12 Temmuz 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2

12 Temmuz 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

î 12 Tammuz 1080 Yaylâya bir göç Birkaç makaleye sığdırılamıyan Antalya — Harem ve selâmlık devrinde olmamamızın fazileti — Eski Ankara ve Bilecikten hâtıralar — Kadın eteklerini uzatan başkumandan — Korkutili yolunda — Çam ormanında geçit resmi — Memleket dâvasının bir kördüğümü : Yaylâ ve kışlak NTALYADAN hangi güzel hâtıraları — kaydedeyim? Hepsi uzun uzun anlatmağa de- ğer, Kulüpteki gece toplantıları- DA mi; narenciye ve sıcak iklim müesseseleri — bahçelerinde ge- zintilerimizi mi, harabelerdeki hayret, hayranlık ve heyecanla- yımızı mı? Pamuk tarlalarında, köy ve kasaba kahvelerinde sohbetleri, çam — ormanlarında dolaşmaları, köy enstitüsü ziya- retini, yiyip içtiklerimizi, lise talebesinden — başlıyarak olgun münevverlere kadar / vatandaş- lardan gördüğüm hüsni kabulü, kazandığım yeni dostları mı? Evet, hangi birini anlatayım? Dolabını açıp da sıra sıra di- zili düzinelerce elbise arasından giyeceğini tayin edemiyen — bir sinema aktörü gibi memnun, fa- kat şaşkınım, kararsızım. Elimi bir buna, bir ona götürüyorum; işin içinden çıkamıyorum. Kaldı ki benimkilerle Kiyas kabul et- mez kiymetli yazılardan ara sı- Ta da olsa mahrum ettiğim gu Si . sebepten ancak beş, altı maka- lede'az çok anlatmağa muktedir. olacağımı tahmin ettiğim An- talyayı bir incir çekirdeğine sığ- dırmak lâzım geliyor ki imkân- sızdır ve yazıktır. Fakat o hi valiye dostların davetlisi sıfa- tiyle yeni bir yolculuk yapmak tasavvurundayım. Bu tasavvur, eski Likya ve Pamfilya ülkele- n fevkalâde hazzettiğimi | benden de hazzedildiğini bildir- meğe yeter. Gelecek — seyahat motlarımı münhasıran Antalya- Alanyaya hasredeceğim. Doğrusu da budur. Akdeniz- deki cenup bölgemizi bir hafta içinde ne gezmek mümkündür, ne de bir kaç yazıya sığdırmak. Mamafih yine de bir şeyler söy lemeden geçemiyeceğim. Mesel yağmurlu bir günün akşamıy- dı, üç aile otomobille şöyle Kor- kutili'ne doğru — uzandığımızın bambaşka hâtırası Üzerinde dü- racağım. Bu hâtıranın hususiyeti evve- 1â İstanbulda alıştığımız, İzmir- de kavuştuğumuz, sonra İsken- derunda tamamiyle bulduğumuz gibi aileye karışmaktı. İnsân an- cak böyle çoluk çocuk, erkekli kadınlı mubite girince yabancı- diğını — düymamağa / bi memleketini daha yakın nimseyip vatandaşlık zevkini i- yice tadıyor, Vaktiyle, velev ki yanımda zevcem bulunsun, gu seyahate çıksa idik erkekler bir yana, kadınlar öte yana ayrıla- çaktı. Bir kısmımız selâmlık, bir Kısmımız ise harem hayatiyle ne zorlüklara, ne fuzuli masraflara ve füzüntülere kendimizi mah- küm edecektik. Ayrı sofralarda yemek, ayrı arabâlarda gezinti ve bu gezintilerde peçe örtmek Anadoluda Refik Halid / Kırkyılevvel - Kırk yılsonra ae AD a yahut arabalar arasında vuzuh denilen 'i ortadan kaldıra- cak ölçüde mesafe ayırmak... Bir sürü külfet! Eskiden Anadolu sürgünlük- lerimizde yıllar öyle geçmişti. Nihayet — 1916-17 senelerinde Bilecikte, Ferit Bir ile ben, bu sağı kimsenin ne diyeceğine aldırmadan kaldırmıştık, Enver Paşaya jurnal eden oldu mu idi, bilmem. Bildiğim şudur ki An- karada bunalırdık da bazı ak- şamlar zevç ve zevce, İstasyona kadar yürürdük. Çarşafa rağ: men lâf olmuştu; polis müdürü olan zat; Vali Çerkes Reşit Be- ye “Bu halin sivil, âsker, yerli halk üzerinde fena tesir ettiğini, men'i lüzümunu” - bildirmişti. Amma Reşit Bey aldırmamış, hâdiseyi de çok sonra bir ko- nuşmamız arasında bana anlat- mıştı. Merhumu daima rahmetle yüdederim; polis müdürü bey) galiba berhayattır; son devirle- re kadar Iâik parti ve hüküme- tinin mebuslarındandı. Hoş, içi- mizde ne kadar ki idan İâik kafalı doğdu ki? Çarşaf e- teklerinin yerden kaç santimetre yukarı olacağının başkumandan vekili tarafından tayin edildiği her devirde idik. Cephelerden gün kilometrelerce çekildi; nispette kadın etekleri uzuyor- du. Vaziyet devam etse idi — kumaş yokluğuna — rağmen, — paşa, kadınlarımızı — sokakta kuyruklu etekle dolaştıracak yahut Almanyadan gelen kâğıt Öörgü İle yapılmış çürük çuval- lara sokacaktı. Daha önce başı- mizı belâya soktuğu gibi... Yakın tarihimizi Badece me- sullerini mazur görerek, zem- zemle yıkıyarak yazan aynı de- vir kronikcileri çekilip de yerle- rine müspet görüşlü bilginler gelmedikçe çocuklarımız gaf- letten kurtulamaz. — Radyoda Kur'an okutma gibi temayüllere etek uzatma / sİyasetinin kanı karışmıştır. İkisi arasında bir haseb ve neseb yakınlığı hisso- Tunuyor, diyeceğim gelmektedir. Vay benim köse sakalım! .« Evet, Korkutili yolundayız; gösede... Bu gösenin toprağı sa” ğanakları emerek hemen kurut- Muş, kayısının benekli sarılığın- da, gayet sıcak, âdeta etli renk- te, isırılacak kadar iştah çekici, Etrafımız, tek tirtil kozası tutunamadığı irili ufaklı çam- larla çevrilmiş. Hele yerden, ö- tekilerin bacakları arasında fış- kırmış tazeleri, yavruları ve be- bekleri, göbek — dallarının - bo- tozunda birikip kalmış, hentiz kurumamış yağmur damlalariy- le gülümsüyorlar, hayatların- dan memnun, İnşallah bir. keçi» sürüsü geçmez de yaşarlar, bü- yürir, Lafontalne'in: Küçük balık biyüyecek, büyük olacak n misrâaini - hatırlıyorum... Şayet yutulmazsa! Burada da şayet keçiler yağmağerlik yapmazsa! Derken, kavisli yolun uzağında karaltılar göründü. Kışın An- talya ovasında kalmış olan bir oymak Beydağı eteklerindeki yaylâsına göçüyor. Göç, arada Mesafelere - birakılarak” yapıl- maktadır; toplu halde - değil. Önce yirmi kadar inek ve öl zü götüren bir kaç kişi... Onla- rın bazısı ata binmiştir, bazısı eşeğe... Arkada yayan gidenler| de var: Kadın, erkek ve çocuk. Kucaklarında — ekseriya yeni doğmuş insan veya kuzu, keçi yavrusu taşıyan bu atlılardan başka, eşeklerin de heybesinden np sallanan başlar görüyo- ruz: Henüz ana karnının sıcak- lığını ve islaklığını muhafaza e- den iri kirpikli, iri gözlü, boy- nuzları tomurcuk bile olamamış buzağılar... Yolda, daha demin dünyaya gelmiş buzağı bebek- leri, Hanımlar la manikürlü parmak- le yavruların başlarını ok- yorlar; ben zavallıların krem ve esans kokusundan - rahatsız. olarak apşırmalarını ” bekliyo- rum... Daha o halde bile değil- ler. Onlar geçiyor, yol bir müd- det tenha kalıyor. Arkasından kafilenin ikinci, üçüncü takım- ları sökün ediyor. Yine inekler, öküzler, yavrular ve yeni doğ- muşlar. Geçit resminin en göze Çarpan numarası gu oldu: Önü- ne otuzdan fazla davar katmış, elinde değnek, gayet vakarlı on altı yaşlarında bir. çoban kızı, Vaziyete o derecede hâkim, dik göğsü ileride, gözlerinde nefsi- ne güven, otomobilede, mantolu hanımlara da, beylerine de bak- madan bir yürüyor ki... Ne dımlarını gşaşırıyor, ne de sur: ediyor. Tamamiyle — kendi âle- minde, dış tarafa kayıtsız, im- paratoriçe edasiyle gidiyor. Bir halde ki haşmetinin te- #iri altında şapkamı çıkarıp hür- metle, tâzimle selâma duraca-, ğim geldi. İltifat etse sevinecek- tim, Çamlıklar bu muhteşem sahneyi perdelediği vakit Üzül- dük: Daha uzun sürmesini İs- tiyorduk. Yaylâcıların — kadını - erkeği bizleri köylerine 'davet ediyor. lar. Oralarda göller, balıklar, avların çeşitlisi varmış, “Sizlere kuzu keseriz; peynirlerimizi be- genirsiniz” diyorlar, - Tepelere, daha dört gün tırmanacaklar- mış. Tırmansınlar. Zira bu kış, hayvanlar ovada otsuz, aç kal- mış. Hepsi de bir deri, bir kı mik. Zira Antalyalılar şimdi pamuğa merak salmışlar, otlak- İarı makinelerle temizleyip mü- kemmel pamuk. tarlalarına çe- viriyorlar. Merak ve gayrı p N ŞEHİR HABERLERİ Sergi köşesi Aynalar Çarşamba günleri Beröi dü- hüliyesi herkes için 10 Bir 10 kuruş daha verirseniz Lunaparkta kahkahalar odası- ha gi niz. Bir çok kim se, Çocuk eğlencesi — diye pek Wriğ 'etmiyor amma, övle de- Üü Ansan muhakkak — gülüiyor. ve kederlerini, stcağı, endişeler Fini, Kore harbini falan unutu- Burada - veni terimlerle nasıl denir Bilmiyorum - muka'ar ve muhaddep aynalar var, karşısı 'a geçtiğiniz zaman bazan cüce Bimona bazan 'da Usun Ömere bensiyorsunuz. — Yanıbaşınızda- kilere bir göz atacak olursanız, tabil onların haline kendinizden fazla gülüyorsunuz “Avnalar galerisini hangi © ten olursa olsun mühteris kim selere tavaiye ederim. — İhtiras peşinde koşarken ne hallere gir- diklerini, kendi. gözleriyle an- cak orada görebilirler. Belki bir dera olur da, bir an düşünürler, dostları, tanıdıklar daima Bu şekilde görülmekten ve ihtiraslarından vazgeçerler. Buradan - çıkarken - baktım, giriş kapınnn önünde kandur bir çocukcağıs, ağlıyarak vale Günde beş on defa girip kusuz yumu düzelteri ayn kargı sında saatlerce dururmuş. BİR İSTANBULLU Hac seferleri programı hazırlandı Gumhuriyet ve Ordu vapurları 4 ve (l eylülde kalkacaklar Devlet Dentayolli Bavlun fiyı tarafından olunmustur. 'Bu programa göre 4 eylülde Cum- huriyet, 11 eyiâlde Ordu tüi ger den biri İstanbuldan hareket edecek. dir. Cumhuriyet; İzmir, Mersin ve te kenderuna uğrayacaktır. Ordu ise İz: mirden sonra doğru Clddeye gidecek- fir. Her iki Kemi Arafattan 5 gün ev. ziyaret edebileceklerdir. 'Gidip gelme fiyatlar 480 tira ile 1600 Jira farasında olup yi Büş biletleri de verilecektir. Yeni makarna fiatleri Müamele Vergisinin kaldırılması ü- lediyece yeni makarna fiat- ruştür. Baki rak ambalâjsızın fiyi Jağlının fiyatı ise 65 kuruş idi. Bugün Kü toptan fiatler ambalajsız 55, am. balâğlı B8 kuruştür. Buna — nazaran kilo başında 6,5 kuruşa yakın bir tene zilât yapılmış olmaktadı hâyvanlarına ne bir tutam ot bulurlar, ne de yayılacak - bir değirmi yer! Memleket dâvasının bir. kör düğümü de budur: Yaylâ ve kışlak, daha doğrusu dağ köy- lüsünü münasip yerde barındır. ma meselesi. Ormanların tahri- bi, çocuk doğumu azlığı, hay- van neslinin bozulması, ilk tah- Sil mecburiyetinin — tesirsizliği, daha bir çok zararın kaynağı 0! İmdadımıza gerçek bir dâhi yahüt kolektif bir dehâ koş- Mazsa — sözümüzü esirgeme- yelim — çıkaracağımız kanun- İarla asırlar tükenir, bu işlerin le hararefli ki bir kaç - sene) yarmaz, 'artık dağdan — inenler ühdesinden gelemeyiz. DEP. Biri Mütettisi. Tatan: bul Müntetv an dün Ankaradan ir. Hürmnü Yamı Tatanbul Vali ve Belediye Başkanı Fahredain Kerlm “Gökay ile İstanbul Milletvekili Sifatiyle ve şehir İşleri hakkında hir Sonra DEP. İi merkezine giderek ilçe Başkanlarının işlrakiyle yapılan t dantıya başkanlık- #tmistir. Seçimler. den sanpa İlk defa olarak yapılan bu Denizyolları fabrikalarında çalışanların sosyal durumu düzenlendi Devlet Denizyollarının isçi ve ida. re menfaatlerini telif etmek — üzere Sosyal sahada / yaptığı çalışmal müspet bir şekilde neticelenmiştir. Haliç ve İstinye — fabrikalarında çalışan işçiler için hazırlanan — yeni hastalık yönetmeliğinden baska — iç tüzük de Bakanlıktan tasdik edilerek gelmiş ve tatbikina — başlanmıştır. Bilhassa / eskisine nazaran çok iyi bir şekilde hazırlanmış olan hastalık talimatnamesi işçiler arasında — bü- Yük memnuniyeti - mucip olmuştur İşçiler, bir yıl sonra sosyal sigor- talar meyanına alınarak kanunlaşa- dak olan hastalık yardımlarının mik- tarının eksiltilmemesini şimdiden te- menni etmektedirler. Liman / İşletmesi tle — Dikilme- vine alt olan iç tüzükler hazırlana- rak Ankaraya yollanmıştır. - Bunlar 'da tazdikten geldikten sonra, bu hadaki çalışmalar faydalı” şekilde tamamlanmış olacaktır. İçişleri - Bakanının şehrimizde dünkü temasları Şehrimizde bulunan İçişleri Baka- Mi Rükneddin Nasuhioğlu yete gitmiş ve bir müddet zonra Vali ve Belediye Relsi Prof. Gökay ile beraber Sergiyi gezmişler. dir. Bakan, Belediye paviyonundaki İstanbulun 800 üncl yılı hazırlıkla- rından olan sanat eserlerile ucuz.ev- ler Üzerinde blihasan durmuş -ve diğer paviyonları — gezdikten sonra sergi hakkında gu beyanatta bulunmuştur: — İstanbul Sergisinde Tımızın ve iştirak eden mi eserlerini geçen seneye ha yıla sergi kurmak değildir. Yerli Natkâr Ve müenseselerin — muhtelif zümrelerdeki çalışmalarını geçen yıl- Jara nazaran mükayese yapmak ve gelecekteki inkişaflara ait vasıta ve Amilleri inceleyerek bir rapor haline de İlgililere bildimektedir. Ben İçiş. Belediyeyi ilgilendiren me rinde duracağım. Diğer ili Jar da gerekli tedbirler Bakan, Vali ve Belediye “Bunları bir not halinde verirseniz toplu olarak tetkik fırsatını bulü. Tüm” demiştir. Bundan sonra, İçişleri Bakanı Be- bek Sergisindeki eserleri tetkik etmiş ve müteşebbislerini - tebrik etmiştir. Bu esnada sergi hakkında temenni- yatta bulunan tacirlerin — dileklerini dinlemiş ve gerekli direktifleri ver miştir. Otel kıralı Taylor Marmara Adasına gitti Otel Kıralı Mir. Taylor dün akşam İstanbulda doğduğu yer olan Marma: Ta adasına gitmek Üzere vapurla ha: reket etmiştir. Mr. 'Taylor adada 5-4 gün kalacak Ve çocukluğunda yaptığı Kibi balık avlıyacaktır. Otet - Kıralı Silâhare Bursa, - İzmir ve Ankarayı da ziyaret edecektir. Üyelerinin ekserisi milletvekili seçilen D.Parti İl İdare Kurulu bugün teşekkül edecek Dün Bölge Müfettişinin başkanlığında mühim bir toplantı yapıldı — D.P. Belediye Seçimleri için kampanyaya 10 ağustosta fiilen başlayacak — Portililer hararetle karşılamağa hazırlanıyorlar Celâl - Bayarı toplantıda Teskilâta Te ait meseleler konuş 'Diğer taraftan 'naber aldığımıza gö- ve DİP. İi İdare Kurulu aai ve vedek Üyelerinin milletvekilliğine ” seçilmesi Ve bir kızmının da İş bakımından İee danbuldan ayrılmaları e HâdIl olan dürümü İnceliyen Genel İdare Kuru daştırmış ve bu kararın tatbikını Mü- olti Hüsnü Yamana — bırakmıştır. Hüsnü Yaman dün geç vakte kadar yeni İdare heyetinde “vazife aiscak kimselerle" görüşmelerde — buunmuz tar. İ İdare Kurulu bugün fanliyeti Keçmiş olacaktır. * eylülde başlıyacak olan Belediye Secimleri icin Demokrat Parti 10 x. Kustostar İtibaren fillen seçim kam. Danyasına başlıyacaktır. 'Bu “hususta gereken” hasırlıkların yapılması için Teskilâta şimdiden ta:- İlmat verilmiştir. Parti İt Merkezi Belediye Seçimi için göstereceki namzetlerin lsteleri- Bi hazırlamak Üzere istişarelere başla Mustir. Bir çok kimseler Belediye Meclisi âzanı “olmak Üzere / simalden Mişlerdir. Tertiplenecek olan namzet İlstesine daha ziyade kuvvetli ve ça Heabilecek, halkca tanınmış ve sevik miş kimselerin alınmasına — ehemmi Yet verilecektir. İstanbul Demokratları Cumhurbi kanı aecildikten sonra — 14 temmuzda İlk defa şehrimize gelecek olan Cum: hurbaşkanı — Celâi 'Bayarı — hararetle kargılamaya hazırlanmaktadırlar. Ba- yarın “İstanbullularla — geniş - ölçüde Basbihaller yapacağı anlaşılmaktadır. Haydarpaşa aşıklarında batan Bosphorüs yüzdürüldü Geminin İstanbulda tamir edilerek yeni bir hale getirilmesi kuvvetle muhtemel görülüyor Haydarpasa — açıklarında — yaz batmız bulunan Bosphorus teknesi, Kalkavanlar firmaar dan satin alınmıstı. Bir aydı devam eden bir çalışma, #eminin dibindeki yaralar kapatılmız Ye'yüzdürülmesi kabil olmustür 'Ökrendikimize göre geminin içinde yanmamış bir çok ithal malları 'mı Cüttür. Bunların tahliyesine buzünler. Ge başlanacaktır. Geminin yenlden #i dep seklinde kullanılıp kullanılamıya- Cab ancak tahliye “tamamlandıktar Sonra Kati olarak tesbit edilecektir. 'Fakat geminin İstanbul tersanele- rinde tamir edilerek yeni bir hale ge- Ürilmeni ihtimali çok kuvvetildir. Bu takdirde bazı makine aksamı Avrupa: Gan. getirilecek, — işçiliki — tamamiyle Türkiyede yapılmış yeni bir eilep t caret filomuza katılmış olacaktır. irak Denizyolları - fabrikaları işçilerinin zam İsteği Devlet Denizyolları fabrikalarının ieçileri son zamanlarda ihtiyarlık si- gortası primi olarak — ücretlerinden yüzde 4 kesilen paranın kendilerini Müşkül mevkide biraktığını ileri sü- rTerek zam talebinde bulunmuşlardır. Genel Müdürlük, tahsisat imkân ver. diği takdirde sigorta — primlerinden isçiye düşen payı karşılayacak yüzde 5 nisbetinde bir zamdan kaçınılmı- yacağını bildirmiştir. Heldelberg Üniversitesine İstanbuldan bir profesör tayin edildi Alman Hastahanesi Başhekimi Dr. Güleke, Heidelberg Üniversitesi Psi- Kosomatik profesörlüğüne tâyin edil- miştir. Doktor, Alman Mastahanesin- Aftan istifade edecek mahkümlar Cumhuriyet Başsaveısı, bunların kanun meriyete girdiği anda derhal tahliye olunacaklarını söyledi Üzerine şehrimizde hazırlıklara bap: lanmıztır.” İstanbul — Ceznevlerindeki mahkümlar Adeta bayram sevinel için- Meclime ee Cumhuriyet tahak mahkü müteşekkii ekipler ettirmiş olduğundan, savcım Nall Özkan şunla: Biz hazırız - Kanunun — Resmi Gazetede İntişar ve meriyete girm n itibaren affa müstahak 'bütün fahliyeleri icin gel bulunuyoruz. Afle hürriyetlerinden bir dakika bile mah: Tum kalmalarını arzu etmemektüy İmralıdan affa tâbi mahkâmların ge- türülmesi için Denizyollar vapur tahsis etmesi mul SANAT KÖŞESİ Sahrayı ilk defa geçen ressam İstanbulda sergi açıyor Tanınmış Fransız / ressamlarından Plerre Zerbini, Akdeniz memleketler rinde otomobille bir #eyahat yaptıl. tan sonra gehrimize gelmiştir. Fas- tan hareket eden ressam, " Cesayin Tunus, Bingazi, Libya ve Mumrı ge yaretten sonra Beyruta geçmle, Lüb. nan ve Süriyeden memleketimize vaz. maptır. Ankarada birkaç gün kaldile fan sonra, bu enerlisi takdire değer adam - kendisi 67 yaşındadır » İstaz bula gelmiştir. Ressam, aynı zamanda Büyük Sahe Tayı otomobille geçmefe - muvaffak olan dk seyyahtır. Sahraya elt tle tabloları M. Zerbini resmetmiştir. M. Plerre Zerbini, sayahatlerinde lerden mürekkep 'giyi yarın Ünyon Fransez aa Torsusun yeni turistik seferine cit programı Tarsus gemisi 22 temmuzda ikine € turlstik seferini yapacaktır. Tazı gus bu seferinde Cenovada bir haf. ta kalacaktır. Yöleular: Franmız. . talyan Rivyerasını, Roma ve Taviç. reyi görmek fırsatını bulacaklardır. Gemi, bu seferinde ilâve olarak Ro. don ve Giride de uğrıyacaktır. Gida maddelerinin kontrolu İatanbul — Belediyesi - murakıpları dün Adalar, Eminönü, Beyoğlu, Ka- diköy ve Fatih mıntakalarını gezerek 147 esnaf ve müesseseyi kontrol ete mişler, 26 belediye ceza zabtı tutmuş. Jardır. Bu mantakalar dahilinde T irinda noksan Vezinli ekmekler bu- lunmuş ve müsadere olunmuştur. Aye Tıca 22 Jokantanın maliyet / fiyatları tetkik olunmuştur. YENİ İSTANBUL SİYASİ İKTİSADI İMÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Sahibi * YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED $İRKETİ Müdürü: Kemal HL SARLICA Bu sayıda yazı işlerini Neşredilmiyen yazılar dade edilmes, Banidığı yer 1 YENİ İSTANBUL MATBAACI- LK LİMİTED ŞIRKETİ MATBAASI deki vazifesine devam edecektir. ——— ——— <—— jj1j11 111111 Ö 1 1ÖİİE -l Haber sordüğu bu insanlarla bunları yaparken gözler hiç eksik etmezdi. ta ve bu bakımdan da. memli K arkadaş, yü Kimbilir neler karışmıştır? Ben ginden, kokumundan anliyorumi. murlarına imha, ettirir, A Kalkarsan Va. V. REŞAD NURİ GÜNTEKİN Kavak Yelleri Hacı Müslim Beyin hemen heptini a tanıdığı ve köydeki ihtiyarlar ve çocuklarından Jara hafta için siparişler verir; okuması olma- yanların başkalarına okutmaları için cep defte- Tinden kopardığı kâğıtlara notlar yazardı. Fakat inden birini de Hacı Müslim Beye göre gehirlerde) gizlık manlesef gangren gibi köylere cetin Akıl attığın yi Beyefendi. Mükümet doktorüdür. Şimdi bir nü- müne Ahip müayene etse hepsini belediye hati ümümiye namı ha. Fakat iyi adamdır. Yapmaz, Fakir olduğu- Bvet bir hüküm meydanında çok iş v de bir uyku devr düm: Kimine ayaküsı ne bir iki yi düşünmüştüm. time dokunduğu için AZ evvel kendi Takarak ayrıldığım kolumu tutarak söze arışarak h bile olurdu. Lüzum gördükçe bunlardan bazıla- Sonra adam yanıma gelerek aaf bir ta. vırla 'bunün için kaç para isteyeceğimi sordi gitsek yolumuzun mutlaka fığını görerek bir aralık çantamı da elime alma» dişçilere bonzer bir manzara verecekti. Haysiye- gelir, bir eliyle şemsiyenine dayar et doktoru İçin bu pazar yardı. Köstebekler gibi içim- leri ir meydanına çık- Kat bana #eyyar berber ve vazgeçtim. 19 ve aliş verişlerine bi Hacı Müslim Bey yanıma Tak, ötekiyle karışırdı. Verdiğim reçete. de bi Şimla dün eder gibi bir senli yefendi, danmaktan başka bir itiraza 6 alıp bakar; bazılarının altına kurşün miyle bir işaret yaptıktan sonra sahibine vere- linde mukavvadan bir nasırlı ayak resmi, öte- kinde patlak bir meşin çanta tutardı, Btrafında üzün bir a. yanındaki mska Şanlık görünmekteydi. Meselâ vurgunculuk - Bu ayak Vizitelerinde çakım ve dalma € tiçlakdn BAA Gamakıilı ahıp yürümüştü. Açıkgöz pazarcılar. | — | bimde taşıdığım mini mini kolonya gişeni epeyce n dan biri malına fâhiş fiat ister ve hele “Haci | — | işe yarıyordu. Çakıyı ve temlz bir mendili kolon. — Misı Doktor henliz Musirdan gelmişlere Müslim Beyin ahlâki 'nasihatlerine kulak. aama | — | yalıyarak olmuş bir çıbanı deşmek gibi basit a. | — | dir, diye başlayarak çantadaki nasır İlâçlarının yarak a) Deni de yanına | — İmeliyatlar bile yapıyordum. Hacı Müslim Beyle | — | reklamını yapardı. Çağırarak gü yolda sözler söylerdi. yaptığımız / çarşamba gezintilerinde ne tarafa Hacı Müslim Bey köylülere beni metheder- kerem büyürün . be eraber fer halde öfkelenir ve içimden rederdim. Ancak önü da söylemeliyim Ki vüâyet yor gibi çatkın bir çehe Musirdan aret edememek kale- muştur, dört beş ında bir çocuk dikkatimi çekmiş. Talebeliğimde Galata Rıhtımındaki gazinola- farklı olmamasına t Anası beş alti ay evvel kardeşiyle itişirken Fin önünde bir nasırcı tanımıştım. Soba borüsü dar, Bizin gibi, bendeniz gibi alnınin teriyle neticede mağlüp olacağım kine gibi tekrar ettiğim bu Beyi yordu ve Ümitsizliğe di Haci Müslim Beyin #ünü ve bana acıdığını n küfe 208 Köylerindeki göhretimin dk başlangıcı bu benim asik bir çehre ve değişmez bir ara mıra bana büldüğü hastalar için böyle yap- fığını söylemiştim. Ancak o mağlüp oldukça A. K benim kibarlığımı göklere çıka. zararı bir dereceye kadar tazmin etmiş olurdu. o-) — Çüe bu mant ye ma gidiyord ine girmiş olan ideakistliğimin | — | rek Haci Müslim Bey bana bu üfak hizmet için mağa başladığını düyar, kalabali- — Hadi bakalım... der, iyi olacak hastanın |— | köylülerden para istemeğe kalkmıştı. Fakat bu- — Bakn talarla meşgül olur. | V nekimi ayağına gelir böyle.. Bedava reçeteyi | — İnu giadetle Teddetmiştim. dedi, vakan tü bir küçük reçete; kimi aldın, Öğleyin mutlaka eczahaneye git.. Reçe — Evlâdım, bu sizin hakkınız. Onlar mal: n Hattâ şüpheli gördükterim- | — |tenin altina yazdım.. Kalfa sana yarı yarıya | İ yarını bedava satiyorlar mi? Beş kurüş için ne- | — | Hükümetteki dinlediklerim | — | tenzilât yapacak.. Bu da bizim. İnaaniyetliğimiz | — İler yaptıklarını görmüyor. musunuz? ga yapıyorla Para alalım. demiyo- kırlara çıkar det ceplerinden çı- girişeydim. muhakkaktı, 'cümle Hacı Müslim lüşürdü. Müftünün de deme aldığı #adece mahzun oldu. inctal Slssediyordum Bune | İti ll 'da köylerden P" kazat n Ka onu reddetmek lemekti. fi in ectahane yöliyle gelmesi biraz tuhafı. Mağanı kabilinden şeylerdir. Malüm ya küçük memleket. HACI MÜSLİM BEYİN KIR GEZİNTİLERİ Hacı Müslim Beyle bazan da - başımızı alıp Merhüm Kayınbabama boş adam den Biraz arapça Radyoda gazel okunduğu zaman gazelcinin han- gi Makamdan çıkıp hangileri: hangisinde karar kıldığını kolayca söylerdi. Ez- rifetlerinden başka gençliğinde iki de Kökçü risalesi diye fransızcadan tercüme ettiği bir herborlste kitabı, öteki Hicaz dönüşünde ka- 'Bu ekerden bir nazarı İltifat lotfen diriğ bus yurmayan ihvar t okudüğüm bü kitap ger yahat kılavuzüna iga alışmağa başladım. Yalmız hedi- u. Hacı Müslim Bey: mayın, bu köylüler ince adamlardır. getirdikleri çam sakızı, çoban aze Fakat n& olaa i makamınıza getirmekten çekiniyor. Bir dedikodu. rdik. ilirdi. Fataisi daha da kin Na, tasavvufa ve benim isi fi bir çok acayip eski iliml Ayrıca gilr ve musikiyi de dolaş Bunlardan biri eczacı mekte dan. birinin yardımiyle Rehberi Hac isimli bir. eserdi.. Bi kl, ikincisi dini ve aynı zamandâ da Mukaddemesinde de yazıldığı — gibi din aagarli masraf ile / Azami Merak ederek başından #önüe ten hiç bir nardi. benzemezdi. (Devanlı var) 205

Bu sayıdan diğer sayfalar: