11 Ocak 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 5

11 Ocak 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Ocak 1050 YENİ İSTANBUL IllIKİXEl RMUTLU'ya — vapur. seyrek uğrar, dün ocağa ta delme Makintesini getirmiş mühen: — hart dis Alinin burada bir gece misafir — kıvı vindiler, nerde ise mühendis Alinin ceklerdi. Genç mühendis, burada; bu saf ve Çalışkan insanların dar dünyasında günün kahramanı ha dine gelmişti: Ustaların herbiri bir hava çekici yakalıyor, sanki sert taştan. intikam alır gibi: yanını, böğrünü, neresini bulursa deliyor. koci leri üzerinden görünen mavi kör. fez iç açıyordu. Hava güneşli ve Vâtifti. Sizin anlıyacağınız akşama kadar mühendiz. Alinin keyfine pâyan olmadı. Akşam yemeği de Büzel geçti doğrusu. Marmaranın © meshür tatlı gürübunün . karşı Sında ve açıkta ustalar kebap kr. Zarttılar, tatlı üzüm ve sulu armut da vardı. Kendi hallerinde yâren- | dik ettiler, misafirlerini ağırladılar, Fakat, aksam karanlığı basıp da — deli gaz lümbasiyle aydınlanan sefil — yor Barakaya girinte genç mühendi sin içi burkuldu. Buna hiç alışma: mışti. Vakıâ ustalar — sandıkları birbirinin üstüne yığarak ona kar: ustaları dinliyordu. dim, dinami omuzumda kemikl landı. dürdüler, yerler düzkü yor mühene tutmadı, içine kasvet cöktü. Base — g7; ka oturacak yer bulunmadığı için yatağına Uzandı. yarenlik yapan — z Be gideceğiz de, bi ile ilcim çaktı, — di harbi geri fi Arkadağlı a demiri zoru Kasabanın dekoru da / ok gür / Mühendir gayı zeldi. Zeytinlikler ve incir bahçer — Ve terdu kopuyor, yola / hazırlamışlar, köyden ge- #irttikleri temiz yatakları da bu — karıyordu 'nun üstüne sermişlerdi. Lükin de- — — Hayır ola, dik ya, mühendisin gözü bunları da — gedi, Rahatsız Uyku parmağa maloldu. Şöyle deliği del- iceriye yerlestidim. kılıyordum, tas sert, bir linamit — 9 da bir gy mi Çavus; bi de de aynı gey. oldu. ğ 'patladı, kalması icabediyordu. harbi geriye fırlayınca benim orta 'Gündüz. gözel geçti. İsçilerin, — parmağı da koparıp götürdü. kirk ftokmakta / bir. #antim dele —— Bunu söylerken Ahmet Çavuş medikleri sert taşı bu makine, —sağ elini yukarı kaldırarak — yeri peynir gibi oymaya başlayınca er boş kalan kopuk Parmağını göz- Talık hayret ve . sevinele -doldü. — teriyordu. Yaşlı başlı ustalar çocuk gibi se- — Yanındaki atılaı: im pat. çıkardılar, bar ihtiyari dedi birisi, Şılmısım. Öldürmiyen Allah öldür. imedi. Bu ikinci de umuzunu yamru yümrü mafsalı göst sıyırdı, 'di. kara geçirmedin mi? Z Geçirmez Siür muyum, Benim de kalcamı kopardı. Büğrü kalçasını gösterdi. İsciler biraz sonra lâmbayı sön- e uzandılar. Gün: e genç kapadı. far Kat rahat bir uyku uyuyamadı. Rü. yada hep dinamiit patlıyor. elinin orta parmağı, sağ omuzu, kalcası yerlere düşü- istırap Çekiyordu. Sabaha doğrü dalmisti. Bir tıkırti ile uyandı. Tanyeri a darmaya bağlamıştı. ve alaca ka: Fanlıkta. isçilerin yattığı sandıklardan bir şeyler ç. üstünde Ötekisi sükünetle cevap ver- namit alıyorum. sen rahatına bak, biz işe çandıktan. biraz di Postabası Ahmet Çavu Mühendir AR, Allaht diye ye —8u bizim zanaat çok yerücü — vinden firladı, ” lblselerini ah YaçEehikeli Giyordu. AM ne a. Jayınan, barakacan altarı kortu ve yiyoruz, dalgın olmuya, dike — bzerinden Dir gere aprilmede he aelmiyor. Yirmi e e evvelki dikkatsizlik, bana' bir Sevki YAZMAN EĞLENCELİ BULMACA Nasılt Bulduğunuz hayvanı tani- | etini yerliler yer, lezzetli - çimadığı yabildiniz mi? Dik kulakları ile bir eşeğe benziyor, fakat dikkatli bakın, ön ayakları ne kadar küçük, halbu- ki arka ayakları adamakallı büyük değil mi? Bunları kullanarak hare- ket ediyor.. Sıçraya sıçraya öyle bir yol ahyor ki; resimde yalnız olarak gördüğünüz bu hayvan, arkadaşla. rından hiç ayrılmaz, dafma sürü ha- linde gezer,, İhtiyarları da sürülere başkanlık eder. Avustralyada yaşar. için taşıı Arkı LARINI KAYBETMİŞTİ ONLARA DOĞRU YOLU GÖSTERENİN KİM OLDUSUNU OĞ. RENMEK İSTERSENİZ ÜÇGENLERİ SİYAHA BoYAYINIZ.. İKi ARKADAŞ Yok MERAKLI BİLGİL Kullandığımız imlâ işaretlerinin nereden geldiklerini bize verseler a ayaklarının biliyor muydunuz? Hergün kullandığınız — işaretlerin, meselâ, nida işaretinin, nasıl olup da bugünkü haline geldiğini hiç dü- #ündünüz mü İşte karşımızdaki, Bu küçük işaretin * Lâtince sevinç ifade eden “1o” kelimesiydi. Eski Romalılar, bu ufacık kelimeyi her seferinde yazmaktan vazgeçmiş- onun yerini Acele yazı yazarken, harfinin noktasını da başladılar ve böylece, dece bir çizgi ve “o” dan da yalnız bir nökta bırakarak bugünkü, nida işaretini meydana. getirdiler yiyemeyiz. Her halde bu hayvanın ne olduğunu bul- muşsunuzdur. Şayet âdet edinmişlerdi. zamanla bırakmağa bulamadınızsa size bir şey daha söyliyeyim, Anne olanlarının karınlarında yavrularını farayan bir cep vardır. Üzerine kalktığı Vakit boyu iki metreye varır. Artık, 'bu hayvanın adının Konguru olduğu- NU anlağınız değii mi? üstü den 8 ki Bir defa her şeyden değil. hut da bu küçük burnu olan bir küçük kız veya küçük oğlan düşünün! maz mı söyleyin? Küçük oğlan veya kızın bu hal hoşuna gider mi? Zü- rafa: boynumu sevmiyorum,, dedi. B FELÂKET . - KOSUP FısTIĞA HABER NERE- DELİRMİŞ GALİBAT ONA MANiİ OLALIM! Â vi REŞ RAUND DAYANANA VET DOo w A OOLİRA ERİYOR. ! Sarı zürafanın hikâyesi Ürü: benzi zıları da orta, rafa çok kısa boyunlu doğdu, öyle 'Adeta zürafaya 'Şayet zürafa is boynum d, zürafalar ber birbirine Bazıları çok uzun boyunlu olarak doğarlar, ba- at bu “sanı' ü izemiyordu. Bu yüzden de son derece Üzgündü!. | n böyle kısa bir | 1 doğrü bir şey değil, güzel Yüzünde burnu olmayan ya- na benzemi: adar Acayip ol 'İşte bu yüzden ben de kisa | Hem Üstelik bunun çok zararları Ağı ı zürafa açların tepelerine miyordu, halbuki bütün zürafalar a- Baç tepelerindeki güzel ve tatlı ye- Mişleri rahatça yiyebiliyorlardı. Z: © yalnız çilek ve hin: diba gibi yerde yetişen geyleri yiye. biliyordu. Günlerce düşündü, bu halden kur- tulması için bir şeyler yapması Vâ- zim geldiğine inandı. Boynunu bir yere asacak ve böylece - onu uzata- caktı. Evet, elinden — geldiği kadar kendini çekecek, boymu biraz — uze sa dahi kâfi görmiyecek yine çeki cek ve neticede dünyar uzun boynuna sahip olacaktı. Böylece boynunu eğik dalın arası- na sıkıştırdı. kendini aşağıya: çekti, tekme attı. çırpındı En nihayet, gün- leri boynu uzamaya başla. du. Fakat bu da kâfi değildi!. Yine Mütemadiyen boynunu çekti, birkaç Bün sonra boynu öyle uzadı ki, öte- Ki zürafalardan farkı kalmadı. Fa- kat bu da kâfi değildi!.. Yine boy nuNU çekti, çekti, çekti. — Netici boynu dünyanın en uzun boynu © olarak yaşıyor.. İnsan bir şeyi çok isterse muhakkak yapabilirmiş değii SORDÜM VE MEKTEB İMZANIZA TEŞEKKÜ EDERİM. SİZi RİNGDE GÖRMEĞİ ÇoKİSTERİM. İNŞALLAH DÖVÜŞECEY BİRİSİNİ BULURSUNUZ. | | KUYRUKLU YILDIZ! Ökretmen sordu: — Söyleyin bakalım — çocuklar! Kuyruğu olan yıldızların ismi nedir? Sekiz, dokuz yaşlarında afacan bir ökrenci parmağını kaldırdı: — Ona Miki Mavs derler, öğret- menim, DİŞÇİDE : Hunraliz, , ! LÜM haberi verir gibi şea-, metle çınlayan — ciddi bir ses radyosundan — gü sözleri söy- ler; “Bu hikâye hakikidir. Yalnız isim- ler, mâsumu korumak için değişti. rilmiştir..., Ve arka plânda, daha az meş'um olmayan bir örg sesi, çararengiz bir nağme tüttürür. ve birden — kesilir. Bu sefer neşeli, vurdumduymaz bir Ses, Basil Rathbone'un tipik İngiliz giveli seni duyulur: “Uzun sigara istiyorsanız, en Mlâ- Sını içiniz! Fâtima (Fadime) en iyi vzün sigaradır. SAfI Türk tütünün. den yapılmıştır!,, Örg, Ürperti uyandıran — muzipli- giyle yine girişir ve birinci ses, o fecaat okuyan ses, cümlesi kesilme-| miş gibi, kaldığı yerden devam eder: “Bu hikâye, San Fransisko polist 'nin zabıtlarından alınmaıştır. Kor Rathbone'un keyifli| gesi alır: “Fatima cigarasının zevki..., Örg, sesi olanca vahametiyle bas- farır Ve bir cinayet piyesi başlar. Fatima sigarası, çeşit reklâm so- kuşturmaları sayesinde çok satar. * Başka bir gün, radyoda nefis bir senfoni dinliyorsunuzdur. Umulma- dik bir anda kemanlar susar, sesler kesilir, çıt çıkmaz, Az sonra, tehdit. kâr bir gansgter sesi mikrofona fı- sıldar: 'Bir yere kıpırdamayın!,, Bir “hold-up,, (eller yukarı) ba: kını sanırsınız, Ses; arkasından il eder: 'Bir yere kıpırdamayın.. — Lincoln Nakliye Şirketini çağırmadan!,, Bu taşıma şirketinin münasebetsiz| ilânına sövmeniz — bitmeden müzik, kesildiği yerden devam eder, Yahut da; meraklı bir piyes dinli- yorsunuzdur. Tam ara yerde, çok ga-. Tip sesli bir kadın: “Çing-o-beli! Cing-o-beli!,, “Natlonal ayakkabılar! — Hüüü! diye bit şarkı tutturur, çıngıraklar gıngır şingir öter... Bazan heyecanınız kabarır, bede ve mal dağıtiliyor. sanırsınız. Reh lâmcı coşkun bir eda. ile: “Hiç para göndermeyin! — Hemen telefon veya mektupla — siparişinizi yollayın! Fakat katiyen — gimdi pa- Ta vermenize lüzum yok! — Postacı malı- getirdiğinde verirsiniz..... Giye telkinlerde bulunur. Çocuk mu kandırıyor demeyin! Bu çeşit “remklâmlar için Amerikadı yılda milyonlar harcanır ve birkaç Misliyle netice alınır. Bromo - Sal- 'zer ilâcının, dişi sökülen — hastanın çıkardığı iniltiye benzer hırıltı ilâ. muni bir dinleseniz bir daha unutmaz-| Sınız: bü ses, ilâcın tepelediği mik- robun “el'aman,, / çekişinin temsili- dir. * dyo bilmeceleri çok daha ente. resandır. O programlarda ortaya bir Sual atılır, / cevabini bilen binlerce dolar mükâfat alır. Bu programları Gruço Marks .Arşak Palabıyıkyan!), Red Skelton., Jh. gibi tanınmış malar idare eder. Bunların en meş- huru “Müziği durdurun!,, programı- dir. Örkestra bir hülk şarkısı çalar bir dakika geçince, herhangi bir| gehrin telefon kataloğu rastgele açı- hr ve herhangi bir numaraya par- mak basılır. O zaman spiker, “Müzi- &1 durdurun!,, diye bağırır. - Müzik durur, telefonda o numara aranır ve talihli Amerikalıya, — şarkının ismi #orulur. O sırada © İstasyonu dinle- miyorsa, başka bir numara aranır. Fakat milyonlarca Amerikalı, çağı- rılmak ümidiyle o programı — kati- yen kaçırmazlar (reklâmcının da 1 tediği bu ya!). O dakika evinde V | Amerikadan “intbalar Amerikan radyosundan garabet örnekleri OĞUZ TÜRKKAN defonu çalınan herkesin yüreği hop. lar: “acaba stüdyo mu?,, diye, E- ğer talihli — garkınin — ismini bilirse 10, 1000, 20,000, 30,000 dölarlık ikra miyeye konar (otomobiller, müceve herler, seyahat biletleri, daha da ne- ler!). Bilmece de ufak bir mükâfat alır. Cevap alınasıya kadar dinleyi- cilerde heyecan büyüktür, Spiker bi- de bir hayli halecan geçirir. Bu fır- edin!,, diye sokuşturur. Buna çok içerlemeyin, çünkü bu reklâmlar sayesinde Amerikada hiç dyo Vergisi vermezsiniz. İstasyon- lar hususl şirketlerin malıdır ve rek- Jâmlardan alınan para ile geçinirler. Cumhur Başkanı bile radyoda konug- mak istedi mi, demecin yayınlanaca- #i Istasyonlardan müsaade alır. Mü- #aade elde etmek için de nutkunun özünü gönderir; demeç âmme men- faatine hâdim bir mevzu — üzerinde ise bedava yayınlanır, yoksa seçim Politikası filânsa, Bay Truman pa- Tasını vermek zorundadır. * Radyoda başka garabetler de-du- şıniz: “Seni o kadar seviyorum ki, “At sineği olsam “Kuyruğunu sallayamazdım!.. tih.,, Orhan Veliyi hatırlayıp, siz de merikalılar gibi bu şarkıyı şaşmas dan dinleyebilirsiniz. Bir başka gar- kıdaki sıtma görmemiş sesin dur madan: 'Yipiyayil!! Yipiyayooot,, diye ba- gırışına — ne dersiniz bilmem ama, şaşsanız ve Yügatlere sarılsanız bile gok geçmeden alışırsınız, çünkü bu. 'nu bin defa dinliyeceksinizdir. Orkestranın çaldığı şarkı o şarki- dır, hulâsa, her yer bu müzikle işba halindedir! Nihayet bir an gelir ki, bütün milletin aşırı — sevgisi, aşırı nefrete ve gınaya — inkılâp eder, 6 garkı tuh kaka olur, bir köşeye atı- hr. Bir daha katiyen o nağmeleri duyamazsınız, Sanki 20-30 yıllık es- Ki garkılar gibi... * Otomobilinizin radyosu, yolda git- tiğiniz müddetçe, reklâm, — popüler caz, klâsik müzik ve havadis karı- dimı programını — kulağınıza akıtıp durür, Yalnız bu radyoyu dinlerken direksiyonda pek dalgın olmaya gel- mez, yoksa bir saniye sonra, ölüm istatistiklerinde munzam bir rakam haline girivermeniz, işten bile değil- dir. Zaten her yarım saatte bir, eğer 2-3 günlük bir tatil esnasında radyo dinliyorsanız, spikerin meş'um ihta- Tını düyarsınız: “Bu akşama kadar 300 Amerikalı otomobil - kazasında ölecektir. Aralarında - bulunmamağa dikkat edin!, Bu ihtarlara rağmen, kehanet ra- kamı çok kere doğru çıkar. Meselâ, bu senenin Noel tatili başlarken, rad. yolar, tatil sonuna —kadar (yani 3 Zün içinde) 435 Amerikalının otos mobil kazasında öleceğini - önceden bildirdiler. Şu satırları yazdığım sı- rada, tatilin bitmesine daha 16 saat var, ölenlerin yekünu 405 1 bulmuş! Her 8 dakikada bir Amerikalı oto- Mobili içinde can veriyormuş! Zaten istatistik meraklısı Ameri kalılar, bu feci durumu umulmadık bir mukayese ile çoktan tesbit ete mişlerdi;. bir yıl içinde Amerikada otomobil kazasına kurban gic yekünu, san harpte cephede Merikalıların yekünundan daha faze Ja imiş. Ve radyonuz bu rakamlara telmih ederek, CAAA) denilen otomobil ce. Miyetinin ihtarını yayınlar: “Unutmayın: Amerika asfaltları, harp meydanlarından daha tehlike lidiri, 1950 OCAK Rumi K evve â// ga Yeke a Güneş Gzle Tindi Akgam DRAM KISMT AT ZLi 020 a OLANI, nn KARACA SES ÖFERETİ Tebeyii 40400 Kayaeri 2 — Büyülenmiş A YILDIZ. GASIT) Anilaa ÇİÇEK SİNEMASI: 1 Yavrusu, Vahşi Ormanlar İçinde 2 — Mickey'nin Son San ALEMDAN (Zadsi) 9 z kizı Polin Hafiyesi ve Paz silah. ONAL (40006) 1 — Kılıçların Göle EAKEKRM akkama atsazaotamı: smaz | PSiT GS ae ZDİRM eai M e B ea l S BÜYÜKTE (10870-0) Bir Ko | HALK (21904) 1 — Şeyh Ahmet. KÜÇÜKTE GN0 Antişon ASTANBUL (ai aN Bariri Pui AŞ A Yaral a 0 Telf. (21090). SERATRDAN | (00065 D00 | ALĞK Ca 1 — İbi Açıkı Arkesloji: Çuma, | axa Gözüür 1 — Düğün Gecesi, | l d İNcL İPEK Ankara XS İamir zi | van (360 Ümltsiz Aşi Fiipin A vE K ci BÜO . Mersr n aA b bi z y e AT atin ; S Kai DS y a AŞT Ankar KB0 DALY (rürl) Ağne 'Aa |— a yüna rpetmlni © Gm | — ae L B Iaa Yo a York a. 5 BOB Hasköy ir SAt AY B — Biz Santı Ca Tşanval çesi | o> Türk Anlara âlas | Gümüren, Yenar SÜNELEEMİN KA N v ). — M806 Teta K Bazığ D. Bakir, A: İ Ceküdarı Birliri adına — (0 . z Aâale 3 — Dam, İsahat G a İ zorkatar | ati k GELECEK OLAN BKSF SN d S L CZ p dLaS Ankaşt dNi Ankara: Bf y MAĞ Semplan (a B Âr Tabak İmam 6 İaza ni ' ; : Koy çosru

Bu sayıdan diğer sayfalar: