19 Mayıs 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

19 Mayıs 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

â ı | | Sayfa 2 |TETKİKLER | Bizim ....cilerimiz AMAN olur, bir taşıdığı bir koku, uzak bir cıvıltı kasacası bir gev, sizi çoktan unutul- içinizin gizli bir per gekmiştir. sanki. dünya seyredebi. Ve giz buradan bir lirsiniz. Gönlümüzün bu büyülü uya- Tüşiyle sık Sık karşılaşırız. biz. Ki rüh>bilginlerimiz buna tedal d lerdir. Bugün yeni çıkmış bir dergi- mizi karıştırırken, ben de, — unutül. müş yılların arasında hayalimle do- laşıyordum. Bu gezintiyi tek bir ke- llmeye borçluyum, Nirvana'yu... Bel. İf Söyle böyle, karkbeş yıl var, Nir- na — Başlıklı bir gür. okumuştum. Hattâ kendi / kendime #ormuştum: — Ne demek bu Nirvana? Kelimenin kulağa hoş gelen bir ses örgüsü var. Bu sözü, onun için, sev miştim, belki.. Eski Osmanlı sözlük- lerinde bulamadığım bu kelimeyi, yıl- Jarca sonra, Schopenhaver'i caürken, daha iyi tanımıştim. Bakınız bir söz, ömür yıllarını nasıl gözümün — önü- e getiriyor. Nirvana, Budaha'ya, daha doğrüsü, — Büdüha, — dünya anlayışına göre, ruhun son dinlenme konağı'dır. Hayat korkunç bir çırpın. madan, didinmeden başka bir gey de- #ildir. Çeşit çeşit kalıplar ve kılıklar arasından akan — bulanık hayat dürülmadikça — beklediğimiz. huz kavuşmuş sayılamayız. Ruh, dinlen mek bilmiyen bir yolcudur Ve kalıp- tan kalıba, kiliktan kılığa gire gire kötülüklerinden silkinebilir. Sanekrit lli, buna ruh yolculuğu adını veriyor. Eski Ellas masallarında da buna ben- zer geyler vardır. Budaha- tefsirine göre bütün yaşayış dünyası, böyle Çılgın bir ruh yolculuğundan başka Yazan : M. NERMİ A'dir. O, belki şimdi xene bir Fakat ne? Ben de bil devle Mmiyorum. Bu, dir? Bana öyle Budaha'nın ruh y SÖ üN oe ni et ha tur. Ruh yölculüğü aynı fert hayatı nağından geçebilir. Hüner, modası bu süretle bir mühit, çevre yaratmak. tadır. Doğrusunu isterseniz Budaha' #im geliyor. Niçin mi, diyeceksiniz der ki: Aşkı pervaneden öğgren. Ya: nar da ses çıkarmaz... Büyük aşklar, yaygaradan silkinmiş, duru ve derin ardır. Tanrısına bağlı insan, gös: Tam bir ihtilâlci apar Ve gürültü etmez. Sosyal iman ları küvvetli olanlar, vazifelerini va- karlı bir sessizlikle görürler ve bil- kargı en büyük bir suç — sayarlar. Yurdumuzda bizim öyle -. eilerimiz yardır ki, el'den bir şey anlamazlar, Ama, onu bir ökse gibi kullanmayı çök iyt bilirler. Werner Sombart, Avrupa sanayi. inin başlangıcında türüyen bir gini- tan, projecilerden bahseder. — Bizim cilerimizin çoğBu bu projecilerin en kötülerine çok benzerler. Sözkelişi, propagandası yapılan Büyük bir tep- kilâtçı'yı tanımak. firsatını bulürüz. Bu insan, ömründe teşkilât görme- miştir, hele çağdaş anlamda teşkil fın ne olduğunu sezemez bile. Bud. dha'nın dünya anlayışına sığınarak Ansanın soracağı geliyor: —Bunların Yent İSTANBUL ÇKŞEHİR MABE Oıgunıaşm; Enstitüsü 1 Se;im Kurulunun neşrettiği tebliğ N Seçim Kurulundan tebliğ — edil İstanbulda 1950 mü 'e dürüstlükle cereyanını sağiamak ayisiyle bütün vazifelilere derin sa; 1 ve teşekkürlerimi arzederim Ti Seçimi Kurülü Başkanı Seyfeddin Ukur Fransız Hayırsever Cemiyetinin toplantısı Pransis Hayireşver. cemiyetinden: Cemiyet Azaların, 27 mayıs 1850 umartesi günü aaât 16 da Beyoğlun- da Meşrütiyet caddeni No. 283, C miyet binasında Adiyen vuku “bula- cak genel toplantıya iştirak etmele» Ti ehemmiyetle rica olunur. MÜZAKERE RÜZNAMESİ celbetmiştir. 1. — Mânevi raporün — okunması e tasvibi; 2. — Mali raporun okun. Dün Taksim . Belediye Gazi teren müvaffakiyetli bir rini kiymetlendirdiği kadar arada sabahlık ve elbiselerdeki Işlemelerin de eski Türk motiflerinden seçilmiş. olması Defileyi tertipleyen okul n Tencileri tebriz eder, büyük salonunda Beyoğlu Olgunlaşır lmıştır. Ekseri tayyör ve mantoların Hereke kui naşlarımız da bstünlüğünü belirterek davet üdiresi Bayan Refin ile muht önümüzdeki seneler için muvaffakı; İf atölye yefle yelik mesatsini aşından ol ler için bir Mthar vesi sin takdir ni ve bu atölyelerde çalışan yetler dileriz. n defilenin değe- defilesinden notlar teferrünti 'Türk metifleri ile at bir kınmı da ibda olarak, atel Toplantıda b N dü. Buna sebep Olg K E ile, elbiseleri takdim. ede edaları idi. Arada bir, acemi f S * Salonda, şehrimizin kadın terzil güne — rinden çoğu modelleri dikkatle takip diyorlar. Bir çok da tanıdik slma var. Bayan Kırdar da orada. Bütün aazarlarını — kız sanat okullarının, enstitülerinin yeni ve eski müdireleri, öğretmenle- Fi eski talebeleri ekseriyet halinde, birbirlerine Aşinalık ediyorlar. — Bu masi ve tasyibi; 8. — Azaların seçi. Bahar ve Çiçek Bayramı Önümüzdeki cumartesi ve — pazar günleri Gülhane Parkında kutlanacak olan Bahar ve Çiçek Bayramı için son hazırlıklar ve parktaki tesiler Yale üniversitesi profesörü Arnold Whitridge inrheyanatı bir gey değildir. Binbir renk tufanı- | yuhları, belki, 2.000 yılık ruhlardır. |— tamamlanmıştır. 'a bürünmüş kuyruk yelpazesini a- | Belki Dâra zamanında ya bir #at — aa a ada çiçek alı b çan tavuskuşu, çetin yolculuğunun | yaptı bunlar, ya teşkilâtçı, layramda çiçek alayları, muhtelif. konaklarını henüz bitirmemiş bir in- | Keç oyunlar, varyeteler — yapılacak, her gan ruhunün kalıbıdir. belki. Ağaca | — Bu kadar uzak yıllardan — tepme | türlü müzik ve eğlence / bı - fırmanan sincap, kayımı yaprağında Ginlenen kelebek, alaca karanlıkta gürültüsüz. kayan yırtıcı gecekuşu, kimbilir hangi ruhun — bürgüsüdür. Bütün hayat, duruluncaya kadar, yımız nikapların arkasında derin bir Nirvana hasretiyle yamıyor ve kap- tan kaba, kılıktan — kılığa — akiyor. Böyle düşünüyor Budaha. tecrübeleri bütün aykırı pabilirle, tipi, hiç güphesiz sosyal tehlikeleri- mizin en ehemmiyetlilerinden biridir. Bu gibi tipler meydanı serbest bulur da propagandalariyle istediklerini ya- e ilim de ölür, ihtisas da. İşte o zaman hayat ve fikir uyuşuk- ruh meziyetleriyle çağımızda iş gö | tT Tülemez tabil. Tazımdır. Bize çağdaş dünyanın Birbirine bür- yasıflarla türeyen insan 50 kasap, 68 manav Belediye murakıplarının dünkü kontrolları 68 sebzei, 23 kahve, 20 lokanta, 27 fırın, 9 ma hallebici, 11 tuhafiyeci, 6 ekmek ba- ytl, & balıkçı, 55 bakkal, 11 pastahane, bulunan memleketlere borçlara / karşılık Yale V dversitesi profesörlerinden | —memlek: 've orada iki konferans verecektir. | nuyor Amerikaya olan borçlarını dolarla ödeyemiyecek durumda Amerikalı profesörler ve talebeler gönderilecek, bunların iaşe ve ikamet masrafları sayılacak rikan Medeniyeti - Profesörlüğü yap- | gerçekleşti. Kanunun tatbikına Yu. makta olan Prof. Arnold Whit-| nanistanda başlanmıştır. Ben birkaç ridge, şehrimize gelmiştir. Profesör | arkadaşım ve 30 kadar talebe ile bir. birkaç güne kadar Ankaraya gidecek | İlikte Yunanistanda bu yüzden bulu tarafından ödenecekti. Bu ddi ve bir Türkiyede de kanunun tat toplantı onların da buluşmalarına ve Körüşmelerine vesile olmuş, mektep hâtıralarını aniyorlar, yeni hayatla. rından malümat veriyorlar, - Pakat gözler hep modellerde. Erkeklerden, Sanat Dostları Ceml: eti Reisi ve Ayasofya Müzesi Mü- âürü Tahsin Öz, bir çok işlemelerden Müzesindeki motifleri tanıyor. Sorop- timist Cemiyeti Reisi Bayan Müfide Ferit Tek biraz geç geliyor ve Ba- yan Hakkiye Koral'ın masasına otu: hâraretle görüşüyor. Daha ilerde Bayan Gülek ve daha burada sayma- 'a kalkışsak, sütunların kâfi gelmi. veceği kadar çok misafirler. 'Babilli., için uzun bir masa aye Tılmiş. - Fotoğraflar dürmadan işli- arada şipşakçılık da oluyor. Mo- harrirler orada. — Aralarında — kadın da işleriyle Danta, Tamrasi Komeli'sinin die: Bi AT ae D | © v yi SAi Ge var ee Gd M Si ati pekt Virile ee ve | baslar. Anadandoğma, mtlntarı we | Syorakde CZ gökercl e V meare T a yi el t ereime SÜlmyer BE İ a — BALE — MEKTEBİ ö NB eli Ge. M MASİLERİ yadı duyduktan sonra hayalimin dün- | hşabiliriz. Fakat anadandoğma ihti- | US Sdlmlştir ra, harp içerisinde Birleşik Ameri. | "ün mücibince mevzuubahis memle KURUCUSUNUN / DÜNKÜ — | Sezatter Resmor çeml cövyeri Yalarında yapayalnız dolaşmak, be- | — saslara, isterse Dâra, İekender, Sezar | — Bu kontrol neticesinde muhtelif | Kadan silâh ve malzeme almış olan | Ketlerin de Amerikaya kendi ödeye: BASIN TOPLANTISI Ha alâka uyandıraa möodeller, “ED Sim'icin, nasi mümkün dlaklir? He- | zamanlarından tepmiy olsun. yurdur | smnafa Belesiye Suçlarından — dolayı | — busı memleketler. ellerinde dolar bu- | C8i Dara ile talebe göndermeni der zi SAA GeRA Je benim yolculuğum kalıptan — kalı- ba, kılıktan kılığa girenlerin iklimle muzda yer veremeyiz. Onun için bi- zim bir takım 12 beleç llerimize karşı da- iye zaptı tutulmuştur. Ayrıca hir fırında 81 ekmek noksan. görül- Tunmaması yüzünden borçlarımı öde- | Pt yemiyecek durumda kalmışlardı. Bu- n gözönünde / tutan Senatör Ful- Milli cr Mrs. Ninette de Valois, mektepteki erkek çocukları iyango bugün edilen mutfak kıyafetleri oldu 'ne cici şeyler. Bu kıyafetler Aman Tinde olursa.. — Budüha, Nirvana'ya | da üyanik Bulunmamız — mutlaka | “üğünden müsedere edimiştir " ler.yalnız. kadınları değti, er Kavuşuncaya kadar. Tühün yaptığı | Jâzımdır. Bir zamania Budaha'nın |— , ? bright Konereye biP teklir yaptı. Bu gekiliyor aha kabiliyötii, görerek, |e Madalin GK gll n eti değine ba yiğer taraftan Emniyet Müdürlü- | teklife göre borçlarını dolarla öde- “Kızların. iyi bir heT e aa n e aa gz yolculuktan bahseder. İnsanların da, | ruh yolculuğu tezinden ilham alına- | çu ğ ci Şubesi Taralındı G6 | emirecük blan jemleketlere Ame | — Mül Piyangonun 19 Mayıs çekili ge yi b Hem düşünüyorum. Bizde, hele n #ceyal gelişmeler arambda buna ben- | Tax Hazırlanmmış bir. sinema filmi | SÜ e "Ci Şubesi tarafından son G& vemiyecek olan memleketlere Ame ” & 4 olmaları için daha - fazla —| Taptan sonra, kadı faka € Zer yollukları vardır. Budühaa | emaa aT yEE bu aat SNi | saat zartında IZ nakil / vantam | rikalı pprofesörler ve öğrenciler gön- | $i Puçün aat 15 te Ankarada ya çi faptan sona, kadının mutfasa gir nün içla, Kendime Klavar seçmek | aaa a ada aa D ta nni | kontrol edilmiş ve mühtelif suçlar- | derilecek ve bunların / mevzuubahis || Pilacaktır. ihtimam ve çalı S Sstü ayıp sayılacak kadar ei Yeritağ viğcit.. ÖTürkçesiz Makikat gn golayı 38 ee zapuı tanzim olün. |— memlekellerdeki iaşe ve ikamet ması | İkramiye kazanın numaralar An-| — ihtiyaçları vardır” diyor —— | LOAKK uyanmastı Bu T unalı Bir denizin tablosunu çizer. | mesin? DA DD l su- İ Opera Covent Garden” tüyatrolarının | naatlerini tashihe de yarıyacak ken dalga dalgaya, derinlik derinliğe | —e aa ee AU A GA GEk Saeda | Girelslir aai r Sügetta de” Vahein | (B ÖnÜn düzini modala B Va eZ sesleniyor, diyor. Ben gimdi batırala- DA aa aa ada | İngiliz Kültür Heyetinde dün bir ba-i biyevi bir faydasına şahit olnca£ Fin batıralara seslendiğini, — yılların Bit bilet satışı yapılmıyacaktı n toplantısı tertip etmiştir. Misis| — Fakat şüphesiz en beğenilen. : yılları, günlerin günleri uyandırdığını AİLARK İKTİMADİ Tei ette de Valois, Bale mektebinin | deller sabahlıklar oldu. Bühasa, düyüyorum. Yılların aramında gezi- j uvaffak bir eser Üç sene evvelki dürümuü ile bugünkü | Türk işlemeleri ile- süslü kadifeden nirken Insanların bilinmez ve silin. YENİ İSTANBUL ülelym Turbşn yi DNSN | SAai wraşamip Yü B leeme H Haa ee ni aa ines bir Nirvana uğrunda — kolıptan | | MÜNTAKİL GÜNLÜK GAZETE hliç e ada aaf ayatlar a var a İğlerea eeei gee ğliyallar ea eei z d l ar ee Te gz Kaliba 'nanil döküldüklerini gördüm z Tir. venda eli AMĞ | — hati KADANA Ghatl Gtenmlür ME | Delilu SECİR eteNlam ÖT ve anladım. 1908 den önce, sözüm Bahibi : ti. tertibindeki zevk bu eseri bircok | “de kavrayışları ve zekâlarının çok i-| seden yapılmış pabuşları da var. Bir ona, aydın çeriatçi tiplerimiz vardı.| | YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT Avrupa dergilerinin seviyesinde leride bulunduğunu, - mektepteki er- / de, eski zamanlara Sit büyükanne. Bunlar, bir kolayını — bularak, kuru LİMİTED ŞİRKETİ YA koymuştur. Bir. zamanlar La | — kek çocukların ileride daha iyi dan- | Jerimizin giydikleri hotozlu filân bir yerden nem kaparlar, en masüm fi-| | MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Turgule Kemaliste Fotografla Türki- | “sör olabilecekini söylemiştir beyaz sabahlık vardı ki, âdeta gelin kirlere hemen tekfir damgamnı bar Bu sayıda yazı işlerini ye gibi kiymetli ve temiz — baskılı |— Misis Valois bühassa Hüsnü Sunal | erbisesi, Müzik bile onu görünce öyle #sarlardı. 1908 inkılâbından sonra aynı gillen idare eden: eserlerin yanına böyle bir eser ilâve | adlı bir çocuk Üzerinde durmakta ve | zannetti de derhal zifaf marşına baş- insanlar Danton diliyle konuşmuş. Süthat PERİN eden. Türkiye — Türizm — Kurumünü | kızların iyi bir balerin olmaları için | 1adı ve ancak manken ortaya gel lar ve bindikleri arabanın türküsünü — tebrik ederiz. erkeklerden daha faziâ ihtimam ve) | ce iş anlaşıldı. düzeldi. en yüksek sesle söylemişlerdir. Hep aynı insan, sağını solunu yi dirsek. lemesini ve bu süretle kendisine yol açmasınr bilen insan.. Siz onun ne çabuk kalıp değiştirdiğine hayret e- dersiniz. Çok İyi hatırlıyorüm, bir Kün bana bir dostum, yüzünün çiz- Bileri ustura gibi bilenmiş bir adamı Parmağiyle gösterdi: — Görüyor musun, bu, müthiş bir ihtilletdir, dedi. Aradan yıllar geçti. Aynı adamın müthiş bir teşkilâtçı - olduğunu öğ- Tendim. Yaşım ilerledikçe aynı insan da ilerledi. Müthiş bir dilci — oldu, müthiy bir kooperatifçi oldu ve bu- Bün, hayret etmeyiniz, müthiş bir doğruya Hiinel Gazetemize - gönderilecek bi- Tümum — yaztların güne gönderilmesi lâazımdır. Basıldığı yer bebi de şu; YENİ İSTANBUL . MATBAACI- LIK LİMİTED ŞİRKETİ, doğrudan Yazı İçleri Müdürlü- binayı yap MATBAABI yaptğı gördüğünüz manzarı İstiklâl Caddesindeki bu dükki ak için eski binayı yıktırmış, fakat sadece şu küçük dükkânın içindeki kiracıyı çıkarmak İçin her çareye başvurmuş. hati bile müracaat etmişse de bunda n lediyeye terketmiş, fakat içindeki kiracıyı belediye de çıkaramamıştır. Se- “Çaddenin genişletilmesi için dükkânımı yıkmak aynı şekilde yolda çıkıntı teşkil eden diğer binaların da ön kı- sımlarını yıkınız, ben de hazı müracaat bu yürden 'da hâlâ devam etmektedir. * Holki losu / dür YIKTIRILAMIYAN ÇİRKİNLİK Aaş n sahibi arka plânda gördüğünüz modern | — & Birle mahkemeye dükkânı be affak olamamıştır. Şimdi *& Şehri demektedir. Beyoğlu Belediyesinin — üç netice — vermediğinden işte — bu bahçe ile KÜÇÜK HABERLER konsolos. Baldıwin kimi Sünderlan Si günü aaat 1 Galatasaray çalışmaya ihtiyaçları Tet etmektedir Misin Valois, haziran mizde bulunan İngiliz ta de İnönü Stadında 21 pazar günü Fener. Karşılaşacaktır. karaya nakledilecek Yeşilköydeki mektep filme “alınacak- Bale mektebi gelecek sene — An- tuvarın bir kısmı haline getirilecek- olduğuna işa e Bir gey aklıma geldi. 'Teşhir edilen nin bir ve iki- |/ modellerin hepsini gençler ve çocuk- n Vali ve Belediye - Relsi | da verilecek olan bir bale/ hazırla. | mardan, ” hanumninelerden - manken Gökay'ı ziyaret etmişler- | maktadır. Mevzu, Bedri Rahmi Eyüb: | yok? Sonra, düşündüm Ki kadın ihe Oğluç tarafından seçilen bir Keloğlan | Uyarlamazı 'tele modayı takip eden ik Amerika Devletinin ye- | masalıdır. Müzik Ülvi Cemal Erkin — hiçi -u a ni Başkonsolosu Mr. Lewis e Bre: | tarafından bestelenmiş, dekorlar res- - men gehrine tâyin edilen eski Baş- |/ sam Gevher Bozkürt tarafından ha- İ ür. Misin Valois, bu çocukların tah- dün Vahi ve Be- | zırlanmıştır. Keloğlan balesi, balenin | - ai devrelerini bitirinciye kadar Türk lediye Relsini ziyaret etmişlerdir. — İ porvaları ve provaların ” yapıldığı | bestekâr ve ressamlarının alâkası ile bir bale kumpanyası kurulmasını te- menni etmektedir. Kendisi Türk halk danslarının ve folklörünün diğer mi- rva: | etlere tanıtılacak kadar alâka çekici olduğuna emindir. 've Konse Ahmet Hamdi Tanpınar Sahnenin Dışındakiler Sire — Ben yazı içlerinden, gazeteciliğin teknik faraflarından pek anlamam. Daha doğrusu bun- lar kendimi verebileceğim işler değil. Onun için irin yalnız ticari tarafını idare edeceğim. Öbür. tarafı Kudret Beyle size kalacak. Sabiha da size yardım' edebilir. Üçüneti defadır ki, Sabihanın adı, 'yem gibi önüme atılıyordu. — Size güvenebilirim, değil mi? Ve bir ço- cuk gibi saf bakışlariyle yüzüme baktı. Beni o kadar gafil avlayan bu sunlden Adeta bir mucize ile kurtuldum. Kapı açıldı ve madam Elekçiyan, tombul kollanını, muhteşem göğsünü açıkta bırakan, siyah, dar dekoltesi içinde, o se- nelerin körselerinin kadın vilcudüne — yüklediği Aazap altında yüzü mosmor, elinde kahve tepsisi, Muganniyelerimizin hâlâ terkedemedikleri o yarı mahcup eda ile kırıtarak içeri girdi. Hizmetçi kadının çok kibar ve güzel bir beyin ziyaretime geldiği haberini hanımına ulaştırdığı — aşikârdı. Madam Elekçiyan bu kibar ve güzel beyi, kibar- Jığına ve güzelliğine lâyık bir gekilde karşılamak için, Kirkor Elekçiyanla evlendiği zaman kendi- oltadaki 356 sine hediye edilen altın zarflı fincanlarını bile çıkarmıştı. Muhtarı madam Elekçiyanla tanıştırdım. Ka- dıncağızla konuşacağını tahmin ediyordum. Ak. sine tek bir kelime bile söylemedi. Sadece bana, Gani sikılmiş gibi bir tavırla: — Görüyorum, size yi hizmet ediyorlar. dedi. Bununla beraber - gözlerinde, bu hesap dışı ikramdan, onun yüzünden konuşmamızın kesildi- finden Adeta memnun olduğunu açıkça söylyen, bu işde de talihim yardım etti, diyen bir parıltı. yardı. Bunu farkeder etmez vaziyeti kavradım. O zamana kadar Muhtarin, Kudret Beyi kuru tahtaya indirmek için yaptığı bu son teşebbüste, benden yardım beklediğini, bunun için beni gör- meğe geldiğini sanıyordum. Ona cevap vermek- teki tereddüdüm bundandı. Hakikatte ise, onun benden cevap beklediği yoktu. Muhtar için ehem- Miyetli olan şey, o sabah evime gelip beni gör- mesi, bu işlerden bana bahsetmiş olmasıydı. Ona Jâzım olan bir nevi isbafı vücut etmekti. Çünkü nasil olsa, hattâ tehlikeyi göstermek, seni alda- tıyor, bu adama inanma! Seni soyacak! demek için olsa bile Kudret Beye bu ziyaretten ve bana anlattığı geylerden bahsedeceğimi biliyordu. Bu yeni vaziyette Kudret Beyin, Muhtarın iyi niyet lerinden şüphe etmemesi, gazetenin çıkacağına, kendisinin nihayet o kadar peşinden koştuğu mü- cadeleye kavuşacağına, hulâsa Muhtarın kendi- #ini aldatmadığına — İnanması, — hiç olmazsa bir Mmüddet oyalanması için bu kadarı yeterdi. Hattâ Muhtar, belki de bu haberi aleyhinde bulunmak şekliyle kendisine vermemi tercih ederdi. Böyl Kudret Beyi, benim ve belki de Muhlis Beyin, İhsanın tesirilerinden, bir müddet için olsun uzak 357 tutabilirdi. Plân gayet iyi düşünülmüştü. Ben, bu ziyaretten Kudret Beye bahsetmesem bile, dostumuz bana, onun beni gelip görmediğini so- Fabilirdi;. Madam Elekçiyan odadan çıkınca aö züne bıraktığı yerden devam etti: — Ben de birkaç kişiye haber gönderdim. Bittabi bilebileceğim insanlara, yani çok meşhur- Jara... Hattâ bir dostum Abdülhak Hâmidden bir mektup bile getirteceğine ağz verdi. Bir müddet durdü, algarasını yeniledi ve birdenbire hatırla- Müş gibi İlâve etti: — Sizin, yahut Kudret Beyin yanında gördüğüm genç bir adam var. Şu Ha n Basri. Onu şimdi, yolda gördüm. Ona da bah- settim. Çalışacağını vâdetti. Bilmem doğru yap- tmm? . Bu sefer, sanki düşüncelerimi okumuş, fakat çaresizliğimi de beraberce biliyormuş gibi. sesi Adeta alay ediyordu. Hayatımda bu kadar hesaplı hareket eden başka bir insan görmedim. Garip bir şekilde 5o kukkanlıydı. Bununla beraber, tarif edemiyece- ğim bir zaafın bu kavi istihkâmın arkasında beklediğini de hissediyordum. Belki de gitmek çin ayağa kalktığı zaman onu durdurmama se- bep de bu hiselmdir Bir dakika! dedim. Size ben de birkaç gey söylemek. istiyorum. Yatağımda doğruldum ve yavaş yavaş âdeta dikte eder gibi devam ettim: Sözlerinizin hiç birisine inanmadım. On Jarı niçin söylediğinizi de biliyorum. Fakat Kud. ret Bey meselesi benim için o kadar mühim de- #il! O sizin yeminiz! Ben size başka şeyden bah- sedeceğim. Dün Süleyman Beyi gördüm. Bu b Çare adama daha iyi müamele edemez misini Karınızın babasını o pespaye evde nasıl yaşatır. Muhtarın yüzü sapsarı kesilmişti. Üzerime hemen atılacağını sanabilirdim. Fakat ben aldır. miyarak devam ettim. Deminden beri, Sabiha, Sabiha, diyorsunuz. Karınızın babasını ne hale koyduğunuzu bir düşünün! İnsan, bu adamın za- aflarını istismar edişinize bakınca sizin Adeta karınızdan intikam almaya çalıştığınızı zanneder. Evet, intikam alıyorsunuz; fakat neyin intika- Bir müddet bana dik dik baktı. Sonra kah- kahalarla güldü. Garip bir gülüştü bu. Sesi, çeh- resinin hali, her geyi bir anda çirkinleşmişti. Yü- zünü yüzüme doğru yaklaştırdı, son derecede ya- Vaş bir sesle bana cevap verdi. — Süleyman Beyin halini neden beğenmiyor- sunuz, Anlamıyorum? — Yiyor, içiyor, eğleniyor. Bir de kendisinden sorun... Ne hacet, ben size söylüyorum: kaç defa koğdum. Fakat gitmedi. İsterseniz bir de siz tecrübe edin! Ben, her şeyi, ama her şeyi yaptım. — Alçak! Allaha çok şükür ayakta ve karşı karşıya idim. O dakikada Muhtar, belki ömrünün en bü. yük tehlikesini - geçiriyördü. Fakat ehemmiyet vermedi. — Ne kadar garip adamsınız, dedi. Geleli dört ay olmadı, bildiğiniz, bilmediğiniz her işe burmunuzu soktunuz. Sabahtan akşama kadar kapı kapi dolaşıyorsunuz. — Her — gittiğiniz yerde bulduğunuz kirli çamaşırları cebinize so- kup çıkıyorsunuz. Benim yaptıklarımla uğraşaca: fınız yerde, kendi halinize bakın! Bir somnanbül Zibi ortalıkta dolaşıyorsunuz! Kabahat bende ol d, sizi bu kadar başıboş birakmıyacaktım. 250 — Ne yapacaktınız? Hapishaneye mi tıltır raçaktınız! Orası sizin yeriniz. Z Hapishaneye, yahut tmarhaneye.. Hem de sizi değil. Bütün tayfanızı.. Birdenbire sustu, koltuğa oturdu. Bir kadınla evledim, diye bütün yehir benimle meşgul... Herkes benim peşimde. Hepiniz kıskançlıktan ne yapacağınızı bilmiyor. sunuz. Her dakika benimle uğraşıyorsunuz... Fa- kat, bitti. Ayağa kalktı, ellerini açarak bağırdı: — Bitti, anlıyor — musünüz? — Artık bitti. Kurtuldum, ondan da hepinizden de... Hepinizden, 'ama hepinizden... Nasıl o evimden gittiyse, baba- Sını da alın başımdan... Süleyman Beyi size he- diye ediyorum Ve tekiar k bütün başka şekilde sararmıştı Jtuğa yıkıldı. Bu sefer yüzü bü Dudakları titri- yordu. Niçin bu kadar fenasınız, Muhtar. E dedim. Niçin bu kadar fena ve âdisiniz?. Si yorum, daha doğrusü elimden gelse acıya; Çünkü çok fenasınız Oturduğu yerden, e bitkin beni din- | tiyordu. | Evet, ben de biliyorum ki, fenayım, dedi. Fa- kat siz, siz de benden iyi değilsiniz. Unutma: ki, kuşkançlık da kötü huydur. Tecesstis ü huydur. Siz şu dakikada beni bu kadar fena : imekten ne kadar memnunsunuz ? Sade b hün yeter! İtiraf edin ki, beni iyi bir i mekten korkuyordunuz? İtiraf edin, & Mi? İyi ve mesut görmekten korkuy İtiraf edin, e olursunuz? Siz de kendi bir defa doğruyu söyleyin:

Bu sayıdan diğer sayfalar: