18 Şubat 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

18 Şubat 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayfa 1 Siyasi meseleler ve muhabir mektupları İngiliz Muhafazakârlarının - seçim programı Program üzerinde Churchill'in tesirleri bâriz bir şekilde görülmektedir Londra, — (Husust Mühabirimiz bildiriyor.) Muhafazakârlar, ne sağa ne de #ola mütemayii görünüyorlar. Chur- ehili'in çok müessir - olduğu aşikâr 'olan #eçim beyannamelerinin kırmı- dmavi kapağına, “yolumuz budür” parolası konmuştür. Bu parola, mü- hafazakârların iktidara geçince, dar bir parti politikası değil, mütevassıt bir yol takip edeceklerini gösteriyor. Böyle bir seçim propagandası, İngil- terede dalma umuml efkârı memnun etmiştir. Çünkü, karşı tarafın ailâhi elinden alınmış olur. İktisadi. İstiklâl Muhafazakârların başlıca — gayeni | ferdin daha ziyade çalışması ve şahst | teşebbüs ve Inisyatifin teşvikl süre- | tiyle İngiliz iktisadi istiklâlinin ye- | niden tesisldir. Bu gayeye bir taraf- | ftan devlet masraflarının yüzde 10-20 Kisilması süretiyle, vasıtalı ve vasıta- #iz. vergilerin indirilmesi — ve İngiliz parasının satın alma gücünün grtti rılması, diğer taraftan ise, başta gi- da maddeleri tevzlatını kaldırmakla berader, kontrolların asgari — hadde indirilmesi ve nihayet devletleştirme hareketinin durdürülarak, devlet finalma inhisarlarının — kaldırılması yollarından varılacaktır. “Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi Pariste toplanıyor İngiltere Hükümeti, Ame- rikanın tavassutu ile Av- rupa işleriyle daha yakın- dan alâkadar olmayı kabul etti. Paris, (Husust muhabirimiz KAS bildiriyor) — Şubat ayı - zarfında Strassborug'daki Avrupa Birliği, muh 'temelen yeni ve kati bir ilerleme kı dedecektir. Birliğe dahil, 12 devle. tin Dişişleri Bakanlarından mürek- kep' bakanlar komitesi, şubat orta- darında, Pariste kısa bir toplantı ya- pacaklardır. Bu toplantıdan, hemen | gonra Avrupa Könseyinin — İstişart | Meclisi dalmi encümeni de Pariste toplantıya çağırılacaktır. Dalmi Encümenin isyanız Alınan haberlere göre Avrupa Bir- llginin bu her iki teşekkülünün şubat içtimaları, Avrupa Birliğine yeni bir hız verecektir. Anlaşılıyor ki, Strass- Bourg'ta olsun, Bakanlar Komitesinin kasım toplantısında olsun, İngilte- Tenin, Avrupa politikasına karşı ta. | kındığı mühalif tavır artık zayıfla- maştır. Bu mühalefet, son kasım top: dantılarında, hem Bakanlar Komi- tesinde hem de daimi encümen mü. zakerelerinde açıkça - görülüyordu. | İstişari meclisin, 1049 agustos ve eylâl toplantıları neticesinde, Batı Avrupa memleketlerinin siyasi bün. yeleri kadar, müşterek iktisat ve pa- Ta politikalarını da alâkadar eden çok mühim ve faal bir Avrupa poli- tikasına matuf talepleri, — kasımda | toplanan Bakanlar — Komitesi tara- fından, — münakaşa dahi edilmeden, Tühtelif ihtisas. encümenlerine ha- vale edilmiş ve bunların tetkiki için müayyen müddetler bile konmamış. fa. İstişari meclisin 28 azalık encü- | meni, umümİ efkâra pek de akset. türilmeyen — bir celsesinde, bu hattı harekete karşı âdeta isyan etmiş ve Bakanlar Komitesini, çok sert bir yazı ile proteso etmişti. Bu yazı, o derece giddetli idi ki, neşredilmekten bile korkuldu. Hattâ Fransız kaynak- darından alınan haberlere göre, © Bi Talarda Bakanlar Komitesi ile daimi encümen münasebetlerinin kesilme- sine ramak kalmıştı Amerikanın tavassutı © sıralarda, başta Fransız delege- #i olmak Üzere, Batı Avrupa mil. Tessillerinin, İngiltere, Avrupa nok. tal nazarına yaklaşmadıkça, bu hada çalışmaya devam etmiyecek- derini açıkça ifade etmeleri üzerine işe Amerika müdahale etti. Londra, Washington'un müdahalesi ile, ricat etmiştir. Şimdi, İngiliz seçimlerinin arifesinde, Pariste toplanacak olan Bakanlar ” Komitesi, Batı — Avrupa milletlerini temsil eden istişari mec- İlse karşı yumüşak — davranacaktır. Tikbahar sonunda Strassbourg'da top- Janacak olan — Avrupa — Könseyinin ruznamesini hazırlamak artık müm- kün olacak ve bu toplantı, çok da- ha kararlı bir Avrupa politikasının tesiri altında çalışabilecektir. Eğer İşçi Partisi, İngütere ikti- Garına sahip olmakta devam edecek olursa, Paris konferansında girişe- ceği taahhütleri tutmak mecburiye. tinde kalacaktır. İngilterede iktidar, Muhafazakârlara — geçecek — oluraa, Avrupa Birliği idealinin — müensisi Churehili, İngiltere politikasını, Av- Tupa işbirliği - hedefine doğru daha Küdretle sevkedebilecektir. Muhafazakârlar ve kosyal — refah devleti İngiliz seçim mücadelesinde mühim bir rol oyniyacak olan çalışma, son- yal hizmetler ve mesken İnşaat po- Jltikası gibi nazik meselelerde, muha. fazakârlar, işçilere nazaran kâh daha çekingen ve kâh daha radikaldir. Her 'ne kadar Muhafazakâr / politikanın, bütün işçilere iş bulmayı gaye edin. Giği söylenmekte ise de, bu hususta hiç bir tenhhüde girişilmemiştir. Ça- hışma nizamını kanunla tesis ederek, her işçiye yazılı iş mükavelesi yap- mak hakkını tanımak gibi. teklifler tamamen orijinaldir. Programa na- zaran, bu hükümlerin yanlız devlet müeaseseleri için — mecburi olacağı, diğer sahalarda ise ihtiyar! kalacağı anlaşılıyor. Muhafazakârların yal emniyeti, sağlam bir esnsa da. yamak,, dan ne kastettikleri, seçim beyannameninde pek izah edilmemiş- tir. / Beyannamede — yalnız — “sosyal hizmetlerin azaltılması istendiği hu- susundaki İddlaların düpedür. yalan olduğu” ileri sürülmektedir. Ingilte- yede hüküm aüren mesken buhranı karşısında, husust mesken inşaatina mühim kolaylıklar / vadeden inşant programı çok alâka çekteldir. Umumi ? Romorkörler, K İ Kurtarmı | Semrs” — BAA : l İ areğin H İ GEMiSİ maliyetin ancak — yüzde 5 ini kendi membalarından temin edebilecek olan herkes, taksitle kendi meskenini yap- tırabilecektir İngiltere ve cihan Muhafazakârların — diş — politikamı, Britanya Milletler Camlasına ve Batı Avrupa ve Amerika ile gittikçe kuv vetlenecek bir iş-birliğine dayanmak- fadır. “Fransa ve diğer dost devlet lerle elele verilerek,, daha müspet bir. Avrupa birliği kurmaya çalışılacak- tar. "Batı Almanya Hükümtinin insan haklarını batı demokrasilerinin anlı dıkları manada tanıması şartiyle, Av. Yupa birliğine iltihaki teşvik oluna gaktır.” Avusturyanın iatiklâlini. te- keffül ve Ruslarla diğer işkal dev- detlerinin bu memleketi tahliye etme- lerini temin edecek olan sulh anlaş- Mmasının imzasına dair bazı kelimeler mevcuttur. Hulâsa olarak denilebilir. ki, Mu- hafazakârların İngültere için çizdik- deri yöl, vaktiyle Disraili tarafından konülmüş olan esaslara uygün buülün- maktadır. İngiliz — müemseselerinin muhafasası, İmparatorluğun vikaye- Si, hayat şartlarının düzeltilmesi gibi © devirde de makbul görülen gayeler büklün ve yarının da hederidir. Missouri'yi kurtarma açıları plânı RENSİ Müseourl Zarklımı ni kurtarmak. için alınan tertibat y kardaki — plünda telerruntiyle güe terilmektedir. Mls: sourt'ain - kaçından hui Kurtarma suya kadar bir kanal açılmiş- fir. Sancak ve is- kele — omuzlükları İstikametine 9 de- mir atılmış ve bu demirler — geminin vinç ve irgatlarına tel halatlarla baç danmıştır. — Böy Kemi, — kendi kendini de çekmek imkânını elde et- miştir. kör ve 2 kurtarma gemisi gerek çek- Ki Mmeye, gerekse ite meye — yarıyordı Damirler Kurtarma esnasın L Aaetetteni - Genleleri | | aa — Müssouri'nin Rllen sancağa veya ee keleye salmaması- 'na bilhaasa dikkat sölimiştir. Amerikanın küdreti demokrasiye dayanan hürriyettir Paris 17 (YİRS) — Hidrojen bom- basiyle Amerikanın ne derece kuve yetlendiğini. öğrenmek isteyen — bir gazeteciye cevap ' veren — Amerika Dişişleri Bakanı Mr. Dean Acheson demiştir. ki: * Birleşik Amerikanın hakiki kudreli, atom veya hidrejen bombasında değii, fakat demokrasi larına dayanan hürriyetidir. * YENİ İSTANBUL Sanat ve hayat Müzeler ANILMIYORSAK yedi, sekiz yıla yakın bir zamandan beri kapalı düran İstanbul müzele- Fi yeniden tanzim edilen salonlarını birer birer halka açtı. Başta Türki yenin bir nevi Vatikan sarayı olan Topkapı olmak üzere, Eski Eserler Müzesi, Eti Müzesi, Türk ve İslâm Eterleri Müzesi artık herken tarafın- dan . gezilebiliyor. — Çiniliköşk, Fatin Müzeki olarak yenlden kurulacak. Bu Arada da, Belediye ve Deniz Müzeleri Kibi son zamanlarda tesis edilen mü- zeler de var, Ayaslrini kilisesindeki gocukluğumuzun — Askeri Müzeninin Maçkadaki silâh deposuna yerleşece- Bi söyleniyor. Bir de, bilindiği. gibi, 1037 den beri Dolmabahçe Sarayında eaki Vellaht Dalresinin üst katını tu- tan Resim ve Heykel Müzesi Var. 10 uncu yüzyıl bâşından zamanımıza ka dar gelen Türk ressamlarının eserle- rini topliyan, bu arada bir heykel ko- leksiyonuna, batı üstatlarına alt bir Salonla, klâsik — ressamlardan epey güzel kopyeye sahip olan bu müze henliz açılamadı. Geçenlerde 'Topkapi ve Türk ve ta- dam Beerleri / Müzelerini gezmiştik. Birinde, sarayın ikincl kurucumu a. yılacak kadar önu imar eden TTahsin Öz, diğerinde ressam / arkadaşımız Bf Naci, bu iki kiymetli milenseseyi, tam mânasiyle “islah" etmiş bulunu: yorlar. Har Iki müzede eşyaların der- lenme ve gösterilmesi, modern mü- zeciliğin icaplarına uygundur. Topka- pi Sarayının resim, yazı ve minyatlr kölleksiyonlarının / tansim gekli de gok başarıldır. * Bühassa bu son harpten sonra ba- tı memleketleri müzeciliğinde mühim dekişmeler kaydedildi. Müze; eskiden. kiymetli ekerlerin korunmasına yarar bir yer bilinirdi. Bu yer, büyük, aüs- ü bir bina, bir saraydı. — Eşyaların derlenmesi ve teşhir edilmeni göz ok- gardı, zenginlik, ihtişam hiasi uyan- dıracak şekilde yapılırdı. Bu süretle yerlerini bulan vitrinlerin, eşyaların, heykel ve tabloların “takdim” şekli bozulmaz, müze aalonları on, on bes, hattâ yirmi yıl, bazan çeyrek asır aynı hali muhafaza ederdi. " Sonra mevcut eşya arasında fazla titiz bir seçme yapılmaz, ne varsa teşhir eği- iirdi. Vitrinler, yığın yığın eşya ile doldürülür, düvarlar. iki, Üç, bazan dört sıra tablo ile örtülür, yüzlerce heykel yan yana sıralanırdı. Bir ta- raftan bu göz ve kafa yoran takdim #ekli, öte taraftan aalonların uzun müddet aynı halde kalması yüzünden müzeler, zamanla, birer depo, ambar halini Aalir, tozlanır, / köhneleşirci. Dünyanın ön zengin müzelerinden bi- ri olan Louvre'da bile bu köhne am- bar hissini çok kere duyduğumuzu hatırlarız. İtalyan müzeleri de öyle, boş salonların duvarları, aralarında göz dinlendirme payı birakılmamış, Üç, dört sıra irili ufaklı tablo ile kaplı idi, En Üst dizideki tabloların çerçe- veleri hemen hemen tavana değecek kadar yüksekte olduğundan ziyaretçi: ler bunları bazan merdivenlere çıka- Tak, bazan dürbünle seyretmek z0- Tun idiler. Modern müzecilik, müzeyi, manza- Lozandaki Gauguin Sergisi Lozsin, — Lozandaki Kantonal Re- &im Müzesinde 15 şubatta açılacak olan Gaugüln sergisi, 16 nisana ka- dar devam edecektir. Fransız res- SAAk, küytü. yörlerde barır Yazan 1 Nurullah. BERK şmiyen bir ambar olmaktan kurtararak onu, dalma canli, hare ketli bir kültür merkezi haline getir miş bulunüyor. Avrupada bugün mü. ze, tertibi zaman zaman değişti hudüst işiklar âayeninde geceleri bil. halka açılan, konferana salonları, kü- tüphaneleri, kopye satış atelyeleri il dinamik bir. mücasesedir. Müze her güN yüzlerce, bazan binlerce İnsan tarafından gezilir. Evvelce gelen, bi müddet sonra yin& gelir, çünkü bilir ki 0 müddet içinde ya bir Aalon yeni | baştan tanzim edilmiş, ya yeni eser der asılmış, ya evvelce gördükleri a Poya alınarak depodakiler meydana çıkmış, hâsılı muhakkak müzede yeni bir geyler ölmüştür. - Konferana sa donları her hafta dolüdür. Kütüph nelerde kitap, gravllr ve yazma e ler sergileri açılır. Kopye atelyelerin- de çok üeü fiatia heykellerin tabil cesamette köpyeleri satın alınır * Avrüpa müzelerinin bu. hareketli hayatı yanında bizlm müzelerimizin henliz pek ailik rolünü düşünecek - dursak, ileriye atılmış adımların daha başında olduğumuzu, müzeciliğimizin elişmeni yolunda daha çok ayret Sarfetmek Jâzim geldiğini — anlarız. Bir dir, bilemeyiz, bizim müzelerimizin gündelik hayattan ka- gan Ve gizlenmek İstiyen bir halleri yar, İstanbul'u ele alırsak; müze bi- Halarının gehrin canlı merkezlerinden diklarını görürüz. O kadar ki, bu şehirde bir müzeye gitmek küçük bir seyahat, bir günde iki müze görmek İstemek de Adeta bir “sergüzeşt" tir. Bu yıl açılan müzelerde tertip, derleme ve gökterme usüllerinin eskiye nisbetle daha rasyonel şekliler aldığını söy- ledik. Bu böyle olmakla beraber, mü- Ze binalarının kış mevalminde isiti- Mması, eşyaların normal ve değişmi- yen bir hararet içinde - muhafazası meselesi henüz problem halindedir. Müze binaları eski aaraylarda, reselerde, camilerde — barındığı er halde rütübetiidir. Işık tertibatı noksandır. Son zamanlarda tatbik edllen neon tüplerinin renkleri boz- düğü söylenmektedir. Müzelerimizde konferans #alonu yoktur. Salonlarda ziyaretçinin rahat rahat oturabilece- Bi dinlenebileceği tertibat —mevcut değildir. Avrupa müzelerinde çok rağ: bet gören “konferanslı-geziler” bizde henliz tatbik edilmiyor. Sonra müze- derimizin fazla reklamdan kaçınır bir Halleri de var. Müze ne kadar cidal bir olursa olsun, zamanın icaplarına uymalı ve halkı Kendine gçekmek için hiç bir vasıtayı ihmal etmemelidir. için * Demek iatiyoruz. ki, 'Türk müzesi bükün, Türk hayatının içine gireme- miştir. Çok kıymetli elemanlara sa- hip olan müzeciliğimiz, yenilerle kad- rolarını genişletebilir. ve maddi im- Kânlarını çoğaltabilirse Avrupa mü- zeclliğinin kaydettiği ileri hamleleri her halde başaracaktır. Son zaman- Jarda ele alınmış olan turizm dâvası- ni gerçekleşmeni de müzelerimizin gelecekteki ilerlemelerine bağlı bulu- samının başlıca eserlerinden mühim bir kınmı sergide teşhir edilecektir; bunlar arasında “Beyaz at,, ve “Sa- ı İsa,, ahi tabloları da vardır. Eminönü ve Şişli Halkevlerinde Bir şiir sergisi — Milli vezin hakkında hir konferans Eminönü Halkevi, Dil - Edebiyat Kolu bir “Şilr Sergisi,, tertip etmis bulünüyor. Bizde, bu tarz sergi, ilk defa. Örhön Mürat Aribürmü — tara- fından ferdi bir tezahlir olarak va. pilmişti saniyorüz. Eminönü Haike- vinde açılan sergi doküz. heveskârın mentümelerini — bir araya getirerek toplü bir mahiyet arzediyor. Teşhir edilen manzümeler arasin- da belirmiş bir şahsiyet, orijinal bir görüş yoktur. Ekserisi tanınmış pa- irlerin tesirleri altında yazılmış, ge- Ti kalanları ise, güzete Veya mec- muaların çocuk sayfalarında — görü- den mansümeleri aşmaya ancak mu- yaffak olabilmiş - denemelerdir. E- Ger mühakkak, sergide “eser,, lerini teşhir eden gençlere bir mfat ver- mek icap ediyorsa, kendilerine “han- sas, rakik halkevi şairleri, diyebili- riz, böylece, ileride toplu bir. halde sörgiler açmak İsterler. veya man- Züme yazmakta israr ederlerse, ken- dileri için bir mektep iami de bulün.- muş olur. Ayge Ruhsar Çetin, edâ yelerini Necip Fazıldan almış; Ab- düllah Öztemiz “Nişan Yüzüğü,, ile gürden ziyade evlenme İlânı gibi bir gey karalamış; Fatma/ Süzmenfyon- İu, bir edebiyat öğretmeni gibi masal anlatıyor; Nijad 'Tahsin Alper ken- disini neden ille gür yazayım diye Ü- züyor ve “Yurdumda Raka,, , “Karlı iaarlar, gibi seçim — nutüklarında magofi yapan hatiplere benziyor Abdullah Ruza Ergüven, her halde iyi bir edebiyat öğrencisi olacak, ya bülbülün siteminden, gülün Azü- rından. bahisler var ve renklerden, erguvanı / beğeniyor; Suat Üzer'in İçindeki Fırtına, Hüzünlü Akşamları| bizİ alAkadar etmiyor. Bütün bu ga- irlerin — panolarındaki — manzumeleri değiştirirsek, — kimse bunun farkına yaramıyacak. Hepsi, çocuklük. hâtı- yaları, tablat tasvirleri ile gimdiden intiyarlamışlar, — şikayet / ediyorlar, Ah-ü zar içinde — şalrane İniltiler çı- karıyorlar, bü halleriyle yerli füm- lere benziyorlar İbrahim Minnetoğlu'nun relseti 1a- ve kati- dinları - var. / Rüzgârdan, sevgiliden, hepimizin yaratıldığı ça- murdan. bahsediyor. — Sedat Umran Einstein'in yeni nazariyesi Princetown 17, (AP) — Profesör Albert Binatein'in — yeni — nazariyesi Princetown — Üniyersitesi — yayınları arasında neşredilmiştir. Nasariye ve-| r — -»- — © tarihlerde, bizimle sökağa — Öldükten sonra aile makbel Bettiğimizi telâfi etmeliyiz. Bukün pazar; haftalık gezintimizi yar Haydi inelim. Daniyel, <a çocuk trabzandan K mi hiç! kışlarını seyrediyoruz. - Ben, ötelde Aarzusundayım. Fakat Jül Anflör zorlu Biraz açılırsın, diyor, Bu ihtimal beni harekete getiriyo yoruz. Sokaklar “mahşer,,.gibi kal ziran güneşi altında — melekler hazirı da olduğumuzu söylemişlerdi — tarihi telif devirlerine mensup binlerce ins delerde, garip kıyafetleriyle bir aşağı, karı geziniyorlar. Ağır ağır Şanzelize kızafer Meydanına doğrü. yürüyoruz. bir sıraya oturduk. Jül Anflör — Jilber, de Cevap verdim: cıdanssormuştum. “Meçhul Asker,, in #ine lüzum yokmuş. Çünkü bütün ari: Meçhul Asker de, şerefli ölümünden doğrudan doğruya cennete nakledilirm keme huzuruna çıkmasına da lüzum Yanıbaşımızda oturan ihtiyar bi VAfa karışıyor: — Baylar, dedi, modası geçmiş Mamışsınız. Tâkızafer altına gömülen Ansan “Meçhul Asker,, değildi. — Demek sonradan da bir baş oldu ve bir başka meçhul asker gcmi — Evet, bir harp daha oldu. gömüldü. Lâkin asker değildi. sivildi — Sivil miz Öyle baylar, Jül Anflör Avrupa konseyi mek için yalnız pazar günleri serbesttin. Haf- tanın diğer günleri datrene kapanır kalırdın. kapalı kalmadık mı? O günden beri hiç gez- dik mi? Bayan Rikiki, eve kapanıp hava al- madan oturmak hiç iyi dekildir, gayri Sihhi- dir. Kapalı kaldığımız müddet zarfında kay- İtiraz istemem. utanmıyor müsun, ko- Pencereden bü emsalsiz ailenin sokağa çı- hem belki de Rişar ailesinden bir kimseye rastlarız. li, Meçhul Asker de şimdi di- Filmiştir. Kim olduğunu artık öğreniriz. — Ben, daha evvel bizim melek - nizden alıyorum ki siz benim devrimde v çıkabil- remizde yacağız. — Ne? diye haykcırdı, Lâtife mi ediyorsunuz? Tahmak O zadl aat b hammülü yoktur. baylar yeni harp aadece b or, Çikis ferkine gz harbi adını verdiler. Sizin sön Evet delikanlılar, dedi, siz, mühtre: kendisine çiçek götürdüğüm Kün nasıl enayı lik. Ha gördüğünüz harp, bunun yanında alelâde bir — benin siperlerle, toplarla, mitralyözlerle — bir gibi otomobilin altında kaldığımı / anlattım. an ayin: müsademe halinde kalıyordu. / Genelkürmay — nevi kahramanlığın ” henüz mevcut / olduğu - Güldüremedim, ne dersin? Bana öyle bir bak in Muh: Jarın bütün hazırlıkları, hesapları bir kere — devrelere yetiştiniz; harpler © zamanlar an: ti ki gönleri dolü dolu oldu.. Ağlıyacak diye aN Cad- daha altüst oldu. Taarrüz harekelleri, insan - cak üç, dört sene sürebiliyordu. Ben, bu men- - korktum. İçimi parçalıyan bir senle' “Bu ha bir Yü- dehâsının meydana Ketirdiği bütün yeni icat- — hus boğucu gaz harbinde, ceketimin yakasın. reketiniz, çok güzele. Buna lâyık / değildim. 'den T- Jar hep âivillerin imhasını hedef — tutuyordu. —da yüzbağı işaretini taşıyordum ve bütün bö Ben bir bedbahtım.. Teşekkür ederim., dedi — İ| Orada İki düşman ordu birbiriyle harbetmiyor, kuv — lügümle birlikte, pis kokulu bir torpille bo- İnsan böyle sözler duyunca bir kadın için vetlerini sivil ahaliyi öldürmek hususuna vek- — gularak öldüm. İşte böyle, baylar! Gtomobil altında erildiğine gam yemiyor. Öy sif ediyorlardı. Harbi, gözlüklü ihtiyar âlimler — — Sivil yüzbaşıdan müsaade alarak, arka- Je değil mi?.. Sonra, elimi sıktı, dedi ki: “Za idare ediyordu, hepsi redengotlarının Üstüne — daşımla otellerimize döndük. valii dostümi, Sik sik kendisiyle - bulüşacn eneral yıldızları iliştirmişlerdi. Hava kuvvet ız. Bilsen ne memnunum!, Biraz evvel, se kapi-- İeri mistesna, ordu. artık Tüzümmüz kaldığı Xi Sincimden Napoldon'u Kucaklayın öptüm. Pek dirilme: İçin, bütün askerler “sivile, alınmışlardı. ve Marsllya hikâyelerini seven bir n hoşuna gitmedi galiba.. İstediği Kadar kiz: izler gibi zehir, boğucu gaz fabrikalarında - çalıştırılı. dek. — Bir müciü allesi, — Bay Ri- — çi Çizgelir bana! sonra yordu. Bazı korkak siyiller, harp tehlikesin: Kiki'nin âdetleri. — Parkta, mehtap. Yoksul'un neşesi kalbimi aıkıştırıyor. O niş,mah: den kurtulmak için, henüz mevcut bir kaç t GGG ayüakların seveilisini buldu, ben bulamadım. Acı acı bir 'yokmus. kataya kendilerini illimasla yazdırmak üzere frada, yeğen Marsel, kapicismelek ile u düşünüyorum T adam, ellerinden geleni yapmışlar ve askere gitmeye — arasının xayet iyi olduğunu anlattı Yemekten sonra, yeğen Marse. ile ötelin muvaffak olmuşlardı. Bu garip harpte, asker Buğün, öğleden sonra çıkmadım, inip parkına iniyoruz. Geniş çimenliklerde ve asır. kayafeti- Üniformamı taşıyan herkese “kaçak, nazariy — kapicimelek İle iki çit Jaf edeyim dedim. İik agaçlar altında dolasan çiftler var. Ara de bakılıyordu. Harp bittikten sonra, böylele- — Malüm ya, insanın kapıcımı ile arası dalma iyi Jarında, ötelimizde oturan meşhür. kimseleri meydanında, yani fareler lardan birini. 'Tâkızafer meçhül sivil mi? larını çattı — Bu gibi ciddi meselelerin Iâtifeye ta- Şunu biliniz Ki bu kimya harbi oldu. Bu se- gibi evinin mahze ninde boğularak ölen sayısız sivil kahraman. altına gömmeye ka: MUHARRİRİ : CAMİ rar verdi ve riyetin yan yana, dinliyorduk: yegüne rinden biri bahis mevzuu olduğu zaman ken- — gitmelidir; ne olur, disi için: “Ha, filanca mi, müharebe müdde- — gönüllü, gayet iyi, ika harp tince sivil bile olmadı,, deniliyordu. — Hulâsa, — ce biraz çekingen davrandım, üldü. — baylar, ön iki yıl süren ve her iki tarafın ka- — nuşmak hususunda de Girisi daha yıpları müsavi olduğundan “berabere,, biten — naatte. Fakat tri bu müthiş savaştan sonra hükümet, celâdet — yetiştirmek başka, hikâyesi anlattım, 'meçhul sivi, derneylediler. şerefli devrelerinin iki kardeş kardeş yatm Jül Anflör ile ben, Ihtiyarı şaşkın şaşkın 'ne olmaz? Doğrusu alçak melek gibi bir melek. Ön- sakalı bitmemiz lekle konuşmak büsbütlün başka. Ne de © isin içinden siyrildim, baktım, Bayan dedi. çacak, Her Meçhül Askı O günden beri, başe büyük: gahidi, ktadır, Dü Bana herifi Palissy hani ya, — Ko Ü, Malüm a, bizim za- — — edilen bir müşteriye JAf bir. me- kendisine bir hoşlandı. arsılya Bir tane daha yapıştırdım, kanatları var da; — Açık ançık hikâyeler anlatmadın yat. Sen beni ne Handın Filomen! bilenlerdenim, Heasen dostüm melek, hikâye: zim Cebrall'e lerimi o kadar beğendi ki bana “Bunları. bi- anlatayım, hosuna giser, |) Bu Cebrall arkadaşı imiş ve ilâve elti “Ne yazık ki sizin gibi Marsilya şivesini be m, hikâyelerinizin yarı tadı ka- nedense — benden / hoşlanan — serter Yokaul da gelip yanıma oturmuştu. — Yemek başkası için intihar € esnasında, sevdi; den işçi kızına rastgeldiğini anlattı: vallı küçük, kalırsa, düşlnüyı tanıyoruz. Önümüzde idiyorlar parkın ortasında geniş çimer 'e kaybolmuğ göziyle zumsuz otlar (A Jler? Bütün oteli besliyecek kadar mah: de edilebilir Azizim Palissy, diyor, bütün bu arazi: bakmak lâzımdır. Lü- yerine neden patates dikmemiş zavallı, katılar yelpazelendi. Marsel; Lafımı dedi, hep öyle mahzun! kendisini terkedip giden Biraz eklendireyim - diye HAJA Bernard Patates kâşifi durüyor. ve 1 göntererek 1 el Bizim melek-kapıcıya söyliyelim — Devamı v SA aa olarak ait Maden'e eei Madeb'in. “mühlalr urarden (l aarak yandığı Tübeller, — münbalı Sanlznalda tambiz Yahilarna el İrade' ölmediği halde'iki. roklal kat ve tertip bakırından - üselaiz Takalne Ve tevike Tayıktır. Twincim kaldıa Yerdiği konmramla yal Bi alâkanı vardır Prof. Tanpinar “MUN giman v min verdiği kandoraamında, bise yep azia. ĞdüMSİ Oidukunu — böylemi 1 varmiş — barla bizlm de bir metremi ml veznimiz olması icap ettiğini söy: dedi, sözlerini — göyle bitirdi: — “Biz milli ve mâşeri kulağımızı kaybeti mişiz, Türk gençliği bunü bülmalı dir. Eminönü Hamdi Tanpınar'ın birisinden nakler “Güç vâmıl ölünabilen bir. hal, ye tarif ettiği şilrin kendisine dei Bilse bile, hatibin istediği hartci şeki le varmış gibidirler. - Yalnız, kafiye ve şilr meselesinde, merhuz Müallim Nacinin mektep kitapların; da dahi tekrar edilen sutmamak gerektir; — Şiir etmez, — fd. ni bir matematik şekline mekte Ve cazibe ve elektro manı tizm kanunlarını bir arada tetkik eti mekte ve birbirine bağlamaktadır Profesör'ün, — “Nisbet adhi kitabınin Üçüncü basımına ilav edilmiş 14 sayfalık bir etld olan bu yeni nazariye baştan aşağıya formüli lerle doludür ve otuz senelik bir emef Kin muhaasalasıdır. edilmekte fakat ispat edilmemiş buj Tunmaktadır. Nazariye izal Einstein, elektro manyetizm ile cal zibe kanunlarını — birleştirmek içiş| kullandığı matematiğin “sarih olma; dığı,, n kabul etmektedir. Bu nazariye ispat edilebilirse netil ri gayet basit olacak ve cazibe (lj elektro manyetizm sahalarını birbil ne bağlıyarak, muhtelif bir araya toplayarak bunlara insicar verecektir. Bu şekilde atomun ne ol| düğu, atom enerjisinin nereden gel| diği gibi sus tir. “Saha,, matematiğinin bir. netil cesi de Uranyum'dan gayri atomlar 'dan da bomba yapılabilecekini ortayı çıkarmasıdır. Bioloji ülimleri, elek &o manyetizmin, canlı mahlükları! nerjilerinin kaynağı olduğunu ilet sürmüşlerdir; bü manyetik saha- il ilere cevap verilebilecek| şimdi yeni atomların enerjilerindi istifade — edilebilecektir. Bir mahlük teşkil eden hücreler bir a 'ya gelince bir manyetik saha da kı diliğinden vüçut bulmaktadır. Bu ha ile cazibe çok yakın bir alâ münasebetiyle birbirine bağlıdır. 19 yaşındaki bir şair — edebiyat mükâfatı kazand | Her sene verilen Paul-Valery n | kafatınI bu sene 19 yaşındaki P lüppe Sehumer kazanmıştır. Schum hâlen Niste felsefe çalışmaktadır. | mükâfat her sene. tekâmlli etmel | Glan şairlere verilmektedir. Genç vi MmükAfat tevzlinde — hamır — bulur Paul Veltey'nin eşi taraından teb | n |

Bu sayıdan diğer sayfalar: