9 Mart 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 3

9 Mart 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

seydi, ne Büyük Cihan Harbi. vücu- yarının meselelerini artık Amerika- | da gelir, ne de onun netlcesi olan bu. ya birakmış bir halde bulunuyorlar. | günkü muzlim dünya vaziyeti hâsır Onlarca 'yarının bir harbi dünyaya | olurdu. Pakat mademki bugün ea belki en büyük felâketleri getirecek- | lite icabı bunu kabul ediyoruz, — © görmüş olan bu millet yük bir tevekküil ile mukabele etme. | Y€ Mecburuz. Bu müdafaanın — bü. en münasip bir yol Talkki at İ yük kuvvetlere karsı belki de hiç yordu. KAfi olmadığımı biliyoruz, fakat tes.- dim olmak İstemiyoruz. Onun içindir Doğudan Batıya yapılan hicretler, Almanyanın doğusunda her gün te- | Ki Sarfedilecek daha bir çok mühim kerrür eden facialar onları - yalmız | Yerlerimiz olmasına rağmen, —mili bu cihetten korkutuyor ve bu sebep- n büyük bir kızmı işte gö ten eski/ düşmanları olan Amerika gu askerlere veriliyor. ve b canı gönülden istiyorlar. yadan batıya dört yüz bin kişi iltica | Jeri işgal etmelinin en büyük saik etmiştir. Bunların anlattıkları ve o | muazzam orduları değil, belki nişan havalide bulunan hemşeri ve akra-| ve parlak Üniformalara — bürünmüş. balarından aldıkları haberler Al-İ kargı taraf millet ve ordularının . bir manlar için batı Alemi ile bilhassa | hazan yaprağı gibi daha dokunma: Amerikaya yaklaşmak için en bü-| dan düşmesinden ileri gelmişti. Şim yük bir vesile oluyordu. di ben, bu milli müdafan. Jişlerinde * #iz Türkler ile biz sâkin İşviçrelile : rin gösterdikleri - gayreti pek tabil Huduttan / geçtikten sonra her |/ guhiyorum. — Buna, diğer milletlerin rafi bir mümüre olan İeviçrede | Buh : b ' İsviçre notları Almanyadan İsviçreye geçerken İsviçreli subay, İsviçrenin istemediği şeylerin haşında harbin geldiğini söyliyerek söze başladı veilâve etti : “— Bir millet için yapılacak şey, mümkü harbe sebep olmamak ve harp olduğu kadar uzak kalmaktır. Eğer bütün dünya, son yirmi beş sene zarfında siz Türkler ve biz İsviç- âhi hareket edebilseydi, ne Büyük Cihan Harbi vücuda gelir, ne de onun neticesi olan bugünkü muzlim dünya vazi- yeti hâsıl olurdu.” ÜNİRTEN öğle cenamnda İs- | dolu 1i Her mene üç hafta sakerlik S aa n Grem y L e e a H Soiyi bmrar | Maaien az gnn Baan BENL l M zaalain v£ | v Daipa KEĞA'IR Tatend Ku üzerinde yarının müphem vaziye- İ basladım. O, İeviçrenin istemediği ÖL ada TARADL. e| şerlesin & Haa barp olanum genlimi. Tlrkün, ievimen ve Nü Takteu e aa Hoi İiyeo Lotüa Alknanlar. gekgyon ya- | zinin eğiiömn temin edimiğ olan B Tağanlt MÜD DK Yğü'eniyt bi in. | OG Göte ve Süm baklir Gem tikbale maruz kalacak bir vaziyette | Srtik bir esamın —mevcut olmadığımı Börüyormuş gibi hayatı yenlden kur- | hazin bir Sürette izah ediyor ve #on: maya uğraşıyordu. Çünkü onlar ra ilâve eyliyordu: hayatın en mecburi bir şartı, çalış tü wüke İ yöğenlk ak ve yaratmaktır. - Fakat şimdi | şey, mümkün olduğu kadar / harbe bütün bu çalışmalarda — harekâtına | sebep olmamak ve harpten üzak bar: serbest olarak mail olamıyan bir mil- | maktır. Eğer bütün dünya, son y letin eserleri“görülüyordu. Onlar | mi beş sene zarfında sle Türkler ve biz İsviçreliler gibi - hareket edebil. eserlerini ihya için uğraşıyorlar ve tir. Fakat felâketlerin en büyüğünü halde elimizden geldiği kadar ke dimizi korumaya ve müdafaa etme- artık bundan da pek korkmuyor ve her şeye bü. nu millet büyük kabuül ediyor. - Çünkü, Harbinde Hitlerin süratle memleket. ile İngilterenin muvaffak olmasını bir. memnuniyetle Son altı ay zarfında Doğu Alman de ergeç İttiba edeceklerini Ümit et. emleket gazetelerini almış okuyor- | eee düm, Şimdi İsviçrede günün en mü im meselesi — arzu edilen bir hâ- | — Tren, tepeleri ” karlarla örtülmüş 'e olmamasına rağmen — yarının | Yetil — vâdilerden geçerken, güzel rbi vukubulduğu takdirde memle- | memleketimin bu işlerde gösterdiği tin kendini nasıl müdafaa edebile- | hassasiyetten mütevellit bir sükün dir, İstasyonlar genç askerlerle | hissetmemek kabil değildi Paris Hususi Büromuz bildiriyor Franco'ya göre Alman - Rus anlaşması mümkündür Komünizm, atom bombasiyle kaldırılamaz. Her şeyden önce, manevi esaslara, lâyık oldukları mevkli vermeliyi: EKTİBRAKLAR Sovyet Rusya vesoğuk harb Asyalılara, — Kremlin komünizminin, Çarlık emperyalizminden başka bir şey olmadığını anlatmak İâzımdır New-York Times gazetesi teresan makaleyi neşretmiştir: Kremlin uzün zamandır. beklen- mekte olan doğu soğuk harp cephe- sini açmış bulunuyor. Rusya doğudaki iki yoldan hareket etmektedir. Bir tecavüzi yayılma si- yazeti Var ki, Çin'de komünizmin ku- Tulmasını müteakıp bütün Uzakşark- ta yayılma İstidadını göstermekte- dir. Bu arada Ruslar Hoşi-Min'i ta- nimışlar ve silâhli bir harekete ya- apon Komünist - Partisi üderlerine şiddetle çatmışlardır. Rus| siyasetinin öbür cephesi de bir nevi müdafan. sistemine — dayanmaktadır. Bu müdafaanın mânası / Batılıların Uzakşarkta da Avrupadaki gibi kati bir hat teşkiline imkân vermemek- tir. Rusya şundan korkuyor. Batı dev- detleri, Batı Asyada (Türkiyede) Rus akınını küvvetle kösteklemişlerdir. Şimdi Türkiyeden başlayıp sırasiyle İran, Afganistan, Hindistan, Nepal, Hindiçini devletleri, Siyam ve Ma- Jaya üstüne kati bir hat tesis edi. miyacaktır. Bunü — önlemek için aganda kabiliyetini Asyaya dökmektedir. Üstelik Asya bizzat çok karışık bir durumdadır Afganistan, Pakistanla — bozuşmuş. Pakistanla Hindistan Keşmir lesinden dolayı birbirlerine Hulâsa Asyada birlikten önce sü- Künü sağlamak Jâzımdır. Bu. yolda batının / uğraşacağı — mühakkaktır Hele Atlantik — Paktına — dahil beş memleketin Asyada menfaatleri çok büyüktür, yani Amerika, İngiltere, Fransa, Hollanda ve Portekizin As- yada bazı teşebbüslere girişmemesine imkân yoktur. — Bu yolda İngilizler Asyada biri Seylan ve biri de Sin- gapur'da olmak üÜzere iki konferans yapmışlardır. Amerikanın seyyar se firi Uzakşarkta bir progra- min hazırlanması için tetkikat etmekte ve Bankogta Amerikan tem silcileri bir de konferans yapmakta. dırlar. Her halde bunlarda uzun ve kığa Vadeli programlar - çıkarılacak: Yalnız Ruslara Uzakşark ile ilgili ketlerin bir koymaya mecbur milletler bulunma: ada Rüs tecavüzlerine Sidır. Pransa bir yandan — kendini kalkındırmaya çalışırken diğer yan: dan da Hindiçini'ye, bütçesinin yüzde 30 unu sarfetmeye mecbur olmakta- dir, İngiliz ordusu, Malaya ve Hon, kong taraflarına dağılmıştır. Ayrıca komünistlerin - tertiplediği grevlerle ve baltalama hareketleriy- le de meşgül olmak Jâzımdır. Yani görülüyor ki, komlnist mekanizma- #i tarihte şimdiye kadar bu derece geniş bir saha Üzerinde çalışmamış: fır. Tabli bunün Rusların — söylediği da inanmak doğrü değildir. Bilhas: #a Üzerinde pek durulan Rus - Çin yakınlığı pratik sahaya gelince Ade- ta hiçe inmektedir. Ne yol ne tren vardır. n Güney Asyada ha- durdürma — hattında YENİ İSTANBUL Sayfa 2 Amerikada (Kovboy)lar umumiyetle ı Amerikan meydana getiren sır. Amerikan halkı, hayat standardı en yüksek olan memle- kettir. Buradaki refah ve bolluk, bir de kabiliyetli insan için hudutsuz olan imkânlı gibi bu memlekete çekmektedir. Daha iyi, daha Amerikalılar, ülensir makine: başarı / anahtarının makinelerde olduğunu sezer sezmez, bütün dikkatlerini yeni makine ica- dina çevirdiler. Asıl istedikleri şey İt gören makineleri geliştirmek, da- ha müessir hale getirmekti. Ve böy- lece, yüz binlerce yeni makine icat edildi. Öyle makineler Ki, istihaali daha çabuk daha az masraflı yapıyordu. — Buü makineler sayesinde daha az İşci / kullanılıyor aha çok miktarda — mal çıkarılıyor, neticede bunlar daha ucuza aatılabi. diyordu. Meselâ, eekiden ancak 25 olara satılabilen #natler, fabrikalara konan yeni makinelerin işten tasar daha kolay ve rufu ve istihanli arttırışı — sayesinde 10 dolara satılabildi, * Mesele satabilmekte.. Yeni makineler bujmak, sermaye bulmak, kütle halinde istihsalin a. vantajını keşfetmek Mmeseleyi hallet miyordu. Eğer istihsâl edilen bu yüz Bin adet malın hepsi veya çoğu a. tılmazsa, kütle halinde istihsalin de, ucuzluğun da hiç bir mânası kalmaz, sirketler iflâs eder, fabrikalar kap bankalar batar, bütün sistem te- melinden yıkılırdı. eskiden be- ri zalen bü mali (meselâ otomobil) kullanmakta olan bin Vatandaşa 0. hu daha ucuza temin etmek değil, otomobil kullanmayan 99 bin vatan- daşı da kullandırmaya razı etmek ve alıştırmaktı. İste bu ikna zarureti, Amerikanın en şayanı hayret iki mü. Reklâmcılık ve Satıcılık. Reklâmcılık — (Advertising) Ame- rikada bir ilim ve sanattır. Yol boyu afişlerinden tutun da, vitrin dekoras- yonundan, gazete ve mecmun aahife- lerinden, radyo, televizyon ve göklere Amerikadan intıbalar v bizdeki çobanlı mucizesini lar, göz ve gönülleri mıknatıs uz TÜRKKA de İşletilir; bütün gazete ve mecmu- Aalar da, satış parâsına değil, reklâm parasına önem verirler. Bu muazzam reklâm — müesseneni, Kütle halinde istihsal edilen malları satmak, zevkleri yoğurmak ve iti- yatlar peyda etmek hususunda birin- €i derecede rol oynamıştır. Amerikan satıcılığı ise, o da ken- da harikalar yaratmıştır. arın dünyanın en mükem- mel satıcı milleti / olduğunda şüphe yoktur. Satıcılık, hakiki bir meslek, Sanat ve ilim haline getirilmiştir. İn: san ve müşteri ruhiyatı, pratik ka- falı Amerikan — psikologları tarafın- dan didiklenmiş, mekanizması bulun. muş ve satıcılar buna göre yetiştiril- Yazan : Oği “Promotlon” denilen “Satışı teşvik' işi başlıbaşına bir saha ve ihtısastır. Bedava deneme teklifleri, örnekler, parayı iade şartları, kuponlar, hususl fiyat günleri, — ikramiyeler ve daha binbir üşteri — celbedilir. ve rakiplerle boy ölçüşülür. üsülle Yalnız dükkân satıcılığı ile iktifa etmeyen Amerikan — ticaret hayatı, Müşteriyi bizzat evinde - yakalamak, satın almayı hiç düşünmediği bir an- da arzusünü uyandırmak. Ve müka- vemetini yenip satışı tamamlamak yollarını bulmuştur. Bu zor marifeti yapan “büyük çap” satıcılar (di Salesman), elinde bir örnek veya sa- ce bir sipariş — defteri, kapı kapı dolaşarak akla geldik gelmedik her Çeşit mah satmakta ve istihlâki art- tırmaktadırlar. Amerikalıların Idare- sine geçinceye kadar iflâs derecele rine varan “Eneyelopedia Britannlen' bif yolla pek kârlı bir iş haline gel- Bu süretle kurulan geniş iç piyasa, Amerikanın sağlam ekonomisinin en esaslı direği olmuştur. Amerika, bü- tün mülletlerden farklı olarak, İatih. “Açamayız; yasak!” Zabıtanın işini kolaylaştırma bahasına bir şehir, harp zamanı nizamlarile idare edilir mi ? Gecele- in karnını doyurma yasağı? İnanılır iş mi, bu? Refik Halid KARAY Yazan EÇEN haftaların birinde idi; şehrimize bir transatlantik dolusu. turist gelmişti. Emir çıktı: Eğlence yerlerinin geceleyin mu- ayyen saatten sonraki kapanma yasağı kaldırıldı ve 6 gece sa- baha kadar barlar işledi, gazinolar dolup dolup boşandı; yenlidi, içil. di, dansedildi; gezildi. Liman projektörlerle aydınlatıldı; gemiye vızır. vızır vapurlar işledi. Kısacası İstanbul, büyük şehirlerin gece hayatına Kavuştu. Amma tek gececik... Ertesi günü uyandık da bildik, bu bir hâb imiş. Vakta ki tekrar saat biri çaldı, daha bir gece evvel sabahlamış yerler kapılarını örttüler; llman karanlığa, gehir hareketsizliğe gö Tmüldü. Ben de şunu düşündüm: Dükkân kapama yasağı hangi kanun veya nizamın kimlere, ne şartlarla verdiği bir salâhiyettir. Keyfe göre © salâhiyeti kullanabijir miyiz? Yani bir makam “Bu gece yasak kalktı, derken neye istinat ediyor? Daha mühimmi bu yasak ne de- receye kadar adll bir müeyyideye dayanmaktadır? Kanuni mevzuatı bilmediğim için bu hercalmeşrep tatbikata hu kukt bilgi ile itiraz edemiyecekim. Sadece mantıksızlığına dikkati çe keceğim, Pek iyi bildiğim bir cihet varsa o da büyük bir şehrin gece hayatını şimdiki kadar haşin ve Amansız şekilde söndürmeye şu amır- da hakkımız olmadığıdır. Evet, haşin ve Amansız şekilde... Zira bu büyük İstanbulda gece faaliyeti “gazetecileriyle: yol, temizlik, elektrik, tramvay ameleniyler" hastahaneleriyle; cankurtaran otomobilleriyle, bütün fabrikaların gece ekipleriyle devam edip dürürken nami olur da bu çalışan kitleyi bir #ütçü dükkânına girmekten, bir sıcak çorba içmekten, bir yerde karın doyurup dinlenmekten menedebiliriz? Sabaha kadar vazifede kalan bır Asçi, bir goför gıdasını almak, kışın bir çay, yazın bir Kazoz içmek, karnında bir sâlebin hararetini yahut bir dondurmanın serinliğini duy: mak hakkından mahrüm edilir? Bütün bu dükkânlar saat bire geldi mi kepenklerini indiriyor tekim bir defa bir toplantı dönüşü üÜşümüş, acıkmış, Paristeki lerin soğanlı çorbasını hatırlıyarak üç arkadaş işkembe çorbamı içmek İhtiyacını duymuştuk. Gece yarısını henüz bir kaç dakika geçiyordu. Dört dükkâna başvurduk: Kapalı. İçeride ışık gördüğümüzden kepenk Ni- 'nAl arkasından sesleniyor, gu cevabı alıyorduk: — “Açamayız; yasaktır!, Turist “yasak,, tan pek korkar, İşkembeci, çaycı, muhallebici, aşçı için kapama emri şakaya gel- mez. Fakat “Kulüp-kumarhane,, de Aza iseniz; baloda yahut, “Ceviziçi badem,,, “Fındık fıstık,, , “Kestâne mestâne,, gecesinde bulunuyorsa- 'viz yasak ne sÖZ? Şampanyalı supe önünüze gelir, İşte mantıksızlık, hattâ adaletsizlik buradadır. Şimdi, Amerikadan yeni dönen Basın ve 'Turizm Umum Müdürü beyin beyanatından bir fıkra okuyalım! *.. sonra turistler sabahlar kadar mütenevvi eğlence yerleri, gece Kulüpleri istiyorlar. Bütün bun- Jarı gözönünde tutarak hazırladığımız projeyi bakanlığa gönderdik. Turist için eğlence yeri, kulüp açacağız. Bari, bu arada gece ame- lesi için de lâtufkâr davranalım; onları da sabaha kadar oruç tutmak- tan kurtaracak gıda maddesi satan dükkânların açık kalmasına göz yumalım. Hayır! Geriye dönelim: İstibdat devrine, Meşnitiyete... Şehir tam 've mütlak olarak gece hayatına kavuşsun. Ahmet Mithat Efendi eski zAMANA ait romanlarında kapanma tahdidi diye bir şeyden bahsetmez. Biz I. Abdülhamit zamanı öyle bir yasak bilmezdik. Meşrutiyet böyle bir şeyi havsalasına sığdıramamıştı. İleri Cumhuriyet İdaresi bunu 'nereden çıkardı? Zabıtanın işini kolaylaştırma pahasına bir şehir, saat birden sonra şu asırda, Ortaçağ haline sokulur, harp zamanı nizam- İariyle idare edilir mi? Geceleyin karnını doyurma yasağı? İnanılır # mi bu? Amerikanın orta nüfuslu şehirlerinde Kece yarısı sonrası sinemaları bile vardır. TTurizmin ve bizim beklediğimiz sadece, arzuya tâbi olmak şartiyle gıda maddesi satan dükkânların açık kaldığı bir “gece şehri,, değildir. Anadolu yakasını, Adaları, her tarafı, bütün “varuş, ları merkeze bağlıyan, nakil vasıtaları karada ve denizde — geceden pek fazla mü- teessir olmuyarak — muvasalayı temin eden, tam mânasiyle diri, uya- zuk, hareketli bir İstanbuldur Saat birden sonra polis devriyeleri, bekçi ekipleriyle ve canhıraş düdük sesleriyle kepenkleri indirilen, zorla perhize giren, bir bardak su ve bir dilim ekmek hasreti çeken İstanbul, 500 üncü fetih yılının eşiğinde, beşinci fetih yılından daha İnzibatlı vaziyette! Zamanın ne sosyal, ne turistik telâkkilerine, hattâ psikolojik temayüllerine uymı- yan bu vaziyet yalnız turistleri kaçırmakla kalmaz; dünyanın istilâ ve harabezarlıktan sonra bile tekrar mâmurluğa, gece hayatına ka- vuşmuş şehirleri arasında harp görmemiş, harp hali rejimine tAbi tek memleket nümünesi arzettiğinden cihan efkârını, hayranlık yerine, hayrete sevkeder. Bizde yoktur beyan-ı-hâle mecal Mest-i-sahba-i-hayretiz şimdi. tihlAk yeni sabalar, bu yeni sahalar — alabilmektedir. Bir Farlk geee Gen Franca e | at Tömbasişle Hüe garaanilamna | Hindistan taratsız bir siyaset güt- | zeplin veya uçakla yazı yazma Çeşit: | #alinin cok büyük bir kısmını gayet | d veni WW imkânları açmas, deçinin | —« kilo et için Rus S gün, Ameri apmağa KaTARAK SluRa NON | aeraaa a aa ae ae mnaz | eft düdünmektedir. Onlara busün | terine varıncaya “kadar bütün vası: | genla olan İ piyasanında aatabildı: | ÇAllmın müddeti de azalmıştar. Ame | ah 10 1 aat 13 dakika çalışır retmiştir. Bahsi geçen mülâkatla | vi inancın kuvvetlendirilmesiyle kar | bir oyan olasağını . nlamak a falardan istifade ederek, — reklâmci | ginden, ihracat gorlukları onun için | Taca ÇN a LO GOATÜK Mal Saba | sraamür Avüstralyali ikilsetçi Mür Tanco, bilhassa Avrupanın #imdiki | bildir. Üçüncü bir dünya harbi olsa | zimdır. kurnaz telkinatını halka vardırır. -| büyük” mesele teşkil. etmemektedir. |e a b ç AY ni Te çi İnsillz | Cuark Birleşmiş Mületlerde daha ta le istikbaline temas etmek- | bunu da Rusyanın düşmanları kazan | — Hatta, hakikaten uzün vadeli bir| "İYersite ve kolejlerde ihtısas yapan | İsin garibi, bütün dünya bugün A-| | mam mükayeselerde — bulunmuştur. H & çene dü Üze le sü Amerikan reklâmcısı, milyarlarca de merikan malı istemektedir. ilrüsik » sosundalir, LOJMm aet | et alar, gene dünya Üzerinde sükün ve| programa, son zamanlarda pek du. yayınladığı — tetkikler, Rus işçisi KUK Tetilimek İntroii DEĞMOE 'Avrupa meselesini halletmek ıçin | nizam avdet — etmiş olmayacaktır. | rulmayan eski bir aiyaseti de alabi. | İtTk müazzam bir. “businesa” le * Müayyen miktar bir ekmek kazan | İttler arasında en geride gelen Hin. her den önce Almanya ve İtalya- | Çünkü harbin nihayetinde meydana | liriz. Yani Pan-Turanizm ki Merke- | Kürs karşıyadır. (yalnız 1947 yılı K aa a aa lanaş | ittan, Çin ve bazı Güney Amerika e EREN Cut bulü- | Kelecek olan mânevi yorgunlük her | zi Aayayı teşkil eden Türklerin bir| / boyunca Amerikada reklâm için | — İşler artiyor, ekmek parası z İşle| aK için. Amerikan | işçisinden 25 | devletleriymiş. — Gerice memleketler nan askeri ve a nihayet | bakımdan son derecede zayıf bir iç- | araya gelmesi demektir. “Asya As-| milyar dolar harcanmıştşr), On bin- | kazanılıyor: mleli daha fazla çalışması icap et- | arasında Rusya, Şarki Avrupa dev- K lüzimdir. Nüf azlasının | timal bünye yaratacaktır. Marksizm | yalıların”dır diyen bu millet ve ka-| den fazla reklâmcılık şirketinde, dün. Artık hizini alan Amerikan sinte- | ÜfİNİ meydana koymuştur. letleri, 'Türkiye, Macaristan ve Ere- tazyikı altında bu iki memleket za-| denilen hastalığın etrafa yayılması- | bilelere bu lâfın “Asya Rusya için" | Yyanın en küvvetli sanatkârları ve en | mi her an daha gelişerek ilerlemiştir Daha açık bir misalle, Sövyet iş-| Zilya bulunuyor. İtalya da bu grupa zaman. hudütları dışına taşmak | T önlemek için evvelâ hayat şartlar İ mânasına gelmedifi. anitlabilirse, | Kiymetli — palkologları, iktisatçılar | İaçiler işlerinde daha azla ihtisne | cisi, 1 Kilo ekmek alabilecek kadar | Pek Yakın dürüyor. En ileride bulu: ArZUSU gösterirler. Artan nüfusa iş | rımı mâkul bir geviyeye yükseltmeli, |/ Merkezi Asya'nın bu kalabalık Türk | ri, istatistikçileri ve yazıcıları çale | / sahibi olunca, "daha çok, daha ça- | Para yapabilmek icin en aşağı yarım | nan Amerikayı sırasiyle Yeni Zelân- imkânları bulun geçen ya- | sonra da mânevi kıymetlere lâyık öl- | milletleri, Slav baskısını ne kadar | şir. Hemen hemen bütün radyo ve te- | buk, daha iyi” mal prensipi bir kerte | gün, Amerikan içsisi ise aymı ekmes | da, Kanada, Avustralya ve İngilter A xavlüm da ökkamiş olar dukları mevkil tanımalıdır az sevdiklerini meydana vürabilirler. | levizyon istasyonları reklâm parasiy: | daha yükselmiy, fazla istihsal ve is-İ &i © l4 12 dakikalık çalışma İle satın | takip ediyor mesi kadar titizdi.. Babası famall Molla Beyin | — | rümiş. Molla Beyin ölümünden sonra © kadar | | Yü ağır Kümral saçları bir bağ bozumu gihi ©- | | bütün hayatımızın sanki mimariydI. Ahmet Hamdi Tanpınar sağlığında ve biraz da hanımı nemına beyanme” | —| ezici olan baba tesirinden 'kurtulan Behcet Bey, | | müdarına yığılan, gözlerinin Jç Süneste ince ae Talar, oöşnln Kallendik MN diği için küçük bey mfatiyle ezdiği / efendisine | | yavaş yavaş karısındaki değişiklikleri farketme: | — | saman çöpleri çıtırdıyormuş. gibi pinl pinl tu- | | derinliklerine © uzandığı için ölüm bile acı mâ: : Sürayı Devlet Azamı olur olmaz birdenbire bey ye başlamış. Ve nihayet Doktor Refik'ten kurtul. | —| taşan bir kadındı. Halinde, sonradan okudüğüm | İ nasını kaybederdi. ahnenin efendi püyesini veriş ve bir daha başka suretle | — | mak için onu saraya furnal etmiş. Fakat garip | —| Eagar Allen Poe hikâyelerinin kadın kahraman: Yarı itlak çarşaflarına, düvarlarındaki tah- Anılmasına müsaade etmemisti. Ne yapılır, Şe- | | bir kaza ve kader işi olarak bu Jurnalın müs- | İ Jarım andıran bir gey vardı. Onlar gibi, insanın | | takuru İekelerine dikkat etmeden yattığım. bu Tife Hanım, devlet mefhumuna hürmetkârdı veddesini bir türlü yırtamamış. Doktar Refik, | | içinde ask, ebediyet düygusu, bilinmez daussıla- | — | otel odasında orayı ne kadar özlüyordum. : Behcet Bey annemle teyze - çocukları - olan | — İ Yıldızda üç gün süren bu tevkif eanasında Kalb | — | Jar uyandırdıktan sonra ortadan çekilip giden bir Halbuki yolculuğu kendim istemiştir. Geçirdi. ısındakıler Pöeernidar ruzgatbor vi mmayeallra ai BZ Brzceaç aat ae taaedkacna sağbar z |B Rim hafif göğüs hastalığı yüzünden Ki senemi um Abötlhamlü devrinde acayip misacı, sevim tulan şeyler arasında bu Jurnal müsveddesini gö- Çekilip giden; fakat bir türlü unutulamıyan kaybetmiştim.Evcek bulunduğumuz"M...”in yalnız YA Balymmllrn. ahi Gi aat ve Zantobk vaz Atiye” Hamın: berüdiyle “bür önlük. Honuştandı. F mahlük... Nitekim bu yazdıklarım, tâ o yaş- İına ve sessizliğine yavaş yavaş gömüldüğümü, y leri, 'Ani coşmalariyle “saraya İntisap” dedik Zaten çok da yaşamadı. Bir sene sonra taşındık. | — | Jardan kalmış bir iki hayalın bende yıllar boyun. | | Reredeyse bu yalnızlık içinde kaybolncağımı sa- Birlaci Kü le “saraya İntisap” dedikleri ç ü n hi t © acayip ve tehlikeli ikbali bile bir nevi şaka ha- ları Ortaköydeki İamail Molla Bey yalısında ve- ca nasıl değiştiğini ve devam ettiğini gösterir diyordüm. Küçük şehir hastalığı dedikleri et line getirmiş bir kazaskerdi. rTemden öldü. Behcet Beyi, tanıdıkları için o ka: Limanın ışıkları içinde ve tehdit edici kütle- Kai Şr eün süryok vve muslyabyor HAĞ MAHALLE ve EV ö Hi eli B G öne siltüedn ” yapaı ğlak. Tti ve Teckllbekı lerini seyrettiğimiz yabancı harp gemileri, yapu: Küçük şehir, küçük ev, rahat ve sakin hayat. nem SAD bi geke Kİ Sonunda hem kendisinin. İ pariste ve Selânikteki İKi koluma birletirebilecek | — | rumuzun kontrolü emasında yolculara — yağılan |— | Her gün gürülen dostlar, dönüp dolasıp üstüne Beya e Atiye tayasnin el hayatlarır tek adam olan Doktor Refiğin ölümüne sebep olur | — İ sert müamele, etraftaki yağmur ve bihasa ga- | — | Selinen mevzular, neredeyse bana, dlaha- öte mal olmuştu. Flhakika ha olan Menihati elde gaa çlan Dokter Befiite üntadies ebep oüğe |. | zi G Rmai Tekmyia ge yik vari y | | A DA KN GND : edemedisi icin kahnıdan ölmüştü. Büyük teyne- | —| Yatur A le üNü ea DaRa aa Br saş gaa e eç nendi içieden Köpüklehan, «kabaran ve İ | ©* Si Hayatın daveüini duyuyonüulü. Büyük İstanbula 1920 yılı ünün - somunda, “yuğ lince, hiç bir zaman #evmediği ve sevemi- Bey, ölümünden biraz evvel karısının ağzını b bütün hayatı, insanı reddeden karanlığı âsabı. kalabalıkları, fikrin ve hareketin dağunu urlu, kapanık bir ge üim. vapu, | İ veceki Behcet Beyle, Hünkârın iradesiyle evlen. ümüne ağsını bir | | bütün hayabı issene raddtden Karsiillı Öretee | 0 KA ÖÜ ÜLÜN Ü UNUN DRRURUERRR yel, sonra da Timandı mtrolden ge e ammar. Kanmasiz İmeili TARÜK G AĞN BAA a B soyunup yattım, Bu yağmurlu geceyi, kendi ışık- ve çok girin bir kız Ki, daha Anadoluya çıkma- SA e lsmayan çenç kadını sıkmamıştı. Çünkü la işit dine yavaş yavaş mirıldandığını. işitmesi olmuş | İ JeT içinde bir yumruk sertilgiyle bekliyen bu sırh- | | ÇAn SXml Ciban Harbinin başında sik ei gitti. indi Gözte a 'e gelinini ek hi BELEME SUU a. bangia ya kâfiydi. Onun için evimden ve ailemden ay ağaçlar, rüzgâr dolabının gıcırtisi, Erenköy kire deki köşküne gidemedim. Benimle beraber T lendirmesini bilirmiş. Onun ölümünden sonra ize parçası ile bir çok defalar karşılaşacağımız için TIldığıma çok müteessirdim. — Mümkün olsaydı Jlarının o zamanki sessizliği hep bana adını tek- eye girmek için İstanbula gelen iki mektep | — | hayatı çekilmez bir hal almış. Hakikatte Atiye | — | "e Sahibinden, ne de kendisinden burada bahset- | — | aneraim, rarlardı Onun, harp. içinde evlendiğini. işitm rkadaşın de kllçük, ve epeyce kirli bir 'Doktor Refik adında İttihat ve Terakki miyeceğim İlmde yeni ayrıldığım girin ge Kasabanına | — | SO Uztümüstüm. O zaman bu küçük yehre'ünhü ea Karucularından bir genci tA şocukluğun. Aüye teyzemi çocukluğumda, Saraçbanedeki | | arip'bir Müaret peydalanmlslı. Onün het adım | —| YZ daha derinden gömülmüctüm. - Doğrumunu Akrabamdan bir insandan bahsederken den LA D0t Beti d liam yanakta oburüukları SN Bi mk görmüstüm başında karşınıza çıkan, sizinle elele tutuşan, tâ İstersenit beni yine onun düşüncesi kurtardı. İlk fendi" vasfın okuyucular Kayaı imiş, İsmall Mollanın ölü. ilk zamanlardan hatırımda kalan şey her /rinden, eşyanın ve bazı muniz hayvanların yelş anlarım geçtikten sonra, o bana kendi İçim. 'Ni ayıplama ve benim için o ka. mün: vel İstanbula gelmin, gerek onu nazımı çeken insandı. Ortaköye taşındıklarından kışiyle size hitap eden sessizliğini özlüyordum. den; 0 çocük sesiyle: “Hiç kendi SKĞ 4 diği bir | | ve kerek oğlu Behcet Beyi cemiyete sokmaya şonraki halini daha iyi hatırlarım. O zaman biz Orada, her şey çok tılsimli bir ayna gibi size ken. KUN C NĞ . n adamın, kendi olan hizmetçisi muvaffak olmuş. İsmall Molla Bey açık fikirli h memuriyetle bulunduğu. Sinoptan yeni dinizi, kendi üzletinizi uzatırdı. Akdeniz güneşi, ı Segint t R ee yafpatlen ağgan S e bir adam oldufu için gelinini evlerindeki küçü tik. Sekiz dokuz yaşlarında Vardım. - O- N rabali AalMla. GödkEL BEamE b G L F e O İ gp gnn de Dir enki devlet aalnâ. |— İ toplantılara alırmış. Böylece eski aak tekrar d nn için hatıralarım daha' sarihtir. Solgun yü Uyaal bir Tanrı yapan günep bu küçük kasabada Drsaelü 1 | 3 « 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: