13 Mart 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 3

13 Mart 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Mart 1080 Yunanistanda seçimlere ordu mensupları da iştirak e Ü Buna karışmadığı tasrih edilebilir | Arkadaşımız R. Guyon bildiriyor * TİNA, 12 mart — Muhakkak ki Y - stirak edişleri idi. Seçimleri yüzde yüz demokratil esaslara göre yapmayı kendisine dinen Yunan Hükü: Mmeti 'ede ve bilhassa Amerikada âdet olduğu gib ordu mensuplarına rey verme hakkını ta: Askerle Fin, askere alınmadan önce ikamet etm ldukları şehir namzetlerine rey vermek isti üşünülmüş ve hususi aday listeleri hazırlar el Arnavut ve Bulgaristan hudutları b raügâh kur. Siyasi meseleler ve muhabir mektupları Harp malâlü Yunanlılar reylerini kullanıyorlar rağmen ordunun siyasete etti —rYErt İSTANBULE Kitaplar arasında U köy bizim midir? diye hâ- JA düşünüyorum. Evet, Mah- mut Makal adında genç bir köy öğretmeninin kaleminden çıkan Bizlm Köy'deki(1) korkunç sefalet, Bizim Köy Yazan : den bu kadar uy hirleyen, yoksa tane kitap mı Neden - bize y man gereken şeyi Cevdet PERİN okuduğun o beş on aptıklarından, — yap- lerden hemen hemen kara cehalet, taassup, topraklarımızda hâlâ yor mu? İnanamıyor hastalık bizim hüküm sürtü- um. — İnanmak okrusu. Şu. sa: hiç bahsetmiyorsun? Neden bu ceha- det karşısında lekette bir Kubilây efsanesi olduğunu öğretmediler mi İnkılâbin, hayır Ekmek şehrin somunu gelmesin aklımıza sakın. Bu. bizim ekmek, kalınca bir yufkadan ibaret. tir. çok kere” içi hamur çek kopmaz mübarek. Mukavva ıslatıp yiyormuş gibi gelir deyince ihtilâlin hâlâ ettiğini söyle. mediler mi? — Kitabına zan değerli muharrir. “O sadece der- di göstermekle yetinmiştir. Devasını bulmak salâhiyet ve makam sahiple- rine düşer.” diyor. Ben bu fikirde de- filim. Sen bizim yaramızı gerçi deş- tin, fakat deştiğin bu yarayı tedavi edesin diye seni yetiştirdiler. Bu ön- sözü yazan arkadaş 2474 sayılı kanu- devam kalır. Hazmedebilene aşkolsun! Ama ne zahmetle yapılıyor. 0... Şu ekmek derdi yok mu, bana öyle geliyor ki, bizim kadınların öm- kısaltıyor. Kimi köylerde güzden haftalarca durma: dikten sonra, köyüne döner- Bir dan uğraşıp bahara kadar yiyecekle. Ti ekmekleri pişirip yığıyorlar bir nara. Sonra her övünde yeteri ka: darını islatıp Su inanca vardım ki, köy sağlığının yo- luna girmesi için ilkin bir fırın lazım her köye." ? ken and içmedin mi enstitüsü gezdim, bir darı gördüm. Bu okulların içir iyile Fakat, sen, kitabının birkaç yerinde zikrettiğin Yakup Kadrinin” Yaban"ın YÜ köy olduğu gibi, fenaları da vardı. ikinci — basılışına — yazdığı — önsözde Kötümser bir natüralizmin mahsu- | şöylediği gibi, sen ektin Ki İü olan bu küçük kitap, daha doğru: | ne biçmek İstiyorsun?” Sana, daha su bu notlar, şüphe yok ki bu aci ha- | henüz yarı yola bile varmadığımızı kikatleri gözlerimizin önüne seriyor. | göylemediler mi? küz ölürse?” diye soran oğluna, Bizim Köy'ün — bir köy enstitüst mezunünün kaleminden çıktığına 1- nanmak biraz güç. 55 ci sayfanın ilk 'öğretmiş — bulunduğum diye başlıyor. "Öğretmiş” de #il “öğretmen” olacak. Bu da, müs- 'edi Arap harfleriyle yazıl- mış olduğunu — gösteriyor. Cünkü, © Arap harflerini - bilmiyecek — ka: Kençtir. Fakat ben burada polis ha fiyeliği değil, kitap tenkidi yapan bir Muharririm. Bu nokta üzerinde dur- miyacağım. Yalnız, gayem, Türk İn- kılâbının en ileri hamlelerinden biri olduğuna inandığım Köy Enstitüleri dAvasını, Ahmet Emin Yalman'ın Ya- rının Akıncıları(3) adını verdiği ide- alistleri kalemim yettiği kadar müda- ki, Mahmut Makal, senin omuzların, senin o ci- hZ ruhün, bu muazzam ve uzun vâ- deli yükü taşıyacak / kudrette değil Demagoli yapıyorum sanma. Şu an- daki kadar samimi olduğumu hatır- lamıyorum. Çünkü bu dâva uğrunda b u hazin cevaba ba. kin © zaman başka ça re yok, boyunduruğun bir yanına sen bir yanına da ben. İsmet de tu: yapışaın. Ölürsek de ö iyle sürünmekten öyle ö kelimeleri Mahmut Makal'ın notları orta A- küçlk teferrümtina kadar canlandırı: Muharririn anlattıklarının doğru olup olmadığını münakı #ilim. Ancak, bu. kü; başka bir ŞA edecek de- ik kitap beni ekrar gözden geçirmek zorunda bıraktı: Köy e fitülerinin kurucularından b İsmali Hakkı Tonguç'un Eğitim Yolu Tle Canlandırılacak Köy N ese- rinin bilhassa Üçüncl bölümünü oku: 'dum. Orada, köy enstitüsü mezunla- rından bazılarının notlarından alın mış parçalar var. Bu notlardaki di- namİzm, enerji Ve şevk ile Mahmut Bayfa 8 leri Tarih görüşi Büyük Reşid Paşa ve ehemmiyeti —Doğumunun 180 n yılı “ münasebetiyle — 13 mart — 1800 Türkiye tarihinde epyeni bir. devir açmış olan büyük diplomatımız. Mus- 'tafa Reşid Paşanın doğduğu. — gündür. Önce hayatını kı- saca — anlatalım: Babası, İkinci Sul- vakfı: tan Bayezid On yaşında babası- n kaybetmiş, zarv ret içinde cami der e acemce öğren. miştir. Eniştesi 15- partalı Ali — Paşa, Reşid Beyi yanına mühür Meşhur ricalinden Köse Raif Efendi himaye etti. O aralık muharebe başlamıştı. Reş dudaki kâtipler arasında du. Hükümdar, İkinci Sı muddü. Reşid Beyin kal kan bazı telhisler, ilk defa padışahın dikkatini çekti, tanımasın du. Harbi takip eden Edir desinde yine kâtiplik etti dönlünce, padişah huzuruna kabul et ti. İltifat gösterdi ve bil sızcayı ilerletmesi — tavsi, lundu. Hâdiseler, ona müstakbel mes- teğinin çizi devrin meşhur adamların Efendi (sonradan Pertev sıra. gideri mesele için 2 yanına aldı. Alinin Mısırdaki faal Mehmet Ali gördü. diplomatın kiymetini takı de aldı. Ali Paşa, Mora Seraskeri Reşid. Paşa, Yazan: Ali Canib YÖNTEM medellik — olduğu halde gitmişti. He- men Hariciye Ne- zareti Müsteşarlı. fına — yükseltildi, bir yıl sonra bizzat Hariciye Nazırı ve vezir yani paşa ol- du. İstanbula dön- 'dü. Bu sefer İkin- €i Mahmudun bü- yük iltifatına maz- har oldu. Reşid Pa ga, öteki nazırlar- Ca tehlikeli bir adam telâkki edil- mekteydi. Padişahı kandırdılar, bu sefer Paris elçi- hğiyle uzaklaştır. mak istediler. Fakat Reşid Paşa bü- tün bu entrikalardan haberdardı. İs- tanbulda kaldı. İşte o zaman kafa- darlık vazi- sında yer eden idari ve siyasi inkı- vrin | Jâbi yaptırmaya koyuldu. * XVT inci asırla beraber, Avru- paya nazaran gerilediğimiz ve çö- küntüler başladığı artık anlaşılmıştı. Fakat XIX uncü asırda hakikat acı çehresini bütün açıklığiyle gösterdi. Muazzam emperyalist cereyanlar bi- zi şiddetle sarsmaya başladı. Bir ta- raftan da Fransız büyük inkılâbi hi- ristiyan tebaayı uyandırıyordu. —O zaman bazı devlet adamları, artık Osmanlı İmparatorluğunun Ortaçağ zihniyeti içinde devam edemiyecefi- ni idrâk ettiler ki, bunların başında, Moskoflarla d Bey, ot- ultan Mah- ha sebep ol. irne Muahe- i. İstanbula hassa fran iyesinde bu. Yine 6 ndan Perte Paşa) bir gu kısa - makalemizde - hayatından ken onu da | bahsettifimiz Büyük Reşid Paşa var Mehmet | Gir, Reşid Paşa iktidarı eline almı ni yakından | dan önce Rusyaya - sefaretle giden müstakbel | #alil Rifat Paşa, Gdönüşünde “Ya dir etti, ah Avrupayı taklit ve takip edeceğiz, Baki Müiz ea Makal'ın ciliz, mariz ve kötümser an askert birlikler için . daireleri nda | koymak istedi. Fakat Pertev Efendi- | yahut bizim için Asyaya dönmekten e Geer Haa z yye d Üslübu varasında dalar kadar fark | Salktanları yakından tanırım. Sekiz " hut bizim için Asyaya dönmekt e aa Var, Bahınız. bu gerçek ba yılmasan | Yıl önce, bir yaz günü, bu topraklara | nin ikaziyle Mısırda kalmadı, İstan- | başka çare kalmıyacak,, demişti. De- v Eitbeye bakmadan, sanki c ikamet « Hesllstlerden bir'ne diyor: “Küyde İ göz ölkenlere en yakın olan Erzu- | bula döndü. Otuz iki yaşında, 0 za- | mek oluyor ki biz 1839 da Resiâ Pa- ” S eee GCovusi e milli duyguları yüksek, vatan, millet | Tum'un Cilavuz Köy Enstitüsünde ge- | manın mühim memuriyetlerinden bi- | şanın şahsi himmetiyle Tanzimat de- e Janabilmişlerdir. Tahmin — edildiğine gön 4 Sürette anlıyan; düyan | Girdiğim neşeli ve ümitli günler göz ğ A Suğ l kar ae aa ea aBa Blgarsard anlamını genlş surette anlıyan, düyan |/ ÇEAİRİM DSi Ve ÜNU SöDer ede | ri olan amedciliğe tayin edildi. Hep' / nijen iğlahat hareketini. Yaparken i9-, n bir kitle yaratmak, büyük idenlimd ğ a D | üyanik adağilar kendisini' tutüyordu: | (. vüyle emiperşülise garbın mkıştir. Buraya aa Z gayet basittir. A: Bü bakımdan “genç. öğrencilerimle |/ oldu, bilmem: Nasıl oldu da bu güzet | “Yanik adamler kendisini tituyorüu |. te böyle emperyalise igarbın sıkışı ü Ü ada af Fil-Ondn mensupları atık ördugühlarda soğimlüri takiy cülyerac | Ti BARTEMARAN Lalllir yilrer, |— S0 ee HN aai ai e | BAA l ması neticesinde zoraki bir Avrupalı- kakika aaklerler, | onlar.. manzümeler— okütüyordüm. | Vet © bitmez tükenmez sandığımız | guna isyan etmis, meydan okuyordu. | yaşmaya mecbur kalmıştık. Memleke- : d brin n | . . Her milli bayramın gelişinde bütün | ©Terli kaynağını kuruttu. Tophahe Müşiri meğbur” Fİaliİ Rifat | n muslüman halı. tamamiyle şark ü a usların AS a OlltlkîlSl köy halkını toplar, bu günün kıyme, | £ Buhdan sonra yazacağın / Kitabta | paşa ile tekrar Misıra gitti. Mehmet | mantalitesi içinde yaşadığı için Res D Si Yaranl ASA G yi TU ME ç Aliyi teskin için almak istediği Bir | ©4 paşa ve arkadaşlarının ne için « haye-| yarının cennet köyüne giden yolu | “Ma li üt e te erdiği asker | — Londra (Husust mühabirimiz bil- | müslüman ndan, Sin- | “ke a. Fakat talih beni o yu: ĞÜ teabir sebebiyle hükümdarın âzabi- | böyle hareket ettiklerinin - farkında : Mte | Cariyee İ z " aa l mnn zay vi | 2A düradı. fakat bu tehlikeyt çabak | Gezim. / Hati münevver tabakaya larak munta, S« ğ BANltyor musun, — Mahmut Makai? | 1ax Yayıaları Talaabu, değe Tt Ve | atlatti. Amedoilik Üsürinde olarük | acasup olmaları iktiza eden galirler, Kalanna tün | intikal eder a ÖriK B unu yazan senin ağabeylerinden bi- Feltim Yolu He| otuz dört yaşında - Paris Ortaelçisi Yuna: e| yadaki t Cumh Senin gibi bir köy çocuğu. Bir köy Reml Kitabe kendisini heciv ve tehzil ediyorlardı. ha aei nn İi atani " elit rarşeleb enİş a çai açt . ldu. Memuriyeti başına — giderken | u sebepledir Ki Tanalmat Termdbu V öiğümkdü v de kar iğine dair bu kadar kendini sahvermişsin vatan neşriyali YA Akınciları | yolda — Viyanaya — uğradı, — neshür | ni ökürken pasa, hayatının tehlikeye Ti İzmaaggre ni D e vuaa, D Prena Metternlek'le görüştü. Bu dip- | diyordu. Tan- rlendi İ lendirdi. Fakat vazifesi çok müşk Ti i | kuk müsavatı vermek. Huti 2 z & İşi, Msir işi gibi ağır me- | iini için kanunların - yenileşmesi, n bir.de Prammlaris Getayiri | Avuğaklammn. lit — HDA ı | SKalleri gallesi karışmıştı. Tatanbul, ak Gzebi. mi HSS n ive etmişti, fakat o, hiç olmazsa L el aei nn | S'tartcn kanyan Taciker Tni Kayri resmi olarak Fransızları pro- | ni W Bu kadar kar | iır Kırgzlar; Kazak- Bir.yıla yakın bir müddet Parint | : tuttuğu be Ha hazırlanıyor h tuttuğu balli o B " n orta n | ittan payitehtı T 1 dü ve 1836 da Lonüra elçiliğine geçe | — Reşid Pasa altı defâ bul Bundan - dolaş n n gee Tnaklkalin lli İşte Reşid Paşanın İngiliz politi; uştur. Son. sadaret her & hediye etmişti. Bütün bu er o » . Mahallede galiba tek sevdiği, konus: | | len, —hi Ahmet Hamdi Tanpınar W apuru arasında W' 1 . behl devemla bit bi bi a rotlanli an, İhsan Beydi. 'N o acayip Ve çılgınca korku: S h . Hrmayan boyasız taht görüükçe şamfiri Hakömlere ee dakkanit depte okudukları halde elinden a: Sabihanin vücüdü katıla tut ada e z Belki de fikrin mesuliyetini üze e anlarda ne yıklız benek D d kl 'a boşalı z Fiiya " aretlerini: görebilirdiniz. Halbulti ko- ışındakiler : e ea SA g b , di Bununla beraber düşüne dü Bunlar on üç, on dört yaşında b n ağ Kekmintim. göylemeye Bacet yok İt çomur Bin ü N aa. “da HD Pa çendi. O zamanlar 'Nuri Bi yermişti. Bir kere de “Bizim ennemdir tüyeri ee Ğ a Dd sana u İ - > 'da AtA' Molla Beyle bacanak oldulları içi di v samanlür Şerköleli bttt MK l hadne gelirdi. Fakat hanımı annemle dot aat Ülmuştü. 5 ndine ait her 9 e» * a ' | ÜN RLLAM AA mişse, kendisini de ibi kabul etti. azan da ken | aX va stidem! dalma BU öevimillik ve sökulganlıın altında çok Ne bahamda, ne annemde haysiyet de- d ça di aylen | ea lerinin. önün Üürkek, alıngan, sabirsiz, hudutsüz iştiha ve h nen şey Anlıyor müsun Cemalt İkisi de TuNu n n | ğ e ü bütün bir erken uyanma Vardi. Bunu bizim eve | : | ndisine teadüif ederdim. Makrur k geldiği gün söylemişti. Bu küçük ve haşarı Karadenizden bizi ye ; , | " 4 ü irip | — Devami var — ı b

Bu sayıdan diğer sayfalar: