21 Haziran 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

21 Haziran 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 2 YENİ İSTANBUL 21 Haziran 1080 TETKİKLER | Sosyal hayatta yurt sevgisi /URT denllince hayallı fikin, üstünde mülletin - ömrü geçen bir toprak parçası, bir Ülke belirir. Fa- kat bu toprak parçasında başkala- rında olmiyan bir büyü, bir kudret vardır. Ona el sürüldü mü, “ondan bir şeyler kopacak gibi oldu mü ben- liğimizde dizginsiz isyanlar tutuşur, fırtınalar uyanır. Sırası gelince fâni yarlığımızı bu görünmiyen kudretin mihrabına götürür ve düşünmeksi- zin kurban ederiz. Halbuki biz, hu- düt boyundaki tarlaları, ormanları, armakları, insanları ömrümüzde bel- Ki hiç görmemişizdir. bile, Demek o- düyor Ki gerçekliğin görünmiyenleri de vardır ve biz onları yaptıkları te- girlerle anlıyoruz. Yurt sevgisi işte böyle bir gerçekliktir, hattâ sosyal hayatımızda en büyük gerçeklik. Yurdün taşını, toprağını, kaynağı- za, irmağını dirliten, bize seslendiren yalnız uzak bir tarihten damla dam- Ja sızan, zamanla gölleşen ve deniz- deşen büyük hatıralar değildir. Bun- ların yanında en büyük rol, bizim şahsiyetimizin dinamik örgüsünü ve- ren diri kültüre düşer. Her 'Türk ço- cuğunun ana — kucağında öğrendiği her söz, bu manevi hayat yapısının Üslübundan bir parçadır do- kunmak, üslüba dokunmak demek tir. Dağlarımızın, — ormanlarımızın, tarlalarımızın, göklerimizin renkleri başkadır. ve onun için sözlerimizde bu renkleruçuşür, bir dünya dile gelir. Görünmiyen şeylerimiz de böy- Tedir. Bizim, kendimize göre bir va- zife anlayışımız, ahlâk — düşünceleri: miz, fazilet — kavramlarımız, kısası, hayat görüşümüz vardır. Biliyoruz ki, hayat görüşü; durma- yan, değişen Ve zamanın genel yön: lerine göre yuğrulan diri değerler- sister Biz, iyiyi, kötüyü, yapıl- ması gerekenle gerekmiyeni bu ölçü. dere göre buluruz. İyi ve kötü, yal Tuz bizim için iyi ve kötü değildir. Böyle olsaydı, bunun hiç bir sosyal ehemmiyeti olamazdı. Sosyal değer- derin asıl tesiri, sahasının genişliğin- dedir. Milif bir sevincin olduğu gibi, mülli bir felâketin de, bizi tesiri al- tında bırakması bundan ileri gelmek- tedir. Biraz önce, hayat görüşlerinin zamanla değiştiğinden bahsetmiştik. Şu değişmenin bütün değer sistemin- de de meydana - geldiğini anlamak Büç değildir. Demek oluyor ki, düne göre iyi olan bir şey, bugüne göre Kötü olabilir. Dünün hoş görmediği bir şeyin bugün hoş görülmesi müm- kündür. Bütün kültür gelişmelerinin yankılariyle ürperen sözlerimizde de avnı dekişmeler yardır: Dün güzelli- #ine hayran kaldığımız bir kelimeden bugün tiksinebiliriz. Biz buna kısaca zevkimiz değişmiştir. der ve geçeriz. Halbuki, dâva - bu kadar Üstünkörü bir şey değildir. Bize bu zevk değis- Mesini veren şey, daha ziyade sosyal değerlerin değişmiş olmasıdır. Türk- çülük hareketi, ölçülerimizi temelin- den ayarlıyan bir kültür hâdisesidir. Bu olmasaydı eski hayranlığımızın kılına bile dokunulamazdı. Çocukla- Tımıza Altan, Erdoğan, Ertuğrul, Or- han gibi adlar vermiye başlamış ol- mamız da bununla ilgilidir. Her cemiyet gibi Türk cemiyeti de ceki ve yeni değerler arasındaki bü- yük ve hayırlı hayat mücadelesine sahne olmuştur ve olacaktır. Bunu önlemiye hiç kimsenin kudreti yet- mez ve yetmiyecektir de. Olsa olse bu gelişme, çeşit çeşit politika hü- nerleriyle, bir. müddet için, tavsar ibi görünecektir. Fakat bu tavsayış, belki daha şiddetli bir mücadelenin kopması için bir derlenme devri ol bilir. Son ezici zafer, mutlaka, yeni değerlerindir. Kültür tarihinin bütün gelişmeleri bu noktada her - türlü güpheyi gidermektedir. Her cemiyet, aynı zamanda, bir mücadele topluluğudur. Bunu anla- mak kolaydır. Zaten — ideallerimizin yankılarından başka bir şey olmuyan #osyal değerlerde böyle bir mücade- Je ruhu vardır. Sosyal kudretini kay- betmiş değerlere karşı, onun için, harekete geçiyoruz. Fakat bir cemi: M. NERMİ dekildir a cemiyetler Onun da yardır başında bir varlık yanında bi her cemiyet, onun için, bu geniş çev- re ortasında kendi benliğini muhafa- Za etmek zorundadır. Mücadele de- ğerlerinin kudret Ve mahiyetini tayin eden büyük — zarüret de büdür işte. Atom savaşı devrinde kargı ile nasıl İ$ görülemezse, kargı devrinden kal- ma değerlerle de çağdaş bir cemiye- tin aradığı hayat dinamizmine ka- yuşulamaz, Bundan dolayıdır ki, her Giri “sosyal kudret, kendisini zama: nına göre ayarlamak zorundadır. şBiliyorsunuz ki, nesillerin aram daki mücadele, ilk cemiyetlerin kuru- luşü Kadar eskidir. Yalnız vakalar #avaş hikâyeleri Üstünde duran eski tarih vesikalarında kültür gelişmele: rine hemen hemen hiç yer ayrılma- Maştır. Fakat biz vakaların akı dan, çözülüşünden nesil mücadelesi- 'nin temposunu göyle böyle sezebili- riz. Daha sonraki çağların tarihleri, bize, nesil mücadelesinden oldukca anlağılır. tablolar. vermektedir. Hele Avrupanın Yeni Doğuş (renaissance) 'adı altında bilinen hürriyet ve Venl İnsan mücadelesi, tam — mânasiyle sezgili bir. değer-sistemi, mücadelesi. dir. Biz burada sosyal kahramanlı. #i gerçekten büyük örneklerini gö- rebiliyoruz. Yeni-Doğuş devrinin in- Sanı, artık, Delph'i için, — Baal için, Küzel Helena için değil, Insanı insan yapan küdret için, yeni bir değer ha- yatı için güreşiyor. Yeryüzünde insan cemiyeti kaldık- ça bu yaratıcı güreşin devam etmesi fabil görülmelidir. Yurdumuzda Türk cemiyetinin özel — faaliyetini yanlış anlıyanlar yok değildir. Onlara göre cemiyetler, diriliğini çoktan kaybet- miş, hattâ nesilsiz kalmış değerlere bağlanmakla daha dinamik bir hâle gelebilirler! Böyle bir düşünüş taraı. hayat mantığına taban tabana aykı- rıdır. Diriliğini kaybeden bir değer- sistemi zaten çağların ötesinde kal- mıştır. — Çağların ötesinde kalmak; konusuz “kalmaktan başka bir şey midir? Değer sistemleri; nasihatler- le, tavsiyelerle yerleşmez. Onu, an: cak, çağın genel hasretlerinden, ih- tiyaçlarından, hayat görüşünden do- ğan idenller tâyin eder. Çağdaş ve cemiyet olarak ,bizim de ideallerimiz vardır. ve bunların gür ve yaratıcı kaynağı da doğrudan doğruya çağı- mızdır. Demek aluyor ki: yürt sevgisi adını verdiğimiz kudret; eski deker- Jerin eğil, fakat yaşanan değerlerin, yaşanan çağdaş ideallerin yarattığı büyük sezgiden ibarettir. Gerçek bir yurt sevgisi de budur ve ancak bu olabilir. Mahrukat tanzim satışları yapılacak Belediye mubayaalar yaparak halka piyasadan daha ucuz mahrukat satmak imkânlarını araştırıyor. İstanbul Belediyesi bu sene — de mahrukat tanzim satışları yapmak kararındadır, Belediye bu — hususta 'Tarım Bakanlığına bir tezkere yaza- yak, bu yıl da halk ihtiyacı . ücüz, mahrukat tedariki maksadiyle ken- disine orman muntakaları gösteri mesini istemiştir. Eğer Tarım Bakanlığı, bu sene ör- man sahası göstermezse — Belediye, mütemedi vasıtasiyle ucuz mahrukat, satan bölgelerden mübayaalar yapa- rak yine halka piyasadan daha ucuz odun ve kömür satmak - imkânlarını araştıracaktır. İstanbulspor Kulübünün kongres İstanbulspor — Külübünün — senelik normal köngresi 24 haziran — 1950 cumartesi günü 15 te Kulüp yet, dünyadan el etek çekmiş, da; lokalinde toplana: $ŞEHİR HABERLERİ Şehir Meclisinin dünkü toplantısı takrir yaz aylarında da Üniversi- Meclise verilen bir telilerin Belediye — otobüs- lerinde on kurüş - fiyatla seyahat etmelerini - teklif fi eti Şehir Meclisinin yaz devresi toplantılarına dün de devan dilmiştir. Dünkü toplantıda an Dr. Murat Cankat; Beledi. yenin Üniversite ile birlikte ida- Te ettiği hastahanelerin rasyonel İdare edilebilmesi için bir karara varılmasını istemi; tir. Bilâhara konuşan Vali Fah- yeddin Kerim Gökay, — bugüne kadar müşterek idare yüzlnden her hangi bir şikâyetle — kargı: daşmadığını söylenmiş ve — bu mevzuda söz alan diğer hatip- lerin konuşmasından sonra tek- lif, ait olduğu komisyona ha- vale edilmiştir Dün ayrıca 8 imzalı bir tak- rir, belediye otobüslerinde yüz. de eli tenzilâtla seyahat eden Üniversite öğrencilerinin — bazı Küçük müşkülâtla karşılaştık: Jarını ifade etmekte ve şebeke sahibi / Üniversitelilerin bundan böyle yaz aylarında da eskiden olduğu gibi, on kuruş fiyatla #ehrin her istikametine seyahat etmeletini İstemekte idi. Mez- kür teklif de tetkik edilmek ü- zere ait olduğu komlayona ha- vale edilmiştir. Şiddetli sıcaklar devam ediyor Memleketin her tarafında şiddetli aıcaklar hüküm sürmektedir. - Har ret derecesi bir çok yerlerde 35 de. receyi geçmiş bulunmaktadır. Gelen haberlere göre #ıcak, bilhassa ken. dini Adana ve Ege bölgesinde his- aettirmektedir. Şehrimizde, sıcaklar dola) le aaatlerinde umumt bir müşahede edilmektedir. r plâjlara ve muhtelir lerine akın etmektedirler. yle öğ- sessizlik Teknik Üniversitede dekan seçimleri Dün saat 14,30 da İstanbul Teknik Üniversitesinde yapılan dekan seçi: minde Makine Fakültesi Dekanlığına Su Makinaları Kürsüsü şefi - Prof. Melih Koçer seçilmiştir. nkara İstanbul Sergisinin devamı müdde- tince 1 temmuzdan S1 temmuz ta- rihine kadar Sergi Sarayında temsil- der verecek olan dünyaca / tanınmış İspanyol sanatkârı Ana - Esmeralda ve 24 kişllik Montemar / revüsü yıl- Gizları dün Ankara vapuriyle şehiri- mize gelmişlerdir. Esmeraldaya Ser- Şeker imalâtçıları zor bir durum karşısında bulunuyor faaliyetlerini daralttı. Şeker karara - varılması Hükümetin şeker fiyatlarında in- ürme yapmakta gecikeceği haberle- muştur. Öğrendiğimize gi söylentileri — karşısında imalâtçıla; mütereddit, — imalâthaneler kısmen faaliyetlerini kesmiş Ve bir. miktar mışlardır. Şeker fiyatlarının indiril mesi haberleri Ramazana ve bilhassa Şeker Bayramı arifelerine rastladığı için gerek imalâtçıların ve gerekse itçilerin çok müşkül bir durum kar fısında bulundukları söylenmektedir Diğer taraftan vaziyetin — müspet veya menfi yolda aydınlatılması için, gekerciler tarafından dün de Anka- radaki mesul makamlara telgraflar çekilmiştir. Bilindiği gibi şekerciler ve geker Sahne - sanatkârlarının Validen dilekleri Sahne Sanatkârları Birliği Azaları 'dün sabah sanatkâr Sadi Tek'in baş- kanlığında — olarak Vali ve Belediye Reisini ziyaret etmişler ve kendileri- 'ne bir lokal teminiyle belediye vergi- lerinin indirilmesi hakkında temenni- lerde bulunmuşlardır. İranın Amerika Büyük Elçisi dün şehrimizden geçti İranın Amerika Büyükelçisi yanın- da eşi olduğu halde dün sabah uçak- Ja Tahrandan şehrimize gelmiştir. 5 saat kadar Yeşilköyde kalan — elçi New-York'a — müteveccihen yoluna devam etmiştir. Ofis yağları 300 kuruşa satılacak Belediye ile işbirliği yaparak ofis marifetiyle hazırlanmakta olan halk Tpi yağın fiyatı, iptidal maddelerin ucuzlaması Üzerine yarından itibaren Kilosu 300 kuruştan satılmaya başla- nacaktır. Ofis müdür. muavini — ile kimyageri dün sabah Vali ve Beledi- ye Relsinl ziyaret ederek bu nokta üzerinde izahat vermişlerdir. Ana Esmeralda ve Montemar revüsü şelıriıniıdel Vapurunun güvertesinde gİ Kömlserliği ve m seler tarafından büketler veril Dilber İspanyol yıldızı, memleketimi- ze gelmekten — büyük — memnuniyet düydüğünü ve Türk erkeklerinin gü- zelliğinin dillere - destan — olduğunu söylemiştir. Fiyatların indirileceği söylentileri karşısında birçok imalâthaneler Bayramı fesinde kesin bir isteniyor ari işçileri için en faal ay Ramazan ayı:- Çünkü bu ayda imal edilen şeke- ok istihlak edildisi 'nin stokları hazırlarır. Hükümetin, Şeker Bayramı arife- ati Dir karara varması bek- Belediye murakabe teşkilâtının dünkü — faaliyeti İatanbul Belediyesi murakabe tep- kilâtından 24 kişilik bir ekip beraber- lerinde belediye zabitası olduğu halde dün sabah 9 da otobüsle Hali, Aksaray ve Şişli — pazarlarını kontrol etmişlerdir. Bu kontrolde 5 sebzeci ve kabzımal teftiş e- dilmiştir. Şehrin muhtelif yerlerinde de 87 lokantanın fiyatları incelenmiş ve belediye yasaklarına aykırı görü- lenler hakkında zabitlar tutulmuştur. Ayrıca teftiş neticesinde 44 manav ve sebzeciyle kabzımala ceza zaptı tanzim edilmiştir. Bundan başka 5 eshaf ve müessese mili korunmaya sevkolunmuştur Batı Avrupa seferleri başladı Devlet — Denizyolları — Tdaresinin, Türk llmanları, Batı Avrupa arasın. da tertip eylediği — muntazam şilep seferleri başlamıştır. İstanbul, İzmir, Pire, Havre, An- vers, Rotterdam, Hamburg llmanları 'arasında 3 haftada bir yapılacak o- Jan bu seferlere llk olarak Rize vapu- Tu hareket etmiştir. Feridun — Çölgeçen Paristen döndü Pariste Vedat Nedim Tör'ün Kör piyesini muvaffakıyetla temsil eden sanatkâr Feridun Çölgeçen dün An- kara vapüriyle şehrimize gelmiştir. görüşen — gazetecilere Çölgeçen şunları söylemiştir. - Türk-Fransız kültürel yaktaş- masında bilhassa tiyatronun ehem-> miyetini ön plâna alan Fransız Ha- riciyesi ve Maarif Bakanlığı; Vedat Nedim'in Kör piyesinin temsilinden #onra bu İşe bir kat daha eherhmiyet vermiştir. Paris gibi aanat kaynağı bir şehirde bir. Türk piyesinin oy- nanması her hangi bir beynelmilel eserin prömiyerlerinden daha önemli ayrı bir mâna ifade etti. Bilâ istisna bütün Fransız ön plân grupları repertuarlarına Türk piyes- lerini almayı prensip olarak kabul Önümüzdeki sezon için- Türkiyeye — gelmeye — hazırlanaı Fransiz — truplarının / repertuarında Türk piyeslerini görürsek hiç hay- ret etmemeliyiz. Paristeki bu sanat hâdisesini be- lirten Türk basınına bihassa teşek- İürlerimi. bildirmenizi rica edrim. Kendisiyle etmişlerdir de Beşiktaş takımı Ankaraya gitti Amerikada muvaffakıyetli — maç. dar çıkaran — Beşiktaş / takımımız Cumhurbaşkanı ve yeni Hükümetle tanışmak için dün akşamki / yataklı ekspresle Ankaraya hareket etmiştir. Beyrut Racing geliyor Beyrut Racing futbol takımı — bu hafta içinde şehrimize gelerek — ilk maçını cumartesi günü Galatasaraya pazar günü de / Fenerbahçeye kar- $ oynıyacaktır Mevsimin ilk yüzme yarışları Mevsimin ilk yüzme yarışları bu cumartesi günü Lido Yüzme Havu- zunda saat 16 da yapılacaktır. Prof. İ. Hakkı Akyol dün defnedildi Bu — münasebetle dün Üniversitede bir tören yapıldı İatanbul Üniversitesi Edebiyat Fa- kültesi Ordinaryüs - Profesörlerinden İbrahim Hakkı Akyol'un bir. kalb krizi neticesinde vefat ettiğini dün tecasürle bildirmiştik. Değerli ilim adamının cenazesi Be- yazıt Camlindeki dini — merasimden sonra kaldırılmış ve Ünivensite mer- kez binasına götürülerek ayrıca bir. tören yapılmıştır. Bu törende, — Vali ve Belediye Başkanı Prof. Dr. Fahr reddin Kerim Gökay, Rektör — Prof. Dr. Ömer Celâl Sarç, bütün ünivere site öğretim ve öğrenim Üyeleri ha- zar bulunmuşlardır. Merhumun tabutu başında söz alan Rektör, Üniversite adına, Prof. Maz: har Şevket Faklilte adına, Prof. Be sim Darkot da coğrafya şubosi adı. na, İfbrahim Akyolun insani ve değerini anlatan birer konuşma yap- maşlardır. Cenaze merasimine muhtelif teşek- Küllerden otuza yakın çelenk gönde- rilmiş bulunuyordu. Ord.şProf. İbrahim Hakkı Akyola 'Tanrıdan rahmet, ilim muhitimizle a- ilesine de başsağlığı dileriz. Ankara vapuru ile gelenler Batı Akdeniz postasını yapan Ane kara vapuru 326 yolcu, 250 ton yük- le dün saat 14 te İlmanımıza gelmiş. üir. Gelen yolcular meyanında Lonâra, Paris, Ottawra ticaret ataşelerimizle, Cumhuriyet Merkez Bankası Umum Müdürü Sadi Bekter ve İstanbul Şu- besi Müdürü Fahreddin Ulaş, Paşa: bahçe Şişe ve Cam Fabrikamı Müdü. rü Ziya Aygün, 14 İtalyan, 20 Yunan fürüeti ve 24 kişilik İspanyol revtüsti bulunmaktadır. D. P. deki şikâyet defterine yapılan müracaatların sayısı bini aştı Demokrat Parti İl merkezinde bir sikâyet defterinin açıldığı malüm. dür. Kısa bir müddet zarfında bura- ya yaptlan müracaatların miktari bini aşmıştır. Bu şikâyetlerin çoğu z sebepsiz yere — İsten çıkarılmalar teşkil etmektedir. Büyük bir kısmı da iş istemek için müracaat etmis bulunmaktadırlar. Bu arada Beledi. ye hizmetlerinden ve bihassa temiz- lik işlerinden yapılan gikâyetlerin miktarı da yüksektir. Bu müracaatların iki yüze yakını- nın işi halledilmiş bulunmaktadır. Fatih mıntakasının yolları Fatih mıntakasında bu yıl yapıla- cak olan yolların yerlerini tesbit et- mek Üzere Kaymakam ve Şehir Mec- lisi üyeleri tetkiklerde bulunmuşlar- ır. Bu yolların hafta sonunda — ke- #ifleri tamamlanarak ihaleye verile- cektir. Zeytinburnu gecekondular nayolu da bu grupa dahil bulunmak- tadır. Fatih Kaymakamı dün Vali ve Belediye Reisini ziyaret ederek bu- ralar hakkında izahat vermiştir. Sağlık Müdürlüğü, camilerin temizliği meselesiyle meşgul oluyor Şehrimiz Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü, Ramazan dotayısiyle Ta- tanbul camilerinde fenni - temizliğe başlamıştır. İstanbul cihetindekt ca- milerin temizliği ikmal edildiğinden temizleme ekiplerinin bir kasmı - Be- yoğlu semtinde, bir kumı da Anado- ka yakasında faaliyete başlamıştır. Türkiye Hayvanları Koruma Türkiye Hayvanları Koruma Cemi- yeti bir heyet halinde dün Vali ve Belediye Reisini ziyaret ederek haz vanlara fazla — yük — taşıtılmaması hakkındaki emrinden — dolayı teşek- kürde bulunmuşlar ve bunun teşmi- ı Sonat Haberleri Devlet Operası ilk temsilini verdi Devlet Tiyatrosu Opera Bölümü ilk temsilini evvelki akşam — Açıkhava Tiyatrosunda — müvaffakiyetle verdi. İstanbullular, operaya büyük bir t halükle gelmişler, Açıkhava Tiyatro- sunu hemen tamamen doldurmuşlar. d İlk gecenin heyecanına — ragmen, Devlet Tiyatrosunun genç artistleri seyircilerin kalblerini kazandılar ve haklı alkışlar topladılar. Mevsim mü- nasebetiyle uzak sayfiye yerlerine #ılmiş olan müsikisever bir çok İs. tanbullu da - tiyatroya — gelmisierdi Bu alâkaları cevapsız kalmadı. ve hepsi memnun, — gehirdeki — evlerine döndüler ve oralarda kaldılar. Bunun sebebi, temsilin 9,30 da başlayıp 12 ye kadar sürmesidir. Şayet 9 da baş- Janmış olsaydı, vapurlara — yetişmek imkânı da olacaktı. Evvelki akşam havanın rüzgârl ol ması ve giddetini bilhasan Palyaço' 'nün temsili emasında artırması ar- tistlerin seslerini - örtüyordu. — Buna rağmen sanatkârlar, — kendilerinden en iyilerini verdiler ve muvaffakıyet- lerini hak ettiler. Bu muvaffakıyet- te, orkestranın ve şefi Dr. Hans Hör- ner'in büyük bir hissesi olduğunu da kaydedelim. Rejisör. Renato Mordo' 'nun payı hiç de âz değildir. Onun her iki operayı sahneye koyuşundaki hu susiyetler derhal dikkate çarpmıştı. Bu, bilhassa Palyaço'nun nuşunda İbüsbütün barizdi. Malüm ol- düğü Üzere, öperanın kendine mah. Sus an'aneleri vardır ve bu hiç değiş- miyecek zannedilir. Rejisör, onlara hürmet etmekle beraber, opera ma- zileri olmadığı için bugünün telâkki. lerine ve ölçülerine daha kolay Intır bak ederek lüzumsuz bir inada sap- lapmı genç — sanatkârlarımızla. temsilde bir nevi modernizm yapabil- miştir. Böylece operaya — eskisinden daha beşeri ve dramatik bir unsur ilâve etmiştir ki, bu, bazı noksanlar Ti fazlasiyle telâfi ediyor. Artistlerimizin bu anlayışa büyük bir samimiyetle cevap vermeleri sah. 'neye öyle bir hayatiyet veriyor. ki seyirciler bilâtihtiyar bu havanın içi: ne giriyorlar ve “rampe” — ortadan kalkıveriyor. Devlet Operasını tebrik ederken, evvelki gece, seyirciler arasında do Jaşan bir şayladan da - bahsedeceğiz. Bu Devlet Tiyatrosunun Ankaradan İstanbula nakli meselesidir. Filhakie ka, gerek seyirci bulmak ve inkişaf etmek, gerek yeni unsurlarla istikba- Jini temin etmek bakımından bu, ele zemdir. Bir sanat muhiti yaratmak, bir takım şartlara — bağlıdır ve hiç güphe yok ki, bunlar — İstanbulda memleketimizin " herhangi bir başka şgehrinden daha çoktur. Devlet Tiyat- rosu İstanbula nakledildiği takdirde opera bölümünde olsun tiyatro oölü- münde olsun yetişmiş sanatkârlar kendilerine uygun bir muhiti de bula- caklardır ve Balet Okulunun da o zaman bir hikmeti vücudu, bir mah. reci olacaktır. Bu şaylanın tahakkukunu memle- ketin sanat hayatı namına temenni ederiz. — Bir İstanbullu Hilmi Uran Ankaraya gitti Bir müddetten beri şehrimizde bu. lunan C. H. P. Genel Başkan Vekili Hilmi Uran, divan toplantısında bu- lunmak için dün akşam Ankarayı hareket etmiştir. SİYASİ İKTİSADİ YENİ İSTANBUL MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibi : YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SARLICA Bu sayıda yazı işlerini Hillen idare eden : Mithat PERİN Banldığı yer : YENİ İSTANBUL MATBAACI- IK LİMİTED ŞİRKETİ 'MATBAASI Tini temenni etmişlerdir. ae l çamaşırlarımı kir müşterilerine, tiyardan dayak yemek tehlikesini ondan çok memnundum; Dereboyu soğulluk hâsıl oldu. Bunun bir p: 'nasız olan gebebi şudur: REŞAD NURİ GÜNTEKİN Kavak Yelleri BEvinde oturduğum yedi sekiz ay kadar za- man içinde Ebenin bana yiyeceğimi pişirmek, yıkamak gibi işlerden daha baş- ka hizmetleri de olmuştur. Kasabada bana ilk müşterilerimi o buldu. Hattâ İsa Beyin bazı fa- Bünün birinde bu celâlli ih- /0 beni peşkeş çekmiştir. Ben de ilk zamanlarda çıkan bir iki evi onun hatırı için reddettim kat bir müddet sonra bende bu kadına karşı bir Ebenin ara meslektir. ve benim #inir meselesi! fik geldiğimden mediğim bir acaip renince bu koku bar tüler pencerenin di kokuyordu. ge aş yiren gebe maktaydı. Sonra bu fakir Nihayet bir gece yı Köze alarak, Jas yorgan görünce Mahallesinde Fa Ertesi sabah eşyamı başka bir y yarça da mâ- ra kenar | İt Ara sira mahalle iğrenmeden bir biçare vücuda yapmağa çalıştı- #im hizmetin devamı demektir. Artık Ebenin sabun kokan tertemiz minder ör- fan Su, mutfakta kaynayan tencere bana cenaze 'Tabağımdaki yaprak dolmasını onun hangi parmaklariyle doldurduğu aklıma geldik- kadınlar gibi safram kabar” bazı eşyanın ölü eşyası olmasından şüphelendim. yorgan yerine baklava baklava dikilmiş bir paltoma sarılarak geceyi geçirdim. yarasından, — mikrobundan | — (mesçidi zenin Fakat duygu ve beri evde cinsini tayin ede- Kkoku hissediyordum. İşi öğ. Na cenaze kokusu gibi. geldi. baplığı uşındaki girgir testide soğu- ba sohi rilmişti €v için Tüksten — gayılacak | — İ izahat geldiğii fatağımda her zamanki eski | — | dığımi Adeta Ürktüm ve minderda lede gecenin sessizliği içinde penceremin komşular gibi, lin bodur bir tahta minaresi vardı. gerefesi benim odamın yan bir kısmını âdeta benii miz. ilerleyince için okurdu. karşısına gelmeğe beti yapmağa başladı. . Benim kendi. dürümüm vermeme hacet kalmadı. mi, ne İş yaptığımı, benim kadar biliyordu. Ki Ha ilarından sonra kendimi odasında bulunca, hakkında dik gece, Ebeye bir sebep söylemeden | — İolmuş, âdeta bir sevki tabil hareketiyle ere naklettiriyordum. Üst kapağını itip açarak dama sıçramış, bir kaç O tarihte şerlat kanunu henüz, kalkmamış- | — Jadım yürüdükten ve bir direğe tutunarak Rare merdivenine geçer geçmez kendimi müez- Müni penceresiyle karşı karşıya idi ve aramızdaki mesafe o kadar azdı ki pencerem açık olduğu zaman müezzin her ezandan sonra tekrar ve kollarını ge- refenin tahta parmaklığına dayıyarak dertleşen benimle Üç beş satırlık bir. cum- Aylığı son zaman: Jarda hemen hiçe indiği için Be ilâve memuriyet düşünülmüş çok alâkalı bir iş olarak bedestan tellâlliği ve- mesleğiyle Çünkü nereder kaç kurüş aylık al- Tpaşa Fakültesinin başdöndürü. Ebenin basık boğulur gibi yükün sevmiştir. Ah- Jacak zamanlardı muştük. Karşımızda bir kışlı Tihime, kışlanın avlusunda, yüreğime tarif edilmez bir Ev bahçesi, meydan, çarşı, sokak ke- 'narı hâsılı nerede boğ bir yer bulmuşlarsa ka- vak dikmişlerdir. Uzaktan baktığınız zaman ka- Sabayı yemyeşil bir orman sanırsınız. Fakat i- çine girince bu ağaçların sokaklardaki ağır ka- Saveti arttırmaktan başka bir şeye yaramadık- ları görülür. Hele kendilerinden en imdat umu- sokakların güneş altında ca- yır cayır yandığısıcak yaz günlerinde bu boyun- dan başka marifeti olmayan agaçların tepelerin- deki bir avuç yaprağın gölgesini nerelere sak- dadıkdarını bir türlü anlıyamam, Ben kendi hesabıma kavak ağac zaman sevememişimdir. Çocukken bir evde otur- ine bir kaç kavak ağacı vardı. lerin kudurduğu sıcak yaz. öğlelerinde .neferler, borazan. talimleri ve aradaki mesafeye rağmen bu borazanlar âde- ta insanın kafasının içinde öterdi. Kavakların hâtırası zihnimde o seslerin hâ- tırasiyle o kadar karışmıştır ki ne zaman bir ka- vak görsem borazan sesi duyar gibi olurum ve yapmak için Tamamıştım. diye cevap v. hiç bir ve bahçemizde, ta- Sinek- Fakat bir ku aparlar seviyordu. geanç. ve bezginlik | — | aönmüş gibi mek lâzım gelirse ben bu yediler kafilesine en geç katılanlardandım. Daha evvel ötekiler gibi Köründüğü soğuk ve de, odunla işleyen bir trende Haydarpaşadan ay- rak, aynı zamanda da ağlayarak vagonun ya- 'nında koşuyor, “Bir sene, nihayet bir sene' ye bağırıyordu. mi işittirememiş olmaktan korkarak parmakl yımla işaretler yapıyordum. Altı ayı.. Bir senel, Halbuki şimdi on yedinci senenin içindeyiz ve hâlA birbirimizi göreceğiz! Emin Hulüsi de bizimle beraber gelecekti. Zayıf ve hisli bir kızdı. onu, birakırsa Onun için son haftada bizim kafileden ayrılmış, beni de, idenli de ona feda etmişti. Bahar aylarıı hayli uğraşmış fakat muvaffak o- Kışın bütün şiddetiyle geri dönmüş fağmurlu bir bahar günün: di Ben “Alli ay, nihayet altı ay eriyor ve yağmurun arasından sesi- n seviyordu. Daha doğrusu kız onu Emin Hulüsi içlenip ölmesinden korkuyordu. * la olmamıza — rağmen — geri görünen münasebetsiz bir kış yol- mahallelerde mevllâ okumağa / çağırıldığını işi-| — | birdenbire bir kadın çığlığı kopardı. Benim ma-| — İzinin' gerefesinde bulmuştum. Benim © zamankı | — İ duygusü çöker Jarı kestiğinden beş altı gün Eskişehirde bir tiyor, Süleyman Dede mevlidinin onun ağzında | — |hallede bir ölüm yahut cinayet oldu — sanarak kuru Ve çevik Vücudum için bu manevra çocuk * handa oturmağa mecbur. olmuştuk. İdenlistler- Aalacağı âhengi pek tasavvur edememekle bera- korkmama karşı Ebe hiç yüzünü — bozmadan: oyuncağı idi. Şerefe, etrafındaki çürük parmak- O gece uzun müddet minarede — oturdum. den birini bir gece kömlür çarptı, ertesi gün ken- 'ber dışardan bir kaç kuruş kazanmak istemesi- “Değil değil... Herifin biri karısını boşadı” der- | — | lıklara dikkat edilirse bir küçük tahtaboş gibiy- | — İkâh yıldızlara, kâh kavaklara bakarak buraya| — İdine geldikten sonra da: “Aman kardeşler yol ni tabli buluyordum. Fakat sonradan — doğuma | — |di d Benim pencereden ancak bir kaç metre yük-| — İgelişimi düşündüm: Bir zaman, fatiklâl Muhare- | — İ yakınken ben geri döneyim... Perişan oldum. Eidiyorum diye evden kaybolduğu bazı geceler- de, yine kenar mahallelerde ölü bekçiliği yaptığı ve ölü yıkadığı kulağıma geldi. Fukara için buna da “namuslu bir iş değildir” diyemem. Hattâ bir cinayet yüzünden * Vilâyet hapishanesinde yatan genç bir akrabasına ara sıra gönderdiği para da belki bundan gidiyordu. Nihayet ölü yıkayıcılık doktorun pek yadırgamaması Jâzım gelen — bir Ben “Gidiyorum” dediğim zaman Ebe kırmadı. Fakat o hizmetçi koğar gibi selâmsız sabahsız radeti eline verilmiz kadıncağızlardan /daha az müteessir olmadığına hiç şüphem yok- tur. Bakalım biraz kendimi / toparlarsam arkanızdan j gelirim” dedi. İstasyona giderken hastalığını bi- raz mübalâğalandırıyor, ikide bir. bacaklarının küvveti kesilmiş gibi kollarımıza — dayanıyordu. Fakat istasyonun büfesinde son bir toplantı yap- tığımız sırada tren, bir manevra için, bir parça kımıldanacak olmuştu. Gidiyor - sanarak arka- sından öyle bir koştu Ki hayret ettik. Besinin son seneleri, mektebi yeni bitiren genç- lerin parolası “Gençler Anadoluya” idi. Biz ye- di genç idealist Anadolunun sıhhi durumunu 18- Jaha gitmeğe hazırlanıyoruz. Evvelden daha çok olduğumuzu. zannettiğim halde sayımız, — son günlerde bu miktara inmiştir. Ötekiler İstanbul. da Ayi kötü bir iş bulmuşlar, hattâ aralarında Avrupaya gidenler olmuştu. Doğrusunu söyler 104 zekte olduğu halde manzara inanılmaz derecede değişiyordu. Sokaklar çok dar olduğu için bir- birine yapışık gibi görünen inişler çıkışlar tor rak damlar, üstlerinde hırdavat yığınlarına ben- zeyen irili ufaklı bacalar ve etrafında #ıra sir kavaldar Bu memlekette kavağı nedense pek severler Yahut belki de, kavak bu memleketin topsağını 108 XXI MİNARE VE KAVAKLAR Ebenin bitişiğinde bir eski mesçit ve ea eee bu 102 M LA A

Bu sayıdan diğer sayfalar: