu, somurtkan. Wille'yi Hazlitt Bönderiyordu.. — Iyi amma daha burada değili! Değil ya! Durun ba — göntererek * Kelimelerimizin kanatları — vanı Renouard'ın boğuk bir sesle çıkardığı hayret nidası öte- — kalım, daha ele geçirmediniz! — Şuna bakın, dedi, keyfinden kabına sğmıyor yatırsa- dır, fakat istediğimiz yere “uçe ç kilerin haykırışmaları, kaynaşmaları içinde kayboldu. Gazes — — Bu münasebetsiz #özler gazeteciye pek Yorgun bir ata — nız İyi Şüerslele Mmazlar. teci bir iki adım ilerliyerek genç kızı selâmladı ve: vurulan kamçı tesirini yaptı: Ve herkes başka başka tarzda Willic'ye bakarken o, George Eliot — Mize Moorsom, dedi. sizi bütün kalbimle tebrik ede- ——— —. Ne? Yani ne demek İstiyorsunuz? Hayır, henliz ele — dostlarından ayrıldı. * Güzel kelimeler bir kalbi ne çok TİM ki, gü iş mesut bir neticeye, Beçirmedik. Tabil daha burada değil, fakat Geogerey'in ge- Renonard acele adımlarla evden çıkarak, sandalının bek- mesut ederler, BeSened ati misi burada, Gönderip aldırtmak mümkündür pekâlâ. Daha — Jediği kıyıya ulaşan kestirme yola doğru gitti. Sandalda uyuk. Longtellow — Durun. iyisi var: Hepiniz Malata'ya gitseniz nasıl olur Üstat? Vakit — Jayan Kanaklar sesini duyunca sıçtadılar. Binerken. “çabuk Heceler dünyuy idare ederler. Öteki şimdi ona hitap ediyordu: kazanırsınız. Eminim ki Miss Moorsom bu şekli tercih eder. — çekiniz!,, emrini verdi ve sandal, suyun Üstünde bir ok hı- >Hg John Selden n Biz de olur gey değilsiniz hat! Yalnız yaşamak sev — “ “Gazeteci Vunun üserine zarif bir. hareketle genç kıza —Si ile Uuçtu "Çabuki Çabukl, addal Gemiz eme. yapelk Dot ğülünen besil. öi b Hesiyle nerede ise vahşiler kadar anlayışız olacaksınız! Şuna — doğru döndü, fakat o, Yok olmuştu. Başyazar hayli bozuldu — yelkonlerini böyledi. İçinde büğ yüe kiğinin ayacmıA lilea ga ENseli. acbi. oli bünm, bakın! Aylardanberi kibar bir adamla düşüp kalkıyorsunuz — fakat devam etti: amiral gemisinin sessiz ve karanlık kümesini sıyırarak geç- A S ç da haberiniz yok. - n ĞN H. W. Shaw Ha., evet... Niçin olmasın? Eğlence seyahati yaparsı- Ü. Nöbetçiler onun "çabuk! çabuk!, demesini duydular N e LA A gll Ve A GğNlrd. Dce eti miz. Gemi çok güzel, mevsim güzel, gaye daha güzel... Ha- — naklar soluk soluğa kürek çekiyorlardıysa da Renouard yine v alaenemsa aa çei et İmle Yakmina Dakn Sekünle Mise Moorsom tarafından / vır, hiç bir mâni yok. İşittifime göre Geotrey pek Düyük Yavaş Eittiklerine bükmediyordu. Nihayet germistne. Orman. S SA seçilmiş bulunması onun mükemmel, kusursuz bir adam ol ÇiT S el HSA N çeret SADA a HUzeinotün Sihamt Bryltee. G iRiL lerimizin kalmamasıdır. B bir Köşk a'mış. Hepinize yer vardır. Sizi misafir etmekten — dı, Ve © kadar acele etti ki ip mordive nn h zevk alacağı muhakkak, Böyle mesut bir kavuşmaya yar: — Verteye ayak basarken az kalsın düşecekti; birdenbire dürdü. - || e Yicdamın binlerce kilci Va #SĞAÇ kiz ona arkasını döndü. Gazeteci dostunun kulağı. —dim etmekten kim geref duymaz? Ben bile bu işde oynadı Ne idi bu acele? Nereye koşuyordu böyle? Peşinden ko- Shakespeare 'na fasıldadı: #im küçük rölden iftihar hissetmekteyim. Geoffrey, azizim, — şan birinden kaçtığını ve fakat ondan . kurtulamıyacağını Vicdan / vegdne yakılmayan — ha — I.'.ımı ederim ki, onu pek sımazsınız değil mi — beni dinlerseniz lâzım gelen tertibatı alın. Yarın sabah erken. biliyordu çoktan. v kimdir, n Geottrey den yola çıkılır, bir gün bile gecikmek cinayet Kendini güvertenin üzerinde bulduğu vakit, hâkim olma. Hosea- Ballon ğ Tei Sendaiyeye oturdu, dirseklerini / dizlerine —— Şarabın ve heyecanın tesiri ile Willle kadar kızarmıştı. — Ya Çalıştığı İradesinin yine gevşediğini gördü. Gece yarısın. | Vicdan, insan ruhunda — atiların İ a Ve başını eilerine dayadı. Onun arkasında, profesörün kız — Renouard' bir zaman hiç 'bir şey işitmemiş gibi sessiz dur- — da gemisini yola çıkarmayı, uykuya dalmış öteki Bgemilerin sesidir. b Bazden Bözlerini havaya kaldırmış, ellerini / ufuşturuyordu. —du; sonra kalktı, Ve Kazetecinin Bırtına öyle bir vuruş vur. — arasından geçirerek uzaklaştırmayı tasarlamışken bunu yapa, augmay ; aa inriyle çenesini tutan Mrs. Dunater ise Willle'ye bak- — du ki; küçücük adam #endeledi ve gözlerinde korku belirdi. — Mıyacağını görüyordu Şimdi. İmkânsızdı Bu.. Böyle aç | |— & Vicdanın mektebi yoktur Makta idi. Örnek diye gösterilen yeğeni pek garip bir halde — enounrd makla —ülse de, kalsa da— kendisine müthiş bir şüphenin Thedore Parker Hi: Yüzü kıpkarmızı kesilmiş, tepesinin çıplak kımına ustar , — <— Siz'aradığınız geyleri bulmasını bilen bir adammişsı — Jekesi sürüleceğini düşündü. Yek, yapacak gey. yoktu * Faziletlerin düyük tiyatromu vio- YN ikla ralanan saçları karmakarışık - olmuş, © çıplak saha “niz, dedi, hem de yaman bir teşkilâtçı! Hakkı var. En iyi — Kamarasına inerek, Paltosunu çıkarmaya bile vakit bu. dendir. dahi iyice kızarmıştı. gareyi buldu. Hislerin emrine itant etmemek doğru olmaz. — İamadan, yardımcısının adresine gelen mektubu çekmeceden Gicero — Ne var? Ne oldu, Geotfrey? Malata seyahatini de göze almalı gıkardı. “'Bu mektup Dünster'in yazıhanesinde üç ay bek * Vicdan aklselimin nal Btrafındakilerin sükütu, gazeteciyi şaşırtmıştı; sankl o, —— Ve dönük bir sesle devam etti Mişti. Unutup gitmiş olduğu mektubu adamın adını az evvel a herkesin Hıçrayıp oynayacağını, çığlık koparacağını um: Pek issiz bir yerdir. duyunca hatırtamıstı & Vicdanin / sesinden / kaçabileceği. |) muştu, Şimdi, üzerine çevrilmiş gözlerin bakışı altında yine dü. Mevum ödevek Mi bir yer mevewt mudur? ü A Byron

Bu sayıdan diğer sayfalar: