7 Temmuz 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

7 Temmuz 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayfa 2 TETKİKLER | alvar ve Sarık denizine gömülmüş 'eaki medreseli, haberi Taberi'den ah derdi. Bugün, 1028 yıl önce ya- Şamış bu. Mazandaranlı tarihçinin, Taberi'nin adını bilenler ne kadar geyrekleşmiştir. Şimdi. siz, medrese- Hlerin, yüzyıllar aşırı, dünyadan na- Mi haber aldıklarını — düşünebilirsi- niz. Onlar, dünyalarını hiç görme- müşler, hiç anlamamışlardır. Toprak; onlar için, boş, — mânasız, her an Çökmesi beklenen ölümlü mesafeler: den başka bir şey değildir. Biz ne kadâr başka türlü düşünü- yerüz şimdi. Radyomuzu — açıyoruz, dünyalar sesleniyor bize, Ucak, me- gafeleri siliyor gibi bir şey. Gazete, | bize, günün tablosunu veriyor. Ger- Çek bir dünyada yaşıyoruz, kendi. | giyle her dakika kaynaştığımız. bir | dünyada.. - Çağımızın — insanı için başka türlü bir ömür yoktur. Med- yese böyle bir yaşayışı inkâr ettiği için ölmüştür. Henliz ölümünü bekli- 'yen şeyler daha ne kadar çoktur. bu Günyada.. İlk dallarını feda etme- | dikçe hiç bir ağaç boy salamaz. Halbuki, insan topluluğunda dinmi- İ yen ve dürmiyan bir dal ve yap- Tak dökümü vardır ve bu, yaratıcı diriliğin ilk kuvvetli bir belirtisidir. Dün hoşumuza giden bir şeyden bu. gün tiksinebiliriz. İnanışlarımız da Böyledir. İçinde yaşadığımız dünya, bizi boyuna dinamik gerçekliğe gö- ve ayarlıyor, yuğürüyor ve bize ça- Kımizin benliğini veriyor. Radyosiy- | Te uçafiyle, telsiziyle, her geyiyle, geniş dünyamız Ülkeleşiyor; yerli ge- Jenekler, görüşler yumuşuyor, hayat ölçüleri kaynasıyor ve yakınlaşıyor. Birbirimizi daha iyi anlamak ve ta- zamak yolundayız ve Tameri/ çağla- yından ne kadar uzaktayız. Eski Yunan felsefesi, fikir hayatı, JAnadolu'nun batı kıyılarında doğ- muştur. Bir tesadüf müdür bu aca- Ba? Deniz, insan kaynaşmalarının, temaslarının ilk yolu olmuştur. Ay. ıi ayrı geleneklerle çevrilmiş yaşı- yan ve başka başka dille konuşan halk yığınlarının. birbirleriyle daha yakından teması, İnsanlarda, bağ- dandıkları hayat ölçülerini daha te- melli “düşünmek merakını uyandır. mıştir. Eski bir Yunan aydını der Ki: merak, her, bilginin başlangıcı- dır. Büyük İsrali Kıralı Süleyman'a göre ise hikmet, Tanrı korküsiyle Başlar. Yunan aydını iller, Ülkeler Golaştığı için böyle düşünüyor, İs- Tall Kıralı ise, Ülkesinin hudutları- a göre düşünüyor. Babil göcü ol- masaydı, İsrall'in milli benliği kim bilir ne kadar> müphem kalacaktı. Batı Anadolu'nun halk kaynaşmala- Tına elverişli coğrafyası olmasaydı. “Yunan filozofları, yerli geleneklerin darlığı içinde hiç şüphesiz boğula- caklardı. Eakiçağ da, fikir kımılda- mışlarını temaslara borçludur, Orta- çağ da.. Çöllerden, dağlarla çevril- mİş ovalardan taşan geri halk yi #ınları, kendi / dünyalariyle temasa geçtikten sonra kültür milletleri ha- Tine gelmişlerdir. Eakiçağ bilgini gibi Ortaçağ bil- gini de, umumiyetle, seyyahtır. Tni Sina da öyle, Gazali de öyle. Ruhu, Ü fikri, düşünceyi öldüren en büyük Küdret; temassızlık, yapayalnızlıktır. Ortaçağ, arkasını dünyaya çevirerek mukaddes. yapayalnızlıın — kuruntu Büyüsüne kapılmasaydı, hiç şüphe- #iz, o kadar kıtır kalmazdı. Görmek; farih enginlerine açılan Türk'ün en Köklü vasfıdır. O, hayatı görmüş, geçirmiş ölçüsüne göre düşünür ve Geğerlendirir. Dilimizin dehası mane- vi tecrübeye görgü adını vermiştir. Zaten fatih milletler, öteden beri t Fihin en realist mületleridir. Realist olmak; dünya gerçekliği içinde yı şamak ve bu gerçekliğe hayatta Ü- fın bir yer vermek demektir. Bu âse- dünyamızı tanımakla mümkün- dür. İş bölümü bizi, ik önce, me lek zümrelerine ayırmıştır. Demek ; oluyor ki, dünyamızı tanıyabilmek icin, dünya — gerçekliğimize doğru | Yürürken, İlk önce, mesleğimizden Dünya kültürü ve Türklük M. NERMİ başlamak zorundayız. Meslek bakı- mından biz neyiz? Çiftçinin, kundu- racının, doğramacının, alışveriş-adı Tanin, dlh., meslek gerçeklikleri ay- . ayrıdır. Görüyor — musunuz, bir Mülletin kendi zamanı ile teması ne geniş, ne cepheleri Çok bir temastır. Tanzimat'tan beri dünyamızla te- masımız çok çekingen ve Ürkek muştur. İçimizde sanki bizi kolumuz /dan çeken görünmez bir kuvvet dir. Bir kaç'adım. atabilmisnel Kuvvet, hemen bütün öfkesiyle uyan- miş ve bizi yürümek sevincinden ko- pararak on adım . geriye çekmiştir. Bilmiyorum, biz bu kımıldama düş- manı, bözük huylü, görünmez bek- çinin' elinden — büsbütün — kutulmuş Müyüzdür?. Fakat bilinen bir. şey varsa, o da, 1008 den beri çağdaş dünya ile temasımızın boyuna art- miş olmasıdır. Bana öyle geliyor ki, cahil bekçi şimdi öfkesinden kudur- maktadır. bu Bizi çağımızla temasa getiren sa- yısız yollar vardır. Ben bu . yolları, sürünmelerden, karanlıklardan sonra göklerin geniş hürriyetine kavuşan kelebek yollarına benzetirim. Onlar, son konağa erişenlerin arkada bırak- tağı yollardır. Biz, gimdi, bir millet olarak denizine durmadan yaklaşan bir armak gibi, arkamızda — sayısız yollar bırakıyoruz. Bizim büyük denizimiz, çağımız ve onun kültürüdür. Yeryüzünde, haya- fın bu kasırgalı akışına gem Vüra- cak küdret yoktür. — Zamanın seli, İnsan hayalinin kurduğu aşılmaz sa- milan engellerin ve setlerin Üstün- den, her vakit atlamasını bilmiştir. Türkün çağdaş bir varlık haline gel- mek iradesi de böyledir. işte. Vay, © karanlık küdretin haline ki, çıl- gın uyanmış bir yükseliş iradesinin heybetli akışını yabancı geleneklerin Göküntüleriyle önlemiye çalışır. Çağımızla temas, bize kültür ben- liğimizin yaratıcı sezgisini vermiş: tir. Çağdaş Türk insanının kültür temeli de budür. Radyolar, uçaklar, vapurlar, kitaplar, gazeteler manevi yazlığımıza, her gün yeni bir sezgi damlası katıyor ve benliğimizin çağ- daş temeli, her gün biraz daha sert- leşiyor. Bu kuvvetleniş, hiç şüphe- #iz, ayakta durmuya çalışan ve dire- 'nen bir takım eski anlayışların dur- madan çöktüğünü — göstermektedir. Buzün dünyamızla aramızdaki mad- di mesafeler henüz oldukça geniş- tir, ama, düne göre çok daralmış- tır. Maneyi bakımdan çağımıza ka- vuşan öncülerimizin sayısı hiç de az dekildir. Fikir ve kültür hayatı kendi çev- resini, kendi havasını ister. Bir çalı bile, toprağının — imkânlarına göre serpilir. Kültür ve fikir hayatı gibi büyüük bir sozyal hâdisenin de elbette kehdine göre bir serpiliş mantığı ol- malıdır. / Çeresini - bulamıyan hayat| hamleleri, toprağını bülamıyan. bit- kiler gibi sararır ve kurur. —- Büyük öncülerin vazifesi, zamana giden yol- darı boyuna — genişletmekten başka bir şey değildir. Biz şimdi bu geliş- me konağının, belki oldukça ilerlerin- deyiz. Fakat bu bize kültür vazife- mizi unutturmamalıdır. Çünkü, biz, çağımıza, vakit kaybetmeden erişmek, zorundayız. Bu büyük hayat hamlesi uğrunda bir fedakârlık, tam yerin. de bir fedakârlıktır. YENİ İSTANBUL GAZETESİ Okuyucularına çok kıymetli hediyeler dağıtmaya hazırlanıyor. İBSTANBUL ŞEHİR HABERLERİ) “Şişe ve camı” paviyomudur. Bu- vada feşhir söilen bardak, No dek, surahi vesairenin üzerleri ne satilik” Tevhasının konul: muğ bulunması, bunların Avru padan ithal edilmiş nümuneler olmadığını göstermek içindir. Evet, burada, yani İstanbul- Berginim açıldığı iük gün, Bir çok tanıdık “belki kalmaz, a- Man alalım” diye kocaman pa- ketlerle evlerinn döndüler. “Meseleyi biras araştırdım, v Beyoğ- mağasalarından camekanlarında diye gördüğü- meder bura- Kendimizi hi tuhaf neticeye vardım. Tunun - büyük Avrupa mabı” müz bu cins eti da yapılıyormuş. Çük görme Mastalığımıza bir mizal daha!.. Bir şeyin güzelliği muhakkak bizden gavri bir ve- rin mamulâtı mi olmasını icap ettirir?. İstanbul. Sergisi Yerli mallarımızı, mamullerimi- ai Dizrat kendimize tanıtıyoruz. Meşhur tekerlemedir: “Kendini BiT kendini — Kendini bilmez izen — Patlatırlar enseni!” Va- aa ensemis kalın amma!. BİR İSTANBULLU Merhum ressam Levni sergisi dün açıldı Türk minyatürü talebesi bundan 1- Ki asır önce TTürk resmini kemale u- Jaştıran ressam Levni üzerine calış- malarından mürekkep eserleriyle bir. likte Topkapı Sarayı Müzesi Müdür. düğü bu büyük sanatkârın — oriğinz resimleriyle birlikte bir sergiyi dün açmışlardır. Sergi bugünden itibaren 15 gün müddetle Topkapı Sarayında Aarzu edenlere gösterilecektir. Tekel Bakanının dünkü tetkikleri İdarenin çalışma sisteminde bezı değişiklikler yapılacak, Bir müddetten beri şehrimlzde bu- Junan Tekel Bakanı Nuri Özsan dün Şemsipaşada Tütün Bakımevlerini ve Paşabahçe İspirto fabrikasını geze- 'Tek buralardaki çalışmalar üzerinde incelemelerde bulunmuştur. Bakanın| tetkikleri pazartesi gününe kadar de- vam edecektir. Bundan sonra Tekel teşkilâtında bazı mühim kararlar a- Jnması ve bazı şubelerin lağvedile- rek yeni bir çalışma şeklinin tesbit edilmesi muhtemeldir. Bundan başka 'Tekel mevzuundan çıkarılması gereken maddeler de tes- bit edilecektir. Evvelâ çayın serbest bırakılması en fazla ihtimal dahilin- de görülmektedir. Bakanın — bügünlerde bu konular hakkında gazetecilere etraflı izahat vermesi beklenmektedir. Bu ay içinde memleketimize gelecek turistler İtalyadan bildirildiğine göre Mu- kaddes Yıl dolayısiyle LAtin memle- ketlerinden Romaya gelen turiştlerin mühim bir kısmı Türkiyeyi ziyaret edeceklerdir. Bu haciler 24 temmuz: da Tarsusun yapacağı kruvaziyer se- feriyle memleketimize geleceklerdir. Bundan başka Yunanistandaki bir seyahat acentesi 300 Yunan turisti- nin Karadenizdeki 'Türk lmanlarını ziyaret etmek istediklerini bildirmiş ve vapur tahsisini talep etmiştir. —— ——— — V T l A İl Başkanına göre —| Şi inlelesi dalln Tesmalenlen el Kurultay haşa"" 0|muştur öralideki ci mürokere İLHAMİ SANCAR, TUTANAKLAR MESELESİNİN HİÇBİR ZAMAN PARTİ GRUPUNDA GÖRÜŞME MEVZUU OLMADIĞINI SÖYLÜYOR CHP. Kurrultayı ve İstanbul Ba kanı Tihami Sancar dün - gehrimize gelmiş ve kendisine bazı sualler 80- Fan arkadaşımıza gü Gevapları ver algtir. . Kurultay hakkıldaki ümüml in. tibalarınız nedir? — Bu kurultay gerek fikir seviye Bi gerek 7 iktidarı kay betmiş bir partiden bazılarının tah- min edecekleri gibi yels, — bedbinlik içinde çalışmak şöyle dursun bilakin demokratik elddi bir muhalefetin na- Sıl ölahileceğine örnek teşkil edebile- cek büyük bir asalet, vekar ve cid- Milletlerarası Banka heyetinin çalışmaları Dün şehrimize gelen Mr. Mason, Türkiyenin iktisadi kalkınması yolunda yapılan çalışmaları anlattı Türkiyenin iktisadi kalkınma pro- gramını hazırlamak Üzere memleketi- mizde tetkiklerde bulunan Mülletler- arası Banka heyetinden Mr. Jamen Mason, dün uçakla Ankaradan şeh- rimize gelmiştir. Mr. Mason, kendisi iile görüşen bir arkadaşımıza, heye- tin tetkikileri hakkında şunları söy- lemiştir: “Heyet Azaları — mühtelif gruplar| halinde ve Türkiyenin muhtelif böl- gelerinde çalışmalarına devam edi- yorlar. Ziraat mütehassınları Dr. Kirk ve Prof. Nicholla; Diyarbakır, Kon- ya, Adana ve Gazlantepteki tetkikle- Fini bitirmişlerdir. Maden mütehas- sizi Mr. Kauffeld; Zonguldakta çalır maktadır. Diğer maden #pesyalistleri de Ergani ve Gulamandaki krom ma- denlerinde tetkiklerine devam ediyor- Jar. Mr. Barker ve arkadaşları ise Jışmalarına eylül ayına kadar devam edecek, bilâhare Wazhington'a gide- vek Türkiyenin İktisadi Kalkınma programını hazırlıyacaktır. Program hazırlandıktan — sanra Milletlerarası Bankanın Türkiyeye açabileceği kre- di belli olacaktır. Lokanta tarifelerinin durumu Belediye gazino ve — Tokantalarda fazla fiyatla satış yapılmasına mâni olmak Üzere satış listelerinin görü- nür ve yüksek yerlere asılması için bu müesseselere bir hafta — mühlet vermiştir. Fiyat listelerini asmıyan yerlerin kapanmasına kadar gidile- cektir. Batı ve Doğugüney Akdeniz seferleri Ankara vapuru yarın saat 12 de Batı Akdeniz seferine, Adana vapu- Tu da pazar günü saat 14 de Doğu Küney Akdeniz seferine hareket ede- ceklerdir. Yeşilköyde bir bomba bulundu Yeşilköy istasyonunda Devlet De- miryollarının tamir atölyesi önünde bir bomba bulunmuştur. Ameleler ta- rafından — görülen bu bomba, askeri makamlar tarafından tetkik edilmiş bünün — patlamamış eski bir bomba olduğu / görülmüştür. Nakliyat es- 'nasında mi yoksa kasden mi oraya birakıldığı tahkik edilmektedir. Bundan iki ay evvel de hava ala- zında yine böyle bir bomba bulün- muştu. Tahkikata ehemmiyetle de- vam edilmektedir. diyet içinde müzakerelerini yapmış- tır. Seçimlerin neticesi de partimizin eni gartlar içinde yeni bir iman ve hamle ile çalışmak kararında oldu. Kunün açık bir ifadesini teşkil eder Kurultayın umumi manzarası dünya- 'mın herhangi bir memleketindeki par- ti köngrelçrinden farksız ve hattâ 1- çinde bulunduğu şartlar nazara ali- Sirsa onlardan daha Üstün vasıflar taşır. Kurultayın umuml görüşmeler- de zaten tebellür etmiş olan temayü- ü seçim neticeleriyle kati olarak or- taya konmuştur. Bir kelime ile bu temayül partiye yeni bir hiz, heye- can ve hamle vermek yolundaki müş- terek azminin kati delinini vermiş ve partimizin bu memlekette kolay kolay sarsılmayacak köklü hayati- yeti yüksek bir parti olduğunu gös- termiştir. — Tutanaklar hakkında Mecliste cereyan eden münakaşalara ait kana- atinizi söyler misiniz? — Cümhüriyet tarihinde hiç bir zaman tutanaklar — meselesi, — parti grupunda görüşme mevzuu yapılma- miş, bu mesele Meclisin bir iç işi te- Jakki edilerek Hükümet bu münaka- şalarda her vakit bitaraf kalmış, ka- Yışmamıştır. Bunun böyle olması za- ruridir. Çünkü Meclisin kurulmasiyle alâkalı ve tamamen kazat mahiyet taşıyan bir karar mevzuubahis oldu- &u zaman Hükümetin bu tartışmalara karışmağa hukukan salâhiyeti olma- mak lâzımdır. Bunu teyit etmek için #ize canlı bir misal vermek İâzım, gelirse şunu söyliyebilirim: Fransa- da tutanaklar meselesi görüşüldüğü zaman Hükümet münakaşalara ka- Tışmak göyle dursun, meclisteki sıra- Jarını bile terkederek bu müzakere- lerde hazır bulunmaz. Yeni basın kanunu tatmin edici değil Yeni kanun tasarısı, Tstanbul Gazeteciler Cemiyeti tem- ailcilerinin iştirakiyle — yapılan top- Jantılarda Adalet Bakanlığınca ha- zırlanrak Meclise sevkedilen yeni ba- gın kanunu tasarısının bir sureti Ba- kanlık tarafından incelenmek Üzere İstanbul Gazeteciler Cemiyetine gön- derilmiştir. Dün bu tasarıyı tetkik eden Gazeteciler Cemiyeti İdare He- yeti, bu tasarının matbuat hürriyeti ni temin edici mahiyette olmadığını müşahede etmiş ve — Başbakana gu lgrafı çekmiştir. 'Adalet Bakanlığı — temsilcileriyle cemiyetimiz mümessillerinin müşte- reken yaptıkları toplantılar neticesin. de vardığımız görüş — birliğine rağ- 'men bugün cemiyetimize gönderilen basın kanunu tasarısının eski ikti- dar tarafından — hazırlanan son ka- 'nun tasarısına tamamen benzediğini Üzülerek gördük. Matbuat hürriyeti mevzuunda hak. h olarak tam bir anlayış beklediği. miz Demokrat — Hükümetin - nazarı dikkatini çekeriz. Başkan Vekili Enis Tahsin Tü Eski iktidar partisi gibi Demokrat Parti Hükümetinin de basın — hürri- yetini temin eden ve ihtiyacı karşı layan bir basın kanununun. Meclise getirileceği hakkındaki valtlerine ve gazetecilerle yapılan müşterek çalış malara rağmen, bü şekilde — basın hürriyetini tahdit eden bir kanun ta- eskisinden Gazeteciler Cemiyeti, Başbakana telgrafla müracaal eti irkiye lerin kesilmesiyle alâkalı olduğu söyleniyor. Öğrendiğimize göre Suriye Büyük- elçisi Emin Âdil Aralan, birkaç gü- ne kadar Şama hareket edecektir. Büyükelçinin memleketine yapacağı bu ziyaret Suriye ile Türikye aramın- daki ticari müzakerelerin kesilme dir. Emir Adil, hükümetinden bu mü- zakerelere bir an evvel yeniden ba: Janmasını ve anlaşmanın imzalanma- Ni bu süretle hüdütta mütemadiyen yapılmakta olan kaçakçılığın önlen- Mmesini istiyecektir. Şekerli maddelerin fiyatı indiriliyor Şekerin ucuzlamamı Üzerine şekei li maddelerde de indirmeler yapılma m kararlaşmıştır. Akide şekeri şim- diden 260 kuruştan 200 e indirilmiş tir. Yakında pasta, kahve ve çay gil geylerin fiyatlarında da — indirmeler apılacaktır. Pakistanlı General bugün bir basın toplantısı yapıyor Şehrimizde bulunan Pakistanlı Ge- neral Nevvapzade dün sabah Heybe- Hadadaki Denizcilik Okuluna gitmiş ve akşam geç Yakte kadar orada ırlanmış ve gerefine yapılan gönteri- leri takip etmiştir. General bu sabah #aat 11 de Park Otelde bir basın toplantımı yapacaktır. Plâjlar esaslı surette tetkik ettirildi Vali ve Belediye Başkanlığı İstan- buldaki bütün plajları esaslı süret- ta tetkik ettirmiştir. Bu hususta Sıh- hat İşleri Müdürlüğü tarafından mu- fassal bir rapor hazırlanmıştır. - Ra- pora göre plâjların bir kısınında koli bulunmaktadır. Belediye bunun izale- Si için tertibat almı Farksır olduğu - için, sarısı hazırlanması İstanbul — basın muhitinde hayret ve feessürle karşı. danmıştır. Yeni tasarının icap eden değişik- likler yapılmak üzere geri alınacağı- 'a muhakkak nazariyle bakılmakta- dır. Mevsimin ilk teşvik yarışları (Tur- gut Rels Kürek Yarışları) aşağıdaki program gereğince 9.7.1850 — pazar günü aaat 15 te Beykozda yapılacak- fır. Saat 15 te başlıyacak yarışlar şu aırayı takip edecektir. İki çift kıdemsiz, tek çifte bayan- lar, dört tek kıdemsiz, tek çifte 300 metre serbest sürat, dört tek bayan- lar, tek çifte kıdemli, sekiz tek kı- demsiz, iki çifte kıdemli, iki çifte ba- yanlar, dört tek kıdemli. tek çifte kı- demsiz, sekiz tek kıdemli. İsrailli gazetecil geliyorlar Geçen hafta geleceklerini bildirdi Bimiz 15 kişilik İsralili gazeteci gru- pu bu sabah saat 5.20 da uçakla şeh- Fimize gelmiş olacaklardır. Gazeteci- ler memleketimizde bir hafta kadar kalacaklar ve siyasi, iktisadı, kültü- rel tetkiklerde bulunacaklardır. bugün 7 Temmuz 1960 İstanbul Sergisinde pahalılık mevzuu Sergi Komiseri, bu husustaki şikâyetlere cevap veriyor İstanbul / Sergisinde çay, kahve ve mir maddeleriyle her cins a Ya fiyaflarının vüksek sldukundan Baz Zi gikâyetler vaki olmustur. Banı kim- elor de bu yi serkiye Kiriş ücretinin ksek olduğundan sikâyet etmikler: dir. Serki Komiseri 'Sirci Enver Ba für, bu hususta gu demeçte bulun. Sergide kahve, çay fiyatları 45, Sergi Komiserinin teklifi ile Be: iye Tasdik etmiştir. Belediye mura- ları ker gazine ve paviyonu Artı gererek' Tiyatları tesbit. etmişier. dür. Yedi kişilik bir murakıp grupu Animi sürette kontrolde bulunuyor. Mühtelif paviyonlarda antılan ve Be: dediyenin 'kontrelüne YDi olmayarak serbent ” rekabete gevkedilmiş olan Tiyatlarını Sergi Komiser. Hlkinin kanunen murakabe hakkı yok. çen sene 10 kuruş olan giriş üc- 1125 kuruş olmasına gelin: e serkinin sergi binasından futularak Vali ve Belediye ” Başkanı Prof. Fahreddin Kerim Gökay'ın baz- 'yapılan' bir toplantıda de> İtada bir gün de 10 kurus, Ayrıca talebe ve erler için de her rün 10 kuruş olarak kabul edilmiştir. Sergi için Belediye ve Ticaret Odamı- Bin tahslk ettikleri Paramın sergi o aunda aynen İadesi Mâzımdır. — Gönül Arzu ederdi ki, Belediye ve Ticaret ve Banayi Odamı, bütün dünyada olduğu Kibi. sergiye borc dekil yardım olarak Tahsizat Yayırmınlar ve sergi — bütün hemşerilere kapılarını parasız olarak Açmın Manmafin sergiyi ziyaret eden: İerin sayımı 'geçen seneden az deküi Çoktur. 'Bu da gösteriyor ki, 28 kuruş Sergi “ücreti çok değlidir. ” Mayısta Gülhane Farkıada yapılan bahar Daye ramında 25 kuruş dühüliye hiç de çok görülmemişti. Milli Piyango bugün çekiliyor. Milli Piyangonun 7 temmuz çekilişi bugün saat 13 te Ankarada yapıla. caktır. İkramiye kazanan numaralar An- kara Radyosu ile bu gece 28 te ya yınlanacaktır. Buğün saat 13 ten sonra yurdu- müzün hiçbir tarafında bu / çekilige ait bilet satışı yapılmıyacaktır. Dünya Sağlık Teşkilâtının Akdeniz bölgesi toplantısı Dünya Sağlık Teşkilâtı —Akdeniz Bölgesi toplantısı eyiâi ayı içerisin. de şehrimizde yapılacaktır. Teşkilat mümessillerinden Mr. Broku memle- ketimize gelerek bu hususta Sağlık Müdürü Dr. Falk Yargıcı ile uzun müddet görüşmüştür. Bu hafta yapılacak yüzme yarışları Küçükler ve ortalar arasında teşvik yüzme yarışları 8.7.1950 - cumartesi Bünü aşağıdaki program — gereğince Lido yüzme havuzunda saat 15 te ya- prlacaktır. Yarışmalar 66 M serbest küçükle 100 metre serbest ortalar. 66 metre sirtüstü küçükler, 100 metre sırtüs- tü ortalar, 66 metre kurbağlama kü- gükler, 100 metre kurbağlama orta lar, 4x66 metre serbest bayrak küçük ler, 400 metre serbest ortalar, 4x100 karışık bayrak ortalar üzerinden ya- pılacaktır. SİYASİ İKTİSADI YENİ İSTANBUL MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE| Sahibi : İYENİ İSTANBUL NESRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SARLICA Bu sayıda yazı işlerini fillen idare eden : Salih Zeki Akdamar Neşredilmiyen yaztlar dade edilmez, Banldığı yer 1 İYENİ İSTANBUL MATBAACI- LIK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI REŞAD NURİ GÜNTEKİN e ü L uyuyamamıştı. anaç tavuk gibi durmadan irili ufaklı yumı üümler Yurdu olmştu. * ve Allah göstermesin pabucun teki yapabilecekimi kat ikimiz de birbirimize pek çabuk bu meslekdaşın bar kesten fazla korkmakla ber dunü bularak hafif hafif onu çekiştiriyordu. F: kat Adeti üzere bunu birdenbire yapmıyor, me- — Allah esirgesin. Allahın Nemruda musallat ettiği Allah esirgesin, dedi, givrisinek gibi Kz;akîlleri Bu ve buna benzer bir çok vesveseler Müf- tünün zihninde büyüdükçe büyümüş ve adamca- foz kitapları partinin tavan arasına Üstüste yığ- dirp teslim kâğıdını koynuna koymadan rahat Hâsılı Müvakkıthane, inkılâp / hesabına, bir yumürtlamış ve bunların en son ve en irisi Ye. Müftü-belki de doktor ve memur olduğumu z pahalili gabileceği bir günde kendisine müdafan şahitliği düşünerek benim ayağımı Mu- Yakkıthaneye alıştırmak istemişti. Ben ise o gün mümklün olduğu kadar çabuk çıkmak için otur- mayı bile reddederek ayakta konuşmuştum. Fi Müftü bana âdeta ebenin evindeki minarenin ve leyleğin sükünetini veriyor ve aynı zamanda da beni derinden derine eğlendirmeğe başlıyordu. Bizi birbirimize bağlayan ilk duygu doktor İna Beye karşı- duyduğumuz nefret oldu. MÜftü yaptığı müameleyi öğren- Mişti. İsa Beyden © da herken gibi, hattâ her- ber, ikide bir yo- gelâ adamın birinin tıkanmış — kulağını, ucüna, pamuk takılmış sivri bir değnekle, nargile te- Mmizler gibi temizlediğini fakat sonradan ku ğın nedense İşitmez hale geldiğini anlatıyordu. Benim güldüğümü görünce daha ziyade açıldı. Nihayet ben de İsa Beye karşı olan nefretimi açıktan açığa söyleyince — doktorun bütün kirli çamaşırları ortaya döküldü. Müftünün anlattığına göre, İsa Beyin bana yaptığı yeni değildi. Kendinden sonra — gelen doktorların hepsiyle ayrı ayrı uğraşmış, adam- cağızları kasabadan pabuçsuz kaçırmıştı. Şimdi Sıra benimdi. Bakalım bana ne oyun oynamağa kalkacaktı. Benim selefim değil de ondan daha evvelki kasabadan ayrilirken ötomobili eczahane kapı- mına çektirmiş, eczacının cüce kalfasına varın. caya kadar herkesin ayrı ayrı elini " İsa Beye gelince adamın suratının ortasına gap diye tükürmüş. Müftü bu vakayı anlatınca tükürme sahne- #inden ziyade kapının önünde bekleyen otomo. bili gözümün önüne getirerek heyecanlandım — Ben de giderken uğrayacağım, dedim, fa- kat İsa Beyin yüzüne tükürmek için değii elini öpmek için? — Elini öpmek mi? — Allah sana uzun ömürler versin. Beni bu- Tadan ancak sen kurtarabilirdin? diye teşekkür edeceğim. Bunü konuştuğumuz. zaman Müftü ile ah- baplığımız pek. ilerlemiş değildi. — Fakat yine de kendimi tutamayarak ona şikâyetlerimin bir kısmını parça parça söylemiş bulunuyordum. Müftü kollarını kaldırarak; vT kasabamızı bu Nemruddan da ancak sen kür- taracaksın... Biz seni bırakmayız... Başka yere gitmeyi aklından çıkarmalısın.. Yalnızlığın - içinde nihayet birine nazlan- mak ihtiyacını duyarak acı acı gülümsedim; İçi. mi çekerel — Gitmeliyim Mürtü Etendi... Hayırlisiyle canımı kurtarıp gitmeliyim, dedim. Müftü aml sıkıntımin nereden geldiğini an- dayamadı. Anlayamazdı da. Yalnız şikâyetim- deki derinliği hissetti ve buna yanlış bir mâna verdi: Bilirim Doktur Bey oğlum bilirim.. Müş- terin yok... Nemrud para kirarken gen sinek ve tafsilâtlı Idi. O kadar ki aylığımdan neler kesildiğini, eve, Jokantaya vesaireye ne verdiği- mi anlatınca ve hele daireye gelip gidenlere ik. Tam ettiğim kahve, çay, — gerbet vennire para- Jarının yekününü — bana öğretip bunlara İstan- bula gönderdiğim parayı da İlâve edince ger- gekten dehgete düştüm. Buna mükabil, paralı Mmüşteriye çağırılmadığımı da Müftü biliyordu. Hükümet doktoruna para vermek zaten âdet ol- mamıştı. O da vergi ve tapu memuru gibi bir memurdü. İşi düşen halkın işine baksın diye devlet ona yalık veriyordu Ayrıca halktan da 178 kimin ne olduğunu bile; artıyordu. Siliğinden bazı haste Bu öyle üç beş Jira ile değil. dostların araya Ki rakı receği adamımış. iİnsanı kin olmamış. Bve para almağa kalkarsa bu, vergiciye ve tapucuya verilecek para gibi bir nevi rüşvet olurdu. He- zenginlere gelince, on. Jar hekim diye İsa Beyi bellemişlerdi. O h: larina ne kadar akilik ederse kıymeti o kadar Müftüden, daha başkalarından da işittiğii Böre İsa Bey belki para gözlülüğünden ziyade ak- ahipleriyle âdeta hastalı- gin cinsine göre pazarlık ediyor: Savılacak hastalıklardan Sonunda kuyruğu titretmek de var ha' gibi Çiy sözler söylüyordu. Bir şeye kızarak te- daviyi yarıda bıraktığı ve ancak bir çok yalvar- malardan sonra ve eczacı Müslim Bey gibi bazı girmeleri Üzerine tekrar has- tasına gitmeğe razı Olduğu herkesçe bilinmek- n edemediğini ve istediği gibi çıkışamadığını hazmedemiyordu. Meselâ bazı yolsuz işlerini ten- kld eden bir kaymakamı yakasından / yakalaya- en vazife başında sarhoşsun. diye tehdit etmiş. Adamcağız da te- #adüfen ağzına bir dirhem içki koymayan bir 'akat Salâhiyetli doktor rapörundan kurtarır? İsa Bey bu adamı günlerce çocuk gibi ağlatıp yalvartmadan affetmeğe razı bence İsa Beyin Hükümet doktorları na kancayı takmaşının sebebi güldi. nemezdi. Jarını taban bir. ben bi par “Bana bak. dağıma gi culuğumu avlıyorsun.. Aylığından eline kalan ne ki? h Ç B e N teyd Yani ben Adeta diplemasız hekimler gibi gizli a #ıra geceleri minarenin altında durup Hükümet döktorunu çekememcsi meselesine| — | dektorlukla işe başlamıştın. Bir kısm. evlere, benimle Konuşan bekçi gibi, saçımı kestirdiğim |— çelinea Dü dndatlede 'ben Müftünün ve ” aha | İceki zaman zanparaları Eibi Vakit, aat kolla. berber, yemek yediğim lokantanın patronu ile| — İ başkalarının sözlerini biraz — iskoüto ile dinle| | — | Yarak ve etrafıma bakınarak, girip çıkıyordum. gazino garsonu gibi ve kasabadaki daha bir çok | — | aa Sebap bence galme para değilak £. | — | Bana mektupiarinda / müşterisizliğinden ve ge- kimseler gibi MÜftü de ne kazandığımı biliyor- | — İsa Bey eski makamını Külkaniyordu. Kaymaka. | — | Siminin Belediyeden aldiği zayıf aylığa bağlı kal- dü. Fakat onun bilgisi hepsininkinden daha derin | — İma varıncaya kadar bir çok kimselere tahak. | — | dığından şikâyet eden Emin Hulüsi İstanbulda Rapoör ve. lriz para de. ç Fakat bur Ben o zaman hastalardan para alma> ŞA başlamamıştım. En uzak mahallelerin yokuş- araba ile hastasına bayram arabasına binmiş çocuk gibi sevinirdim. e| — |Fakat doktor İsa Beyin buna da kızıp: 'verecek halde olanları bedavacılığa alıp- tırıyor. budala" diye aleyhimde konuştuğu ku- iyordu. O günden sonra Müftü de, belediye ebesi gi- bi kenar mahallelerde bana el altından ufak te- fek müşteriler tedarikine başladı. di hiç ortada görünmüyor, araya vasıta koymı dan doğrudan doğruya benim hazakat ve ucüz- methettiği tanıdıklarına, vermeyeceklerine dair rda, bir nevi gizli doktor komisyon- Culuğunun alıp yürüdüğünden şikâyet eder. Bun Jarı yapan adamların çapında geniş olacağını, Sirkeci han ve otellerinde Şanhaneleri bulunacağım. tasavvur Fakat aşağı yukarı bizim Müftünün yaptığı da bundan. başka bir gey değildi. başbaşa çay İçtiğimiz zaman Bana gittiğim bazı evlerden ne aldığımı sorar, müphem konuşursan kuruşu kuruşuna tasrih etmemi ister, sonra bü- yük bir sevinçle başını iki tarafa un büsbütün tesiri yok da de- mım sızlayarak inip çıkar, arada| götüren — olursa| “Eşek g- Çoğunda ken- kendini ele yeminler ” verdiriyordu. muamelelerinin, İstanbul ediyordum. Muvakkıthanede sallayarak: (Devamı var) 180

Bu sayıdan diğer sayfalar: