18 Nisan 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

18 Nisan 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 4 BEN DE ORADA İDİM! — Yazan: Oramiral William D.Leahy M d0 — Çevireni Halâk TANSUĞ Truman mukabil hücuma geçiyor Alman orduları çözülmeye ve yer yer tes Dişieleri — Bakanı — Stettinls, elci Harriman, mütercim Charles Bohlen ve ben Başkanla bergber Beyaz Sa Fayda kaldık, Saat 17.30 da Molotof. elçi Gromiko ve müterelm Pavlof ile beraber 'Truman'ı ziyarete geldi. TRUMAN HÜCUMA GEÇİYOR Başkan, Polonya Hükümeti bahsin- de Sovyetlerin Yalta hükümlerini ih- at ettiklerini 'a söylemekte gecikmedi. Diplomaside âdet olan süslü ve zik Jisanı bir kenara bırakan Başkan, Rus Dişişleri Bakanına gu noktaları tebarliz. ettirdi: 1) Polonya meselesi Üzerinde do- #acak bir anlaşmazlık Amerika umu- Mi efkârında gayet fena bir aksilla- mel uyandıracaktır, Halbuki, dünya- Rin menfaatı harb sonrası yapılacak debirliğine bağlıdır 2) Başkan, bazı Azalari arasında fikir AhUilAfI olaa bile Birleşmiş Mi letler teşkilâtım muvaffakıyete ulaş- firmak niyetinde olduğunu tebarliz ettirdi. Böylece, Rusya âza olsun ve- ya olmasın, sulhsever milletlerin yar- dimiyle gayesine erişeceğini ihsas e- diyordu. Molotof Sövyet Hükümetinin mey- Gana çıkan veya çıkması muhtemel bütün zorlukları halletmek arzusun- da bulunduğunu tebarlz ettirerek Konuşmasına başladı. Moskova, Yal- ada alınan kararlara hürmet etmek arzusunda idi. Harb sonrası İşbirliği herhangi bir sebep yüzünden tahak- Kuk etmezse bu gayet kötü neticeler doğururdu. Böyle bir giriş yaptıktan — sonra, Molotof, Polonya meselesini ele aldı. Sövyet Hükümetinin Yalta hüküm- lerine uygun hareket ettiğini büyük bir küstahlıkla — iddin etti, ve bize, Sovyet kararlarını neden beğenmedi- Bimizi sordu. Ruslarla — aramızdaki Polonya Hükümetinin teşekkülünde gıkiyordu. Sövyetler, — bütün siyasi grupların hükümet dahilinde temsilini Kabul etmemekte idiler Molotof, Yalta' kararlarımın İngiliz ve Amerikalılar — tarafından yanlış tefeir edildiğini söyledi. Rus Dişişleri Komiserine göre, Polonya Hüküme- ti'nin “yeniden teşkilinde” karşılaş dan zorluklardan bizdlt Amerika me- suldu. Sovyet #Hükümetinin Polonya- daki menfaatleri “hayati” idi, A manyadaki Rus kıtalarının ana 'tanla münakale hatları Polonyadan geçiyordu. Sovyetler Birliğinin müs- ftakbel emniyeti bakımından da Po- donya mühim bir rol oynıyacaktı. Başkan Truman, Staline danışmanı- ni Molotof'a taysiye ederek toplantı ya son verdi. Bu arada San-Fran- eisco Kanferansı sırasında Stettinlus. Eden ve Molotof arasında fikir ten- tisinin faydalı neticeler doğurabilece- gini de belirtti. Rus Diğişleri Komiseri ile konu- gürken Truman'ın kullanmış olduğu İlsan gayet hoşuma gitmişti. Sovyet- der küvvetli olduğumuzu. biliyorlardı. bu konuşmadan sonra, hakkı her za- man ve her yerde müdafaa etmek azminde bulunduğumuzu da öğrene- ceklerdi. Ben, şahsen, Polonyanın — Sovyet nüfuzundan kurtarılabileceğine kani dekildim. Fakat, Polonya Hükümeti- e gahal bile olaa müstakil bir karak- ter vermenin imkânına inanıyordum. SİBİRYADAKİ ÜSLER HAKKINDA Yalta'da, Stalin, Japonlara — karşı yapılacak akınlar için Uzak Doğuda- münakaşa, Ki Sövyet üslerini kullanabileceğimizi söylemişti. Bununla beraber, Mosko- vadaki askeri misyonumuz; hahal ge çen mevzuda hiç bir ilerleme kayde- demiyordu. Kurmay başkanları, Mos- kovadaki askeri mümessilimiz Gene ral Denne'e talimat Uzak Doğudaki Rus hava üslerinden ne de- receye kadar istifade etmemiz imkâ- M olduğunu sordular Deane'nin gönderdiği raporun ma- hiyeti şudür: en kısa bir. zumanda ve mümkün olan bütün — inıkânları Kullansak bile kendi üslerimlzden Ja- ponyaya yapacağımız hava akınları daha tesirli olacaktır. İşte bu rapora dayanan kurmay başkanları, Ameri- kan uçaklarının Sibirya üslerini kul danmaları plânını bir kenara hirak- . Alman ordularının çökmesiyle be Taber. Cumhürbaşkanının — karşısına halli icap eden gayet mühim bir me gele çıkıyordu; Ruslarla işbirliği, ALMANLAR TESLİM OLMAK İSTİYOR Almanyanın kayıtmz şartsız. ten- Jimi ile neticelenen İkinci Dünya Har- bi trafedisinin son perdesi 25 nisanda başlamıştır. "Kara ve Deniz Kuvyet- leri Klübü'nde öğle yemeğini yerken Beyaz BSaraydan telefonla heni ça- #ırdılar ve derhal Pentagon'a gitme- Mi göylediler. Saat 14 de, Pentagondı idim, Orada 'Truman, General Mar- ahali, Amiral King ve General Hull'i İngiliz Başbakanı Churehili'in. tele- fonunu bekler bir vaziyette buldum. Son derece sıki bir şekilde muha- faza altında tutulan Muhabere Mer- kezinde idik. Hususi bir at bizi, Çhurehili'in Landra'daki evine bağ- hiyordu. Biraz sonra İngiliz Başvekili telefona geldi. Başkanla beraber ko- nuşmAyı ben de dinledim. Churehili, İsveç'teki Amerikan se- firinden çok mühim bir haber almış- tı. Bahsi geçen bu. habere - göre, Himmler, Kont Bernadotte'a müra- caat etmiş, batı cephesindeki Alman küvvetlerinin İngiliz ve Amerikalıla- a teslimi işini görüşmesini Kont'tan Tica etmişti. Holânda, Danimarka ve Norveçteki Alman birlikleri, teslim meti namına konuşuyormu, Bir beyin kanaması neticesi Hit- ler'e fele gelmiş, bir kaç günden faz- Ja yaşaması / beklenmiyormus. Bu sebeple de Himmler Alman Hükü- meti namına konuşuyordu. Truman, bütün cephelerde yapıla- cak kayıtaız gartsız bir tesiimi an- cek, İngiltere ve Rusya ile beraber kabul edebileceğini — söyledi. İngiliz Başbakanı ise, harbi kabil olduğu ka- dar çabuk bitirmek istiyordu. Tru- man, kendisinin de aynı fikirde ol düğünü, fakat girmiş oldukumuz ta- ahhütlere sadık kalmamız icap etti- ini belirtti. Biz daha Pentagonda — iken, “Ban Francisco Konferansına gitmiş olan Stettinlus'ün vekili Grew içeri girdi ve başkana Stockholm aefirimiz H. V. Johnson'dan aldığı bir telsizi u- zattı. Churehili'in biraz önce telefon- da anlattığı hâdiseleri Johnson teyld ediyordu. Başkanın emri Üzerine Stalin'e bir telsiz çektim ve durumu bütün taf- #ilâtiyle kendisine anlattım. Alman orduları bütün cephelerde, kayıtaız gartaız ve her Üç deylete birden tes- İlm olurlarsa bunu kabul etmek niye- tinde idik. Eğer Sovyet lideri kabul im olmaya başlıyor ederne yukarıdaki / gartları havi tali- ati İsveçteki sefirimize bildirecek: tik. Staline gönderdiğimiz — mesajın bir eğini de — Chürehili'e — yoll Himmler'in yaptığı birinci t ten başka bir haher çıkmadı. ABSOCİATED. PRESS'İN BÜLTENİ İkinel “alarm” San Prancisco'dan geldi. 28 nisan saat 21 de, San Fran- Clsco'daki Aasoci rettiği bir bültende Almanyanın müt tefiklere teslim olmâyı kabul ettiğini bildiriyordu. Amerikadaki radyo is- tasyonlarının A.Pinin bültenini tek- rarlamaları üzerine memleketi büyük bir heyecan kapladı. Beyaz Saraya telefon edip haberin aslını soranların haddi hesabi yoktu. A.P. nin verdiği haberi bir resmi kaynak teyid etmemiş olduğu için, Başkan evime telefon etti ve General Eisenhower'le derhal temasa geçme- l istedi, Muhabere #istemimizin — fevkalâde müsmiy çalışması sayesinde bir kaç dakika içinde Bisenhowet'in kurmay başkanı Bedeli Smilh'i telefonla bul- dürttüm ve kendisine vaziyeti yöyle anlattım: "Almanların Bisenhower'e teslim olmak istediklerine dalr bir haber aldık. Durüm nedir?' Smith böyle bir şeyden huberi ol- madığı cevabini. verdi. Generalin sözlerini Başkana tekrar ettim. O da Beyaz Sarayda toplanan gazetecilere San Franeiaco raporunun yanlış olduğunu. bildirdi, İTALYADAKI TESLİM ALMAN — OKDUSU OLUYOR Ertesi sabah, bulunan - Mareşal telgraf aldık. İtalyan cephesindeki Alman or- düları — Başkomutanı — General Von Viçlinghoff, Alexander tarafından ko- gulan teslim şartlarını - Sövyet mü- Messilinin huzurunda: kabul etmişti. Müttefik komutanı İtalyan cephesin. de muhasamatın 2 mayısta sona er- mesi beklenildiğini bildiriyordu. Ertesi günü, Benito Musenlini'nin İtalyan partizanları tarafından yaka- dandığı haberi geldi. Düçe, metresl, ve 16 faşist subay idam edilmişlerdi. Her geçen gün, çok mühim gelir- meler veya. rivayetler — getiriyordu. Harbin sonunun uzak olmadığı aği- kârdı, 1 mayıs sant 16.80 da, Hambu radyosu, Hitler'in öldüğü — haberini verdi. Alman silâhli kuvvetleri Bas- komutanlığını büyük — Amiral Doe- nİEZ ele almıştı. ? mayısta, Stalin, Berlin'in tamamen işsal edildiğini 1; dân etti. 0 nisanda, İtalyada Alexander'den bir Mayıs 4 te, Güney-Doğu Asya Ha- rekât Sahası Müttefik Başkomutamı Amiral Loyis Mountbatten, Rangoon şehrinin alındığını bildirdi. Bğylece, Birmanya Savaşı iki senelik bir ge- cikmeden sona ermiş oluyordu. Gene mayis 4 te General Bisen- höwerden bir mesaj aldık, General Montgomery'nin cephesinde harb e- den Alman kuvvetleri 5 mayısta yü- rürlüğe girmek Üzere teslim olmus- dardı. Alman radyosu Holanda, Da- nimarka ve Küzey-Batı Almanya- daki nazi birliklerinin Montgomery'. 'ye teslim olacaklarını yayınlıyordu. — Devamı var — İ Sinema âleminden enteresan pomelei Jennifer Jones ESRARENGİZ. Giye anılar Jennifer Jones'un karakterini bir çok gaze teci Anlamaya UğTAŞtıyan da netice boşa çıktı. Zira Jennifer'in tabiati hakikaten çok değişik.. Bir gün ga- yet sevimli olduğu halde ertesi günü kendinden nefret ettirir. Tabli latemi- yerek ve farkında olmadan. Sık sik melankoli krizleri geçirdiğinden her zaman sinirlerine hâkim olamaz. Ce- miyet içindeki harekâtı Greta Garbo' müNkİ gibi hususl maksada göre a. yarlanmış değildir. Sayet yeni çevir meye başladığı filmin flk günlerinde gazetecileri görmek istemezse, biliniz K, gadece çalışmasına mâni olduğu İçindir. Bunun gn büyük — İspati da film çevirmeye başlar başlamaz Ade- ta karakter değiştirişidir. Durmadan Gülümseyen ve dudak boyamı sürmek. ten hoşlanan bir kadın — halini alir Halbuki hakikatte boyanmaz, ilave- ten David O Selanlek'in Jânao ettiği bütün yıldızlar gibi kaşlarına hiç do- kunmaz. Kuvvetli bir şahsiyet sahibidir, Ko- lay kolay her rolü kabul etmez, Bir gök Benaryoları, bü arada Laura'yı 'a meflze etmiş ve rollnü Gene Thi- erney'e terketmiştir Bu esrarengiz diye anılan yıldızın H sene evtelki hayatına bir göz a> talım: Babası Oklahomda bir tiyatronun Bahibi idi, 2 mart 1018 de Phyilin İsley-müstakbel Jennifer Jones- dün- yaya geldi. Allesi onu sör mektebine yolladı, Fakat onun aklı fikri Gaynor ve Sylvia Sydney gibi beyaz perdenin meşhur simalarında İdi New-York'a giderek şansını denemek 'en büyük emellerinden biri 1di. Nih yet muradına da erdi, Amerikada Robert Walter ile evlendi ve ikinci derecede rallere çıkmaya basladı. Ni- hayet bir gün Katherine Erown'un delâletiyle rejisör Selzniek'e tanıştı rildi. Hemen bir kontrat imzaladı. ar ve ismini Jennifer Jones yaptılar, Hayatının en güzel günü Selzniei in kendisine “The song of Berr dette” (Bernadette Şarkısı) adlı fil- mi çevirmeye - başladığı gündür. T4 günde filmin çevrilmesi bitti ve Jen- nifer senenin Oscar - mükâfatını zandı. Bu, onün için fevkalâde geydi. Kendisinin bir lstidat olduğunu keşfettiği için David O Selenlek'e Aşık oldu. - ve kocasından — ayrıldı. Adam teessliründen — kendini içkiye vererek sinirlerini bozdu, Bu arada Selznick, Jennifer Jones'a 'Since You went aWay” (sen gideli) Love Lettres (aşk mektupları) gibi filmler çevirterek onu çok geçmeden meşhür etti. Geçen sene de karısını boşıyarak Cote d'Azur de Jennifer le evlendi. “İyi biten her şey İyidir! diye bir darbı mesel vardır. David O Selznick de esrarengiz Jennifer Jones'da saa- detini buldu. Çok gergin olan sinirler rabilmek için Jennifer t uyur. seyahat esnasında meşhur forlarının hepsini dolaştı. Jennifer'in dalma tekrarladığı gen- dine has bir Jesti var: Parmaklarını saçlarının içine daldırmak... Yemek pişirmesini bilmez ve çok sahir iste- diği için sevmez de. Son derecedi mahçuptur. Selzniek, geceleri 12 Avrupaya yaplığı son ir dok- Vivlen — Lelgh, — İngrid MİLLETLERARASI — TENİS ŞAMPİYONASI Nice, 17 ALA. (Revter): Amerika- h tenia yıldızı Miss Güssle - Moran, Nice'te yapılan milletlerarası — tenis şampiyonasını dün kazanmıştır Miss Moran, finalde Fransız Mile. Josetti Amovretti'yi 6/0, 6/0 yenmiştir Çift erkekler dömi finalinde Ro- bert ve Tallert Bergelin ve - David- son'u 6/8, 5/7, 6/3 yenmişlerdir. Diğer dömi final maçı yağmur do layısiyle tehir edilmiştir BELÇİKA HOLLANDAYI 20 YENDİ Anvers, 17 (AP) — Senelik Belcika - Hojânda futbol m: Anvers'de oynanmış ve birinci devresi -0 biten maçın sonunda Belçika Ho- milli Tandayı 2-0 mağlüp etmiştir. dennifer Jönes'un çok sevdiki köpeğiyle alınmış bir resmi Bergman, — Katherine Joan Pontalne Hepburn — ve Bibİ bir gök rtisti Pakat bu şahısların içe- mekte en az güç- meşhür etti. risinde meşhür lük çektiği Jennifer Jones oldu. Jen- nifer bu günlerde adi) enteresan bir film 'Göne to sarti gevirmekle meşgul. SANAT — BÖYLE HİMAYE EDİLİR Amerıkada güzel sanat galerisi BİRLESİK Amerikada Mi Güzel Ükve edilmiştir. Bu odaların inşaatı sana erince, halen istimal ecilmekte olan 80 sergi odamına ek teşkil ede- Washingtonda Milü Güzel Sanatlar Galerisi, Birleşik Amer Hazine Bakanı Andrew w n tarafından hibe edilmiştir imda halka açılan galeri ” Ameril Hükümeti tarafından idare edilmek! Jan Smithsonjan Müzesinin bir kıs- 30 haziran 1040 da sona erecek ©- Jan sene zarfında galeriyi gezenlerin sayışı 1.500.000 ki. Böy lece, açıldığı gezenlerin sayısı Beçmektedir. Ra'da- Kunsthistorischen #dünç olarak alınan hususi Güzel natlar hazinesinin teşhiri münase tiyle galeriyi 875.000 kişi zi mistir. 15.000.000 anlarda Viya- Müzesinden Yeni"Dünyada basılon yeni kitaplar rikada 1941 g- 1849 yılında An yıda yeni kitaplar kilar tekrar edilmiştir. 1940 yılında ılan yeni kitapların sayısı 10 bin dir. 1948 yılında basılan yeni ki tapların sayısı 9807 olduğu, harp devresinde en düşük — rakamı teşkil eden 1945 yılında neşredilen yeni ki- tapların sayısının. ise 6,548 | geçme- diği görülmüştür. HİKKYE* Şehir kulübüne girdiğimde içe- risi tklım tıklımdı.. Âmirini çe- kiştiren memurlar, yalan olduğu. BU bilmekle beraber uzayan bu. Tun ve parlayan gözlerle birbiri. nin çapkınlık hikâyelerini dinle. yen “delikanlılar, aznif, — prafa, tavla meraklıları ve en fecil kah: ve diplomatları bu akşam neden bilmem gönlüme bir bulantı ver mişti. Çıkıp gitsem. nereye?.. Se> nelerdir bu gürbet bekârlığı aynı fasit dairede dönüp durmaktay- di Lokanta —kulüp —oteldeki- o dam.. Öteldeki - odam-dairem-lo. Çarnaçar bir kenara ilişip. her ayfam “ başkasının elinde gezen İstanbul gazetelerinden birini aç- 1m: Makaleler, havadisler, tefri. kalar ve ilânlar... Bırakıp - gitme ge hazırlanırken gözüme İrt pun- folu bir başlık ilişti: Hayvanseyenlerin dikkatine Ligorno cinsi, sol ayağı bi- leğinden kesik bir horoz 27 ağustos gününden beri kayıp- 'tir. Edirnekapı, Karanfil sok. 20 numarada Necati Başı- hoş'a getirecek hayvanseven, ziyadesiyle memnun edilecek. Ür. Hey gidi Necati Bey... Altı yedi şene evvel aynı bankada memur Bulunduğumuz. ihtiyar dost gö- zümde canlandı: Edirnekapıda, nikâh — mahsulü vinde: hastalıklı kedileri ve ço- Yak bahçesiyle didinir - dururdu. El vermek âdeti yoktur. şapkası- u ise müdürlerine dahi çıkarmaz, sevdiklerini;. şaraplanmış “En &- İA tütünü doldurulmuş kaba pi. posiyle selâmlardı. Elbisesi dai- ma buruşuk ve tozlu, sakalı her zaman Uzamıştır. İşi bitince da- Şınik beyaz saçlarını — sararmış parmaklariyle tarar, urganlaşmış kravatım bir çekiştirir, piposunun dahili mamulât tütününü tazeliye- Tek, altı aydır aynı kâğıda sardı. İi yemek kabını koltuğunun al. Tına sıkıştirıp, kör Mestan İle to- pal Sarmanlarına, hasta düdağı gibi çatlamış sebze bahçesine, si- Şatikii karısına koşardı. Duyardım: Vaktiyle har vurup harman savurduğu çiftliklerinden bir buçuk dönüm sebzevatlık, renk renk, boy boy cariye ve hizmet çilerinden, minderden — kımldana: Mayan karısı, her birine bir ser. vet vakfettiği oğul ve kızlarından İki üç bayramda bir gelen tebrik kartları ve torunları yerine; - vi- raneliklerden topladığı sakat ke- iler kalmış. Eilisinden sonra çalışmağa baş- tadığı halde bankada en nikbini- mizdi. “Yaşamak ne güzel şey Giye Omırıldanırdı, - çıplaklıktan, ihtiyaç oldukça, soğuktan korun: bilecek kadar / giyinen,” “Oh.. diyecek kadar yiyebilen ve tatlı Tüyalar görecek kadar uyuyabi- len kimse hayattan nasıl şikâyet edebilir? Her türlü Met ve felâkete lâ- kayt kalırdı. — Âlem; / karısının “AhU enin” lerinden, her akgam hava — kararıncıya kadar tulum- badan gekip suladığı halde bi rını serinletemediği — bahçeciğin- den ve bilhassa yemekte iki y Rına sofraya dizilip, kardeş paj yedikleri; uyuz, sakat, hastalıklı fakat kendi tâbirince “nesilleri- nin bir tanesi, hayvan bassasiye. tinin nümünesi” kedilerinden haretti. Bir bayram ziyareti dolayisiyle uğrayıp, israrla yemeğe alakonul- düğüm günkü samimi taamı unu> tamam: Karısı Rebia Hanım al. tina aldığı ayaklarını - ovmağa iki tarafa, sallanarak sı- or, Necati Bey; en iyi parçaları “yavrucuklarına” payet- Meğe didiniyor ve ben, boğazıma dizilen lokmaları, kedilerin akar, kokarını - görmeden yütabilmeğe lşıyordum. Arada Necati Bey Sesleniyordu: “Bey oğlum, şu te kirin âsaletini görüyor musunuz?'” Nezaketen, yağlar içindeki mu şamba — örtülü sofranın Üstünde Sıralanan kedilere, her lokmasın- dan sonra efendisinin hoşuna gi. den bir marifet olarak pençeleri: ni yalayan tek kulak Tekire ba- kıp, ağzımdakileri birkaç dakika HASRET ENDER HALİT daha çiğnemeğe mecbur düm. Sonraları öğrendim: Necati Bey güvercinlere de heves bağlamış, Tavan arasında yüze yakın kum: vu ve güvercin beslermiş. Bir za- Mmanlar adatavganına merak sar. Miş, dehşetli sürette Üreyen runlarını” hergün yalvara yakara eşe dosta dağıtmağa mecbur ol- Muş. Yakın zamanlara kadar K Haryaya gönül vermiş, yatak oda> sında karyolasından büyük çifte- Fane yaptırmış. Ahbapları, gençe liğinde; avdan mefret ettiği hal. de av köpeklerine avuçla — altın döktüğünü söylerlerdi. Oğulları.. kazları.. her biri bir taraftaymış... “İsabet, derdi, vere- cek şeyim kalmayınca mütemadi isteklerinden halâs oldum, üzüntü- lerinden kurtulup nihayet karım ve “yavrucuklarımla” başbaşa ka- Tabildim.” Acele acele konuşur, traşı gel- miş yüzü, bir şey çiğnemeğe uğ- raşıyomuş gibi mübalâğalı hare. ketlerie — mütemadiyen — şekilden şekle girerdi. Öğle tatillerinde ek- Seriya civardaki kahvehanede bu- Tuşur, bir kahve fincanında o geç- mişi tazelemeğe, ben geleceği ha> yallemeğe uğraşırdık... Gün olur tek kelime konuşmadan paydosu tamamlar. gün olur devamına ak- gam için sözleşirdik * Beş sene kadar evveldi. dişarı tayin olunarak İstanbuldan ayrıl. 'dim. Necati Beyin de yaş haddini doldurduğunu düymüştüm. İşte, senelerce sonra gazete ka- nşürirken bu eski destuma ras- Tamıştım. İstanbuldan çok uzak bir yayiada, gölgeler günün son kızıllığında erirken; ona derin bir hasret, bir türlü gürbüzleşemiyen sebzevatlığına, oymalı saçakların. da kumrular uçuşan, kaplamaları Çürümlüş konak yavrusu evine kar- Ş1 iç burkan bir silaçekişi duy- Makla olduğumu farkettim. Ne. çati Bey ve muhitinin; bütün ku- Sür ve meziyetleriyle bizden olan, manla insanı saran bir havası Yazar oluyor. : — Güzel miydi giye SN Babasiyi uyorsunuz. Melekler mamak nezaketsizliğinde bulundu. Kot v ğ TT T gibi güzeldi. Esmer tenli fakat aslı melez o- ASYA HİKÂYELERİ e birlikte gelen Muhsen, bu müthiş saygısızlık N'I?A ü Bumi : | | b eai h e B amu aa « Öyreşemeğiyeni ğ - İi gel pranra aa nnn gae 18 ; b 4 İt tedL BN FA Tümüe Tamı bi K ğ TEARUYErİN getüe geenlleraden n NÜ | Ki aa Ti el andehar ikları 50 707 A « vırcık ve uzunca biyikları da düzgün çizilmiş SaRe L AA M SS Ö e Salı — | 1866 Te n lll YA Tn Böybe' we dar Mtamit DUL a Te T z $ | #ama hirsi belirten Üst düdağının zarif hattını — | yi A i bu takmıdan pak ackb olmuştu. yante. vasasi — BKAN? i M | oe UA A a İ Yezan: A, de Gobineav Çeviren ; Reşat Nuri Darago | * Yaman ga y gaa e , FT Tİ y lap İN S F RARİTR n hiddetlenen Elem kamasını çekerek Mühsen'e *T Ne irktan olduğunu srmak kimsenin ak- hücüm etmeğe koyulduysa da ihtiyarlar yetiş- T -l çıktığı zaman o, soğuk ve sert edasından a) cuğu idi. Muratgiller nüfuzlu ve zengin o deldi. Kurşunun Elem tarafından — atıldığını ' | B )o tereretoruğuna dehşet salan — Arsanler Oe Daa aa aa a Daa f süzdü; Jâkin ihtiyarın — Jam İçin böyle müthiş bir. düşmanin hiddet — herkes anladı. rodesler, Partlar'ın su katılmamış evlâdından- sakalını — ve SİYASI İKTİSADI Selden saka: için için büyük bir gürür düydüğü ddeti yüzünden bütün aile efradı birer — — Aradan geçen altı ay zarfında, birbirine TSADL SS TT Z Z|| ren Mka ee adlm Sehaen ya T Güzüğe AYtzlemamından anlamlıyordu. Götleri yağar — birer telef calimek tehlikesinde bulumuyoru. - bitişik 'olan Yev birbirini gözretleen el evin YENİ İSTANBUL BU Un N S 8 o (h v Ça aei Çesukna gefkatle Hü Pa yi — O mlmelelir Ki Msheanı Hemüşke ao ipulş, ) Parllluda hdt ve tablike dolu bir SKDt ÜU — ummgasct gü ai mayma Teti ea bi bar A Ne yazık ki, tekli ve gösteriş itibariyle bu - Gigi üç tasavvunu yerine getirmek azmiyle — gilin kendisine Satasıp onu öldürmek £ibi £ç Tastlıyor ve biriirlerine hakaretli sözler sar Sahibi Bi Galrtede Tnt £— 'm || — kader mükemmel manevi meziyet bakımın: Çıktı. Bu, hayata kendine Jayık gekilde alil: — bir İy tasarladı, Bu, cesaretinin ülçüsünü bir- — çuruyor: Jekat erkekler Warşı karşıya gelmer YENİ İSTANBUL NESRİYAT İRAARAYİN” K” ça kallandıkı. Tef || — dan'o derece yüksek ve en kibar bir soydan — Manın şarti gibi geliyorm onu ea Tardana Kayacak ve hendisini gülendire Tağe aücüki Syandllar, VİMİTED. ŞİRKETİ ahi K Tizek eai üNi Bir el İ — olauğu halde tek tir eksiği vardı, yani akir. İççal eltiği içtimat mevklden - umulacafi — CAK, Fakat en seele işi değildi heniz. arn Bami gi | MYPÜRÜ , FARUK A GÜNTER L Ön ge vanma Sardis İçin büzünlerde - üsere Srekin bi Çü aN n adai Mehmet Beyin Ozmen sümn bir - İlUMeN amcasınn evine irip Elam öi BAD 1 — Turnakla Yeri kazımalı 2 — Ar- || — bazı levazım vermiştiler ona, Babam kılıçla - beslemekte ve iki de intikam — gütmekteydi. — küçlk kardeşi vardı. Üçü erkek biri kiz döri a raae aa aa aa aar a ya e aa vyunu eem Hede ae galislan lan töyler. » — İ) — kakanı, ihtiyar bir amca da işe yaramaz bir. Ahmetgillerin bir Kolu olan alle, üç nenilden — evlât sahibi bununan bu Osman Bengar'de bir” (C YETİN Kelirmek istedii ikinci Tasavvuru Ber Sti BAD M A devlei || — tfek hediye erti. Mmühsen bu tüteğe baktıkca — deri Müratgilerle kavgalı Jak İA Mürel: — piyade alayının " yüzbaşlığım ederek İngiliz - VEYdU. Üçüncü tasavvuruna / gelince, o da Bünidiin yer BÜY AYA 6 — küumel. Bir vevi ku: |) — Üzülüp utanıyordu: Çakmaklı âdi bir geydi 0: ginerden birinin, — Ahmetgillerin - bir tabiini — hizmetinde epey para toplamıştı. — Hindii bir aa ae a a Dar aa a ae n sğa. İ — YENİ İSTANBUL MATBAACILIK K T SA $ Z MMLRSr? gan, İ — halbuki geng asilzedenin bir çok arkadaşları - kamçılamasından çıkmıstı. Hahuki Afgan ire — Sarraf Yamtasiyle muntazaman aldığı tekait ça a aa Te aa nn Ttemelü Bar İ| — ©'Niten ŞİRKETİ MATNAASI fevkalâde güzel ve en son model İngiliz tü- fekleri tağımaktaydılar, Fakat bu işe yaramaz sopa, hiçten iyiydi de.. Dayı çocuklarından maaşı ona rahatça geçinmek imkânını sağla dığı gibi biraz da böbürlenmek fırsatını ver- P sanati hakkın- İllm ahzet 10 — Gefa yapan kından olmayıp asilzadelerin idaresi altında yaşayarak toprağı işliyen, türlü zanaat sahibi lan bu tâbiler kendi efendileri — tarafından — mekteydi; bundan başka, hi şaracağı işler âayesinde Ün almış böyle bir vengâverin hürmetle karşılanıp arzusunun ye- DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ İkinci sayfamızdaki siya- ; hei sül e getirileceğinden süphe etmiyordu gaa tiri iğne gibi sivri, enine boyuna iri, bir bi hırpalanabilir Ve kimse karışamaz. Fakat bir — da şaşmaz fikirler taır ve © fikirlerin agabeyi — N* Betirilecekinden süpi N şe n hu Çak vardi; o kadar da ağırdı “ki, bir vuruşta - bazkası el kaldırmıya.. İşte affedilmez bir — Mehmedinkilerden Üstün - olduklarını ” iddia — Fakat zihnini kurcalayan bu tasavvurlarla i, “üçüncü sayfamızdaki Mera. Kab. kol, bacak uçurabilirdi. Muhsen bu korkunç hakaret ki, efendisi bunu, kendi — allesinden — ederdi. Halbuki Mehmet Bey, yalnız şahsi ce- — nerhangi bir maddi menfaat güttüğünü sanmak kültürel, beşinci sayfamız- Kra. Kak. & #ilâhı beline geçirmiş, fakat hakikatte gözü —birine karşı bulunulmuş Pibi temizlemeyi ge- — Sarete ehemmiyet veriyordu. İki kardeş ara- ona karşı haksızlık olur. Amca çocuğu Elem'i daki iktisadi başmakaleler. Ka e — bir çift tabancada İdi. Lâkin pek parasız ol n — sinda tataan ken. katletmenin kendisine kolay bir iş. göründü. tef Ve namus meselesi bilir. Kamçıyı vür: zat, Mühsen'in dedesi tarafından. biçakları nakaşalar geçip, ağabey, disine saygı gösterilmediğine hükmetmişti. Vaziyet böyle ikendir ki, hir gün Osman Bey, ağabeyi odasına girdiğinde ayağa kalk- de ileri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına ait- tir, duğü için böyle bir servete ne zama. olacağını bilmiyordu. daha. Tak öldürülmüştü. Bununla beraber, bütün o silâhları takın- —— O tarihten beri he ua ü malik künü ve ağır gelmiyeceğini de — düşünmekle iki aile arasında sekiz (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: