5 Şubat 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

5 Şubat 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Siyasi meseleler ve muhabir mektupları Bir “Milletlerarası çocuklar,, fikrine doğru Paris, 3 (Husust büromuzdan) — Paris, her zaman için - talebe, iş e- Gamı, diplomat veya artist - binlerce| gcnebinin buluşma merkezi olmuş. fur, Mevhum duüvarları içinde gayet — Ganlı olan bu şehirde ecnebiler, kendi Milii zekâlarını, yalnız Fransız esprisi ile değll, muhtelif milletlerin kanşat ve zihniyetleriyle karşılaştırmak im- Kânlarına sahiptirler. Strasbourg'daki — Avrupa — Birliği Yeşkilâtı kurulduğundan beri, Pran- fız başşehrinde, mensupları arasında kültür mübadeleleri yapmak ve şah- ai veya müşterek münasebetler tesi- #ini kolaylaştırmak gayesiyle bir çok “Avrupa Cemiyetleri, teşekkül etti- ğini görmekle büyük zevk duymak- fayız. İyi niyet sahibi ve sil ruhlu bazı erkekler ve kadınlar, ekseriya | birbirlerini tanımayan değişik insan Bruplarını birbirine yaklaştırmak ve | Onlar arasında bir kıta, hattâ dünya, — kardeşliği fikrini inkişaf ettirmek ü- zere kurulan bu teşekkülleri herke- Bin faydasına arzetmeyi, bu “işik ge- hir,, için bir vazife telâkki etmiş bu- Tunüyorlar, K Bu maksatla tesis edilen eserlerin '€n başında, — “Milletlerarası " Çocuk Merkezi, ni zikretmeliyiz. Bu mües- gese, bütün milletlerin mensubu. o- Tup Pariste barınan bedbaht çocuk- Jara yardım etmek, icabında. onları misafir etmek gayesiyle kurulmuş- tur. Maalesef şon harpte bu gibi talih kurbanlarının sayısı o derece çoğal- Miştir ki, kendi memleketleri, maddi Amkânsızlık karşısında — onları Jetten kurtarmak için en küçüük bir teşebbür. yapamamaktadır. "Millet- Jeraramı Çocük Merkezi,; Jâzim . 0l-. İngiltere seçimleri Bütün namzetlerin, seçim mücadeleleri için sarfetmelerine müsaade edilen özami para : 950 ingiliz lirasından ibaret Londra, 4 (Hususl muhabirimizden telgrafla) — İngilterede seçim mü- Cadelesi, “Oyez öyez « Dinleyin din- deyin,» kelimeleriyle bugün — resmen başlamıştır. Bu — sözleri " Londranın eşhur Site'sindeki Borsa binasının çavuşu bağıracak ve başlarında be- yaz peruka, ellerinde beyaz eldiven- ler bulunan halk çığırtkanları da ona iştirak edecektir. Bundan sonra, Par- Tâmentonun feshedildiğine dnir olup dün Kıral tarafından imza edilen be- yannameyi, Üç köşeli birer — şapka Biymiş olan ve ağır birer mızrak ta- #ıyan mübaşirlerin ortasında aynı ça- vuş bağıra bağıra ökuyacaktır. Filhakika, dün hemen öğleden son- ra, Sandrigham'daki — malikânesinde hususi müşavir heyetinin âzaları da hazır bulunduğu — halde Kıral Vİ. George, bahsi geçen - beyannamenin altına imzasını atmıştır. Bu. vesika derhal Londraya götürülmüş ve ora- da Mühr-ü Has Lordu Vicomte Jo- Witt Kıralın imzasının altına - koca- man mührü basmıştır. Beyanname, #ynı zamanda dün akşam hususi bir. tabı ile İngilterenin Resmi Gazetesi olan "London Gazette,, de de neşre- dilmiştir. Diker taraftan, Mührsüi Has Lordu, Gün akşam İngilterenin bütün idari bölgelerinde bulunan ve reyleri say- Makla mükellef olan memurlara ait 'tam 625 tane telgrafı göndermiş ve onlara, Parlâmentoda kendi eyaletle- Tinin milletvekillerine mahsus mev- kilerin boşaldığını, yeni — seçimlerin 23 gubatta yapılacağını bildirmiştir. Bu telgraflar, aynı zamanda seçim Mmücadelesinin başlangıcını teşkil et- mekte ve her namzedin masraflarını Bayet ciddi şekilde tutan muhasebe. nin açılmasın: mümkün kılmaktadır. “Yeni karara göre, bu defa kabul edi- den masraflar, namzed başına kasaba ve köyler için 050, şehirler için 760 İnglliz lirasından iharettir ki, bu meb- Jaf son seçimlerde müsaade — edilen Tasraflardan çok daha azdır. Kıral V. George'un, Parlâmentoyu Teshettiğini bildiren beyannamesinin tam metni şudür: “Biz, VI. George, husust müşavere beyetimizin reyi üzerine, 14 şubata Kadar tatil yapacak olan hali hazırda- Ki teşrit meclisi feshetmenin uy olduğuna karar verdik. Binaenaleyh, halihazır Parlâmentoyu feshettiğimi: ze dair olan Kırallık beyannamemizi halka ilân ediyoruz.,, Ağa Han, “İslâmistan” ın öleyhinde Şu sırada / Pakistan Hükümetinin alsafiri bulunan Ağa Han, matbuata verdiği bir. mülâkatta, — kendinim, panislâmist akidenin öteden beri Hiki bulunduğunu, fakat, — Pakistan Birliği Reisi tarafından ortaya atı: dan “İslâmistan” fikrine iştirak et. mediğini, zira — bunun, — Müslüman memlektler adına bir İntihar sayıl Cağını beyan etmiştir. Ağa Han, İngiliz Commonwealth'ine (İmparatorluk c- miam) benser bir teşkilât çerçevesi içinde, Plitüa İslâm memleketlerinin bir federssyon — kunmalarını — teklif İki Fransız eseri olan “Milletlerarası Çocuklar Merkezi,, ve “Küçük Avrupalılar Kulübü,,, bu gayenin | belki ilk adımlarıd dukça, © yabancı ve Âciz devlet oto- ritelerinin yerine geçerek onların va- zifesini yapmayı — kararlaştırmıştır. Ve bu uğurda, bütün güçlüklere gö- Züs geren bir Alicenaplıkla ve büyük bir şevkle çalışmaya başlamıştır. Fransız olmayan bir çok mühim gahsiyetler de, komiteye dahil olarak, gerek kiymetli - tavsiyeleri gerekse Mmaddi — yardımlariyle — mücssesenin işini ehemmiyetli surette kolaylaştır- Maktadırlar. Bunlar arasında bilha; Sa, Nobel Sulh Mükâfatını kazanmış 'olan Lord Boyd Orr'un bulunduğu- 'nu söyliyebiliriz, Bu yardımlar sayesinde, ayni za- manda misafirseverliği — hakkındaki #öhretine Jayık olduğunu — gösteren Paris halkının gayretiyle, fevkalâde bir bina olan Longehamp şatosu, ve- sayete muhtaç çocuklara tahsis edil- Miştir. Burası, irk ve milliyet farkı gözetmeksizin yüzlerce çocuğa bir Baba ocağı vazifesini görecek, onları terbiye ve tahsil ettirecek, istidatin- ını tayin eden bir imtihandan sonra onları kol veya kafa işlerinde çalış- mak üzere bir meslek sahibi yapa- caktır. Fransız Sıhhat / Bakanı Senelder, hükümetle tam bir mutabakat halin- de kendisine resmen yardımlarda bu lunması sayesinde, bu takdire değer ererin himayesini üzerine almıştır. Bakan Senelder, süallerimize ce- vap vererek şunları söylemiştir: “— Artık milif çerçevelerin dışına çıkmak ve geniş sürette — insanlığa yardım etme yoluna gitmek Jâzımdır. Seçkin Fransız şahsiyetlerinin bu te- gebbüsümüzle yakından alâkadar ol- duklarını — görmekle Longehamps'da misafir ettiğimiz pek Lübnan mektubu Arap Birliği Beyrutta Beyrut Yahudi Kız Lisesinde bir infilâk vukua geldi. Binanın bir silâh deposu Beyrüt (Husüsi — muhabirimiz bi diriyor) — Bugün Lübnanda en e- hemmiyetli siyasi hâdise, — Lübnan Başbakanı Riad El Sulh'ün — Arap Devletleri Başbakanlarını - Beyrutta bir toplantıya davet etmiş olması- dır. Bu toplantıda Arap Birliği me- seleleri görüşülecektir. Son bir hafta zarfında Lübnanda cereyan Veden diğer dikkate — şayan hâdiseleri bildiriyorum: Bundan birkaç gün evvel Beyrut”| ta, sebebi henüz anlaşılmayan mü- him bir infilâk vukua geldi. Bu infi Jâk neticesinde — Yahudi Kız Lisesi tamamen harap oldu, beş kişi öldü ve bir çok kimse de ağır ve hafif su- rette yaralandı. Tahkikata başlayan savoilık, infi- dâkın patlayıcı maddelerin birbirle. rine çarpmasından husule geldiği ka- naatini edinmiş ve hâdiseye aakeri savcı el koymuştur. Askerl savcının verdiği malümat çok daha mühimdir. Çünkü bu müretle Yahudi Kız Lisesi Binasının bir silâh deposu — olarak kullanıldığı meydana — çıkarılmıştır. Bu arada birçok patlamamış bomba ve mühtelif silâh parçaları ele geç- a --W ır çok çocukların sıhhat — bakımından Hazik bir ihtimama muhtaç oldukla- rni söylediğim zaman, — memleketi- mizin en meşhur doktorları ve âlim- deri, bu yavruları — kurtarmak İçin, derhal yardımda bulunacaklarını bil- dirdiler, Bütün dünyada tertip ettiği lane- lerden sonra çok mühim bir,serma- yeye sahip bulunan ve “Milletlerarnsı Çocuklara Yardım,, — müensenelerini İdare etmekte olan Pat&, onların bir| gübesi addettidiği bu yeni teşekkülü de desteklemeyi kabul etmiştir. U- NESCO'nun Umum Müdürü Torrüs| Bodet de, yakında temin edeceği Ü- midinde olduğu. para — yardımından başka dalmi sürette mânevi müzahe- rette bulunacağını bildirmiştir. Daha mütevazı niyetlerle ve daha az imkânlarla kurulan "Küçük Av Tupalılar Klübü,, Relsi Madam Ger- maine Kellerson'un ismini de burada zikretmek gerektir. Federalist — Kadınlar — Birliği, ve “Avrupa / Parlâmento — Grüpü,, nün . iştirakiyle kurulan bu - kulüp, Üniversite Mahallesindeki bir binay kendisine merkez yapmıştır. Madam Kellerson programını gu- eümlelerle hulâsa etmektedir: “Bütün milletle- rin çocuklarını mümkün olduğu kı dar sik sik bir araya toplamak, on: Jarın birbirlerini tanımalarını ve dot dük bağları kurmalarını temin et mek, Bü istikbalde sulhün yegâne Amlli olacaktır. Kısaca mahiyetlerini — anlatığımız bu temiz ve asll teşebbüsler, Parisin, Fransanin — ve bilhassa — insanlığın hayrına olarak herhalde daha da in- kişaf edecektir. lji 'YON başbakanları toplanıyor olarak kullanıldığı anlaşıldı miş bulünmaktadır. Tahkikata - devi vam olunüyor. Bazı kimseler şüpheli Körülerek tevkif edilmiştir. — Hâdise Beyrutta büyük bir endişe ile kar- gılandı. Beyrütü son günlerde meşgul eden. hadiselerden biri de Suudt Arabistan Kıralı İbni Suud'un (Nida'el Kavmi) gözetesi aleyhine açtığı şahsi hak: Tet dâvasıdır. Dâva görülmüş ve ga: zZetenin 4 ay kapatılması ve yazı iş- leri müdürünün de 4 ay hapsedilme- #i karar altına alınmıştır. Bu hâdise arap Aleminde ilk olarak vukua gel mekte ve bir kıral bir gazete ale; hihe dâva açmış bulunmaktadır. Beyruttaki eczacıların on günden Deri devam eden grevi, şehir halkını Çok fena bir duruma sokmuştur. Has- falar, ilçlarını ancak hastahaneler Grevin sebebi, hükümetin ilâç fi Tını tesbit etmiş ve eczahaneleri bir tarifeye tâbi tutmuş olmasıdır. E zahaneler bu kontrole itiraz makıı diyle böyle müşterek bir grev tertip | ettiler. Hâdise halk tarafından çok fena karşılandı. YENİ İSTANBUL Sendikalar Birliğinin toplantısı dolayısiyle Hepimiz Türkiye için, Türkiye hepimiz için Grev hakkı vererek, sınıf güreşleri yaratmakla bugünkü hayat seviyemizi daha tehlikeli, daha içinden çıkılmaz bir duruma sürüklemiş oluruz. c Yazan : M. Nermi olup olmadığını anlamak için iş denllen geyin hukuk anlayışımız” İa olan / münasebetlerini / kavra: mak İâzımdır. İş, her şeyden ön- ce, işverenle isgören arasında ya- Pilan sözlü bir anlaşmaya, muka Veleye istinat eder. - Anlaşmanın sözlü veya Yazılı olması her mem: leketin kanunlarına göre değişebi. lir. Fakat asıl mesele, isin muka velesiz bir. faaliyet olmamasıdır. Bir işçi ne kendi başına, ne de 4i kadaşları ile elbirliği yaparak bu mukaveleyi bozamadığı Kibi iave Tenin de bunu dilediği gibi boza maması lâzımdır.Bu dâva, işçi için kupkuru grev hakkından kat kat ehemmiyetlidir. Bir. memleketin bankaları işbirliği yanarak bütür anlaşmaları hükümsüz bir hale ko: yarlarsa bunun eşsiz bir haksızlık olduğunu herkes düşünmeden ka: bul eder. Grev de iş mükavelele: Finin tanınmaması demektir. Biri büyük bir haksızlık oluyör da ö- teki neden hak oluyor? Parlâmen- ftosu olan bir demokraside iki çe Sit, Üç ceşit hak telâkkisi olmaz Ve olursa o zaman bu, eski fet valar devrindeki hak anarşisine döner Bizim burada israrla dürdüğü- muz nokta, işverenle İşgörenin 1s- terse sözlü ve isterse yazılı olmın, karşılıklı bir anlaşma İle birbi. rine bağlı olmalarıdır. İş düva: da ancak böyle bir görüşle ger gekliğe en yakın bir şekilde dü. Zenlenebilir. Son zamanlarda — ne dense çok sosyalistçe bir renk ta. Şıyan Şu tez, İşçivi grev Kakkına dayanarak istihsal vamtalarımı e- Tinde bulunduranlardan kurtarma teni, sulme udramış insanlar yı ratmak ihtiyacından doğmüş olma gerektir. Ufaktefek — istisnalarla Yaşayıs standardımız çok düşük. tür. Bu ise yözyıllarca bakımsız kalmış geri İstihsalimizin bir. n ticesidir. Grev halekı vererek ı ıf güreşleri yaratmakla biz bu. Zünkü hayat — seviyemizi ancak daha tehlikeli, daha içinden çıkıl Mmaz bir durümü sürüklemiş olu: ruz. Bize grev hakkı değil, her şeyden önce çalışmak hakkı - zamdır, Sokakları mandelina, çak- mak taşı, ciklet, tarak gibi satı- cılarla dolu bir memlekette 1ş dü- vaşının cbkvelemmiyetli bir mâ nası vardır. Biz bunü , belki, genis öletide bir iş mükellefineti ile söy- le böyle çözebilirim. Hasan Yoldas kimdir? Mehmet Bey kim? Çik- letçi Behzat kim? Hepimiz, — bu toprağın, Türk Ülkesi'nin çocuk: larıyız, Hepimiz, birbirimize par- Çalanması mümkün olmayan mu- kadderat bağlariyle — bağlıyız. Hangi Türk, bu kutaal gönül bağ- darını düşlnmeden parçalar ve kardeşinin karşısına sınıf — düse manlığının zalim zihniyetiyle çı kabilir? Bizim bütün istihsal va- #ıtalarından daha geniş, daha ulu bir hayat kaynağımız vardır; Ül kemiz, Bu, bize kahraman nenille- rin, büyük bir ideal için, değil u- faktefek haklarını, fakat kendile- rini bile düşünmeyen ataların ar mağanıdır. — Kardeş — ihtilâftarı, Türk gökleri altında, sınıflara bö: dünerek, cephelere dağılarak dü- zeflenemez. İşçinin davası bizim davamızdır, bizim davamız da iş- Çinin dâvasıdır. - Topluluğun — ve- fabi, bütün fertleri içine alan, fa- mamlayıcı bir. refahtir. Hepimiz Türkiye için, Türkiye —hepimiz için., taavip ettiler. Her şey yolunda, Senden de - || azizim Brise, günün hâdiseleri etrafında, den rikadan — intıbalar Mkalıların“Kızılelma,,sı KALİFORNİYA Kaliforniya, Amerikanın yalnız siyasi ve ike tisadi merkezi değil, aynı zamanda portokal or- manlarının, yeniliğin, temizliğin, ileriliğin merkı ir. » Amerikada “Batıya ve Altına hü- cum” çağı bitmemiştir. Bu. çağın, filmlerde görülen tenteli arabalarla | birlikte tarihe İ Kaliforni, karıştığını sananlar, aya her hafta akın eden 40 bini aşkın Amerikan göçmenleri: nin yarattığı meseleyi Amerikaının en Batı noktasını teş- kil eden Kaliforniya, amerikahiarın çoğunca bir. “Kızilelma”, bir hayâi ve hakikat Ülkesidir. Bu portakallar diyarı, Amerikanın Batı kutbudur. “Kutup" dedim, çünkü garip bir miknatisiyeti vardır. Yarım. asırdır Amerikalılar, yeni bir göç humması- na kapılarak, Batıya, Kaliforniyaya yollanmakta — ve yerleşmektedirler Bu muhaceret, Kaliforniyada petrol bulunduktan sonra artmış, İkinci Dünya Savaşı sırasında kurulan u- çak fabrikalarının işçi - çekişiyle de büsbütün şiddetlenmiştir. Kaliforni- yaya müvakkaten çalışmaya / veya gezmeye gidenler bile kendilerini - Nu cazibesinden kurtaramamış ve orada yerlesmişlerdir Bügün - Kaliforniya, — Amerikanın en süratle Kelişen bölgesidir. Kalifor- niyanın incisi olan Los Angeles ise, Birleşik Devletlerin en çabuk. büyü- yen gehridir. Doğu kıyısının en bü- Yük şehri olan New-York'un ahalisi, Batı kıyisının metropolisi olan Los Angeles'e sanki boşalıp akmaktadır. Ve bu akış, Amerikanın her tarafın- dan akmakta, neticede de Los Ange- lez, pek yakında Amerikanın en bü- Yük şehri olmaya namzet bulunmak- tadır. Eski dünyada medeniyet nasil Do- Kudan Batıya, ve Akdeniz kıyıların- dan Kuzey bölgesine doğru kaymış- sa, denilebilir ki, bugün de Amerika- da küvvet ve lehemmiyet merkezi, Doğudan Batıya doğru kaymaktadır. Hali hazırda bu kayma hareketi so- nuna gelmemiştir; bunun tam ortu darında bulunüyorüz. demek daha doğru olur, Fakat bu aarın sonu gel- meden, hatf çok daha önce, Los An- geles'i ve onunla birlikte bütün Kali forniyayı, Amerikanın asıl merkezi haline girmiş bulacağımız muhakkak gibidir. Los Angeles, Amerikanın her ba- kımdan #embolü olabilecek bir şehir- dir. O da, Amerikanın dünya sahne- sine Ani ve umulmadık bir. cevvali- yetle fırlamasına çok benzeyen bir gekilde Amerikan sahnesine atılmış- tır. O da, Amerika gibi genç, gürbüz, giddetle gelişen bir varlıktır. O ka- dar genctir ki, ananesi teşekkll e- bilmiyorlar, Salzburg'ta ıüüzik olimp'yatları azan: OĞUZ TURKKAN dememiş, tarihe derin kökler salama- mışlır. Amerika gibi.. Los Angeli de, tıpkı Birleşik Devletler gibi, e Ne AZ Tastlarır bir irklar potası ve mühacirler yuvasıdır ; daha da tuhafı, Los Angeler'in göçmenleri, Amerikanın mühtelif — köşelerinden kopmadır. Bu şehirde, Amerikanın her bölgesinin örneğini, karakteriy- le, kültüriyle, itikatlariyle bulabilir siniz. Fakat nasıl göçmenler Ameri- kada her şeyden evvel Amerikalı ol- muşlaran, Los Angeles'e gelen Ame- rikan göçmenleri de herşeyden önce Kaliforniya” olmuşlardır. Ve bu süretle, millet içinde millet doğmuş, atandart Amerikalıdan farklı bir tip olan “Kaliforniyalı, ortaya/ çıkmış tır. İşin garip tarafı, Avrupa ve Türkl- yede “Amerikalı" diye bildiğimiz. © biraz acayip, fazla serbest, eksan- trik ve çok uzun boylu “insanoflu", tamamiyle Kaliforniyalılar tarafın. dan temsil edilmektedir. O kadar ki, Amerikalılar — meselâ New-York'- Tular — Kaliforniyalıları - bildiğimiz tarzda bilir, hattâ “nuts” (kaçıklar!) diye vasıflandırırlar. Acayiplik zavi- yesinden, Amerikanın Orta ve Doğu eyâletleri ve bilhassa New-England (Boston), New-Hamaphire..v.s.), zan- nedildiğinden çok daha muhafazaklâr dırlar! Hepsinden daha mühimi, Kalifor- niya, Amerikan birliğini teşkil eden bütün devletlerin en fazla kendi ker dine yetenidir. Ziraattö de, endüstri- de de çok ilerde olan Kaliforniya, ö- teki eyâletlerle alışverişe ihtiyacı o mayacak derecede kompleks bir e- konomi yaratmıştır. Nasıl Amerika, dünyanın öteki milletlerinden bir şe satın almıya ve ithalâtta bulunmaya hemen hemen ihtiyacı olmıyacak de- receye gelmişse, Kaliforniya da Ame- rika içinde bu mevkle kavuşmuştur. Eski dünyanın ahalisi Amerikaya göçtü ve göçüyor; güçmeyen milyon- larca insan Amerikanın rüyasını gö- Flyor. Amerikalılar da Kaliforniya- 'ya güçtü ve göçüyor, göçmiyenler de Kaliforniyanın rüyasını görüyor; Yarınki Amerikan siyast ve ekono- mik merkezi olmaya — namzet Kali- forniya, bugün — Holivut'un, "dalmi dlkbahar” ikliminin, portakal orman- darının, “yeniliğin, temizliğin, ilerili- Bin Ülkenidir İşte bunün — için — Amezikalıların “Kızilelma" #i, yani hedefi Kaliforni- yadır. teşkiline teşebbüs ediliyor Aylardan beri Balzburgta, — enter- nasyonel müzik — olimpiyatları kur- mak için sessiz fakat devamlı top- Jantılar yapılmaktadır. Mozart ve mü- zik şehri olan Salzburg'a, Avusturya Hükümeti tarafından bütün memle- ketin iştirak ettiği bir. cemiyet ku- rulmüş, ve mühtelif devletlere Aza olmaları hususunda davetiyeler gön- derilmiştir. Bugüne kadar gemiyetin genel sekreterliğine 38 - memleketin ken cak. vizl Bımi ol bahi tylemektedin. Çarparak koşuyorum. Sokağın köl bekçi idiniz. Acaba bir #iniz? Buralarda Jül Anflör'ün memarı ola- #i demek oldüm, Bakınız şurayı rilenlerden kahkahalarla gülüşen bir. grupu gösteriyordu —bakınız da #öyleyiniz bana, hiç ehedi istirahatgâh hali var mı burada? Pa- Jül Anflör'ün peşinde — Bezgin bir bekçi — Bir kaynananın uyanışı — Müdürümü — bul Sefant Sesi, — Heyecânlı bi allaşma Arkadaşımı bulacağım sevinciyle kalbim şini döner- hizimi alamıyarak birisine çarpıyorum, Adam homurdanıyor — Önüne baksana. Özür dilemek için dürunca karşımdaki- 'nin kabristan bekçilerinden biri olduğunu üs- tündeki Uniformadan anlıyorum ve — A, diyorum, demek siz vaktiyle burada y Sorsam bilir mi- Bekçi bir an düşündükten sonra — İlerde bir yerde olacak, diyor, haydi götüreyim. Hem eskiden, Per Laşezi ecne- bilere gezdirdiğim zamanları hatırlamış olu- Tum. Yalnız cesedi orada bulüp bulamıyaca. ızi bilemem. — Hangi cesedi? — Şu #izin JÜl Anfiör'ün ceedini. Bizim zamanımızda birisi gelip de merhum bir dos- tunu ziyaret edecek olaa onu aynı yerde bu- Jacağından emindi. Fakat bu sabahtan beri, Uğursuz kiyamet koptü, her şey değişti. Koydunsa bul! Bütün rahmetliler ayaklandı. HP dürüyorlar.. Buna kıyamet değil, anar: a doğrü olur. Bana bir taraftan yol gösterirken, bed- t bekçi bir taraftan da şikâyetlerine de. yam ediyor; — Bayım, Per Laşezi artık — tanıyamaz bakınız — eli ile di nayıra dönmüş burası. Ha.. ha ha. kıya: denilen bir gey var. — Ne yaparsın, Alışmak Jâzım.. kiya- met but — Kiyamet.. kiyamet.. anladık. / Fakat herkes dirilmeye Kalkarsa bunun sonu ne o- KIY YAZAN : CAMİ AMET GÜNÜ hal heyecanlı bir röportaj İstiyorum. Anla- ldı mi? — Anladım efendim, fakat yazımı ner ye getireyim? Ölümümüzden beri, Paris her- halde değişmiştir. -Belki de -“Büyük Ses,, es- Ki yerinde değildir. — Hayır azizim, melekler söylediler, bir- çok sahip değiştirmiş, hattâ tarzını bile de- Biştirmiş, JAkin bina aynı yerde duruyormuz, biraz da ilâveler yapmışlar. — Peki ama, en son sahipleri acaba #ize dacak? Kabristanlar ne olacak sorarım size! Ya biz bekçiler ne yapacağız? Bir münakaşa gürültüsü, bekçiyi sustu- rüyor, Bir erkek şöyle haykırıyordu. — Seni öksüz, yetimsin diye — almıştım. Anlıyor müsün? Bilhassa kaynanam olmiya- cak diye seninle evlenmiştim. Hale bak! Diri- lir dirümez anan geldi; aramızı açıyor. Sinirli bir kadın sesi cevap veriyordu: — Alfred, annemi tahkir ediyorsun. Kaynananın sesi de münakaşaya karışı- yor: — Ya, demek kocan kaynana İstemiyor- du hat Demek seni ben öldüm diye almış hat Vay hain vay! Kimbilir, müdafaa etmek için ben yokum diye seni ne kadar üzmüş- tür kızım., amma artık yeter! Bundan sön. YA karşında beni göreceksin, aziz damadım! Bekçi hayretler içinde — yüzüme — bakı- yordu: — Nasil, dedi, İşte kiyametin neticele- Fi amıl kiyamet şimdi kopacak, Eskiden bü- tün bu insanlar gömülü İken hiç böyle hâ- diselerin olmasına imkân mı vardı? Nerede acaba “Altı da bir Üstü de birdir yerin,, diye JAf eden © gair! Ve bekçi bezgin bir hareketle kollarını kaldırdı, susarak yolumuza devam ettik. Birdenbire bir ses duydum. İsmimle be- ni çağırıyordu, Dönüp bakınca karşımda, es. Ki patronum, “Büyük Ses,, müdürünü gör düm. Muazzam bir aile makberesinin önün- de birkaç kişi ile konuşuyordu. Onları bira: karak bana doğru ilerledi; pek değişmemiz- ti; hep o eski, İri ve sağlam vücutlü, zeki ve azimkâr bakışlı, seri kararlar en cüretkâr tepebbünlere atılan büyük ga. zeteci idi. Bay Forden elimi sıkarak: —Bonjur, küçük, dedi, bu borularla uya- nışa ne dersin? — İtiraf edeyim Bay Forden, hâlâ ken- dimi/ toparlayamadım. — Hakiki bir gazeteci hiçbir zaman ken- dini kaybetmez küçük.. Ben derhal vaziyete Antıbak ettim. Hem sana da ihtiyacım ola- cak, “Büyük Bes, 1 tekrar çıkartmak Üze reyim. Ağzım açık kalıyor, kayamet acaba aklını mi kaçırttı diye aptaf aptal müdürümüzün Yüzüne bakıyorum. — Evet küçük, diyor, "Büyük Bes,, tek- rar çıkıyor. Suratıma öyle şaşkın şaşkın ba- arkada yolumuza devam / ediyoruz. — Fakat kan Surma, Bilirein 9 Pususunda bakaya €ei birdenbire duruyorum, iki adım. ilerde, bir mem, Borülü meleğin İlânını — dinler dinle- köşeden karşımıza bir adam çıkıyor, Hlayır, mez, vaziyetten nasil istifade — edebileceği- aldanmıyorum. © de mi derhal kavradım. Mademki gayrı. muay. 'yen bir müddet için Pariste kalıyoruz, tabil hayat muhakkak avdet — edecektir. — Derhal Melekler idaresi,, ile temasa geçtim, gaze- teyi çıkartmak için müsaade — istedim. LAf aramızda, bizim memurlardan hiç de farklı bulmadığım melekler. müracaatımı kabul et tiler, Zaten işleri buşlarından aşmış! Gazete- nin bu gartlar altında, birçok hususun ilânı için kendilerine mühim bir. yardımcı ola; Rini ileri sürünce memnun oldular. Senin an- Jayacağın, imtiyaz elimde, Buglnden - itiba. ven kadromu tertip ile meşgülüm, eski arka. daşları arıyorum, Yalnız “Büyük Ses, değiştirerek “Büyük Şefaat Sesi, daha uygun olacağıni düşündüm. Tat, zetecile. demenin Melekler de gazeteyi birakırlar mi? — Mecburen birakacaklar, imtiyazı ben aldım, meleklerle sarih ve kati! Bügünden tezi yok, binayı İp- edeceğiz. y — Patron, müthiş bir adamsınız, Mâne- yiyatımı da/ di lirsiniz, Hemen Bün hakkında mülâkatlar yapacağım, — Mükemmel, küçük... “JÜL Anflör' Ü de bulmaya gayret et, İyi bir foto muhabiridir, beraber olursanız, daha ko- Y çalışırsınız. Gazetecilikte böyle bir. gün her zaman ele geçmez, Bay Forden'den ayrılıp bekçi önde ben kıvırcık saçlar “Üç Silâhşorlar,, in mi hur müharriri büyük “Alexandre Dumas,, da bulunabilir. İşte “Büyük Şefaat Seni, mülâkat yapmanın tam sıras de, hürmetle yaklaşıyorum — Af buyürün . üstad, günü hakkındaki ihtisaslarınızı Tütfeder mi- İyi kalpli dev kahkahayı basıyor: Daha nefes almadan al sana bir ga- Ve bütün hayatınca muhafaza ettiği, onu eldden bir tablat harikı çuk heyecanı ile Üstad devam ediyor: günkü yeni mükavelem lttiniz. Bana itimat edebi. harekete geçerek bu. tarihl Yalnız — dostün Haydi, iş başına! gibİ clnse, o geniş su- için bir . Heyecan için- kıyametin bu ilk 1 haline getiren ço- kabul cevabi. gelmiştir. — diğer 8x Mmemleket ise bu mesele üzerinde mü- zakere halindedir. Birkaç ay zarfında Mmevzuubahis memleketlerle bir ane laşmaya varılacağı Ümit edilmekte- dir. Bu cemiyete âza olan memleketler. de, Salzburg Olimpiyatlarına iştirak edebilecek kimselerin seçilmesini te- min etmek maksadiyle, milit seçmen kömiteleri teşkil edilecek ve müsa. bakalar yapılacaktır. 1051 senesinde başlamak Üzere, her dört senede bir dekişen, solist ve grup halinde mü- zisyenler için açılacak müsabakalar- da, her sene başka müsiki #tili tatk bik edilecektir. Olimpiyatların so- nunda, mükâfat olarak Müzik Festk vali. yapılacaktır. 1951 Birinci Jnternasyonal Müzik Olimpiyatlarının hazırlıkları için ker rarlar almak Üzere, 1980 temmusun. da, Salzburgta Müzik Olimpiyatlamı Köngresi — toplanacaktır. — Hâlen 20 memlekette Milli Komiteler — kuruk maktadır. UNESCO'nun Dünya Mü. ziği (Departmanı) Genel — Sekreteri M. Cubeller, Olimpiyatlar idare he yetinde de vazife almaktadır. M. Cu beller, Marahall Plânı İdaresisi Paul Hoftmann ile o taraftan da bir yar. dim görebilmek Ümidiyle, müsakere halindedir. Meşhur Mimar Prof. Clemana Hola- melater'in idaresi altında, olimpiyat gyanın plân hazırlıklarına — baş Janmıştır; salon 3000 kişi alacaktır ve ileride Balzburg Müzik Festivalinin bu anlonda yapılması kabil olacak. tır. Projede milletler için şeref avlu. darı yapılması ve ayrı ayrı yerler ayrılmasi düşünülmektedir. Muhtelif memleketlerdeki tesisler — şimdiden binanın masraflarını — karşılayacak paranın külliyetli bir miktarını vere meyi kabul etmişlerdir. ve hattâ A- merika ve Avrupada — müsabakalar. dan evvel, Olimpiyat sarayı inşaa- tında kullanılacak taşların satılmaya başlanacağı bile söylenmektedir. Olimpiyat profesi bügüne — kadar bütün Cenubt Amerika — tarafından kabul edilmiştir; Aayadan 5, Afrika- dan 2 devlet, 18 Avrupa devletinden de Batı Almanya, FPranaa, İtalya, la- viçre, İspanya, Belçika, Yunanistan ve Yugoslavya bu plâna muvafakı tini bildirmişlerdir. Amerika, Britan- — Devamı var — | | ya, Avustralya ve Kanada hâlen bir karara varamamıştır. Mamafih y kında bunların da karar verecekleri umulmaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: