11 Mart 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

11 Mart 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Leedi Ünlted - Arsenal maçında Ün tedi kalecisi Harold Senrson uzün 'bir deçalman yapıyor. Bu vgec_eki güreşler Dünya şampiyonlarının güreşlerini halk merakla beklemektedir Stokholmda yapılan Greko - Ro- mmen dünya birincilii — müsabakala-| ında Türk milli takımını teşkil ede- cek güreşçileri tespit etmek üzere yapılacak seçme müsabakalarına bu gece Spor ve Sergi Sarayında baat 21 de başlanacaktır İki gecede yapılacak — seçmelerde, 16 güreş, yani gecede 8 güreş yapı İncaktır. Güreşler 15 er dakika de. vam edecek, tuş dahi olsa 15 daki-| ka tamamlanmadan — güreşler sona ermiyecektir. Bu suretle seçmelerde ganma yer verilmeyecek ve galibiyı 'tin tamamen küvvete ve bilgiye di Türk - İran ordu takımları maçı, 30 nisanda oynanıyor. Türk - İran karma takımları maçı 20 nisan pazar gürlü Ankarada 19 Mayıs Stadında yapılacaktır. İranlı- Jar Üst üste iki müsabaka yapmayı yol yorgunluğu dölayisiyle kabul et- memişlerdir. İranlıların bu teklifi de kabul edilmiştir. 1 mayısta da iki memleket ordu takımları basketbol karşılaşmanı ya- pacaklardır. 'Bu basketbol müsabakasını Harp | Okulu takımı yapacaktır. Futbol mü- sabakanını da Ankara - Tahran gar- | nizon takımları yapacaklardır. Pakistandan ilk kafile geliyor. Pakistanda bulunan Atletizm Fede- Tasyonu — başkanı Naili — Moran ile, llf atletlerimizden Cahit Önel, Or. man Coşgül, Balcı ve Halil Ziraman; pazar günü saat 13.20 de. Amerikan uçağı ile Yeşilköye geleceklerdir. 'Dünya şampiyonu Yaşar Doğunun da bu uçakla gelmesi beklenmektedir. | Beşiktaş Futbol Takımı Amerikaya gidiyor İslanbul lik şampiyonu — Beşiktas kulübü Beden Terbiyesi Genel Mü: dürlüğüne müracaat ederek 21 mayıs 1950 den sonra Amerikada bir tur- zeye çıkmak — istediğini ve — bunün için de gerekli iznin verilmesini iste- Miştir. Bu müracaatı 'tetkik eden — Beden Küme, — Başbakan, Türkiye Birincilii maçlariyle ayar: Janmak şartiyle uygun görülmüş ve kulübe bildirilmiştir. BOLDAN SAGA ( 5 Tkür vüayetimiz 7— Görde 4 — Kiral başlıtı 30 X Kanunl yakalanma ÖL — Görmiyen' 12 — Bir rüzgür .— Birden M — Peder 16 — Usanç YUKAKDAN AŞAĞI 1 1 — Çokluk 2 — ftersi) bilinmiyen gey 'nevi pasta 4X Nedamet 5— Küçülmek $ — Bir cins ağaç 10 — Fakat 14 — Oto levazımatından 15 — İasanların en mükaddcs var , PENKÜ DULMACAKIN MALLL Tkomutan 2— Koruyan 5.— Kovulan 5 — Kavuşma 6 — Bavurma Üzerinde titizlikle durula- bakalarda yan hakemlerinden başka, Ahmet Fetgeri, İsmail Vera, Dürri Sade, Fuat Akbaş, Saip To Karlı Ve Vehbi Emreden müteşekkil Şüri heyeti de karara iştirak edecek- ür, Tanınmış ve dünya şampiyonluğu- imizin birbir- leriyle olan müsabakaları — merakla beklenmektedir. Bu müsabakalar için satışa çıkarılmış biletlerin hemen hi men hepsi satılmıştır. Galatasaray, bu sabah Bursaya gidiyor Galatasaray birinci futbol takımı; 18 kişilik bir kafile halinde bu sabah Bursaya hareket edecek ve orada bu- gün ve yarın iki müsabaka yapacak- Ur. Galatasarayın bu seyahatine Bü- lent, imtihanları dolayısiyle — kaleci Turgay ve Fazıl iştirak etmemiştir. Yarınki lik maçtarı Yarın lik maçlarının tehir müsaba- kaları olan - Kasımpaşa - Emniyet, Beşiktaş » Vefa maçları İnönü stad- yomunda oynanacaktır. Birinci maçı — hakem — Feridun Kılıç, Beşiktaş - Vefa maçını da Mus-, 'tafa Güventürk idare edecektir. Fenerbahçe, İsrailde bugün ilk maçını yapacak İsralle gitmiş olan Fenerbahçe bi. Fincl futbol takımı bugün — İarailde Hapoel takımı ile tik maçini yapı caktır. Bu gece saat 20 ile 20.15 ara; sında kısa dalga 38,3 metre Üzerin. den maçın tafsilâtını türkçe dinle. mek kabil olacaktır. y —— — &— Sandalın Lamafrtin yaşında, bir hülyaya dalmiş gihi. yük romantik şalrin gölgesi n yarı aralık düdaklarına asırların ardından dtirli bir “1430 bahar sandım. Lamartin hep öyle, ister gibi — gözlerini ya kapadı. Ve Birdenbire sülrinin ivi rmer *Göl hayat teknemizi — bir. gün tmkanını bulamıyacak miyiz ? , “BU Gölt Aradan — bir dalgalarının yanında, rettiğin taş üstünde bak, yalnzım! Tek başımayım Teesüre kapılan Elvir gözler muş Kkapıp koyüverdik. “Bir gece maktadır #iir sonuna yaklaştıkça L Bittikçe vekarlı ve müeasir oluyor “BEv Göl! Ey susmuş kayalar Bizleri saman korur, lsterse 17 Pavurya 9 Bevünme fa kıpırdama- dan oturuyor. Gözlerini semaya dikmis, derin Aşkımıza bir timsal olsun diye mi ay bü- N Üzerimize ak. #ettiriyor? Şairin gölgeni himayesinde, ekildiğim. vakit, SüZÜlÜP geliyormusçu ni koklüyorüm kapırdamadan dürü- yor. Lâkin — hâtıralarını ve hulyalarını xöz kapaklarının perdesi altında mahpus. tutmak yavaş kapıyor lrin dudaklarından ları birer ahenk. ha- E linde gecenin içine uçuşup dağılmaya başladı olsun demirlemek ne ancak geçti, Bevollimin tekrar görmesi laşım gelen güzci onun oturduğunu bu defa ben yapa- yaşla dol. )lduğu halde kollarımın arasına sokuldu. İAi masraların müsikisi içine kendimizi hatırlar münü, sessizce heyecandan kopacakmış gibi atmakta, çırpın- martin 104 orman! leştirir bile Bu güzel geceden bari bir hâtıra olmun sak- Parisin en iyi ayakkabıcıları Türkiyeden ageelirler dünya — stlantini 'ıv inin papuçları hakkında Paris- Gele Var, fakat kare burunlular tercin Sllyor. gekllleri “na olursa olsun. Saten, kadife Kullamiiyor Kare burunluları tercih edenler a- rasında ARGENCE döre düğmelerle llklenen Üç dilimli siyah podönüetten bir öğleden sonrası pabucu teşhir et Ü (1 No, lt kroki). GAREBEDİAN' da, Üzerinde lezardan bir dilim bulu. 'nan siyah / antilop pabuçlar — görüle mekte. Bu İakarpinlerin - topukları XIV Üneli Lul zamanırdakileri an- dırmaktadır. (Krokf No, 5). HELLS- TERN de rügan Ve İ€opard derisin. den ayakkabilar var. 7 No, Iu krokie de görülen bu çeşit iskarninlerin V. Zerindeki rukan kisimda — delikler meveuttur. MANİATİS'de antilope - dan olan botiyonların kenarları oğlak risindendir. * PERUGİA'daki ince burunlar en çok rağbette olanlardır. — DİOR ve BALMAİN'in — kölleksiyonu — için a- fakkabıları temin eden hep PERU- GİA'dır. Umumiyetle her sene - çok değişik lakarpinler ortaya atar. - Bu sene tayyörlerle giyilmek Üzere boz renkli oğlak derisinden ayakkabılar, öğleden sonraları ve akşam yemek- leri için de saten ve kadifeden — pa- buçlar imâl etme fikrini ortaya attı. Gece için ökçeleri taşlarla süslü pa- buçlar modadır. G'de Üzerleri kafes gie Bi kesilmiş siyah podöslet ayakkar bilar mevcut (Kroki No, 6). CASA- LE'da kahve rengi podösüetin Üzeri- he dört düğme ile kırmızı ve mavi, zenkll yünlü ekoseden bir dilim tut. turulmüş orijinal pabuçlara — raşti Riyor (Kroki No, 3) GRECO'da siyah podüsüet kabıların üzerinde — döre bir maden taka ile tutturülmüş pliseli diher vaz. Boz renkli deri pabuçlar — Üzerin aynı tonda kadifeden #üsler konulu: yör (Kroki No, 9). * GEORGETTE'de siyah — podösüet iskarpinlerin Üstü boru şeklinde vu- varlanıyor. Bu boru geklindeki <- min astarı renkli oğlak derisinden. dir (Krokl No, 8), JORDAN ayağı iylce saran siyah podösüet ayakkı bilar yapıyor. Pabuçların kenarında rugandan elâstik Üçgenler ayrıca bir gÜS teşkil ediyor. (Kroki No, 4). REİTHLER Jacgues GRİFFE'in £ ce elbiseleri ile giyilmek üzere, Y nanlılarınkini dandıran sarı renkte sandallar yapma fikrini ortaya attı. Halbuki MANİATİS gümüş — renkli düz deri ile Nilyesili lezarı karıştır Tak bilekten bağlı ince ve hafif, yük- sek ökçeli ayakkâbılar imâl etmek. le meşgul (Kroki No. 2). Zannedersek bu senenin ayakkal Mmodası herkesin zevkine uyagun bir. veçhe arzediyor. İnce bacaklı kadın. dar için kare burünlü - ayakkabılar gayet güzel; fakat kalın bacaklılar bilekten bağlı iakarpinler giymeme- ye bilhazaa dikkat etmelidirler. Zira bilekten bağlı pabuçlarla. kalın bi lekler büsbütün meydana çıkar, Hal buki yüksek ökçeli klâsik pabuçlar Biydikleri vakit bu mahzur ortadan kalkar. Ne tuhaf şeyi Asırlarca evvel olan bu giiri, için, Elvir ile be rennlim için irticalen söylüyar! eşhur hıçkirik vücüdünü sarstı. “İşte, dalma böyle, veni #ghillere doğru —— Bir kaç misra daha: #ürüklehip gidiyoruz. Ebediyet gecesinin kov “İnleyen rüzgür, iç çeken sazlar nunda, yaşlar ve çağlar okyanusunu aşarken — havanın hafif rayıhaları! İşitilen, görülen, t neffüa edilen her şev, ne vara dan şöyle diyor: Sevişmişlerdir, onlar!,, Şair sustu. O gözlerini açlığı için kapak darının sızmasına mâni olduğu yaşlar Tüverdi. Küreklere yapıştım. gölde tekrar kaymaya başladı, Şimdi, karaya çıkmadan önce çevireceğimiz adanın #ükünete vi darını takip ediyoruz. Birden x mıirilti bize kadar geliyor Adada konuşanlar var, 'düyüyor kavıp sun Bivir? oldiyorduk, — Bu üstünde ve gökler altında, vet, bana da öyle geldi, Jilber, usaktan — bir tek ee aksediyordu: — Benin ürekleri birakiyorüm, dinlemeye ahenktar dalgalarına çarpan kayıkçı kürek- - yoruz. derinin muttarid sadası, Adanın gölgesinde, mirilti — gittikçe Gümüş zenkli mehtabın — sükütü — içinde, zuh peyda ediyor. Bir takım ses yaheser mısralar birbirini durmamacasına ta- boğuk taaocup nidaları düyülüy Kip ediyor. Göğsümün üstünde Elvir'in kalti bir. içtima münakaşalarının uzaktan ukultumu diyecekim. Acayip vey olabilir? diye bi n Besi, da n kelime, yup bu esrarengiz mırıltıya bir mâna vermek maksadiyle kulak kabartıyorum. raretli. olduğunu Meslekt merakım uyanıyor. ' KIYAMET TÜRKÇESİ : REFİK HALİD KARAY — S yanımış . MALIZ gecüde, valr sanki bizim im çi bizim aşkamını te Ar'in vücudü. kollarımda titriyor. hepai bir ağız. Sandal yıldızlı etrafını miş kiyi: enin sessizliğini ihlâl eden bir kırıntıları, Adeta, gerenin bu saatirido ada bir cümle tahmin ettiğim görüşmele rin müphem bir mırıltısını kavrıyabiliyorum İz kokusunu alan av Köpeki gibi, / gazetecilik damarım, oralarda hakiki bir muharririn öğrenmeye ça- hışması icap eden gayri tabii, esrarlı bir hâdi- 2e cereyan ettiğini haber veriyor. Bilmem Jâzım; öğrenmek istiyorum. Bu benim gazetecilik vüzifemdir ve kim bilir bel güzel bir makale mevauu ele geçirmiş olu- Bandalı adanın Bir taraftan kürek çekerken, kayısına doğrü çevirdim. bir taraftan Bl- misafirimize maksadımı adalı / kenara / bağlıyacağım, i anlıyana kadar dönüşü: kler peni tasavvurumdan. vazge- İsüyorum, — 8i adaya çıkıp vaziy, mü orada bekliyec Ürkek Elvir çirmeye kalkışıyor. Bir. buse Yeriyorum. ve sandalı bağlar bağlamaz. ses- derin geldiği tarafa sekirtiyorum, Ben ilerledikçe, mürililar — vüzüh peyda etti; mânasını henüz kavrıyamamakla beraber kelimeler, cümle parçaları duymaktayım. Şimdi yavaşlıyor, ağaçtan ağaca gizlehe- Jiyo toplantısının. ya yerden pek uzakta olmadığımı. anlı ile öna teminat Birtlenbire durup iri bir meşenin arkası- 'na yapıştım. — Önümde, saklandığım — yerden hemen bir kaç adım ilerde, genle bir meydan- hıkta elli kişi kadar toplanmış, hararetle gö. Tüşüyorlar Hem yakalanmamak, hem Ü daha iyi görebilmek için bir hayli — müşkül olmaz rağmen arkasına gizlendiğim — meşe ağacın tırmanıyor, sonra, maydana hâkim bir dalın Üstüne yerleşiyorum. ulkastçıları olduğu gibi aydın. Küçük kadın bu sayıınız konu: maya #inirlendi. Otomobille - kar, kargıya kalınca, kendini zengin, Bar bir mühite girmiş sanıyo: mühite Jâyık bir dille konusu #ıni İstiyordu. Arkadaşı iyi ço Cakızdı, kendisi gibi bir moda n Şazasında satıcı, kendisi gibi 1 Mühitleri uzaktan seyrederdi. Ara Jarında yaş farkı yoktu. İkisi de pazar kayafetlerini giymiş, kır ge zintisine çıkmışlardı. Sarsak bir o fobüs onları buraya — birakmıştı #imdi kolkola Kirip ormana dalar caklardı. Otel altı yol ağzındaydı. Ortada- ki geniş cadde, Uzakta peri masak Jarının aarayları gibi Farıldıyan Yaldızlı mermerli bir yere çıkıyor. dü. Ah! bu ötomobile binebilse, © Peri âlemine doğru tatlı bir akışla iyrilip gidebilse Kız, arkadanı ile ormanda yapa- cakı gezintiyi düşündükce #imdk den yorgunluk hissediyordu. Dur. dubu yerde otomobile bakıyor, © kırmızı maroken koltuklarda otur. mayı bayal ediyordu. Oğlan sevgi e: — İstersen bir taksiye - binelim, diye teklif etti. Birkaç papel patlat: maka bazırdı. Günlerden pazar de. Bil miydl.. Kız elini oklanın esmer bilekine dayıyarak. — Yök, ne münasebot, dedi. Ve içinden düsündü ki, canı herhangi bir külüstür takaiye değil, bu oto- mek İstiyordu. © anda beklenmedik bir hüdise du, peri masalı başladı: Otelim kocaman saksılarla süslenmiş tara. çazından bir adam, şöyle otuz beş Jik, urün böoylu, zayıf bir. adam Çikazeldi ve onlara dedi ki: — Binmek ister misiniz? Yalmı- am, sizi İstediğiniz yere — Kötürü Tüm, istediğiniz zaman dönoriz. Kızın yüzüne kan fuşkırmıstı. O- Jacak gibi dekildi. Fakat — oğlan Tüka bir arabaya binmekten çekin. medlğini, sınıflar arasında fark ta; Bımadığını göstermek İcin olacak Sırıtarak kabul ediverdi. Gidiyorlardı. Oğlan kızı adamln kendi arasına oturtmuştu. Kız yar bancının yanında oturmaktan biraz akılıyor. Ama ne olacak, adam zar ten konuşmuyor, kendisi de o kar dar ince ve zayıftı ki, aralarında rinden gelen küvvetli bir titreyisle yol üzerinde kayıyordu. Çok sürat yapmadıkları Balde, ucuyor. gibi İdiler. Manzaralar birbirini kovalı. yör, güzelliklerini, gıklarını çocuklar üzerine döktük. fen sonra, kaybolup gidiyordu. Kız Cab ellerini kavuşturmus, göz kar paklarının titremesine mâni olamı. yordu. Bu güzellik karşısında göz Terini acık tutmak, görmek, herse. yi görmek istiyordu. Otomobili Kullanan adam yan gözle bu ince profile bakıyor, yanındaki çocuk Jatıyor. konuşulanların hepsini sarahatle du- yüyorum. Vay, vay, vay! Pek öyle alelâde bir toplantı değil. Meydanda bulunanların hepsi meşhür kimseler. Aralarında — derhal Dokü- zuncu Charles, Onbirinci — Louls'yi, — Robes- plerre'i, Marat'yı, / Önbeşinci — Loule'yi, / Clo- talre'i, Atilâ'yı tanıyorum, cemaatin ortasına Keçmirler, toplantıyı âdeta onlar idare ediyor. Adadaki bu içtimaa katılanların mazisin. de hesap vermeye mecbur tutulacalları — Sir çok cinayet olduğunu düşünüyorum. Tevekkeli dememişler: 'TTencere yuvarlanmış - kapağını bulmuş. Gizli toplantıya iştirak edenlerin hepsini tanıyamadım. — Fakat kıral olsün, - derebeyi, Politikacı veya meşhur iş adamı olsun, mâne viyatları, vicdanları reislerinden - pek parlak olmasa gerek! Zira, hepsinin yüzlerinde ihti rasın, en iğrenç ahlâksızlıkların damgası ba. Sih, Yırtıcı hayvanlarınkini andıran bakışla. Tanda zülüm, hile, kurnazlık, hıra, vahşet var Kendi kendime, “Bütün bu baylar buraya damino oynamak için toplanmamışlardır. el- bet bir fena maksat pesindeler; bir şey tertip ediyorlar, düşünürken, şivesinden İtatyan olduğu anlaşılan bir ses düyülüye he ve diyor Sinyorlar, demin söylediğim gihi, ara- mızda hazır bulünan meşhür. ve büyük do tum Neron ile beraber Kizlice İtalyadan ayrı Jamın sebebi, orada Sezar. Borliya — adının fazla tanınmış olmasındandır. Bu itibarla şim- di yüksek tasvibinize arsedecefim tertil diyarda tatbik im Borjiya'nın ânı benim için yoktu. kanlı adını düyar. düymaz, bütün irademe rağmen titremekten — kendimi alamıyorum, çehirliyen, hunhar Borjiya ile şahane canavar Neron Pariste giz- deniyorlar. Söz söyüyen adama dikkatle bakı- Kadite, Demek, adam siyah bir cepken, ikırmızı ipekten yapışık bir pantalon giymis, başında kızıl tüy Jü bir takke var. Borjiyanın ölü suratını sim. siyah fevkalâde bir #kal çevreliyor. Kibar bir asilzade hali takınnaş, Fakat bakışlarının aynı zamanda kanlı ve kurnaz İfadesi, ince dudaklarındaki — hain tebessüm, / yırtıcı hay- vanlarınkine benziyen çenesi - yüzüne iğrenç özlerine şöyle Devamı var) ve şeytani bir mâna veriyor. devam ediyor: d 31 Mart 1900 ı HİKÂYE ' Lüks otomobil 1 DA R FELİN yanıba: ben- üzünün bir tablo Üzerine fışkır- —| İ eli MADLAR örunan BB SU Na DA BNi Uğlara 9 Turme aa seam d TES LAT SEş a G Gemalle he varır — Tükak ll he enakaalami GÖREA S SADAĞ Şür Ü — ati tkin edbor, 120 göklerüi Bina hayrandı. BülÜn Kadınlıkı ç — ŞS; “Bk, bak, diyecek vek. Sağ. z A ayakeree eai — YG E A Künin yanındakı aai T X Aribasi Diz el körcei simur. v Vücüdü aynı küvvet, aynı çeviklik. le arabanın hareketlerine uyuyor. da. Her bareketinin yanında otur ran kızcağız üzerinde yaptıkı tesiri e kaçırmıyor. Kız sarhoş, e ünyasında yaşıyor gibiye Oklan ize, gezintiye son verilme- beceriksin bir dille tabil halini seaiyor, endiye duyüyordu. Genç Aşıkan yüzü gündü. “Dönelim” dediği — zaman, Kız mes bile çıkarmamıştı. Bu lüka, bu sihirli sürat dünyamı kız İle oğ: Jan arasında bir aet çekiyor, bir uçurum. açıyordu. Nibayet kiz: — “Dönmek lâzım” dedi. Yola çıkal İki aaat olmuştu. Oklan #cele İle gidecekleri tren ie taşyonunun adını söyledi. Adam: 'Peki” diye cevap verdi. Güneş ha külâde renk şuaları He batıyordu. Üzerlerine bir hüzün — çökmüstü. Köye vardıkları zaman oklan "hir gey İkram etmek" ihtiyacını duydu. Şoför bir an durakladı, fakat kazi — Olmaz, dedi. Bayefendiyi daha fazin rahatsız etmiyelim! Sonra titrek bir senler “Teyek- kür.. Bu güzel gün için teşekkür ederiz." ölye lâve etti. Otomobil durmüş, çocuklar mişti, Kız çekinerek &lini v Oklan “bir sey içelim,, diye 1 dip duruyordu. Fakat adam, kız urtan sert bir edayla reddetti. Kız bir an korku ile yüzüne baktı. Adam gülümsüyordu. Kız otomobili okşadı: — Ona da teşekkür etmeli, dedi. HAlA rüya Aleminde yamıyordu. Oklan ne diyeceğini sasırmıştı. © anda otomobildeki adam bire denbire çocuklara döndü. kaba bir kahkaha sahvererek, — külhanbeyi — Amma da aptalsınız bel Ara, ayı aşırdıkımı daha - çakmadınız Bir hayli uzal sonra, yavaşladı. Esrarlı, ararlı gülümsü. Biydi. Tti aksam havası ciğerl rine dölüyordu. Demiryolu — karsı | di Kücük sevi dedi. İkisl de Bir. kompartımanda birbirlerine sokulmuş. oturuyorlar di herhalde, Bu iğrenc, bu korkun, imsikı bağlamıştı. “Tren ufukta bir tutam duman bi rakarak kaybolunca, adam — ötel döndü. İkE defa korna çaldı. Beyaz Kiyinml bir şoför çıka geldi. A, dam goförüne: — Eve dönüyoruz, Prancola, de- di Yavaş sür. Soför yerine oturdu. — Marki “hazretleri memnun kaldılar mi? diye Etendisi kısık bir sesle: — Bvet.. dedi. Çeviren: Ayşe NUN arabadün sordu. MİZAH At ve bestekâr Meşhur Çek bestekâri A, Dvorjak oldukça cahildi. Prag operasında orkestra şefi oldu. Ku vakit, bir gün rejisörle sert bir Münakaşaya tutuldu. 13 Üncü asırda geçen bir vak'anın temsilinde rejisör sahneye atlı asker- ler çıkarmak İstiyordu, halbuki bü. yük bestekâr: “O zaman dünyada at yoktu” diye urar ediyordu. Dalgınlık Aleynur Bloloji Profesörü Porel, bir gün Sorbonne Üniversitesinde talşbe- lerine Franklin'in kurbağa tecrübesi- ni yapmak istiyordu: Bu münasebet- le ölü bir kurbağa getirmişti. nuşürken ceplerini karıştırmay: Jadı ve nihayet muntazam ambalâj. h bir paket çıkardı. Sicimini çözdü. içinden kürbağa yerine bir sandviç çıktığını görünce kendi kendine mı: rıldandı: — Tuhaf, hiçbir şey anlamıyorum. Demin kahvede bir şeyler yediğim. den de o kadar eminim ki,, ömn çu aa —e — B l Ge|

Bu sayıdan diğer sayfalar: