14 Haziran 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

14 Haziran 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 4 TIBBİ BAHİSLER : Yurtta açılan verem savaşı münasebetiyle MEYLEKETTE vereme karşı cld. di ve eansli bir. savaşın. açılma. mna karar verildiği ve bam tedbir. derin de alınmıya başlamış olduğu bu sırada beri bu inle mesgül olmüş. bulünmaklığım, “asır- Jar Boyunca (nsanlığı kasıp kavuran Bu aoayal Afeti yenecek verimli bir mlcadele #istemi/ kurmüş ve çalı Masında — muvaffak — olmuş — olan Temleketlerde İncelemeler yaparak yerem savaş meselesini, tedavi usul. derini ve bu konu ile ilgili her türlü hususatı yakından görmüş ve tetkik etmiş olmaklığım hasebiyle bu humus- faki — bilgilerimi — yayınlamayı bir memleket vazifesi saymaktayım, Verem savaşında en iyi başarı göz- termiş olan iki memleket vardır: Da- aimarka, Amerika, Bizde başlıyan bu Savaşta bu iki memleketin çah malarını örnek Almanın doğrü ola- Gağına inandığım için, buralarda na Si çalışıldığını ve me derece müvaf- fak olunduğunu kaydetmeyi faydalı saydım. “Amerika ve Danimarkada yapılan verem savaşında biri doğrudan doğ- Yuya hastalığı, diğeri ise, hastalığın #ebep olduğu sosyal çöküntüyü önle- Meyi hedef tutan iki prensip vardır. Bu yazımızda savaşın birinci kısmını anlatmıya çalışacağız. 'Veremi ortadan kaldırmak için tat- Dik edilen usul, 1 — veremli hasta- darı arayıp bulmak, 2 — bunları bü Hastalığa mahsus olarak açılmış olan Hastahane ve #anatoryumlara yatıra- Fak bir taraftan tedavilerini sağlar ken, diğer taraftan da cemiyeti, bu Baztaların saçtıkları basillerle aşılan- Tp olmaktan korumak. — Bü esas prensiplerden başka verem kontrolü Şakımından mühim olan, hastalığın yaşa göre yayılma nispetini tesbit, dimi araştırmalarla yeni ve daha mü- tedavi üsülleri bulmiya çalış- halkın sağlık ve veremden ko- geliştirmek gibi mak, Tunma/ bilgilerini Hususlar da vardir Bu prensipleri tatbikte geniş öl- çüde ve cidden müessir aüller bulun- Mmuştur. Meselâ, — veremlileri arayıp Bulmak için takibedilen yol, memle- Kette mevcut her türlü sağlık ele- Manlarından, hükümetin resmi ser- vinlerinden başka bunların dışında Kalan serbest hekimlerden de istii de edilmektedir. İlk Verilen karar, alnız verem işleriyle meşgul olacak Bir büronun tesisi ve veremin ihbarı Sosyoloğlar yetiştirelim VET, sosyoloğlar — yetiştirelim di yorum. Tam zamanıdır. ve hattâ mecbürl hastahıklardan sayılmı Tesadlif edilen her Vaka, 24 snat zar- fnda verem büresuna bildirilir. Şup- heli vakalarda yapılacak balgam, mi- de, üğaresi, matyer ve ldrar müaye- neleri, tüberklilin testi ve göğün ra- diyografisi gibi teşhisi sağlıyacak a- yaptırmaların ucüz ücretlerle yapıl- ması ve pek fakir olanların borçları 'zun büre tarafından ödeneceği ger- best hekimlere tamim edilmiştir. Veremlileri arayıp bulma, teğkila- tanın başında dispanserler gelir. Bu- ralara ya kendiliğinden müracant e- 'den veya doktorlar tarafından gün- derilen hastalar muayene edilerek hastalıkları meydana çıkarılır. — Bu mücsseseler veremliler için âdeta bir. nüfus kütüğü hizmetini görürler. En mühim teşhis — vamtalarından birisi de röntgendir. Bilhassa minyatür ra- diyografi usulü, tüberküloz vakaları- hin meydana çıkarılması husüsundü çok faydalı olmaktadır. Dispanser ve kliniklerde normal röntgen cihazla- 'Yından başka fotoradiyografi denilen bu cihazlar mutlaka bulünür. Poto- YadiyogrAfI ekipleri memleket dahi. linde mintaka mintaka, köy köy do Anşarak veremlileri arar. Bi ekiple- Fin beheri günde 500 kişiyi müayene den geçirir Bu tedbirlere ek olarak veremli bulunduğu tesbit edilen mahailerde talık ve kor YunMA hususunda Aydınlatmak v hasta gördüklerini doktora müraca- ata teşvik etmek Üzere — giyaretçi hemgireler gönderilir. Meydana çıka- rılan veremlilerin alleleri ve temas- fa bulundukları kimseler bir bir mus- ayeneden geçirilerek hastalığın kay- zakları aranılır. Bu araştırmalarla Çok defa aile içerisinde veya kom- şuda, hastalığı sinsi sinal gelişen es- ki veremliler, hastalığı mütemadiyen torunlarına aşılıyan büyük baba ve Büyükanneler bulunmuştur. — İşte bu saydığım tedbirler aayesinde Ameri- ka ve Danimarkada veremliler ta- mamen meydana çıkarılarak hastı darın muntazam bir slcili tanzim edii- miş bulunmaktadır. Mücadelenin ikinci kızmını, bul 'nan hastaların tedavi altına alınmı Jarı ve halkin sirayete karşı korün: ması teşkil eder. — Humüsl olanları Müstesna, — aanatoryumların hemen hepsi belediyelerin malı olup, parı izdırlar. Her türlü konforu haladir. der, Giren hasta buralarda her türiü yahatlığı bulür, — Ekseriai 142 veya 3-4 yataklı odalarda — Adeta birinci Sınıf öteldeymişler Kibi yaşarlar, Her Kgün öğleden sonra akşama kadar zi- yaretçileri — kendilerini — görebilirler. Hastanın, hastahaneye veya sanator- Yazan: Dr. Avni Aksel bir yerde tedavi edilmek istemiyerek evinde kalmayı ve karantina altında yaşar gibi yaşamayı tercih edecek hastalara hemen de raatlanmaz. Has- tanın sanatoryumu terketmemi ancak gifa veya, ölümiyle mümkündür. ki, bu da ortdlama iki buçuk senedir Savaş vasıtaları arasında B.C.G, aşımna da büyük kiymet verilmiştir. Danimarkada 1640 yılına kadar 100 bin kişiye aşı yapıldığını ve memnun- huk verici netice alındığını söylüyor- dar, Aşı mecbüri değilse de, yeni o- kula başlıyan çocuklarla, askere gi- denlere lüzum görülünce mutlaka a- © yapıyorlar Mücadelenin birinci kısmını bura- da bitiriyoruz. Sosyal zararları önle. yici tedbirleri gelecek yazımıza bi- yakıyoruz, Jardan çok müteemir olmakta: dir. Zavallı “Alfred. | memnun #debilmek için otomatik bir ne- Vi fükiye kurulmuştur. Böylece, Kutuptan gelen penguen, sant: derce sokuk düş yapmak imkâ- 1 İBSTANBUL ( BİR SİNEMA ARTİSTİNİN KALEMİNDEN İ HAYAT TECRÜBELERİM Heyatı erkeklerden öğrendimi Pa kat çoğunuzun tahmin ettiği ge- külde değil. Bir zamanlar bir tiyatro müelli- fiyle nişanlıydım. Dürüst görünüşü ve gelr ruhünü beğeniyordum. Ona ve fikirlerine hürmetim. vardı. Fa- Kat bir. düşüncesi — hiç de hoşuma gitmiyordu. Dalma tiyatro ile üğra: Şan kadınların tabil hallerini kaybet. Üklerini ve bu yüzden sevdikleri er- kekleri de ellerinden kaçırdıklarını söyler dururdu. Ne zaman bu sabit fikrini açığa Vüran, ter bir. cevap vermek ister, fakat kendimi tutarak içimden, “vakti gelince akaini Ispat edeceğim.” derdim. İşte bu fikirle altı yıl önce mür” piyesinde oynadığım. zaman, onü, İlk açılış gecesine davet ettim. Piyesten sonra giyinme odama gelin- c& önü orada büldüm. — “Nasil bül- dun?* der demez, "Berbattın!" demez Mi? Yüzüme buzlu u fırlatsaydı, beni bu kadar donduramazdı. Bir an afalladım, sonra açtım ağzımı yum- düm gözümü: — “Seni gidi muharrir bozuntusü senit Alkışı duymadın mi Sen zaten ne beğenirsin Ki? Annen benim yerime oynasaydı gene bir ku- e bulurdun. Belki sence bütün ka: dinlar mutfakta kalmalı, değil mit Sen bir dost veya bitaraf bir. mü- nekkit değil, sırf beni tahkir etmek 1 çin buraya gelen bir züppesin!” de. dim. Fakat bugln bu söylediklerim. den dolayı hicap duymaktayım. Ha- kikaten 0 gece sahnede berbattım. Ve onun bu tenkidi, ilerlemem için — el- zemdl, Daha sonra sahneyi birakıp beyaz perdeye geçtiğim sıralarda hürmet ettiğim ve beğendiğim — bir gazete muhabiri, bir film provasında beni geyrettikten sonra odama geldi. scott, otur, sana diyeceklerim var.” dedi. Sesinin tonu o kadar mert- &i K, derhal beni azarlıyacağını ge Ayakta kalmayı tercih ettiğimi iyliyerek, “Anlat", dedim. hin aleyhinde bir sürü 1aflar nüyor, Ben pek İnanmıyorum ama, senin kulağını — çekmek geldiğine kanilm, Sen sokulgan, iyi kalbli bir arkadaşmın. Fakat çok faz- Ja açık gözlüsün. Samimi olmak hu- yünün bir. kusmı, — biliyorum — ama, ortaya bir JAf atmadan önce biraz düşün. Meselâ, provada B... “meşe hur bir kadın artistin ismini söyledi.” seninle biraz sert konuştuğu zaman sanki auratına. tokat yemişsin gibi bir hâl takındın. Acaba onuün neye öyle aksi — olduğunu hiç düşündün mü? Halbuki ben o sabah kocasın: /dan boşanmak için mahkemeye mü- yacaat. Gttlfini biliyordum. O, —seni Aazarlarken seni — görmüyordu. blle. Aklı fikri kendi derdindeydi. Şimai zen ona içerleyip ilerde kötü bir JAf edersen çok yanlış bir hareket etmiş olursun, anladın mı? Şu fikri aklına Yağ- Yazan: Elizabeth Scott mühim hayat dersi bu oldu. Bir gün tek bağıma bir lokantada yemek yedikten sonra bir yere tele. fon etmek İcap etti. Hususl bir tele. fon kabinesi — olmadığı için umumt telefonu kullanmak — mecbüriyetinde kaldım. Konuşmam. bittikten sonra arkamda — tanımadığım bir adamın göyle dediğini işitim: “Bu aesi bir yerde daha, düydüğümü — hatırlıyo- TUM." Adamcağımı az daha öpecek tim. Demek ilk filmimden sonra se. almi hatırlıyabilmdyti. Demek beni diğerlerinden hemen ayırt ettirebile. Gek bir ese malik idim, — İşte bi gahalyetimin öyle bir parçamıydı. ki, Üzerinde dürmam. ve Allah vergisi olan aesimi işlemem icap ediyordu. Çünkü prodüktörler aynı kalıptan çıkma bir sürü güzel kız yerine şah- siyet mahibi kızlar arıyorlardı. Onun için “Şu kasik senli” Kit diye hatire lanmayı, “Şu bürodaki sağtdan üçün: GÜ daktilo mu?” diye - bahsedilmiye tercih ederim. Tanıdığım en iyi erkeklerden biri olan Victor Mature benim tam aksi- me, hiçbir yeyi, hiçbir. kimseyi faz. Ja elddiye almazdı. Onunla “Rahat Hayat” adlı bir film çevirmiştik. Ben Tolümü ezberlemek için uzun zaman Çalışır ve istenilen ruh haletini elde etmek için de bir hayli uğraşırdım. Halbuki Vic bir an İçinde hissi bir sahneden komik bir röle — geçebi lirdi. Provadan önce şakalariyle ger Kin asabimı gevşetirdi. Ama sahne gevrilirken kendi mamülatı olan 18 tifeler yapmamasını bir çok kereler tenbih ettim. Bir müddet sözünü tut- ta. Fakat bir gün filmin en güç aşk sahnelerinden birinde bir şaka ya- pınca tamamiyle rolün harlcine çık. tım. © zahneyi Beş kere tekrar et 'Ük, Beşincide nihayet direktör, "Liz, rolünüzü hissetmiyorsunuz, bu ah neyi tekrar alalım.” dedi. Ben de 6 zaman Vic'e çıkıştım, “Bunlar hep #enin şakaların yüzünden, rezil ettin beni!” Bu lâfım Üzerine Üçümüz de kargın ayrıldık. Ertesi gün bir gn evvelki sahne leri projeksiyon odasında seyredere ken, o mahut beş kere tekrarladığı: miz sahne de gözüktü. Ve sonra bir. 'den perdede Vic'e çıkışırken surati. min aldığı şekli gördüm. Önce afal- ladım, sonra herkenle beraber ben de kahkahayı bastım, İşte öğrendiğim faydah bir ders daha, Eğer kizgın: ken ne kadar aptal ve çirkin görün- düğünüzü görmek istiyorsanız, yüzü. nüzün yirmi kere büyütülmüş haline perdede bir bakın. Eğer kendi kene dinize gülmezseniz, sizden ümidi kes- meli, Her işde olduğu gibi Hollywooa da Çalışirken de mizah RABMyetinizi kaybetmeyin. Kendinize ve yaptığı. Taz hatalara gülmesini öğtenin. İşte size anlattığım gibi bu tec. Tübelerimi hep erkeklere medyunum. Ve inanın bana, hâlâ öğrenmiye hi Ha aa malarkan bizde ve Ame | Yüma Sevki mecburi olmamakla be D DARSERAAn iyice yörleştir. Vei Bir talebeyim. Bi A Bi ”| zaber, bu kadar konforli yat te bu arkadaştan da ndiğim deviren : fami izaha. başlarken bizde ve Ame: | Tater, 'bu kadar konforlu ve Tahet İste Dü atkadaştarı da öğrendlti Çeviren : 4 Taknayı. Ka “zütden geçirelim Bizde SÖalOğ denilce, ya bir. soryeloji ekolü kuran yahut bu time FŞU D * T İe meşül olup onu okulan, kitap ya Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey Ka ll sdümi balia gelir. Za a Gökalp tit soyoloğdir, Sibi. Bir y Z Ş G hemen tamamiyle nazart sahada 2.— Naman Sönü. 8 — Tare-| GİDRCEK OLAN. UÇAKLAR| İSTANNUL: ; Şalışen kimseler kasdetlimistir. Hal: he aa DK Ça ene . ÇBT ASN ve pişramaz —| Şaki Amerikadaki manam, " hüviyeti a ol Pa LA E Tayaai a| 109 nberleri — aS nn | Gaha başkadır. Bizdeki anlayış dahil BUL Tni — oenal SA Tam eet |P olmakla beraber, ayrıca ve hususiy- eğlara Canavar, at — 430 Şarkı ve türküler |) SMET (26656) 1 — Aşk Bul- (p — 1480 Xavler Cugat or. Te aSAyOlOR. SORYOlOJİ Yöliyle hayata, FÖ DKMN S V SE v Gamiyla, Hadibelere. sokulan . pen: SAROLAR K SND S ycape | BZ MN TareBi SÜi aei anieli kimecdir. Bunlar cemiye: : n Ş SN sacere Tet A y ameli kimsedir. Bunlar cemiye- İ| vazır vasazı lti ea 1 e dlanı MAt RE 'tin herhangi bir dâvasını, meselesini — A — Lotel Harüy Haru Gürül Ki a Ve y Kenalerine g edinerek onon bahi için | gözer — Opae ; y ARRE Kd Çat | Keruia: Verem St Der Süli surette çalışırlar. Alkolizmle, fa- İ Öğle — a TURAN (1 1 — Kanun Has| — 1600 DELY. (Türk) İamire | ĞNON D L Zirküler UU ĞUĞ n Sun Peinde. Şam, Karaşi, Dehi, - Kalküta, ktanbul habecleri Kandırma, işeleliği önleme, çocukları SA a y y a| BERE L S Tei önerealran zi öaigna Mlnmalalari koruma. gini z0 BEl c Cat Tüzdil e' * BE Ear D BEnda Şüzlerce cemiyet meselesi etrafında KUŞ YAPIKÖY CüT | K e et SN Baloler GO SN yerireşmine. kurulan binlerce dernek vazdır Ve | ERRSRERYERERENEY ei Gencikdeile | Çesa, amardın — gas aa ZL Şö YA TÜrküleE No | DU aNi Taklanaı? Yelır buralarda çalışanların çoğuna sosyo- | OrERA” ea YZ Sarimın | karadan CEka.): Kanaraakdinn T SA | G kurümun a çayır anıçaik loğ denir. Çünkü bu kimseler hi BEYOĞLU CİHETİ Bülbüller. ? — Macera Limanı, Ti mümik (pi — 2248 Haber | ÇKL kelime)i İktim et & n ahti 1 — Zantomalar Konu-| 3 — Hazin Aşk. TRENLER DD DA AM D ÜRRİ (DD | Roosevsltin - keliniz TTerel K Seleleri önce sosyolojik — Metodlarla | şuyor. 2 — Piesta Yıldımı. 3 — aBi DA | fendiye 7 — Her biri ayıı a tabnle, takdi ederleri | hastalklana AA Ar Cani 5L MNMK EA OG elaN 4 — Bir Tenkki Te B buhranların, — anormalliklerin sebep-| ALKAZAN (Ö2i — Dehset| ANKARA 2243) Gönlümdeki | Bemplor Bis. (Avlarer, YABANCI RADYOLARDAN | teyi emin surette bilme, 6 — derini, Amillerini müşahedeye — tabi| ni e ea AM İ SEÇME YAYINLAR; Balki iç.aşia, :10 -- Deta Tutarlar, merelâ alkolik bir aile rel-| AR (ü0 1 — Vetame 2 —) BÜYÜK — (808l) - Seviştirimiz| GELECEK OLAN VAPURLARİ LOXDHA | yapan. Sini ele alir, b ailenin hayatını in | Ölümden Kuyru SEBECL çai Bir vetimin 53 Pumluamar - Bantırma ÇAS DA DT UAĞ | — Yukandan seati Celer, babanın bu hale neden dolayı | ArLAŞ GŞO 1 L AM Bek | An 2 — Monte Krimtonun Gğ- | dAn, D TU Berurum lekender | GŞ Scikalk geei Ginleyiei | Ç İ y Külender mestep, mret Bizim ilse ve üniversitelerimizde oe aa D D İ SÜ leri) “ölaareti 'güleyman | den Olkeatram ” 1800 BB0 Gt | Sondaki harf okunmazan K Kutulanı #osyoloji deraleriyle bu tara | Kurbamı. 3 — Pasitik Kahma- | SÜscEm (sotu 1 — Bir Gece| GİDECEK OLAN VAPUBLAR İ çikelras konaşel, © 115 a| oluri — Tersi uzanı dığını da hemen kaydedelim. — Son| İNCİ (6405) 1 — Güzeller Res- | Tında Bir Kiz. Tırban, İsmire, İTGO n | örkestramı konseri ZO Soru; 'Teral adet. T — genelerde Edebiyat — Fakültesinde | mi kecid. 2 — Yaban Gülü | ULUS (2220) 1 — İçli Kız | Mudanyaya, — 1400 Antalya | Palm Court örkestrasından har| Tersini Cenap Sahabettin “eşi profesör Bilmi Ziya Ülken / tecrübi| 3 Miki | . perileri | eç SRanü Lasl e O, İ Hmraaai — n00 Dumlupinaz, | fif müsik. — 2600 Piyana sole. | İ Kaybayliyan bir künı 'a ven gomuloji tenizarlbda çalıla . öğrsa. EP et e Vraeg Ht NWt Baasz ü a y el ölere benim Aldiğim sosyoleji Ko | TALE a 1 S Rülerek var TÜ OKEKaaEwu ZZ . 30 L Boryolof denince bizde de, Ameri-| MELEK (086) 1 — Etlence LA DA L li Miras | ANKARA Hait GRA a| e için, herhalde lüselerde de bu ders-| Aşk. £ — İnci Korsanları. aa a a ae L a n aA A — T Har. | sün) — eat (Divanyolu) — Ce | — DÜNKÜ BULMACAN derin verilmesi pek faydalı olacak-| SUATPARK (6143) 1 — Öldi ea ae aai D, Si mil (Beyazıt), E BALLt Miz gibi müspet surette tedavi edile- A — Kehreman | Atael, 1230 M 8. Ayanı, — 1280 Şar u Çilkaköy) — Yenil $ — Biri; Azat b — Seli ae onu kurtaramıyacağımız — eibi köy.| SiK” Gö6k 1 — kanmnman| Şi ni | Üyertürler oi — 1830 Öğle e c Üğüse| ” nekrüen neğl Ble Andaç Gidarele bakbırkadar ver. | TRAR Gt Cralar KARSIYAKA CİHETİ — | parçaları (pir — 1000 Akşam | debası) ( CA B bi adeş çek yardım derneklerimiz var. Fakat | HLAY 2 — A he Kirk | KİYALA Ormanlar, içinde a aei — Düenar| yeni a 3 2 Hü K RM, w 28 YAPA NaZ (40306) 1 — Ekmekçi| KĞK Z Te e CA kadderatına hâkim olmak mevklin-İ Deniz Yıldızları. 3 — Kanunsuz | ga Te Y TU Bar tarnavutlöy). İTFAİYE Muhltin Sosar Gürümünü dülm ada) | TİLDIZ. GEMD 1 — Ankdar| Tünirden — aa Dü Grür| KABIKÖY: Düyak — Feneryo | ELORN Yü Kalkbr hut yanlış müdehalelerle tuttuğu |/ Gi 2 — Eore mariy Kurul I) DİLX. (Forg, Eizunüm leri berbat ediyorlar, KERK asın) 1 sevimi day. | AA Yiz DAYUN K BÜYÜKADA: Haik EEENECEI BĞ dial Kİ Canavar Pençesi, 2 — Ölüm| AA (Amerikan) New-York, meralti) Eşrefpa N Balakaddin Demirkan — | Bamlm ı — Buyükk Deviii | üN | ANKAN n Elizabeth - Scott zamanlarda beyazperde yıl aları entelektilel e iyelerini tebarüz ettiren etüdlerini ortaya koymaya başladılar. Amerikan matbumtı be- yazperdede Peşisira yazılarını neşre kiş toplayan bu yıldızlara sütunlarını açınış ve birbiri başlamıştır. Elizabeth Scott da bu yıldız * muharrirlerden biri olmuştur. Hikâye Hayatımın kadını EŞKİDEN beri müzayede salon- larını dolaşmaktan büyük zevk düyarım. Bü, arasıra kelepir 'dür Sürmekten ziyade, tecensline daya- aan bir alâkadır. Her esyayı, geç- mişini hayalliyorek gözden geçirir, araftakilerin — almak — İstedikleri deye; yanakları kısarmış, bakışla- ( alev alev yanarak pey sürmele: fini, yüzlerindeki #afer veya inki- darlarını zevkle seyrederim. Ufak sapta / ihtirasların çarpıştığı bu Mücadele meydanlarında — hakiki hüviyetine €n çok yaklaşmış olan aemcinsini “müşahede, sahmeto Jeğer bir ibret membaldır. sanı- Gene böyle bir dolaşma esnasın. 44 birden dehşetle irkildim: AA Zeki, vahi,, Vah savallı Bunu her halde yüksek #esle #ylemiş olduğumu yanımdakilerin nerakla süzmelerinden —anladım. Umulmadık anda — karşılaştığım bu kara haberin sersemliğiyle o- radan nasıl ayrıldığımı hatırlamı- yorum, Zavaih 62 Zeki, #ından beri arkadaşımdı... Galata- #aray'da yıllarca beraber okumuş, ©; bir hayat darbesiyle babasını kaybedip, — tahsilini — birakmaya mecbur olmasından sonra da git tikçe seyrekleşmesine rağmen bir- birimizle irtibatımızı kesmemiştik. Bundan dört beş sene evveline ka- dar.. O zamandan beri izini kay- betmiş. bulunuyordum. Mektebi bıraktıktan sonra re- imle hayatını kazanmıya çalış mMıştı. Resim yaparken bambaşka Bir adam olurdu? Çiçek bozuğu yü tü, içten gelen bir aydınlıkla- parlı adaleli yapılışı, dalma dik düran sert saçları; sevimli bir derbeder- dik, bir sanatkâr lâkaydisine bü. rünerek, evvelki göz tırmalıyan tesirini kaybederdi. Resim husüsundaki — fevkalâde kabiliyeti, ağırbaşlı haliyle arka- daşları nazarında dalma Üstünlük temin etmişti. En büyük üzüntü. sÜ; çirkinliği, — kadınlardan — yüz bulamamasıydı. Buhranlı devrele rinde: “Her kadının bana tiksin. tiyle baktığını sanıyor, bu. hisse kapılmamak için de onlardan bu. Cak bucak kaçiyorum, diye dert yanardı. Kadın, tavus kuşu kadar Mmağrur, pars Kadar zalimdir Öy le bir tavus kuşu Ki ayaklarını ancak 48 inden sonra görür. 'Ne Ümitleri vardı.. — Tahsilden ayrılırken altı aya kadar bir sergi hazırlıyacağını, kısa zamanda şöh- vet yapacağını Vadetmişti. Sergi- ye müvaffak. olamadığı. gibi, tab lolarına taş basması resim fiyatı verdikleri zaman da paletini nef- retle bir müddet elinden atmıştı. Fakat ihtiyaçlar az zamanda onu daha beter akıbete sürüklemekten geri kalmadı. Bir müddet sinema afişleri yap- Tikmektep ca- mış, bazan odun plâklar üzerine manzaralar boyamış, bir ara yas- tiklık resimler çizerek — satmaya çalışmıştı. Arkadaşlarının yardım taleplerini şiddetle — reddederek cadele edemem.” diyor, resimlerini almak istiyenlere Kapalıçarşıdaki yastıkçıların adresini veriyor İslerini biraz yoluna — koyunca meydana çıkar, hayatından bah- setmeksizin; — arkadaşlarını arar, Sonra bir ara tekrar kaybolurdu. Mevki sahibi dostlarının teklifler rini daima reddetmişti. Son za. manlarda nasıl geçindiği meçhu. Tümüzdti: Seneler evvel bir akşam Zekiye rastlamıştım. Elinde paketler Var dı, her halde evine gidiyordu. Pe- gini bırakmıyarak, Beyoğlunun a- Ta sokaklarından birindeki pansi. Yonuna davete mecbur ettim. Yol- da biraz öteberi, içki alarak oda- #inda çilingir sofrası kurduk. B tün eşvası demir bir Karyola, san. dığı ve 'tablo Yazan: Ender Halil siyle küçük bir tahta masa ve iki sandalyadan ibaretti. Bir köpeye tünller yığılmış, sehpada biz “nae tür mort” yarım kalmiştı. Sinek deraleriyle kararmış ampulün sarı amgı yerdeki yağ lekelerini bünbü. tün koyulaştırıyor, ağır bir boya kokumu beynimi sarıyordu. Yatar Kının karşısındaki duvarda büyük Bir tablo vardı. Odadaki esyaya uymıyacak temizlikte bir örtüye sarılmış olması dikkatimi çekmiş. . Tararla bakmama rağmen Zeki İzaha, açıp göstermeye yanaşma- maştı. “Dayanamayıp sordüm. V: zunca bir tereddütten sonra: “Ea- Ki hastalığımı — bilirsin, demişti. Dertli. günlerimi paylaşacak, se- inçli günlerime ortak olacak bir hayat arkadaşına ihtiyacım vardı. Yıllardır. yolunu — gözlediğim bir Kadına... Bir gün, kimse beni se- vemez, benim. “olamaz, dedim Müthiş bir Kukançlıkla ' kendime hasretmek istediğim kadına hiç raslayamıyacaktım. Öyleyse.. öy leyse tahayyll ettiğim kadını, yal. 'maz benim olacak sevgilimi, haya- tuman kadınını kendim yaratacak- tm.t — Onu ilk defa, yabancı olarak gen göreceksin, diye yavaşça ör- tüyü çekti. Vadisinin yeşilliğini içmiş — bir armağa benzeyen gözleri insana derinliğin baş dönmesini veriyor- dü. Omuzlarına dökülmüş dalga- ında yıldızlar parıl abah güneşini andıran yanakları, lodos gurubu rengi dü- daklariyle gülümsiyordu... - Biraz fettan, biraz çapkın bir tebesslim. Ellerini iki yanına dayamış, arka- ya yaslanmıştı. Bu vaziyet düz- gün boynunu, toplu ve dik göğü- lerini daha çok meydana — çıkar. maktaydı. Bazan köpüren sular; beyaz, geffaf çukurlar yapar. Sağ yanağında öyle bir gamze vardı. Bağrına Bastığı / yakasındaki ya. mik al karanfilin kokusuna karı- şan teninin ıtırlı rayihasını tenef- füs etmek ihtiyacı veren bu sade kıyafetli genç kız portresine hay- Yan kalmıştım. Zekide eserine karşı hayranlık- 'tan çok daha küvvetli bir his, yü- zünde Adeta bir Aşık ifadesi var. dı. “Harikulâde, diye — mirildan. dim, korkunç derecede ” güzel., Sonra bir şey söylemek ihtiyaciy- Te âve ettim: “Bir sergiye versen. Çok iyi para edeceği gibi kısa za- manda da hakkın olan şöhrete u- laştırır. Birden sertçe kolumu tutarak: us!. diye bağırdı. Bunün ” na> # söyliyebiliyorsun?.. O, yalnız benim olacaktır. Onu' kendimden bile kıskanıyorum. Bütün yorgun- Juklarımı onun sükün verici göz: derinde dinlendiriyor, bütün kede- Timi o sonsuz tebessümünde unu- orum. Biliyorum ki odama dön: düğümde ©, dalma beni bekliye: cek, dalma aynı güleryüziyle kar- Şılayacak, Kalb kırmadan ve sev. giden gururlanmadan. — şimarma: dan... Hayırt.. Onu benden hiç bir küvvet, ayıramaz! * Zekinin © andaki bakışını gö- ren herkes, hayatta hiç bir küvve- tin o portreyi kendisinden ayıra mayacağına kâni olurdu. — HAlA aynı inanışta olduğum içindir. ki. portrenin bilmem kaçıncı sahibine intizar ettiğini gördüğü, 'Vah kardeşim'." diye feryat et Zekiyi ebediyen kaybettiğimi an- Tamıştim Zekiciğim; elden ele geçmesiyle muazzep olduğunu sandığım — rü: hunu, bu azaptan kurtarabilmek için “Hayatının kadınını" alıp im- ha etmek dirayetini göstermemiş olmam, içimde daimi bir ukte ola. 'Tak kalacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: