3 Mayıs 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

3 Mayıs 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kırk yıl evvelki gibi — Memur aileleri olmasa eski hamam, eski tas — Eskiye nazaran pek iyi vuiye“e görünmiyen işçi — Bir hatayı belirtmek lâzım — , Övün !,, fakat , Kabarma !,, — Susuz su şehri — İnşaallah, sonbahara | — Bir ,teşebbüsü şahsi,, hikâyesine girizgâh Anadoluda Refik Halid Kırkyılevvel - Kırk yılsonra İstibdat ve Meşrutiyet devir- lerinde de şaşardım; yeni rejim- de de şaşmaktan kurtulamadım: Nasıl oluyor da bir vali —eğer imarcı imkânlarını bulup da devlet projeleri dışında mü- him işler başarabiliyor; bir baş- kası —imara kabiliyetsiz yara- tıldığından— bulunduğu yerler de sadece hükümetin yapmak istedikleriyle iktifa ediyor, ayrı eser vücuda getiremiyor? İkisi de vali... Hattâ çok defa ikisi de hükümet gözünde birbirinden farksız! Meselâ TI. Abdülhamid zama- nında Halil Rifat Paşa ve Re- git Âkif Paşa Sivas vilâyetini düzgün goselerle bezemişler; ci- var vilâyetler ise yollardan mah- Tum kalmış. On beş sene evvel Lübnan'da, Trablus şehri ile is- kelesi arasında işleyen bir atlı tramvaya binmiştim; Mithat Paşanın eseri imiş. Daha yeni kaldırdılar. Yani otomobil ve o- tobüs revaç bulduktan sonra! Yeni Bursada göze görünen yollar çok iyi... Otobüsler de İntizamla işliyor. Lâkin şehrin üt kısmı henüz bıraktığım hal- de. Faytona binerek iki defa her tarafı, bilhassa bakımsız kısım- ları dolaştım. Bizim İstanbulun kenar mahalleleri gibi Allahlık! Kadın kıyafeti de değişmemiş Sıyılı çarşaflı, çekingen gölge- ler. Ancak ilk okul çağındaki- ler tek tip giyinmiş; her yerde- kine benziyor. Benziyor amma yaşına girince belli ki ekseriye- 'ti siyah örtüye bürünecek; ana- sına ve ninesine dönecek. Bu, fazla ehemmiyet vermediğim bir. müşahededir. İleride konuşaca- gi ü : Dikkat ettiğim şudur ki İs- tanbul — müstesna, Hükümet daireleri civarından uzakça her gehir ve kasaba mahallesinde benim kırk yıl öncesini bildiğim hayat pek az farklarla sürüp gidiyor. İnkılâp daha ziyade memur ailelerinin yaşayış tar- zında kendini göstermektedir. Kalabalık caddelerdeki, eğlence yerlerindeki bahçeli kahve, ve gazincların müşterisi, süsü, k ve çoluk çocuğu memur a- ilesinden ibaret. Balıkesirde de öyle. Edremit ve Ayvalıkta on- lar da yok. Eski hamam, eeki tas! Zateri yerli erkek, kadıniyle beraber sokağa çıkmıyor, - gez- meğe gitmiyor. Kaçgöç hâlâ me- riyette... Sırası geldikçe bu ba- his üzerinde duracağım. Erkek erkeğe eğleniyoruz; yiyip içiyo- Tüz, sonra evimize gidip yatıyor veya sızıyoruz. Eskiden de baş- ka türlü değildi. Daha fenası var: Bursada iş çiyi evvelkine nazaran pek da- ha iyi vaziyette bulmadım. E- —— ——— debiyatçıların Türkiyede amele hayatiyle alâkalı ilk hikâye, is- mi bile meçhul sosyalist görüş- le yazılmış hikâye dedikleri be- nim (Hakk-ı-Süküt) tamamı ta- mamına kırk seneliktir. Bursa- da koza işçisinin zor durumunu tasvir maksadiyle kaleme alın- mıştı. Şimdi gene aynı şehirde fabrikaları, bu arada büyük bir mensucat fabrikasını gezerken farada 40 yıllık zamanın sağla- ması iktiza eden güzel farkı gö- remedim. Beni grafikler ve istatikler- le iknaa çalışmak beyhudedir. Çehreler soluk ve kansız; kıya- fet gene perişan... Umumi man- zarada öyle bir ezginlik ve bez- ginlik, takatsizlik ve şevksizlik müşahede ediyorum ki fabrikı ların çıkardığı malların gittikçe düzelen kalitesine ve daima a ftan randımanına — sevinmek imden gelmiyor. Amele dâva- sı —bilirim— hiç bir memleket- te henüz iyi şekilde hal ve fas- ledilmiş olmamakla beraber biz- de sanayiin gelişmesiyle birlik- te atbaşı yürütülmediği, yani işe daha fazla ehemmiyet veri- lip işçinin ikinci plâna bırakıldı ği meydana çıkıyor. Ancak bir müddetten beridir ki hatamızı anlamış, bir şeyler yapmağa kal- kışmış bulunuyoruz. Yoksa, neme lâzım, hangi şe- hirde, hangi fabrikaya uğrasa- nız idare odaları mükellef... Fab- rika sahipleri veya müdürleri de tahsilli, hattâ bazıları hem tah- silden, hem mensup oldukları resmi müesseselerden aldıkları kuvvetle mobilyalar ve binalar kadar gösterişi sever adamlar. Ziyaretçi ile konuşurken ellerin- de tuttukları kâğıt bıçağiyle gü- zel güzel oynamasını da, zâhir tahsil esnasında ecnebi memle- ketlerinde öğrenmişler! Bir çok yerde emsaline ibretle rastla- dım : Bunlardan her biri, ken- dinde yarının mebusunu ve E- konomi Bakanını görüyor. Hal- buki -“Babacan'demiyeyim am- ma- böyle müesseselerin başın- da işçi ile kaynaşmasını da bi- len, daha az memur ruhlu ve te- vazu ehli, disiplini iyi yürekli- likle mezcetmiş insanlara muh- tacız. Kendimizi ve yaptıkları muzı başkalarının fikrine aldır- mıyarak pek beğeniyoruz. Bir *“Baba hindilik” krizi geçirdiği: miz muhakkak. Bize - “övün! dediler amma durmamacasın 'kabarmağı kimse tavsiye etme- di. Demokrasi köklenip de gü- vendiğimiz dağlara kar yağıı ca gişmekten vazgeçeriz, elbet- te! Bursa Valisi ne övünüyor, kabarıyor; iş görmek, eser cuda getirmek için çırpınıyor, kendini yiyor. Bir vali köşkü ne yaptırmış, inci! O sayede bom- boş değersiz arazi de kıymet ka. zanarak yepyeni bir saha mâ- mur hale gelmektedir. Hentiz ikmal edemediği üç büyük eser gunlar: Hastahane, otel ve su tesisatı... Hastahane şimdilik Türkiye- dekilerin en büyüğü, Otel de öy- le. Birincisi açılınca İstanbulun hasta yükü epeyce hafifliyecek. Oteli İlizumundan fazla muaz- zam ve lüks buldum amma Bur- sanın ve memleketin istikbali hesaplanarak yapıldığını söy- lediler, Bir fikirdir. Ne şartlar la, ne yapılırsa kâr olduğunu kabul edenlerdenim. Lütfi Kır- dar, İstanbula gelir gelmez Tak- sim Gazinosunu bir çırpıda kur- duruvermişti de gazeteler lüzum Suz iş, fuzuli masraf diye kıya- met koparmıştı. On bir senedir balomuzu orada tertipliyoruz, darlığından şikâyetçiyiz. Şimdi daha büyüğünü ve iyisini isti- yoruz, muhtacız da... Bursa öteden beri su şehri di- ye tanılır; lâkin susuzluk çeker. denilen yere tekrar toplanıyor. Vaktiyle de topla- nır, şehir çeşmelerine akardı. Amma hem kaba, hem kifayet- siz olan bu suyun yerine Ulu- dağ'dan demir borularla su ge- tirilmiş; bizim Terkos tertibi ev- lere ve çeşmelere akıtılacakmış. Onun Atatürk köşkü hizasında- ki haznesine de çıktım. ,Gürül gürül kaynıyor amma şehre faksim ediliyor mu? Aşağıda e- maresine rastlamadım. Galiba mesele tekemmül ettirilememiş, Balıkesirde de aynı vaziyet. Bizzat görmeğe gittiğim hazne- nin açılış töreni yapılmış; “Su- ya kavuştuk” denilmiş; — daha kavuşulamamış. — Bu sene, İnşaallah sonba- hara! Dediler. İstanbul bile bol su yüzünü güya sonbaharda göre- cek. Su işi gönül çekici bir va- ad. Teşebbüse de geçilmiyor de- ğil. Fakat daima bir ciheti ak- sıyor; uzuyor. Her halde su me- selesinde fen ve hesaba aykırı bir aceleciliğe kapılmaktayız. İ- vedilikle yapılamayacak işlerden biri de sudur, Bursa ve Balıke- sir bunu isbat ediyor, zannede- rim, Bursanın Pınarbaşı ilk seya- hatimde daha bakımlı bir mesire idi. Fotoğrafını çektiğim üç ba- caklı çınar ise o devirde bu de- rece acaipleşmemiş olmalıydı ki dikkatimden kaçmıştı. Kırk yıl- da acınacak bir garibeye dön- müş. Çınarın o hale getmesi bir saltanat veya hanedanın zaman- la kurüyüp, kavrulmasını, ucuü- beleşmesini düşündürüyor. Pınarbaşında bir de horoz dö- — YONİ 1STANBUL - 3 Mayıs 1980 Siyasi partilerin seçim toplantıları İstanbul adaylarının tam listesi cumartesi günü ilân edilecek İN seçim kurulü, küçük partilerle, müstakil adaylardın / ilmtelerini Ad. liye dairesine aamıştır. Seçim Kanununa göre, ada: müddeti cuma günü bu İetelerde cüma günü aa. cek ve haklarında bir Iti. raz vâki olmadığı takdirde katiyet kesbedecektir. Cumartesi günü 1 tanbul milletyekili adaylarının — tam Yatesi Hân edilmiş olacak ve derhal tabettirilecektir. Öğrendiğimize g- mü re İl Seçim Kuruluna yeni bir ftiraz yapılmamıştır. D.P. nin dünkü toplantıları Demokrat Parti Tatanbul Müretti. #L Hüshü Yaman f milletvekili a. daylarından Salih Keçeci ve Mithat Bözer dün Çatalca ve köylerinde do. Jaşarak siyasi toplantılar yapmışlar ve mühtelif konuşmalarda — bulun- muşlardır. DEP. liler bugün de Karacaköy ve İstrancada köy toplantıları yapacak- dardır. CH, nin dünkü toplantıları C.HP. Eminönü bucağında dün sa- at 16.30 da bir siyasi toplantı yapıl- miştir, Toplantıyı ilçe başkanı — Avukat Fehmi / Atanç açmış, seçimde parti. İlere düşen vazifeleri belirtmiş, bu- 'nu İstanbul adaylarından Hüdal Bu- kağılı ile Avukat Atıf Ödül'ün konuş- maları takip etmiştir. Bugün saat 18 de Halıcıoğlu C.H. P. merkezinde kadınlar kolu bir top- Jantı tertip etmiştir. Bu, toplantıya yeni milletvekili adaylarından Meliha Avni Sözen, Ekrem Özden' iştirak e. decektir. Keza saat 21 de Şehzadebayı Le- tafet —apartmanında Direklerarası gemt ocağı siyasi bir toplantı yapa- caktır Keman konseri 'Türk Sosyoloji Cemiyeti adına sos- yoloji doçenti Nureddin Şazi Köse- Mihal tarafından 15 mayıs 1950 pa: zartesi günü şaat 18.30 da Ünyon Fransez'de bir keman konseri verile cektir. Kendisine — piyanoda Ferdi von Statzer refakat edecektir. Prog- yamda Haendel, Morart, Beethoven, Kreisler, Veracini, — Wlenlawsky'den eserler vardır. Adliye sarayı inşaatı Sultanahmette arsası İstimlak e- dlen ÂAdalet sarayının Inşasına ha. ziranda başlanacaktır. Hâlen üzerin: de binalar bulunan inşaat sahasının Meydana çıkarılması için Bayındır. Tik. Müdürlüğü, bu sahadaki binal vın yıktırılması ve temel hafriy 'ın yapılması işini ekelitmeye çıkaı mıştır. Kegif bedeli 201 bin lira olan Bu iş ayın 11 inde bir. mütenhhide ihale edilecektir. Temel atma mers öüiniinin hasiranın 10 una doğrü Pilacağı tahmin ediliyor. vüşü seyrettim, Etrafa yüzden fazla insan halka olmuştu. Hay- vanlar esasta çelimsiz... Birinin gözü patlamış, öteki kan revan içinde, İkisinde de tâb ve tüvan kalmamış. Elbette yenilecek 0- lan bir tanesidir amma muzaf- ferin de iler tutar yeri kalmıya- cak. İçler acısı güreşi durdur! madığım için uzaklaştım. Peki amma Yeşil Burfanın güzelliğinden, tarihinden ve e- serlerinden, kısacası — şiirinden bahsetmiyecek miyim? Edebi- yapmıyacak mıyım? Belki, aralık o cihetlere de doku- nurum, Daha evvel, başka bir anlatacağım var: Benim — 1908 tarihinde Bursada bir maden suyu imtiyazı aldığımın hikâye- si! Meşrutiyetin ilânı — üzerine hepimizde başgösteren “teşeb- büsü şahsi” cazibe ve hulyasını belirtmesi bakımından mesküt Dünya Gençlik Birliğinin — İkinci Könsey toplantısı önümüzdeki ağus. tos ayı içinde İstanbulda, Şile köş. künde yapılacaktır. Bu Konsey top. Jantısı 15-22 ağüstos tarihleri ara: #ında bir hafta mü gektir. Anli âza bun Tik komlteleri dele; bu 'tle timize dif memleketten 400 ü mütcaviz -cektir. Misafir ik Üniversite ve Yüksek Deniz. ta köşkünde ve Emirgân — Korusu köşklerinde iaşe ve ibate edilecek- lerdir. İstanbul Konseyi tez olarak (Demokratik — eğitim) — mevzuunu Müzakere ve etüd edecektir. Konsey bu mevzuu, hâlen Dünya — Gençlik Birliği İcra Komitesinde merkez &. Zası bulunan Türk delegesi Müker. Tem Taşçioğlu'nun teklifiyle - kabul etmiştir. Dünya Gençlik Birliğinde Kurucu ve asli Aza sifatiyle bulunan Türkiye Milli Talebe Federasyonunun WAY Hazırlık Komitesi ve Türk Te- zi Komitesi çalışmalarına hararetle devam etmektedir. Konseyin cereyanı 'canasında 17 ağustosta Spor ve Ser- gi Sarayında delegeler için bir Mi Oyunlar. Festivali yapılacak ve bu festivale bütün mahalli ekipler işti. tle devam ede an milli genç leri, müşahit ve Mudanya hattında yaz tarifesi Mudanya “hattında yaz tarifesinin tatbikına yakında başlanacaktır. Bu tarifenin hazırlanmasında — Mudanya Armutlu ve Gemlik skelelerinden bi. 'necek yolcuların da bir günde İstan: bula gelerek şehri gezdikten #onra akşam üstü Mudanyaya dönmeleri hususu da gözönüne alınmıştır. Bundan başka vapurların haftada bir defa Trilya iskelenine de uğra- ması temin edilecektir. Amerikalı iki denizcilik mütehassısı geldi Amerikalı ” deniz — mütehassısları Swater ve Karmeli dün gece saat 0 da hava yöliyle şehrimize gel. mişlerdir. Hükümetimiz tarafından davet edilen uzmanlar İstanbulda 15 gün kalarak Devlet Denizyolları 1 L_,şLıııR HADERLE Dünya Gençlik Birliğinin ikinci konsey toplantısı 15 - 22 ağustos tarihleri arasında şehrimizde toplanacak olan konseye 400 Ü mütecaviz delege gelecektir rak edecektir. 22 agustosta — Beylei beyi Sarayında Milli Gençlik Komi- teleri gerefine bir (Gençlik Balosu) verilecektir. Bu baloya delegeler, ba N mensupları, — hükümet — erkânı, gençlik çalışmalarına emeği geçm Ve alâka duyan zevat ve » Vederseyonu mü li Taleb Bursaya, İzmire birer gezinti. yapa: Diğer taraftan Dünya Gençlik Bir Jğ1 Tera Komitesi dördüncü top tısını İtalya Milli Gençlik Komitei. nin davetlisi olarak F vansada yapa: r. Bu toplantı gelecek nene -8 mayıs tarihleri arasında İcra edile- cektir. Bu toplantıya İora Komite- indeki Azamız da iştirak edecektir. Tera Kömitesi WAY'in umuml me. selelerini ve İstanbul Konseyi — ha. Fırlıklarını görüşecektir. — Türk de degesi 10 mayısta Türkiyeye hitaben Roma Radyosunda WAY çalışmaları hakkında bir konuşma yapacaktır. Teknik Üniversitede spor bayramı 6 mayıs cümartesi günü İstanbul 'Teknik Üniversite Talebe Birliği ta- rafından bir Spor Bayramı tertip « Gülmiştir. Bayram Teknik Üniversite: nin Spor Salonunda tesit edilecektir. Bayrüma 1640 da başlanacak atle: tüzm, boka, eakrim, güreş gösteri: leri, pingepong, völeybol. basketboi Mülabakaları, eğlence yarışları yapı: Tacaktır. Programda memleketimiz. de henliz yayılmamış olan aletii Şi hastiğe büyük yer ayrılmıştır. Aye ea Mmektebin caki bir ananesi yeni: Gen İhya edilerek profesörlerin — de Gahil bulunduğu bir halat çekme mü: Sabakalı Programda yer “ alecaktir. Bundan sönra her yi aynı günde bu bayram tesit edilecektir. Batı ve Kuzey-batı Akdenizde muntazam şilep sefer! Batı ve Küzey-batı Akdeniz muün- tazam gilep geferleri için Devlet De. nizyolları tarafından yaptırılmakta olan tetkikat sona ermiştir. 15 günde bir defa yapılması muhtemel olan bu letmesinde incelemeler — yapacaklar dir. la, el ilânlariyle (Ayda 1 gün pa ilân eden “Kumaş ve İthalât T. bankalar mümessilleri, tüccarlar ayının talihli müşterilerini tesbit Kura, 11 ni: maş bedellerini tamamen geri alı Nisan ayı - talihl ediha Karagtizel Nazar Torosyan Eli Kaliti Turhan Uyar Hakkı Olaç Himayak Özgahin Fehmi Alkın Hüseyin Server Soyuer Adnan Atak Güney geçmekliğim doğru olmiyacak. Şevki Utkan Kâzım Akdoğan Fahir Tezcan Şahap Osman Nejat Ulaker seferlere tamiri bitmiş olan Rize şi. depi tahsis edilecektir. Orijinal Bir Piyango Çekildi Memleketimizde bugüne kadar piyango tertip ederek, bunu bir a; ine rastlanmamış orijinal bir ydan beri gazetelerle, mektuplar- 'asız kumaş veriyoruz) adı altında A, Şai, dün saat 11 de İstanbul 2 nci Noteri Kenan Orer, Defterdarlık ve Milli Piyango murakıpları, ve müşteriler huzurunda, Nisan etmiştir 'na isabet etmiş ve o gün zarfında, sabahtan ak- gama kadar alış veriş etmiş olun, bütün müşteriler, verdikleri ku- hakkını kazanmışlardır. Her ay tekrar edilecek olan bu piyangonun lileri şunlardır : Ziya Ballı Ömer Dişbudak Mübeccel Hasan Özülaş Kâzım Kayaoğlu Münip Gülergin İamali Takmak Ayhan Alemdar Hasan Özsoy Mustafa Vefa Sadettin Güler 'Nazım Çolak Alandi Güstav Davit Baruh Sami Özcan Turgüt Paylı Bahattin Aragöz Riza Altier Mehmet Çevik Hüseyin Altan Rİ ) Radyoevi hâdisesi sanıklarının duruşması Dün 2 kişi daha tahliye edildi. Mahkeme, Emniyet Müdürü ve İl J. Komutanını sahit olarak dinleyecek Mareşal Fevzi Çakmağın ölümün. den sonra, Radyoevi önünde yapılan yişlerde emniyet — kuvvetlerine ek ve vazife görmelerine ni olmaktan sanık olan 2 kişinin muhakemtsine dün saat 10 iübaren devam edilmiştir. Duruşmada müdafaa şehitleri dine avukatların tahliye tala. hâkimler heyeti 6 karar vermiş ve bu güretle mevkufların adedi 27 ye i- miştir icede durüşma Emniyet müdü- rü ve Vilâyet Jandarma Komutânı 'nin tanık sifatiyle dinlenilmeleri için martesi gününe Ülik edilmiştir. Dr. Nehru'nun dünkü konuşması dindistan Başbakanı / Pandit Neh- runün — yeğeni Dr. Shri Shridhara ehrunun gehrimizde — bulunduğunu dünkü nüshamızda, etraflı bir beya. natı İle birlikte okuyucularımıza bil. dirmiştik, Mületlerarası Avukatlar Birliğinin ikinci başkanı olan Nehru dün saat 16 da İstanbul Barotunda Türk avu: katlariyle bir konuşma — yapmıştır. Bu konuşmasında, önümüzdeki tem- müz ayında Lüksemburkda — birliğin yenl bir kongresinin toplanacağını söylemiş ve İstanbul Barosunu da bu toplantıya davet etmişti Bundan sonra Dr. Nehru Hindi- tanda carl olan kanunları uzun u. zun izah etmiş ve 'Türk kanunlarına memleketinin çok büyük bir temar yülü olduğunu ilâve ederek Hindis- tanın genç Türkiyeden ilham almale ta olduğunu söylemiştir. Dün Nehrunun hava meydanında Mülletlerarası Avukatlar — Birliğinin Türkiye temsilcisi Avukat — İsmaül Kemal Elbir ve Avukat Rasim Cena> nİ tarafından karşılandığı Yazılmış. tır, Bize bildirildiğine göre İami sile redilen avukatların mezkür feşkilâb Ja hiçbir resmi alâkaları yoktum “Bandırma” vapuru bu hafta geliyor 1do tezgühlarında inşa edilen pürunün — malzemesinin tesellüm- muameleai' sona ermek Ü- zeredir. Geminin $ mayısta Napoli den hareketle hafta sonunda İlma. simiza varması beklenmektedir. SİYASİ İKTİSADİ YENİ İSTANBUL MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibi * YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A.SÜNTER BU AŞIĞA AM işlerini 'fillen fünre c Sacld ÖGET Gazetemize gönderilecek bir dümüm — yasıların — doğrudan doğruya yazı işleri müdürlüğür »e gönderilmesi Tdımdır. İkinci - sayfamızdaki siyasi, Üçüncü sayfa. mızdaki kültürel, be- ginci sayfamızdaki ik- tisadi başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına aittir. Bi yeri YENİ İSTANBUL MATBAAOI- LIK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI Ahı Sahnenin Hamdi Tanpınar — ÜR'n Onun merdiven başı dili ve Şehzadebağı ti kalan tirafları büyük bir elddiyetle tekrar doyulamıyacak şeydi. Madam Eleki Ka Eşberi hiç unutmazdı. Hangimi için acele eder görse, derhal: Kardeş, ne bu gördüğüm tedarik! berden okuduğu olurdu. dardı. de elini büyük bir azim vi vesile olduğu söylenen Neron rolünden bir zehavetli hatların dâveti olurdu. Madam Elekciyan bu senelerin hatırasına çol Dışındakiler da, bir zaman Kus: trolarında o kadar alkış ve sevgi arasında oynadığı oyunlardan hatırında teiyan oynadığı otuz bes, kirk lar oyun içinde bilhassa, Sumruşrolüne çıktığı şokağa çıkmak Diye bağırırdı. Bazan da bütün bir tiradı ez- Bütün bu sahnelerde Madam Elekciyan, Uk- ftadının festlerini ufaktefek dekişikliklerle tekrar- Meselâ birincisinin ehemmiyetli vaziyetler. irade ifadesiyle kar- nuna vurmasına — daha ziyade Pariste göhretine hatıra de ile olmalı; — mukabil, o çok kadınca bir İf tombul ellerini, gittikçe ihtişamı artan göğsüne götürürdü. Böylecç aalında #adece erkek obür. Tuğunu gösteren bir hareket, onda yumuşak ve 2716 bağlıydı. Her vesile ile bize o zamanlar memle- kette bulunmıyan ustasından bahseder. Hele onun atla ve büyük bir ihtişamla sahneye ilk defa çık- tığı geceyi hiç unutmazdı. O devrin şalrlerinin ve muharrirlerinin kendisi için yazdığı giirler venc: Bir parçaları, hattâ aralarındaki mahremiyeti bü- yükçe bir eser içinde sadece ima eden Sayfal yarıncaya kadar yine ezberinde idi. Bu itibarla onu Sakine Hanıma benzetir. ve bazı hatları insana içtimal merdivenin her basamağında na: Sip olduğunu düşünerek şaşırırdım. Şunu da söyliyeyim ki, Sakine Hanımla ara- larında mühimce bir fark vardı. Sakine Hanımın Aşk hatıralarına hemen herkes hürmet eder, onu eğer bahsetmek Iâtfunda bulunursa memnuniyet- le dinlerdi. Halbuki Madam Elekciyan'ın aşk hi fıraları / Salih Kaptanı — çıldırtırdi. Aralarındaki kavgalar da çok defa bu yüzden çıkardı. Muhlis Bey, Madam Elekciyan'ın ilk âşıkı idi. Fakat uçarimesrep bir delikanlı olduğu için iki ay sonra kadıncağını birakmıştı. Salih Kaptanı ondan sonra tanımıştı. Balih Kaptan Rizefiydi. İstanbul denizcileri aranında elinin sertliğiyle, iş bulmak, para ka: dırmak, adam kayırmak hususundaki civanmert. likiyle kendisine mühim bir yer yapmıştı. - Bey- Kozda, kazancına ellerinin emekiyle geniş bir yer kilde yardım ettikleri halde, belki de fazla isra. bozulmasın diye - kıt kanaat bir allesi yardı. Filhakika oturdukları evin altındaki balıkhaned Karısı, beş çocuğu, iki bir gelini ve yedi yaşında bir torunu sabahtan akşama kadar çalı yırlar, mevsimine Köre palamut, uskumru, Iüfer tuzlarlar, fıçlara doldürürler, kayıkhaneye / ya- naşan kayıklara yüklerlerdi. Sonradan bu balık- hanenin gizli bir tarafı bulunduğunu, çoluk” ço- 217 cuk Adeta bir barut deposu Üzerinde oturup kalk- tıklarını ve Muhlis Beyin idare ettiği mühim sev- kiyatın bir kımının burada yapıldığını öğrendim. İleride anlatacağım gibi bu balıkhanede, — daha doğrusu onun gizli tarafında bizzat ben de bir gece kaldım. 1915 yılında Madam Elekciyan'ın hayatındı dört mühim hâdise olmuştu. Evvelâ bu evi satın almışlardı. Yazık ki bu sevincin Üstünden iki ay geçmeden Kirkor Elekciyan ölmüş, fakat talih bu kaybı telâfi etmek ister gibi beş eneden beri ni kaybettiği Salih Kaptanı karşısına çıkarmış. ti İşte bu İkinci buluşma kat'i olmustu. Talih bu sefer de bu gaadeti kıskanmış olacak ki, hemen arkasından Madam Elekciyan'ın vücudunun. gü- zelliğinde o kadar zararlı bir rol oyniyan - kaza olmuş, Salih Kaptanın bütün ihtimamlarına rağ: men, kırılan sol bacağı öbüründen biraz kısa kal- mişti. Fakat Madam Elekciyan Salih Kaptanın zoriyle daha evvelden sahne ni terkettiği için buna müteeasir değildi. Evin pansiyon- ola- rak kullanılması yine bu sene içinde olmuştu. Mütarekenin başında Muhlis Bey evi kendine bir Nevi karargâh gibi seçmişti, Gerek ev sahibi- miz, gerek Aşıkı onun sözünden çıkmazlardı. Za- 'ten Salih Kaptan, Muhlis Beyin sağ kolu gibiy di. Bu cesur ve'maceradan hoşlanan adam gizli ve tehlikeli olan her şeyden çılgınca lezzet alır. di Onun için Muhlis Beyin teklifini derhal kabul etmiş, altı takasını birden onun emrine vermişti Evdeki kiracıların, Moizden başka hemen h yine Muhlis Beyin getirdiği adamlardı. Muhlik Bey ilerde göreceğimiz gibi reji de Hüziyle doğmuştu. Ne olürse olsun oyunu idare etmekten hoşlanır, hakiklsi yoksa, kendisi ederdi. O canı ve küdretlerini - kendisin oyalamaya harceden adamdı. Onda her şey bi nevi acte gratulte, karşılık beklenmiyen hareket- 'ti. Bu itibarla Tevfik Beyin ondan “Doludizgin hareket,, diye bahsetmesi kadar tabil bir & mazdı. Madam Elekciyan'ın - pansiyonundan. bahse derken, Muhlis Beyin büyük kurt köpeği Buse- phale'i unutmamalıydım. Daha geldiğim gün ba- 'na o kadar dostlük gösteren — iki cebimi birden yırtmıştı, — bu köpek bu hâtıraların belli başlı kahramanlarından biridir. Evde kaldığı günlerde Muhlis Beyin zamanının çoğu bu köpekle geçer di Fakat beraberinde gezdirmezdi. O evde bu: lunmadığı zamanlar ise Agavni köpeğe bakardı. Bu kızcağız bir hafta o kadar zahmetini çektiği bu hayvanın, sahibinin sesini işitir işitmez her tarafı parçalarcasına ona koşmasını bir türlü fedemezdi. Bazı gece sofralarında Muhlis. Bi bü köpeği yanına aldığı olurdu. Kendisine sordu- güm Arkadaşlığımız çok eskidir., demiş- ti Onunla dalaşmak, Adeta güreşmek en büyül zevkiydi. x * İstanbula — 2 eylül perşembe akşamı gelmiş, ancak salı sabahi pansiyona yerleşmiştim. - Yinc © güN akşamüstü Behçet Beylere gittim! Hem ih- tiyar adamı görecek, hem de kabilse evde cuma: ya kadar istirahat edecektim. Ayrıca odanın et- yasını beğenmemiştim. Köşkte emanet bulunan dan bir kısmını getirmek istiyordum. Eve girdiğim zaman kapıyı açık buldüm. — Taşlıkta beyaz tüylü bir kedi bir nevi Nil Tanrim gibi yere yatmış, bir yığın çocuğu — birden — emziriyordu. Merdivende ise, öteden beri alışık olduğum. büs- bütün başka bir sahne vardı. Şerife Hanım ait basamaklarda, siyah yeldir mesi, başörtüsiyle, büyük rönesans mezarlar ağlıyan kadınla dan beş bası mahsus. tall Behçet Beyii mek ve böyl Kendi. kendi ki kıral tasv diye düşünerek, Atiye Hanımın zevcinin talâka: tini dinledim. Şerife Hanım, benl iyi dinle! Üzerim ar, Senelerdir bana hizmet ettin; vecek yok. Senin yüzünden bazı sev: 'm mahrum olsam bile, yine seni ge- vcem Atiye Hanimefendi. digârısın! Onun için seni sever, kusur im. Fakat münasebetsizliğinin de efendim! Bir kere eve aldığın © ke- bir canavar. Bir batında de hakkın v seylerde Jarını afteder pâyanı yok, di kedi değil bir ifrit yedi çocuk doğurmak, ne demek efendim? Bu z nanin tâ ken bir evde otür bir iki tane yedisi birden. de bereket ki olmiyan bir yavrularını Düşüp Kalk tak odamda seydim, kendi komşuların al lüzüm var? Beyin küçük gıkmış, tentür ya, insanların ı kaldi? Bibi boynu bükük durüyor, en- k yukarda Behçet Bey kendine katle Konuşuyordu. Boyu kısa olan in, hizmetçisini merdivende kabul et dece aradaki farkı örtmek âdeti I. “Her halde eski kabartmalarda- den daha akıllıca bir tedbir..., Bu kadar azgın bir mahlükie mak istemem doğrusü. Helâl çocuk | olur; haydi diyelim Üç tane! Fakat Allah saklasın, beklesin! Evin için- çalmaz. Zerre kadar iffetten behresi mahlük. Bir de tutup tutup bana çetiriyorsun. — Güzel mi, çirkin n &h herifleri görmüyorsun sanki! böyle şeyler istemem. Çocuk im tedarik ederdim. Sonra ikide bir hvaline dair bana haber vermene ne Yok, gümrük nazırının torunu Nüzi kızı, akrabasından Mühlis Beye â- irdiyot içerek Intihara kalkmış! Olur n zamanımızda senin kedinden farkı (Devamı var) 0 H

Bu sayıdan diğer sayfalar: